Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 22 MAYIS 2005 PA2AR aş!ı kadın tarihı mezarlıgın kapısından içen ginyor. Küçük adımlarla yüruyor, upuzun duvardakı bronz tabelalara baka baka ilerliyor. Bir süre sonra duruyor, eğılip elındeki, vilîasının bahçesınden topladığı çiçekJeri ıslak topraga bırakıyor. Karşısındakı yüksek duvan kaplayan tabelalarda akrabalannın adlan yazıyor. FHedrich ve Enuna Gundert annesının habasıyta eşı. Yaşh kadının dedesi. Hermann ve JuHe Gundert, annesının büyükbabasıyla eşı. Marie Hesse, yaşlı kadırun dedesının kız kardeşı ve Hermann Hesse'nın annesı... Gözlennı kapatıp bır şeyler mınldanıyor. Dua mı edıyor, burada yatan aıle feıtleri ile mı konuşuyor'' Yaşlandıkça daha sık geçmişe dönüyoranılannda. Bsrkaç yıl sonra 90 yaşında olacak. Sonra ağır agır mezarlık çikışına doğnı yürüyor. Karşı kaldtnma geçıp ırmak kayısından küçük kente dönüyor. 'Anüanmda Hermann 7 Son günlerin yağmur'annın ardından Nagold'un sulan hızlı hızlı. köpük köpük akıyor. Az öiede. Güney Tırol evlerinı andıran kocaman taş yapıyı 1694 'te tüccar Johann Schill yaptirmıştı. 0nun aiiesinden gelen Emma, yas,h kadının dedesi Friedrich'in eşiydi. Üç katlı bu koca yapıda ne güzel günler geçirmişti. Bach hayranı dedenin evde verdigi konserleri çok iyı anımsıyordu. Müzıge olan ılgısı belkı de o yıllardan kalmaydı. Genç kızhğında konservatuvarda pıyano ögrenmış. konserlere kaülnuş, sayısız ögrencıye ders vermıştı. Annesının halası Marie de severdi müzığı. Sık sık anlatırdı annesi, çok yanlı, hareketli ve üstün yetenekli bir kadın oldugunu. Ebeveynlennin misyonerfik yaptığı Güney Hmdistan'da 1842'de dogmuştu. 1874te evlendığı Johannes Hesse, ikıncı kocasrydı. Ona ikı kız, bır de erkek çocuk doğurmuşru. 1877'de dünyaya gelen ogullan Ördeklerin yüzüşünü, balık tutanJan... Hermann çok sonınlu çıkmıştı. Kimı zaman o da atardı oitasını îikokuldan sonra Latınce Öğrenen sulara. O burada zaman öldurürken Hemıann 15 yaşında Mauibronn yaşıtlan ya okula gider ya da çıraklık manastınna yolianır. Birkaç ay aradan yapıp bir meslek öğrenirlerdi. Kent geçmeden kaçar, Stetten sınir ınsanlannın gözünde Johannes ıle klmıgınde üç ay yatar, Sruttgart'ta Marie Hesse'nın oğullan Hermann lıseye kaydı yaptınhr, knzler yeniden tembelin tekiydi, bir şey olacagı başlar, okul yerine şaraphaneleri yoktu. Çok sonralan o yeğler, ne oldugu büinmeyen insanlarla dostluklar kurar, STUTTCART günlerden söz açıldıgında, çocukluğumda pek sağa sola borç takar, okuldan sevilmezdım, dıve kaydı silînir... 1906'da konuşurdu. O yıllann yazdığı T n t e r m Rad" adlı deneyımlennı hıç romanın konusu o yıilann unutmamıştı. Yaşlı kadtn gençlık bunalımlandır. Hermann Hesse'yı, Ya$lı kadın aniden Hermann AHMETARR\D Güney Isvıçre'mn Tessm Hesse'yı göriiyor. Nagold yöresındeld vilJasında ırmagının üzerindekı tanımıştı. 1930'lu yıllardan başlayarak köprüdeler. Bronzdan Hesse, ondan Montagnola'nın bır yamacındakı o uzun boylu, elinde şapkası, gelip e\e stk sık gıtmıştı annesıyle. Aşagı geçeru pek umursanuyor. gözlennı bahçe kapısında yazardı, zıyaretçı ötelere dikmış, yeşil yamaçlara. kabul edılmez dıye. Vıllanın yukan ırmağin sulanna... Haylazlık, avare kapısında da aynı şeyler okunurdu. gençlik yıllannda burada saatlerce Annem çalışma odasınm kapısını dunır, sulann akışını seyrederdi. 10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I drsharyacumhuriyetcom.tr açtıgında "Hermann Amca" ayakta karşılardı btzı, kollan ikı yana açık. Ben deneyimsiz bir genç kız, o ıse dünyaca üntü bir yazar. Yıllar öncesinin haylaz ve tembel delikanlısıru artık mılyoniar okuyordu. Kimi zaman, annemim hedıyesı olan bır Bach plağını pıkaba koyar, bakışlannı karşı yamaçlara dikerdı. O yıllarda resme de başlamıştı. Her ziyaretimizde evinın duvarlanm daha çok tablonun süsledı|ını fark ederdım. Hepsı de ekspresyonıst, rengârenk \ e özgürlük dolu tablolar. 193rten başlayarak Almanya'dan kaçan bırçok dostuna yardjmı esırgememıştı. Çogu kez elinde ne varsa onlara harcamış, başka ülkekre sığınrnalanna destek olmuşru. Savaş yıllannda Almanya'da eserien yasakianıp, paralar suyunu çekmeye ba$layınca kendını ıyıce tabloya vermış, kazandıkiannı da dostlanna harcamıştı. Bızlere yolladıgı, Nazı sansüründen geçmiş mektuplann ardı arkası hıç kesîlmemıştı. En çok da ablası Adele ıle mektuplaşır. onunla sık sık dertleşırdı. Annemızın sonsuz beğenisi ve çocuklanna olan sevgisiyle babamızın duygusal ahlak değerlendır bızlen bugünlere taşıyan, diye yazdığı bır mektubu Adele •teyze" ölümünden az öncekı bir ziyaretimizde anneme okumuştu. Annemle babamın e\ ınde bırçok dünyanın ışıgı bır araya gelmıstı... Yaşlı kadın. vıllasma doğru yükselen yokuşu ağır ağır çıkıyor. Tek başına oturduğu ikı katlı, sekız odah bınanın kapısını açıp ıçen ginyor. Duvarlan Hermann Hesse tablolan ile süslü salonda bır köşede duran eskı pıyanonun başına geçiyor. parmakJannı tuşiara dokunduruyor. Bach'dan bır sonat odayı kaplıyor. Kocaman pencerelerden Karaormanlar kenti Cahv'ın yemyeşıl yamaçlan görünüyor... www.ahmetarpadde Bak postacı geliyor! ostacı Glenn Snow 19%'dan ben Indıana eyaletınin Franklın kasabasına gelen mektuplann yansını dağıtıyorsa, kalanı da evinin garajında istiflıyordu. Koleksıyonu polısin kuşkulanması uzerine ortaya çıktı. Zaten ondan başka kuşkulanılacak kinıse yoktu. Mektuplann dağilmadığı o bölgeden salt o sorumluydu Amenkan potisı inanılmaz bır zekâ kıvrakhgı göstenp on yıl sonra postacıdan kuşkulanmayı akıl edebılmıştı. Snow, on yıl önce ABD posta kuruluşunda ışe girmışti. Lki yıl kendını zor tutmuştu: Dört gözie mektup beklcyenlenn zarflanna el koymaya. demek kı, 8 yıl önce başlamış Snow, mektuplan garajında üst üste yığmış. paket ıpıyle de bır güzel bağlamış Kasaba şenfı müvezzı efendının garajına baskın yaptıktan sonra gözlenne ınanamamış olmalı: Polıse göre, garajın tamamı doluydu \e mektup zartlanndan kuldenn yükseklığı 5 metreyı geçıyordu. Postacı, yerel WTHR tele\izyonunda, "\apd*una pişmanım. Özür dUerim'* dıyordu, "Kt'iMÜmi tutanıadınu mektupknıuzı sakJadııu". Bana kahrvı bu ozrun arkasmda, ıkı neden olmalı; Bırınci neden, Franklın'uı kuzey ucundan güneymdeki KnolKvood çiftlık evienne kadar uzanan gikergâhı her Allahın günü dola^maya usanmasıdjr. Diğer deyişle postacı, ayıptır söylemesi, bıraz (embeldı... Ikıncısiyse, daha derin bır ruh büımsel açıklamaya uzanır; deyin kı Frend lezlerine kadar! Postacı, kapılan iki kere çalarak, allı pullu zarflan dağıtmakla onları saklamak arasındakı ruh salınımını. kışılıguım dennlerinde yatan "mektupsuzluk" özlemıru bastmnak ıçın garajı lehnıde kııllanmıştı. Bu. psıkologlann çok se\dıklen türden uzun ve içinden çıkılamaz bir cümle olduğundan. özetle denilebilir ki postacımız mektup bekleyenlenn yeruıe VIA1LMLTŞENOL kendini koymuştur. Çünkü, tezime göre, postact Snow"a kımseden mektup getmıyordu. Tıpkı Gabriel Gartia Marquez'm *.\lba>'a Kinıseden Mektup \i»k'' adlı romanındaki gıbı. . ülay onaya başanyla çıkanldıktan sonra postacı derhal açığa ahndı. Aynca kamu davası açıldı, ancak yargıç tutuklamayı gereksiz bulduğundan serbest bırakıldı. Posta idaresi on yıllık eskı mektuplan sahıplerine dağıtmaya kalkışacakn, ama bunun türlü sakıncalan düşünıildügunden gecıkmış dağıtun ışı yavaşa ahndı. Adres sahıplennın gerçekten bu mektuplan, şimdı isteyıp ıstemeyeceklenne göre dağıtsma geçılecektı Öyle ya1 Diyelim evin hanımına, bir zamanlargenç kızken sevgilisinden tutku dolu, hatta içinde biraz mustehcen sözlerin geçtigi bir mektup ğönderiImîş'oTsun. Mektup garajda on yülık " istirahatini yaparken, e\in kızı bu" başkasıyla çoktan evlenmiş, hatta rninı mini çocuklan bile ohnuştu. Kocasının bu mektuba tepkisi ne olurdu? Yahut diyelim ki, pazarlan kilisede ön sırada dizustü çöken. işyennin her ay en iyi elemanı seçilen, kasabanm sosyal etkınliklerde çekılmış fotograflann ilk sırasmda. tam ortadayer aian e\uı babası, ıvı koca ve I>T Hınsrıyan bılinen birinin, 10 >ıl önce Las \'egas'ta kazara tanıştıSi bir hanımdan mektubu \ar. .\merikan ailesinin ve mülkiyetinin temellerine zarar v ermez miydi, böylesi gecikmiş bir te\^iat'1 Postacmm mektup düşkünlüğü kimlerin başını yakacaktı, bıluımez! O yüzdcn Unıted Postal Senice çok dıkkatli olmak zorundaydı. Bu haberin yerel basında yer almasından sonra, sabahlan evımtzin pencereiennden aynlmamaya başladım. Posta kutusuna sık sık anı baskmlar yapıp bızim Purdue Kampusu'nun postacısım denetlıyorum. tlkokuldayken. **Bak postacı geliyor, selam vemor, berkes ona bakıyor, nıerak edhor" diye bir çocuk şarlası ögretırlerdı. Dilmıe ncdense yine. komşu kasabanın postacısı yü/ünden lakıldı. Geçen gün bızim posta kutusuna sırdaş olan postacıya bu şarkıyı söylemek, böylece göre\ mın ehemmıyetuıı ona hatırlatmak istedım. İngılizceye çevinnce epey komik oldu, postacı hanım da şarkırun sonunu dinlemeden hemen uzaklaştı: "Look tbe maflman L coming. he h greetino to >ou, everybody s is looking at him, the\ are wondering;" Melodıye bu çevirı yakışmadığından, postacının begenmedığıni düşünüyorum... msenol34ö vaboo.com Karaman'ın koyunu... Türkıye Yunanıstan'ın Ege'deki unanıstan Başbakanı hükümranlıgmı yüzde 4O'tan kostas Karamanlis, yüzde 7 Te çıkarmasına Atına'nın temel saygı göstermelidir Türkiye tercıhının. Türkıye ıle ılışkılenn Yunanistan ıçın "kaza tam olarak normalleşmesı tehlikesi" yarattıgından dolayı oldugunu, bu hedefin de Ege Denizi'ndeki tüm askeri tüm sıyası partıler \e halkın faalıyetlerüıı derhal çogunİuğu tarafından durdurmalıdır. Türkıye desteklendığını belırttı. Yunanıstan'ın Batı Trakya 13 Mayıs'ta Yunanıstan bölgesındekı Türklere ılgı Pariamentosu'nda gündem göstermeyıp onlann hakiannın dışı dış polıtika konulu ellerinden almmalanna, orurumda konuşan "Karamanlı kımhklennı tanımamalanna, Karamanlis" Fürkıyenm asımıle edılmelenne ses Av rupa sürecınde AB ılke v e çıkarmamahdır. Türkıye değerlerme uyum saglaması Yunanısfan'ın < AB'nin) istemi gerektığıni belırterek "AB çerçe\ esınde Kürtler, Rumlar, yokuluğunun devamı Tfirk Ermenıler ve Pontuslulann halkı ve komşuları için de iyi tüm haklannı gen vermehdır. olacaktır " dıyor. Komşu Türkiye Yunanistan'tn Karamanlı, Türkıye'nin (parlamento karan) istemi komşulanyla lYunarıistan'la) çerçevesmde Ermenı banşçı ılışkilen etkileyecek soykınmını fanımahdır. eylemlerden kaçınması gerektiğirun altını da Türkıye Yunamstan'uı kalın bir çizgiyle istemi çerçevesinde ATINA çiziyor. Komşunun Iparlamento karan) Başbakanı sag olsun Pontus soylunmuu bu konuşmasını tarumalıdir. Türkiye hazırlarken sadece Yunanıstan'ın Yunan halkını degil, istemi çerçevesınde 70 milyon Türk "Heybelıada Ruhban MURATÎLEM vatandaşım da Okuİu'nu" açmalıdır. düşünmüş. Baksamza Türkıye Yunanistan'ın "Türkiye'niıı AB istemi çerçevesmde Fener yokuluğunun devamı, Türk Patnkhanesf ne "ekümenık" halkı ve komşulan için de iyi tevrensel) sıfatı vermehdır. olacaktır** dıyor. Karamaniı"run Türki>e Yunanistan'ın istemi ve tam konuşma metnine göre tanımladığı şekilde Kıbns'ta Türkıye AB yolunda ilerlemek "ışgal" altuıda tuttugu tüm istiyorsa, komşulanna saygılı topraklardan çekılıp KKTC'nin olmak ıstsyorsa, banşçı ılişkılen feshedılmesınin ardından etkileyecek eylemlerden Türklenn yeruden Rum kaçınmak istiyorsa aşağıda boyundurugu altına gırmesine sıralanan istemleri kayıtsız olanak sağlamalıdır. şartsız yenne getırmehdir.. Türkiye Yunanistan* ın istemi Bu çerçevede: Türkiye doğrultusunda Rum yönetimini Yunanıstan "ın karasulannı "Kıbns Cumhunveti" ismiyle 12 mile çıkarmasma saygı tanıyarak .\nkara protokolünü göstermelidir. Turkiye bu ülkeyi de içine alacak \'unanistan'm ha\a sahasını şekilde hemen uygulamalıdır. 10 mıle çıkarmasına saygı Türkiye'nin AB yolunda göstermetidir Türkiye Karamanlı Karamanlis" ın Yunanistan'ın adalan aklına ıü: gelen istemler silahlandırmasma saygı şundihk bunJar. tlerde unuthığu bır şeyler olursa o söyier göstermehdır. Türkıye ben de siziere iletuim... Yunamstanın Egedekı FIR murifemiöoteaeLgr hattına saygı göstermelıdir. Y INDIANAPOLIS OzfoekJstan'ın Karasu kasabasında vüzterce kîşL isyancı tider Bahtiyar Rahimo'v'uıı rutuklanmasını pnrtesto etti \'üzlerce kişinin kabldtğı gösteride, Rahimov'uıı serbest bırakümasmı Lsteyen pankartlar taşmdı. Güvenlik güçleri gösteri>f müdahalc ederktn olaylan görünrük>en Rııs TV C'cntre televizyonunun kameramam da tartaklanarak tutuklandL Andkan'da çıkan a>ıaklanmanın ardından Karasu'da da Rahimov taraftaıian 14 Mayıs'ta resmi binalan yaknıış ve hükümet >efkilîlerini kasabadan atmıştı. Askerler geçen perfembe günü Karasa>i] basarak Rahtmov, adamlan VÜ t 4 ynşuıdaki oğlunu turuklanuştı. (AFP> Ozbekistan durulmuyor K\ Türkiye Şu Çılgın Türklefi okuyor faydasız hobılerini kullanmazlar mı? Çok süpürmeye heves ertinr. Çügınca yenı hoşuma gıden bır okuma kampanyasından çıkTnış kitaplara bakarstnız. Çogu ıvır bahsetmek istıyorum size. Aslında yazının zı\ ırdır. ama zaran \ok. lnsanlar okuyor, başından beri gelmek istedıgım nokta da okusunlar. Yolculuk ve tatıl kitaplanna da bu\du. Kanada devleî tele\ ızyonu CBC'nın ihtiyacımız \ar. Yeter kı okuyalım ve okuma senede bırkaç defa yaptığı. "Kanada alışkanlığımızı kaybetmeyelim. Bır de kımı Okuyor** adlı kampanyası. Bu programda şahıslann seçunlermı yanı ia\ sıye ettıkleri çeşıth meslek gruplanndan kıtaplan sergıleyen masalar olur bu 5 kişı. yenı basılmış 5 kitabı kitapçılarda. En meşhurlanndan TORONTO ahp, her hafta buini okuyarak bırinı belkı duymuşsunuz, T\'de üstünde tartışıyorlar. gündüzien program yapan. Katıhmcılar kıtabın beğendıgı, özellikle hammlann çok rağbet beğenmediğı yönJennı anlatıyor ettığı Oprah. Kımi ınsanlar kıtap ve her hafta tartışmanın alırken bu seçimiere güvenırler. sonunda bır kıtap elenîyor. Bu Kıtapçının raflan arasmda dolaşıp BERNA DE\ÜR\OL arada ızlcyıcı. tartışılan kıtap yazarlan tanımaya çalışmaktan hakkında bu 5 kişinın kı bu daha kolaydır binsinm sızın kışıler, yazar, ressam, politikacı, ögretmen, adınıza seçim yapması Bu kitaplann heykeltıraş vs. olabüiyor yorumlaruıı üslünde geneide "Oprah"m seçimi** duyuvor. Düşünün tbrahim Tatüses,Sezen türünden bir şe\ yazar. kiîaba bır çeşit \ize Aksu, Abduilah GÜL \ ılmaz Erdoğan \ e vermek, kimlıklendırmektır bu. Bılirsıniz, Güler Sabancrrun yer aldıgı böyle bir kıtap msanlar ünlülenn hayatlannı, evlerini, tartışma programım. Beş haftanm sonunda çamaşırlannı, okuduklannı merak ederler. en nihayet bır kıtap şampıyon oluyor, beş Pazarlamacılar da. msanlann bu tath ve kişinin de üstünde mutabık kaldıgı en beğendiklen kitap. Ve bu kitabın üstüne de CBC'nin 'Kanada Okuyor' kampanyasımn galibi rüriinden bır etıket yazılıyor. Hoş olan. bu beş hafta boyunca, T\"de, gazetede, radyoda. ışyennde insanlann o haftanm kıtabım okuyor ve tartışıyor olması. Kısacası bir çeşil kolektif okuma, tartışma ortamı doguyor ülke genelinde. Metroda, trende karşınızda yahut yanınızda oturanın eiınde aynı kitabı görmek ve bir sohbete dalmak hoş olmaz mıydı? Bütün bunlan bana \ azdıran, düşündüren, son haftalarda Cumhuriyet'te bu"kaç defadır karştma çıkan, Türout Ozakman'ın "Şu Çügın Türkkr** adlı kitabı oldu. Kitabı hemen lısteme koydum, Türkiye'ye gelindiğinde alınacak dıye. Ve akhma neden, mesela TRT, mesela NTV, böyle bir kampanya yapmaz v e bu kitabı Türkiye'ye okutmaz somsu geldı. 60 milyonun, çocuk. genç. yaşlı. hep beraber Mıili Mücadelemizi yeniden keşfetmesi çok güzel omıaz mıydı? "uzey Amerika halkını kaba bir tabırle ıkı gruba ayırabüınz. Okuyanlar \ e okuyanlar. Yok. şöyle dıyecektım, Kıtap gıbı kıtap okuyanlar, bir de. daha çok yolculuklarda okunan. kolay rüketilen, çerezlık kıtaplar okuyanlar. Ama iila da okuyanlar \ e okuyanlar. Şunu söylemeliyım kı, ilk gruptan insanlara rastlamak çok kolay değıl. Ama yine de herkes, çocuk. genç. yaşlı. bir şeyler okuyor, okuyor. okuyor. Kilap alışkanlığı daha ufacık bebekken kazandınhyor; kumaştan yapılma, resımli, hıkâyeli diş kaşıma kitaplanyla. Her semtte, en yeni çıkmış kıtaplan dahı bulabildıginız devlet kütüphaneîen ohnasına ve kitaplar, özellikle kaliteh cslt ve iyi kâğıda baskılı olarak ilk çıktıklannda oldukça pahalı ohnasına ragmen, kitapçıiar dolar taşar ve kıtape\leri kitap basma\'a hızla devam ederler Kıtapçılarda burnunuza dolan kâğıtrnürekkep kokusu, yerlerde. orada burada tünemış okuyan ınsanlar size hemen bır on kıtap alıp. bu" on taneyi de orada sılıp