09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 2005 CUMA +CUMHURİYET SAYFA 17 Suhle rakı yedi kişiyi öldiirıııiiş. Cel de sahle dünyaya içrne! D E N İ Z S 0 M Elektronik posta: [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - AB'li orduya güveniyormuş... "Türkiyeli ise sadece AB'ye güveniyor!" Arnavutköy Istanbul Boğazı'na Arnavutköy'de üçüncü köprü istemeyen Arnavutköylüler, konuyu kamuoyu öniinde tartışmak üzere Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Müsteşarı Sabri Erbakan'ı Istanbul'a çağırınca Erbakan'ın yanıtı, "Gelirsem, buldozerimle gelirim" oldu. Arnavutköylüler şimdilik şöyle demekle yetiniyor: "Siyasal gücü elinde tutanların, çağımızda vatandaşlarını aşağılamaya ve yasalara aykırı girişimlerde bulunmaya asla hakları yoktur." D ünkü yazıdan devamlayanıtını aradığımız so- ru şu: Ermenilerin soykırım günü kabul etti- ği, Türkiye'nin müttefiki birçok ülkeye kabul ettirdiği ve dostlarımızın da Türkiye Cumhu- riyeti'ne Ermeni soykırımını kabul etmesi için baskı yaptığı 1915 yılının 24 Nisan günü Osmanlı sınırları için- deki topraklarda kaç Ermeni öldürüldü? Bu sorunun muhatabı hiç kuşkusuz başta Orhan Pamuk ve Halil Berktay gibi "Türkiyeli" aydınlardır. Ancak onlar, bugüne dek "24 Nisan" konusunda ka- muoyunu aydınlatmadı, herhangi bir güne bağlı kal- madan "1 milyon" gibi yuvarlak bir sayı vermekle ye- tiniyorlar. Amerika'dan Fransa'ya Ermeniler, 24 Nisan'ı 1915 ve 1916 yıllarında 1 milyon Ermeni'nin soyunun kırıl- dığı gün olarak kabul edıyor ama niye? Demek ki 24 Nisan önemli bir gün. Peki, 24 Nisan 1915'te ne oldu? Ermeni ve Kürt terör örgütleri üzerine araştırmala- rıyla tanıdığımız Ercan Citlioğlu dostumuzun söyle- 24 Nisan diğine göre, 24 Nisan 1915'te eceliyle yaşamını yiti- renler dışında Osmanlı'da bir tek Ermeni bile öldürül- müş değil. Aksini iddia eden varsa, buyursun... A- gos'un yayın yönetmeni Hırant Dink başta olmak üze- re sütunlarımız herkese açık. Peki 24 Nisan neden "sembol gün" seçildi? Ercan Citlioğlu "24 Nisan"ın anlam ve öneminı Er- menilerin de kabul ettiği tarihi belgelere dayanarak anlattığı zaman şaşırıp kalıyorsunuz. önce herkesin kabul ettiği tarihi gerçekleri anımsa- yayım: Yunan, Bulgar, Sırp halkları Osmanh'dan ba- ğımsızlığını alınca Ermeniler de aynı yolda örgütleni- yor. Ermeniler, istanbul'dan Van'a kadar demeklerku- rup silahlanıyor. Bu arada Osmanlı, Birinci Dünya Sa- vaşı'na girıyor. Mart 1915'te Rusya, Doğu Anadolu'ya gıriyor. Rusdesteğini alan Ermeniler, 11 Nisan 1915'te Van'da ısyan çıkartıp Osmanlı'ya karşı "bağımsızlık savaşf'nı başlatıyor. Burada bir parantez açmak gerekiyor; isyan Van'dan öteki bölgelere de sıçrayınca daha sonra "soykırım" iddialarına neden olacak Osmanh'nın zorunlu göç ka- rarı geliyor. Ancak bu karar sadece Ortodoks Ermeni- lere uygulanıyor. Isyana katılmayan Katolik ve Protes- tan Ermeniler yerlerinde tutuluyor. Ortodoks Ermeniler, Van'da Kürt ve Türk bütün Müs- lümanları öldürüp şehri ele geçirince ve isyan öteki böl- gelere de sıçrayınca 24 Nisan 1915'te Osmanlı yöne- timı, Anadolu'daki bütün Ermeni derneklerinin kapa- tılmasına ve isyanı destekleyen Istanbul'daki 200 ka- dar Ermeni "aydın"ının Çankırı Ayaş'a sürgüne gön- derilmesine karar veriyor. Hepsi bu! 24 Nisan sürgünleri daha sonra burunları bile kana- madan Istanbul'a geri dönüyor. Acaba kaç "Türkiyeli aydın"ın bundan haberi var! SahteAnıl Öçal: "Sahte rakı içerek efkârlanıyorum, 1 Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın sahte fatura nedeniyle soruşturulmasına." Memıırin Akif Kökçe: Memur | namusuyla yaşar, çarşı pazarda zam altında kalır; benim memurum işini bilir yöntemini uygular, zan altında kalır! SESSİZ SEDASIZ (!) Kaçak içkiden turistler de ölecek! .^ Rakının fiyatı 22.5 milyon lira. Ancak bu paranın 15 milyon lirası özel Tüketim Vergisı'negidiyor. Rakının üretimden pe- rakende satışına kadar bütün evreleri 7.5 milyon lira içinde oluyor. Aynı durum bi- ra ve şarapta da geçerli. Islamcı hükümet, özel Tüketim Vergi- si'nde yaptığı fahiş artışlarla hem halkı "haram"dan korumuş oluyor hem de al- kollü içkilerde fiyatın üçte ikisine el ko- yarak kendine kaynak yaratıyor. Bu durum kaçak içki üretimini körük- lüyor. Kaçak içkı üretımi ıse ölüm ya da kör- lükle kendını gösteriyor. Ve şimdilik kendimiz içip kendimiz ölü- yoruz. Ama bunun bir de yarını var. Yaz aylarında, turizmın en canlı günle- rinde olası haber başlıkları şimdiden bel- lı gibi: "Bodrum'daki barlardan hastaneye kaldırılan 80 turist öldü, 130 turist kör oldu." "Marmaris'teTürk rakısı ve şiş kebap- la doğum gününü kutlayan Ingiliz kızı, elinde kadehle öldü." "Side'de bir balıkçı lokantasında rakı içen 20 kişilik turist grubundan kurtulan olmadı." Sonra ayıklayın turizmın taşını! Dua edelim de turistler ölmesin: "Antalya'da kaçak içkiden kör olan 15 Rus turist ülkelerıne gönderildi. Antalya Uluslararası Havaalanı'nda düzenlenen törende Kültür ve Turizm Bakanı, turist- lere birer beyaz baston hediye etti!" Yüksek Yerilim Hattı Sahte rakıdan sona erıyor, gerçekustü hayatlanmız! erdincutku u yahoo.com Hata Âlanlaırnı Tümden Kaldırmak! ŞAHNAZ ÇAKIRALP Cumhuriyet'e yazmaya başladığımdan beri hem çev- remı ve hem de günlük olay- ları hafta boyunca daha dik- katle ve özenle takip etmeye çalışıyorum. Insanların davra- nışlarını irdelemeye çalışıyo- rum. özellikle davranışlardaki hatalar üzerinde duruyorum. Hatasız ınsan olmaz, hata in- sanlara aittir, bunu da çok iyi biliyorum. Sonuçta yapılan hataların insanların mutluluğu ve yaşamdaki başarısı ile ilgi- li olduğu açık. Insan ne kadar çok hata yaparsa o kadar mutsuz oluyor. Her ne kadar hata bazen en iyi öğretmen de oluyor, yeri geliyor hata insa- nın kendini aşmasını da sağ- layabiliyor, hatanın ortayaçık- masıyla insanın kendini sınır- laması da gerçekleşiveriyor; bazen hatalar başkalarına hoş görünüyor ve yapana yarar sağlayabiliyorsa da hata yine de hatadır. Genelde yaşamı- mızı da olumsuz etkiler. Hele polıtikacılann, bizleriyöneten- ierin yaptıkları hatalar sadece kendilerini değil, tüm toplumu da olumsuz etkiler şüphesiz. Bu arada Dr. Wayne W. Dyer'in "Hatalı Alanlanmız" adlı kitabından alınma bir ya- zı okudum. Yazar insan yaşa- mındaki tüm hatalı alanların yok edilebileceğini iddia edi- yor ve böyle bir bireyin de ge- nel bir portresini çiziyor. llk ba- kışta hatalı alanların yok edi- lebilmesinin o denli zor olma- dığı anlaşılıyor ama insanoğlu bunları ne derece başarabilir, ayrı birsoru. ••• örneğin yazıda, insanlarya- şamın her yönünü severlerse şikâyet etmekle ya da olayla- rın daha değişik olmasını iste- mekle zaman kaybetmezler deniyor. Düşünün, yaşam her yönüyle yaşanıyor ve bu bir bütün. Sız yaşamın bir veya birkaç yönünü sever, diğer yönlerini sevmezseniz hata yapmanız da kaçınılmaz ol- maz mı? Misal, siyasetçisiniz, demokrasiyi seviyorsunuz, çünkü o sizi güçlü ve iktidar sahibi yapıyor, ama demokra- siyi sevip de eleştiriyi sevmi- yorsunuz, başbakan olmayı sevip de karikatürden nefret ediyorsunuz; o zaman hem şi- kâyetçi oluyorsunuz, karika- türisti mahkemeye veriyorsu- nuz, hem de benim siyasi ya- şamımda karikatürler olmasın diyorsunuz. Şikâyet edince de önemli bir hatayapmış oluyor- sunuz, elli yıl önceki bir baş- bakanın durumuna, hatta ge- risine düşüyorsunuz. Böyle bir hata sizin demokratlığınızı da hoşgörüsüzlüğünüzü de bir anda tartışmaya açıyor. ••• Tüm ilişkilerde bağımsız ol- maya özen göstermek, sev- diklerine hiçbir değeri zorla kabul ettirmemek, övgü ve ödül istememek, çok açık ve dürüst konuşmak, mesajları başkalarını memnun etmek için dikkatli sözcüklerarasına gızlememek, gülmeyi ve baş- kalarını güldürmeyi iyi bilmek, fiziksel özelliklerini sahtelikler- le gizlememek, doğal yaşamı benimsemek, başkalarına eğ- lenceli gelmeyen şeylerden de zevk alma yeteneğine sahip olmak, başka insanları çok iyi anlamak, asla şaşırıp şoke ol- mamak, kahramanları ve put- laştırdıkları insanları olmamak, komşularının neyaptığını fark etmemek, kendini sevmek, kendine acımamak, kendine öfkelenmemek, gereksiz kav- galardataraf olmamak, hasta- lık hastası olmamak, titizlik ve düzenlilik gibi dertleri olma- mak, yaşamı sevdiklerinden dolayı müthiş enerji sahibi ol- mak, şiddetli bir merak duy- gusuna sahip olmak, her insa- nı, her olayı ve her varlığı da- ha çok öğrenmek için fırsat olarak kabul etmek, başarısız olmaktan korkmamak, asla kendilerini savunmak gerek- sinimini duymamak, "Herşey yolunda, bız yalnızca farklıyız, anlaşmakzorunda değiliz" di- yebilmek... Tüm bunlarDr. Dy- er'in sizin hatalı alanlarınızı tümden kaldırabilecek öneri- leri. • •• Tabii ki tüm bunları yapabil- mek zor gibi gelebilir sizlere. Ama insan isterse tüm bunla- rı veya birçoğunu yapabilir ve kendine bunları ilke olarak da benimseyebilir. Böyle olursa siz mutluluğu kovalamazsınız, sadece yaşarsınız ve mutlu- luk gelir sizi bulur. O zaman nadirbulunan insanlardan bi- risi olursunuz ve her gün sizin için mükemmel olur. scakiralpc/ mynet.com KİM KİME DÜM DUMA BEHÎÇAK behicak" turk.net ÇÎZGİLİK KÂMİL MASARACA kamilmasaracin mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BÎLGIN hayatepik' mynet.com SEKA ÎŞCtLERI İLE ANIŞ/yU YAPIYORUM VE BU6ÜN İŞYERÎMİ TERKETMlyOftUM!.. TARlHTE BUGÜN MIJMTAZ ARIKAN 4 Mart wwu).mumtas-arikan. com DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2004/701 Davacı Hatice Flörchınger (ICuyumcu) vekilı tarafından davalılar Ayşe Dudu Kuyumcu ve Mehmet Alı Kuyumcu aleyhıne mahkeme- mıze açılan tapu ıptalı ve tescıl davasının yapılan açık yargılaması sırasında verılen ara kararı gereğınce, Davalı Mehmet Alı Kuyum- cu'nun adresı tüm aramalara rağmen bulunamadığından 27 05 2005 gunü saat 09.45'te duruşmada hazır bulunmasi veya kendısıni bir avııkatla tenısıl ettırmesı, aksı takdırde duruşmanın yokluğunda yü- rütülerek karar verıleceğı ılanen teblığ olunur. Basıır 8746 GEMİYE TAKILAN KANATIAR! 1948'DE BUSUM,/RLANDA BAND/RAU POST* GEMISI"iNNtSFALLENE TAKILAN K4A/AT ŞEKUNOEKİ AYGIT OBNENOİ. 6EM/LER/M DENlZDE SALLANMALARINI (ÖZELLİKLE FIKTINALI UAVALARDA~) EN AZA İNDİRE&ILMBK İÇIM YAP/LAN "ELECTRO-HYD- ROL/LtC SrA8rUZER*AYGtT1, TEKNENIN HER İKİ YANINA SU k£- SİMİ ALTINA YEGLEŞrtRIUYORDU-KANADA BENZEYBN BU SARStNTt KESİC/LEK, &EgEtCr/ĞÎNDE £>/fAR/ ÇtKAfitUYO/?., OAHASI, AŞAGf - YUKARI OYNATILABİÜyOGDU. AYŞlT, GEMİNİN JİROSKOBUNA SAGLAMtYOR VE DALGALANMAYA GÖRE DURUM Kanafsa. /Canatlı /tUYO/SDU... Solda,fıı+malı blrhavadald sarsınH grafty gârulüyor.. Ehliyetimi kaybettım. Hükümsüzdür. FÜSUN tKlKARDEŞ SEYDİŞEHİRKADASTRO MAHKEMESt HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 2005/1 Davacı Kesecik Beledıye Başkanlığı tarafından davalılar Velı Karaarslan ve arkadaşları aleyhıne açılan kadastro tesbıtıne itıraz dava- sının yapılan açık yargılaması sonucunda mahkememızce 25 12 2003 tarıh, 1966/93 esas, 2003/10 karar sayılı kararı ıle reddıne karar verilmış, davalı Maliye Hazınesı vekilı tarafından temyız edılmekle Yargıtay 20. Ilukuk Daıresı'nın 14 12 2004 tarıh, 2004/8604 esas, 2004/13092 karar sayılı ılamı ıle bozulmasına karar venlerek dosya mahkememızın esas defterının 2005/1 sırasına kaydı yapılmış olup, duruşması 26.05.2005 günü saat 9'a bırakılmıştır Davacılardan Vedat Altınkeser'ın mahkememızce yapılan tüm aramalara rağmen adresı tespıt edılemedığınden, adı geçen davacı adı- na duruşma gunü teblığı yerıne kaım olmak üzere, adı geçenın mahkememızde 26 05 2005 günü saat 9'da yapılacak duruşmada hazır bulunmadığı veya bir vekıl tarafından temsıl edılmediğinız takdırde yargılamaya yokluğunuzda devam edıleceğı ve karar verileceğı hu- susu teblıgat kanunun 28, 29, 30 ve 31. maddelen hükmü gereğınce ılanen teblığ ve ıhtar olunur Basın: 8774 GÖRÜŞ MERİÇ VELİDEDEOĞLU Dinsel Tarihte Devrim!' Dün, "3 Mart 1924"ür\ 81. yılıydı; 81 yıl önce o gün TBMM'de kabul edilen üç yasa genelde "3 Mart Ya- saları" diye anılır ki, 1923 Devrimi'nin temel direkleri- dir. Anımsanacağı gibi bu üç yasanın ilki Şerıye Bakan- lığı'nın kaldırılması ile ilgiliydi ama yasanın birinci mad- desi dört ay önce ilan edilmış olan "Cumhuriyet"\n "la- ik" bir yönetim olacağını işaretliyordu. Bu madde şeri yasaların yerini, TBMM'nin yapaca- ğı, çağın gereksinmelerine uygun yasaların olacağını bıldıriyordu. Bu düzenleme yapılmasaydı "Yurttaşlar Yasası" (Medeni Kanun) vö. yasalar önerilip kabul edilemez- di. 3 Mart Yasalarfnın ikincisi, öğretimin bırleştirilme- sini, medreselerin kapatılmasını bildiren yasaydı ki "Devnm Yasası" olarak değerlendirilip anayasanın koruması altına alınmıştı. Bılindiğı gibi Devrim Yasaları, Türkiye Cumhuriye- ti'nın laik doğrultusunu simgeleyen, koruyan sekiz yasadan oluşuyordu. "Oluşuyordu" diyoruz, çünkü biri -Medeni Kanun- 2002 yılında Ecevit'in koalisyon hükümetince "Dev- rim Yasası" olmaktan çıkarıldı, ikincisi -Bazı Kisvele- rin Gıyilmeyeceğine Dair Yasa- de AKP iktidarınca bu yıl ortadan kaldınldı; böylece sayıları altıya indirildi. 3 Mart Yasalan'nın bu ikincisinin, Öğretim Birliği Yasası'nın da yıllardır aşındırıla aşındırıla delik-deşik edildiği ortadadır; yasanın geleceği ne yazık ki pek parlak görünmüyor! Oysa 81 yıl önce, Samih Rifat, Ruşen Eşref (Ünaydın), Mehmet Emin (Yurdakul), Yahya Kemal (Beyatlı) gibi şair ve yazarlarca da önerilen bu iki ya- sa, 3 Mart günü TBMM'de 15-20 dakikalık bir görüş- me süreciyle, hemen hemen hiç tartışılmadan kabul edilmişti. Böylece Şeriye Bakanlığı'na -şeri yasalara- son ve- rilmiş, medreseler kapatılıp eğitim birleştirilmişti. 3 Mart Yasalan'nın üçüncüsü ise, hilafete ve hali- fenin görevine son verilmesinı bildiren yasaydı diye- biliriz kısaca. O gün bu üçüncü yasa Meclis'te dört saati aşan bir sürede konuşuldu tartışıldı; yasaya şiddetle karşı çı- karak uzun uzun konuşan Gümüşhane milletvekili Zeki Bey'di; kendisi Halk Fırkası'na üye olmayan tek milletvekiliydi. Ama oturuma damgasını vuran Adalet Bakanı Se- yit Bey'dir; yaklaşık iki saat süren konuşması, tüm mil- letvekillerince dikkatle dinlenmiş, sözü -kendisini des- tekleyenler dışında- kesilmemiştir. Muderris olan Seyıt Bey, dönemin ünlü din bilgın- lerindendir, bir Islam dini uzmanıdır; konuşması "hi- /afef'ln her yönüyle bilimsel olarak irdelenmesinin ya- nı sıra, her fırsatta halifeyi öne sürerek Cumhuriyet'e saldıran Istanbul'daki "Mütareke Basını"<na ve halife yanlısı dış kaynaklara da bir yanıt niteliğindedir. Adalet Bakanı konuşmasına: "Tarihi Islamda büyük bir inkılap yapıyoruz. DiyebiHrim ki bundan daha bü- yük bir inkılap olamaz. Islam âleminde daha şimdiye kadar böyle bir inkılap vaki olmamıştır" diye başlar. Ardından;"...hilafet öyle zannedildiğigibi temel di- ni sorunlardan değildir, siyasi meseledir; (...) dini ol- maktan ziyade yapısal bir meseledir; itikat (inanç) meselelerinden değildir; itikada taallukuyoktur; çün- kü hilafet 'hükümet' demektir, doğrudan doğruya mıllet işidir, zamanın icabatına tabidir" diyerek hila- fetin anlamını açıklar; sonunda da: "Başımızda 'he- yula' gibi birhalife bulundurmanın ne manası vardır?" bıçımindeki cesur sorusuyla görüşünü tamamlar. Insan bu belgelerı -TBMM tutanaklarını- okuyun- ca 81 yıl sonra bu görüşü yineleyecek bir "Adalet Ba- kanı" bulabilır miyiz, diye acı acı düşünüyor... Dahası, Seyit Bey'in bu değerlendirmesine daya- narak, "türban" sorunu o günlerde yaşansaydı ya da kendisi bugün sağ olsaydı, soruna aynı temel doğrul- tudabakaraktürbanın "/nanç "lailgisiolmadığını, dün- yasal bir tutum olduğunu bildirip dürüst ve çağdaş bir yaklaşımla çözüm ortaya koyacağına insan inanıyor. Ne ki, şu anda AKP iktıdarı böyle bir çözüme ya- naştı diyelim, sorunu AKP'den ayrılan eski Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu hemen devralıp yürü- tecektir, sorunun özünün "muhafazakârlıkta değil, hak ve özgürlüklerde yattığını" söyleyerek sürdürecek, gündemde tutacaktır. Dini doğrudan ya da dolaylı olarak kullanan siya- setçıler var oldukça, yetiştirildikçe, 81 yıl önceki çağ- daşlığımızı yeniden yakalayabilme olanağı olamaya- cak... B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 1 2 3 SOLDANSAĞA: l/"Kuşdili,ha- salban" gibi adlardavenlen ve Akdeniz yö- resınde yetışen, yaprakları gü- zel kokulu bir bıtkı. 2/Bayra- ğın uçkurluk karşısındaki kenarı... Savaş. 3/ Yüksek dev- let görevlıleri- nin ya da elçılenn otur- malarmaaynlankonut ^ 4/ Türkiye'nin plaka „ ışaretı.. Küçük kor parçası.. tlave. 5/ Ta- kımlar grubu, küme... Yazma kitaplara ya da 5 kapı ve pencere üstle- 6 rıne yapılan güneş bı- 7 çımınde sus. 6/Kıraya 8 verilerek gelır getıren 9 ev, dükkân gıbı mülk... I unus'un plaka işaretı. IIŞekerkamışından elde edi- len sert bir içki. 8/ "Gözümüze kara toprak / Dolma- dan bir — sürelim" (Karacaoğlan)... Ekinlere zarar- lı bir böcek. 9/ Demokratık hak ve özgürlüklerın tam anlamıyla baskı altında tutulduğu, bütün yetkilerin bir elde toplandığı devlet yönetimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Domuz yavrusu. 2/ Bir anlatımda verilmek ıstenen Ö7... Bir nota 3/"Soğuk bir mart sabahı —tutu- yor her soluk" (F.N Çamlıbel)... Düşman toprakla- rına yapılan saldırı. 4/ Kedi ya da köpek yavnısu... Avrupa'da bir başkent. 5/ Tesisat. 6/ lzın, onay... Bir nota. 7/Gıysi kolu... Ijiflerı ıp ve çuval yapımında kııllanılan bir bıtkı. 8/ Aralarındaki akrabalık ilişki- lerı nedeniyle yasalar ya da gelenekler tarafından evlenmelerı yasaklanankişiler arasmdaki cınsel iliş- kı. Bir soru sözü 9/ Kokündekı sütten çengelsakı- zı elde edilen, dikenli ve otsu bıtki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle