Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 MAYIS 2005 PERŞEMI1E CUMHURİYET SAYFA
J\_ U I_j JL LJ J \ kultur(o)cumhuriyet.com.tr 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCÎ
Tarihi Kentler Birliği'nin Muğla-Milas Buluşması'nda kültürel turizm için "ailepansiyonculuğu" önerildi
'fdutlu Kervan' Muğla'daydı"Kutlu kervan"...
Bu söz, Tarihi Kentler Birliği'nin (TKB)
2000 yılındaki kuruluşun lan bu yana söyle-
nen en anlamlı "tanım'Marı arasına yazıldı.
30 Nısan - 1 Mayıs 3005 günlerındekı
Muğla-Milas Buluşması'm açarken "kültü-
rel ıniras hepimizi bir araya getirdi" diyen
TKB Başkanı ve Kayserı Büyükşehir Bele-
dıyesı Başkanı Mehmet Özhaseki, belediye-
lerın "artık" tarıhsel dokularına önem ver-
melenyle övünmelerini "<;n kutlu değişim"
olarak yorumluyordu...
Gerçekten de TKB üyesı belediyelerin ka-
tılımcılara dağıttıkları yayınlarında, "kent
hizmetleri" olarak, yol, kiildırım, asfaltlama
gibi yıllardır alışılagelen calışmaların yerini
"restorasyon'Mar, "tarihi dokuda planla-
ma"lar, "kentsel tasarım" projeleri almış
durumda...
Muğla Üniversitesi Atatürk Kültür Mer-
kezi fuayesı de ışte bu ça ışmalarıyla üyeli-
ğe "aday" olan belediyelerin TKB'ye "baş-
vuru" ıçın hazırladıkları sergilerle adeta bir
"kentsel koruma okulu'' gibiydi.
Nitekım Belediye Başka|nı Osman Gürün
ve Valı Hüseyin Aksoy'la birlıkte ÇEKÜL
Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ile Cumhur-
başkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehro-
zoğlu da TKB Buluşması nın "kentin üni-
versitesinde" gerçekleşmosini "anlamlı bir
beraberlik" olarak vurguladılar. "Kam-
pus"takı bu coşkunun aynı zamanda Muğ-
la'nın "özlem"itıi ve ünıv ;rsiteleri olan tüm
Anadolu kentlerinin de "unıudu"nu yansıt-
tığını dıle getırdiler.
Rektör Prof. Dr Şener Oktik de konuşma-
sında; "Içinde ve lanı nıerkezinde olduğu-
nıuz tarihi ve doğayı, gelişjmenin tenıel kay-
nağı olarak gören bir üniversite olarak,
eğitinıimizi de öncelikle mı değerlerle bü-
tünleştirmeyi hedefliyorjuz..." diyerek bu
umutları yanıtlıyordu...
• "GÖSTERİŞLİ ve AĞIRBAŞLF'LAR...
Milas'ın eski sokaklarında gösterişli
ve alçakgönüllü konaklar (solda).
Muğla'nın 25 yıldır korunan
özgün dokusu (üstte).
Kentin "yerel" bacaları, 1990'lardan
bu yana rozetlerde, afişlerde, resmi
evraklarda ve şenliklerde (sağda).
Devletln ilgisi
KB buluşmasına
ı Ahmet
mazeretı nede-
;t" yine de üst dü-
sahip çıkan beledi-
birı
n
ce
cle
Bu heyecanla başlayan
katılması beklenen Cumhiırbaşkan
Necdet Sezer son andaki
niyle gelemedi ama, "devl
zey temsiliyetiyle tarihe
yelerın konuğu oldu...
1980'h yıllardaki unut
halkın gönlünde yerini alî
zoğlu'nun mutluluğu, sadı
mi"nı gidermekten ötürü
burhane Meydanı'nda, V;
la gerçekleşen düzenlemenin
Yaylası'ndaki kahvelerin
ğı"ndakı dıngınliğin, dah
kaplayan SİT alanındaki
yıl önce bıraktığı gıbı ve
korunduklarını görmesı,
mu yönetıcisine ve kaç ken
bılırdi?
Belediye Başkanı Osrm
bu "başarı"ya ımza atan
FOTOĞRAFEVİ KOÇ-
lmaz Valıliğiyle
Kemal Nehro-
Muğla özle-
ğıldi. Tarihi Sa-
lilik olanaklarıy-
Karabağlar
ve "Keyfotura-
sı kentin 1/3'ünü
tarihi dokuııun 20
yaşamla içi içe"
Türkiye'de kaç ka-
ımızde nasıp ola-
n Gürün'ün, ışte
ğlalıların, özel-Mu
likle tarihi dokunun baş düşmanı olan "imar
rantı"na karşı yıllardır gösterdıklerı "özve-
rili direniş"lerıne bundan böyle "devlefın
de destek vermesi gerektiğini anımsatması-
na ıse Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç
ile lçışlerı Bakanı Abdülkadir Aksu yanıt
verdıler.
Örneğin "turizm", öteden beri ülkenın
tarıh, kültür ve doğa zengınlığını dünyaya ta-
nıtarak ve "pazarlayarak" varlığını ve ka-
zancını sürdürmesine rağmen, bu değerlerın
korunmasına hâlâ neden katkıda bulunmu-
yor?
"Çokyıldızlı turizm"ın bu büyük "vefa-
sızlığı"nın artık sorgulanması gerektiğini
söylememız üzerine Atilla Koç dedi ki;
" Kültür ve turiznıin birleşmesinin yararı-
nı şimdi göreceğiz. Her ikisinin de Bakanı
olarak, kültürün turizmden alacağını tah-
sil etmeye söz veriyorum.."
Benzer görüşü dıle getiren Abdülkadir Ak-
su da; "Valiliklerin kentlerdeki tarihi nıi-
rası koruma projelerine kaynak ayırmala-
rını sıkıntıya sokan yeni İl Özel ldare Ya-
sası'ndaki ilgili maddeyi hemen düzeltece-
ğiz ve turizm gelirlerinin de kültür proje-
lerine aktarılmasım hızlandıracağız..."
derken, bütün bu sözlerin "yakmdan izlene-
ceği" sözünü ise Muğla milletvekıleri Ali
Arslan ile Seyfi Terzibaşoğlu verdiler.
Eskl evlerde panslyonculuk
TKB Muğla-Milas buluşmasının ana tema-
sı olarak belırlenen "Tarihi Kent Dokuları-
nın Turizme Kazandırılması" konulu pa-
nelde de söz sırası uzmanlardaydı.
TKB Danışmanı Prof Dr Zekai Görgü-
lü'nün yönettığı oturumda Valı Hüseyin Ak-
soy'un sunumunun ardından Prof. Dr. Adnan
Diler, Doç. Dr. Zeynep Enlil ve Şehır Plancı-
sı Bülent Tanık'la birlıkte şu çağrıyı yaptık:
"Tarihi kentlerde temel turizm politika-
sı olarak eski evlerde aile pansiyonculuğu,
devletin restorasyon ve donanım desteğiy-
le de başlatılmalı ve yaygınlaştırılmalı; ai-
lelerin buna yönelik örgütlenmesi ve ko-
naklama organizasyonu ise belediyelerce
yapılarak tur fiımalaı ının programlarına
alınmalıdır..."
Panelin ardından önce Karabağlar Yayla-
sı'nı, sonra da eski Muğla dokusunu gezen
"kutlu kervan"cılar, Valılık tarafından res-
tore edılen Hacıkadı Eyi'nın ve Belediye ta-
rafından restore edilen Özbekler Evi'nın açı-
lış törenlerinde de Muğla'dakı koruma bılin-
cine "kamu kurumlan"nın nasıl katkıda
bulunduklarını da görmüş oldular.
Muğlahlar 1970'lerde Erman Şahin ile
başlayan "korumacı belediye başkanlarını
seçme" geleneğını adeta kuşaktan kuşağa
sürdurmekteler Muğla Valileri de artık ön-
celıklı hizmet alanları olarak "kültürel mi-
rasın korunması"nı görmekteler...
Nitekim, buluşmanın ıkınci günü gerçek-
leşen Mılas etkınlıklerı öncesınde yıne Vali-
liğın, yenıden yöre kültürüne kazandırdığı
"Belen Kahvesi" zıyaret edilirken, bu kah-
vedekı anılann urünü olan "Ormancı Tür-
küsü" herkesin dilındeydı...
Milas ise sankı antık "Mylasa" çağından
bu yana en "kutsal" evsahıpliğine hazırlan-
mış gıbiydı. Kentin tarihine olan bağlılığıy-
la tanınan "ÖNDER" gazetesı günler önce-
sınden başladığı yayınlarında dıyordu kı;
"Milas'ta tarihin yüzü gülüyor; çünkü
Türkiye'nin tarih dostlarını ağırlıyor..."
Yüzü gülenler arasında en heyecanlı olan
Belediye Başkanı Fevzi Topuz ıse kentin ye-
rel mımarı sımgelerınden Hacı Alı Evi'nın
restorasyonunu bu buluşmaya yetıştırebilme-
nın "gururu" ıçınde şunları söylüyordu.
"Bu antik ve tarihî kentte ilk kez belediye
olanaklarıyla kültürel nıirası kurtarma
projeleri gerçekleşiyor. Bu onuru TKB'nin
verdiği ilhama borçluyuz; kutlu kervanda
sonuna kadar birlikte yürüyeceğiz..."
ALLIANZ SANAT GALERİSİ
kesitler bu sergide
Kültür Servisi - Fotoğrâfçı Ömer Serkan Bakır, 10
yıl ıçınde çektığı, yaşamdan fotoğraf karelerıni KESİT
'yaşamdan' adlı bir fotoğraf sergısınde bir araya getı-
riyor. 14-27 Mayıs tarihlpn arasında Beyoğlu'ndakı Fo-
toğrafevı Koç-Allianz Sanat Galensi'nde yer alacak
sergide, farklı coğrafyal;
leyicilerle buluşacak. Se
gideki fotoğraflann da icınde bulunduğu bir albüm Fo-
toğrafevi Yayınlan'ndan
lanan, içındeki fotoğrafl
rdan yaklaşık 30 fotoğraf, iz-
rgiyle aynı ısmi taşıyan ve ser-
Angkor Tapınakları.
çıktı. Farklı bir ıçenkte hazır-
ır ve boyutuyla da dikkat çe-
ken albümde 60 renkli
fotoğraf yer alıyor.
Sergide ve albümde yer
alan görüntüler, Türkı-
ye, Kamboçya, Tayland,
Ispanya, Sıcılya, Al-
manya, lran ve Surı-
ye'de yıllar içerisinde
çeşitli fotoğraf tasanlan
ıçın çekilmiş, yaşamdan
kesitler oluşturan fotoğ-
raf karelerıni içeriyor.
Fotoğraf baskılarının
DİFO Lab tarafından
gerçekleştirilen serginin
albümü de Hewlett-Pac-
kard'ın katkılarıyla ya-
yımlandı. Ulusal ve
uluslararası birçok fo-
toğraf yarışmasında
ödül kazanan Ömer Ser-
kan Bakır, 2003 ylında 'türkiye'de Fotoğrafçı Ol-
mak' adlı tasansmın ilk aşamasını bıtirdı. Bu çalışma-
sını Istanbul ve Izmir'de sergiledı. Bakır'ın bugüne ka-
dar, 'Vapurda...', 'Su Üs tünde Yaşam', 'Doğu'nun
Kararan Yıldızı: tran'J'Angkor Tapınakları', 'Ya-
şam Güzel Bir Gündü',
reler' isimli dıa gösterik ri izleyıcılerle buluştu. Halen
çeşitli fotoğraf tasarıları
Ömer Serkan Bakır, Bilii
Collectıon Club üyesi. (v
'Pazarda...' ve 'Kesit-port-
izerinde çalışmakta olan
;ım Muhabırlerı Derneğı ve
'ww omerserkan. com)
ABD işgaline
karşı 27-28
Ağustos 2005
tarihleri
arasında
Sarıyer'de
yapılacak olan
festivale yerli
ve yabancı çok
sayıda grup
katılacak.
(Fotoğraf
GOKÇH
UYGUN)
Bu yılm sloganı 'Çektir Git!'
tstanbul Haber Servisi - "BarışaRock
Festivali" bu yıl ABD işgaline karşı
"Çektir Git!" sloganı ile 27-28 Ağustos
2005 tarihlen arasında Sanyer'de yapıla-
cak. Savaş karşıtlannı, rock müzığın asi tı-
nılan ile buluşturacak olan festivale çok
sayıda yerli ve yabancı grup katılacak.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu ile
BarışaRock Kolektıfı tarafından gerçek-
leştirilecek olan festıvalın tanıtımı ama-
cıyla Taksım'dekı Kemancı Bar'da basın
toplantısı düzenlendı. Toplantıda festıval
komıtesı adına bilgi veren Seçkin Erdi,
"Festivaller, dünyadaki kapitalizm
kaynaklı bütün sorunlara ilişkin bir
kiirsü oldu. Bugüne kadar, tngilte-
re'den, Gürcistan'dan ve Lübnan'dan
barış yanlısı müzisyenleri ağırlayan
festivaliıni/, ülke içinden de ilk sene 36,
ikinci sene 42 grubun sahne aldığı bü-
yük bir müzik olayı oldu" dedı Yıne Sa-
nyer'dekı Mehmet Akif Ersoy Pıknık
Alanı'nda gerçekleştirilecek olan festiva-
lın sloganınm bu sene, ABD işgaline kar-
şı "Çektir Git!" (Mavı Sakal'm şarkısı)
olarak belirlendığını anlatan Erdi, müzık
dışındakı etkınlıklerın ağırlıklarının art-
masını planladıklannı dıle getırdı. Erdi,
"Bugüne dek gündemimiz ve derdimiz
barış oldu" dıye konuştu. Yerli ve yaban-
cı 35'ı aşkın grubun sahne alacağı, tiyat-
ro oyunu ve fılm gösterımlerinin yapıla-
cağı 2 günlük festıvalde, sendıkalar ve sı-
vıl toplum kuruluşları da stand açacaklar.
Bu sene BarışaRock'çılar festivale basın,
sıvil toplum kuruluşları ve bazı seçkin ki-
tabevleri aracıhğıyla ulaşacaklan ücretsiz
davetiyelerle, kapıdan ıse 5 YTL'lik rozet-
ler aracıhğıyla gırebılecekler.
'AŞKIN FJLM FESTİVALİ' BAŞUYOR Sanatcı Melahat Pars yaşamım yitirdi
SABİT HORASAN
KONYA - Konya Büyükşehir Beledıyesı'nce düzenle-
nen ve mistik fılmlerden oluşan 'Aşkın Film Festivali'
bugün başlıyor. Konya'da 20 Mayıs'ta sona erecek festı-
val 24-30 Mayıs tarihlen arasında da Eskışehır An ve
AFM sinemalannda yınelenecek. Hoşgörü, kardeşlık,
evrensel değerler üzerine kurulu Mevlana felsefesının
ruhunu yansıtacak ıçerıkte oluşturulan festıval boyunca;
her ülkeden, her kültürden mistik filmler sunulacak.
tstanbul Uaber Servisi - Türk musıkısine pek çok sanatçı
yetiştiren, "Ben Gamlı Hazan" ve "Civelek" gıbi beste-
lere imza atan Melahat Pars (86), tstanbul'da yaşamını
yitirdi. Pars'ın cenazesı, bugün Şışlı Camıı'nde öğleyın
kılınacak cenaze namazının ardından Zıncirlıkuyu Mezar-
lığı'nda toprağa venlecek. Müziğe, Mesut Cemil ile Mü-
nir Nurettin Selçuk'un öğrencisı olarak başlayan ve 60
kadar besteye ımza atan Melahat Pars ıçın bugün saat
11.00'de tstanbul Radyosu önünde tören düzenlenecek.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Sanattaki Mahremiyet...
"Yalnızlık gibidir bir tabloyla karşılaşmak, bir
romanı, şiiri, öyküyü okumak, birfilmiya da ti-
yatro eserini seyretmek! Yalnızlıklann en derin-
lerde kalan bölümleri gibi. Bir an artık bu ka-
dar fazlasını içinde barındıramayacağını his-
seder gibi olursun; paylaşmak neredeyse ka-
çınılmaz hale gelir. Paylaşırsın da; veyapaylaş-
tığını sanırsın, her neyse. Ama gel gör ki, o en
derinde kalan noktaya vardığında, tepeden tır-
nağa bir acı, seni delen bir sancı olup çıksan
bile, anlarsın ki artık o noktaya dokunulmazlı-
ğını tanımak zorundasındır. Bir değeri olmuş-
sa eğer o karşılaşmanın, o noktadan ötesi tü-
müyle sana kalmalıdır! Yani sahiplenilmesi ge-
reken bir tür mahremiyet gibi. Üstelik zaten
paylaşılması olanaksızdır. Bu olanaksızlıkta di-
renirsen, tek yapabileceğın onu, senin payla-
şılamaz olanını ötekiler'in cehennemlerine at-
maktır, o kadar!" Son zamanlarda, şimdilik
'Ressam Sadi'nin Son Tablosu' adını verdi-
ğim ikinci romanım üzerindeyoğunlaştım. Bu-
rada, Eskişehir'de, dahası bir iki ay önceki
hastane günlerimde peşimi hiç bırakmayan bir
roman. Oyle ki, evde hastaneye gitmek için
acele toplanırken yanıma havlu ve terlik alma-
yı unutmuştum, ama dizüstü bilgisayarım, he-
men sokak kapısının yanına konmuştu!
Şımdilerde, tıpkı ilk romanım 'Kıyıda Yaşa-
mak'ta olduğu gibi, bu yeni romanda üstüme
irili ufaklı, ama önüne geçilmez dalgalar halin-
de gelmeye başladı. Doğrusu, hiç karşı koy-
muyorum. "Şimdilikbu bir kenarda dursun, bi-
riken günlük işlerin peşine düşeyim ", demiyo-
rurm. Çünkü bir süre ihmal edilen günlük işler,
ya sonunda günlük olmaktan çıkıyor, ya da iyi-
ce kapıyı zorlayıp zamanın 'hemen' kesitinde
çözümleniyor.
Evet, yazımın girişindeki alıntı da yeni roma-
nın başlangıç bölümlerine ait. Ama yazıldıktan
sonra, romandan bağımsız olarak, kafamı ra-
hat bırakmadı. Herhalde daha önce bilinçal-
tımda da düşüncelerımin bir parçası olduğu
için. Kafamda hep varolmuş bir soruyu açığa
çıkardığı için. Bir sanat eseriyle karşılaşmadan
kaynaklanan etkiyi başkalarıyla da paylaşmak,
kimi zaman çok güçlü bir gereksinime dönü-
şebilir; ancak, bu paylaşımı ne ölçüde başa-
rabiliriz? Ve belki, daha da önemlisi, söz ko-
nusu etkınin paylaşmamamız gereken bir ya-
nı da var mıdır? Artık mahremiyetimize girme-
si gereken biryan!
Gerçek bir sanat eserinden etkilenmenin
yol açtığı en önemli sonuçlardan biri, daha ön-
ceden varolan düşünme boyutlarına biryeni-
sıni eklemesidir. Ister dışımızda kalan, ister
doğrudan kendi iç dünyamızın da bir parçası
olan bir konu karşımıza böyle bir eserin kalı-
bında çıktığında, ona ne kadar tanış olursak
olalım, "Bunu daha önce hiç böyle düşünme-
miştim!" deriz; demek zorunda kalırız; ve eser-
le karşılaşma anından başlayarak, o 'böyle',
düşünce evrenimizde giderek dal budak sal-
maya başlar. önceden varolacağını hiç kesti-
remeyeceğimiz, çok farklı bakış açılarına kay-
naklık etmeye koyulur. Bence romandan yap-
tığım alıntı, işte bu noktada önem kazanıyor:
"... Bir değeri olmuşsa eğer o karşılaşmanın, o
noktadan ötesi tümüyle sana kalmalıdır! Yani
sahiplenilmesi gereken bir tür mahremiyet gi-
bi. Üstelik zaten paylaşılması olanaksızdır. Bu
olanaksızlıkta direnirsen, tek yapabileceğin
onu, senin paylaşılamaz olanını ötekiler'in ce-
hennemlerine atmaktır, o kadar!"
Söz konusu etki, bir sürecin, daha önce va-
rolmayan bir boyutta düşünce yürütmenin te-
tikleyicisi olmuştur. Bu sürecin kendi iç dün-
yamızdakı görünüşte sessiz akışını onu baş-
kalarıyla paylaşmaktan kaynaklanacak gürül-
tülerle bozmak, süreci ve süreçten kaynakla-
nacak düşünceieri olası özgünlüklerinden yok-
sun kılacaktır. Belki de düşünme eyleminin
gerçekte ne olduğunu tam bilmemenin yol aç-
tığı bir savruklukla, tamamlanmış düşünce ile
henüz oluşum aşamasındaki düşünceyi baş-
kalarıyla paylaşma arasında ayrım bulunma-
dığına inanırız. Ve sanırım temel yanlışımız da
buradadır: Oluşum aşamasındaki düşünce
paylaşıldığında, ötekilerin cehennemlerinin et-
kisıyle kirlenmeye, bütünüyle bizim olmaktan
çıkmaya başlar. Paylaşım sonunda bize dö-
nen, artık aslında bizim olmayan, yalnızca öy-
le olduğunu sandığımız bir düşünce olacaktır.
Sanat eserinden etkilenme bağlamında ise bu,
bizim nasıl etkilendiğimizi anlatmak değil, fa-
kat nasıl etkilenmemız gerektiğini başkaların-
dan sormak anlamına gelecektir.
e-posta: ahmetcemal(a superonline.com
acem20 ' hotmail.com
ÜLKER KUKLA FESTÎVALt
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde
11.00'de Teatro Dei Fauni (İsviçre)
'Bavulun İçindeki Orman'ı, Ann
Westphal (Brezilya) 'Flamingo'yu
sahneleyecek. (0 212 232 02 24)
• PROFİLO KÜLTÜR MERKEZt'nde
11.00'de Maren Kaun Theatre (Almanya)
'Kafasına Pisleyeni Arayan Köstebek',
13.00'te Puppet House (Rusya)
'Obratzsov'dan Seçmeler'ı sahneleyecek.
(0 212 232 02 24)
BUGÜN
• BABYLON'da 22.00'de Blues Explosion
konseri. (0 212 292 73 68)
• NARDİS JAZZ CLUB'da 21.00'de Group
Passiflora konsen. (0 212 244 63 27)
• SHAFT BLUES & JAZZ CLUB'da
23.30'da Gür Akad Band konseri.
• AKBANK KÜLTÜR SAJNAT
MERKEZİ'nde 11.00'de Boris Nahalka'dan
atölye çalışması ve 20.00'de Deborah J.
Carter Quartet konseri. (0 212 252 35 00)
• ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ nde
19.00'da Hans Bickel'den 'Dört Dilli
tsviçre'den Çok Dilli İsviçre'ye' başlıklı
konferans. (0 212 249 20 09)