25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MAYIS 2005 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Nusret Bey'i Unutmamak! "Küçük çocuklarımı, zevcemi yalnız ve pek fakir olarak bırakıyorum. Beş gün son- ra yiyecekleh bile kalmayacaktır", "Beni mahvettiler. Aciz kalan aile n, biçare üç ufak çocuk ile seni de mahvettiler... Fakir ve açsınız, Allah muininiz o/; un", "Borcu- mu fıavi pusulayı ağabeyime verdim. lleri- detasfiyeediniz", "Vatanım /aşasın, elbet bir gün gelir, intikamımı alırlur." Otuz sekiz yaşında ipte c ın veren Urfa Mutasamfı Nusret Bey'in sorı mektupların- dan bir parça... özgürlük savaşına on se- kiz yaşında atılmış, birdevrirr ateşindehar- camış gençliğini. Ittihatçılığ n ülküsünde, Türk halkını daha iyi bir düz<3ne kavuştur- mak özleminde... Sonra her pey değişmiş, Ittihatçı iktidar çökmüş, kocaimparatorlu- ğudasürükleyerek bir batağî. Sorumlu tu- tulmuş bu yenilgiden, bu bo;:gundan Nus- ret Bey gibiler, bu kez; Musiafa Kemal'in yaktığı bağımsızlık ve özgürİJk ınancı çev- resinde toplanmışlar. Ama bu arada işgal güçleri, yurtsever avına çıkrhış, kendisine hizmet eden satılmış insanlirı da bir araç gibi kullanarak!.. Mustafa Kemalci mi, Itti- hatçı mı, işgal güçlerine karşı r iı, gerçekyurt- sever mi, devrimci mi, yak^larsın atarsın içeri!.. | ı Mütareke yıllarının Istanbulu apayrı bir evrendir. Anadolu halkı bağııtnsızlık uğruna savaş üstüne savaş verirke|n Istanbul'da işgal güçlerinin gölgesinde bir Damat Fe- rit iktidarı vardır. Mustafa Ke mal'den yana kim varsa, hepsini yok etmel; ister. Mahke- meler, divanı harplerkurarakj millicileri asa- rak, hapse atarak... Bu günl0ri iyi anlamak için Falih Rıfkı'nın Çankaya, EbubekirHa- zım'ın Zalimane Bir Idam tlükmü adlı ki- tapları okunmalıdır. Nusret Bey'le birlikte SultanahmetCezaevi'nde idam mahkûmu olarak 8 ay yatmış Hazım Bey'in bu kita- bında o günlerin bütün acı havası yaşar. Nusret Bey, eski Urfa Mutas&mfı olarak he- sap verir. Ermeni sürgünündeki birtakım iş- lerden sorumlu tutulur. Hazım Bey de Sa- lih ve Ali Rıza Paşa kabınejerindeki Dahi- liye Nazırlığı'nda, daha öncıb de çeşitli va- liliklerde Ulusal KurtuluşSavlaşı'na, Musta- fa Kemal Paşa'y a yakınlık göslterdiği için suç- lu sayılır. Her ikisi de idama! mahkûm edi- lirler Kürt Mustafa Paşa divanı harbince... Biri asılır 38 yaşında, biri de, elli altı yaşın- da eski bir vali, bir nazır olduğu için müeb- bet kürekle sehpadan kıl payı kurtulur. Burada mütareke yıllarının olaylarını uzun anlatmak yersiz. Son olaylar bana Erol Toy'un Ipteki adlı oyununu ajnımsattı... Toy, tarihi olayları roman, oyun Dİarak yazmış. Tarih olaylarını yozlaştırmadan, değiştirme- den, gerçektekine ters düşmeden. Müta- reke yıllarında, düşman işgali altında görev yapan bir divanı harbin nasıl çalıştığını, na- sıl karakuşi yargılar verdiğini, bütün bu ko- şullara rağmen dürüst hukukçuların da var olduğunu göstermişti. Bilinçle başlanan bir işi sürdüren devrimcilerin, her çağda, kar- şılaşacakları haksızlıklara, adaletsizliklere bir örnek veriyor. Şöyle diyor tanıtma yazı- sında: "Ipteki, bu belgelerin ışığında, dün- leyannarasındabirköprükurmakamacıy- layazılmış ve sergilenmiştir. Bunubecere- bildikse mutluluk duyanz. Beceremedikse özür dilemek yerine şu sözlerle suçumuzu kabulleniyoruz: Unutmamak gerekir ki ta- rih, olayları açıklar ve sürekli olarak çakışı- yormuş gibi görünür. Ne varki, herzaman dilimi, yine de gelecekzaman diliminin ma- yasıdır. Hüner odur ki, geçmişten gelece- ğin anlamını iyi kavrayacak dersler alına." "Geçmişten geleceğin anlamını iyi kav- rayacak dersler" almalı... Her zaman alın- mıyor bu ders. Gözler kapatılıyor, bellekler- de kalan son anılar siliniyor, "Onlarbaşa- ramamışlar biz başarırız, onlar ezememiş- lerbiz ezeriz" düşüncesi üste çıkıyor. Her egemen güç, herbaskıcı iktidar, heracıma- sız zorba sanıyor ki, bu astığı astık, kestiği kestik günler sonsuza dek sürecektir. Oy- sa sürmez böyle kesin egemenlikler, bir gün sırtüstü devrilir zalimlerin en acıması- zı, en güçlüsü bile!.. Nitekim Nusret Bey'in şu sözleri, birkaç yıl geçmeden gerçekleş- miştir: "Kürt Mustafa Paşa'nın hainane ha- reketlerişu dünyada kendisine kârkalacak mı?" Kalmaz, kalamaz, Nemrut adıyla ün salmış Ferik Mustafa Paşa, Ittihatçıların emekli ettikleri, ama Itilafçılar iktidara ge- lince yeniden orduya dönüp, siyasal düş- manlarından öç alan Nemrut Mustafa Pa- şa, Osmanlı Devleti'nin çökmesinden son- ra Vahdettin'in kaçmasından önce soluğu Avrupalar'da alacak, Paris'te yoksulluk için- de sürünerek ölecektir. Evet, Nusret Bey'in dediği çıkar, "Masumların ahı büyüktür." Ne demiş Nâzım Hikmet: "Biz ki Istan- bulşehriyiz/ Yüce Türk halkı/malûm olsun çektiğimiz acılar." Daha acılar çok, tümen tümen!.. Korkma- yın, hepsi yazılacak, roman, oyun, şiir, öy- kü olarak. Yaşayacak hepsi. Kalacak gele- ceğe... Bir Not: "Resimlere Bakarken" başlıklı ya- zımda sözünü ettiğim "Türk Ermeni llişki- leri ve Kilise" adlı kitap 1818 değil, 1008- 1923 arasındaki dönemi kapsamaktadır. Düzeltmekte yarar gördüm. Savaştan Sonra 60 Yıl (1945-2005) Nurer UGURLU B irinci Diinya Savaşı son- rasında Itilaf devletleri yenilgiye uğratükları tt- tifak devletlerine koşul- ları çok ağır antlaşmalar imzalattılar. lmzalanan bu antlaşmalarla Avru- pa'nın siyasal dengesi bozuldıı. Osman- lı, Avıısturya-Macaristan, Almanya imparatorluklan parçalandı; Rus Çar- lığı yıkıldı. Amerika Birleşik Devlet- leri, savaşın son yıllannda, Başkan VVUson tarafından yayımlanan ilkele- re bağlı kalınarak antlaşmalann iste- nen bıçimde yapılmasından hoşnut kalmamıştı. ABD, Avrupa'nm siyasal durumuna kanşnıaktan vazgeçti, ken- di politikasına döndü. Bu arada, Baş- kan VVilson'un girişimiyle kıırulan Ce- miyet-i Akvam (Milletler Cemıyetı) savaş sonrası durumu görüşmek ve uluslar arasındaki çatışmalara engel olnıak amacıyla çalışmalara başladı. Versailles Antlaşması, Almanya'da büyük bir hoşnutsuzluk yaratmıştı. Bunun sonucu olarak da Almanya'da cumhuriyet ilan edildi. Savaşın yarat- tığı ekonomik ve siyasal durumdan ya- rarlanmak isteyen sosyalist ve komü- nist partıler iktidara geçmeye çalıştı- lar. 1923 'te Almanya 'da büyük bir ek- nomik bımalım (kriz) başladı. Alman parasının değerı çok düştü. Bu du- rumdan yararlanan AdolfHitlcr, Nas- yonal Sosyalist Partisi'ni kurdu (1924). Bu partinin amacı, Versailles Antlaş- ması'nı değıştinnek, Alman ırkının üstünlüğünü bütün dünyaya kabul et- tırmektı. Zamanla Nazıler çok kııvvet- lendiler, hükümeti ele geçirdiler. Hit- ler, başbakan oldu (1933). Cumhur- başkanı Hindenburg'un ölümünden sonra devlet başkanlığına getirildi (1934). Almanya'yı diktatörlükle yö- netmeye başladı. Ordu ve donanma- yı yeniden kurdu. Ülkede güvenliği sağladı; işsizliği önledi. Hitler, kısa za- nianda Almanya'yı Avrupa'nın en bü- yük, en güçlü devleti durumuna ge- tirdi. Önce, Versailles Antlaşması'nı tammadığını ilan etti. Yahudilere kar- şı çok sert, çok acınıasız davranmaya başladı. Sonra Avusturya'yı Alman- ya'ya kattı (1938); arkasından Çekos- lovakya'yı işgal etti. ltalya, Birinci Dünya Savaşı 'nı ka- zanan devletlerden olmasına karşın, umduğu sonuçları elde edememişti. Ayrıca savaş Italya'yı ekonomik yön- den çok sarsmıştı. Avrupa'nın ikincı derecede bir devleti durumuna düşür- müştü. Halk, büyük yoksulluk içinde kalmıştı. Bu durumdan yararlanan Mussolini, faşist partisini kurdu (1919). Bu parti kısa zamanda çok gelişti. Bir siire sonra Mussolini devlet yöneti- mini ele geçirdi (1922). Hitler gibi hareket ederek, kısa zamanda ltalya'yı ekonomik ve sosyal yönden kalkındır- dı. Yaptığı yeni yasalarla ülkeyi düze- ne koydu; ltalya'yı büyük bir devlet durumuna getırmeye çalıştı. Bu amaç- la ordu ve donanmasını güçlendırdi. I Iabeşıstan 'a saldırdı, bu Afrika ülke- sini Italya'ya bağladı (1935-1936). Arnavutluk u koruması altına aldı (1939). Fransa'danNice veTunus'uis- tedi. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra demokrasi yönetimini sürdüren lngil- tere ve Fransa, kendileri ıçın de tehli- keli olan bu saldınlara karşı, savaşa ha- zırhklı olmadıklanndan bir şey yapa- madılar. Aralarında uyumlu bir işbir- liği de yoktu. ABD ise, Binnci Dün- ya Savaşı sonunda imzalanan antlaş- maları onaylamamış, Avrupa olayla- rıyla ılgısıni kesmişti. Almanya ve ltalya aralarında anla- şarakRoma-Berlin Mihveri denilenbir birlik kurdular (1936). Bu birliğe da- ha sonra Japonya da katıldı. Bu üç devlete Mihver devletler adı verildi. lngiltere ve Fransa bu siyasal geliş- meleri yakından izlemeye başladılar. Bir zaman Milletler Cemiyeti'nin si- lahsızlanma kararma bağlı kaldılar. Almanya ve ltalya'nın hızla silahlan- ması karşısında, aralarında anlaşarak Müttefik devletler birliğini oluştur- dular. Birinci Dünya Savaşı sırasında çı- kan bir ihtilalle Rusya'da Çarlık reji- mi yıkıldı (1917). Bolşevikler iktida- ra geçtiler. Lcniıı, Rusya'da komü- nizm temellerine dayanan yeni bir re- jim kurdu. Bu yeni rejim, Rusya'nın siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını değiştırdi. Devlet ve ülke yö- netimine Komünist Partisi egemen ol- du. Parti, bir Sovyet Meclisi oluştur- du. Bir süre sonra da, bütün hükümet- leri birleştirerek yeni bir devlet kur- du. Kunılan bu yeni devlete Sovyet HEM PUAN KAZAN! HEM KONTÖR KAZAIM! BU VVORLD'ÜN FARKI! Her 50 YTL'lik Akaryakıt ve Gıda Alışverişinize Hediye!^ ya da konti dakika TURKCELL *H world Sosyalist Cumhuriyetler Birliği adı verildi. Lenin'in ölümünden sonra ik- tidarı Stalin aldı (1924). Bu yeni lider, komünizmi ülkede tek rejim olarak yerleştirdı. 2. Dünya Savaşı başlar başlamaz Almanya, tanklan, motorlu birlikleri ve uçakları ile Polonya'yı iki hafta içinde işgal etti. Sovyetler Birliği ile paylaştı. Bu arada Rusya, Finlandi- ya'ya saldırdı. Ama güçlü Fin savun- ması karşısında başarılı olamadılar. Almanlar, hızla Danimarka, Norveç ve Hollanda'yı aldılar, Belçika üzerin- den Fransa'ya saldırdılar (1940). Yıl- dınm savaşlan yapan Alman ordula- n hızla ilerlediler. Fransızlara yardı- ma gelen lngiliz kuvvetleri, Alman saldınlan karşısında adalarına çekil- mek zorunda kaldılar. Fransızlar çok güçlü Alman kuvvetleri karşısında da- yanamadılar. Bu sırada ltalya da Al- manya'nın yanında savaşa katıldı. Fransa, Paris'i Alman saldırılarına karşı açık şehir ilan ederek teslim ol- du (Bk. Wiston S. Churchill, 2. Dün- ya Savaşı Anıları, Fransa'nın Düşüşü- 1940, Örgün Yayınevi, lstanbul 2005). Yalnız kalan tngiltere, çok güç du- ruma düştü. Fakat yılmadan Alman- ların savaş uçakları ve denizaltılany- la yaptıklan saldınlara karşı koydu. ltal- yanlann, Arnavutluk 'tan Yunanistan'a yaptıklan saldırılar başansız kaldı. Bunun üzerine Almanlar, Balkan ulus- ları üzerine yürüdüler. Macaristan'ı aldıktan sonra, Romanya, Yugoslav- ya, Bulgaristan ve Yunanistan'ı işgal ettiler. Girit adasını da paraşütçü bir- liklerle ellerine geçirdiler. Almanya, Türkiye ile bir dostluk anlaşması im- zaladıktan sonra bütün kuvvetlerini Rusya üzerine gönderdi. (Bk. Edward VVeişband, 2. Dünya Savaşı ve Türki- ye, Örgün Yayınevi, İstanbul 2002.) Ruslar, geri çekilmek zorunda kaldı- lar. ABD, tarafsız kalmakla birlikte; lngiltere'ye her türlü yardımı yapıyor ve savaş için hazırlanıyordu. Japonla- nn Hawaii adalanndaki Pearl Harbo- ur deniz üssüne bir baskın yapmaları üzerine ABD de savaşa girdi. Böyle- ce, 2. Dünya Savaşı çok geniş bir ala- na yayıldı. Savaşın uzaması ve çok geniş bir ala- na yayılmış olması; Almanlann aske- ri güçlerinin yetersiz kalmasına ve ekonomilerinin bozulmasına neden oldu. Almanlar, îngilizleri ve Rusla- n kesin bir yenilgiye uğrata- madılar. ABD'nin savaşa gir- mesinden sonra, Mihver dev- letlerin durumu daha da zor- laştı. Saldın sırası karşı tara- fa geçmişti. Amerikahlarla îngilizler; Kuzey Afrika'da Cezayir'e büyük bir çıkar- ma yaptılar; bu kuvvetler Italyan ve Alman ordulannı Italya'ya çekilmek zorunda bıraktılar. Onlann arkasın- dan Sicilya adasına ve ttal- ya'ya geçtiler. Böylece, bi- rinci cephe açılmış oldu. Ital- yanlar, ülkelerini koruyama- dılar ve teslim oldular. Mus- solini yakalandı ve öldürül- dü(1945). • Devamı 8. Sayfada PENCERE Yazık Oldu Apostol'a... Bektaşi ile kilisenin papazı Ortaköy'de bir mey- hanede çakıştırıyorlarmış... İki üç kadehten sonra papaz açılmış: - Dostum, demiş, günah bir köpektir; gururkö- peği, yalancılık köpeği, namussuzluk köpeği, ku- marköpeği, sahtekârlık köpeği, şehvet köpeği gi- bi... Ben cennete girmek için bunların tümünü öl- dürdüm... Bektaşi biraz düşündükten sonra: - İyi etmişsin dostum, demiş, ama, sonuncu kö- pekyaş haddinden dolayı eceliyle ölmüş olmasın?.. • Meclis Başkanı Bülent Arınç meydan okudu: - Anayasa Mahkemesi'ni kapatırım!.. Eskiden Anayasa Mahkemesi parti kapatırdı.. Şimdi bir parti Anayasa Mahkemesi'ni kapata- cak!.. Hem de nasıl bir parti?.. Kayıtlı seçmenin yüzde 25'inin, seçime katılan seç- menin yüzde 34'ünün oylarıyla Meclis'in yüzde 65'ini ele geçiren bir parti... AKP'nin öteki adı ne?.. Takıyye Partisi.. Eh, Anayasa Mahkemesi'nin Takıyye Partisi'ni ka- patması yerine Takıyye Partisi'nin Anayasa Mah- kemesi'ni kapatması dönemine girdiğimize göreTür- kiye'de demokrasi gehşiyor demektir... • AB'ye 10 mu, 15 mi, yoksa 20 yıl sonra mı gire- ceğiz?.. Tevatür çeşitli!.. Belki de hiç giremeyeceğiz; çün- kü bu 'ucu açık' bir süreç... Ancak 'ucu açık' olmayan bir başka süreç var... ABD'de eyalet meclisleri, AB'de parlamentola- rının çoğu Ermeni soykırımı iddiasının gerçek ol- duğu yolunda kararlar verdiler... Bu dayetmedi.. Kimi AB ülkesinde yeni bir suç oluşturuldu.. Birisi "Ermeni soykırımı yoktur" dedi mi suç iş- lemiş oluyor.. Biz de bu AB'ye girmeye çalışıyoruz... Bektaşi bir gün kafayı çekip zom olunca cami- ye girmek istemiş, Yeniçeri Ağası kapıdan çevirmiş: - Söyle bakayım Islamın şartı kaç?.. - Bir!.. - Ulan köftehor, beş olduğunu bilmiyormusun?.. Bektaşi: - Oruç namaz bende yok, hac zekât sende yok; geriye kaldı bir Kelime-i Şahadet... Kelime-i Şahadet de AB'de olmadığına göre kal- dık mı ortalıkta!.. • Eskiden bu ülkede Türk, Ermeni, Rum bir arada can ciğer kuzu sarması yaşıyordu; sızıltısız, güle oy- naya... Fıkralara geçmiştir bu güzelim yaşantı... Kafayı tütsüleyen Bektaşi sallana sallanayürür- ken mahallenin Rum hekimine rastlar, elini omzu- na koyarak: - Yorgo, der, geçen gün bir bardak şarabın in- sana kuvvet vereceğini söylemiştin.. Hekim başını sallar: - Evet, öyledir!.. Bektaşi: - LafL. Apostol'da on bardak içtim, gördüğün gibi ayakta duracak halim yok!.. • Oktay Rifat ne demişti Apostol için?.. "Burası dalyan kahvesi Ortalık süt mavisi Apostol bu ne biçim meyhane Tabağımda bir bulut Kadehimde gökyüzü" Yazık oldu Apostol'a... Beko Midi Robo. Güzellik sırn: Sebze ve meyve. Beko Güzel Ev Aletleri. Anneniz için birini kplayca seçin diy şimdi peşin fiyatı:ına7taksitle! ıl 4 ^ 4 % 404 ozw U l a 404 w
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle