Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 22 KASIM 2005 SALI
HABERLER
DUNYADABUGUTV
ALİ SİRMEN
Fırafın Meşrtıiyet
Anlayışı Eksik
AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir
Mehmet Fırat, demokrasiyi bilenlerin kabul et-
meleri güç olan bir açıklama yaparak "Kimileri
gayri meşru yollarla yönetimi ele geçirmeye
kalkıyor" diyor. Böylesi bir açıklama, son kırk
beş yılının önemli bir bölümünü darbeler ülkesi
olarak geçirmiş olan Türkiye'de hemen şu so-
ruyu getirir akla:
- Ne oluyor? Türkiye yeni bir darbeye mi, gebe?
Oysa Fırat'ın da konuşmasında belirttiği gibi,
Türkiye'de darbeler dönemi artık geride kalmış-
tır. Darbeler döneminin geride kalmış olması,
artık Türkiye'deki iktidarlann demokrasiye tam
olarak uymalanndan, oyunun kurallan ve ana-
yasanın ilkeleri dışına taşmaktan özenle kaçın-
malarından kaynaklanmıyor. Darbe döneminin
artık bitmiş olması, halkın geçmiş darbelerden
edindiği deneyimlerle bu tür girişimlerden bir
sonuç alınmayacağını anlamasının ve darbe gi-
rişimlerine destek vermemesinin sonucudur.
Saptama ilk bakışta yadırgatıcı görünebilir. Ama
Türkiye'nin yaşadığı üç klasik, bir postmodern
darbenin hepsinin halkın zımni desteğini sağla-
dığını unutmayalım.
Bugün böyle bir ortam yok. Zaten olsa bile,
ABD'nin sonuna dek desteklediği bir iktidara
karşı darbe yapacak bir güç yok Türkiye'de.
Bu yüzdendir ki, budala olmayan hiç kimse,
Türkiye'de darbeye bel bağlamaz, bağlayamaz.
Demek ki, Fırat'ın suçlaması dayanaksızdır.
• • •
Fırat'ın darbe konusundaki suçlamaları daya-
naksız olduğu gibi, iktidann meşruiyetini yalnız-
ca halkoyuna dayandıran görüşü de çağdaş
demokrasi açısından mesnetten yoksundur.
Rejimi ve onun sınırlannı çizen anayasasının il-
keleri ile savaş halinde olan bir iktidann salt hal-
koyunun önemli bir bölümünü arkasına almasına
bakarak meşru olduğunu söylemek mümkün mü-
dür?
Ülkesinde birden fazla çok vahim sorunla
karşı karşıya olduğu halde, yapay gündemlerie
dikkatleri başka yöne çekmeye çalışırken yeni
gerginlikler yaratan bir iktidar, kendi meşruiyeti-
ni tartışma konusu haline getirmek gibi akılla
bağdaşmayan bir davranış içinde değil midir?
Belirti siyasal hedefleri ilan ederek alınmış olan
oylar, Cumhunyetin laik niteliğini çiğneyip değiş-
tirmek hakkını verir mi herhangi bir iktidara? Hele
hele o iktidar, laikliğe saygılı olacağını vaat ede-
rek işbaşına gelmiş olursa... Hoş, önceden laiklik
karşrtlığını afişe ederek, kayıtlı seçmenin yüzde
33'ünün oyunu almış olmak da sonucu degiştir-
meyecektirya...
Rejimin temellerinden olan ve anayasa ilkeleri
arasında yer alan laiklikle çatışarak meşru olmak
mümkün değildir. Bu noktada, anayasanın laik-
likle ilgili maddelerini, halkın tümünün ya da tü-
müne yakınının oylanyla değiştirilmesi halinde
meşruiyetin sağlanabilip sağlanamayacağı konu-
su çıkıyor ortaya. Bugünkü anayasa çerçevesin-
de, böyle bir degişikliğin önerilmesi bile yasak ol-
duğuna göre, bu tartışmanın da bir anlamı olma-
yacaktır.
• • •
Yürüriükte olan anayasanın tümüyle ortadan
kaldırılması, bir kurucu meclis ile yepyeni bir
anayasa hazırianarak, laik Cumhuriyetin Islam
cumhuriyetine çevrilmesi halinde, milli iradeye
dayanma koşulu yerine getirilmiş olacak, ama
milli iradeye dayanan bu rejimin demokratik
meşruiyeti olup olmadığı sorusu yine açıkta
kalmayı sürdürecektir. Elli bin kez söyledik, yaz-
dık. Çağdaş demokrasiler, milli iradenin her di-
lediğini dilediği gibi yaşama geçirebileceği re-
jimler değildir.
Bugün, velev ki seçmenin oyunun çoğunlu-
ğuna dayanarak Almanya'yı bir Protestan,
Fransa'yı bir Katolik cumhuriyeti haline getir-
meyi değil denemek, düşünmek bile mümkün
müdür? Değildir, çünkü bu ülkeler çağdaş birer
demokrasidirler.
Kavramlan çarpıtarak demokrasilerin özüyle
bağdaşmayan meşruiyet teorileri geliştirmenin
kimseye sağlayacağı bir yarar yoktur. Tıpkı, de-
mokraside, milletin temsilcilerinin yasama ve
iktidan denetleme görevini yerine getirirlerken
herhangi bir baskıyla karşı karşıya kalmamalan-
nı sağlamak üzere getirilmiş olan dokunulmaz-
lık kurumunun çarprtılarak, lüpçülüğü, dızdızcılı-
ğı, yolsuzluğu, hırsızlığı, dokunulmazlık zırhı al-
tına saklamayı amaçlayan davranışlar gibi...
En büyük yanılgı da meşruiyetin özünü saptır-
manın, yakın görünürde bir yaptınm olasılığı gö-
rünmediği için bir zarar vermeyeceğini düşün-
mektir.
Demokratik meşruiyetin dışına düşmüş olan
iktidarlann sonlan er veya geç hüsran olacaktır.
Bu hüsranın ise illa bir darbeyle oluşması hiç
de zorunlu değildir.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
15 Ocak'a kadar
seyahate gıden yol
Âkess'ten geçer!
• 9000 YTL'lik harcamanıza ücretsiz
gidiş-dönüş atlasjet bileti!
• 5000 YTL'lik harcamanıza ücretsiz
gidiş-dönüş varan bileti!
• Kampan» '5 EylJ 2005 -15 Ocak 200» Urlhlcfi arasmda
harcaınalann toptamı İÇIP geçertıdir
Baykal tek aday olarak girdiği seçimde güven tazeledi, fakat ekibi içindeki çekişmeyi engelleyemedi
CHP'nin seçimvitrinihazırAMC4RA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nı DenEBaykaL 31. olaganku-
rultayda güven tazeleıken eki-
bi içindeki güvensızliğin giz-
lenemez boyutlara ulaştığı da
ortaya çıktı. Baykal'ın kurul-
tay öncesinde "Sakınyapma-
ym" diye uyarmasına karşın
Genel Sekreter Önder Sav ile
Genel Başkan Yardımcısı Eş-
ref Erdem ekiplerinin kunıl-
tayda liste çizme yanşına gir-
mesi dikkati çekti.
CHP'nin 31. olağan kurul-
tayında partinin seçim vitrini
ortaya çıktı. 80 kişilik PM'de
sadece 8 üye değişirken kong-
relerde genel merkez adayla-
nna karşı çıkanlann liste dışı
bırakılması dikkati çekti. Ba-
zı isimlerin belediye meclisi
üyelerinin PM'ye alınmama-
sı ilkesi doğrultusunda liste
dışı bırakıldığı kaydedilirken
2 tzmır milletvekılının liste-
ye alınmaması "Izmirflkong-
resmdeki tavufennm bedeti"
olarak yorumlandı.
Kulislerde, "Belediye mec-
fis üyelerini çıkanrsak sadece
2 Izmiriüyeyideğiştinnekiçin
kurultay toplanmış görünü-
yor" yorumlan yapıldı. Liste
dışı bırakılanlardan Izmirmil-
letvekili BülentBaratah, *Ge-
nei başkanın takdiridir. Biz,
tzmir için doğru olanı yapnk.
Bu,onunsonucudur" demek-
le yetindi.
CHP PM'nin bu hafta sonu
Önder Sav
• Deniz Baykal'ın kurultay öncesinde
"Sakın yapmayın" diye uyarmasına karşın
Genel Sekreter Önder Sav ile Genel Başkan
Yardımcısı Eşref Erdem ekiplerinin
kurultayda liste çizme yanşına girmesi
dikkati çekti. Baykal'ın en yakın çalışma
arkadaşlannın listede en çok "çizik" yiyerek
en alt sıralardan yönetime girmesi dikkati
çekerken bunun MYK'ye yansıyıp
, yansunayacağı da merak konusu oldu.
DELEGASYON KIRGIN
Izmir örgütü
devre dışı
HAKANDtRİK
Eşref Erdem
toplanarak görev bölümü yap-
ması bekleniyor. Baykal'ın en
yakın çalışma arkadaşlannın
listede en çok "çjnk" yiyerek
en alt sıralardan yönetime gir-
mesi dikkati çekerken bunun
MYK"ye yansıyıp yansımaya-
cağı da merak konusu oldu.
Kulislerde, Baykal'ın "çtdk"
yanşına tepki gösterdiği, an-
cak MYK'de kapsamlı bir de-
ğişiklik yapmasının beklen-
mediği dile getinldi.
BaykaTın MYK'de Genel
Sekreter Önder Sav ve Genel
Başkan Yardımcısı Eşref Er-
dem arasındaki dengeyi koru-
ması bekleniyor. MYK üye-
lerinden îzmirmilletvekili Se-
dat Uzunbay il kongresinde
yönetimin adayuıı destekle-
mediği için liste dışı kaldı.
Uzunbay'ın yerine en yüksek
oyla PM'ye seçilen Manisa
milletvekili Ufuk Ozkan ya
da Burdur Milletvekili Ra-
mazan Kerim Özkan'ın
MYK'ye alınabileceği kulis-
lerde dile getinldi. Mardin
Milletvekili Mahmut Du-
yan'ın da MYK'ye alınabile-
ceği kaydedildı.
Seçim hanrüğı için
düğmeye basılacak
Baykal'ın kurultayda ver-
diği mesajlara uygun olarak ilk
MYK toplantısında "seçime
hazıriuV için düğmeye bası-
lacak. Yeni yönetım erken se-
çim stratejisini belirleyecek.
Komısyonlar oluşturulacak.
CHP lıderi Baykal da yurt ge-
zilenne başlayacak. Kurultay-
da seçilen PM listesi de mil-
letvekili adaylıklan açısından
mesaj verdi. Baykal'ın parti içi
dengeleri koruyacağı ve mil-
letveküi adaylannın da bu den-
gelere uygun olarak belirlene-
ceği kaydedıldi.
Kurultayda oybirliğiyle ka-
bul edilen sorunlar ve temel
çözümler 12 başlık altında
toplandı. Baykal'uı "Cunıhu-
rijete, demokrasiyeveTürki-
ye'yesahip çık" çağnsının al-
tı çizilirken çözüm önerilen şu
başlıklarla özetlendı:
"Yargı bağunsızbğı sağla-
nacaknr.Kapsamhbir yargıre-
formu yapılacakür. Her türiü
aynmc*köıılenecek,teröriee4-
küi mücadeleyapdacakbr. Do-
kunulma/Jıklar kakünlacak,
yokuzhıklarm kökii kunıtula-
cakür. Tüm üretim güçleri ha-
rekete geçirikcek ve rant eko-
nomisine son verilecektir. Ta-
nm ve hayvancıhkta büyük
atibm yapdacakür. tkinci tu-
riznı hamlesi başlaülacakür.
Esnaf ve KOBİ'ler ekonomi-
nin iticigücü halinegetirflecek-
tir. Işsiztikle mücadele önce-
Bkfihedefsayılacaknr. Yeni bir
sosyaldayaıuşmamodeliyara-
ülacakür. Sos>al güvenlik ku-
ruhışlanyenidenyapılandın-
lacak,kadınıneşhiiğisağlana-
caknr.Kapsamhhir cgitim an-
bmı gerceldeştirflecektir. Dış
poiMkada uhısal çıkarlar ko-
runacakör."
İZMİR-Son seçünlerde CHP'nin itıbannı kurtaran Ege
Bölgesı, partının yeni yönetimınde büyük ölçüde de\Te dı-
şı kaldı. CHP Îzmir yönetımının oluşmasında etkilı olan
ıkı ısım. Sedat Uzunbay ve Bülent Baratahnın partı mec-
lısıne alınmaması örgütte hoşnutsuzluk yarartı. Bazı par-
tılıler, Baykal ın "kendisine rağmen" seçilen yönetimi ce-
zalandırdığını öne sürdü.
Kurultayda, PM lıstesuıde ıstedikleri ısımleri göreme-
yen îzmir delegasyonu kente huzursuz döndü. Baykal'ın
listesıni sa\'unma görevi ise Izmır îl Başkanı Sdçuk Ay-
han'a kaldı. Izmır delegasyonunun, Baykal'ın kararını say-
gıylakaışıladığım.anc^kinldığınıdılegetırenAyhan, "Hİç-
bir kirgınhgımız yok diyemeyiz. Îzmir örgütü seçim kaza-
narakburay-agelmiştir. Elbetteki kendidelegasyonumuzun
eğüunkrini listede göraıek isterdik. Bu noktada burkulan
arkadaşlanmız çoğunluktadır. Ama bu insani bir tepkidir.
sonuçta liste)e de oy vermişierdir. Seçilen >^apınuı da arka-
smda duracakkrdır* dedi
Izmır delegasyonunun kırgınlığı, genel merkezdekı Ön-
der Sav-EşrefErdem dengesuıın Sav lehıne gözetılmesın-
den de kaynaklanıyor. CHP mılletvekılı Bülent Baratalı,
durumu, "Bu,lznıir'de\apüğırnız\erelterohlersonucurrıey-
dana gelmiş bir olaj'dır'' derken Sedat Uzunbay, bu duru-
mu öngörerek Izmır kongresinde çalıştıklanru dile getır-
dı. Uzunbay. "hmir'de. genel başkan, atadığı arkadaşuı
arkasmda durulmasmı istemişti. Bizim yapnğımıyçauşma-
lar bilgisi dahiHnde değfldi, son bölümde irrJbanmız kop-
muşru. Benim bir kırgınlığun yok. Bunlan öngörerek siya-
set yaptım. Apolet beklentisi ohn bir insan değflim. tzmir'e
sahipçıkmaya,doğruolanı_vapnıa\adevam edeceğjz" dedı.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Kürtlere Düşen Görev
Yün Kasmir Kısa Palto
Lambswool Triko
Yüh PantolOı
• VHdsn başkıyan HyuKaria
OSMANBEYfMERKEZ TOPIAN) Samanyolu 18 Osmanbey Tel:(O212) 225 62 00
İKITEUI OUTLET(Fabtıka Altı): (0212) 549 40 54 PENDIK OUTLET (0216) 473 52 55
6EYLIKDUZU SAATLI BINA (0212) 876 50 26 IZMII OUTIET CENTER: (0262) 335 57 35
KONYA Mİ ÎEPE REAL (0332) 265 19 80 ADANA Mİ IEPE REAL AVM (0322) 271 06 36
CORIU ORION (0282) 673 26 64 SOKE - PRIENE COUNTRY AVM (0256) 521 23 93
ERZURUM YAKUIIYE AVM (0442)233 22 23 ZONGUIDAK (0372)252)7 98
SIIRT (0484) 224 00 43 EIAZIG (0424) 238 99 00 BAÎMAN (0488)213 38 07
MARDIN (0422)324 99 31 KDZ EREGLI (0372) 323 79 61 BURSA (0224)271 63 41
URFA (0414) 215 54 44 TRABZON (0462)322 32 92 DİYARBAKIR (0412) 224 76 74
ANTALYA:(0242) 244 24 23 MOSKOVA ARKADIA AVM: +7(095) 775 30 24
Şemdinli'de ortaya çıkan "derin
devlet" izi, demokratikleşme çabası
içindeki Türkiye için tarihi bir şans.
Çünkü demokrasiye, huzura ve banşa
düşman oldukları bilinen bir gücün
üzerine gitmek ve temizlemek için ba-
zı ıpuçlan ele geçirildi. Olayın ortaya
çıkrnasından itibaren hükümet, CHP,
Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay
Başkanı ortak bir duyarlılık gösterdi-
ler.
Başbakan'ın dün Içişleri Bakanı ve
Adaiet Bakanı'nı da yanına alarak
bölgeye gitmesi, geç de olsa çok an-
lamlı. Bir irade ifadesi. "Geç de olsa"
durumu, aynı zamanda bir zaafı ifade
ediyor. İlk günden Başbakan, körfez
ülkeleri yerine bölgeye gitse ve "su-
çüstü" haline tanık olsaydı, olaylar
daha hızlı gelişebilirdi.
• • *
Zaman yitirildi. Sanıklar geç sorgu-
landılar. Belge ve bilgilere karşı sa-
vunma yapmalan için kendilerine za-
man kazandırıldı. Bu sırada daha üst
sorumlular kendilerini koruyabilmek
için muhtemelen gereken önlemleri
aldılar.
Bu kez farklı olan, devletin tepesin-
deki birtik ve kararlılık. Eğer hükümet
bundan sonra kararlı davranır, çözü-
mü yalnızca yargının uzayıp giden sü-
reçlerine terk etmezse, idari soruştur-
mayı dinamik ve yetkili kişiler eliyle
sürdürebilirse bazı adımlar atılabilir.
Bu imkân halen var.
• • •
Işin diğer cephesi ise bölge halkı.
PKK'nin en fazla eylem yaptığı bölge
burası. Bazen bombalamalan PKK mi
yapıyor, derin devlet mi, anlamakta
güçlük çekiyoruz. Çünkü eylem bi-
çimleri birbirine benziyor. Daha doğ-
rusu, "derin devlet", PKK'nin eylem-
lerine bakarak kendine bir strateji çizi-
yor.
Şemdinli'deki kitabevi bombalama-
sını "derin devlet"\r\ elemanlarının
yaptığı anlaşılıyor. Peki, öncekileri kim
yaptı, kimler yaptı? Hangisini PKK,
hangisini derin devlet yapıyor, bunu
anlamak giderek zorlaşıyor.
•••
PKK, bölgedeki kargaşadan, Kuzey
Irak'taki gelişmelerden, Türkiye'nin
bölgeye yönelik siyasetinin belirsizli-
ğinden yararianıyor. Bölgedeki güven-
lik güçlerinin halka kötü muamele
yapması da onları güçlendiriyor. Bun-
lann yakın tanığıyım.
Işin bir başka boyutu ise şiddeti tır-
mandıran PKK'nin bölgede halen et-
kin olması. PKK'nin hâlâ bölgedeki
gücünü koruması. Bölgede bir destek
bulabilmesi. Bunun nedenlerini anlat-
mak uzun sürer. Çaresızlik, yoksulluk,
devlet baskısı, kimlığe yönelik redde-
dici siyasetler, bölge halkını bazen öf-
keye, bazen isyana, bazen de milli-
yetçiliğe itiyor. Bundan PKK yararianı-
yor.
•••
Şemdinli olayında da halkın üzerine
ateş açılması, sivil göstericilerin gü-
venlık güçlerinin açtığı ateşle yaşamı-
nı yitirmeleri öfkeyi arttırdı, adaiet
duygusunu zedeledi. Ancak her öfke
yeni acılara ve yeni gerginliklere ne-
den oluyor.
Yeni bir sayfa açmaya ihtiyaç var.
Şemdinli olayının üzerine gidilmesi ve
"derin dev/ef"ın çözülebilmesi için
bölge halkının, ikı taraftan gelen şid-
dete karşı çıkması önem kazanıyor.
Çünkü şiddet birbirini güçlendiriyor.
• • •
Bizler ağustos ayında 150 imzalı
bildiriyi çıkarırken PKK'nin kayıtsız
şartsız silah bırakmasını istediğimiz-
de, bazı çevreler bize "Terör örgütün-
den böyle şey istenir mi" diyerek bi-
zim çağnmıza dudak büktüler. Bir yö-
nüyle haklıydılar. Ancak PKK'nin böl-
gede desteği olduğu bir gerçektı. Bu
desteğin, şiddetin durdurulması yö-
nünde bir pozitif güce dönüştürülrnesi
gerekiyordu.
Hükümete, devlete de bu nedenle
"demokratik sürecin" devamı çağrı-
sında bulunduk. Bölge halkının şidde-
te karşı çıkması, demokratik süreçle
birteşmesi önemliydi. PKK'nin uzerin-
de de bu yönde baskı uygulanması
gerekiyordu.
•••
Şimdi yeni bir noktadayız. Kürt so-
rununu şiddetten annmış bir noktaya
çekmek için yeni bir süreç başlayabi-
lir. Şemdinli olayı sonrası yaşananlar,
ne kadar kritik bir noktada durduğu-
muzu gösteriyor. Şiddet en çok Kürt-
lere zarar veriyor.
O zaman başta bölge halkı olmak
üzere "derin devlet"\ ortaya çıkarma
mücadelesini, "Her türlü şiddete
son" çağnsıyla birleştirmeliyiz. Çünkü
şiddet "derin devlef'e zemin hazırlı-
yor.
Gelin, şapkaları önümüze koyup
yenkden düşünelim...
İ81İCİ
11. ıwöpa filmleri festivali
tm »iTS ttt*, «1 ?***U*S>
'Trt*Tniıı ıftHm'lıı ~~TT-
md^mum hotemoglu
Maximum Kart'a özely taksi
1» 15
20.30
««}•*"'
gr»g zgünsfcı
m«cha«4 h»neke
ttetuo prepuu
mouctMttt
rpftert bresson
mvttn iut*
p«olo w* vittono
tavı»nı
cocuh&arictn
heıkta pr«pyU
haftwwnu
jean-'tjc godartf
erth cUlu&en
poruUn
b«b*k
p*t»r g*rrtû»
pârzet«f*a
çocukUrlçin
htikta pr«puU
ktsafflmtvr
avrup*
MtiMfn
birnrmt
bfryokmu»
lederıco feltır»
eocuktarkln
usu
fno)'- trzssk*lrt(
liftds»y anferson
RMttvioUyı
çoeuUartoin
te>K*4* 1imttn
amrşiznı
monchrtf
retertbrasson
umuda
yolcutuk
nsv^er holtcr
saccevf
VHUVttl
9 montattto
ConfcUfidn
•DMfflMUr
SMMVf
vmMa
S rnonutds
yrt*
antonıonı
ratütkt pf»puU
knafitmter
fcakumf
IMC*"»»
•n»r*izın
AKBAIMK
hiiMUr Urafından utıbnaktMİır.