Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 2005 CUMARTESİ
HABERLER
DTJTVYADABUGUN
ALİ StRMEN
'Nasıl Olsa AB Çözen'
Yeni Ceza Yasası'nın yürürlüğe gireceği 1 Ni-
san'a şunun şurasında bir haftadan az kaldı.
Haftaya yeni yasa, Türk yarı demokrasi tarihi-
nin en soğuk 1 Nisan şakası olarak çarpacak top-
lumun suratına.
Toplum aslında gazetecinin değil, kendisinin
olan özgürlüğün çiğnenmesini genel bir umur-
samazlık içinde izliyor.
Basın aylar süren mahmurluğun ardından, bir
uyanış hamlesi içinde nafile çırpınışlarını sergi-
liyor.
Zamanında, diziler, uzman makaleleri ile bom-
bardıman edilmesi gereken kamuoyu, şimdi gös-
terilerle uyarılmaya çalışılıyor.
Hükümet yetkilileri, bir yanlışlık varsa düzelti-
leceğini söylerken, gerçekte bu gelişmeyi önle-
yecek bir şey yapmıyorlar.
Yeni yasa, tam da Tayyip Erdoğan'ın basın-
dan yakınmaya başladığı bir sırada gündeme ge-
liyor.
Kamuoyundan etkili bir tepki yok, genel kanı
şu:
- Tam AB ile müzakere sürecinde Avrupa na-
sıl olsa buna izin vermez.
• • •
Aslında yeni Ceza Yasası, AB ile uyum yasa-
ları içinde geçmiş olan bir düzenleme ve AB'nin
Kopenhag Kriterleri'nin yerine getirilmesi konu-
sunda ısrarlı olduğu, kendi ilkelerine uygun bul-
madığı zina suçu için kıyamet kopardığı bir ya-
sa.
Öyle görünüyor ki, Türk kamuoyu gibi, Avru-
pa da zinaya bakarken öbür noktaları göreme-
miş ve aynen TGC Başkanı Orhan Erinç arka-
daşımızın dediği gibi olmuş, biz "zinaya kurban
gitmişiz".
Bütün bunlar bir gerçek. Ama Ceza Yasası'nın
AB tarafından düzeltileceği, basın özgürlüğü so-
rununun AB tarafından nasıl olsa çözüleceği ko-
laycılığı, aklın, vicdanın ve onurun kabul edebi-
leceği bir husus değil.
Yeni Ceza Yasası'nda bulunan demokrasiye ay-
kırı maddelerin AB'nin baskısıyla çözüleceği dü-
şüncesi, bizim Avrupa'ya genel yaklaşımımızın
tipik bir örneği.
Türk halkı AB'ye girmeyi sorunlarının çözülme-
si için istiyor.
Oysa hiçbir ülkenin sorunu, dışardan çözülmez.
Politik, ekonomik ve sosyal sorunlarımızı an-
cak kendimiz çözeriz. Kuşkusuz AB, üye ülke-
lere kimi sorunlarını çözmede destek olmuştur.
Ama çözümün tümünü AB'ye yıkmak olanağı yok.
Yeni üyelerle üyelik müzakereleri, birliğe katı-
lacak üyelerin ortak ölçütlere uyması için yürü-
tülmektedir.
• • •
AB'yi bize uyguladığı çifte standart dolayısıy-
la haklı olarak eleştiriyoruz.
Ama bunu yaparken, kendi tavrımıza, AB'ye
yaklaşımımıza da bakmak zorundayız.
AB tabii ki sorunlarının çözümünü kendisine
ihale etmiş bir ülkeyi kendi bünyesine isteme-
yecektir.
Türkiye'nin işsizlik sorununu AB sırtından çöz-
mesi, tarımının arkaik yapısını AB desteğiyle
ayakta tutması, bugünkü ekonomik sosyal ya-
pısı ile AB'ye girip, orada yeni bir istikrarsızlıkoda-
ğı oluşturmasını, AB tabii ki kabul etmeyecektir.
Eleştirilerimizi hep AB'ye yöneltirken olayın bu
yönünü de görmek zorundayız.
Türkiye kendi çabalarıyla ve kendisi için, de-
mokratik, çağdaş, sürdürülebilir bir kalkınmayı
sağlama yoluna girmiş, sosyal yapısıyla sorun
odağı olmaktan çıkmış bir bünyeye kavuşabil-
diği takdirde, AB'ye belki girebilecektir.
Belki de bütün bunları boşunayazıyoruz. Çün-
kü Tayyip Erdoğan iktidan, kendi dünya görüşü
ile bunun gerçekleşmeyeceğini çoktan anlamış-
tır bile.
Şimdi bu iktidarın, AB'den çekinerek basın
özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmasını
beklemek, düpedüz safdillikten başka bir şey
değildir.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
CHP MYK toplantısı
18 muhalif il
görevden alındı
ANKARA(Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Yük-
sek Disiplin Kurulu'nun
Şişlı Belediye Başkanı
Mustafa Sangül'ü ihraç
etmesinin ardından topla-
nan Merkez Yürütme Ku-
rulu (MYK), 18 muhalif
ili görevden aldı.
CHP 13. Olağanüstü
Kurultayı sürecinde Şiş-
li Belediye Başkanı San-
gül ve partiden istifa eden
Istanbul Milletvekili Zül-
fii Livaneli'yi destekle-
yen il yönetimleri, dünkü
MYK toplantısında gö-
revden alındı. DenizBay-
kal'ın başkanlığmdatop-
lanan MYK'de dün so-
runlu illerde incelemeler-
de bulunan mılletvekil-
leri ve parti yöneticileri-
nin hazırladığı denetim
raporlan ele alındı. Top-
lantı sonrası açıklama ya-
pan Genel Başkan Yar-
dımcısı Eşref Erdem,
Elazığ, Erzurum, Malat-
ya, Rize, Kilis, Osmani-
ye ve Şırnak il yönetım-
lerinin tüzükte öngörü-
len sürede gerekli toplan-
tılan yapmadıklan gerek-
çesiyle düşmüş sayıldık-
larını açıkladı. Erdem;
Adıyaman, Afyon, Bolu,
Sakarya, Sıvas, Tekırdağ,
Erzincan, Gaziantep, Ak-
saray, Balıkesir il yöne-
tımlerinin ise başansız-
lık nedeniyle görevinden
alındığını söyledı.
Öte yandan, görevden
alınan illerden Adana'da
il başkanı Serdar Sey-
han'ın yerini koruduğu
öğrenildi.Toplantıda 18
il yönetiminden 12'sine
ise atama yapıldığı bildi-
rildi.
Bu illerve atanan il baş-
kanlannın ısımleri şöy-
le: "Adıyaman (Abdülka-
dir Açıkgöz),Aiyon (Tuğ-
rul Erhan), Bolu (Yüksel
Ceylan), Elazığ (Kemal
Şirin Ocak), Erzurum
(Ersan Bakan), Malatya
(NiyaziErgunGökçe),Ri-
ze(Eml Koyuncu), Sakar-
ya (Necdet Çakar), Sıvas
(Metin Karadeniz), Te-
kirdağ (Burhan Karaev-
ü),KiİLs(İrtaııAksoy),Os-
maniye (AU Uçar)."
Şişli Belediye Başkanı, CHP yönetimince ikinci kez sevk edildiği YDK'den bu kez kurtulamadı
Sangül'eoybirliğiyleihraçANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Yiiksek Disiplin Kurulu
(YDK), CHP Genel Başkanlığı'na
aday olduğu 13. olağanüstü kurul-
taydaki tutum ve davranışları nede-
niyle Şişlı Belediye Başkanı Mus-
tafa SangüTün partiden ihracına ka-
rar verdi.
Oybirliğiyle alınan ihraç kararı-
na Sarıgül'ün yargıya başvurarak
itiraz edeceği bildirildi. Sangül hak-
kındaki ihraç kararının ardından
partiden önümüzdekı hafta 6 dola-
yındaki milletvekılınin istifayı plan-
ladığı öğrenildi.
• CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğu 13. olağanüstü kurultaydaki tutum
ve davranışlan nedeniyle ihraç edilen Sangül'ün yargıya başvurarak itiraz
edeceği bildirildi. Sarıgül hakkındaki ihraç kararının ardından partiden
önümüzdeki hafta 6 dolayındaki milletvekilinin istifayı planladığı öğrenildi.
CHP yönetimınin daha önceki ih-
raç istemi YDK'den dönen Musta-
fa Sarıgül, ikinci kez sevk edildiği
kurulun ihraç kararından kurtula-
madı. Orhan Eraslan'ın başkanlı-
ğında dün toplanan YDK, yaklaşık
2 saat süren toplantısında Sangül'ün
13. olağanüstü kurultayda sergiledı-
ği tutum ve şiddet ıçeren davranış-
ları nedeniyle tedbirli olarak ihracı-
nı kararlaştırdı.
CHP MYK tarafından 2 Şubat'ta
parti içtüzüğünün 68 ve 70. madde-
leri uyannca kesın ihraç istemiyle dı-
sipline sevk edilen Sangül, geçen
cuma günü YDK'de savunma yap-
mıştı.
Sangül, geçen çarşamba günü de
avukatları aracılığıyla kurula, ken-
disine ve eşine yönelık saldırıları
içeren bir CD'yi "ekdeKT olarak ilet-
mişti.
Olaylı karar...
CHP yönetimi, Mustafa Sangül'ü,
hakkındaki bazı yolsuzluk iddiala-
nnı gerekçe göstererek ilk olarak 11
Kasım 2004 tarihinde ihraç istemiy-
le YDK'ye sevk etmişti. CHP
YDK'nin 3 Ocak 2005 tarihinde
Sarıgül, 'Genel başkanın başkanhğındaki cuntanın aldığı karar' dedi
an geri döner'
yaptığı toplantıda Sarıgül hakkın-
daki ihraç istemi 7'ye karşı 8 oyla
reddedilmişti.
CHP Genel Başkanı DenizBaykal
da, dönemin YDK üyeleri Cafer
Dursun ve Engin Baba'nın, Sarı-
gül'ün ihraç istemini reddetmeleri
için YDK üyesi Ergün Aydoğan'a
rüşvet teklif ettiğinı açıklamıştı.
YDK kararının ardından Baykal, 29
Ocak'ta olağanüstü kurultay karan
almıştı. CHP'nin 13. olağanüstü ku-
rultayında, Baykal'ın karşısına lider
adayı olarak çıkan Sarıgül, yarışı
kaybetmişti.
MEHMET SEVfCEÎl™""1
İstanbul Haber Servisi - CHP Yüksek Di-
siplin Kurulu'nun (YDK) partiden ihraç
edilmesini kararlaştırdığı Şişli Belediye
Başkanı Mustafa Sangül, "Mevcut Genel
Başkan'ın başkanlığuıdaki cuntanın aldığı
bu karar yüce Türk hukukundan geri dö-
necektir" dedi. Sangül, yeni bir parti kur-
ma gibi düşüncelerinin kesinlikle olmadı-
ğını söyledi. Sarıgül, ihraç karanna ilişkin
Şişli Belediye Başkanhğı'nda düzenlediği
basın toplantısında, "CHP'de üyelik hu-
kuku, mensubiyet hakkı, bir cuntanuı işa-
retiyle asla kaldırılamaz. Buna izin verme-
yeceğiz. Bu konuda her türlü yasal hakkı-
mızı ve hukukumuzu sonuna kadar araya-
cağız" diye konuştu. Sarıgül, CHP'yi de-
mokratik bir parti olmaktan çıkanp bir ar-
kadaş partisi haline getirmek istediğini
öne sürdüğü Deniz
Baykal tarafından
görevlendirilmiş
disiplin kurulun-
dan böyle bir kara-
rın çıkinasına şaşır-
madığını belirtti.
Sarıgül konuşması-
nı şöyle sürdürdü:
"Sadece bu olay bi-
le, CHP'de parti içi
hukukun, üyelik ve
mensubiyet hakkı-
nın ne duruma
düştüğünün göster-
gesidir. Bir siyasi
düşünceyle mensu-
biyet ilişkisinin kc-
silebilmesi için, o
düşünceye itıanet
etmek gerekir. San-
gül, CHP ve parti-
nin düşüncelerine,
felsefesine hangi
ihaneti yapnuşür?"
Sangül, zalimler-
den mazlumların
ahını alacağını ve
CHP'yi demokra-
tik, özgür olana ve
iktidara getirene
kadar mücadelesini
sürdüreceğini de
• "Sadece bu olay
bile, CHP'de parti
içi hukukun, üyelik
ve mensubiyet
hakkının ne duruma
düştüğünün
göstergesidir" diyen
Sarıgül, ihraç
karanna karşı her
türlü yasal hakkmı
ve hukukunu
sonuna kadar
arayacağmı bildirdi.
IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
HEVftlNI
KOVpuK,
NOT: Başbakan, kendisini kedi, fil, zürafa gibi hayvanların
şeklinde çizen karikatürcülere çok kızıp mahkemeye verdiği
için çok korktuk ve bu kez insan şeklinde çizdik...
Başbakan
saltanat
özlemi içinde
• Sevigen, Başbakan
Erdoğan'ın Dolmabahçe
Sarayı'nın müştemilatı
olan eski Beşiktaş
Kaymakamlık'ı restore
ettirerek Başbakanlığı
fiilen îstanbul'a taşımayı
amaçladığmı savundu.
ANKARA (CumhurtyetBürosu)-CHP, Dol-
mabahçe Sarayı'nın müştemilatı olan eski Be-
şiktaş Kaymakamlığı binasının Başbakan Tay-
yip Erdoğan'a makam odası olarak tahsis edil-
mesi nedeniyle Meclis araştırması açılması-
nı istedi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Meh-
met Sevigen, Erdoğan'ın bu girişimiyle Baş-
bakanlığın fiilen Îstanbul'a taşınmasının amaç-
landığını ileri sürerek "Başbakan, Üsküdar'dan
Beşiktaş'a geçme, saltanat şaşaasıyla görev
yapma arzusuyla tutuşnıaktadır. Padişahhğa,
saltanata özleıtı duymaktadır" dedi.
Sevigen, dün parti genel merkezinde dü-
zenlediği basın toplantısında, Dolmabahçe
Sarayı müştemilatının Erdoğan'a tahsis edil-
mesine tepki gösterdi. Sevigen, anayasaya
göre Türkiye Cumhuriyeti devletinin başken-
tininAnkaraolduğunuanımsattı. Erdoğan'ın
başbakanlık görevini lstanbul'da yürütmeye
başladığını savunan Sevigen Başbakan'ın bu
amaçla lstanbul'da TBMM yönetiminde bu-
lunan Dolmabahçe milli sarayımn müştemi-
latı olan "musahiban" bölümünü makam oda-
sı haline getırdiğini belirtti.
Erdoğan'ın 15 gün önce de burada ılk top-
lantıyı yaptığını aktaran Sevigen, "Burayais-
kele hazırlanlnuş, Osmanh devlet erkâııı gibi,
denizyoluylaİJsküdar'dan Beşiktaş'ageçme-
yi, saltanat şaşaasıyla görev yapma arzusuyla
tutuşmaktadır. Padişahhğa, saltanata özlem
duymaktadır" diye konuştu.
dile getırdi.Sangül
şöyle devam etti: "Mustafa Sangül'ü ih-
raç etmekle memur edihniş bulunun CHP
Yüksek Disiplin Kurulu, bugün (dün) gö-
revini yerine getirmiş bulunmaktadır. 30
yıldır her kademesinde gururla görev yap-
tığım partimden, zorbahkla ve emir ko-
muta zindriyle kâğıt üzerinde ihraç edil-
dim. Vıllardır partiyi iktidara taşıyama-
yanlar, muhalefete mahkûm edenler mi
CHP'ye ihanet içindedir, yoksa partisine
yüzde 70 oy kazandıranlar mı? CHP'nin
mevcut genel başkanı bu sorunun yanıtını
halka vermek zorundadır. Deniz Baykal
ve arkadaşlannın benim için yazdığı se-
naryo, Danıştay'da yırtdıp atılmıştır. Bura-
dan tüm kamuoyuna ve partililerimize
ilan ediyorum: Bundan böyle CHP'de hu-
kuk ve özgürlük mücadelesi başlamıştır."
'Batddar' TBMM gündeminde
CHP, batıkbankalarla ilgili olarak 'kamuoyundan gizlenen gerçeklerin ortay
çıkarılması'amacıylaMeclis 'te araştırma komisyonu kurulması için önerge v
ANKARA(CumhuriyetBürosu)
- Batık bankalann Türk ekonomi-
sine maliyetini "banka kara deliğp
adı altında raporlaştıran CHP, ko-
nuyu TBMM gündemine taşıdı. Bu
çerçevede CHP, TMSF'ye devre-
dilen bankalarla ilgili olarak "ka-
muoyundangizlenengerçeklerinor-
taya çıkarılması" amacıyla
TBMM'de Araştırma Komisyonu
kurulması için önerge verdi.
CHP Izmir Milletvekili Oğuz
Oyan ve arkadaşları tarafından
TBMM Başkanlığı'na verilen araş-
tırma önergesinde, 1997'denbuya-
na 22 bankanın TMSF'ye devre-
dildiğine dikkat çekilerek bunlann
devir kararlarının birçok yönetim za-
afını da beraberinde getirdiğine işa-
ret edildi.
Önergenin gerekçesinde, hükü-
met ve TMSF'nin kamu alacağına
dönüşmüş olan batık paraları tah-
sil etme konusunda tüm yol ve araç-
lan kullanma iradesini göstereme-
diğine dikkat çekilerek "Kimlerin
hangi gerekçelerle, hortumlanan
bankalardaki borçlannı kabul et-
medikleri, kimlerin yüzde 50'lik
borç tenzflatmdan yararlandıklan
bile kamuoyunca bilinmemekte-
dir" görüşüne yer verildi.
Önergede, lmar Bankası'na el
konulmasındaki gecikmenın nede-
ni, maliyeti ve sorumlulannın or-
taya çıkanlmasının da araştınlma-
sı gerektiği ifade edildi.
Son olarak "torba yasa" olarak
bilinen yasayla Hazine'den sorum-
lu bakana ödenekkarşılığı olmak-
sızın Hazine'nin TMSF'den olan
alacaklannı sihne yolunun açıldı-
ğına dikkat çekilen gerekçede şöy-
le denildi:
"Böylece, Hazine'ye görünürde
borcu kalmayan ve bu yönüyle ka-
muoyu gündemine gelmeyecekolan
bir TMSF'de 'borçlann tahsilinde
azami gayret gösterümesi' yerine 'bir
an önce elini yıkayıp bu işten sıy-
nlarak asli fonksiyonlanna dönme'
davranışı egenıen olurken bunun
sonucunda daha aztahsilatla da ol-
sa hesaplannbir anönce kapanlma-
sı öncelik kazanabilecek, tahsilatta-
ki başansızuklarperdegerisüıe atıl-
mış olacaknr. Batıkbankahesapla-
nnııı görünmez kıhnacağı bu süre-
cin Meclis'in dikkatinden uzaklaş-
nnlmasuıa izin verilmemelidir."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Bayrak, uluslaşma sürecindeki
toplulukların en önemli simgelerinden
biridir. Cemaatten millete geçerken
topluluklar kendilerine bazı simgeler
edinirler. Bayrak bunlann başında
gelir. Ulusal marş da böyle bir
geleneğin ürünüdür. Modern devletin
yerieşip kutsallaşması da aynı süreçle
bağlantılıdır.
Sanayi devrimiyle birlikte Avrupa'da
ulusal devletler kuruldu. Bu devletler
feodal sistemden kapitalist sisteme
geçişin ifadesiydi. Burjuvazi, yoksul
halk kitlelerini peşine takarak Fransız
devrimiyle burjuva demokratik
devrimini gerçekleştirdi. Kapitalizmin
önü açıldı, ulus devletlere giden süreç
böyle başladı. Sistem oturdukça,
kapitalizm gelişip yerleştikçe, kendi
etrafındaki pazarı sağlama almak
isteyen burjuvazi sımgelerini yerleştırdi.
Bir Yanda Bayrak, Bir Yanda TCY
En çok kutsallaştırdığı şey de burjuva
devlet oldu.
Bayrak, bir Kurtuluş Savaşı'yla
bağımsızlığını elde eden ülkemiz için
de özel ve kutsal bir anlam taşıyor. Bu
yüzden, çeşitli konularda tepki
göstermek isteyen milletimiz, bayrağı
ve Istiklal Marşı'nı öne çıkarıyor. PKK
ile girilen çatışma dönemi sırasında
"Evlere bayrak as" çağrıları yapıldı.
Her maç Istiklal Marşı'yla açılmaya
başladı.
Tepkisel Kürt milliyetçiliği de, bayrak
ve Istiklal Marşı duyarlılığını zaman
zaman kaşımaktan zevk alıyor. Türk
bayrağını bir grup fanatiğin yakmaya
kalkışması, yeniden bir milli galeyana
dönüştü. Birdensizlik, bazı çevrelerde
aşırı bir öfke nöbetine yol açtı. RTÜK,
talimatlaryayımlayarak "Bütün TV'ler
bayrak göstersin" dedi. Emre uyuldu.
Bu tepkide bir aşırılık, insanı inciten
birtarafyok mu? Neden hiçbırtepkiyi
dozunda tutamıyoruz? Bazı gazete
başlıkları insanda ürpertici bir etki
yaratıyor. Sükûnet yerine öfkeyi
kışkırtmak tehlikeli değil mi?
• • •
Yeni Türk Ceza Yasası 1 Nisan'da
yürürlüğe giriyor. Bu yasanın ne gibi
sonuçlarayol açacağını defalarcadile
getirdiğimiz halde şu ana kadar bu
konuda hükümetin cıddi bir adım
atmamış olması endişe verici.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Musa
Kart'ın ardından Penguencileri de
mahkemeye vermesi kaygıları daha
da arttırıyor. Başbakan'ın basına bu
kadar kızması iyiye işaret değil.
Türkiye GazetecilerCemiyeti, Türk
Ceza Yasası konusunda hükümete
son bir uyarıda daha bulunuyor.
"TCK; yazılı, görsel ve elektronik
basına hapis cezaları getiren birçok
hükmü içinde banndınyor. Sözkonusu
hükümler; Kopenhag kriterleri, AİHM
karahan ve içtihatları, Basın Yasası ve
birey özgüıiüklenni esas aldığını iddia
eden TCY'ninyenianlayışı ile çelişiyor.
Yeni TCY bu haliyle, demokrasinin
omurgasını oluşturan halkın haber
alma hakkına yönelik ciddi ve kaygı
verici bir kısıtlamadır. Yeni TCY;
içerdiği ağır hapis cezaları ve
demokratik değil otoriter devlet
anlayışını sürdüren yapısıyla, basın
suçlarına yönelik cezaları yarı yarıya
arttırıcı hükümleriyle, mesleğimizi
olanaksız hale getiriyor.
Biz gazeteciler; basın ve ifade
özgüıiüklerini tehdit eden hükümlerin
değiştirilmesini talep ediyoruz."