18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MAYIS 2005 PAZAR DKI Türk öğrenciler, Filistin 'in İsrail'e karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi için eylemlerde bulundu Eİrk)eryalizme karşı birlik "Siyonistler, Sultaıı Abdülhamit'ten siyonist hareketin Filistin'e yerleştirilmesini ta'ep etmişler ve reddedilmişlerdir. Bu nedenle bu tarihsel bağların sorumluluğu omuzlarınızdadır." YASER ARAFAT (1 Nisan 1978'de yaptığı konuşmadan). şacağım. Fı uyıldönümi|Lnde Deniz'lerı baş- ka bır yönuVle anlatmaya çalı- 0 rtadoğu olaylan üzerine öğrenci ve gençlik kuruluşlan 6 Haziran 1967 tarihinde, ortak bir bildiri yayımlayarak emperyalizmle savaşan Arap halkını desteklcdiklerini "Türk yükseköğrenim gençliği temsilcileri olarak Arap-îsrail çatışmasında Arap ülkelerini desteklediğimizi açıklanz" sözleriyle ifade ettiler. 7 Haziran tarihli bildirideyse "Türkiye'nin elinde tarihi bir fırsat vardır. Türk hükümeti, antiemperyalist cephe içinde yerini almalı ve üçüncü dünya devletlerinin lideri olma imkânını kaçırmamalıdır" denildi. lıstın Kurtuluş Ör- gütüvehalklıylaılışkılerı. Odö- nemin devrimcı gençfığının karaktenni yansıtmak açısından öıjıemli olduğunu dü- şünüyorum. Bu yazı dızisinde F: listin sorununu ya da Fılıstın-lsraıl arasıııdakı sorunları de- ğil, 1968-1988 arasındja Türk sol hareket- lerıyle Filistin kurtulu:; örgütlerı arasında yaşanan ılışkıler hakkjnda, 2005 yılı Ma- yıs ayının ilk haftasındla, Türkıye Cumhu- rıyeti Hükümeti Başlıakanı'nın tsraıl'e yaptığı zıyaret ertesınde bu konuda neler yapılmış, kısaca bir h atırlatma yapmaya çalışacağız Bız, Osmaıılı trnparE torluğu Devletı'nın bakıyesıyız. Osmanlı ltnparatorluğu Dev- leti'nın emperyalıst ışgalcı güçlenn saldı- nsı sonucu yıkılmasıyja Osmanlı impara- torluğu'ndan 26 devlfet ortaya çıkmıştı. Bunun sıkıntıları haleri devam etmektedır. Türkler bu toprakla|r üzerınde bınlerce yıldır yaşamış ve bura'da yaşayan halkla- n yönetmış. Günümü^de yaşanan sıkıntı- lar nedemyle Türkiye Cumhuriyetı Dev- letı'ndentarıhte üstler dığı bu misyonunu haksızlığa uğrayanlar tarafından yeniden bu misyonunu üstlenefek yerıne getırerek sorunları çözmesı ıst^nmekte, beklenıl- mektedır. 0 topraklarda geçnjışte yaşamış, halen yaşamakta olan bınlerce Türk vatandaşı var. lngıltere'nın Osmanlı împaratorluğu Devletı'nın yönettiğı filistin bölgesını Bı- rıncı Dünya Savaşı'nıtı sonunda ışgal et- mesıyle sorunlar başlıdı. Her yerde kan görulmeye başlandı Fılıstın'ı 1920'den Jtıbaren yöneten In- gıltere, I947'de Bırleşmış Mılletler'e dev- rettı. 19. yüzyıldan ben bölgeye göç eden Yahudıler, ışgal ettiklcri Filistin toprakla- rı üzerınde 14 Mayıı; 1948'de, "îsrail" devletını ılan ettiler. Türkıye, Israıl'ı 30 devletın tanımasuıın ardından 28 Mart 1949'da tanıdı. 9 Mart 1950'de ikı ülke arasmda ılk dıplomatık ilışki kuruldu Fılıstınliler de kendli topraklarında hak- lannı aramak ıçınher )CUORTADÜGU DEVRİMCI ÇEAflBERİ Özellikle 27 Mayıs 1960'tan sonra La- tin Amerika, Çın, So\yet Rusya, Avrupa, Afrika, Uzakdoğu, Ortadoğu solculuğu- nun bütün nüansları dı kiye'de temsil edıldı Ortadoğu Teknık list Fıkır Kulübü'nün yada gelışen olaylan ğişik gruplarca Tür- Jmversitesı Sosya- (ODTÜ SFK) dün- yansıtan haftalık bır panosu vardır Panoda, haberlenn yanın- da bır de dünyadakı de terenbirhantaasılır. mmcı eylemlen gös- SBF SFK, bu konu- da, "Haftanın Yorumu" adı altında hafta- lık bir bülten çıkartır lerı sadece teorık ve r rak değil, yaşam bıçi dı. Türkıye'debazık lerle kendilennı özd kadıfe pantolon gıyı yık ona göre kesildı. kanılmadı. Ekonomi "Birinci" sıgarası ıçi Devrımcı bazı ön ve ıdol olarak benın kuk Fakültesi öğrenc ro Nuri", Ankara ÎTt "Zapata", NailKarsçam "Panço", Mus- tafa Yalçıner (Bolivj Peredo'dan etkılendi paslan Özdoğan bır < esınlenerek "Goofy' ürlü yolu denedıler. Öğrenci örgütleri, israil'e tepkilerini bildiri ve eylemlerle dile getirdiler. 'Bayrak ayrı ama acılar ortak' DTÜ Öğrenci Bırlığı Başkanı Muammer Soysal, 1 Ekım 1965 Cuma günü ODTÜ'nün açılış torenınde yaptığı konuşmada, özetle şunları söylüyordu: "Universitemiz, Türkiye'nin dışında, bayraklan ayrı, ama dertleri, problemleri bizimle aynı olan nıenıleketlerden gelmiş arkadaşlannuzı da çatısı altında toplaması bakımından büyük anlam taşunaktadn-. Onlann ve bizim ortak olan birçok acılarunız vardır. Örneğin haksız bir saldırıya uğrayan Pakistan karşısında en az Pakistanh arkadaşlanmız kadar heyecanlandık. En az onlar kadar haksızlığa uğrayan Pakistanhya yardım etmek istedik. Onları haklı davalannda sonuna kadar destekleyeceğiz. Geniş doğal kaynaklanna rağmen sefalet içinde yaşayan Arap ülkelerinin ve Afrika'nın Batı egemenliğinden kurtulması bir Afrikalı, bir Iıaklı kadar bizi de etkileyecektir. Ziı a onlann sorunlannın çözümü, bizinı sorunlannıızın çözünıü demektir. Bizim problemlerimizin çözümü, onlann problemlerinin çözümü demektir. Çünkü hepimiz aynı gayeler için kullanılmaya çahşılan bir tck kütleye mensubuz. Bugün Batılılarla birleşip kendi çıkan uğruna memleketini satmaktan çekinmeyen bir diktatörün idaresinde ilkçağ insanı hayat koşullannda yaşayan İranlının da kurtuluşu bizi de sevüıdirir." Sol düşünce, kıtle- lücadele bıçımı ola- mı olarak da etkıle- esımler, bazı önder- jşleştirdı. Parka ve dı. Saç, sakal ve bı- Başa genlla kepı ve kasket geçirildı. Chc Guevara'nın aylar- ca yıkanmadığı söylendığı için aylarca yı- k durum iyi olsa da Idı. erler, birer sembol ısendı. Istanbul Hu- sıNuriYazıcı"Kast- öğrencısı Şabantba alı gerilla lideri tnti |ı için) "EndT, Al- tzgı kahramamndan Çeşitli ülkelerdeki eğitim gören Filistinli öğrenciler, özgürlük mücadelesine katıldılar. olarak adlandınldı, Sinan Cemgil stalık, ıjnukavemet gıbı ders- lerde canı sıkıldığı zaftıan, kâğıtlara "Com- mandateArif" dıye yazarak ArifŞentek'e mesaj gönderir. Izlenen film, okunan kı- tap, söylenen şiir, he p bu konular hakkın- dadır. Latin Amerika'dalci bireysel kalkışma- lannı anlatan "BeşKi«iükOrdu" ısımlı fılm- ler seyredildi. ErginGünce, yazdığı bır şı- irınde, "Hayat denilen kavgaya girdik, ço- cukadımlarla yürüycmız, biz bu işinsonun- da, keıulimizi dağlarda buluyoruz" dıye- rek, dönemm duygularını dıle getırmıştı. Ertesi gün olmasa ?ile, bırkaç hafta ıçın- de, birkaç ay içinde, 1 )elkı bırkaç sene ıçın- de devrimin gerçeklcşeceğine ınanılmak- tadır. Bu duygu ve dü gençlik ve öğrenci lünceler o dönemın rgütlennın bıldirile- nne, açıklamalarınjjı, eylemlerıne şöyle yansımıştı. 'Dünya halkının kurtuluşu yakındır' O DTÜ-ÖB, ODTÜ Sosyalıst Fıkır Kulübü, FKF, TMTF, AYOTB ıle AÜTB, 25 Mayıs 1967 Perşembe günü, ortak bır bıldm yayımladı. ABD'nın, Yunanıstan ve Vıetnam'da gınştığı faalıyetlenn yenldığı bıldırıde özetle şu göruşlere yer venldı. "Emperyalizm veyerli satılmışlann, bütün dünyada sahneye koyduklan yeni oyunlar karşısında duyduğumuz öfkeyi, kamuoyuna haykırmayı bir görev sayıyoruz. Bugün Yunanistan'da, Vietnam'da, Kıbrıs'ta ve bütün Asya, Afirika, Latin Amerika ülkelerinde emperyalizm korkunç cinayetler işlemektedir. Emperyalistler aynı oyuna Brezüya'da, Arjantin'de, Dominik'te, Endenozya'da ve en son olarak Yunanistan'da başvurmuştur. Ordumuzun şanlı tarihinin devrimci geleneğinin mutlaka ağır basacağına kesin olarak inanıyoruz. CIA, Türkiye'de bir General Patakos bulamayacaktır. Amerika, özgürlüğü için savaşan Vietnam halknıı yok etme çabasındadır. Gün gelecek bütün Vietnam, emperyalistlerden ve satılmışlardan arınacaktır. Çünkü dava, ölüm kalım davasıdır. Biz Türk milliyetçileri olarak şu anda oyuna getirilmiş olan, emperyaliznûn yönettiği bir faşizm darbesinin kurbanı olan Yunan halkının ve kurtuluş savaşı veren Vietnam halkının milliyetçi güçleri ile dayanışma halindeyiz. Bütün dünya halklan yakııı bir gelecekte, emperyaliznûn ve yerli ortaklannın üstesinden gelecek, yurtlannda kendi ulusal geleneklerine uygun, halktan yana demokrasiler kuracaklardır." Bıldırıyı yayımlayan örgütler ayrıca, ABD, Yunanıstan ve Güney Vietnam elçılıklennın kapılarına, üzerlennde, "Dünya halkının kurtuluşu yakındır" yazılı sıyah bırer çelenk bıraktı. ÖĞRENClLERDEN BtLDİRl 'Türk gençliği Arapların yanında' F ılıstınliler ıle lsraıl arasında 1948'den son- raki en büyük sorun, 1967'dekı savaşta ya- şandı. Değışık Turk ünıversıtelerınde oİcu- yan Fılıstınlı, Pakistanlı, tranlı, Iraklı, Su- riyeli, Ürdünlü ve diğer Ortadoğu ıle Afhka ül- kelerinden öğrenciler ve bunların kurduğu örgüt- ler vardı. Bu öğrenci örgütlerı, tepkilerini zaman zaman bıldın ve eylemlerle dıle getınyorlardı. Arap Devletlen Talebe Derneğı üyelennden Ür- dün uyruklu altı ünıversıte oğrencısı, 5 Haziran 1967 Pazartesi günu, sıyası polıs tarafından kal- dıkları yurtlanndan alınmıştır. Ilgilıler, son defa Bebek'tekı Mısır Konsolos- luğu önünde ve Nasır lehınde gosterıde bulunan bu Ürdünlülerin, hudut ışı edılmekuzere alındık- larmı bıldirmişlerdır. Oğrencıleruı nıuamelelerı bıtınce, muhtemelen keııdılerı bır cıple Sunye hududuna kadar goturülecek ve oradan hudut dı- şı edıleceklerdır. Öğrencılenn uçak biletı almak ıçın paraları olmadığı, Arap devletlerıne bağlı memleketlerın de uçak alanları trafığe kapalı ol- duğu için kendılerinın karayolu ıle gönderilme- lerı zaruret halını almıştır. Arap Devletlen Talebe Derneğı ılgılilerı, Sela- mi Akkor, Süleyman Dağlas, Musa Mağdı ve Munzır, Recai ve Münür Bargusu adlarındakı kardeşlenn yurttan sıyası polıs tarafından alındı- ğını söylemışlerdır Sıyası polıs ıse resmı bır açık- lama yapmamış olmakla beraber, altı Ürdünlü oğrencımn bu gece, geç vakıt hudut dışı edılmek uzere yola çıkarıldığını bıldınnıştır Öğrencıler- den ılk ıkısının teknık okul ve teknık ünıversıte son sınıfında dığer uç kardeşın de edebıyat fakül- tesınde okudukları bu arada öğrenılmıştır. ARAPLARIN BACİMSI2LIK SAVAŞI 1 Ortadoğu olaylan üzerine Istanbul'dakı öğren- ci ve gençlik kuruluşlan 6 Hazıran 1967 Salı gü- nü, ortak bır bıldın yayımlamışlardır. "Bütün yurttaşlann dikkatine" dıye başlayan bildiri şöy- ledır: "Türk yükseköğrenim gençliği temsilcileri olarak Arap-Israil çatışmasında Arap ülkelerini desteklediğimizi açıklanz. Çünkü: Bu savaş yoksul Arap ülkelerinin sal- dırgan tsrail'e karşı yaptığı bağımsızhk savaşıdır. Çünkü: Bu savaşın kısa zamanda banşa ulaş- ması, haklılann saldıı^anlar karşısında haklan- nı elde etmesine bağhdn*. Çünkü: Bu savaşın ııza- ması, Ortadoğu ülkelerinin değil petrol sömürii- süııii sürdürmek isteyen ve iki tarata da silah sa- tan emperyalistlerin yarannadır. Çünkü: Kıbns meselesi de Arap ülkelerinin desteğine bağhdn: Bu sebepten: NATO üslerinin Arap ülkelerine karşı kullanılmaması gereklidir. Hiçbir ülke, İsrail'e silah ve harp aracı yardı- mında bulunnıamalıdır. Kıbns'ta Türk halkının ezilmesi için kullanılan 6. Filo'ya, bu kere deArap ülkelerine karşı kullanılırken Türk limanlann- dan ikmal yaptınlmamalıdır. Türkiye'deki üs ve tesisler Arap ülkelerine karşı kullanılmamalıdır. Ancak böyle bir davranış, bağımsızhk poh'tika- mızııı belgesi olacaktır. Bütün bunlardan dolayu 'Yurtta sulh cıhanda sulh' ana ilkeli Türk yükse- köğrenim gençliği adına bütün yurttaşlann ve Mület Meclisi üyelerinin Arap ülkelerini destek- lemelerini dileriz. Mutluve güzel günler Türk ulu- sunundur. TMTF tkinci Başkanı Faruk Yalnız, İTÜTB Başkanı Hasan Yalçm, İTÜTOTB Başkam Taner Çakıroğlu ile ÎYTOTB Başkanı Saıt Bülbül." Türk gençliği adına, 7 Haziran 1967 Çarşam- ba günü, TMTF Ikrncı Başkanı Faruk Yalnız, ITÜTB Başkanı Hasan Yalçm, ÎYTOTB Başka- nı Sait Bülbül, İTÜTOTB Başkanı Taner Çakı- roğlu ve Robent Kolej Öğrenci Bırlığı Başkanı Engin Deniz Akarh düzenledıklerı ortak basın toplantısında, "Türkgençliği, emperyalizme kar- şısavaşveren Arap düny asıııı bütün varuğı ile des- teklemektedir ve desteklemeye devam cdecektir. Türkiye'nin elindetarihibir nrsatvardıı. Türkhü- kümeti, antiemperyaüst cephe içinde yerini alma- h ve üçüncü dünya devletlerinin lideri olma imkâ- nını kaçırmamahdır. Gençliğüı bu göriişünü yüz büılerce bildiri ile kamuoyuna 67 ilimizde duyu- racağH" demışlerdir. SÜRECEK PAZAR ORHAN BURSALI Cumhuriyet, Bilim ve İktidar Dün Cumhuriyet'in 82. Kuruluş Yıldönümü'ydü. Her zamanki gibi, ama bu defa daha büyük bir kala- balık Cumhuriyet'in çevresinde, daha anlamlı olarak toplanmıştı! Okurlarımızla bir araya geldik; hepsi gü- zel şeylersöyledı, yüzleri aydınlıktı ve gözleri gülüyor- du; onlarla tanışmaktan, el sıkışmaktan mutlu olduk. Birçoğu Bilim Teknik'in çok sıkı okuru ve bilınçli takip- çisiydi aynı zamanda. Onlarla bılimı ve Cumhuriyet Bi- lim Teknik'i tartıştık. Bilim, bilimsel düşünce, Mustafa Kemal'ın kurdu- ğu Cumhuriyet'in dayandığı temeldi. Cumhuriyetımizin harcı bılimle yoğruldu. Atatürk, bilimsel gelişmede, bilimsel düşünmede 300-400 yıl- lık gecikmenin yarattığı uçurumları kapatmaya yöne- lik yaptığı bütün devrimlerın süreğenliğini temınat al- tına almak için, ülke çapında bılimin temellerinı attı. 1933 Üniversite Reformu daihil, ilk 10 yıl bilime dayalı bir Cum- huriyet kurma denemesiydi. Sonra bu çabaların yoğunluğu azaldı, ama bilim her zaman Cumhuriyet'in gündemınde oldu.. Cumhuriyet gazetemız, bilime dayalı bir Cumhuri- yet'in gazetesi olarak doğdu. Cumhuriyet gazetesi, ilk kuruluşundan itibaren ül- kemızde bilimsel gelişmelerin desteklenmesıne önem verdi. Bilim tarihçisi Osman Bahadır'ın o dönemın Cum- huriyet gazetesi taramalarından, hem dergımizdekı yazılarından hem de Pazar Dergi'deki köşesınden bu- nu izliyoruz. Hatta, gazetemizin, Mustafa Kemal'den sonraki Ikincı Kurucusu Yunus Nadi'nın, ülkemizin bilimde ba- şarılannın önemini belirten yazılan, düşünce olarak, bu- gün bile gerçekliğinı koruyor. Bu açıdan, henüz 19 yaşına basan Cumhuriyet Bi- lim Teknik'in kökleri, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarına, 1920'leredayanır! Cumhuriyet Bilim Teknik, Mustafa Kemal'in Bilim Tür- kıyesi düşlerinin ızleyicisidir! Dünya veTürkiye'de durmadan değişen koşullar ve yeni gelişmeler, şüphesız Cumhuriyet gibı, bır düşün- ce ve tutum gazetesinin önemini arttırıyor. * • * Ülke, kışısel kültürel yapılanmaları, büyük ölçüde din- sel sıyasal düşüncelere dayanan bir ekibin yönetımi altında. Kendilerini her ne kadar "muhafazakâr de- mokrat" adı altında bir düşünce kalıbında yeniden yo- ğurma çabası içinde olsalar da sık sık dinsel parlayış- ları izleniyor. Bunun ötesinde, çok ciddi birtehlıkeli gelişimin al- tını çizmeliyiz: İktidar, Din'i, dini inanışı, ülke yonetımınde, beledi- yelerde, okullarda vb. "bilime eşdeğer" bir konuma yükseltme çabası içinde. Geçen gün TRT1 'de, ayrıntılarıyla sonra ele alaca- ğım bir programda, bugüne kadar devlettelevizyonun- da bilime ve bilimsel düşünceye karşı en büyük sal- dırının yapıldığı bır söyleşiyi yayımlama küstahlığını gösterebildiler. İktidar kadroları, "bilimle dinin eşdeğerliliği" gibi bir zırvalığın peşinde koşuyorlar; bu eşdeğerliliğe gi- derek yaygınlık kazandırma çabası eğer başarı kaza- nırsa, ülke tamamen sıyah - beyaz bir ayrımın içine dü- şecek ve büyük çatışmaların tohumları atılacaktır. Erdoğan'ın dilinden arada sırada dökülen "Türki- ye ılımlı bir Islam devletı değil, laik bir cumhuriyettir" lafına rağmen, pratikteki uygulamalar ılımlı bir Islam cumhuriyeti kurmanın ideolojik temellerinın hazırlığı- nı da gösteriyor. TÜBİTAK Yasası değıştirilmiştir ve kurumu esas bi- çimlendirmeyetkisı Erdoğan'a verılmiştir. Bu ışle gö- revli kişi ise Ömer Dinçer'dır. 1995 yılındaki bir bildirisinde Islam Cumhuriyeti dü- şüncesini açıklayan, üniversite tarafından bilimsel aşır- macılığı açıklanan Başbakanlık Müsteşarı ömer Din- çer'in, bütün bu "dinle bilime eşdeğerlik kazmd\r- ma" çalışmalannın düşünce odağı içinde olduğunu gör- mek gerekir. Bazı bilim çevrelerinin, ılginçtir ki, AKP'nin bu "bi- limle dini eşdeğer kılma" çalışmalarına destek veren bakış içinde olduklarını görüyoruz. Eğer bir körlük içinde değilseler, o zaman bır bek- lentı içinde olsalar gerekir... • • • "Muhafazakâr Demokraf'lıklarını ilan etmelerine rağmen, AKP henüz ayrışamamış ve dönüşememiş- tir... Gelecekleri ve iktidarları, bu dönüşümü becerip beceremedikleriyle yakından ilişkilidır. Şimdilik görülen, dinsel kadrolarıyla kök salmak ve eğitim, bilim ve ekonomide esas kendi kadrolarına ve inanışlarına uygun dönüşümleri gerçekleştirme çaba- larının yoğunluğudur. Sık sık öne çıkan dinsel karakterlennden başka, stratejik düşünce derinliğinden yoksun ekonomi yö- netimleri de gelecek için umut vermiyor... Cumhuriyet gibi bir tutum ve düşünce gazetesinin önemi, içinde bulunduğumuz iç ve dış koşullarda ar- tıyor, dedik. Iktidara karşı, çok yönlü, incelikli, derinden ve te- melden nesnel eleştiriler yöneltmek ve bilimsel düşün- cenin merceğinden sık eleyip dokumak, her zaman- kinden daha büyük önem taşımaktadır.. [email protected]. GÜNDAĞ Yaşananların anısı, daha dün gibi sıcacık yüreğimizde... UNUTULMAYACAKSIN SEVİM KAYAOĞLU GÜNDAG İki sene doldu, sensiz yaşamayı öğrenmeye çalışıyoruz. AYİLKİN-ETHEM-SEVİM-ÖZGE ÖZLEM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle