Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2005 CUMA
8 HABERLERİN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul _Y 17 Sinop Y 11 Adana Y 27
Edırne Y 19 Samsun Y 28
Kocaelı Y 21 Trabzon Y 24
Çanakkale Y 17 Giresun Y 25
Izmir Y 22 Ankara Y 18
Manısa Y 23 Eskişehir Y 19
Aydın Y 22 Konya Y 25
Denızlı Y 24 Sıvas Y 19
Zonguldak Y 18 Antalya Y 24 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanhurfa
Mardın
Sıırt
Hakkâri
Van
y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
26
26
28
25
27
24
19
PB 17
Buîjn bölgetennnz parça-
lı çok bJutlu Mamıara, Ege,
Akdenız, Doğu ve Güneydo
ğj Anadolu'nun batts Iç
AnacoL Batı ve Orta Kara-
den z te E'zuaım ve Ağn çev-
re«r sa^anak ve gok gurjl-
tu L sağanak yağışiı geçecek.
Hava scatığı Doğu Karaoe-
rızkıytlan DoğuAnadolu'nun
gu-ıeydogusu leGuneyooğu
toadolu'nur doğusımda tx-
raz artacak, dtğer yerterde
hıssedılır derecade azalacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
B
B
Y
B
9
8
9
1/
1b
14
18
16
Münih PB 8
Beriin
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürih
B
B
B
B
PB
Y
PB
Y
H
1b
13
24
12
13
13
16
20
16
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahire
Y
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
8
29
20
28
28
25
16
33
Şam PB 32
QAçık " " ^ ParçaJı bulutKı Ss.ı w
- BLL* U ^ Çok buiutlu ı Yağmurtu C_}Kartı > Gok günıltiılü
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
ülkelerine örnek gösteren (özkök'ün 'birkısım çev-
reler' diye andığı) ABD'ye yönelik.
"Tûrkiye'nin nüfusunun yüzde 99'a yakın bölümü
Müslümandır" diye başlıyor Orgeneral özkök, devamı-
nı şöyle getiriyor; "Ancak" diyor, "Laiklik ilkesi TC'yi
oluşturan tüm değerierin kilit taşıdır. Tûrkiye, bu niteli-
ğiyle Türkiye Cumhuriyeti' olarak model gösterilebilir.
Başka ülkelerin kabul edeceği ılımlı Islam devleti mode-
line dönüştürülmek istenmesi halinde bu yaklaşıma ulus-
ça karşı çıkılacağı asla gözden kaçınlmamalıdır".
Orgeneral, bu söylemiyle "Kızım sana söylüyorum"
derken "Gelinim sen anla" demeye getirmiyor mu aca-
ba?
• • •
VVashington'ın Türkiye'yi ılımlı Islam devleti gönme
ve gösterme çabasına RTE'den karşı çıkan bir deme-
ce rastlamadık. Başbakan, Islamın ılımlısı hışımlısı ol-
maz demekle yetindi.
Cumhurbaşkanı'ndan sonra Genelkurmay Başka-
nı'nın bu açıklaması rejim anlayışı açısından devletin
temel öğeleriyle siyasal Islamdan dönme iktidar ara-
sında ne denlı büyük fark olduğunu bir kez daha orta-
ya çıkardı.
Orgeneral özkök'ün hemen her konuda altı çizilerek
okunacak önemdeki konuşması ile şu gerçek bir kez
daha kanıtlandı:
Siyasal Islamdan laik devlete dönrrtek (veya öyle gö-
rünmek) yeterli olmuyor.
• • •
Genelkurmay Başkanı irticanın -bu iktidar dönemin-
de kurguladığı- yeni stratejisini gayet net ifadelerle
açıkladı. Özkök'e göre, bu strateji "İrticai hareket, di-
ni, bireysellikten çıkararak onu toplumun talepleri ola-
rak siyasete yansıtma gayretlerini yoğunlaştırmıştır".
AKP iktidan, bugünlere değin ne irticai hareketten ne
yeni yöntemlerinden ne de ülke için "bir tehlike" oldu-
ğundan söz etti. Irticadan söz edildiğinde suskun ka-
lışları, davranışlan irticayı hâlâ "belirii kesimlerin" büyüi-
tüğü bir tehlike olarak algıladıklannı gösteriyor.
• • •
Genelkurmay Başkanı, sivil iktidann birtürlü söyle-
mediği bir başka gerçeğin altını çizdi: PKK'nin Kürt so-
rununu (Güney Kıbrıslı Rumlann yaptığı gibi) AB plat-
formuna taşıdığını, "demokratikleşme ve insan hakla-
n kisvesi altındaki taleplerini devletin asli unsuru olduk-
lannın anayasada yer almasını istemeye kadar götür-
düğünü" söyledi ve:
Yunanistan'dan Kıbns'a, Ermeni, Irak sorununa ve
iç güvenliğı ilgilendiren gerçekçi saptamalarıyla Orge-
neral özkök, içe ve dışa yadsınması olanaksız uyan-
larda bulundu.
TSK'nin daima taraf olduğu ve olmaya devam ede-
ceği konunun; Cumhuriyetin demokratik, laik, sosyal bir
hukuk devleti niteliğiyle ulusu ve toprağıyla bölünmez-
liğinin sonsuza kadar korunması ve kollanması olduğu-
nu, bu konularda TSK'nin hassasiyet ve kararlılığının sü-
receğini ve... bir kez daha duymaktan mutluluk duydu-
ğumuz bir temel ilkeyi yineledi:
"Hiç kimse TSK'den bu konularda tarafsız kalması-
nı beklememelidir".
Vetolu Yasa
B Baştarafı 2. Sayfada
Sayın Cumhurbaşkanı-
mız veto gerekçelerinde; si-
yası partilere Hazine yardı-
mını öngören yasalann
kapsamının gıderek genış-
leyen bir seyir takip ettiği-
ni, yasalan ayn ayn belirte-
rek ıfade etraiştir. Anayasa-
mızın 2, 68. 69. maddele-
nnden bahisle. "Devletin
siyasi partilere, bağımsız-
lıklannın korunmasu etki
altında kalmadan yaşam-
larını sürdürebilmeleri
için yeterli düzeyde ve
hakça yardım vapüması-
nın zorunluluğundan. si-
yasi partilerin demokra-
tik devlet düzeni içindeki
öneminden söz ederek
partilerdeki parasal kay-
naklar arasındaki büyük
eşitsizliklerin bulunması
halinde ulusal istencin se-
çim sonuçlarına adil bi-
çimde yansımasına engel
oluşrurabilecegine deği-
nerek, siyasi partilere dev-
let yardımının yapılması-
nın. anayasal önemin yanı
sıra demokratik düzenin
gereği olduğunu" belirt-
miştir.
Bunun aynı zamanda
"kamu yarannı içerdiği-
ni, aksi takdirde yani yar-
dımın kesilmesi halinde
hakkın kötüye kullanıl-
ması anlamına geleceğini,
siyasi partilerin bağımsız-
lıklannın korunması, çı-
kar gruplannın baskılan-
na boyun eğmemeleri yal-
nızca ülke ve toplumun
ortak çıkarlarmı gözete-
rek yansız, tarafsız görev
yapmalaruıın yolunu aça-
cağmı" vurgulamıştır.
Sonuç olarak Sayın
Cumhurbaşkanı. "Örgüt-
lenmesini tamamlamış ol-
makla birlikte yeterli oyu
almamıs. ya da seçimler-
den sonra kurulmuş ve
belli sayıda milletveküinin
katılmasıyla TBMM'de
ulusal istencin oluşması-
na katkıda bulunma ola-
nağına kavuşmuş siyasi
partilerin büyüklük ve
güçlerine göre farklı
oranlarda da olsa devlet
yardmıı ile desteklenme-
leri anayasal kurallann ve
kamu yarannın gereği-
dir" demekte, "milletve-
külerinin tüm ulusu tem-
sil ettiklerini, yasama işle-
vi üstlendiklerini, bu ne-
denle belli sayıda millet-
vekili bulunan siyasi par-
tilerin parlamentoda ulu-
sal istencin oluşmasına
katkı yaptıklanm, bu se-
beple partilerin devlet
yardımından yararlandı-
nlmamasının ise yasama
işlevine uygun düşmeye-
ceğini" ifade etmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanı bu
gerekçeler ile hukuk dersi,
anayasa dersi ve de demok-
rasi dersi vermiştir.
Bu ulus. "Yollar yürü-
mekle aşınmaz, verdimse
ben verdim", "Asmayakm
da besleyelim mi?", "Be-
nim memurum işini bi-
lir", "Anayasayı bir defa
ihlal etmekle ne olur?" dı-
yen cumhurbaşkanlan gör-
dü. Yukanda sunduğum ge-
rekçelerin sahibi Sayın
Cumhurbaşkannnız Ahmet
Necdet Sezer'i de gördü.
Daha düne kadar Sayın
Cumhurbaşkanımızın çeşit-
li yasalardaki veto gerekçe-
lerine sahip çıkıp mangalda
kül bırakmayan CHP'li
grup başkanvekili arkadaş-
lar şimdi ne diyecekler aca-
ba?
9. Cumhurbaşkanımızın
siyaset literatüründe yerini
alrruş ünlü sözü "Dün dün-
dür, bugün bugündür"
mü dıyecekler? Hukukta bu
yola başvurulamaz, böyle
birtercihyapılamaz Çünkü
hukukta dün dündür dene-
mez. Hukuk herkese lazun.
0nun için denemez.
Sonuç olarak şunu söyle-
mek istiyorum; bu yasa kir-
li bir yasadır. Zaten yeteri
kadar kirli olan siyaset ala-
nını bu yasa ile biraz daha
kirletmemelidir. Yoksa hal-
kımız bu yasaya oy verenle-
ri asla affetmeyecektir.
Hükümet ABD'nin modeline destek verirken Köşk, TSK ve yargı karşı çıkti
'Ilımlı îslam' aynşmasıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ABD'nin Türkiye'yi Or
tadoğu'ya ılımlı Islam ülkesi
olarak göstermeyı amaçlayan
"Genişletilmiş Ortadoğu ve
Kuzey Afrika Projesi"; AKP
iktidan ile devletin üst düzey ke-
simi arasındaki görüş aynlığını
da ortaya koydu. Hükümet AB-
D'nin bu projesine destek verir-
ken Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Öz-
kök ve yüksek yargı üyeleri Tür-
kıye'nin laik, demokratik, hukuk
devleti yapısına vurgu yaptı.
ABD'nin, Türkiye'yi laik de-
mokratik yapısı yerine ılımlı Is-
lam devleti olarak Ortadoğu'ya
model yapmak istemesı, devle-
tin üst düzey kesimlerinden bü-
yük eleştın alıyor. Eski ABD Dı-
şişleri Bakanı Colin Powell"ın
Nisan 2004'teki bir konuşmasın
da Türkiye'yi "tslam Cumhu-
riyeti" olarak tanımlaması ile
alevlenen tartışmalar sürüyor.
Hükümet; Başbakan Tayyip Er-
doğan'ın 28 Ocak 2004'te Be-
yaz Saray'a yaptığı ziyaretten bu
yana ABD'nin projesine destek
vererek devletin diğer kesımle-
riyle ters düşüyor. Bu keskin gö-
rüş aynlığı, ABD Dışışleri Baka-
nı Condoleezza Rice'ın 6-7 Şu-
CHP'DEN ÖZKÖK'E DESTEK: PARTİ DEVLETİ İSTİYORLAR
ANKARA (Cumhnriyet Bürosu) - CHP
Grup Başkanvekili Haluk Koç, Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün açıklama-
lannı değerlendınrken "tespitlerin tümünün,
CHP lideri Denız Baykal ve parti yöneticile-
ri tarafından 2.5 yıldır dile getirildiğini" vur-
guladı. Koç, "Türkiye hukuk devleti olmak-
tan çıkanlarak kadrolaşmaya dayalı parti
devleti haline getirilmek isteniyor" dedi.
Koç, düzenlediği basın toplantısmda Öz-
kök'ün açıklamalannı yorumladı. Koç, "Tûr-
kiye'nin parti devleti haline getirilmesi riski,
irtica gayretleri, bürokrasinin başındaki ki-
şinin felsefesi. ülkeyi ne gibi risklere sürük-
lemek istediklerini hep dile getirdik" açıkla-
masını yaptı. CHP'nin ve bazı demokratik kit-
le örgütlerinin uyanlannm yeterince yansıül-
madığmı kaydeden Koç, şunlan söyledi:
"Aksayan bir şey var. ÖnemU bir medya
kesimi ve iktidar tarafından bunlar dikkate
alınmıyor. Muhalefetin sesi yeterince toplu-
ma ulaştınlmıyor. Türkiye'de sağlıkh bir de-
mokrasi istiyorsak görevlerimizi tam yapma-
lıyız. Bunun topluma yansıtılmaması bir de-
mokrasi zaafıdır. İktidar da taleplerimizi,
uyarılanmızı dikkate almahdır."
bat 2005'te Ankara'ya yaptığı zi-
yarete de yansımıştı. Erdoğan ve
Dışışlen Bakanı Abdullah Gül,
Genişletılmiş Ortadoğu ve Ku-
zeyAirika Projesi'ne destek ver-
mışti. Rice da, Türkiye'yi "İs-
lam ülkesi" olarak tanımlaya-
rak " Türkiye bir Islam ülkesi.
Demokrasiyle tslamın bağda-
şabileceğini gösteren değerli
bir örnek. Bu konuda sizinle
çalışmak istiyoruz" demişti.
Gül de bu sözlere destek vererek
"Ben ve hükümetimiz. İslam
dünyasında reformun gerekli-
liğini uzun süredir dile getiri-
yoruz" görüşünü savunmuş-
tu.Sezer ise hükümetin tersine,
Genişletilmiş Ortadoğu Proje-
si'nde Türkiye'ye biçilen rolden
duyduğu rahatsızlığı Rice'a ak-
tarmıştı. Sezer, " Tûrkiye'nin
model olmasından söz edili-
yorsa, bu bir ılımlı Islam dev-
leti modeli değil, laik devlet
modelidir" uyansmı yapmıştı.
Diyanet Işleri Başkanı Ali
Bardakoğlu da 21-22 Şubat
2004'te ABD'ye yaptığı ziyaret-
te ılnnlı islamı savunmuş, 3 Ni-
san 2004'te AA'ya demecinde de
ABD'nin üımlı İslam tezine des-
tek veren açıklamalar yapmıştı.
Devletin üst düzey kesiminde,
ılımlı tslam modeline ilk tepki-
yi gösteren kişi, Genelkurmay
Ikinci Başkanı Orgeneral tlker
Başbuğ olmuştu. Başbuğ, 19
Mart 2004'te ABD'de yaptığı
açıklamada, "Hem laiklik, hem
ılımlı tslam devleti bir arada
olmaz. Ya biri ya diğeri olur"
uyansmda bulunmuştu.
Başbuğ'un ardından ikinci
tepki Cumhurbaşkanı Sezer'den
gelmişti. Sezer, 14 Nisan
2004'te yaptığı açıklamada,
"Ihmlı tslam modeli, Türkiye
yönünden bir geriye gidiş. açık
söylemiyle irticai bir model-
dir" tepkisini göstermişti.
Orgeneral Özkök'ün iç ve dış politikayla ilgili uyanlanna iktidardan destek geldi:
6
AKP yönetimi irticaya karşı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök'ün iç ve dış politi-
kayla ılgilı uyanlanna AKP yöneti-
minden destek geldi. AKP Genel
Başkan Yardımcısı Dengir Mir
Mehmet Fırat, iktidann irticayla
mücadelede "muktedir olduğu-
nu" söyledi. Özkök'ün "trticai
unsurlar toplum ve devletle ban-
şık görüntü içinde. Bu, faaliyetle-
rin bitmesi değil, yeni yol ve yak-
laşımdır. Kamuda kadrolaşıyor-
lar" sözlennı de içeren mesajlan,
AKP yönetimince ıktidara dönük
uyan olarak değerlendirilmedi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Fı-
rat, gazetecilerin sonısu üzerine,
Orgeneral Özkök'ün "belirli bir
periyoda dönük değil, 85 yaşın-
daki cumhuriyetin korunmasına
dönük genel değeriendirmeler
yapüğuu" söyledi.
'Aklıselimin toplamıydı'
"Her zaman güncel olarak göz
önünde tutulması gereken değer-
lendirmelerdir" diyen Fırat, Öz-
kök'ü överek şunlan söyledi: "Sa-
yın Genelkurmay Başkanf nın
konuşmasını dikkatle izledim.
Aklıselimin toplamıydı. Tebrik
ediyorum ve böyle bir devlet ada-
mına sahip olmaktan dolayı da
iftihar ediyorum. Türkiye'de bir-
çok tehlike vardır, irtica da bun-
lardan biridir. trticanın kaynağı-
nı bulup kurutmak bizim görevi-
mizdir. Türkiye Cumhuriyeri'ni
tehdit eden her türlü yıkıcı ey-
lemle mücadele etmekte kararlı-
yız. Bunun içinde irtica da var-
dır. AKP tabii ki bunları yap-
makla görevli olan, muktedir bir
iktidardır. Varsa böyle bir du-
nım, üzerine gidilir. Devletin
kendini koruma mekanizması
vardır ve bu mekanizma işlemek-
tedir. O bakımdan bizim getire-
ceğimiz ek bir tedbir yoktur."
Fırat: Modern ülkede
derin devlet olmaz
AKP'li Fırat, "devleti koruma
mekanizmasından derin devleti
mi kastettiğine" ilişkin soru üzeri-
ne, "Modern ülkelerde derin
devlet olmaz. Devlet devlettir"
dedi. Devleti çeşitlendiren yaklaşı-
mı çağdaş anlayışla bağdaştırma-
dıklannı vurgulayan Fuat, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Devletin kendini
koruma refleksi vardır, bu bizati-
hi devlettir. Devleti derin olan-ol-
mayan diye ayınrsanız devletin
kendini koruma mekanizmalan-
na zarar geririrsiniz. Dünyanın
her yerinde devlet kendini koru-
ma mekanizması geliştirir. Bunu
hukuka uygun olarak yapar. Hu-
kuktan güç almayan hiçbir güç
meşru bir güç olamaz."
Cenazede terörbayraklanyeuyrukluteröristMuhammedtb-
rahim (33) için diizenlenen cenaze töreninde terör örgürû bayraklan ve sözde konfede-
rasyon bayraklan açıldı. Mardin'in Nusaybin ilçesinde toprağa verilen teröristin cena-
zesi ilçeye getirilirken bir grup DEHAP'h tarafından teslim alındı. Cenaze Veli Cami-
si'ne götürülürken tabutun üstüne terör örgütünün bayrağı sanldı. Defm sonrası, cena-
zeye katılan gnıp tarafından terör örgütü lehine sloganlar atıldı. (Fotoğıaf. AA)
AB'den net mesajlar• Baştarafı 1. Sayfada
AB Dönem Başkanlığı'nı
temsil eden Hollanda'nın An-
kara Büyükelçisı Sjoerd
Gosses, Baydemir'e dün rezi-
dansuıda öğle yemeği verdi.
AB büyükelçilennın aylık de-
ğerlendirme toplantılannın
ardından gerçekleşririlen ye-
mekte. AB'nin Kürt sorunu
konusundaki "ortak görüşü-
nün", net ifadelerle Bayde-
mir'e aktanldığı öğrenildi.
AB'nin mesajlannın, Başba-
kan Ta\yip Erdoğan ın
AB'ye yönelik sert eleştiriler
yönelttiği bir döneme denk
gehnesi dikkat çekti.
Cumhuriyefin sorulannı
yanıtlayan üst düzey birAB'li
yetkili, Baydemir'i daha önce
18 Mart'ta gerçekleştirdikle-
ri aylık değerlendirme toplan-
tısmın ardından davet etmeyi
planladıklannı, ancak prog-
ramdan kaynaklanan sorun-
lar nedeniyle yemeğin dün
gerçekleştirilebildiğini kay-
detti. AB Dönem Başkanlığı
tarafından, AB'nin Kürt so-
runu, Tûrkiye'nin toprak bü-
tünlüğü ve AB süreci konu-
sundaki görüşlerinin yemek-
te ifade edildiğini belirten
yetkili şunlan dile getirdi:
"AB, Öcalan'a umut bağ-
lanmaması gerektiğini, si-
lahlı mücadelenin kabul
edilemez olduğunu düşünü-
yor. Bunun bir çıkmaz so-
kak olduğunu net bir şeldl-
de ifade ettik. AB, entegras-
yon demekrir. AB aynlıkçı
değil, birleştirici bir proje-
dir. Biz Türkiye'de bir fede-
rasyon önerisini desteklemi-
yoruz. AB'nin Türkiye'den
demokratikleşme alanında
gerçekleştirmesini istediği
reformlar tüm Türkiye
yurttaşlan içindir. Bu tüm
yurttaşlann yarannadır."
Edinilen bilgilere göre Di-
yarbakır Baydemir ise ye-
mekte, "çatışmaların" son
bulması için "genel af" bek-
lentilerine ışaret etti. Bayde-
mir'in, Türkiye Cumhuriyeti
hükümetinın Güneydoğu'ya
yönelik kapsamlı siyasal,
ekonomik ve sosyal reform
gerçekleştirmesi gerektiğini
söylediği öğrenildi.
CÜI:
Cevşeme
söz
konustı
değil
\TLNIUS (AA) - Dışişleri Ba-
kanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdullah Gül, hükümetin AB
reformlan konusunda "gevşedi-
ği" yolundaki iddialann doğru
olmadığını belirtti. NATO top-
lantısına katılmak için geldiği
Lıtvanya'nın başkenti Vilnius'ta
gazetecilerin sorulannı yanıtla-
yan Abdullah Gül, "Bunlann
hiçbiri doğru değil. Bunun sü-
rekli tekrarlanması kartopu
gibi işi büyütüyor. Bunu daha
önce söyledik. Ortada yapıl-
ması gerekip de yapılmamış
bir şey söz konusu değil."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
10 gün içinde Meclis'teki işlemler tamamlanacak ve
Çankaya Köşki''ne
gönderilecek. Mayıs sonunda da
bütün zorunlu süreçler tamamlanacak ve 1 Hazi-
ran'da yeni TC^'ü dönem başlayacak.
Değişiklikler çin
- Adalet Bakanlığı bürokratlanyla
AKP yöneticilef birlikte çalışıyor. Bu kadro yapısı da
ne tür değişiklikler yapıldığını göstermeye yetiyor.
Tıpkı yasanın haz|r
lan|
Ş aşaması gibi, son rötuşlar da
AKP merkezli bir çalışmayla sonuçlandınlıyor.
Yapılan değişiklikler tek tek incelendiğinde her bi-
rinin altından u^ulmadık inciler çıkıyor.
• • •
Hayali ihracatm olağanüstü arttığı 1980'li yıllarda
bu suçun cezasının ne olacağı ciddi bir tartışma ko-
nusuydu. Bir iddiaya göre, olay ihracat rakamını yük-
sek göstererek vergi iadesi almaktan ibaretti. Yani
ekonomikti. 0 zaman ekonomik suça ekonomik ce-
za verilmeliydi. Bunun da cezası 45 bin liraydı.
Bu yolla hayali ihracat elbette önlenemezdi. Dö-
nemin Özal'lı ANAP iktidan da bu konuda özel yasa
çıkarmaya yanaşmıyordu. Hukukçular çareyi şunda
buldular:
Hayali ihracat birden fazla kişinin organizasyonuy-
la gerçekleştiğine göre, bu teşekkül halinde kaçak-
çılığa girer!
0 günden beri yargılamalar bu yönde yapılıyordu.
Cezalar ortalama 5-10 yıl arasındaydı.
AKP, kaçakçılık suçlannda büyük ölçüde indirim
yapılmasını, zamanaşımının da 10 yıldan 5 yıla indi-
rilmesini öngörüyor. TCY'deki değişiklik hazıriıkla-
nndan biri bu.
Kaçakçılık konulanyla ilgili bir hukukçunun AKP'nin
bu hazıriığına yorumu şu oldu:
- Eğer kaçakçılar kendilerinin affedilmesini sağla-
yacak bir düzenleme hazırlama yetkisine sahip olsa-
lardı, bundan güzelini yapamazlardı!
AKP'liler TCY'nin özgürlükçü bir ruha sahip olaca-
ğını söylemişlerdi. Gerçekten doğru söylüyorlarmış.
Böyle bir durumda abartmada sakınca olmaz; AKP
suç işleme özgürlüğünü dikkate alan düzenlemeler
peşinde.
Değişikliklerden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın
da yararlanacak olması, özgüriükçü anlayışın bir baş-
ka göstergesi...
* • •
Kaçakçılara veritecek cezalar arttınlırken basın yo-
luyla işlenen suçlaria ilgili maddelerde ciddi bir de-
ğişikliğin öngörülmediğı anlaşılıyor.
Yanlış anlaşılmasın, basın yoluyla her türlü suç iş-
lensin, bu da suç olmasın demiyoruz. Ancak getiri-
len hükümler, AB süreci gibi "ucu açık" tanımlarta do-
lu. ömeğin, rftira tanımı. Eğer yorum da ucu açık ya-
pılırsa, her türlü eleştiriyi bu tanımın içine koyabilir-
siniz.
Tarih, basını iktidann hizasına getirmeye yönelik bu
tür girişimlerin geri teptiğini gösteren örneklerle do-
ludur.
• • •
Sızan haberlere göre, toplam 65 maddelik bir de-
ğişiklik paketiyle TCY ve ona bağlı yasalar son şek-
lini almış olacak. Bu iş şu fıkraya benziyor
Adamın adı Mehmet soyadı Çürük'müş. Mehmet
Çürük Bey mahkemeye gitmiş, kendini tanıttıktan
sonra bunu değiştirmek istediğıni söylemiş. Yargıç
"HaHısın" demiş, "ne olarak değiştireceksin?". Adam
karşılık vermiş:
Ahmet Çürük!
ankcum« cumhuriyet.com.tr
AB İLE BAŞMÜZAKERECÎ
Aydın için
goruş bırlıgı
EBRUTOKTAR
ANKARA -
AB ile yürütüle-
cek müzakereler-
de Diyanet'ten
sorumlu Devlet
Bakanı Mehmet
Aydın'ın başmü-
zakereci olarak
görevlendirilmesi
bekleniyor.Geçen
pazartesi yapılan
Bakanlar Kurulu
toplantısuıda bu yönde
görüş birliği oluştuğu
öğrenildi. Karan, Baş-
bakan Tayyip Erdo-
ğan 'ın açıklayacağı be-
hrtiliyor.
Hükümetin uzun sü-
redir tartıştığı başmüza-
kereci için Mehmet Ay-
dm'm ismi konuşulu-
yor. Aydın'uı eşinin öğ-
retmen olması ve tür-
banlı olmamasımn da
AB kamuoylanna dö-
nük olumlu bir unsur
olacağı hükümet çevre-
lerinde ifade edibyor.
Diyanet'ten sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet
Aydın'ın îngilızce ve
Fransızcayı iyi derece-
de konuşabilmesı veAv-
rupa'nın kültürel tarihi
konusunda bilgı sahibi
olması nedeniyle tercih
edildiği vurgulanıyor.
Bu yöndeki görûşlerin
geçen pazartesi günü
gerçekleştirilen Bakan-
Diyanet'ten
sorumlu Devlet
Bakanı Aydın.
lar Kurulu'nda
da tartışıldığı
ifade ediliyor.
Başbakanlık
kaynaklan, Ay-
dm'ın son dö-
nemde artan
diplomatik gö-
riişme trafiğine
de işaret ediyor.
Son 20 gün
içinde 20'ye
yakın ABbüyü-
kelçisiyle görü-
şen Aydnı, dün de ABD
Büyükelçisi Eric Edel-
man ile bir araya geldi.
Edelman ile iki saate ya-
kın görüşme yapan Ay-
dın'ın sözde Ermeni
soykınmı iddialan ko-
nusunda Tûrkiye'nin
hassasiyetini aktardığı
öğrenildi. Aydın, ABD
Kongresi'nden olası bir
sözde Ermeni soykınmı
karannın geçmemesi
için hükümetin gereke-
ni yapmasını istedi.
Edehnan'uı da bu konu-
da güvence verdiği öğ-
renildi.
AB ile müzakereleri
yürütmek için oluşturu-
lacak heyette Murat
Mercan, AKP Genel
Başkan Yardımcısı Şa-
ban Dişli, AKP Izmir
Milletvekili Mehmet
Tekelioğlu. AB Genel
Sekreteri Murat Sun-
gar'ın yer alacağı da ku-
lislerde ifade ediliyor.