Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURÎYET 19ARALIK2005PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
HUMTA2 SOYSAL
Netleştipme
İSTERSENİZ, "belirginleştirme, açık seçikleş-
tırme"dediyebilirsiniz. Şurası belli ki, bugünkü gi-
dışi, yani ülkenin "ılımlı Islam cumhuriyeti"ne ve-
ya kolu kanadı kınk "AB sömürgesi"ne dönüştü-
rtiimesini önleme gereği geniş halk yığınlanna ko-
lay anlaşılır biçimde anlatılmadıkçasonuç alınama-
yacak.
8u nokta, özellikle cumhuriyetçi kesimdeki to-
parfanma ve gerekli karşı-ağıriığı oluşturma çaba-
lan açısından örıemli. Çünkü, sağda solda herkes
aşağı yukan aynı şeyleri söyler ve savunurmuş gi-
bi olunca, düşüncelerle saflar belirsizleşip halkın
şaşkınlığı daha da artmakta.
^Jirneğin, AB konusunu alalım.
VyHepimizin ağzında "Girelim ama, başımız dik
girelim" türünden bir söz.
Sanki artık konunun başı kıçı, diki eğrisi kalmış
gibi. Adamlar, yalnız "sonu açık" demekle kalma-
makta, habireyeni koşullarkoşmaktalar. Onlar "Si-
ziüyeyapmayabiliriz" dedikten sonra, hâlâ "gire-
lim" sözü etmenin âlemi var mı?
Ya da şu veya bu koşulu tartışmanın?
Fakat, u
Tamûyeiikhakkımızdır;çağdaşlaşmabu-
nu gerektirir; dış ticaretin büyük bölümü orayla"
diyenlerimiz de var. Böyle olduğu için, "Allah be-
lalarını versin!" deyip ipleri koparmayı savunmak
bir kısmımıza zor geliyor; çünkü tam üyelikten
umudu kesmeyenlerçok. Buralarda işsizlik kol ge-
zerken sanki oraJarda başka türfüymüş gibi günün
birinde Avrupa'ya kapağı atıp cennete kavuşma
umudu kimi gönüllerden tam anlamıyla çıkmış de-
ğil. Işin tuhafı, AB'lilerkapılan yüzümüzeçarpıp ha-
karet dolu üsluplarta yeni koşullarkoştukça en çok
üzülen ve tepki gösterenler de aynı insanlar.
Ne var ki, bu çelişkili tabloya karşın, AB'nin tu-
tumunu en doğru değerfendirenlerde bile "Halka
ters düşmeyelim " endişesi hayli yaygın. Örneğin,
durumu herkesten daha iyi görmesi gereken as-
ker, bu endişeyle kesin bir tutum ortaya koyamı-
yor. "Girelim ama, başımız dik girelim" düşünce-
si onlarda da var.
Ne yapmalı?
Doğrusu, elbet, halka gerçeği söylemek ve en
açık anlatışla "AB'lilik bize göre değil" demektir.
Ama, halka ters düşmek sizi çok ürkütüyorsa,
AB'ce Türkiye'nin önüne konan güçlüklerin dağ gi-
bi yığılıp hakaretlerin ayyuka çıktığı şu sıralarda, en
azından, görüşme sürecini kesmeyi ve "AB aşa-
ğılayıcı tutumunu değiştirip olmayacak şeyler is-
temekten vazgeçmedikçe masaya oturmayız"\ sa-
vunabilirsiniz. Böyiesi, halkın psikolojisine de uy-
gun düşer.
Zaten böyle birtutuma Avrupa'nın vereceği tep-
ki onlann asıl niyetlerini de ortaya koyacak ve ger-
çek ortaya çıkıp herkes rahatlayacaktır.
Sonrası, iki tarafın da kendi yoluna devam et-
mesidir.
özellikleTürkiye'nin, yeniden sömürgeleşme ye-
rine, tutması gereken ve kendisine yakışan ba-
ğımsızca gelişme yoluna.
ÜniversitelerKuruIması...
Prof. Dr. Fikret ŞENSES ODTü
T
BMMJMÜÜ EğitimKomisyonu 1 Ara-
lık 2005 larihjjıde 15 yeni üniversite
kurulmasına ıJişkinyasa tasansım ka-
bul etti. Böylece üniversite sistemı-
mizde 1992 yıJındagerçekleştirüen ilk
önemli geruşlemeden sonraJa iJancj büyük genış-
lemenin ilk adımı atjJmış oldu.
Yeni kuruJacak üniversiteJerin nüvesini bu üni-
versitderin kuralacağı illerdeki mevcutyükseköğ-
retim kuruluşlannuı olu$turacak olması, bunun ani
ve uluslararası ölçekîe de büyük bir genişleme ol-
duğu gerçeğmi değıştirmez. Üniversite tarihJeri
bizimkinekıyasJa çok daha eskilere dayanan ve çok
daha geniş oJanakJara sahıp ülkelerde bile bu ka-
dar sık arayla ve bu çapta bir genişlemeyı gerçek-
leştirebılmek olanaksızdır. Türkiye'de bu kadar
onemli birkararkarşısiiida akadenuk çevreler baş-
ta olmak üzere kamuoyunun büyük ölçüde sessiz
kalması düşündüriicüdür.
Siyasi gerekçelerden kaynaklanıyor
Yeni üniversiteler kurulması karan yüksekögre-
tüne talebin çok yüksek, eğitünin bu aşamasında
okullaşma oranınm ise düşük olduğugibi gerekçe-
lere dayandınlmak istense de asıl nedenin siyasige-
rekçelerden kaynaklandığı ve bu kuruluşların alt-
yapı, araç-gereç, yeterlı sayı vedüzeyde öğretim ele-
manı gibi gereksinımlerinin büyük ölçüde göz ar-
dı edildjği görülmektedır. Sık aralıklarla çıkanlan
oğrencı aflanyla bırlikte yeni üniversite açmak si-
yasal iktidarlann üniversite sıstemine en kolay mü-
dahale yollanndan biri haline gelmıştır.
işsizlik ve yoksulluk gibi temel sorunlarla boğu-
şan halkımızın, örneğin *ije de. aşada". sağlık hız-
metlerine de yoğun talebi vardır. Nasıl ki bu sorun-
larkarşısında anlıkçözümlerüretemiyorsaküniver-
sıte talebini de kısa erunli uygulamalarla karşıla-
mak mümkün değildir. 1992 yılında kurulan çok
sayıda ûniversitenin çeşitli vararlan yanındaaradan
geçen uzun sayılabilecek bir zamana karşuı karşı
karşıya bulunduklan, yeterli sayıda nitelikli öğre-
tim elemanı ve bunun da ötesinde idari personel,
kütüphane ve laboratuvar başta olmak üzere teme)
altyapı eksiklikleri bu konunun aceleye getirilme-
mesı gerektığıni açıkça göstermektedir.
"O zanun vapıkJı okhı" değerlendirmesini ya-
pabilmek için o zaman kurulan üniversıtelerimızuı
bugünkü konumlannı uluslararası kıstaslar kulla-
narak değerlendınnek, mezunlannın iş olanaklan-
nı, bu kuruluşlarda ağır dersyükü, araştırma ortam
ve olanaklanndan kaynaklanan kjsıtlar karşısında
özvenyle görev yapmakta olan meslektaşlanmızuı
sıkıntıîannı ve bu kunıluşlann gelişmelerinin önü-
nü tıkayan engelleri iyi araştırmak gerekir.
Sayguıhğuu aşmdıracak
Kurulacak üniversitelerin sadece admın üniver-
site olacağını, üniversite kavramını ve saygınlığı-
nı aşuıdıracağını söylemeyi bir görev sayıyorum.
"Ustalar, ustabaşılar sonradan geise de, bu arada
üriin kalitemiz düşük de oba olur" mantığıyla ış-
yen bile açılamayacağını artık herkes bilmelıdır.
Iktisat Bölümü
Öneriler: Yeni üniversiteler açılması konusun-
da hükümetin kararlılığına karşın "Zarann nere-
sinden dönülürse kârdır" deyışinin arkasındaki
mantıkla kımı seçenekler üzerinde durmak ve hü-
kümetin bu konudaki kararlılıfıru sürdürmesı du-
rumunda atılması gerekli adımlara ılişkin kuni
öneriler geliştinnek istıyorum.
Yükseköğretıme olan talebi kısa dönemde kar-
şılamak amacıyla açıköğretim olanaklannı arttır-
mayolu ızlenebilir. Kurulması düşünülen yeni üni-
versitelerin sayısı ise en çok üç-dört üniversiteyle
suıırlandınlabilir.
Yeni üniversitelerin nüvesini oluşnjrması öngö-
rülen mevcut yükseköğretim kunıluşlannın önce-
den ılan edılen bir talcvim ve gelişme planı ve ile-
ri birtarihte üniversite statüsü kazanma hedefi çer-
çevesinde hareket etmelen ve bu süreç içinde ken-
dilenne yeterlı mali kaynak aktanlarak ve gelışmış
üniversitelerimizden "göniiflii rotasyon" esasuıa gö-
re öğretim üyesı desteği verilerek yeterlı altyapı ve
eleman düzeyıne enşmelen sağlanabilir.
Yükseköğretim sistemı etrafinda gelışen ve sıs-
temin en temel sorunlannın kapsamlı ve katıhmcı
bir biçimde tartışılmasına ve etkin çözümler üre-
tilmesine sekte vuran gergın ortamın temel neden-
lerinden binsı, özellıkJe yakın bir geçmişte kuru-
lan üniversitelerin akademık kadrolanmn beürii si-
yasi eğılımler temelinde şekillendirilmiş olmasıdır.
Yükseköğretim kuruluşlan için olmazsa olmaz ko-
şul, akademık özgürlük ve bilımsel özerkliktır.
Onanlmazyaralaraçar
Siyasal eğılımler ekseninde oluşturulan bir aka-
demik yapı, bu yüce kavTamları ıçten ıçe kemiıir
ve zaman içinde tümüyle yok eder, toplumsal ge-
lişme sürecinde onanlmaz yaralar açar. Böyle bir
ortamda üniversitelerin en temel işlevleri olan eğı-
tim ve bilimsel etkinlik ışlevlen yerine getirilemez.
Oysaüniversiteler anayasal temeldeher türlü gö-
rüşün özgürce ifade edildiğı ve tartışıldığı çokses-
li bir ortamı yaratmak ve özenle korumak zorun-
dadu. Bu tür bir bakış açısının söylem düzeyinde
kalmayıp uygulamaya geçmesinde konumuz açı-
sından da büyük bır gereksınım vardır.
Bubağlamda iki noktaön plana çıkmaktadır. Bun-
lardan bırincisi, yeni ünıversıtelere öğretım uyesı
yetıştırmek amacıyla lısansüsrii eğitim için yurt-
dışınagönderilmesıplanlanan öğrencilerin seçimıy-
le ılgılidir. Yakın birgelecekte üniversite kadrola-
nnı belırleyecek bu seçımüı lisans programlann-
da edınılmesı gerekli bılgılen derinlemesıne sına-
yan nesnel ölçütlere dayalı olması, öğrencilenn
gönderilecekleri üniversite ve programlann nite-
liklen itibanyla dıkkatlice incelenmeleri, değişik
bilim dallannda ihtiyaç duvulması olası alanlann
önceden belirlenerek öğrencilerin özellikle dokto-
ra aşamasuıda bu alanlara yönlendinlmeleri sağ-
lanmalıdır.
Yazılı sınav sonunda oluşacak mülakatjürileri-
nin her bilim dalı için konulannda eğıtım ve araş-
tırmaalanında ön plana çıkmış akademısyenlerden
oluşnjrulmasına ve değerlendirmelenn siyasal ter-
cihlerden uzak, nesnel temelde yapılmasına özen
gösterilmelıdir. Bu bağlamda ıkincı temel konu
yeni üniversitelenn rektörlerinın seçimıyle ilgili-
dır. Bu seçımın mevcutme\-
zuat uygularanadan ya-
pıhnası durumunda, gelecekte son yıllardaki ben-
zer tartışma ve çatışmalann yaşanmaması için bu-
nun çağdaş kıstas ve yöntemlerle nesnel birtemel-
de yapılmasının sayısızyaran vardır. Rektöraday-
larinın üniversitelerde yönetim ve eğitim deneyi-
mine sahıp, belirli bir düzeyde vayın performan-
sına ulaşmış, akademik özgürlük vebilimsel özerk-
lik ka\Tamlanna özellikle duyarh akademisyenler-
den oluşması gerekır.
Bunun için akademık topluluk içinde bu nitelik-
leri taşıvanlardan oluşan bir rektör adaylan belır-
leme komisyonu oluşturulmalı ve bu komısyon
bütün başvurulan adaylann dosyalan üzennden in-
celedikten sonra cumhurbaşkanına sunulmak üze-
re uçe ındirmelıdır. Her iki seçımin bu kıstaslar-
dan uzak bir biçimde yapılması, korkanm ki ünı-
v ersıtelenmızde yeni çatışma tohumlan ekecek ve
önümüzdekı yıllarda da ünı versıtelerimiz toplum-
sal çatışmanın içine çekılmış olacaklardır.
Üyesı olmak için çırpındığımız AvTupa Birliği
başta olmak üzere sanayıleşmış ülkeler. yukseköğ-
retime ilişkın ciddı yenılıkçı tasanmlar gelıştirip
bu yönde önemli adımlar atarken bizim gelecekte
de yeniden kısır bır çekışme dönemine sürüklen-
memızı onlemek amacıyla bu veya benzer biı yo-
lun ızlenmesi için hâlâ vakıt geçmiş değildir.
Sonuç: Yükseköğretim sistemımizdekı bir ön-
cekı genışlemenin farklı bo>xıtlardaki sancılannm
sürdüğü bu- ortamda çok sayıda yeni üniversite
kurmak fikn yeniden düşünülmelıdır. Bu karann
on, on beş vıllık bir süreyi kapsayacak bir bıçım-
de belirli bır plan ve program çerçevesınde kade-
meli olarak uygulanması. bu süre içinde yeni üni-
versitelenn kurulacağ] ıllerimızdeki mevcut yük-
seköğretım kurumlannın güçlendirilmesi sağlan-
malıdır.
Sagam temellere davaamalı
Bu süreç sonunda daha sağlam temellere da-
yanarakkurulacak üniversitelerin buillerimizekat-
kjsı orta ve uzun dönemde çok daha büyük ola-
caktzr. Sistemdekı genişlemenin zamana yayıl-
masının bir dığer yaran, öğretim üyesi yetiştiril-
mesi konusunda temel kaynağın bazı üniversite-
lerimizde bu doğnıltuda şimdiden başlayan uy-
gularnalann gelişımıne olanak sağlayarak yurtdı-
şındaki lisansüstii programlardan >
r
urtiçine yön-
lendirilmesı olacaktır.
Bu çekincelergöz önüne alınmadan komisyon
karannın uygulamaya konması durumunda ise
yurtdışına göndenlecek öğrencilerin ve rektörle-
rin seçiminde jııkanda ana hatlan çizilen nesnel
ölçütler kuUanılmalıdır. Bu öneriler hızla kutup-
laşan toplumsal düzenimizde siyasal gerçeklere
uymayan bırer fantezi olarak değerlendirilse de
unutmamak gerekir ki üniversitelerimizi siyasi
çekışmelerden anndırmak ve çağdaş kıstaslan ön
planda tutan biryörüngeye oturtmak ve hiç olmaz-
sa gelecektekı yeni çekişmelenn tohumlannın
atılmasına meydan vermemek ülkemizın gelece-
ği açısından asli görevimiz olmalıdjr.
CUMHURİYETTE
OKURLARA
tBBAHİM YILDIZ
Cumhuriyet Gündemde
Cumhuriyet son 15 günün en çok konuşulan ga;
tesi oldu.
Gazeteler, dergiler, televizyonlar, radyolar haber
yorumlanyla Cumhuriyet'i tartıştılar.
Sayısız haber, yorum ve programda gündeme g
len Cumhuriyet'in önemi ve gücü de bir kez daha o
taya çıktı.
Gazeteci, edebiyatçı, sanatçı, öğretim görevlisi, s
yasetçi, çeşitli kuruluş temsiicileri ve okurlanmızı
desteği, bu saldın ortamında biz Cumhuriyet çalışar
lanna güç verdi.
Bu haftada konuyla ilgili yayınlanmızı sürdüreceğiz..
ÖzeThaber ve manşetlerimiz
Cumhuriyet, ülke ve dünya gündemini hafta bo-
yunca okurtanyla paylaşırken özel haberleriyle de ör
plana çıktı.
özellikle FBI Başkanı Robert Mueller'la CIA Baş-
kanı Gross'un ardı ardına Ankara'ya yaptıkları ziya-
retler, hafta boyunca habercilerin birinci sırada izledik-
leri gelişmelerdi. Ne var ki Cumhuriyet, Gross'un An-
kara'ya yaptığ/ ziyaretin 'gerçek' gerekçesini ortaya
çıkardı. Gross, Türkiye'ye olası bir Iran operasyonu ön-
cesi nabız yoklamaya ve şartlan görüşmeye gelmiş-
ti. Iran'ın sahip olduğu nük/eer silahlarla ilgili geniş bir
dosyayı da Ankara'yla paylaşan CIA Başkanı, sınır
komşumuzun PKK'ye terorizm konusunda verdiği
desteğe de dikkat çekti.
CIA Başkanı'nın Ankara ziyaretinde ABD'nin Türki-
ye'ye, Tahran yönetımını korur bir tavır takınmaması
yolunda uyanda bulunduğu ortaya çıktı.
Akjn Bodur'un "ABDhazırlanıyor" haberi, sınınmız-
daki sıcak günlerin sanki mesajı niteliğındeydi. VVas-
hington yönetiminın Incirlik ve Pirinçlik üslerinejet ya-
kıtı depolaması, olası bir Iran operasyonunun sinyal-
lerini verdi.
IsrailGenelkurmay Başkanı Korgeneral Dan Haluz'un
Türkiye'ye yapacağı günübiıiik zıyaret ise içinde bu-
lunduğumuz coğrafyayı nelenn beklediğinin göster-
gesı gibiydi.
• • •
Içki yasağı tartışmalarının ülke gündemine oturdu-
ğu şu günlerde AKP'Iİ Yenimahalle Belediyesi'nin yap-
tırdığı anket ise kuşku yarattı. AKP Genel Merkezi'nin,
araştırmalarını gerçekleştiren PollmarkŞirketi'neyap-
tırdığı ankette yurttaşlara, dini ve etnik kimlik bılgileri-
ni içeren sorular yöneltildi. "Alevi misin Sûnni misin,
Türkçe dışında anadil biliyor musun" şeklindeki soru-
lar da anketin gerekçesi hakkındakı kuşkuları arttırdı.
• • •
Spor dünyasında ise gündem, Trabzonspor kong-
resi ve Futbol Federasyonu'ndaki seçim süreciydi.
AKP'nin, Trabzonspor'dakı_başkan adaylarından Nu-
ri AJbayrak ve Iskender Önal'ı desteklediği yolun-
daki haberler, diğer gazetelerde fazlaca yer bulama-
sa da Cumhuriyet tarafından tüm aynntılarıyla haber-
leştirildi. YineAKP'nin LeverrtBıçakcı'nın yerine Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan ın yakın arkadaşlann-
dan Hasan Doğan'ı ön plana çıkarrnası, spordaki '/7c-
tidar gölgesi'nin kanıtıydı.
İyi haftalar...
DİZUSTUNDE SON TEKNOLOJİ
104 YTL'DEN BAŞLAYAN TAKSİTLER
20 ÂYA VARAN VADELERLE ARCELİKT
MOBILE
TECHNOLOGY
ııtsfS, fntel® logosu Intel® Insıde intel®
fruadelogOGu 'niefâCenmnc Intel® Certrıno
logosu, Cetefon. lotekS Xeon InteKSSpeal
Step, Itanium p
ertıun llı Xeon !nte*S
Cotporafion m M 0 de «e dıj)ef jlkeler*
Ocari marteian v$ysfeKih.m3.Kalandır
Hrt. AN8 S5S C
1JS Bfc 1«« 12 öee - 490 « b f a
M crosü
t
*®W!rw3o>«ıS X
3
-icrre Ednjon TürVçe
§
«sa
T=t@ Gfapfiıcs Mû3<c
OpSk Ü r j »
fa-Mod»
Dartt Ccnta st _:ij
KHMMMi
2/il/erınöe
& * ' ; "
PEŞJK FfYATIIM 7 TAKSİT
PESINAT + 6 TAKSII PEŞINAT + 11 TAKSIT PEŞINAT + 14 TAKSİT PFSINAT •
PEŞİN PEŞJIMT ST«SİT TOPUMFİYAT PE$İNAT 11 TAKSİT TOPIAMFİYAT PEŞİIUT 14TAKSİT TOHMimK P£ŞWAT ISTAKSfT TOHAMFİYAT
ANB55"P
•••MİB55İG
mmmANBT2I0
Intel® Pentium®Mprocessor 1,73 GHz
•••••HHHBI
Intel® Pentium® M processor 1,86 GHz
lntel®Pentium®Mprocessor 1.7 GHz
282
2 42s
2 744 392 392
Rjaflannffi yeni Töric ü'tasrtdn KDV ve bandrof datıikiîr. • KDV. bandrol veya diğef vergı oranlannds
olatıılecek deflışiklikler vs gelet/lecek yeni «ergıler fıyatlara aynen yansıtılacaktır • Kampanyayı
*eenfeyw Arçel* A.Ş Karaağaç Cad 2/6, SûSûce 34445 Istanoul • Hemen teslım uygulamalanmızda
peraketıde satsş fıyabndan peşınat düşüldükten sonra (KDV daltil) bilgısayartarm 1+6 seçeneğınde %0,
1+11 seçenejinde %1,4,1+14 seçenejınde %1,9 1+19 seçeoeğinde %2,1 vade fario uygulanmıştır
Vaote Jartian ûrûnter aıasmda üyat yuvarlamalart nedenıyle ı %1 değışetHür • Kampanyamızdakı ûnjnler
Arçelik Yeftili Satıcılan'ndan hemen teslım edilir • Arçelik, Orünlerinde renk ve göninüm değışıklıgı
yapına hakkını saklı tutar. • 'Peşınfryaîınatsksıtle' uygulaması ofan seÇCTeklerde ûrûn bedelinm
tamam'nın nakıt cıarak Cdeneceğı durumlarda ruştenmız/n beln'ı bır "Kfrımden yararlanma nankı
vardır Tanlye sdilen perakende flyıtljnmız 10 Katım 2005 ten itiöaren geç«rl( olup,
firetim vs rlok Imkânlan lle «ınırlıdır.
İDESTEK
HATTI0212 873 36 36
444 15 15
HER SÜH U.M-24.M
165 165 3.300
- FIVATLA= YTL (YENİ TÜRK LİRASI) OURAK VERİLMİŞTİR
- TL (TUBI LİRASI) İÇİN FIYATIN 1 000 000 LA ÇABPILMASI GEREKMEKTEDlfl.
#drce/ikKoç