Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
4
CUMHURİYET 8MAYIS2005PAZAR
10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I dishabS.cumhuriyet.com.tr
Mışır'dan ilginç manzaralarT T~ahire, eözde semtlerinden lokantası dolup taşıyor. En popüler yerler Bankası'nın Başbakan Dr. Ahmed Nazif çıkarmak gibi düşünceleri var. Bu nedenley\7"ahire, gözde semtjerinden
§C Heliopolis'in kunjıluşunun 100. yıhnı
A. 3L. kutluyor mayıs aylı içinde. Bu "güneş
kenti", Belçikah mimar ve banker Baron
Empain tarafından uydu |ent modelinin
ilk ve en başanlı örneklerıinden biri olarak
tasarlanmış. Kahire'ye 13-20 km. uzakta
çölde oluşturulan kent 19|05'te raylı sistem
ile kent merkezine bağlanmış. Ünlü bazilika,
Harun Reşit Camii, Heliopolis Spor Kulübü
ve şimdilerde Başkanhk Sarayı olarak
kullanılan "Heliopolis Palace" Oteli o yıllarda
yapılmış. Baron'un kendisi için yaptığı
köşk de Hint tarzı yapısı ile göz alıcılığını
korumaya devam ediyor. Heliopolis, düzenli
mimarisi ve geniş yeşil al|anlan ile Arap
tarzının dışında bir kent. Yine bugünlerde
11. Ulusal Fılm Şenliği'nji yaşıyor Kahire.
Yüzü aşkın film 81 salonlda gösterime
sunuluyor. El Ahram Galerisi'ndekı Tamer
Yussef'in Politik Karikati|rler sergisi de
Mısır içın yeni çizgiler tajşıyan ilginç bır sergi
olarak beğeni topluyor. \feni bir müzeye de
kavuştu IVIısırhlar. Nil'dejci Roda Adası'nda,
ünü Arap dünyasınm çok dışma taşan Mısırlı
diva Ümmü Gülsünı adına açılan müzede
1920'lerde kaydedilen şapcılan da içeren
zengin bir koleksiyon seıjgüeniyor. Yemeğe
çok düşkün Mısırlılar, reütoranlan yine kadınlı
erkekli dolduruyorlar. îskenderiye'deki ünlü
Haddura'nın El Mohand&sin'de açtığı bahk
lokantası dolup taşıyor. En popüler yerler
Nil üzerindeki Fish Market, Heliopolis'teki
Rossini, Peking Restaurant ve La Sirena ile
Giza piramitlerinin hemen yanı başındaki
Christo ve Ebu Zeyd. Heliopolis'teki
Piano Bar ise kentin düzeyli barlanndan
biri. Zamalek Adası'ndaki La Rivre Gauche
da öyle. Mısır'da deniz sezonu da artık
açıldı. Iskenderiye ya da Ismaihye'deki
tatil evleri hareketlenmeye başladı.
Ekonomiye gelince, yıllar önce IMF
desteğinde başlanan liberalleşme
programının kilidinin "czelleştirme''
olduğu vurgulansa da programın
yavaş yürüdüğünden şikâyet
ediliyor. Ancak Mısırlılar nedense
"Telekom"u özelleştirme kapsamı
içine sokmadılar. Bugünlerde
özellikle tekstil sanayicilerinin
eleştirel hedefi haline gelen GATT
anlaşmaları uyannca sınırlar belli
ölçüde uluslararası ticarete açıldı ve Avrupa
Birliği ile ortaklık hedefleniyor. Ama
sanayiciler beklendiği üzere rekabete tam
hazır olmadıklannı belirterek çeşitli
korumalar talep ediyorlar. Senaryo hep aynı.
Uluslararası rekabete hazır olmayan ülkelenn
ekonomilennı ele geçırerek ya da tahnp
ederek bağımlılaştırma operasyonu, adı da
"küreselleşme". Mısrr da bu reçeteden
mustarip olacağa benziyor. Mısır Merkez
KAHİRE
TAHSİN USLUOĞLU
Bankası'nın Başbakan Dr. Ahmed Nazif
kabinesini suçlayan aylık raporu da yankı
yarattı. Boçlanmanın ve bütçe açığının
giderek arttığı belirtilen raporda 440 dolara
yükselen kişi başına dış borç tutarının
dünyadaki en yüksek rakamlardan biri olduğu
iddia edildi. Mısır Merkez Bankası bizdeki
rakamın bunu kat be kat aştığım herhalde
bılmiyordu... Mısır'da da bizde olduğu gibi
bir "stent" skandalı patlak verdi son günlerde.
Milletvekili Abdülazim el Basel'in iddiasına
göre hastalar belirli bir fırmadan
fahiş fiyatla stent edinmeye
zorlanıyorlar. Siyasetin gündemine
ise Cumhurbaşkanı Hüsııü
Mübarek'in çok adaylı başkanhk
seçimı önerisi orurdu. Mübarek'in
çağnsı samimi bulunuyor ama yine
de sayıları 19'a ulaşan partilerden
çok aday çıkmayacağı anlaşılıyor.
Başkanhk seçimi eylülde. Mısır
Konut ve Yenı Yerleşimler Bakanı tbrahim
Süleyman ise Türkiye başbakanını örnek
alıyor sanki. Gazetecileri mahkûm ettirme
telaşına düşen bakanın son kurbanlan üç
gazetecı oldu. Suçları düzmece haber
yayımlamak. Bu nedenle birer yıl hapis ve
2 bın 400'er YTL para cezasına mahkûm
oldular. Kamuoyunun tepkisiyle karşılaşan
bakanın ise Nıl'i doldurarak yeni alanlar
kazanmak ve tüm bakanhkları Kahire dışına
çıkarmak gibi düşünceleri var. Bu nedenle
hem basınla ve hem de öteki bakanlarla
çatışıyor. Bir ilginç projesi de, 1950'lerde
ünlü Tahrir Meydanı'nın ortasında inşa
edilen Mugamma binasını otele dönüştürmek.
Mugamma, tüm devlet hizmetlerinin bir
arada yürütüldüğü, her gün devletle ışi olan
on binlerce kişinin ziyaret ettiğı devasa
bir mekân. Mugamma otel olursa, tüm bu
hizmetler nasıl yapılacak endişesi toplumu
şimdiden sardı. Bakan, Nil sahilindeki Mısır
Radyo ve Televizyonu binalarına el atmaya
kalkınca, bu kez de televizyoncularm hışmına
uğradı. Mısır, tüm bu sıcak tartışmaların
içinde kendine özgü yollarla demokrasiyi
güçlendirmek içın ciddi bir çaba gösteriyor.
Kahire'nin mayıs gündeminde bir de
Türk-Mısır dostluğunu güçlendirecek
önemli bır tören yer tutuyor. Yeni Kahire
havaalanı projesini bir Türk firması (TAV)
gerçekleştirecek. Ve mayıstaki temel atma
töreni için heyecanh bir hazırlık yapılıyor.
Tüm dünyaya turizm hizmeti sunan Mısırlılar
da çağdaş ve güzel bir tesıse kavuşacak
olmanın sevinci içındeler. Bu törene Mısır
ve Türkiye'den yoğun bir ilgi ve katılım
beklenıyor. Mısır, bu aylarda daha da güzel
ve gizemli. Saint Exupery, "Terre des
Hommes"da çölü, içinde gizlediği suyun
güzelleştirdiğini anlatır.. Mısır'ı da içinde
taşıyageldiği gizem güzelleştiriyor..
Geçici ebeveynlik
ve eşcinsel çiftler
reksas bir ilke imia attı!
Artık ABD'de eşcinsel
çiftlerin geçici ebeveynlik
hakkını yasaklayan ilk ve tek eyalet.
Geçici ebeveynlik (fost^r parenting)
ABD'de yaygın bir uygijilama.
Genellikle aile içinde tacize veya
şiddete uğrayan veya dqğişik
nedenlerle (anne babanıp hastaneye
yatması veya hapse girrnesi gibi) bir
süre için bakıma muhtaç hale gelen
çocuklara gönüllü çiftler sahip
çıkıyor. Bazı durumlarda çocuk
akrabaya veriliyor veyalbir aile
tarafından evlat ediniliylor. Bu
çiftlerin cinsel eğilimi şjmdiye kadar
sorun olmamıştı. İlk defa
Teksas'ta bu konu
gündeme geldi ve geçen
hafta bu yönde hukuki bir
değişiklik yapıldı. Çocıik
Hizmetleri Yasası eyale^
başkenti Austin'de 135
'Evet', 6 'Hayır' ve
2 boş oyla kabul edildi.
Medyanın ilgisini çekem bu
yasayı haklı göstermek amacıyla
birçok eşcinsel karşıtı kuruluş ciddi
olmayan istatistik ve ar^ştırmalara
başvuruyor. Bu çabalarj içinde en
ağır iddia Cathie Adaıris'dan geldi...
Merkezi Dallas'ta olan Teksas
Kartalı Forumu Danışn(ıa Grubu
başkanı olan bu hanım,! 21 Nisan
akşamı CNN'de şöyle cjedi: "Eşcinsel
çiftlerle kalan çocuklar tıeteroseksüel
çiftlerie kalan çocuklara oranla 11
misli fazla tacize uğnıyor." Böyle
iddialı bir yorumu neyç dayanarak
yaptı Adams? Colorado'daki Aile
Araştırma Enstitüsü Bi şkanı Paul
Cameron'un bir araştıtması böyle
göstermiş. Dr. Camero ı'un enstitüsü
TEKSAS
tutuculuğu ve eşcinsel karşıtı
propogandasıyla tanınıyor; hatta
Dr. Cameron eşcinsellerın "kamu
sağhğına büyük tehdit" olduğunu
söylemiş. Komiktir kı Dr.
Cameron'un bu araştırmayı yaptığı
Illinoıs eyaletınde bugüne kadar
geçici ebeveynlik yapan çiftlerin
cinsel tercihi sorulmamış; bu
konuda hiçbir kayıt yok. O zaman
nasıl oluyor da ciddi ciddi böyle
bir iddıada bulunuluyor? Referansın
Cameron olduğu ortaya çıkınca
çoğu medya grubu Cathie Adams'ı
alay konusu yaptı. Ama bütün
bunlar Teksas'ta geçen bu yasayı
değiştırmiyor tabıi.
Teksas eyalet temsilcisi
Robert Talton. şöyle
diyor: "Savunmasız
çocuklan korumak
görevimiz; eşcinsel veya
biseksüel bir çifte çocuk
emanet etnıek bu
göreve ters düşer."
Buna ek olarak yasada,
bir çocuk hımayeye verilmeden
önce ebeveynlerın "gerçekten
heteroseksüel olup olmadıgının
kontrol edileceği" belırtılıyor!
Tahmin edebileceğiniz gibi bu
ayrıntı da birçok kişi tarafından
espri konusu oluyor. Eee.. hakhlar
tabii. Çocukları iyi kalplı, sevecen
ve dürüst olan eşcinsel ya da
biseksüel çiftlere emanet etmek
yerine dövecek, eğitmeyecek,
alkolik veya başka ciddi sorunu
olan ebeveynlerinde bırakmak
veya bu tip heteroseksüel çiftlere
vermek daha doğru! Eh, ne de
olsa onlar "normal"!..
bgunersel@yahoo.com
ADALETBARIŞ
GÜNERSEL
TunickIn 'çıplaklan'... Belçika'nın Bruges kenrinde yüzlerce kişi,
dünyaca ünlü ABD'li fotoğrafçı Spencer
Tunick için çırılçıplak soyunup poz verdi.
Tunick, çıplak insanlan farldı mekânlarda çeşitli konumlarda gösteren fotoğraflanyla tanınıyor. Yüzlerce gönül-
lüııün kaüldığı saatler süren çckimler Bruges'teki Stadschouwburg Tiyatrosu'nda yapıldı. lunick'in çıplak fotoğ-
raflan Corpus 05 sanat fesrivalinin açıhş töreninde sergilenecek. (Fotoğraf: REUTERS)
îşsiz
yabancının
uyumu güçA lmanya'da her şey uzaktan görüldüğü
/\ gibi öyle pek tozpembe değil.
- Z A Bundan 15 yıl önce doğusundaki
"hasta" Almanya ile birleşmesinin ülke
toplumuna hiçbir yaran olmadı. AB
verilerine göre, son yıllarda birliğin
ekonomik açıdan en az gelişen ülkesi
olduğu kanıtlanan Almanya'da işsizlik ikiye
katlanıp 6 milyona yaklaşırken, fakirleşen
insanların oranı hızla artıyor, orta sınıf
eriyor, eğitim giderek geriliyor, insanlar
evlilikten kaçmdığından doğumlar da
giderek azalıyor, toplum küçülüyor.
Geleceğine artık pek umutla bakmayan
insanlar toplumu bencıl. Bıreyler her geçen
gün daha çok "adalar" oluşturuyor. Kısa
süre önce resmı makamlar, ülkede suç
işleme oranının arttığmı, insanların giderek
daha çok kaba kuvvete başvurduğunu
açıkladı! 1998'den bu yana ülkeyı yöneten
Sosyal Demokrat/Yeşiller koalisyonu o
yıllann "İşsizliği yarı yarıya azaltacağız"
sözünü yerine getiremedi. Bunun da altında
en çok ezilenler "bizimldler" oldu! Iş ve
Işçi Kurumu'nun yeni verilerine göre ülke
genelinde işsizlik yüzde 10.5 oranında.
Yabancıların ise
STUTTCART
AHMETARPAD
yüzde 22.5'i işsiz
dolaşıyor. Stuttgart
örneğinde, kentteki
işsizlerin yüzde
40'ı yabancı.
İşsiz gençlerden
yüzde 38'i Alman
pasaportlu değil.
Yabancılann yüzde
80'i hiçbir mesleki eğitimden geçmemiş,
Almancalan da yetersiz. Yeni bir ış
bulmalan hemen hemen olanak dışı...
Bu sorun gerek yaşhlar, gerekse burada
doğmuş dördüncü nesil gençlerde çok
belirgin. Çoğu ortaokulu zar zor bitiriyor,
liseye gidenler parmakla gösteriliyor. Türk
çocuklarından ilkokula başlayanların sadece
yüzde 10'u liseye ulaşabiliyor! Günümüzde
işsiz kalan 50 yaş üzeri yabancının bir daha
iş bulamamasının başka bir nedeni de var.
0nun yıllarca yapmış olduğu, pek meslek
eğitimi gerektirmeyen "basit" işi Alman
şirketleri son yıllarda artık Doğu Avrupa ve
Asya'nın "ucuz" ülkelerinde yaptırıyor...
Almanya'dan sadece kapital değil, işgücü de
kaçırılıyor! Ülkenin sorunları şu sıralar
çok karmaşık. Hepsi iç içe geçmiş.
Tam bir arapsaçı. Yün yumağı! Yönetenler
dolanmışlar kedi örneği bu yumağa,
neresinden, nasıl açılacak, hiçbiri bilmiyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Bu arada
kaybeden sadece Almanlar olmuyor,
yabancılar da okkanın atına giriyor. Böyle
bir ortamda "Yabancılar topluma uyum
sağlamıyor" diyenler, ne yazık ki gözlerini
kapatıyor, uyumun "tekyönlü bir cadde"
olmadığı gerçeğini hasıraltı ediyor... En
kolayı, vur abalıya! Birkaç ay önce yaptığı
açıklamalar ile, Fethuüah Hoca'ya yaİcın
genç işadamlannın kurduğu özel liseye
sıcak baktığını belirten Stuttgart Büyükkent
Belediyesi'nin Hırvat asıllı yabancılar ve
uyum sorumlusu, geçenlerde bir gazete
röportajında işsizlik ve uyum konularında
getirdiği bir "öneri"yle yine dikkatleri
üzerine çekmesıni bildi! "Kentteki 200'e
yakın yabancı dernek, geldikleri ülkenin
kültürünü koruma amaclı çahşmalar
yapacaklanna artık gençlerin uyumu konusu
ileilgilensinler!" diyerek uyum için nelerden
vazgeçılmesi gerektiğini açık açık söyledi!..
www.ahmet-arpad.de
BEST PUBLISHING
'ATATÜRK HÂTIRALARI / REMEMBERING ATATÜRK'
Çeviri yarışmasının sonuçları
irincilik ödülü: (7500 YTL)
Gülgün Karal/Ankara
kincilik ödülü: (5000 YTL)
As ı Mertan Dougherty / İstanbul
Üfcüncülük ödülü: (2500 YTL)
Farma Aysun Babacan / İstanbul
Mansiyon Kazananlar: (her mansiyon 1500 YTL)
Nilgün Dungan / İzmir
Nuran İnanç / İstanbul
Defne Kent/İstanbul
Semih Lim / Ankara
Ayça Ayşe Seral / Muğla
28 Mavıs 20Cİ5 tarihinde saat 18.00 - 20.00 arasında
İstanbul Hilton otelinde 3 yabancı dil uzmanımız
(Lesley Sephton, Dorothy Gvvillim, John Dyson)
tarafından yapılacak olan 2 saatlik eğitim semineri
sonrasında düzenlenecek ödül töreninde ödül ve
mansiyofı kazananlara ödülleri verilecektir.
www.bestkitap.com
MJKJ I
Amerikan solu ne âlemde acaba..."* 7"e zamandır bekliyordum; iki
/ \ / elim kanda olsa gıderdim:
JL Y Amerikan solu ünıversitede
toplanırsa, mutlaka ızlemeliydim.
McCarthy'ye yakalanmadan! 40 bin
nüfuslu kasaba kadar öğrencisi olan
Purdue Ünıversıtesi'nin solculannı bir
arada göremedikten sonra, kampusta
olmuşum ne çıkar! 6 yıl bekledim,
sonunda oldu... Geçenlerde, Amerikan
solunun önde gelen teorisyenlennden,
Amerikan Komünıst Partisi destekli
Radıcal History Review'un editörü,
ünlü bir profesör konferansa geldi:
Van Gosse. Van Gosse kitaplar,
makaleler yazıyor, "New Left"in (Yeni
Sol) kamuoyunu oluşturuyor.
Üniversitede hoca. Amerikan Banş
Hareketi'nin hderlerinden olarak
tanınıyor. Gosse'yı dinlemeye
erkenden gidıp salonda yer kapmak
niyetindeydim. Buna gerek olmadığını
oraya vannca anladım. Salondakileri
parmakla saymaya kalkarsam ayıp
olacağından, göz ucuyla taradım. 30,
belki 35 kişi... Dınleyicılerın yaş
ortalaması 20. Ancak konuşmanın
sonuna doğru, siyasal bilimler bölümü
hocalanndan Harry Targ'ın öğrencisi
olduğu söylenen salondaki "kahir
ekseriyet" bırden kalkıp gidince yaş
ortalaması 50'lere dayandı. On kişi
kalmıştık. En gençlen bendım. Targ'ın
konuğu olarak West Lafayette'e gelen
Gosse'yı dinledıkleri için öğrenciler
kaptıklan fazladan not adına
memnundular; parmakarası terlikleri
şıpırdata şıpırdata ayrıldılar.
Konferansın soru-cevap kısmında
Gosse Hoca'ya ayıp olmasın diye
zoraki bir soru da ben sordum.
Gosse'nin konuşması "Irak savaşı ve
Amerikan dış politikası
n
üzerineydi.
Gosse, daha çok Senato, Kongre ve
alt-üst komisyonlarla ilintılı iç politika
muhasebesi yapmıştı. VVashington
D.C.'dekı zevatı pek merak
etmediğimden bu konuda
epey bilgısiz olduğum,
soruda ortaya çıktı. Bense
şöyle ağız tadıyla bir
Ortadoğu tartışması
umuyordum. Amerikan
solunun düş kınkhğıyla
oradan aynldım. Binanın
çıkışında kampusun
ortasında yer alan büyük
"Memorial Park"ta kurulu bir çadır
ve çevresındeki öğrencı kalabalığı
ilgimi çekti. Otağ benzerı çadır,
orduya gönüllü toplamaya yönelık
kampanyanın Purdue öğrencilerine
cazip gelecek şekilde düzenlenmış bir
etkinliğine aıtti. Alt rütbeli bir subay,
birkaç er görünüyor, bir standın
arkasında üniformah ikı genç hanım
öğrencilerle haşır neşir oluyordu.
Çadırın orta yerınde yanş arabası gıbı
bir de otomobil duruyordu: Orduya
katılacaklar arasında yapılacak
INDIANAPOLIS
MAHMUT ŞENOL
çekılişe hazır! Çadır "Irak'taki
piyadelere destek" konulu bez afişlerle
dolu. Herkesin ağzı kulağnıda... 1.
Dünya Savaşı'nda trenlerle cepheye
koşan aslan askerler gibi... Amerikan
soluna ait umutlarımın suya
düşmesinden birkaç gün sonraydı;
Purdue'nün siyahi öğrencileri bır
protesto gösterısi yaptılar. Acaba
yanıhyor muydum? Hâlâ bir umut var
mı? Zencı çocuklar Kappa Alpha Psi
öğrenci yurdundan atılan arkadaşlarını
savunuyorlarmış. Yunanca
alfabeye göre adlandırılan
bu yurtlar, birer kardeşlik
birlığı gibi... Oraya katılan
öğrenci, mezunıyetınden
sonra da bağlı kalıyor.
Zencı öğrencilerden
bazılanmn atılmasına
neden olarak sarhoşluk,
uyuşturucu, tecavüz, gasp
ve darp, güvenlıği tehdit gibi şeyler
ilen sürülüyordu. Soruşturma
sürerken, üniversite yönetıcileri
olaylara karışanlan uzaklaştırmışlardı.
Bu olaylara, azınlık haklannın ihlali
ve zencilenn ezildiği yolunda
yaklaşan grubun hderlerinden Kelly
Richardson'ı buldum. Amacım,
gazeteme bir haber çıkarmaktı. Kelly,
"Evet bi/im Broo'lar böyle şeyler
yapmışlar" dıyor, "Ama beyazlar da
yapıyor, ne var bunda?" diye konunun
bu kısmını kapatmaya çahşıyor.
"Beyazları yurüardan çıkarnuyorlar
hemen. Mahkeme sonucunu
bekliyorlar. Oysa bu kez sırf siyah diye
arkadaşlarımızı attılar." Purdue'de 40
bin beyazm arasuıda siyahların sayısı
sadece 1028! O nedenle daha politik
şeyleri konuşuruz umudundaydım.
Onunla Martin Luther King beklentisi
duyduğum bir söyleşı dıhyordum.
Dennliğı olmayan, sığ, değersiz bir
konuşma olmuştu. Gazetecıhk görevi
eksiksiz olmamalı, diye fotoğraf da
çektim. Sonradan fotoğraflara bakınca
gördüğüm şey MTV'ye çıkmış bir rap
şarkısıydı: Boynuna asıh kocaman
haçlar, bıleklikler ve rapçi yüzükleri,
belde sarkık pantolon. Bir, elıyle rapçi
selamı vermediği kalmış! TV'deki bir
rap yıldızıyla konuşmuşum meğer,
fotoğrafa bakınca anladım. Şimdi,
hocam Prof. Michael NVeinstein'ı bir
kez daha haklı buluyorum. Siyasal
Yaşamnı Trajik Duygusu adlı
kitabında Amerikan solu için diyor ki:
"New Left'in öteki yüzü romantik
bireyciliktir. New Left bireyleri kendi
düşlerinde yol almaya heveslendirir.
Bireyler de otoriteden bağunsız
kalacaklanna inanırlar." Diğer bir
deyişle Amerikan solunun durumu
şöyle açıklanabilir: "Lay lay lom!"
Onlara Genco Erkal'ın sesiyle
Nâzım'dan "Akrep gibisin kardeşim...
Kahahatin büyüğü sende" dıyesim
geliyor, ama...