Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2005 PERŞEMBE
4 HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ StRMEN
T. Kazan Devleti
Nasıl Çağırmalıydı?
6 Mart Pazar günü Istanbul'da günlük güneşlik
güzel bir hava vardı.
Böyle zamanlarda arabasını kapan Istanbullu, ai-
lesiyle birlıkte, Boğaz kıyılarına doğru yola çıktığı
için, kentin kimi ana caddeleri kördüğüm olur.
0 gün ara sınav notlarının bir an önce bilgisayara
girebilmesi için sınav kâğıtlarını okula götürmem ge-
rekiyordu. Okul binası ile evim arasındaki üç kilomet-
relik yolun iki buçuk kilometrelik bölümünü, ancak
kırk beş dakikada alabildim.
Okuldan çıkınca, baktım Beşiktaş sahilinde kimi
çay bahçesi, kimi kafeterya, kimi birahanede otur-
muş, Boğaz'ı seyrederek, güneşin, "Birazdan geli-
yorum ha!" diyen baharın keyfini çıkarıyor.
"Şurada otururmuyum ben de" diye sordum ken-
di kendime.
- Oturalım anam! diye ivecenlikle yanıtladı beni
kendim.
llk gördüğüm kapıdan içeri dalıverdim, cam kıyı-
sında bir yer seçtim.
Bir de baktım, kolunda eşi Deniz Hanım, Turgut
Kazan yürüyor dışarda.
Bahar güneşini yakalamış kediler kadar keyifli...
Fırladım, masadan çıktım dükkânın önüne,
- Sayın BaşkanL Sayın Başkan!..
Kazanlargelıpoturdular, pazar gezmesineçıkmış-
lar. Biraz hoşbeşten sonra, Beşiktaş Belediye Paza-
rı'na yollandık, ben biraz alışveriş yaptım. Onlar ora-
dan, Beşiktaş'ın eski pazarına doğru ayrıldılar.
Turgut, yaşamının bir bölümünü içerde geçirmiş in-
sanların çoğu gibi, yollarda sürtmeye, dolaşmaya
bayılıyor. Sabahları Ayazpaşa'daki evinden, Asma-
lımescit'teki yazıhanesine de yürüyerek gidiyor.
•••
0 sırada biz Turgut'un, hemen hemen yirmi saat
sonra, bu sabah yürüyüşlerinden birinde büyük bir
tehlike ile burun buruna geleceğini bilmiyoruz.
Oysa herkesın bilmesi gerekir ki, artık fstanbul'un
en işlek yollarında yürümek bile ölüm tehlikesini gö-
ze almak demektir.
Nitekim pazartesi günü saat dokuz buçuk, on su-
larında Turgut, Beyoğlu'nda Ağa Camii önünde, ti-
nercilerin saldırısına uğrayacak ve yaralanmaktan
ya da ölümden zor kurtulacak, yalnızca pantolonu
yırtılarak yakayı sıyıracaktı.
Turgut Kazan pazartesi sabahı, yazıhanesine doğ-
ru yürürken, Ağa Camii önüne geldiğinde, birden üç
kişinin çevresini sardığını, birinin elini arka cebine atar-
ken, öbürünün ceket cebine yönelip, cep telefonu-
nu almaya çalıştığını görünce direnecek ve haykır-
maya başlayacaktı:
- Poliiis!.. Pooliiis!.. Imdat... Pooliis... Kimse yok
mu?...
Istanbul'un göbeğinde, tinercilerın, kapkaççıların,
yankesicilerin mekân tuttukları Istiklal Caddesi'nde
polisyok ki, bulasın!..
Çaresiz, Turgut kendi çabası ve civardan nasıl ol-
muşsa, müdahale eden vatandaşların yardımıyla kur-
tuluyor.
•••
Olayı öğrenince, hem vatandaşın böyle bir dö-
nemde yardıma koşmasına, hemdetecrübeli birce-
zacı, sistemi avukat, vatandaş, sanık olarak tanıyan
Turgut Kazan'ın devleti yardıma çağırma yöntemıne
oldukça şaşırdım.
Böyle mi çağrılır güvenlik kuvveti yardıma? "Hır-
sız vaaar..." deyince kolluk kuvvetinin, "Yangın va-
aar..." deyince itfaiyenin geldıği nerde görülmüş?
Sistem, yere yatırılmış, kıtır kıtır kesilen vatandaş
lehine müdahalede bulunur mu?
Turgut'un bunları bilmesi gerekir.
Oysa Turgut şöyle bağırmalıydı:
- Kahrolsun oligarşinin diktası!..
Ya da demeliydi ki,
- Halklaraözgürlük!...
Veya şöyle haykırmalıydı:
- Biji Apo!.. Biji Apo!..
Anında kalkanlı, miğferli, coplu, moplu, pür silah,
pür telaş bir sürü görevli bitiverirdi orada.
- Ama, diyeceksiniz, o zaman da tinerciden kur-
tulan Turgut Kazan, cop altında helak olurdu.
Pek haksız değilsiniz, hele tinerci makulesi bir de
tekbir getirseydi, bir tek cop kalmazdı onlara.
Ama yine de T. Kazan bu tehlikeyi göze alabilme-
liydi, hele hele, şu anda AB teftiş heyeti de Türkıye'de
olduğuna göre, artık öyle kimse, oligarşiye sövenle-
ri insafsızca coplamaya kalkmazdı.
Ama benim saygıdeğer avukatım Turgut Kazan, bü-
tünTürkaydınlarıgibigerçekleri biliyorda, kendi ya-
şamına gelince, uygulayarak işin içınden sıyrılmayı
beceremiyor.
Bu yazıya oturduğumda, Turgut'un bir başka mü-
vekilli olan Hüseyin Baş aradı, numarasını istiyor-
du, "Geçmiş olsun" demek için.
Bir ara,
- Işe bak sen, dedi, artık hemen adamın cebine sal-
dırıyorlar.
Sonra da o ünlü mahcup kahkahasıyla ekledi:
- Zaten son zamanlarda kimin eli kimin cebinde
belli değil ya!...
asirmen(a)cumhuriyet.com.tr
Basın toplantısındaki sözleri
Gökçek, Baykal'a
tazminat ödeyecek
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosıı) - Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek,
CHP üenel Başkanı
DenizBaykal'a 8 milyar
lira tazminat ödemeye
mahkûm oldu.
Deniz Baykal'ın An-
kara Büyükşehir Bele-
diye Başkanı Gökçek
hakkında Ankara
20'nci Aslıye Hukuk
Mahkemesi'nde açtığı
20 milyar liralık mane-
vi tazminat davası so-
nuçlandı. Mahkeme he-
yeti, Gökçek'i, düzen-
ledıği bir basın toplan-
tısında, "CHP Genel
Merkezi'nin alımı ve
onarımında yolsuzluk
var, bunu ispat edece-
ğim, olmadığını iddia
ediyorlarsa beni mah-
kemeye versinler. Ka-
meraların karşısma çı-
kıp yolsuzluklann üze-
rine gittiğini söyleyen
CHP lideri banka he-
saplanyla Ugili iddiala-
ra ne diyecek?" şeklin-
deki sözleri nedeniyle
tazminat ödemeye mah-
kûm etti.
Mahkeme, Gökçek'in
Baykal'a 8 milyar lira
manevi tazminatı yasal
faiziyle birlikte ödeme-
sinekararverdi.
Milletvekillerinin yüzde 42'si daha önce siyaset yaparken MSP, RP ve FP'ye yakın durmuş
AKP'deMilliGörüş ağırlığıBÜLENT SARIOĞLU
ANKARA-AKP milletvekilleri ara-
sındaki anket çalışması, parti grubun-
dakı baskın rengin "Milli Görüş" kad-
rolarından oluştuğunu gösterdi. 212
milletvekılinin yamtladığı çalışmaya gö-
re, AKP milletvekillerinin yüzde 42'si
geçmişte siyaset yaparken Mıllı Sela-
met Partisi, Refah Partisi ve Fazilet
Partisi'ne yakın durmuş. Milletvekil-
lerinin yüzde 42'si, "kendisiiçinuygun
makam" olarak bakanlığı görüyor.
Pollmark araştırma şirketınin 3 Ka-
sım seçimınden sonra TBMM'de yap-
tığı ankete CHP milletvekilleri katıl-
mamıştı. Bunun üzerine çalışma, 212
AKP milletvekiliyle gerçekleştırildi.
Anketin sonuçlan, AKP grubunun mo-
zaik yapısıyla ilgili sonuçlar ortaya
• Araştırma şirketinin 212 milletvekiliyle yaptığı çalışmada AKP grubundaki "mozaiğin"
görünümü çıkarıldı. AKP'lilcrin yüzde 73'ü, 1999 scçiminde FP'ye oy vermiş. Vekillerin
yüzde 42'si "kendisi için uygun makam" olarak bakanlığı görüyor. Milletvekillerinin yüzde
80'i Türkiye'nin kaderini Türk Silahlı Kuvvetleri'nin belirlediğini düşünüyor. Ülkenin
kaderini belirlemede TSK için öngördükleri konum isc, sendikalarm ardından 12. sıra.
koydu. Buna göre, AKP grubunun dört-
te üçü geçmişte siyası yaşamda bulun-
muş milletvekillerinden oluşuyor. Mil-
letvekillerinden, siyasete ilk başladığın-
da kendisini RP'ye yakın bulanlar yüz-
de 24, AKP'ye yakın bulanlar yüzde
23, MSP'ye yakın bulanlar yüzde 11,
ANAP'a yakın bulanlar yüzde 11,
FP'ye yakın bulanlaryüzde 7, MHP'ye
yakın bulanlar yüzde 6, AP'ye yakın
bulanlar yüzde 5.7 ve DYP'ye yakın
bulanlar yüzde 4.7 oranında yer tuttu.
18 Nisan 1999 seçimınde milletve-
killerinin yüzde 73'ü FP'ye, yüzde
6.6'sı DYP'ye, yüzde 6.1'ı MHP'ye,
yüzde 5'ı ANAP'a oy verdiğini belır-
tirken yüzde 5'i oy kullanmadığını ifa-
de ettı. Milletvekillerinin kendilerini ni-
telendirirken en fazla benımsediklen
sosyo-politik kimlık olarak "demok-
rat, muhafazakâr, dindar, cumhuriyet-
çi, milliyctçi, liberal" sıralaması oluş-
tu.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türki-
ye'nin kadennı belirlemede etkılı ol-
duğunu belirtenlerin oranı yüzde 48.6,
oldukça etkıli olduğunu belırtenler
yüzde 32.5. Aynı kurumun Türkiye'nin
kaderini belirlemede çok etkilı olma-
sı gerektiğini düşünenler yüzde 8.9
oranıyla sınırlı kaldı. Hükümetin Tür-
kiye'nin kaderini belirlemede etkili ol-
duğunu belırtenler yüzde 42.9, olduk-
ça etkili olduğunu belirtenler yüzde
32.1 oranında. Hükümetlerin ülkenin
kaderinde daha etkili olması gerekti-
ğini düşünenler yüzde 89 oranında.
Milletvekillerinin "olmasınıistedik-
leri" güç dengesinde ise TSK 12. sıra-
da yer alıyor. Yüzde 89 oranıyla ilk sı-
rada TBMM'nın yer alması istenıyor.
Parlamentoyu yüzde 88 oranıyla hükü-
nıet, yüzde 66 ile siyasi partiler, yüz-
de 41 ile sivil toplum örgütlen, yüzde
19 ile yargı, yüzde 16 ile Anayasa Mah-
kenıesi, yüzde 17 ile ıstihbarat teşki-
latlan, yüzde 18 ile Cumhurbaşkanlı-
ğı, yüzde 9.9 ile sendikalar, yüzde 8.9
ıle TSK, yüzde 7 ile medya izliyor.
Milletvekillerinin yüzde 13.5'imıl-
letvekili olarak aldığı maaşın tüm har-
camalarını karşılamaya yettiğini belir-
tırken yüzde 86.5'ı maaşın yetmedi-
ğini behrtiyor. Mılletvekillennin yüz-
de 49'u kendileri için en uygun konu-
mun milletvekilliği olduğunu düşü-
nüyor. Kendileri için en uygun konum
olarak bakanlığı görenlerin oranı yüz-
de 42.
CHP, öğretim birliğine uygun, laik, bilimsel eğitim yapılıp yapılmadığına bakılmasını istedi
Giilen okıılları araşünLsııı
• CHP'li Mustafa Gazalcı ve arkadaşları
tarafından TBMM Başkanlığı'na verilen Meclis
araştırma önergesinde "Devletten sonra en
büyük eğitim ağmı kurmuş bu örgütlenme
hakkında gerçeğin araştınlması ve kamuoyunun
aydınlatılması gerektiği" vurgulandı.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosıı) - CHP, ka-
muoyunda FethullahGii-
len okullan olarak bili-
nen, Türkiye içinde ve
dışında her aşamada öğ-
retim yapan okullarda ve-
rilen eğitimin niteliğinin,
finans kaynaklarının
TBMM tarafından araş-
tınlmasını istedi.
CHP, Türkiye'nin ya-
nı sıra Güney Afrika'dan
Türk cumhuriyetlerine
kadar geniş bir alanda fa-
aliyet gösteren Fethullah
Gülen tarafından yaptınl-
dığı belirtilen okul, der-
shane ve yurtlann mercek
altına almması için ha-
rekete geçti. CHP Deniz-
li Milletvekili Mustafa
Gazalcı ve arkadaşlan ta-
ranndan TBMM Başkan-
lığı'na verilen Meclis
araştırma önergesinde her
kademede eğitim yapan
Gülen okullarının sayı-
sının 500'ü, buralarda
görev alan öğretmenle-
rin sayısının ise 10 bini
bulduğuna dikkat çekil-
di. Aynı zincire bağlı ola-
rak çeşitli okullara hazır-
lamak için ülke düzeyin-
de yayılmış yüzlerce der-
shane ve binlerce öğren-
cinin banndığı yurtlann
faaliyet gösterdiği kay-
dedilen önergenin gerek-
çesinde şu görüşlere yer
verildi:
"Bu okullar, dershane-
ler ve yurtlarla ilgili bir-
birinden farklı yorumlar,
tutumlar vardır. Kinıile-
ri yazılanyla bu kuruluş-
lanövüp başanhbulmak-
tadır. Kiınilcri de yazıla-
nyla, kitaplanyla bu ku-
ruluşlann laikliğe ve öğ-
retim birliğine aykırı eği-
tim yaptiğını belirtmiş,
Fethullah Gülen tarikatj-
nın buralarda militanlar
yetiştirerekdevlette kad-
rolaşmayı amaçladığuu
ileri sürmüştür."
Önergede, Gülen hak-
kında "laik devletyapısı-
nı değiştirerek yerine di-
ni kurallara dayalıdevlet
kurmakamacrylayasadı-
şıörgüt kurmak,buamaç
doğrultusunda faaliyet-
lerde bulunmak" gerek-
çesiyle dava açıldığı ve 5
yıllık cezasının şartlı sa-
lıverme yasası gereği er-
telendiği anımsatıldı.
"Devletten sonra en bü-
yük eğitim ağım kurmuş
bu örgütlenmehakkında
gerçeğin araştınlması ve
kamuoyunun aydınlatıl-
ması gerektiği" kaydedi-
len gerekçede, bu göre-
vin en başta TBMM'ye
düştüğü ifade edilerek
şöyle denildi:
"Fethullan Gülen'e
bağh okul, dershane ve
yurtlarda 1739 sayıhMil-
li Eğitim Temel Yasa-
sı'nda öngörülen öğretim
birliği içinde laik, bilim-
sel bir eğitim yapılmak-
ta mıdır? llköğretimden
üniversiteye kadar yüz-
lerce okulun yapmu, bin-
lerce öğretmenin ayhğı
hangi kaynaktan karşı-
lanmaktadu-. Tüm bu so-
ruların yanıtlanması,
TBMM'ce araştınlıp in-
celenmesi gerekir.'"
Kamu-Sen 'ipolisisa\nmmakkurtarmadı
Kamu-Sen'e bağlı Türk Büro-Sen üyesi bir grup
Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 68 bin 225 kişilik
kadrosunun 52 bin 175'e indirilecegi için TBMM
Dikmen girişinde basın açıklaması yapü.
Açıklamanuı ardından oturma eylemi yapan gruba
polis müdahale etti. Polis müdahalesiyle biten eylenı
günü Kamu-Scn'in polisi savunan açıklama
yapması ilginç bir tesadüf oldu. Kamu-Sen
tarafindan yapdan açıklamada polisin Beyazıt'taki
eylemcilere uyguladığı şiddet savunuldu ve "Türk
polisini hedef tahtası yapmaya kimsenin hakkı yok"
denildL (Fotoğraf: AA)
Gelir idaresi ve Kamu Personel yasa tasanlarmı protesto
Büro emekçileri iş bıraktıMERStN/tSTANBUL(Cumhu-
riyet) - Büro Emekçileri Sendika-
sı (BES) Mersin Şubesi üyesi ma-
liye çalışanlan, Gelir İdaresi Yasa
Tasansı ve Kamu Personel Yasa
Tasansı'nın geri çekilmesi tale-
biyle bir günlük iş bırakma eyle-
mi yaptı. BES Istanbul şubeleri
de, bugün ve yann iş bırakacak.
Mersin Defterdarhğı önünde top-
lanan BES üyeleri sık sık "Gün ge-
lecek,devran dönecek,AKP halka
hesap verecek", "Emekçiyiz, hak-
hyız, kazanacağız" şeklinde slo-
ganlar attı. BES Mersin Şubesi
Başkanı Gürsel Sığuur, AKP hü-
kümetinin gelir idaresi ve kamu
personel rejimi yasalannda ısrar
etmesi nedeniyle sokağa çıkmaya
mecbur edildiklerini belirterek
"Görelim bakalını el miyanıan bey
miyaman
w
dedi.
BES Istanbul şubelerinin baş-
kan, yönetici ve üyeleri ise bugün
yapacaklan iş bırakma eylemini
ve istemlerini duyurmak amacıy-
la dün AKP il örgütü önünde hü-
kümetı protesto etti, ortak açıkla-
ma yaptı. Çağlayan'daki AKP il
binası önünde toplanan grubun is-
temlerini açıklayan BES temsilci-
leri, AKP il yöneticileriyle bir sü-
re görüşerek söz konusu tasanla-
nn yaratacağı sorunları anlatarak
geri çekilmesini istediler. Grup
"IMFmemuruolmayacağız'', "Hü-
kümet yasanı al başına çal", "Za-
ferdirenenemekçininolacak", slo-
ganlan atarken il binası önünde
BES adına basın açıklaması okun-
du. BES 3 No'lu Şube Başkanı
Nafi Maraş, tasan ıle gelir idare-
sıne özel sektörden üst düzey yö-
netici atanmasının yolunu açtığı-
m söyledi. Maraş, yasa tasarılan-
nın geri çekilmemesi halinde yurt
çapında, "uzun süreli iş bırakma",
"tşyerlerini terk etmeme", "tşye-
rini sahiplenme", İşyerini koruma
altına alnıa" bir dizi eylem ger-
çekleştireceklenni vurguladı.
ÇİÇEK'İN DOKUNULMAZLIK YORUMU:
TürMye'de herkesin
ayncalığı var
AHMETŞEFtK
TRABZON-Adalet
Bakanı Cemil
Çiçek, sadece
milletvekili
dokunulmazlığının
tartışılmasının
doğru
olmayacağını, Cemil Çiçek
Türkiye'de birçok kişinin dokunulmazlığına
Herkesin kendine
göre bir ayrıcalık elde
etmiş olduğunu,
bunun sonucunda
yargmın ciddi
güçlüklerle karşı
karşıya kaldığmı
vurgulayan Çiçek,
olayın sadece
milletvekili
dokunulmazlık zırhı içinde
bulunduğunu açıkladı. Çeşitli
ölçülerde ayncahklı olan kişi
ve kurum temsilcilerini
açıklayan Çiçek, "Bu kadar
ayncahktan sonra geriye kinı
kahyor? Bu ayncahklardan en
çok sıkıntiya düşen ise
yargmın bizatihi kendisidir"
dedi. CHP Trabzon
Milletvekili Asım Aykan'ın
dokunulmazhklara ilişkin bir
sorusunu yanıtlayan Çiçek,
Türkıye'de demokrasinin
ayncalıklar üzerine
kurulduğunu iddia etti.
getirilmesinin yanlış sonuçlar
vereceğini savundu. Çiçek,
devlet protokolü dışında birçok
kişi ve kurum temsilcisinin
çeşitli ayncalıklar kullandığını
belirterek bu kişilerden
bazılannı şöyle sıraladı:
"KİT genel müdür ve yönetim
kurulu üyeleri, Valiler ve il
genel meclisi üyeleri, İI daimi
encümen üyeleri ile il özel idarc
müdürlüklerinde görevli
memur ve kamu görevlileri,
Büyükşehir, il ve ilçe belediye
başkanlan, İl ve ilçe belediye
meclisi üyeleri."
AB'yi konuşacaklar
Komünistler
IstanbuFda
Istanbul Haber Servisi - Avrupa Komünist
Gençlik Örgütleri Toplantısı'nın dördüncüsü
bugün Istanbul'da başhyor. Kıbns, Yunanistan,
Portekiz, Italya gıbi pek çok Avrupa ülkesınden
temsilcılerin katılacağı, "Avrupa Birliği üzerine
değerlendirmeler: Anti-emperyalist mücadele için
olanaklar" konulu toplantı iki gün sürecek.
TKP'li öğrencilerin ev sahipliğınde Kadıköy'deki
Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde
gerçekleştirilecek toplantı, ilk olarak 2002 yılında
Ispanya'da düzenlendı. Bu toplantı daha sonra
Yunanistan ve Portekiz'de gerçekleştırildi.
Istanbul'da dördüncüsü yapılacak toplantıya
Birleşmiş Milletler bünyesindeki Dünya
Demokratik Gençlik Federasyonu (World
Federation of Democratic Youth) Başkanı Miguel
Madeira'nın yanı sıra Kıbns, Yunanistan,
Portekiz, Çek Cumhuriyetı, Danimarka,
Gürcistan, Italya ve Bulgaristan'dan da temsilciler
katılacak. Dört oturum şeklinde gerçekleştirilecek
toplantıda, "Avrupa Birliği'nin Genişleme Süreci",
"Avrupa Birliği'nde Gençlik: Eğitim Poliükalan,
Çalışma KoşullarT, "Avrupa Anayasası:
Egemenlik Hakkının Devri", "Avrupa Savunma
ve Güvenlik Konsepti, Avrupa Ordusu", "Avrupa
Birliği Karşıtı Mücadele" konulan tartışılacak.
BAROLAR
Destek
sürüyor
ZONGULDAK/
SAMSUN (Cumhuriyet)
- Gazetemız yazan
Hikmet Çetinkaya
tarafından kaleme alınan
"FettuUahGülen'in40
Yıllık Arkadaşı
Anlaüyor" başlıklıyazı
dizisinin durdurulmasına
tepkiler sürüyor.
Zonguldak Baro Başkanı
Erol Mekik, yayın
durdunna karannı
"Haber alnıa
özgürlüğüne vurulan bir
darbe ve uygulanan
sansür" olarak niteledi.
Uygulamanın riskli ve
tehlikeli olduğunu
belirten Mekik, yazılı
açıklamasmda "Değişik
bilimsel kalıplara formüle
edilmeye uğraşılsa da dış
dinamiklerin içcridcki
işbirlikçileri toplumu
kendi çıkaıian
doğrultusunda etkilemek
ve görevlerini kusursuz
yerine getirmekte (!),
hatta 'tekmil vermek'
cüretini bile
göstermektedirier"
ifadelerine yer verdı.
Samsun Barosu Başkam
Ahmet Gürel de
açıklamasmda Fethullah
Gülen'in"Türkiye'deel
altmdan gizli gizli
birtakun örgütlennıelerle,
mevcut laik demokratik
cumhuriyeti uyutnıa
çabaları içinde
olduğunu" savundu.
Yayın durdurma
kararının "basın
hürriyetine indirilmiş bir
darbe" olduğunu
vurguladı.
Türkiye Barolar Birliği
(TBB) Yönetim Kurulu
üyesi Alpay Sungurtekin
de "Mahkeme baskı
altında kalnuş olabilir.
Anayasanm teminau
altindaki basın özgüriüğu
ihlal edilmiştir'' dedi.
CHP'Lt NEŞŞAR ARAŞTIRMA ÎSTEDÎ
tlaç yolsuduğu
Meclis gündeminde
ANKARA ~~]ffK^^^" devletin bu konuda
(Cumhuriyet W^^~ ^ büyük zarannın söz
Bürosu)-CHP, ılaç ¥ —^ ^ 1. konusu olduğuna
sektöründeki f jS|F Q | | dikkat çekildi. AB
yolsuzluk, \. m f ülkelerınin baskısıyla
usulsüzlük : • uygulamaya konulan
savlannın TBMM *• ~ ^ A "veriimtiyaa"
tarafından | ' ^ j , ^ ^ B W . uygulamasınada
araştınlmasmı 'aa
*—ısmmmBmd değinilen önergenin
istedi. CHP Denizli Mehmet Neşşar gerekçesinde şu
Milletvekili Mehmet Neşşar ve görüşlere yer verildi:
arkadaşlan tarafından TBMM
Başkanlığı'na verilen önergede
Türkiye'deki ilaç üretimi,
tüketimi, ilaç sektöründeki
yolsuzluklar ve usulsüzlükler,
Türkıye'de ve dünyada "veri
koruma ve veri imtiyazı
uygıılanıalan, ilaç sektörünün
geleceği ve oluşturubnası
gereken iç politikalan"
konusunda Meclis araştırması
açılması istendi. Önergenin
gerekçesinde, son aylarda ılaç
sektöründeki yolsuzluk
olaylannın art arda gündeme
geldiğine dikkat çekilerek
"Aynca ilaçta veri imtiyazı
olarak amlan ve Türkiye
dışında hiçbir AB iilkesi
taranndan tanı üyelik
gerçekleşmeden önce yürüriüğe
sokuunayan bir uygulamanın,
hükümetimiz tarafindan kabul
edildiği iddia edumektedir.
Yılhk 10 milyar dolan bulan ve,
biyoteknolojik ilaçlann hızla
artan kullanımıyla
önümüzdeki yıüarda
katlanarak artacağı bilinen ilaç
harcamalannuı bu nedenle
dikkatle mercek altına ahnması
gerekmektedir."