25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2005 PERŞEMBE 4 HABERLER DUNYADABUGUN ALİ StRMEN T. Kazan Devleti Nasıl Çağırmalıydı? 6 Mart Pazar günü Istanbul'da günlük güneşlik güzel bir hava vardı. Böyle zamanlarda arabasını kapan Istanbullu, ai- lesiyle birlıkte, Boğaz kıyılarına doğru yola çıktığı için, kentin kimi ana caddeleri kördüğüm olur. 0 gün ara sınav notlarının bir an önce bilgisayara girebilmesi için sınav kâğıtlarını okula götürmem ge- rekiyordu. Okul binası ile evim arasındaki üç kilomet- relik yolun iki buçuk kilometrelik bölümünü, ancak kırk beş dakikada alabildim. Okuldan çıkınca, baktım Beşiktaş sahilinde kimi çay bahçesi, kimi kafeterya, kimi birahanede otur- muş, Boğaz'ı seyrederek, güneşin, "Birazdan geli- yorum ha!" diyen baharın keyfini çıkarıyor. "Şurada otururmuyum ben de" diye sordum ken- di kendime. - Oturalım anam! diye ivecenlikle yanıtladı beni kendim. llk gördüğüm kapıdan içeri dalıverdim, cam kıyı- sında bir yer seçtim. Bir de baktım, kolunda eşi Deniz Hanım, Turgut Kazan yürüyor dışarda. Bahar güneşini yakalamış kediler kadar keyifli... Fırladım, masadan çıktım dükkânın önüne, - Sayın BaşkanL Sayın Başkan!.. Kazanlargelıpoturdular, pazar gezmesineçıkmış- lar. Biraz hoşbeşten sonra, Beşiktaş Belediye Paza- rı'na yollandık, ben biraz alışveriş yaptım. Onlar ora- dan, Beşiktaş'ın eski pazarına doğru ayrıldılar. Turgut, yaşamının bir bölümünü içerde geçirmiş in- sanların çoğu gibi, yollarda sürtmeye, dolaşmaya bayılıyor. Sabahları Ayazpaşa'daki evinden, Asma- lımescit'teki yazıhanesine de yürüyerek gidiyor. ••• 0 sırada biz Turgut'un, hemen hemen yirmi saat sonra, bu sabah yürüyüşlerinden birinde büyük bir tehlike ile burun buruna geleceğini bilmiyoruz. Oysa herkesın bilmesi gerekir ki, artık fstanbul'un en işlek yollarında yürümek bile ölüm tehlikesini gö- ze almak demektir. Nitekim pazartesi günü saat dokuz buçuk, on su- larında Turgut, Beyoğlu'nda Ağa Camii önünde, ti- nercilerin saldırısına uğrayacak ve yaralanmaktan ya da ölümden zor kurtulacak, yalnızca pantolonu yırtılarak yakayı sıyıracaktı. Turgut Kazan pazartesi sabahı, yazıhanesine doğ- ru yürürken, Ağa Camii önüne geldiğinde, birden üç kişinin çevresini sardığını, birinin elini arka cebine atar- ken, öbürünün ceket cebine yönelip, cep telefonu- nu almaya çalıştığını görünce direnecek ve haykır- maya başlayacaktı: - Poliiis!.. Pooliiis!.. Imdat... Pooliis... Kimse yok mu?... Istanbul'un göbeğinde, tinercilerın, kapkaççıların, yankesicilerin mekân tuttukları Istiklal Caddesi'nde polisyok ki, bulasın!.. Çaresiz, Turgut kendi çabası ve civardan nasıl ol- muşsa, müdahale eden vatandaşların yardımıyla kur- tuluyor. ••• Olayı öğrenince, hem vatandaşın böyle bir dö- nemde yardıma koşmasına, hemdetecrübeli birce- zacı, sistemi avukat, vatandaş, sanık olarak tanıyan Turgut Kazan'ın devleti yardıma çağırma yöntemıne oldukça şaşırdım. Böyle mi çağrılır güvenlik kuvveti yardıma? "Hır- sız vaaar..." deyince kolluk kuvvetinin, "Yangın va- aar..." deyince itfaiyenin geldıği nerde görülmüş? Sistem, yere yatırılmış, kıtır kıtır kesilen vatandaş lehine müdahalede bulunur mu? Turgut'un bunları bilmesi gerekir. Oysa Turgut şöyle bağırmalıydı: - Kahrolsun oligarşinin diktası!.. Ya da demeliydi ki, - Halklaraözgürlük!... Veya şöyle haykırmalıydı: - Biji Apo!.. Biji Apo!.. Anında kalkanlı, miğferli, coplu, moplu, pür silah, pür telaş bir sürü görevli bitiverirdi orada. - Ama, diyeceksiniz, o zaman da tinerciden kur- tulan Turgut Kazan, cop altında helak olurdu. Pek haksız değilsiniz, hele tinerci makulesi bir de tekbir getirseydi, bir tek cop kalmazdı onlara. Ama yine de T. Kazan bu tehlikeyi göze alabilme- liydi, hele hele, şu anda AB teftiş heyeti de Türkıye'de olduğuna göre, artık öyle kimse, oligarşiye sövenle- ri insafsızca coplamaya kalkmazdı. Ama benim saygıdeğer avukatım Turgut Kazan, bü- tünTürkaydınlarıgibigerçekleri biliyorda, kendi ya- şamına gelince, uygulayarak işin içınden sıyrılmayı beceremiyor. Bu yazıya oturduğumda, Turgut'un bir başka mü- vekilli olan Hüseyin Baş aradı, numarasını istiyor- du, "Geçmiş olsun" demek için. Bir ara, - Işe bak sen, dedi, artık hemen adamın cebine sal- dırıyorlar. Sonra da o ünlü mahcup kahkahasıyla ekledi: - Zaten son zamanlarda kimin eli kimin cebinde belli değil ya!... asirmen(a)cumhuriyet.com.tr Basın toplantısındaki sözleri Gökçek, Baykal'a tazminat ödeyecek ANKARA (Cumhu- riyet Bürosıı) - Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP üenel Başkanı DenizBaykal'a 8 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm oldu. Deniz Baykal'ın An- kara Büyükşehir Bele- diye Başkanı Gökçek hakkında Ankara 20'nci Aslıye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı 20 milyar liralık mane- vi tazminat davası so- nuçlandı. Mahkeme he- yeti, Gökçek'i, düzen- ledıği bir basın toplan- tısında, "CHP Genel Merkezi'nin alımı ve onarımında yolsuzluk var, bunu ispat edece- ğim, olmadığını iddia ediyorlarsa beni mah- kemeye versinler. Ka- meraların karşısma çı- kıp yolsuzluklann üze- rine gittiğini söyleyen CHP lideri banka he- saplanyla Ugili iddiala- ra ne diyecek?" şeklin- deki sözleri nedeniyle tazminat ödemeye mah- kûm etti. Mahkeme, Gökçek'in Baykal'a 8 milyar lira manevi tazminatı yasal faiziyle birlikte ödeme- sinekararverdi. Milletvekillerinin yüzde 42'si daha önce siyaset yaparken MSP, RP ve FP'ye yakın durmuş AKP'deMilliGörüş ağırlığıBÜLENT SARIOĞLU ANKARA-AKP milletvekilleri ara- sındaki anket çalışması, parti grubun- dakı baskın rengin "Milli Görüş" kad- rolarından oluştuğunu gösterdi. 212 milletvekılinin yamtladığı çalışmaya gö- re, AKP milletvekillerinin yüzde 42'si geçmişte siyaset yaparken Mıllı Sela- met Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi'ne yakın durmuş. Milletvekil- lerinin yüzde 42'si, "kendisiiçinuygun makam" olarak bakanlığı görüyor. Pollmark araştırma şirketınin 3 Ka- sım seçimınden sonra TBMM'de yap- tığı ankete CHP milletvekilleri katıl- mamıştı. Bunun üzerine çalışma, 212 AKP milletvekiliyle gerçekleştırildi. Anketin sonuçlan, AKP grubunun mo- zaik yapısıyla ilgili sonuçlar ortaya • Araştırma şirketinin 212 milletvekiliyle yaptığı çalışmada AKP grubundaki "mozaiğin" görünümü çıkarıldı. AKP'lilcrin yüzde 73'ü, 1999 scçiminde FP'ye oy vermiş. Vekillerin yüzde 42'si "kendisi için uygun makam" olarak bakanlığı görüyor. Milletvekillerinin yüzde 80'i Türkiye'nin kaderini Türk Silahlı Kuvvetleri'nin belirlediğini düşünüyor. Ülkenin kaderini belirlemede TSK için öngördükleri konum isc, sendikalarm ardından 12. sıra. koydu. Buna göre, AKP grubunun dört- te üçü geçmişte siyası yaşamda bulun- muş milletvekillerinden oluşuyor. Mil- letvekillerinden, siyasete ilk başladığın- da kendisini RP'ye yakın bulanlar yüz- de 24, AKP'ye yakın bulanlar yüzde 23, MSP'ye yakın bulanlar yüzde 11, ANAP'a yakın bulanlar yüzde 11, FP'ye yakın bulanlaryüzde 7, MHP'ye yakın bulanlar yüzde 6, AP'ye yakın bulanlar yüzde 5.7 ve DYP'ye yakın bulanlar yüzde 4.7 oranında yer tuttu. 18 Nisan 1999 seçimınde milletve- killerinin yüzde 73'ü FP'ye, yüzde 6.6'sı DYP'ye, yüzde 6.1'ı MHP'ye, yüzde 5'ı ANAP'a oy verdiğini belır- tirken yüzde 5'i oy kullanmadığını ifa- de ettı. Milletvekillerinin kendilerini ni- telendirirken en fazla benımsediklen sosyo-politik kimlık olarak "demok- rat, muhafazakâr, dindar, cumhuriyet- çi, milliyctçi, liberal" sıralaması oluş- tu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türki- ye'nin kadennı belirlemede etkılı ol- duğunu belirtenlerin oranı yüzde 48.6, oldukça etkıli olduğunu belırtenler yüzde 32.5. Aynı kurumun Türkiye'nin kaderini belirlemede çok etkilı olma- sı gerektiğini düşünenler yüzde 8.9 oranıyla sınırlı kaldı. Hükümetin Tür- kiye'nin kaderini belirlemede etkili ol- duğunu belırtenler yüzde 42.9, olduk- ça etkili olduğunu belirtenler yüzde 32.1 oranında. Hükümetlerin ülkenin kaderinde daha etkili olması gerekti- ğini düşünenler yüzde 89 oranında. Milletvekillerinin "olmasınıistedik- leri" güç dengesinde ise TSK 12. sıra- da yer alıyor. Yüzde 89 oranıyla ilk sı- rada TBMM'nın yer alması istenıyor. Parlamentoyu yüzde 88 oranıyla hükü- nıet, yüzde 66 ile siyasi partiler, yüz- de 41 ile sivil toplum örgütlen, yüzde 19 ile yargı, yüzde 16 ile Anayasa Mah- kenıesi, yüzde 17 ile ıstihbarat teşki- latlan, yüzde 18 ile Cumhurbaşkanlı- ğı, yüzde 9.9 ile sendikalar, yüzde 8.9 ıle TSK, yüzde 7 ile medya izliyor. Milletvekillerinin yüzde 13.5'imıl- letvekili olarak aldığı maaşın tüm har- camalarını karşılamaya yettiğini belir- tırken yüzde 86.5'ı maaşın yetmedi- ğini behrtiyor. Mılletvekillennin yüz- de 49'u kendileri için en uygun konu- mun milletvekilliği olduğunu düşü- nüyor. Kendileri için en uygun konum olarak bakanlığı görenlerin oranı yüz- de 42. CHP, öğretim birliğine uygun, laik, bilimsel eğitim yapılıp yapılmadığına bakılmasını istedi Giilen okıılları araşünLsııı • CHP'li Mustafa Gazalcı ve arkadaşları tarafından TBMM Başkanlığı'na verilen Meclis araştırma önergesinde "Devletten sonra en büyük eğitim ağmı kurmuş bu örgütlenme hakkında gerçeğin araştınlması ve kamuoyunun aydınlatılması gerektiği" vurgulandı. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosıı) - CHP, ka- muoyunda FethullahGii- len okullan olarak bili- nen, Türkiye içinde ve dışında her aşamada öğ- retim yapan okullarda ve- rilen eğitimin niteliğinin, finans kaynaklarının TBMM tarafından araş- tınlmasını istedi. CHP, Türkiye'nin ya- nı sıra Güney Afrika'dan Türk cumhuriyetlerine kadar geniş bir alanda fa- aliyet gösteren Fethullah Gülen tarafından yaptınl- dığı belirtilen okul, der- shane ve yurtlann mercek altına almması için ha- rekete geçti. CHP Deniz- li Milletvekili Mustafa Gazalcı ve arkadaşlan ta- ranndan TBMM Başkan- lığı'na verilen Meclis araştırma önergesinde her kademede eğitim yapan Gülen okullarının sayı- sının 500'ü, buralarda görev alan öğretmenle- rin sayısının ise 10 bini bulduğuna dikkat çekil- di. Aynı zincire bağlı ola- rak çeşitli okullara hazır- lamak için ülke düzeyin- de yayılmış yüzlerce der- shane ve binlerce öğren- cinin banndığı yurtlann faaliyet gösterdiği kay- dedilen önergenin gerek- çesinde şu görüşlere yer verildi: "Bu okullar, dershane- ler ve yurtlarla ilgili bir- birinden farklı yorumlar, tutumlar vardır. Kinıile- ri yazılanyla bu kuruluş- lanövüp başanhbulmak- tadır. Kiınilcri de yazıla- nyla, kitaplanyla bu ku- ruluşlann laikliğe ve öğ- retim birliğine aykırı eği- tim yaptiğını belirtmiş, Fethullah Gülen tarikatj- nın buralarda militanlar yetiştirerekdevlette kad- rolaşmayı amaçladığuu ileri sürmüştür." Önergede, Gülen hak- kında "laik devletyapısı- nı değiştirerek yerine di- ni kurallara dayalıdevlet kurmakamacrylayasadı- şıörgüt kurmak,buamaç doğrultusunda faaliyet- lerde bulunmak" gerek- çesiyle dava açıldığı ve 5 yıllık cezasının şartlı sa- lıverme yasası gereği er- telendiği anımsatıldı. "Devletten sonra en bü- yük eğitim ağım kurmuş bu örgütlenmehakkında gerçeğin araştınlması ve kamuoyunun aydınlatıl- ması gerektiği" kaydedi- len gerekçede, bu göre- vin en başta TBMM'ye düştüğü ifade edilerek şöyle denildi: "Fethullan Gülen'e bağh okul, dershane ve yurtlarda 1739 sayıhMil- li Eğitim Temel Yasa- sı'nda öngörülen öğretim birliği içinde laik, bilim- sel bir eğitim yapılmak- ta mıdır? llköğretimden üniversiteye kadar yüz- lerce okulun yapmu, bin- lerce öğretmenin ayhğı hangi kaynaktan karşı- lanmaktadu-. Tüm bu so- ruların yanıtlanması, TBMM'ce araştınlıp in- celenmesi gerekir.'" Kamu-Sen 'ipolisisa\nmmakkurtarmadı Kamu-Sen'e bağlı Türk Büro-Sen üyesi bir grup Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 68 bin 225 kişilik kadrosunun 52 bin 175'e indirilecegi için TBMM Dikmen girişinde basın açıklaması yapü. Açıklamanuı ardından oturma eylemi yapan gruba polis müdahale etti. Polis müdahalesiyle biten eylenı günü Kamu-Scn'in polisi savunan açıklama yapması ilginç bir tesadüf oldu. Kamu-Sen tarafindan yapdan açıklamada polisin Beyazıt'taki eylemcilere uyguladığı şiddet savunuldu ve "Türk polisini hedef tahtası yapmaya kimsenin hakkı yok" denildL (Fotoğraf: AA) Gelir idaresi ve Kamu Personel yasa tasanlarmı protesto Büro emekçileri iş bıraktıMERStN/tSTANBUL(Cumhu- riyet) - Büro Emekçileri Sendika- sı (BES) Mersin Şubesi üyesi ma- liye çalışanlan, Gelir İdaresi Yasa Tasansı ve Kamu Personel Yasa Tasansı'nın geri çekilmesi tale- biyle bir günlük iş bırakma eyle- mi yaptı. BES Istanbul şubeleri de, bugün ve yann iş bırakacak. Mersin Defterdarhğı önünde top- lanan BES üyeleri sık sık "Gün ge- lecek,devran dönecek,AKP halka hesap verecek", "Emekçiyiz, hak- hyız, kazanacağız" şeklinde slo- ganlar attı. BES Mersin Şubesi Başkanı Gürsel Sığuur, AKP hü- kümetinin gelir idaresi ve kamu personel rejimi yasalannda ısrar etmesi nedeniyle sokağa çıkmaya mecbur edildiklerini belirterek "Görelim bakalını el miyanıan bey miyaman w dedi. BES Istanbul şubelerinin baş- kan, yönetici ve üyeleri ise bugün yapacaklan iş bırakma eylemini ve istemlerini duyurmak amacıy- la dün AKP il örgütü önünde hü- kümetı protesto etti, ortak açıkla- ma yaptı. Çağlayan'daki AKP il binası önünde toplanan grubun is- temlerini açıklayan BES temsilci- leri, AKP il yöneticileriyle bir sü- re görüşerek söz konusu tasanla- nn yaratacağı sorunları anlatarak geri çekilmesini istediler. Grup "IMFmemuruolmayacağız'', "Hü- kümet yasanı al başına çal", "Za- ferdirenenemekçininolacak", slo- ganlan atarken il binası önünde BES adına basın açıklaması okun- du. BES 3 No'lu Şube Başkanı Nafi Maraş, tasan ıle gelir idare- sıne özel sektörden üst düzey yö- netici atanmasının yolunu açtığı- m söyledi. Maraş, yasa tasarılan- nın geri çekilmemesi halinde yurt çapında, "uzun süreli iş bırakma", "tşyerlerini terk etmeme", "tşye- rini sahiplenme", İşyerini koruma altına alnıa" bir dizi eylem ger- çekleştireceklenni vurguladı. ÇİÇEK'İN DOKUNULMAZLIK YORUMU: TürMye'de herkesin ayncalığı var AHMETŞEFtK TRABZON-Adalet Bakanı Cemil Çiçek, sadece milletvekili dokunulmazlığının tartışılmasının doğru olmayacağını, Cemil Çiçek Türkiye'de birçok kişinin dokunulmazlığına Herkesin kendine göre bir ayrıcalık elde etmiş olduğunu, bunun sonucunda yargmın ciddi güçlüklerle karşı karşıya kaldığmı vurgulayan Çiçek, olayın sadece milletvekili dokunulmazlık zırhı içinde bulunduğunu açıkladı. Çeşitli ölçülerde ayncahklı olan kişi ve kurum temsilcilerini açıklayan Çiçek, "Bu kadar ayncahktan sonra geriye kinı kahyor? Bu ayncahklardan en çok sıkıntiya düşen ise yargmın bizatihi kendisidir" dedi. CHP Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın dokunulmazhklara ilişkin bir sorusunu yanıtlayan Çiçek, Türkıye'de demokrasinin ayncalıklar üzerine kurulduğunu iddia etti. getirilmesinin yanlış sonuçlar vereceğini savundu. Çiçek, devlet protokolü dışında birçok kişi ve kurum temsilcisinin çeşitli ayncalıklar kullandığını belirterek bu kişilerden bazılannı şöyle sıraladı: "KİT genel müdür ve yönetim kurulu üyeleri, Valiler ve il genel meclisi üyeleri, İI daimi encümen üyeleri ile il özel idarc müdürlüklerinde görevli memur ve kamu görevlileri, Büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlan, İl ve ilçe belediye meclisi üyeleri." AB'yi konuşacaklar Komünistler IstanbuFda Istanbul Haber Servisi - Avrupa Komünist Gençlik Örgütleri Toplantısı'nın dördüncüsü bugün Istanbul'da başhyor. Kıbns, Yunanistan, Portekiz, Italya gıbi pek çok Avrupa ülkesınden temsilcılerin katılacağı, "Avrupa Birliği üzerine değerlendirmeler: Anti-emperyalist mücadele için olanaklar" konulu toplantı iki gün sürecek. TKP'li öğrencilerin ev sahipliğınde Kadıköy'deki Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek toplantı, ilk olarak 2002 yılında Ispanya'da düzenlendı. Bu toplantı daha sonra Yunanistan ve Portekiz'de gerçekleştırildi. Istanbul'da dördüncüsü yapılacak toplantıya Birleşmiş Milletler bünyesindeki Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu (World Federation of Democratic Youth) Başkanı Miguel Madeira'nın yanı sıra Kıbns, Yunanistan, Portekiz, Çek Cumhuriyetı, Danimarka, Gürcistan, Italya ve Bulgaristan'dan da temsilciler katılacak. Dört oturum şeklinde gerçekleştirilecek toplantıda, "Avrupa Birliği'nin Genişleme Süreci", "Avrupa Birliği'nde Gençlik: Eğitim Poliükalan, Çalışma KoşullarT, "Avrupa Anayasası: Egemenlik Hakkının Devri", "Avrupa Savunma ve Güvenlik Konsepti, Avrupa Ordusu", "Avrupa Birliği Karşıtı Mücadele" konulan tartışılacak. BAROLAR Destek sürüyor ZONGULDAK/ SAMSUN (Cumhuriyet) - Gazetemız yazan Hikmet Çetinkaya tarafından kaleme alınan "FettuUahGülen'in40 Yıllık Arkadaşı Anlaüyor" başlıklıyazı dizisinin durdurulmasına tepkiler sürüyor. Zonguldak Baro Başkanı Erol Mekik, yayın durdunna karannı "Haber alnıa özgürlüğüne vurulan bir darbe ve uygulanan sansür" olarak niteledi. Uygulamanın riskli ve tehlikeli olduğunu belirten Mekik, yazılı açıklamasmda "Değişik bilimsel kalıplara formüle edilmeye uğraşılsa da dış dinamiklerin içcridcki işbirlikçileri toplumu kendi çıkaıian doğrultusunda etkilemek ve görevlerini kusursuz yerine getirmekte (!), hatta 'tekmil vermek' cüretini bile göstermektedirier" ifadelerine yer verdı. Samsun Barosu Başkam Ahmet Gürel de açıklamasmda Fethullah Gülen'in"Türkiye'deel altmdan gizli gizli birtakun örgütlennıelerle, mevcut laik demokratik cumhuriyeti uyutnıa çabaları içinde olduğunu" savundu. Yayın durdurma kararının "basın hürriyetine indirilmiş bir darbe" olduğunu vurguladı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu üyesi Alpay Sungurtekin de "Mahkeme baskı altında kalnuş olabilir. Anayasanm teminau altindaki basın özgüriüğu ihlal edilmiştir'' dedi. CHP'Lt NEŞŞAR ARAŞTIRMA ÎSTEDÎ tlaç yolsuduğu Meclis gündeminde ANKARA ~~]ffK^^^" devletin bu konuda (Cumhuriyet W^^~ ^ büyük zarannın söz Bürosu)-CHP, ılaç ¥ —^ ^ 1. konusu olduğuna sektöründeki f jS|F Q | | dikkat çekildi. AB yolsuzluk, \. m f ülkelerınin baskısıyla usulsüzlük : • uygulamaya konulan savlannın TBMM *• ~ ^ A "veriimtiyaa" tarafından | ' ^ j , ^ ^ B W . uygulamasınada araştınlmasmı 'aa *—ısmmmBmd değinilen önergenin istedi. CHP Denizli Mehmet Neşşar gerekçesinde şu Milletvekili Mehmet Neşşar ve görüşlere yer verildi: arkadaşlan tarafından TBMM Başkanlığı'na verilen önergede Türkiye'deki ilaç üretimi, tüketimi, ilaç sektöründeki yolsuzluklar ve usulsüzlükler, Türkıye'de ve dünyada "veri koruma ve veri imtiyazı uygıılanıalan, ilaç sektörünün geleceği ve oluşturubnası gereken iç politikalan" konusunda Meclis araştırması açılması istendi. Önergenin gerekçesinde, son aylarda ılaç sektöründeki yolsuzluk olaylannın art arda gündeme geldiğine dikkat çekilerek "Aynca ilaçta veri imtiyazı olarak amlan ve Türkiye dışında hiçbir AB iilkesi taranndan tanı üyelik gerçekleşmeden önce yürüriüğe sokuunayan bir uygulamanın, hükümetimiz tarafindan kabul edildiği iddia edumektedir. Yılhk 10 milyar dolan bulan ve, biyoteknolojik ilaçlann hızla artan kullanımıyla önümüzdeki yıüarda katlanarak artacağı bilinen ilaç harcamalannuı bu nedenle dikkatle mercek altına ahnması gerekmektedir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle