17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22NİSAN2005CUMA 14 KULTUR kurtur@ cumhuriyet.com.tr Sunay Akın'ın kurduğu Istanbul Oyuncak Müzesi kapılannı yann basına, pazar günü de ziyaretçilere açıyor OyuncaklarmüzelerinekavuştuNENAÇALJDİS Göztepe'de sokak arasında bir beyaz köşk. Tüm g;örkemıyle duruyor.. Yıl- larca pek çok. hüzne, mutluluğa ev sa- hıplığı yapaı» köşk, şımdılerde lstan- bul Oyuncak Müzesi olarak kapılannı büyuk küçuk herkese açmaya hazırla- nıyor. Yann saat 14.00'te yapılacak basın açılışınjn ardından, müze kapı- lannı pazar grinünden başlayarak her- kese açacak. Kapıdan ıpen gırildığınde ızleyicı- leri ilk karşılayan, eskı mahallelerde ka- sapla bakkal arasında yer alan, oyun- cakçı dükkâru. Ardından Prof. Kenan Akyüz ko- leksıyonundan, DL Abdülhanıit döne- mine aıt deve densı Karagöz - Hacı- vat'lar karşınaza çıkıyor. Aynı bölüm- de Anadolu'da çocuklar tarafından ya- pılan bez bebekler, tel arabalar ve 1950'den sonra Istanbul'da üretılen te- neke oyuncak kalıplan da yer alıyor. Uçakgerrulerinin sergüendiğı oda pu- sula biçıminde tasarlanmış. 1912 yılın- da batan Tıtanik anısına yapılan siyah küçük ayıcık da bu odada. Nazı Alman- yası'na ait oyuncaklar ıse bır çarkın al- önda ezilmış postal, çamur ve bebeğın üstünde sergüenıyor. Ufkun ötesine gitmek fnsanoglunun en büyük hayalı ufkun ötesine gitmek.. 1940'lardan 1970'le- re uzanan bu bölümde teneke uçak- larla karşılaşıyorsunuz. 1900 yapımı Al- man kurşun askerlen, 1920'lerde ya- pılmış kâğıt bebekler, 1950 yılında Tahtakale'de yapılmış Mevtana biçımin- deki topaç, 1920 -1960 yıllan arasın- da yapılmış Pinokyo'lar ve polıs ara- balan... Kayak yapan ınsanlar, masal kahramanlaru 1950 yapımı Superman giysısı, uzay araçlan. Kısaca zıyaret- çiler bır zartıan yolculuğuna çıkıyor müzede... Müzenin en eskı parçası ıse 1817 Fransız yapuru bir oyuncak ke- man. 11 yıl önce Berlın'den satın aldığı an- tikabırbeyaz atla düşlerinı gerçekleş- 'unay Akın'ın kurduğu Istanbul Oyuncak Müzesi'nde 4.000'e yakın oyuncak var. ancak şu an yalnızca 2.500'ü sergilenebiliyor. Geri kalanı şimdilik depoda. Müzenin kafeteryası ile 70 kişilik gösteri-toplantı salonu, kapanış saatinden sonra özel toplantılara açılacak. Aynca, giriş ücretinin yanı sıra, özel olarak yaptınlan Eyüp Oyuncaklan'nın satışından müzenin yaşaması için gereken para sağlanacak. tırme yolunda ılk adımı atan Sunay Akın, şimdıye kadar tüm kıtap, göste- n, radyo ve televızyon yayınlanndan kazandığı bütün parayla antika oyun- caklar satın almış. Şair- yazar kımlığının yanına, artık bırde 'miizeci' kımlığının eklenecegı- ni söyleyen Akın, bu rür ışler yapma- nın onu çok mutlu ettigını söylüyor. Sunay Akın müzeden bır kâr bekle- medığını, sadece buranın yaşatılması- nı ıstedığını belırtıyor. Onun içın de farklı şeyler düşunmüş; müzenin içın- de yer alan kafeteryanın duvarlan 1930'lara, 1960'lara kadar uzanan ve farklı ülkelere aıt oyuncak mutfaklar ve Cin AH ıle Ayşegül kıtaplannın say- falanyla süslenmış Akın, müzenin kafeteryası ıle 70 ki- şılik gösten-toplantı salonunu, kapa- nış saatinden sonra özel toplantılara açmayı hedeflıyor Tam 6, öğrencı 3 YTL olarak belırlenen gınş ücretının yanı sıra, oyuncak tanhımızde önem- lı bır yeri olan Eyüp Oyuncaldan da müzenin hedıyelık eşya bölümünde satılarak gelır sağlanacak. Yenı yapım eskı oyuncaklardan elde edılecek bu ge- lırle müzenin gıderlen karşılanacak. Bugüne kadar4 bıne yakın oyuncak top- ladığını söyleyen şaır, müzede şımdı- lık sadece 2 bm 500'ünü sergılıyor. Gen kalan oyuncaklann depoda oldu- ğunu söyleyen Akın, onJan da belli dönemlerde sergıleyeceğını belırtıyor. Müzenin oluşmasına büyuk destek veren ve 'Oyuncak arkndaşlanm' de- diğı ısimler ıse Faber- CasteU, Novar- tis, Isuzu, Siemens, Vega Taşunacıhk, Honda. Lnited Colors of Benetton ve Çınar Yayınlan Herkese, tüm ınsan- lara ulaşmak istediğini herfirsattadı- le getiren Akın'ın bundan sonraki he- defı 'oyun arkadaşlan'yla bırlıkte mü- zedekı oyuncaklan TIR'larla Anado- lu'nun uzak köşelerindekı okullara, çocuklara ulaştırmak. Aynca 'Türki- ye'de oyun ve oyuncak' konulu belge- seller hazırlamayı da tasarlıyor "Bizde çocuğun tarihi yok. Çok ryi niyetii çahşmalar var anıa bunlar pro- fesyonel değUler. Profesvonel anlamda ben ilk shil müzeyi kurdum. Türki- ye'de sivil müzeciliğin önü kapah. Çok büyük sorunlarla karşüaşıyorum. Ye- ni yasalar çıkmah vergilendirme ko- nusunda. Benim amacun buradan kâr etmekdeğfl, burayıyaşatmak" dryor Su- nay Akın. çocuğun dünyasını keşfetrnek Müzede. bırdönem oyuncakçı dük- kânında çalışan Müjdat Gezen'ın kendi yaptığı oyuncaklann yanı sı- ra, Kürşat Başar,Ali FoyrazDğlu, Ata- lay Yörükoğlu, Prof. Tank Minkari Akın'ın küçük kardeşı ıle eşı Bdgin Akm'ın oyuncaklan da sergılenıyor. Toplum olarak oyuncağa önem vermediğımızi behrten Akuı, oyun- cağın özeüikle anne-babanın çocu- ğun dünyasını keşfetmesınde buyük bır rol oynadığı kanısında. Alan, ço- ğu anne-babanın "Çocuğa bir oyun- cak alayım da kıyıda köşede oynasuı. Dizimizin dibinde oynamasuı" dedı- ğmı, oyuncağın bır 'duvar"1 görevı yaptığını soyluyor. ( Ömerpaşa Cad. Zekı Zeren So- kak No. 17 Göztepe - Istanbul' ad- resındeki müze her gün 09-18.00 arasında, yazın ıse 22.00 ye kadar açık olacak.) Mhıikleriıı tiyatro keyfL..Kültür Servisi - Istanbul Büyükşehır Beledıyesı Şehır Tiyatrolan 21. Çocuk Şenlığı, bugün 13.00-15.00 arasında Dolmabahçe Küçuk- çiftlik Lunaparkı 'nda başlıyor. Açılış, yoksul bölgelerden seçılen, hıç lunaparka gıtmemış çocuklarla Şehır Tıyatrolan oyunculannın katı- hmıyla gerçekleşecek. 26 NisarTa kadar sürecek şenlıkte Kadıköy Haldun Taner Sahne- si'nde cumartesı Kadıköy Mızah Tıyatrosu'nun 'Kara Kedi', pazar Art Tiyatro nun 'Hikâjıeni Anlat Bana'; Üsküdar Musabpzade Ce- lal Sarûıesı 'nde Fatıh Belediye Tiyatrosu'nun cumartesı 'CevizüeKa- nnca', pazar 'Kdo^an'. Gazıosmanpaşa Sahnesı'nde Tobav Tiyat- rosu'nun cumartesı 'Masal Bahçesi'. pazar 'Küçük Nasreddin' oyun- lan var. Ümraniye Sahnesı'nde 'tsli SisK Pis Puslu"; Fatıh Reşat Nu- ri Sahnesı'nde 'DonKişot Petmen'e Karşı', Harbıye Muhsin Ertuğ- rul Sahnesı'nde 'Kurşun Askerin L'tancı' küçüklerle buluşacak. Şe- hır Tıyatrolan'nın her sahnesınde. oyunlan seyreden çocuklardan, oyun sırasında hıssettıklennı hazırlanacak tuvale resmetmesı ıstenecek. Aynca bu yıl ılk kez oyun sonrası 'masal canlandırmalaıV gerçek- leştınlecek. Oyun seyretmeye gelrruş çocuklann seçeceğı masallan Şehır Tiyatrosu sanatçılan küçükler içın oynayacaklar. Etkınlık, tüm sahnelerde pazartesı ve salı günlen yapılacak Faüh Reşat Nun Sah- nesinde 'Ormandaki Ev'; Ümraniye Sahnesı'nde 'Bremen Şehri Çocuklan'; Gazıosmanpaşa Sahnesf nde 'OF! OF!'; Kadıköy Hal- dun Taner Sahnesı'nde 'Çizmefi Kedi'; Üsküdar Musahıpzade Celal Sahnesi'nde 'Balıkçırun Kans' adlı masallar minik tiyatroseverlere sunulacak. 21. Çocuk Şenlığı "nde bütün etkınliklere katılım, önce- den yer numarası almak koşuluyla, ücretsız. Küçük Nasreddin Gazıosmanpaşa Sahnesi'nde izJenebüecek. KULTUK • S«NAT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 BOLLUK ÜLKESİ KADIKOY'DE İLK DEFA SADECE SINEMAMIZDA Beyoğlu ALKAZAR 293 24 66 12:0O- 14:00- 16:30 -19:00-21:15 \OTTING HILL vıCHANGING LANES FUMIEUMN YONETMISINDIN DAYANILMAZASK Bddeıunedık Şajırocı Kontrol cdilemez bir sapbnıı dıjarda bckliyor. IAS McETfW< IN COK SATtN «OMANINDAN nAKUNMIşnR MMr.a <mm KW JS- HM anısmn•BKJE • btrfilm com 1 paramountclassics com cndunnglovc BW:ILEM£K 2495C32 Î2-00-1415-16"30-1B45-2115 EtüerMİUPTOm 3522980 t2D0-1420-1650-192C-21«-Cmte24t» Ataıtöy GAU.ER1A PRESTOE 5607256 11 io-1345-1545-17İ5 -1945-2145 iAftirezadeCAJTTOLSPECTRUI114 K13330 1230-1650-1910 21 a Kadıko» RB(X 3360'12 1045-1245-1500- '70C-1915 -2' 15 - sfeEcnoN omciQXE S. UB JEAN LUC GODARD FİLMİ m AUINSARK SUNAt OYUNCULAR SARAHADUR NAMDIEU RONY KRAMER J-CH.BOUVET JUANGOYTCOLO MAHMOUD DARVVICH G£ORGE AGUI1AR ifTIOA SUTIEBREZ FEM.YN BRASS J-P CURNIER PIERffi BERG0UNK3UX GIUİSPKOUEUX MUZIGIMIZNOTRE MUSIOUE AvvmutA >ue KBPHBU FMMCSICM^MA CAHALFUIS VMAFUI m H«K> C* Airnsnâuc A M utvni£ M^OCE EUAS SAMA> catm AMM£ MAÜWUX SARAJCVO IMACC MJBt H«SCM SON RANÇO6 MU5V DOtFT St DR Beyoglu AUAZAR 2932466 1145-13^0-15^0-17-00-19-00-21-00 AtturcadeCAPirOlSrecmUMM 6513330 'C45-14Î0-21D5 Kadıköy BBOADWAY 3461481 1130-1330-15-30-1730 Kjatay BUYü.UFENER 4250130 1130- 153C-17 30-1930-2130 o o o ; ılanlannız içın 0212.293 89 78 î ilanlannız içın 0212.293 89 78 o o Dil Derneği 18yaşında ANKARA (Cumhuri>« Bürosu)- Dıl Derneği, ku- ruluşunun 18. yılını kut- luyor. Dernek Başkanı Sev- giÖzeL "DUDemeği, 18yıl- dır olanaksızı olanaklı lal- ma yolunda büyük bir sa- vaşrnı\crdiAydmlarm des- teği artarken Türkçe sa- hıpsız değıl' diyen gençü- ğin sesi vüksebneye başja- dı" dedi. Dıl Derneğı'nın 18 yıl- dır olanaksızı olanaklı kıl- ma yolunda bü\ r ük bır sa- vaşım verdığine dıkkat çe- ken ve "Mutnıyuz, krvanç- byız, gençlik Türkçenin ses ba>Tağını taşıyor" dıyen Özel. şunlan söyledi- 44 18. yaşımızı kutiarken Milli Eğitim Bakanlığı'na seslenhoruz. DU ve yazım birliğini bozanlara arka çıkma>ın. Resmi TDK'nin bozduğu yazun kurallam - la öğretmen \e öğnencilerin dil bilinci köreliyor. Kül- tür yaymcüannın baska, derskhaplarmınbaşka ku- rallar kullandığı bir ülke daha yok. TBMM'ye ses- leniyoruz, Atatürk'ün ka- lıü üstündeki hukuk leke- sini silmediğiniz sürece, bi- ze, Atatürkçü olduğunuzu sö>1emeyin. hiç inandıncı değiL llusumuza seslenhv- ruz, >ıırttaşbk büinciyle tepki verin. Türkçe sahip- sizdeğiL" YAZIODASI SELİMtLERİ Karagümrük Anılam (2) Değişık inançta toplulukların iç içe yaşamış ol- ması, o akşamüzeri Karagümrük'e aynca bır zen- ginlik getirmiyordu. Zenginlik silinmişti. Semtte hissettığiniz, adeta boşunalık duygusuydu. Mimarinin özelliklerini, çeşitliliğinı, gözleriniz ancak yıpranmış ahşabın kasvetine alışınca ya da çatlamış betonun iğretiliğini fark edince kav- rayabiliyordunuz. Ahşapta, yapı sanatına değgin birtakım izler kal- mış. Uzak, soluk, yine de gönle işleyen izler. Bir evde, cumba altına rastlayan, o kırık ve küçücük pencere, belki de bir kuşevinin lekesi, örenciğiy- di... Semtten bayındırlık uzaklaşırken ve semt ken- di başına bırakılırken, geçmişin güzellikleri de solgun hayaller olmuş. Eski ahşap mimarinin sırlarını dinlersenız; bir balkon dantela duygusuyla işlendığıni söylüyor, bir cumbanın pencere altındakı oyma çiçekleri si- ze yine alımlı görünmek istiyordu. Bir kapı tokmağı, sizinle el sıkışmak ısteyen bır 'e/' iken, kırık bir kulpa takılı kalmış, kopuk par- mak olup çıkmış. Karşı kaldınmdan gelen yoksul, yaşlı hanımı gö- rüyorduk. Yüzü gibi kılığı da buruşuk, kınş kırış. Yoksulluğun pençesinde öylesine yıpranmış kı, bu dünyayı sanki zorla sürüklüyor. Tek ışıttı, çocukluğumdan kalma bir görüntü: Bir kız çocuğu, sırtında kendisine hayli küçük gelen mantosu, telaşlı telaşlı yürüyordu. Elınde bir tepsi vardı ve büyücek tepside mahalle fın- nından yeni çıkmış börek. Kıymalı mı, peynirii mi? Tepsili kız uzaklaştı. Bız de ters yönde yürüye- rek, daha aşağılara, yokuşların başladığı sokak- lara kanştık. Köşeyi döner dönmez, eskılerden kalma meydan. Bir satıcı, kırmızılı mavili, hepsi de plastik kovalara, legenlere gömülü olarak meydanı arşınladı. Meydanda çocuklar, patlamış plastik topun peşindeydiler. Ufak bir kahvede semtin gençle- ri kâğıt oynuyorlardı. Ihtryar bir adam, havanın olan- ca ayazına karşın, kahvenin sekisıne çıkmış, ça- yını orada yudumluyordu. Ikı genç kız, köşebaşında konuşmuşlar; bes- belli ayn yönlere gidecekken, birbirlerinden birtür- lü aynlamamışlardı. Kızlardan bırinin elinde, renk- li magazinler. Renklı magazınler fakir semtler içın her zaman fazlasıyla çekicidir. Başımı çevırir çevirmez, kağşadı kağşayacak ahşap evin cumbasını, pencerelerini, açık bıra- kılmış perdeyi, cumbada birden yanan çubuk floresan ışığı görmüştüm. Ahşap ve floresan çok dokunaklıydı. Akşam iyice çökmüştü. Nihayet biryokuş ba- şında o tek servisiyle eskı bir yatır karşıladı bizi. Çevresini gecekondularçevirmiştı. Hüzünlüydü. Aynı yollardan dönmemıştik. Izlediğimiz soka- ğı dönünce, Tekfur Sarayı'nın yıkıntısı akşamın karanlığında heyula gibi yükseliyordu. Başka ara sokaklara karışmıştık. Ufacık kah- velerin, koridor gibi dar berberlerin, mahalle ha- mamının, birbirine sırt verse de can çekişen ah- şap evlenn önünden geçmiştik. Floresan lamba- lar çığ çığ yanıyordu. Tuhaf ama Peyami Safa'nın betimlediği şark mahallesi hâlâyaşıyordu. Hani Fatih- Harbıye'öe- ki: "O vakit her şey karanr, söner, her canlı şey sîner." Besbelli, gece erken başlayacaktı. Çok ryi hatıriıyorum, bırcumartesıydı o gün. Bu- nunla birlikte cumartesilerin uçanhğını, kıpırdak- lığını çağrıştıran en küçük bir ayrıntı gözümüze çarpmamıştı. Ana caddeye ulaştığımızda ışıklar çoğaldı. Bır minıbüs geçmışti; arka camında Taç ben- de I Kraliçem nerde" yazılıydı. Etkiledi. özlemi söylediği ıçin mi, bilmiyorum. Belki de kraliçenin buralara uğramayacağını hissetmişti, yazan ki- şi. Deniz kıyısına indiğimizde -Yeşilköy'de balık lo- kantasına gidecektik- enginler 1yi gelır sanmış- tım. Deniz karanlık ve ufuksuzdu. Öneriler Kitap / Bir Yazın Tarihi, Halid Ziya Uşaklıgil, Ya- yına hazıriayan: Kübra Andı, özgür Yayınlan, 2005. (Uşaklıgil'den eşsiz öyküler. Hemen hep- si zamana meydan okumuş!) K Ü L T Ü R * Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle