17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2005 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Basiret BAZI SÖZCÜKLER vardır; başkadillerden gelmedirama, çok uzun süredir kullandığımız içın kolay tanımlanmaz bir an- lam kazanmışlardır; Türkçeleş- tirmeye kalksanız, karşılığını bulmakta zorlanırsınız; ya da anlam kaybına uğrayarak tam anlaşılmaz olursunuz. lyisi mi, Türkçede anlam bakımından aynısının tıpkısı yaratılıncaya kadar kullanılmalıdır o sözcük. Türk Dil Kunımu'nun sözlüğü- ne bakıyorsunuz, "basiref'm karşılığında bir açıklama: Ooğ- ru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dik- kat, sağgörü. Peki ama, hangisi? Belki hep- si birden. Yânn Kuzey Kıbrıs'ta cum- hurbaşkanlığı seçimi var. Tek ya da iki turda seçilecek ki- şi az çok belli. Görüşleri de bel- li: Ne pahasına olursa olsun, Türkiye'den koparak Rumlar- la birleşip AB'ye girmek ıstıyor. llk bakışta çok tuhaf gelebi- lirama, böyle. Başbakan olan, hele devlet başkanlığına soyu- nan bir kişinin nasıl olup da devletin bağımsızlığını bitire- rek, kuruluşundaemeği geçmış °anavafan"ından koparak baş- kalarına yamanmak istemesi gerçekten inanılacak gibi değil. Ne var ki, her toplumda boyle insanlar çıkabilir. Tuhaf olan, böyle ınsanlardan birınin cum- hurbaşkanı olmak istemesi. Ama, daha da tuhaf olan, yalnız onun değil toplumunun büyükçe çoğunluğunda da ay- nı yaklaşımın, aynı niyetin, ay- nı özlemin bulunmasıdır. Elbet, istenirse buna bin bir gerekçe bulunabilır: Abluka- dan bezginlik, kötü yönetime, haksızlığa, eşitliksizlığe, yol- suzluklara tepki, geçmişteki sömürge yaşamının kahntılan, falan fılan. Ama şu önemli: Bu kopuş ve başka bir düzene özlem du- yuş, eğer o düzen umut dolu, daha iyi ve daha sağlam bir gelecek içerse, yine de anlaşı- labilir belki. Oysa, karşı taraf reddettiği içın bundan sonra daha kötüsüne katlanılacak olan Annan Planı asla böyle bir gelecek göstermiyor. Türki- ye'nin de ıçinde olmayacağı bir Avrupa Birliği'ne gelince, ora- da da Türkler konusunda ne- ler olduğu ve olabileceği Batı Trakya'daki Türk nüfusun du- rumuna bakılarak çıkanlabilir. Türkiye'nin tam üye olup ımda- da yetişmesi ise, Mösyö Chi- rac'ın en son söyledığıne ba- kılırsa, yirmi yıldan önce olma- yacağa benzer. Kendisine yamanmak ve bir- likte "mutlu bir bırliktelik" ya- şanmak istenen Rum toplu- munun Türkler konusunda ne düşündüğü de bilinmiyor mu? PJütün bunlar ortadayken iki Dyüz bin kişiye yakın birtop- lum böyle bir "toplu intihar"a nasıl karar verebilir? Bencillik mi? Yanlış bir hesa- ba da dayansa, daha çok re- faha erişme ısteğı mi? Anado- lu Türkleri konusunda otuz yıl önceki kurtanlmabeklentısının çok tartışmalı nedenlerle bir çeşit nefrete dönüşmesı mi? Yoksa, söylemeye dilin var- madığı başka bir şeyler mi? Fazla uzatmayıp "Basiretle- ri bağlandı galıba" dıyerek nok- talamak belki daha iyi. Köy Enstitüleri Gerçeğiyle Yüzleşmek... Ayhan DAYAN Eğitımci "Köy Enstitüsü" men" ve benzen pek kavramıyla ılgılı yazı- çok yapıtı okudukça, ları, kitapları ve de- ğişik kaynakları ka- nştırdıkça içımde her zaman, anlatısı söz- cüklere sığmayacak çok değişik duygular uyanmıştır. Kimı za- man "Keşkeodönem- leri yaşamış olsaydım" dıye düşünüriim. Bu durum belki de hem köy çocuğu olmam- dan hem de sınıf öğ- retmenı olarak çeşit- li köylerde çahşmış olmamdan kaynakla- nıyor. Üstelık benim- le bu konuda aynı dü- şüncede birçok mes- lektaşımın olduğunu da biliyorum. Hasa- noğlan'ı, Akçadağ'ı, Çifteler'i, Kızılçul- lu'yu, Ortaklar'ı ve daha nicelerini hiç ta- nımamışken özlüyo- rum. Bu özlemim; Server Tanilli'nın u Nasıl Bir Eğitimisti- yoruz", Can Düıı- dar'ın"KöyEnstitü- leri",MuaMEvüboğ- lu'nun "Hitit Güne- şi", Mehmet Başa- ran'ın "Köy Enstitü- leri Özgürleşme Eyle- nıi", TaiipApaydın' ın u BozJann Çiçekleri", Dursun Akçam'ın «KafDağınınArdT, Fethi Ülkü'nün "öğ- rctnıcn Hatice Sök- Can Dündar'ın kita- bıyla aynı adı taşıyan CD'yi izledikçe içim- de daha da büyüyor. Neydıbu"Köy Ens- titüsü" kavramı? Kı- sa ömürlü olmasına karşın eğitim sistemi- mize bunca etkin damgasını vurması- nın nedcni neydi? Ve neydı bu Türk eğitim tansığı (nıucızesı). Adına çok sayıda şi- ir, öykü ve roman ya- zılan eğitim projesi, yıllar sonra bile her zaman gurur ve hüz- nü bir arada yaşata- rak nasıl da anımsanı- yordu böylesine? Uzun ve yorucu mücadeleler sonucu ulaşılan cumhuriye- tin, o dönemler için özgün olduğu kadar, en cesur atılımların- dan biri olan "Köy Enstitüleri", kısa sü- rede yurdun dört bir yanına dalga dalga ya- yılırken, projenin fi- kir babası Hasan Âli Yücel ve mükemmel derecede uygulayıcı- sı olan tsmail Hakkı Tonguç,belki de böy- lesine bir verim ve ba- şan beklemiyorlardı. O dönemde yüzde 75'i okulsuz olan Anadolu köylerinin istenilen şekilde bi- lınçlenmesi, kalkmıp gelişmesı içın başlatı- lan proje, yoğun bir ılgi odağı olmuştu. Yi- ne aynı dönemlerde ülkemize gelerek, çe- şitli Köy Enstitülerin- de gezi ve inceleme- lerde bulunan Ame- rikalı eğitim bilimci- si John Dewey bile, kısa zamanda Türki- ye'nin bu okullar sa- yesinde çok iyi yerle- re geleceğini özellik- le vurgularken haksız mıydı? Ulke çapında böl- gesel üç dört ilı so- rumluluk alanına da- hıl ederek açılan top- lam 21 Köy Enstitü- sünden kısa sürede binlerce eğitmen, öğ- retmen ve sağlık me- muru ve köy ebesının yanı sıra çok sayıda şaır, yazar, bilim ada- mı, vali, milletvekili ve bakan yetişti. Fakir Baykurt,Talip Apay- dın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Dursun Akçam, Ümit Kaftancıoğlu ve daha nicelen hep Köy Ens- titülerinin birer ürü- nüdür. Bu enstitüle- nn can damarı sayı- lan Hasanoğlan'da Sa- bahattin Eyüboğlu, Mııalla Eyüboğlu, Mahir Canova, Rııhi 50 KONTOR YADA 15DAKİKA OKI ÂPLA UVM 10.00Qı» SHUBUO'DÂN^İf ösîfrrıı? Nisan- 15Haziran2005 hleri arasında cep fonundan .turkcell.com.tr adresine •jucunun gösterdiği servisi r'VVAPLA KAZAN Katılım Noktası'ndan çekiliş hakkı kazan! fa * P'a daha çok gir, „ a çok tıkla, daha çok kazan. \PIS nayat, oh ne ranaü- iîenen Turkcell WAP sitesi ile bilgi ve ığlenceye birkaç tıkla anında ulaş. Logo ve lelodi indir, e-postalarını oku, sohbet lının keyfini çıkart. Yani hayatını yıâştır, ona yenilik ve eğlence kat. myarlarını henüz yapmadıysan VVAP yaz, boşluk bırak, cep telefonunun modelini ekleyip 2222'ye kısa mesajla yolla (Örnek: VVAP 6600). VVAP ayarların cebine gelsin. Ayıırıtılı lulıjı wap.lurkcell.com.tr ve www.turkcell.com.tr'dcı 1 Konlorve konuşmo hediVR'öri TurkcollVltjn rıırkcdll'i.1 ynpılan konuşmalarda goçerlldir HAZI TURKCELL Su ve Âşık Veyscl gi- bı eğiticilerin büyiik emeği vardır. Burada görev yapan özverıli ve çalışkan eğiticiler, öğrencıle- rine çok şeyler kazan- dırdılar. Her öğrenci kendı yeteneklen doğ- rultusunda yetiştiri- lirken, öteki konular hakkında pek çok bil- gi ve becerıyle dona- tıldılar. öğleye kadar gördükleri günde se- kiz saatlık külrür ders- lerinden sonra geriye kalan zamanlarını da uygulama ağırhklı iş dersleri alıyordu. Za- ten bu okulların teme- li de "İş tçinde Eği- tim" ilkesine dayan- maktaydı. Tarım bil- gısı, inşaat, maran- gozluk, demırcıhk, biçki-dikiş, hayvan sağhğı, arıcılık, mey- vecilik gıbı derslerdı bunlar. Her öğrenci bir eği- tim dönemınde en az yirmi beş klasık eser okumak zorundaydı. Köy Enstıtülerinin asıl amacı, cahıl Anadolu insanını her yönüyle eğitcrek çalışkan, üretken, özverili, bi- linçli ve topluma ya- rarlı örnek insan tipı- nı yaratmaktı. Ihtiyaç- larını kendılerı karşı- layan, ürettiğinin faz- lasını satarak okuluna katkıda bulunan; sev- gi, saygı, arkadaşlık ve örnek dayanışma- nın en üst sevıyelere çıktığı, cumlıuriyet ta- nhımızm eğitim siste- mine altın harflerle damgasını vuran, kı- sa ömürlü birer boz- kır yuvasıydılar her biri Savaştepe'sıyle, Cılavuz'uyla, Gö- nen'iyle, Arifiye'siy- le, Gölköy'üyle ve Aksu'suyla... Cumhuriyetin ay- dınlanma hedefleri, ülke gerçeklen ve çağ- daş eğitim-bilimüı ve- nleri arasında yapıl- mış başarılı bir sen- tezin ürünü olan Köy Enstitüleri, köy insa- nının, bılımın ışığın- da, bilinçli bir lıderlık- le kendi yazgısını de- ğiştirmeye yönelik bir eylem olarak ebedı- yen hatırlanacaktır. Bu hareket; kendi ülkemızın beyın gü- cüyle yaratıcılığını bırleştirerek toplumun en yoksul çocukları- nın kendi emeklerıy- le ücretsiz eğitim-öğ- retım görebilecekle- rini ve demokrasınin sözle değil özle yaşa- nabıleceğini kanıtla- nııştır. 1940 yılında başlayan bu proje, 1946'da iktidara ge- len sıyası anlayışın politika malzemesı oluyor ve projenin iki yaratıcısı Yücel ıle Tonguç'un görevden alınmalarıyla ılk önemli darbesini yi- yordu. 1947'deenstı- tülerin kalbi Hasanoğ- lan Köy Enstitüsü ka- patılıyordu. Bu olay Türkiye'nin eğitim sıstemine vurulan ka- ra lekeden başka bir şey değildı aslında. Ardından ukullarda- ki çalışmalardan bir- çoğu engellendı. 195O'de kızlar ile er- keklerın aynı yerde okumalarına son ve- rildi. Okulların sağ lık bölümleri kapatıl- dı. 1954'te de enstı- tülerle ilgili her şey bittı. Klasik okul anla- yışı yerleştirildı. Bu- günkü ezberci eğitim sıstemı oturtulmaya çalışıldı. Böylece; o dönemin topıak ağa- lannın, din ıstismarcı- larının istedığı oluyor ve sürekli baskı kur- dukları "komünizm" suçlamalanyla amaç- larına ulaşıyorlardı. Acımasız karalamayı yapanlar Köy Enstı- tülerinin her yönüyle ve yalnızca bu mem- leketın gelişmesı içın mücadele verdikleri- ni niçin göz ardı ede- rek konuyu anlamaz- lıktan geldiler? Köy Enstitüleriyle ilgili olarak, yazar Os- man Şahin'in söyleşi- sınde eski DP Van Milletvekili Kinyas Kartal, sanki çok iyi bir şey yapmışlar gi- bi acı bir gerçeğm ıti- rafmı şu ifadelerle be- lirtmiş: "Köy Ensti- tülerikesinlikle komü- ııist uygulama değil- dir. Doğuda en yük- sek eğitim gören in- san beninı. Köy Ens- titüleri, bizim, devlet üzerindeki gücümü- zü kaldırmaya yöne- lik(i. Bunu içimize sin- diremcdik. Benim Van yöresinde 258 köyüm var. Bunlar devlcttcn çok bana bağlıdırlar. Ben ne dersemonu ya- parlar. Ama köylere öğretmenler gidince benimgücümden baş- ka güçler olduğunu öğrendiler. DP ile pa- zarhğa girdik, kapat- tık." lşte size yıllarca ay- nı zihnıyetın halk üze- rindeki hegemonya- sını nasıl kendi çıkar- ları doğrultusunda kullanarak, en önem- lısı de ınsanları kan- dırarak ülkemızın ya- vertalihini değiştiren karanlık kafalar. Köy Enstitülerının mimarı, Ortaklar ve Pulur Köy Enstıtüle- rinin kurucusu olan ve birçok Köy Ensti- tüsünde çahşmış Mu- allâ Eyüboğlu "Hitit Güneşi" adlı kitapta o dönemi şu anlamlı sözlenyle dıle getiri- yor: u Köy Enstitüleriyü- zünden adımızı konıü- niste çıkardılar. Mevlevi şeyhlcriyle dostluğumuzdan do- layı gericiye. Her boyaya boyan- dık anlayacağuı. Hep- sine de gülüp geçtik. Sabahattin Ağabc- yimin dediği gibi, biz- den memlekeri sev- mek.. Gerisi boş..." Dünya eğitim sıste- minin literatürüne ge- çecek kadar önemli olan bu özgün model, yıllar boyu ıçımızde ayn bir özlemle anım- sanıp gidecektir. Ola- yın en acı yönlerin- den biri de; günümü- zün gelişmiş ülkele- rınde bile (tsviçre gi- bi), bizım yıllar önce yarattığımız "Köy Enstitüsü" modelini benımseyerek kendi sistemlerini oluştur- malarıdır. Bugün Köy Ensti- tülerınden geriye ne kaldı ki? Eskımeye yüz tutmuş, içi başka dışı başka okulların kuru taş duvarlarıyla, bahçelerinde bahar ycli estikçe, ta o gün- lerden kalma, coşku- lu olduğu kadar bir o kadar da hüzünlü me- lodilerini mırıldanan yaşlanmış ağaçların- dan başka? Bir de yıl- lar önce çeşitli kara- lamalarla Köy Ensti- tülerinı kapatarak, eği- tim sistemimızi bal- talayan, günümüz eği- tımınin önünü kapa- tan, cunıhunyetle bir- likte başlayan böyle- sine önemli büyük bir aydınlanma atılımını yok ederek, ülke ge- leceğini karanhğa sü- rükleyen, her zaman kın ve nefretle anıla- cak dönemin kötü zih- niyetinden başka? Her şeye karşın 17 Nisan Aydınlanma Bayra- mı'nı kutlarken onla- ra da iki çift sözüm olacak: Sizin gibi zih- niyetelanet olsun...., PENCERE Aptesi Şüpheli' Bir Maliye Bakanı Kamu maliyesi ne demek?.. Devletin gelir ve gıder kaynaklarının tümünü kapsayan parasal yönetim... Maliye Bakanhğı kıme emanet edilmiş?.. Başında kim var Bakanlığın?.. , Unakıtan!.. Al Baraka Türk'te (bir Arap kökenli banka) yö- netıcıyken AKP -nam-ı diğer Takıyye- iktidan ku- rulunca Kemal Unakıtan Maliye Bakanhğı koltuğu- na oturuyor... Otursun mu?.. Otursun, ama, sırtındaki dava dosyaları ne ola- cak?.. Yolsuzluk iddiaları?.. Müfettiş raporları?.. Devletin parasal işlerini ve de gelir gider yöne- tımını emanet edecek bir şaibesiz kişi bulamamış mı AKP'nin Takıyyeci iktidan?.. • Kemal Unakıtan'ın sırtında yolsuzluk ve rüşvet dosyaları var mı?.. Var!.. Peki, doğru dürüst bir devlette önce davaların- dan aklanıp sonra Bakanlık koltuğunda oturma- ya hak kazanması gerekmez mi?.. Dıyeceksiniz ki: - AKP iktidan ortada doğru dürüst bir devlet mi bıraktı?.. Sabık Al Baraka, güncel Türkiye Cumhuriyeti yöneticisi Unakıtan'ın müfettiş raporlarında yazılı 'hayali ihracat' ve 'evrakta sahtecilik' sanıklığın- dan kendini kurtarmak için yaptığı konuşmada kullandığı üslubu ve savunma yöntemini vurgula- mak için Maliye Bakanı'nın kimi tümcelerini aşa- ğıya alt alta diziyorum... Diyor ki Unakıtan: "- Çığyemedık.." "- Karnımız ağrımaz bızım.." "- Herkes kendi işine baksın!.." "- Bızımle ilgili bir iş oldu mu iyi reyting yapı- yor.." "- Aptesımızden şüphemiz yok!.." Türkiye Cumhuriyeti tarıhınde böyle konuşan bir Maliye Bakanı görülmüş mü?.. Karnı ağrımazmış.. Aptesınden kuşkusu yokmuş.. Çiğ yememış.. Bu ağızlar Bakan'ın üstündekı ıddıalan gidermez, kuşkuları koyulaştırır. • Ancak bu işlerin ciddiyeti de artık kalmadı. AKP'lılerın bir dünkü yolsuzluk dosyaları var, bir de iktidara geçtikten sonra kabaran yolsuzluk dos- yaları... Bir yandan Müslümanlık edebiyatı; türban, çar- şaf, tesettür, namaz, niyaz vaazları ortalığı sarar- ken yürütülen rüşvet ve yolsuzluk tezgâhının gü- rültüsü de beş vakit ezan seslerini bile bastırma- ya başladı... Unakıtan diyor ki: - Ben suçsuzum... Yanıt: Ama sanıksınL Savcıların ve müfettişlerin gözünde suçlu görü- len bir Maliye Bakanı koltuğunda oturabilir mi?.. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, devlet mi aşiret mi?.. tSTANBUL İJNtVERStTESİ MEZUNLARIDERNEĞ1 ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE BIRNEĞI Kadıköy Şb. DFIH0KRA1İK DAYANIŞMA DER. AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ 2004 - 2005 Doneını No. 9 Konu TÜRK ÖĞRETMENLERİ, KÖY ENSTİTÜLERİ VE AYDINLANMA Yönetmen Prof. Dr. NUR SERTER Konıifmacılar Dr. ENCîtN TONGUÇ MEHMET BAŞARAN Dr. NtYAZİ ALTUNYA Giin : 16 Nisan 2005 ( umartes.1, saat 10.30-13 00 Yer : üesıkta^ Beledıyesı, Oıiakny Kullur MeAen Dereboyu Caddesı. Dere Çıkma^ı, No 1 - Ortaköy llctişim : IÜ Me/ıınl,ıı Oeıııegı (fato> Iaştan)O 212 23803 21 AydınlıkYarınlarÖzlemi tçindeki Tiim Yurttaşlanmız Davetlidir. Giriş Serbest ve Ücretsizdir. GAZİANTEP CUM0K ÇAGRISI 17 NİSAN 200SSAAT 11.00 AYDINLANMA ATEŞİNİ GAZİAN I KP'TE YAKIY- ORUZ 27-1 Konuğumuz OSMAIU ÜZÇALIŞKAN KÖY ENSTtTÜLERİ GÜNÜ BEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Kahvaltı bedeli • 7.-YTL Yer . Tabipler Lokali lletişim Bilgi • T Doğan Özdınç 0 532 232 93 99 Tabipler Lokali 0 342 22015 00 EGE CUMOK ÇAGRISI Ulusalcı, aydınlanma ve emekten yana Ege'li CUMOKUR, Izmir Tüyap Kıtap Fuan'nda her gun yüzlerce CUMOK aramıza katılıyor. Bu görkemli çalışmayı toplantımızla taçlandınyor; Antalya - Zonguldak hattının batısındaki illerde yaşayan tüm Cumhurıyet Gazetesı okurlarını ve CUMOK oluşumlannı Ege Bölge Toplantısı'nda hazır bulunmaya çağınyoruz. 16 Nisan 2005 Cumartesi günü 19.30'da Izmır Fuar alanında ADA Restoran'da yazarımız Sayın Mustafa Balbay ile birlikteyiz. Sen gelmezsen bir eksiğiz. Namık Kemal Boya Şadi Aşiroğlu Istanbul CUMOK fzmirCUMOK : 06326927608-05337655267-05359605474-05335637868
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle