18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 CUMHURİYET 8MAYIS2005PAZAR 10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I dishabS.cumhuriyet.com.tr Mışır'dan ilginç manzaralarT T~ahire, eözde semtlerinden lokantası dolup taşıyor. En popüler yerler Bankası'nın Başbakan Dr. Ahmed Nazif çıkarmak gibi düşünceleri var. Bu nedenley\7"ahire, gözde semtjerinden §C Heliopolis'in kunjıluşunun 100. yıhnı A. 3L. kutluyor mayıs aylı içinde. Bu "güneş kenti", Belçikah mimar ve banker Baron Empain tarafından uydu |ent modelinin ilk ve en başanlı örneklerıinden biri olarak tasarlanmış. Kahire'ye 13-20 km. uzakta çölde oluşturulan kent 19|05'te raylı sistem ile kent merkezine bağlanmış. Ünlü bazilika, Harun Reşit Camii, Heliopolis Spor Kulübü ve şimdilerde Başkanhk Sarayı olarak kullanılan "Heliopolis Palace" Oteli o yıllarda yapılmış. Baron'un kendisi için yaptığı köşk de Hint tarzı yapısı ile göz alıcılığını korumaya devam ediyor. Heliopolis, düzenli mimarisi ve geniş yeşil al|anlan ile Arap tarzının dışında bir kent. Yine bugünlerde 11. Ulusal Fılm Şenliği'nji yaşıyor Kahire. Yüzü aşkın film 81 salonlda gösterime sunuluyor. El Ahram Galerisi'ndekı Tamer Yussef'in Politik Karikati|rler sergisi de Mısır içın yeni çizgiler tajşıyan ilginç bır sergi olarak beğeni topluyor. \feni bir müzeye de kavuştu IVIısırhlar. Nil'dejci Roda Adası'nda, ünü Arap dünyasınm çok dışma taşan Mısırlı diva Ümmü Gülsünı adına açılan müzede 1920'lerde kaydedilen şapcılan da içeren zengin bir koleksiyon seıjgüeniyor. Yemeğe çok düşkün Mısırlılar, reütoranlan yine kadınlı erkekli dolduruyorlar. îskenderiye'deki ünlü Haddura'nın El Mohand&sin'de açtığı bahk lokantası dolup taşıyor. En popüler yerler Nil üzerindeki Fish Market, Heliopolis'teki Rossini, Peking Restaurant ve La Sirena ile Giza piramitlerinin hemen yanı başındaki Christo ve Ebu Zeyd. Heliopolis'teki Piano Bar ise kentin düzeyli barlanndan biri. Zamalek Adası'ndaki La Rivre Gauche da öyle. Mısır'da deniz sezonu da artık açıldı. Iskenderiye ya da Ismaihye'deki tatil evleri hareketlenmeye başladı. Ekonomiye gelince, yıllar önce IMF desteğinde başlanan liberalleşme programının kilidinin "czelleştirme'' olduğu vurgulansa da programın yavaş yürüdüğünden şikâyet ediliyor. Ancak Mısırlılar nedense "Telekom"u özelleştirme kapsamı içine sokmadılar. Bugünlerde özellikle tekstil sanayicilerinin eleştirel hedefi haline gelen GATT anlaşmaları uyannca sınırlar belli ölçüde uluslararası ticarete açıldı ve Avrupa Birliği ile ortaklık hedefleniyor. Ama sanayiciler beklendiği üzere rekabete tam hazır olmadıklannı belirterek çeşitli korumalar talep ediyorlar. Senaryo hep aynı. Uluslararası rekabete hazır olmayan ülkelenn ekonomilennı ele geçırerek ya da tahnp ederek bağımlılaştırma operasyonu, adı da "küreselleşme". Mısrr da bu reçeteden mustarip olacağa benziyor. Mısır Merkez KAHİRE TAHSİN USLUOĞLU Bankası'nın Başbakan Dr. Ahmed Nazif kabinesini suçlayan aylık raporu da yankı yarattı. Boçlanmanın ve bütçe açığının giderek arttığı belirtilen raporda 440 dolara yükselen kişi başına dış borç tutarının dünyadaki en yüksek rakamlardan biri olduğu iddia edildi. Mısır Merkez Bankası bizdeki rakamın bunu kat be kat aştığım herhalde bılmiyordu... Mısır'da da bizde olduğu gibi bir "stent" skandalı patlak verdi son günlerde. Milletvekili Abdülazim el Basel'in iddiasına göre hastalar belirli bir fırmadan fahiş fiyatla stent edinmeye zorlanıyorlar. Siyasetin gündemine ise Cumhurbaşkanı Hüsııü Mübarek'in çok adaylı başkanhk seçimı önerisi orurdu. Mübarek'in çağnsı samimi bulunuyor ama yine de sayıları 19'a ulaşan partilerden çok aday çıkmayacağı anlaşılıyor. Başkanhk seçimi eylülde. Mısır Konut ve Yenı Yerleşimler Bakanı tbrahim Süleyman ise Türkiye başbakanını örnek alıyor sanki. Gazetecileri mahkûm ettirme telaşına düşen bakanın son kurbanlan üç gazetecı oldu. Suçları düzmece haber yayımlamak. Bu nedenle birer yıl hapis ve 2 bın 400'er YTL para cezasına mahkûm oldular. Kamuoyunun tepkisiyle karşılaşan bakanın ise Nıl'i doldurarak yeni alanlar kazanmak ve tüm bakanhkları Kahire dışına çıkarmak gibi düşünceleri var. Bu nedenle hem basınla ve hem de öteki bakanlarla çatışıyor. Bir ilginç projesi de, 1950'lerde ünlü Tahrir Meydanı'nın ortasında inşa edilen Mugamma binasını otele dönüştürmek. Mugamma, tüm devlet hizmetlerinin bir arada yürütüldüğü, her gün devletle ışi olan on binlerce kişinin ziyaret ettiğı devasa bir mekân. Mugamma otel olursa, tüm bu hizmetler nasıl yapılacak endişesi toplumu şimdiden sardı. Bakan, Nil sahilindeki Mısır Radyo ve Televizyonu binalarına el atmaya kalkınca, bu kez de televizyoncularm hışmına uğradı. Mısır, tüm bu sıcak tartışmaların içinde kendine özgü yollarla demokrasiyi güçlendirmek içın ciddi bir çaba gösteriyor. Kahire'nin mayıs gündeminde bir de Türk-Mısır dostluğunu güçlendirecek önemli bır tören yer tutuyor. Yeni Kahire havaalanı projesini bir Türk firması (TAV) gerçekleştirecek. Ve mayıstaki temel atma töreni için heyecanh bir hazırlık yapılıyor. Tüm dünyaya turizm hizmeti sunan Mısırlılar da çağdaş ve güzel bir tesıse kavuşacak olmanın sevinci içındeler. Bu törene Mısır ve Türkiye'den yoğun bir ilgi ve katılım beklenıyor. Mısır, bu aylarda daha da güzel ve gizemli. Saint Exupery, "Terre des Hommes"da çölü, içinde gizlediği suyun güzelleştirdiğini anlatır.. Mısır'ı da içinde taşıyageldiği gizem güzelleştiriyor.. Geçici ebeveynlik ve eşcinsel çiftler reksas bir ilke imia attı! Artık ABD'de eşcinsel çiftlerin geçici ebeveynlik hakkını yasaklayan ilk ve tek eyalet. Geçici ebeveynlik (fost^r parenting) ABD'de yaygın bir uygijilama. Genellikle aile içinde tacize veya şiddete uğrayan veya dqğişik nedenlerle (anne babanıp hastaneye yatması veya hapse girrnesi gibi) bir süre için bakıma muhtaç hale gelen çocuklara gönüllü çiftler sahip çıkıyor. Bazı durumlarda çocuk akrabaya veriliyor veyalbir aile tarafından evlat ediniliylor. Bu çiftlerin cinsel eğilimi şjmdiye kadar sorun olmamıştı. İlk defa Teksas'ta bu konu gündeme geldi ve geçen hafta bu yönde hukuki bir değişiklik yapıldı. Çocıik Hizmetleri Yasası eyale^ başkenti Austin'de 135 'Evet', 6 'Hayır' ve 2 boş oyla kabul edildi. Medyanın ilgisini çekem bu yasayı haklı göstermek amacıyla birçok eşcinsel karşıtı kuruluş ciddi olmayan istatistik ve ar^ştırmalara başvuruyor. Bu çabalarj içinde en ağır iddia Cathie Adaıris'dan geldi... Merkezi Dallas'ta olan Teksas Kartalı Forumu Danışn(ıa Grubu başkanı olan bu hanım,! 21 Nisan akşamı CNN'de şöyle cjedi: "Eşcinsel çiftlerle kalan çocuklar tıeteroseksüel çiftlerie kalan çocuklara oranla 11 misli fazla tacize uğnıyor." Böyle iddialı bir yorumu neyç dayanarak yaptı Adams? Colorado'daki Aile Araştırma Enstitüsü Bi şkanı Paul Cameron'un bir araştıtması böyle göstermiş. Dr. Camero ı'un enstitüsü TEKSAS tutuculuğu ve eşcinsel karşıtı propogandasıyla tanınıyor; hatta Dr. Cameron eşcinsellerın "kamu sağhğına büyük tehdit" olduğunu söylemiş. Komiktir kı Dr. Cameron'un bu araştırmayı yaptığı Illinoıs eyaletınde bugüne kadar geçici ebeveynlik yapan çiftlerin cinsel tercihi sorulmamış; bu konuda hiçbir kayıt yok. O zaman nasıl oluyor da ciddi ciddi böyle bir iddıada bulunuluyor? Referansın Cameron olduğu ortaya çıkınca çoğu medya grubu Cathie Adams'ı alay konusu yaptı. Ama bütün bunlar Teksas'ta geçen bu yasayı değiştırmiyor tabıi. Teksas eyalet temsilcisi Robert Talton. şöyle diyor: "Savunmasız çocuklan korumak görevimiz; eşcinsel veya biseksüel bir çifte çocuk emanet etnıek bu göreve ters düşer." Buna ek olarak yasada, bir çocuk hımayeye verilmeden önce ebeveynlerın "gerçekten heteroseksüel olup olmadıgının kontrol edileceği" belırtılıyor! Tahmin edebileceğiniz gibi bu ayrıntı da birçok kişi tarafından espri konusu oluyor. Eee.. hakhlar tabii. Çocukları iyi kalplı, sevecen ve dürüst olan eşcinsel ya da biseksüel çiftlere emanet etmek yerine dövecek, eğitmeyecek, alkolik veya başka ciddi sorunu olan ebeveynlerinde bırakmak veya bu tip heteroseksüel çiftlere vermek daha doğru! Eh, ne de olsa onlar "normal"!.. [email protected] ADALETBARIŞ GÜNERSEL TunickIn 'çıplaklan'... Belçika'nın Bruges kenrinde yüzlerce kişi, dünyaca ünlü ABD'li fotoğrafçı Spencer Tunick için çırılçıplak soyunup poz verdi. Tunick, çıplak insanlan farldı mekânlarda çeşitli konumlarda gösteren fotoğraflanyla tanınıyor. Yüzlerce gönül- lüııün kaüldığı saatler süren çckimler Bruges'teki Stadschouwburg Tiyatrosu'nda yapıldı. lunick'in çıplak fotoğ- raflan Corpus 05 sanat fesrivalinin açıhş töreninde sergilenecek. (Fotoğraf: REUTERS) îşsiz yabancının uyumu güçA lmanya'da her şey uzaktan görüldüğü /\ gibi öyle pek tozpembe değil. - Z A Bundan 15 yıl önce doğusundaki "hasta" Almanya ile birleşmesinin ülke toplumuna hiçbir yaran olmadı. AB verilerine göre, son yıllarda birliğin ekonomik açıdan en az gelişen ülkesi olduğu kanıtlanan Almanya'da işsizlik ikiye katlanıp 6 milyona yaklaşırken, fakirleşen insanların oranı hızla artıyor, orta sınıf eriyor, eğitim giderek geriliyor, insanlar evlilikten kaçmdığından doğumlar da giderek azalıyor, toplum küçülüyor. Geleceğine artık pek umutla bakmayan insanlar toplumu bencıl. Bıreyler her geçen gün daha çok "adalar" oluşturuyor. Kısa süre önce resmı makamlar, ülkede suç işleme oranının arttığmı, insanların giderek daha çok kaba kuvvete başvurduğunu açıkladı! 1998'den bu yana ülkeyı yöneten Sosyal Demokrat/Yeşiller koalisyonu o yıllann "İşsizliği yarı yarıya azaltacağız" sözünü yerine getiremedi. Bunun da altında en çok ezilenler "bizimldler" oldu! Iş ve Işçi Kurumu'nun yeni verilerine göre ülke genelinde işsizlik yüzde 10.5 oranında. Yabancıların ise STUTTCART AHMETARPAD yüzde 22.5'i işsiz dolaşıyor. Stuttgart örneğinde, kentteki işsizlerin yüzde 40'ı yabancı. İşsiz gençlerden yüzde 38'i Alman pasaportlu değil. Yabancılann yüzde 80'i hiçbir mesleki eğitimden geçmemiş, Almancalan da yetersiz. Yeni bir ış bulmalan hemen hemen olanak dışı... Bu sorun gerek yaşhlar, gerekse burada doğmuş dördüncü nesil gençlerde çok belirgin. Çoğu ortaokulu zar zor bitiriyor, liseye gidenler parmakla gösteriliyor. Türk çocuklarından ilkokula başlayanların sadece yüzde 10'u liseye ulaşabiliyor! Günümüzde işsiz kalan 50 yaş üzeri yabancının bir daha iş bulamamasının başka bir nedeni de var. 0nun yıllarca yapmış olduğu, pek meslek eğitimi gerektirmeyen "basit" işi Alman şirketleri son yıllarda artık Doğu Avrupa ve Asya'nın "ucuz" ülkelerinde yaptırıyor... Almanya'dan sadece kapital değil, işgücü de kaçırılıyor! Ülkenin sorunları şu sıralar çok karmaşık. Hepsi iç içe geçmiş. Tam bir arapsaçı. Yün yumağı! Yönetenler dolanmışlar kedi örneği bu yumağa, neresinden, nasıl açılacak, hiçbiri bilmiyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Bu arada kaybeden sadece Almanlar olmuyor, yabancılar da okkanın atına giriyor. Böyle bir ortamda "Yabancılar topluma uyum sağlamıyor" diyenler, ne yazık ki gözlerini kapatıyor, uyumun "tekyönlü bir cadde" olmadığı gerçeğini hasıraltı ediyor... En kolayı, vur abalıya! Birkaç ay önce yaptığı açıklamalar ile, Fethuüah Hoca'ya yaİcın genç işadamlannın kurduğu özel liseye sıcak baktığını belirten Stuttgart Büyükkent Belediyesi'nin Hırvat asıllı yabancılar ve uyum sorumlusu, geçenlerde bir gazete röportajında işsizlik ve uyum konularında getirdiği bir "öneri"yle yine dikkatleri üzerine çekmesıni bildi! "Kentteki 200'e yakın yabancı dernek, geldikleri ülkenin kültürünü koruma amaclı çahşmalar yapacaklanna artık gençlerin uyumu konusu ileilgilensinler!" diyerek uyum için nelerden vazgeçılmesi gerektiğini açık açık söyledi!.. www.ahmet-arpad.de BEST PUBLISHING 'ATATÜRK HÂTIRALARI / REMEMBERING ATATÜRK' Çeviri yarışmasının sonuçları irincilik ödülü: (7500 YTL) Gülgün Karal/Ankara kincilik ödülü: (5000 YTL) As ı Mertan Dougherty / İstanbul Üfcüncülük ödülü: (2500 YTL) Farma Aysun Babacan / İstanbul Mansiyon Kazananlar: (her mansiyon 1500 YTL) Nilgün Dungan / İzmir Nuran İnanç / İstanbul Defne Kent/İstanbul Semih Lim / Ankara Ayça Ayşe Seral / Muğla 28 Mavıs 20Cİ5 tarihinde saat 18.00 - 20.00 arasında İstanbul Hilton otelinde 3 yabancı dil uzmanımız (Lesley Sephton, Dorothy Gvvillim, John Dyson) tarafından yapılacak olan 2 saatlik eğitim semineri sonrasında düzenlenecek ödül töreninde ödül ve mansiyofı kazananlara ödülleri verilecektir. www.bestkitap.com MJKJ I Amerikan solu ne âlemde acaba..."* 7"e zamandır bekliyordum; iki / \ / elim kanda olsa gıderdim: JL Y Amerikan solu ünıversitede toplanırsa, mutlaka ızlemeliydim. McCarthy'ye yakalanmadan! 40 bin nüfuslu kasaba kadar öğrencisi olan Purdue Ünıversıtesi'nin solculannı bir arada göremedikten sonra, kampusta olmuşum ne çıkar! 6 yıl bekledim, sonunda oldu... Geçenlerde, Amerikan solunun önde gelen teorisyenlennden, Amerikan Komünıst Partisi destekli Radıcal History Review'un editörü, ünlü bir profesör konferansa geldi: Van Gosse. Van Gosse kitaplar, makaleler yazıyor, "New Left"in (Yeni Sol) kamuoyunu oluşturuyor. Üniversitede hoca. Amerikan Banş Hareketi'nin hderlerinden olarak tanınıyor. Gosse'yı dinlemeye erkenden gidıp salonda yer kapmak niyetindeydim. Buna gerek olmadığını oraya vannca anladım. Salondakileri parmakla saymaya kalkarsam ayıp olacağından, göz ucuyla taradım. 30, belki 35 kişi... Dınleyicılerın yaş ortalaması 20. Ancak konuşmanın sonuna doğru, siyasal bilimler bölümü hocalanndan Harry Targ'ın öğrencisi olduğu söylenen salondaki "kahir ekseriyet" bırden kalkıp gidince yaş ortalaması 50'lere dayandı. On kişi kalmıştık. En gençlen bendım. Targ'ın konuğu olarak West Lafayette'e gelen Gosse'yı dinledıkleri için öğrenciler kaptıklan fazladan not adına memnundular; parmakarası terlikleri şıpırdata şıpırdata ayrıldılar. Konferansın soru-cevap kısmında Gosse Hoca'ya ayıp olmasın diye zoraki bir soru da ben sordum. Gosse'nin konuşması "Irak savaşı ve Amerikan dış politikası n üzerineydi. Gosse, daha çok Senato, Kongre ve alt-üst komisyonlarla ilintılı iç politika muhasebesi yapmıştı. VVashington D.C.'dekı zevatı pek merak etmediğimden bu konuda epey bilgısiz olduğum, soruda ortaya çıktı. Bense şöyle ağız tadıyla bir Ortadoğu tartışması umuyordum. Amerikan solunun düş kınkhğıyla oradan aynldım. Binanın çıkışında kampusun ortasında yer alan büyük "Memorial Park"ta kurulu bir çadır ve çevresındeki öğrencı kalabalığı ilgimi çekti. Otağ benzerı çadır, orduya gönüllü toplamaya yönelık kampanyanın Purdue öğrencilerine cazip gelecek şekilde düzenlenmış bir etkinliğine aıtti. Alt rütbeli bir subay, birkaç er görünüyor, bir standın arkasında üniformah ikı genç hanım öğrencilerle haşır neşir oluyordu. Çadırın orta yerınde yanş arabası gıbı bir de otomobil duruyordu: Orduya katılacaklar arasında yapılacak INDIANAPOLIS MAHMUT ŞENOL çekılişe hazır! Çadır "Irak'taki piyadelere destek" konulu bez afişlerle dolu. Herkesin ağzı kulağnıda... 1. Dünya Savaşı'nda trenlerle cepheye koşan aslan askerler gibi... Amerikan soluna ait umutlarımın suya düşmesinden birkaç gün sonraydı; Purdue'nün siyahi öğrencileri bır protesto gösterısi yaptılar. Acaba yanıhyor muydum? Hâlâ bir umut var mı? Zencı çocuklar Kappa Alpha Psi öğrenci yurdundan atılan arkadaşlarını savunuyorlarmış. Yunanca alfabeye göre adlandırılan bu yurtlar, birer kardeşlik birlığı gibi... Oraya katılan öğrenci, mezunıyetınden sonra da bağlı kalıyor. Zencı öğrencilerden bazılanmn atılmasına neden olarak sarhoşluk, uyuşturucu, tecavüz, gasp ve darp, güvenlıği tehdit gibi şeyler ilen sürülüyordu. Soruşturma sürerken, üniversite yönetıcileri olaylara karışanlan uzaklaştırmışlardı. Bu olaylara, azınlık haklannın ihlali ve zencilenn ezildiği yolunda yaklaşan grubun hderlerinden Kelly Richardson'ı buldum. Amacım, gazeteme bir haber çıkarmaktı. Kelly, "Evet bi/im Broo'lar böyle şeyler yapmışlar" dıyor, "Ama beyazlar da yapıyor, ne var bunda?" diye konunun bu kısmını kapatmaya çahşıyor. "Beyazları yurüardan çıkarnuyorlar hemen. Mahkeme sonucunu bekliyorlar. Oysa bu kez sırf siyah diye arkadaşlarımızı attılar." Purdue'de 40 bin beyazm arasuıda siyahların sayısı sadece 1028! O nedenle daha politik şeyleri konuşuruz umudundaydım. Onunla Martin Luther King beklentisi duyduğum bir söyleşı dıhyordum. Dennliğı olmayan, sığ, değersiz bir konuşma olmuştu. Gazetecıhk görevi eksiksiz olmamalı, diye fotoğraf da çektim. Sonradan fotoğraflara bakınca gördüğüm şey MTV'ye çıkmış bir rap şarkısıydı: Boynuna asıh kocaman haçlar, bıleklikler ve rapçi yüzükleri, belde sarkık pantolon. Bir, elıyle rapçi selamı vermediği kalmış! TV'deki bir rap yıldızıyla konuşmuşum meğer, fotoğrafa bakınca anladım. Şimdi, hocam Prof. Michael NVeinstein'ı bir kez daha haklı buluyorum. Siyasal Yaşamnı Trajik Duygusu adlı kitabında Amerikan solu için diyor ki: "New Left'in öteki yüzü romantik bireyciliktir. New Left bireyleri kendi düşlerinde yol almaya heveslendirir. Bireyler de otoriteden bağunsız kalacaklanna inanırlar." Diğer bir deyişle Amerikan solunun durumu şöyle açıklanabilir: "Lay lay lom!" Onlara Genco Erkal'ın sesiyle Nâzım'dan "Akrep gibisin kardeşim... Kahahatin büyüğü sende" dıyesim geliyor, ama...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle