22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
*«•) AftLIK 2005 PAZARTESİ CUMHURfYET SAYFA HABERLER Fahrsttin Aslan'ın pğluildü • KECtBORLU(AA)- "CjaziıiHcuJarKralı" olarak tanrmanFahrettın Aslan'ın o g l u Seçuk Aslan (59), Is- parta'ım Keçiborlu ilçesi yakınlaiiida geçirdiği trafik kazasınLa yaşamını yitirdi. A-slan'u kullandığı otomo- bil, kan yönden gelen Ziya JVTete jcnetimindeki kam- yonla çarpışti. Kazada, araç- ta bulıuan Moldova uyruklu Velentıro Stoinova da öldü. Kjamyoı süriicüsü gözaltına alrndı. /slan'ın cenazesi ya- nra Zincrlikuyu Mezarlı- *ı "*nda tıprağa verilecek. Diyabetü gençler tiyatrosu • Habe- Merkezi - Diyabet Vakü Pnf. Dr. Üstün Koru- gan KüJür ve Sanat Merke- zi bünyejinde diyabetli gençler arandan oluşturu- lan tiyatıo, ılk gösterisinı bugün simeye koyuyor. Ataköy *'unus Emre Tiyat- rosu'ndasaat 21.00 de baş- layacak Fazıl Hayati Çorba- cıoğlu'nuı yazdığı "Kabzı- mal CeıraF'ı tiyatro sanatçı- sı Mert Asutay yönetiyor. SÖZÇİZGİNİV Turhan Selçuk >/Wt i - DİKKAT ETTİNİZ Ml? HARFLERDE BİRLİK VAR. Uznıanlar aspartamın kansere yol açtığı iddialan konusunda temkinli açıklamalar yaptı TatLandırıcıııın tadı kaçb ŞULEKOKTÜRK Lngıltere'de Avam Kamarası Gıda ve Çevre Örgütü'nün "aspartamın kanse- re yol açftgı" ve çocuklann bu ürunler- den uzaktutulması ısteğı, Türkıye'de de yankı buldu. Uzmanlar ıse aspartamın insanda <ansere yol açtığını doğrula- yan bır aıaştırma bulunmadığına dıkkat çekiyor. îstanbul Üniversitesı Onkoloji Enstitü- sü Müdürî Prof. Dr. Erkan Topuz, şışman- lığrn bazıkanserlerle bağlantısı bulundu- ğuna dikkat çekerek aspartamın "fayda- sı zaranndan çok" derken Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı ögretim üyesi Prof. Dr. MMoünasMan- dd, basına yansıyan haberlerin çarpıtıl- mış olduğunu düşünüyor. Aspartamın yaklaşık 10 yıl önce fare- lerde yapılan deneylerde, aşın dozunun kanser yaptığının kanıtlandığını, ancak in- sanlara yönelık bir çalışma bulunmadı- ğını behrten Prof Dr Topuz, "Farelere 100 kat fazia verildiği zaman aspartamın kanser yapbğı betirlendi" dedı. BESINLERI ŞEKERSİZ TÜKETİN Şişmanlık ve kanser ilişkısı nedeniyle aspartamın tercih edildiğını açıkJayan Prof. Dr. Erkan Topuz, u Şişmanlık da kanser yapıyor. Bu nedenle hastalara ta\- siye ediliyordu. Faydası zaranndan daha çok. Ama, ben hastalaruna,aspartam ye- rine, besinkri şekersiztükedneierini öne- riyorum" dedi. Uluslararası Kanser Araştırmalan Ens- titüsü'nün (IARC) aspartamı, kanser ya- pıcı etkisıyle ilgili olarak "yeterfi kanrt bu- hıpmariığı" sınıflandırmasına tabı tuttu- ğunu açıklayan Erkan Topuz, "Binlerce kişi>i kapsav'an karşüaştmnah çahsmalar yapıhr ve aspartamın kanser yapüğı ka- nıdanırsa Düma Sağük Örgütii zaten bu- nu .vasaklar" dıye konuştu. Topuz, insanlann çayı şekersiz tûket- melerini ve beyaz şekerden mümkün ol- duğunca kaçınmalannı önerdi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onko- loji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nil Motinas Mandei de, yıllar önce sakarin- le ilgili olarak yapılan bir deneyin bu- lunduğunu ve bu deneye göre farelere çok fazla miktarda sakann verilmesinin kansere yol açtığına dair bulgu elde edil- diğinı anımsattı. Kanserle Savaş Vakfi Başkanı Prof. Dr. Metin Ertem de, aspartamın yan etkile- n olmasına karşın kansere yol açöğına da- ir kesin bır bulgu olmadığını belırttı. Gı- da Mühendısieri Odası Başkanı Petek Ataman ıse bır ınsanın günlük yiyecek ve içeceklerle limitleri aşmasının güç oldu- ğunu söyledi. Aspartan, çocuk şurupla- nnda, düşük kalorili gıdalarda, meşru- batlarda, meyveli yoğurtlarda, çikolata- larda, dondurmalarda, kahvaltılık gev- reklerde ve sakızlarda da bulunuyor. AYDINLANMA EMKE KONGAR Asıl Kimlik Insanoğlu ne kadar zavallı bır ya- ratık: Kendini özgür ve her şeyin ege- meni sanıyor. Ama aslında doğanın tutsağı: Bireysel variığını sürdürmek için, yemek, içmek, uyumak, korun- mak, neslının variığını sürdürmek için de üremek zorunda. Insanlığın övündüğü bütün uygar- lık, bu tutsaklıkiar üzerine kurulu. insan üstelik de ölümlü. Aynca, dünya üzerinde yaşaya- cağı bilemediniz yüzyıllık bir döne- mi nasıl geçireceği, bu dö'nemin sonuna vanp varamayacağı, ya- şadığı sürece sağlıklı olup olma- yacağı. hep yıne doğanın belirle- diği genlerine yazıimış. Sanki bütün bunlar yetmiyormuş gibi, doğal afetler, salgın hastalık- lar, savaşlar, bireysel kazalar, cina- yetler, onun bu tutsaklığını arttın- yor, yaşam olanaklarını ve biçimini kimi zaman sınırlıyor ve kısrtlıyor, kimi zaman da sona erdiriyor. Doğa ve toplum, onu iyice egemenliği altına alıyor. Zavallı birey, bütün bu sınırlama ve kısıtlamalar bağlamında özgür ve egemen olduğu yanılsaması- nı, bir de aıt olduğu, aile, ırk, mılli- yet, din, mezhep, coğrafya, devlet gibi kurum ve olgulann belirlediği baskılar ve yönlendirmeler çerçe- vesinde sürdürmeye çalışıyor. Neredeyse yaşamının yüzde 99'u bu biçimde belirtenmiş olan tutsak birey, kendine kaldığını sandığı yüzde 1 dolayındaki "gö- reli özgürtük alanında" ise yine arkadaşlannın, toplumsal eğilimle- rin, modanın, kitle iletişim araçlan- nın oyuncağıdır; özgür iradesiyle yaptığını sandığı seçimler, onların etkisiyle oluşturduğu tutum ve davranışlardır; ama yine de meslek seçimi, çalışkanlık, ahlaklılık gibi alanlardaki seçimler "göreli bir özgüriük" alanını belirier. • • • Son günlerde gündemi belirle- yen "kimlik tartışmalarım" işte bu genel bağlam çerçevesinde ele almak gerekir. Kimi insanlar, oluşturulmasında hiçbir katkılarının bulunmadığı, "doğuştan gelen kimliklerine" çok bağlıdır. Din, mezhep, ırk, milliyet, coğ- rafya, aile ve vatandaşlık kimlikleri, bireyin kendi çabalanndan, göreli özgüriük alanındaki davranışla- nndan bağımsız kimliklerdir. Bu tür insanlar, örneğin, tuttuk- lan takımın da fanatik taraftan olur; çünkü övündükleri kimlik, kendi varlıklarının, katkılarının dışında oluşan bir kimliktir. Oysa asıl kimlik bireyin, doğanın ve toplumun bütün sınırlamaları çerçevesinde, kendine tanınan "göreli özgüriük alanında" sahip olduğu tutum ve davranışlardan, yaptığı işlerden oluşur: "Ahlaklı ya da ahlaksız olmak, çalışkan ya da tembel olmak, güvenilir ya da güvenilmez ol- mak, insanlara sevgi, eşyaya yaratıcılıkla yaklaşmak ya da yaklaşmamak, laik ve demokrat olmak ya da olmamak" gibi de- ğerier bireyin asıl kimliğini belir- leyen temef öğelerdir. Bütün bunlara ek olarak, bireyin, içinde yaşadığı insanlık ailesine katkıları da onun kimliğini belirie- yen önemli öğelerden biridir; başta sanat ve bilim alanlan olmak üzere tüm mesleki başarılar, bireyin asıl kimliğinin temel taşların- dandır. • • • İnsanlann doğuştan gelen kim- likleri, onların bireysel tutum ve davranışlanndan, başan ya da ba- şansızlıklanndan bağımsızdır. Dolayısıyla bireyin, kendi irade- siyle seçim yapmadığı bir alanda sorumluluk yüklenmesi de ancak ileriye dönük tutum ve davranışlan açısından bir anlam taşır, geçmişin yükünü ya da onurunu paylaşması açısından değil. Uygar insan, dini, mezhebi, ır- kı ve milliyeti ile övünmez. Bunlardan utanmaz da. Kendi kültürel kimliğinin bütün öteki kültürel kimliklerden ne daha üstün ne de daha aşağı olduğunu düşünür. Kendine saygısı olan insan, kim- liğini, kendi bireysel çabalarıyla oluşturmaya çalışır, sahip olduğu tutum ve davranışlar ve yaptıklan ile övünür ya da bunlardan dolayı utanır; başanlı insan, kendi kimliği- ne de en büyük hizmeti yapmakta- dır zaten. ekongar@cumhuriyet.com. tr www.kongar.org Mûsteri Danısma Merkezi: (0216) 571 63 01
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle