Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MAYIS 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Sponsor sorunu
Geçen hafta bu köşede T.C. Başbakanlık
Insan Hakları Başkanlıgı'nın, insan hakları
ile ilgili 48 sayfalık "Bilgi Dosyası" başhklı
kitapçığının arka iç kapağında "Bu kitabın
basımı ve dağıtımı Ingihere Büyükelçiliği
tarafından desteklenmlştir" duyurusuna
yer verildiğini yazmıştık.
Türkiye Insan Hakları Kurumu Başkanı
Nevzat Helvacı anımsıttı. Insan Hakları
Danışma Kurulu toplantılarını düzenli olarak
Devlet Konukevi'nde yapıyormuş.
Başbakanlık geçen yıl "masraflı oluyor"
gerekçesiyle merkez bhaya almış
toplantıları...
Helvacı acı acı gülümsodi, "Anlaşılan"
dedi, "Başbakanlık, bunca savurganlık
arasında birkitapçığı b'le bastıracak
paradan yoksun ki, insan hakları konusunu
yabancı sponsorlara hevale ediyor..."
Helvacı, bir de soru ekledi sözlerine:
"Bir kitapçığın bastınlrrası için Ingiltere
Büyükelçiliği'nin kapısını çalanlar, bilmem
bu ayıbın utancını yaşıyorlar mı?"
Bilen varsa beri gelsin..
Koro
cınkarcı ku ISIK KANSU
Paratoner
Yunan Dışişleri Bakanı'nın Türkiye ziyareti-
nin hemen öncesinde, kimi siyasetçilerin de-
yimiyle "damdan düşergibi" konuştu ve "Yu-
nanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasının
savaş ilanı sayılacağına ilişkin TBMM kararı
kaldırılmalıdır" dedi. Hükümetsözcüleri, "Yok
böyle bir şey" diyemediler, demediler.
Türban yasağına ilişkin Anayasa Mahke-
mesi ve Avrupalnsan Hakları Mahkemesi ka-
rarlarını bir kez daha vurgulayan Anayasa
Mahkemesi Başkanı'nayanıt verdi, "Gerekir-
se Anayasa Mahkemesi'ni kaldırırız" dedi.
Hükümet sözcüleri "Olmaz böyle bir şey" di-
yemediler, demediler...
Bilesiniz ki, son çıkışları ile TBMM Başkanı
Bülent Arınç, bir paratoner işlevi üstleniyor:
Gerek AB, gerek devlet organları, gerek
seçmen, gerekse kendi parti tabanından gi-
derek daha fazla tepki çeken Recep Tayyip
Erdoğan hükümetine yönelen şimşekleri üs-
tüne çekiyor, sonra da toprak yerine kimin
gerilimi yüksekse oraya veriyor. Kimi kez Yu-
nanistan ya da AB'ye, kimi kez de parti taba-
nına...
Böylesine, siyasette genellikle "danışıklı dö-
vüş "deniyor...
Fransız yapımı "Koro" lilmini
izlemediyseniz, kaçırmayın! Bir
öğretmenin, müziğin gıcüyle çocukların
ruhunu nasıl güzel kavrîdığınatanıklık
edeceksiniz...
Filmi, ilk bakışta bir "retörmist" görüntüsü
veren, ama uygulamala'i
değerlendirildiğinde kaiası karışık bir
yönetici konumuna daha yakın düşen
Talim Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk
ise mutlaka izlemeli... Kendisini ziyarete
giden Kamu Kültür ve Sanat Platformu
üyelerine, "llköğretimin
müzik, resim ve beden
zorunlu olacağını, ancak daha sonraki
sınıflar için böyle bir sö.r veremeyeceğini"
söylemişti ya, filmi izledikten sonra
düşüncesi değişir belki..
ilk beş yılında
ığitimi derslerinin
Hoş beyanname
Dernek kurdunuz ya da ku-
racaksınız... Içişleri Bakanlığı
tarafından hazırlanan yeni res-
mi "Dernek Beyannamesi"n\
doldururken Bölüm lll'te "Tüzük-
te yer alan kuruluş amac/"nıza
ilişkin şu kutucuklar karşınıza
çıkacak:
"Araştırma I geliştirme (rese-
arch & development) faaliyet-
leriyapmak,
Izleme I değerlendirme (mo-
nitohng & evaluation) faaliyet-
leriyapmak.
Savunu (advocacy) faaliyet-
leri yapmak."
AB sürecinde dernek beyan-
nameleri bile bir "hoş", diğer
birdeyişle "n/ce"oldu canım...
Attila Jozsef
Farkında mısınız, Atti-
la Jozsef 100 yaşına gir-
di.
Hani, "Sonunda ulaşı-
yorinsan Ikumlu, sulakbir
ovaya. I Kederle bakıyor
çevresine, I 'Umut yok'
derken kendikendine" di-
zelerindeki kadar karam-
sar, "Insan çocuk daha,
bunubiliyorum I Ama bü-
yümek istiyor; işte bu
onun deliliği. I Ebeveyn-
leri sevgi ve akılI Ona göz
kulak olsalarbari" dörtlü-
ğündeki kadar umutlu,
"Bilirsin, yalan söylemez
hiçbir zaman ozanlar"
tümcesindeki kadar ken-
dini bilen Macarşair Atti-
la Jozsef var ya, işte o...
Bugün saat 14.30'da
Uğur Mumcu Araştırma-
cı Gazetecilik Vakfı'nda,
konuşmalarla, fotoğraflar-
la, müzikle anılacak Atti-
la Jozsef... Insanların uçu-
rumlara itilmiş yalnızlığı-
na, Tuna kıyılarından bir
asırlık yankı ile seslene-
cek: "Mutluluk ve üzüntü
gibi haberliyiz birbirimiz-
den. I Geçmiş benimdir,
şimdiki zamansa onlann.
I Şiir yazıyoruz - onlann
elinde kalem, I bense on-
lan duyarakgeçmişianım-
sıyorum."
Gizlilik altında
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdüllatif Şe-
ner'in, Başbakanlık özelleş-
tirme Idaresi Başkanlığı adı-
na 7 Mart 2003 tarihinde Ulaş-
tırma Bakanlığı'nagönderdi-
ği "g/z//"yazıylaTürkTeleko-
münikasyon AŞ'nin özelleş-
tirilmeden önce borçlandırı-
larak hisse değerlerinin düşü-
rülmesini istediğini ortayaçı-
kardı CHP Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu. TBMM'yetaşı-
dı bu akıl almaz oyunu ve de-
di ki:
"Telekom giderse, teleko-
münikasyon alanımızyaban-
cılann eline geçmiş olacak.
Erdemir giderse, demir-çe-
lik sanayimizi dünya tröstle-
ri vutacak. TÜPRAŞ, PET-
KIMgidersepetro-kimya te-
sislehmizyabancılara pazar-
lanacak. 21. yüzyılda birül-
keyi ele geçirmeninyolu; ile-
tişim, demir-çelik, çimento,
petro-kimya, bankacılık gibi
sektörlerine, kısaca güçlü
ekonomik kurumlanna sahip
olmaktan geçiyor. Türkiye,
işte bu olumsuz sürece so-
kulmuştur."
Ülkenin biricik değerleri
gizlilik örtüsü altında tuzağa
düşürülüyor. örtüyü kaldırdı-
ğınızda bir bakıyorsunuz, ege-
menlik göz göre göre ayak-
larımızın altından kayıyor...
Cumhuriyet okurları,
Gazetenizin 82 kuruluş yıldönümünü
kutlamak için
Güney llleri Bürosu'nda buluşalım.
7 Mayıs 2005 Cumartesi (bugün)
Siiat: 12.00
Adres: Inonü
Aksoğan Işh
Tel:0
2002/182
Davacı Sefer Aşkar veki
hine mahkememize açılan
sonunda;
Sübut bıılan davanın kabı
58, hane: 138'de nüfusa ka;
Sefer Aşkar ile aynı yer nü
03.06.1950 d.lu Tamilla Aş
şiddetli geçimsizlik nedeniy
Cad. 5 Sok.
anı Kat: 1 ADANA
22 363 12 11
KlM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakia turk.net
IĞD1R ASLlYE Hl|KUK MAHKEMESİ'NDEN
îsas 2003/741 Karar
tarafından davalı Tamilla Aşkar aley-
ıoşanma davasının yapılan yargılaması
lü ile Iğdır ili merkez Bağlar Mah. cilt:
tlı Cevat ve Zehra'dan olma, 1337 d.lu
fusuna kayıtlı Bilal ve Gözel'den olma
car'ın TMK. 166/2. maddesi gereğince
le boşanmalarına dair karar, bulunama-
yan davalı Tamilla Aşkar'a ı an tarihinden itibaren 7 gün sonra teb-
liğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 20576
PENDİKl.AİL
Esa:
memizce yapılan duruşmas
Davalı Mehmet ve Seher'c
Yüksel'e (Sıvas ili, Suşehri,
diğinden dava dilekçesi ve
madığı gibi tüm araştırmala
adresi tespit edilemediğind
MAHKEMESİ'NDEN
No: 2004/453
Davacı Ürnmügülsüm Yüksel tarafından davalı Şener Yüksel
hakkında açılan 2004/453 Hsas sayılı boşanma davasının mahke-
sırasında verilen ara kararı uyarınca;
en 05/03/1950 yılında doğma Şener
Güngören c: 78, hane: 5'de nüfusa ka-
yıtlı) bilinen en son adresi Ahmet Yesevi Mh. Aydınlı Cd. lşılay sk.
N: 15 Pendik/lstanbul olduğıı, daha önce bu adreste oturduğu bilin-
luruşma gününün tebliği mümkün ola-ğ
ra rağmen de teblıgata uygun başkaca
n, ilanen tebligat yaptırılmasına karar
verilmiştir.
Adı geçen davalının 21.0İ6. 2005 günü saat 10.30'da mahkeme-
mizde yapılacak dııruşmada hazır bulunması ya da kendini bir ve-
kille temsil ettinnesi, ayrıca savunmaya yönelik tüm delillerini de
duruşma gününe kadar sunması, geçerli mazeret bildirmeksizin du-
ruşmalara katılmaması halinde ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra
tebligat yapılmış sayılarak yokluğunda yargılamanın sürdürülüp
karar verileceği, ilanen teblig olunur. 29.04.2005
3asın: 20635
ÇANAKKALE L ASLİYİE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 1993'183 Karar No: 2001/113
Mahkememizin 15.02.20(j5 tarih 1993/183 Esas 2001/113 Karar
sayılı ilamı davacı vekili tamfından temyiz edilmiş olmakla, Yargı-
tay 4. Hukuk Dairesi'niıj 26.5.2004 tarih 2004/ 5260 Esas
2004/6793 Karar sayılı ilam
Moukahal E. Ahmet Hassan
sinin meçhul olması nedeni>
ile onama gelmekle Farouk Rasem W.
Zeido Union gemisi donatanının adre-
e tebligat yapılamadığından 7201 sayı-
lı Tebligat Kanunu'nun 28 ve müteakip maddeleri gereğince davalı-
ya ilanen tebliği ilan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde tebligatın
yapılmış sayılacağı 15 gün içerisinde tashihi karar talebinde bulun-
madığı takdirde kararın kesi ıleşmiş sayılacağı hususu ilanen tebliğ
olunur. 03.03.2005 Basın: 20314
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ'NDEN
2001/558
Davacı Ali Gürbay tarafından davalılar Mustafa Bodur, Ümmü
Bodur, Neşe Bodur, Ali Bodur aleyhine açılan kayyum tayini dava-
sının yapılan açık yargılamajsı sonunda verilen "Ticaret Sicil Mü-
dürlüğü'nün 358719/3063011 sicilinde kayıtlı Akkonaklar lnşaat
Ltd. Şti. ortaklanndan Kemll Bodur'un 15/01/2001 tarihinde ölü-
mii ile şirket işlerinde mirasçılannı temsil ve ilzam etmek üzere
Raif oğlu Nusret Büyüksaray'ın kayyum olarak atanmasına" ilişkin
28.09.2004 gün 2001/558 Esjas 2004/904 Karar sayılı mahkeme ka-
rarının TK. 31. maddesi uyarınca yasal süre içinde temyiz edilme-
diği takdirde kesinleşeceği.
Davalılar Mustafa Bodur,
dur'a çağrı yerine geçmek Ü2
Ümmü Bodur, Neşe Bodur, Ali Bo-
ere ilanen tebliğ olunur. 05.04.2005
Basın: 20793
SEHAVETDİNÇEh
Nüfııs cüzdanımı
ÇİZGlLtK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciı mynet.com
HAYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepik(q mynet.com
BAKANIMIZ,
OĞLUNUN TtCARÎ FAALIYETLERINE;
t MAHREMtyETİ"
DÎYEREK AÇIKLAMA YAPMAMIŞ..
TORBANLA SAR
MAHREM
OLUR.
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7 Mayıs wwnj.mumtaz-arikan.com
Cooper; ClaudeHe.
Colber-f ile "Mavı
Sakalm 8-Karısı"
fıfminde.-
GARY COOPER : ISTEKSIZ KAHRAMAN..
19Ot'P£ B U G Ü M r
Ç
PO&OU. ONCELE£< GRAFIK SAfJATÇI^I OIARAK YAŞ/1MIHI S'UKDueMEYE ÇAL/fA-
MHA SONRA HOLWU/ooD 'DA ŞANSlfiJr DEM£y£C£K7İ. COOPE&, <926 OA .'
Y/LDIZI PARiAy/A/CA, BAfeOLLERDe OYMAM/İYA
8O V AfKW FfLM ÇEV/REM OYUNCU, SİUEMAD
-ZJİC AMA K-EMDİ ZUGALLJÇR/AJPAN öOÜfJ
ÇO6U
D£ /STEĞi DtÇINDA
J ) VE
NOOM) F/LMLEeıMOEItJ
ikCİ k£:z OSCAIS ÖOÜLÜ ALACAK OLAAJ
COOPER, I3ĞOTA DA SİUEM/IYA
UİZMETUEeiAlP£M ÖTÜ/5Ü ÖZEL BifZ OSCAfZA'
LÂYIK
Nüfus cüzdanlarırrjızı kaybettik. Hükümsüzdür.
/ MEHMETALt DİNÇER
kaybettim. Hükümsüzdür.
OÜMANAYDIN
BAK1RKÖY 3. AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN 2004/226 ESAS, 2005/394 SAYILI
KARAREVIN ÎLANEN TEBLİĞt
Davacı: Fikret Bingöl
Vekili: Av. Nuray Gör
Davalı: Raife Bingöl
Dava: Boşanma.
Davalı Raife Bingöl'ün belirtilen adreslerinde bulunamadığından ve yapılan araştırmalar sonucunda adresi temin edilemediğinden,
dava dilekçesinin ilanen tebliğ edildiği, mahkememizce verilen 18.04.2005 tarih ve 2004/226 E. 2005/394 K. sayılı karar ile davanın
kabulü ile lstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Şenlik Mah. cilt no: 57, hane no: 662'de nüfusa kayıtlı bulunan Abdulhamit ve Sebahet'ten ol-
ma, 02.03.1937 doğumlu davacı Fikret Bingöl ile yine aynı yerde nüfusa kayıtlı bulunan Rıfat ve Beyaz'dan olma, 08.10.1943 doğumlu
davalı Raife Bingöl'ün TMK.'nun 166/1. maddesi uyannca şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmalarına karar verilmiş olup, işbu karar
yasal süresi içinde temyiz edilmediği takdirde hükmün aynen kesinleşeceği, tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 20451
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
'Burnun mu Yanıyor?'
Bahar nezlesi mi oldun.. gibilerinden bir soru. Ama
Doğu'da bir kadına yöneltildiğinde; "Hesabın tamam!"
anlamına gelebiliyor. Dehşetin pençesine düşen ka-
dın, o andan itibaren önceden yazılmış bir senaryo-
nun esiri olduğunu biliyor. Ağzını açamıyor. Konuşa-
mıyor. Kaçamıyor. Kimseye sığınamıyor.
Vahşetin kimin eliyle, nerde, ne zaman, nasıl gele-
ceğini düşünüyor sadece. Çaresiz bir hayvan gibi kö-
şeye kıstırılmış, beklemekten başka bir şey gelmiyor
elinden. Kalan günler ve saatlerinde kendisinden ön-
ce onlarca, yüzlerce hemcinsine "reva görülen kaçı-
nılmaz sonun" kâbusuyla yaşıyor.
Sahip olduğu en kıymetli şey: "yaşam hakkı" dahil;
kaybedecek hiçbir şeyi olmasa da, "kaçmak" ya da "is-
yan etmek" aklının ucundan geçmiyor. Bu "yazgıya
mahkûm olan kadınlar"; kaçmaya teşebbüs dahi etmi-
yorlar. "Kuşatma", en sevdikleri yakınlarından; eşten,
dosttan, komşudan; ele güne dek herkesten geliyor...
Insanlık serüveni; makineli tüfekler, elektrikli teller,
dişlerine dek silahlı askerler, bekçiler, azgın köpekler,
güvenlik güçleriyle çevrili en umarsız kamplardan, ha-
pishanelerden kaçmaya çalışanların öyküsüyle dolu.
"SingSing"den, "Auschwitz"ten, "Gulag"dan kaçma-
ya çalışan tutsakları gözünüzün önüne getirin. ölüme
mahkûm olan insanlar en olmayacak yerlerden, en ol-
mayacak yöntemlerle tünel kazıp kaçmayı düşleyebi-
liyor; "töre mahkûmu" düşleyemiyor. Törenin hâkim
olduğu topraklar, baştan sona hapishane çünkü. Baş-
tan sona...
Aptal bir kapıyı.. geçemedim
"Bizde isyan nedirbilinmez... Ağlamak, saklanmak,
dayak yemektense yalan söylemek.. ama isyan bilin-
mez. Bu da yalnızca baba ve koca evinden başka ya-
şanacak bir yer olmamasındandır. Yalnız yaşamak,
anlaşılamaz, kabullenilemez."
"Djri Diri Yanmak"ta (Bilgi Yayınevi) "töre"yi anla-
tan Ürdün'lü Souad (SuatJ'ın sözleri bunlar. Ortaçağ
cadıları gibi ateşe verilen Suat'ın öyküsü Avrupa'yı
sarstı ve "best seller" oldu. Bir insani yardım örgütü
tarafından tedavi gördüğü hastaneden mucize eseri
Isviçre'ye kaçırılan Suat, "kıstırılmışlığın" acısını, ba-
kın nasıl sözcüklere döküyor:
"(Aile meclisinde) kulaklarımla ölümüm için verilen
kararı duymuştum... Uyumadım. Duyduğumu tam
olarak anlayamıyordum. Bu bir düş müydü? Karaba-
san mı? Gerçekten yapacaklar mı? Beni korkutmak
için mi? Yaparlarsa ne zaman? Nasıl? Kafamı kese-
rek mi diye kendime sorup durdum... Bazen avluyu
yıkarken, kapıya bakıp boğulurgibi olurdum. Asla or-
dan çıkamayacağım. Bu kapının aptal bir kapı oldu-
ğunu bile fark etmedim; çünkü bahçe ve onu koru-
yan taşyığınıgeçilmeyecekengellerdeğildir. Oradan
birçok kez geçtim. Benim durumumda hangi kız olur-
sa olsun, hapis kaçınılmaz. Dışarsı daha kötü olur. Dı-
şarda utanç, aşağılanma, taşlanma, yüzüme tüküre-
cekya da saçlarımdan sürükleyip eve geri götürecek
komşu kadınlar var. Dışarıyı düşünmüyorum bile..."
Koyundan beter
"Köyümde ölüm korkusu hep var. Babam aşağıda
dururken merdivene çıkmaya korkuyordum. Odun
yarmakta kullandığımız baltadan da, su almaya gitti-
ğim kuyudan da korkuyordum. Koyunların bizle geri
dönüşünü izleyen babamdan da korkuyordum... Ba-
bam herkoyunya da tavukkestiğinde.. ölürcesine tit-
rerdim. Ailem için birbebeğin ölümü, aynı birhayva-
nınki gibi sıradan, basit bir şeydi ve bu bende, birgün
onlargibi kolayca ve çarçabuk ortadan kaldırılma kor-
kusu yarattı. Ineğe, koyuna, keçiye daha iyi davranı-
lıyordu; inekya da koyun hiç dövülmezdi!"
Günlük yaşamın akışında ölümün soğukluğunu sü-
rekli ensenizde hissetmek... Aşiret anlayışının tarif et-
tiği bir "yanlışta" (!) "çarçabuk ortadan kaldırılabilir"
olmanın bilinciyle yaşamak.. Ne uçsuz bucaksız, ne
dipsiz bir vahşet bu böyle...
Suat'ın öyküsünü; "izinsiz çıkıyor, erkeklerle konu-
şuyor" mazeretiyle "burnu kesilen" Rojda'nın traje-
disini okurken hatırladım. Ha Ürdün, ha bizim doğu...
Hiç fark etmiyor. Hayvandan değersiz kadın.
Sorarlarmış önce: "Burnun muyanıyor?". Bu "göz-
dağından" sonra; burun, parmakgibi organlar kesilir,
saçlar kazınırmış. Aç bırakma, cinsel organ dağlama,
kezzap atma.. diğer cezalar arasında. "Töre cinaye-
ti", nihai aşama: Boğmak, nehre atmak, traktörle üs-
tünden geçmek, diri diri yakmak, intihara zorlamak...
Bir asır öncesinde işlendiği iddia edilen "Ermeni
soykırımından" daha beter bir vahşet bu. Gözümüzün
önünde cereyan ediyor. Hepimiz gördük, tanığız. Bun-
dan âlâ "insanlık suçu" olur mu?
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Seyhanlrma-
ğı'nı oluşturan
önemli kolla-
rdan biri. 2/
Buğday tanesi-
nin olgunlaş- 4
mış içi... Buğ-
day ve arpa tar-
lalarında ekin-
le kanşık ola-
rak yetişen ve
"deliceotu" da
denilen bir çe-
şit ot. 3/Yaprakları yü-
rek biçiminde bir ra-
vent türü... Kırsal ke-
simde büyük toprakla-
rı olan, varlıklı ve sö-
zü geçer kimse. 4/Bü-
yük demiryolu dura-
ğı...Notadadurakişa-
reti... Kahn bükülmüş
sicim. 5/Topluya da tu-
ristik geziler için ya-
pılmış büyük otobüs.
6/Çatal bıçak takımı yapmakta kullanılan gümüşlü bir
alaşım. 7/Var sözcüğünün karşıtı... Ölen kimsenin vü-
cudu. 8/Bir tür çörek... Kenar süsü. 9/Yabanıl hayvan
barınağı... Yabancı... Azerbaycan ve Kars yöresine öz-
gü telli bir çalgı.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/Gaziantep ilinde, BirecikBarajı'nm sulan altında ka-
lacak olan ünlü antik kent... Atasözlerine dayanan di-
daktik Çin şiiri. 2/ Marmara Denizi'nde turistik bir
ada... Fransa'da bir kent. 3/ Sesi uzağa iletmeye yara-
yan elektrikli araç. 4/ Sümerlerde gök taıınsı... "Ah-
met Tarık —-": Sinema oyuncumuz. 5/Aydınlatma
araçlarmda kullanılan bir gaz... Vilayet. 6/ Bir cetvel
türü... Kurak bölgelerde yaşayan bir sürüngen. 7/Ka-
rakter... Soyundan gelinen kimse. 8/ Su kıyılarında ye-
tişen ve kökü hekimlikte kullamlan otsu bir bitki...
Baston. 9/Osmanh ordusunda ve donanmasında hafif
piyade askeri... Hatay yöresine özgü, buğday ve etle
yapılan bir yemek.