25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKİM 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAGLIK Psikolojik vefizyolojik sorunlarayol açan hastalık tedavi edümezse ölüm tehükesi oluşturuyor Uykubozukluğubüyüktehdit SÎBEL BAHÇETEPE Çok sayıda kişinin "gecesini cehenneme çe- viren" "uyku bozukluklan" psikolojik ve fiz- yolojik bazı sorunlann da ortaya çıkmastna neden oluyor. Uzmanlar, uyku problemi ile karşı karşıya olan insanlann önlem alması ge- rektiğini, aksi takdirde "ölüm tehtikesi" ile karşı karşıya kalacaklan uyansında bulunuyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilün Dalı Öğretim üyesi ve Türk Uyku Araştırma Demeği Başkanı Prof. Dr. Hakan Kaynak in- sanlann yaklaşık yüzde 90'ının hayatının bir döneminde uyku problemiyle karşılaştığını söyledi. Kaynak, "Insanlann üçte biri hafta- nın bir kaç gecesini istediği gibi uyuyamadan geçiriyor. Her 100 kişiden en az beşi uykuda so- lunum proMemleri nedeniyle uykusunu ala- madan uyanryor, birçoğu ertesi gûn uyukla- masına engel olamryor. Toplumun yüzde 4O'ı horhıyor ve daha önemösi horiamayı normal kabul ediyor" dedi. Uyku bozukluğunun, günlük yaşamımızı ve sağhğımızı etkilediğini belırten Kaynak." Bir- çoğumuz uykusuzhığun, gündüz yeteri kadar yorulamamaktan veya psikolojik nedenkrden kaynaklandığını düşünür. Bunlann yamnda uyuduğumuzortam, yatmadan önce yenflen yi- UYKU MERKEZLERİ Uyku hastahklan ileyaşamak zorunda ka- lan yaklaşık 5 milyon Türk artık 'uyku merkezleri'negiderek tedavi oluyor. Baş- lıca Uyku hastahklan merkezleri Istan- bul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakül- tesi Nöroloji Merkezi, GATA Psikiatri Anabilim Dalı, Ankara Eğitim Hasta- nesi ile Hacettepe Üniversitesi Göğüs Hastaiıklan ve TüberkülozAnabilim Da- lı, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastaiıklan, 9 Eylül ve Erciyes Ûntversiteleri Nöroloji ve Göğüs Hastaiıklan ile birçok üniver- sitede uyku merkezleri açüıyor. SAĞLIKLI UYKUNUN KURALLAR1 • Uyku saatlerine ve süresine dikkat edin. *Akşam aşm yemekyemeyin. • Yatmadan önce alkol, çay, kahve ve kola gi- bi içeceklerden de uzak durun. • Haftamn belligünlerinde bir miktaryürüyüş yapmak, koşmak, tenis oynamak veya yüz- mek gibi fîziksel aktiviteler gevşememize, dolayısı ile iyibir uyku uyumamıza zemin ha- zırlayacaktır. • Gürültüden uzak bir ortam ile ılık veya sıcak birbanyo vücutısısınıyüksehecek, ardından serince bir odada uyumak, uykuya kolay dalmamızı sağlayacaktır. yecekw içecekler, vücudumuzdaki ağnlar, eşin hortamasL, uyku saatterindeki düzensizlikler gibi nedenler de Idşinin uyku probkmine ne- den olabitir" diye konuştu. Hastalann geceleri uyku laboratuvannda iz- lendiğini belirten Kaynak, "Laboranıvarlar- da hastanın kendi ev ortamlanndakine benzer şartiar yaratıhr ve bir kaç gün gözetim atüna ahnır. Hastalann beyin dalgalan, göz küresi harekederi, kas gergnıliği, sohınum harekede- ri ve solunan hava miktan ile vücut hareketie- ri gibi birçokparametre incelenir. Hastalar vü- cudannın muhtelifyerlerine yerieştirflmiş sen- sörlerle aletlere bağb olarak uyumakzorunda- dırtar. Uyumalan için bir flaç vTerflmez." dedi YETERLİ LABORATUVAR YOK' Yedikule Göğüs Hastaiıklan Hastanesi Uy- ku Laboratuvan Direktörii Uzman Dr. Levent Karasuhı ise uyku bozukluklannın Türkiye 'de çok yaygın bir sonın olmakla birlikte, bunu kar- şılamaya yetecek sayıda laboratuvar ve yetiş- miş eleman bulunmadığuıı söyledi. Dr. Kara- sulu, bu yüzden uyku dışındaki tıp branşlann- da ya da birinci basamakta uyku sorunlannın saptanmasının zor olduğunu ifade etti. Özellikle 40 yaş üstü erkeklerin yüzde 40'ın- dan fazlasının horladığını belirten Dr. Kara- sulu'ya göre, bu kişüerin büyük bölümünde uy- ku apnesi var, ancak ya farkında değiller ya da yanlış yönlendirildikleri için yıllarca sıkıntı çekıyorlar. İDO'DAN BAKANLIĞA ÇAĞRI Diş sağlığı hizmeti yaygınlaşsın tstanbul Haber Servisi- Türkiye'de dış hekımlığı hizmetlerinin gelişmiş ül- keler düzeyinde olmasına karşın, halen toplumun yüzde 85'inin dişlerinin çürük olması gerçeği, diş hekimlerini harekete ge- çirdi. Istanbul Diş Hekim- leri Odası Başkanı Rifat Yüzbaşıoğlu, Sağlık Ba- kanhğı'na çağnda buluna- rak kamu kurumlannda dış hizmetlerinin yeterli dü- zeyde verilmesüıi ya da özel kurumlardan sigorta- lı yurttaşlann da diş sağlı- ğı hizmeti almasının sağ- lanmasını istedi. Cumhuriyet'e açıklamalarda bulunan Rifat Yüzbaşıoğlu, Türkiye'del 8 bin 500 hekimin yak- laşık 70 milyon insana hizmet verdiğini anım- satarak "Bugün, dünyanın geliş- miş ülkelerinde, Rifat Yüzbaşnğlu tjk hplriroügi afemmria npya- pıbyorsa bizbn ülkemizde de yapıhyor, fakat bundan toplumun tüm kesimleri- nin yararlanma oranlan çok düşüktür. Bu nedenle tümyaşgruplanndadişçü- rüğü oranı onlarca yüdır yüzde 80-90'larcivannda- dır" dedi. Alınacak top- lumsal ve bireysel koruyu- cu önlemlerle, diş ve dışe- ti hastahklannın yüzde 85 oranında önlenebüeceği- ne dikkati çeken Yüzbaşı- oğlu, "Budemektirki,dog- ru potitikalarla, bugün top- lumumuzda var olan diş çürüğü oranını hemen he- men yok edebihriz. Yüzde lŞolanriskhgruplardaise, bireyeözel koruyucu prog- ramlariasorunuçözmemiz olanakhdır" diye konuştu. PRİM ÖDÜYOR, HİZMET ALAMIYOR' Dünyadaki tüm sosyal güvenliksistemlerinin, 15- 18 yaş grubuna kadar olan çocuklann kanserli, diya- betli hastalar, gebeler gibi risk gruplannın ve yaşlı- lann ağız ve diş sağlığı te- davilerini ücretsiz yaptığı- nı vurgulayan Yüzbaşıoğ- lu, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Boimülkemizdebein- sanlar bir yandan Emekfi Saiubğı'na, SSK'ye, Bag- Kur'a sağhk pri- mi yatırmakta, amatümdişteda- vilerini çoğunhık- laceptenödemek- tedirler.Bununön- celikli nedeni. ka- muda ağız diş sağ- bğı hizmet birirrüe- rininvedişbekimi saytsmınyetersizliğidir. Ka- muda çabşan 6 bin 198 diş hekimine bir yıkla ortala- ma 10 bin sosyal güvenük sistemlerine kayıtlı hasta düşüyor. Oysa ortalama 1500-2000,k^başmaohna- sı gereken rakamduf Yüzbaşıoğlu, diş hekim- lerinin ülke çapında dağı- lımının da dengesiz oldu- ğuna işaret ederek bu du- nımu, diş hekimleri odala- nna yetki verilmemiş olma- sına ve kamudakı diş hekı- mi sayısının yetersizliğine bagladı. Yüzbaşıoğlu, "Hü- kümetin Genel Sağlık Si- gortası'nda muayenehane- leri de kapsam içine ahna- sı gerekü"" dedi. Türk doktoıiarı, Kızılay'ın kurduğu çadırlarda yaralı Pakistanlılan tedavi ediyor. Pakistan'agönüllü hekim Türk Tabipleri Birliği, Kızılay 'ın Muzafferabat 'ta kurduğu seyyar hastanede gönüllülerden oluşan doktorlarla hizmet verecek ŞULEKÖKTÜRK Türk Tabipleri Birliği (TTB), Pakistan'da Kızılay'ın kurduğu seyyar hastanede hizmet vermek üzere, bölgeye gönüllü olarak git- mek isteyen hekimlere çağn yap- tı. TTB bölgeye gidecek hekim- lerin her türlü ihtiyaçlannın Kı- zılay tarafindan karşılanacağım ve kendilerine de günlük 70 USD harcırah verileceğini açıkladı. TTB bu çağnyı geçen haziran ayında, Kızılay, Türkiye Psikiyat- ristler Derneği, Türk Psikologlar Derneği, ODTÜ Mezunlan Der- neği arasında imzalanan proto- kol kapsamında yaptı. Pakistan Depremi ise bu işbirh'ğinin ilk de- neyimi. Bu kapsamda üyelerine e-posta aracılığıyla çağn yapan TTB, başvurulann Istanbul Ta- bip Odası'na gönderilmesini iste- di. 20 günlük dönemlerle hizmet verecek hekimler, kendi istekle- ri ile daha uzun süre kalabilecek- ler. Hekimler protokol gereği ça- hşüklan kamu kurumlanndan üc- retli izinli sayılacaklar, Türkiye Kızılay Derneği tarafindan, Mu- zafferabat'ta oluşturulan 50 yatak- h seyyar cerrahi hastanesinde ça- lışacaklar. 80 HEKİM BASVURDU Türk Tabipleri Birliği tkinci Başkanı Dr. Metin Bakkalcu he- nüz konuyla ilgili çahşmalann devam ettiğini behrterek "Deprem bölgesinde hangi branşlarda kaç hekime ihtiyaç \&r, bu konularla ilgilibir ön çabşmayaprvonız, Bir gönüllü havuzu oluşturma\a de- vam ediyoruz. Bu günekadar80'e yakm hekim başvurdu. Ancak, sayı her geçen gün artryor'' dedi. Çahşmalann 10 gün içinde ta- mamlanmasınırj planlandığını ifa- de eden Bakkalcı, "Pakistan dep- remindeki tıbbi yardım organi- zas> onunun, Kızüaj; TTB, Psiko- loglarvePsikiyatristlerDernekle- ri, ODTÜ MezunlanDerneği'nin imzalariıgı protokolün ilk çahş- ması,onedenlebirazbekkdiğaniz- den yavaş ilerliyor ama rvi nrvetii olarakpozitifenerji ileyapdan bir çahşma" diye konuştu. Istanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nilüfer Kapak- h da, şu anda Sağlık Bakanlığı' nın gönderdiği bir ekibin Pakistan'da olduğunu anımsatarak Kızılay' ın ön çalışma için önümüzdeki gün- lerde bir ekip göndereceğini söy- ledi. Kapaklı, TTB'nin bütün branşlardaki hekimlere çağn yap- tığım da kaydetti. HP MİKROBU Çocuk yaşta mideye giriyor Istanbul Haber Servisi- Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Uzmanı Prof. Dr. En- der Pehüvanoğlu, Istan- bul'daki çocuklann yüzde 20'sinin 3 yaşuıa, yüzde 68'inin de 10 ya- şına gehneden, mıde kanseri, gastrit, ülser gi- bi hastalıklara yol açan Hencobacter Pylori (hp) mikrobunu aldıklannı söyledi. Avustralyalı araştırmacılar Barry J. MarshaD ve J. Robin WuTen'in geçtiğimiz ay Hencobacter Pylori rnikrobunun, gastrit ve ülsere yol açan bir mik- rop olduğunu ispatlaya- rakNobelTıpOdü- lü'nü almasının ardın- dan Pehlivanoğlu bu bakteri ve ve yol açtığı hastahklar konusunda sorulanmızı yanıtladı. Pehlivanoğlu, "Heüco- bacter Pviori enfeksiyo- nunu banndıran viye- cek ve içeceklerin ağtz yoluvla ahnmasu bu mikrobun bulaşıcı ol- masına neden olabinr. Hastahğa yakalanan bi- reylere, mikroba yönelik uygun bir tedavi veril- mezse, yaşam boyu bu mikropla yaşamak zo- runda kahriar. Hetico- bacter Pviori'vi yok edi- ci tedavi uygulanırsa, kabcı olarak iyileşme sağlanabilir" dedi. Prof. Dr. Ender Peh- hvanoğlu, bu mikroptan korunmak için ellerin iyi yıkanması, yemek- lerin uygun olarak hazırlanması ve içme suyunun temiz ohnası önerilerinde bulundu. ProfDr. COŞKUN ÖZDEMİR Kök hücre konusu gündemde kahnayı sürdü- rüyor ve öyle olacak. Kök hücre çalışmalan tüm dünyada ilgi ile ve umutla izleniyor. Gerçekte bunlar geleceği olan çalışmalar. Ancak henüz bi- lim dünyasnıda kabul ve onay görmüş beyin, omurihk ve kas hastahklan için kullanıma sunul- muş bir kök hücre tedavisi yok. Bugün için hayvanlarda ve bazı merkezlerde, deneysel amaçh olarak insanlarda kullandıyor. Ça- hşmalar ve bugüne kadar elde edilen sonuçlar güvenihr büim dünyası için pek çok bilinmezlik- ler içeriyor. Burada ciddi yan etkiler söz konusu. Amenka'daki bir araştınna laboratuvannda kök hücre nakli yapılan farelerin büyük çoğunluğun- da teratom (tümör) oluştuğu bildiriliyor.. Yahıız hastalann akhnı kanştıran bir şey var. Benim ben- zer yanlanmı ve Kas Hastaiıklan Derneği'nin si- tesinde sunulan gerçekleri okuyanlar telefon edi- yorlar: "Hocam kök hücre tedavisi henüz künik olarakııygulanmıyordrv^rsunuz, ama biz sizinöğ- Kök hücre ile tedavi alternatiflerirencilerinizden Prof. Mefkure Erak- soy'un ekibiyle birlikte Multiple Skle- roz'da (MS) kök hücre tedavisi >-apâğuu öğ- reniyonız™" MS konusunda Istanbul Tıp Fakültesi Nöro- loji Ana Büim Dahnda çok önemli çalışmalar yapan profesör Eraksoy ve ekdbi aynı fakülte- nin hematoloji büim HaiinHan Profesör DenizSar- gm'ın başkanhğındaki ekiple işbirliği içinde ve hastanın kemüc iliği kök hücrelerini kullanarak tedavi girişimlerinde bulunuyorlar. Ancak bu doku ya da organ yenüenmesine yönelüc bir te- davi değil. Bu faıkı iyi kavramak lazım. MS bir immun sistem hastalığı. Burada ımmun sistem hatalı çalışıyor ve nöronlann, sinir yolla- nnın "mv'elin'' adını verdiğimiz küıflannı tahrip ediyor. Işte bu tedavide amaçlanan saldırgan ol- mayan yeni bir immun sistem yaratmaktır. Bunu gerçekleştirmek için kök hücrelerinin kerruk ili- ğinden kana dökühnesi sağlanıyor ve kandan eritrositler uzaklaştınla- rak kök hücreler elde edüiyor. Bu hücreler bir torbada saklanıyor. Kemüc iliği kuvveth immun sistem inhibitörleri ile yok edüerek ve elde edüen kök hücreleri da- mardan verilerek yeni bır immun sistem ya- ratıhyor. Böylece hastalığı yaratan faktör- lerin elimine edümesi amaçlanıyor. Seçihniş vakalarda umut veren bu me- tot bugüne kadar tüm dünyada 200'e yakın MS hastasına uygulandı. tstanbul Tıp Fakül- tesi'ndeki ekipler bu tedaviyi şimdiye ka- dar 2 kişiye uyguladılar. Doğaldır ki bu uy- gulamalar her MS vakası için geçerli değüdir. Yukarda belirttigimiz gibi uygulamalar seçümiş vakalarda yapılıyor. Benim Profesör Eraksoy 'dan öğrendiğime göre yaklaşık 50 bin dolara mal olan bu tedavi için 40 kişi sırada beklemektedir. Me- todun ciddi riskleri var. Mortalıte (ölüm) ve en- feksiyon bunlar arasında. Çok dikkatle, ritizhkle yapılması gereken bir tedavi ve sonuçlar hakkın- da da henüz kesin konuşmak mümkün değü. Gö- rüldüğü gibi burada kök hücreleri doku hasannı gidermek için değü, sadece yeni bir bağışıkhk sis- temi yaratmak için kullanıyor. Bu tedavi öteki im- mun sistem hastahklan için de kullanüabüir. Bir immun hastalık olan "Myasthenia Gravis" için de kullanüıyor. Bu tedavi metodunun malign kan hastalüdannda, lösemide yıllardan beri kullanıl- dığı büiniyor. Beyin ve omurüik hastalüdannda, sinir ve kas hastalüdannda kök hücre tedavüeri- nin başanh bir şekilde kullanüması sannım ya- züc ki çok yakın bir gelecekte gerçekleşemeye- cek. Büyük umutlarla yola çücanlan ve Çin'e ka- dar giden kas hastalannda vanlan sonuçlar göz- den geçirilirse bu gerçek daha iyi arüaşüacaktır. Umutlanmızı korumalı, ama aynı derecede ger- çekçi ohnalıyız. coskunoz^a superonline DUZYAZI ORHAN BİRGİT Buyupganlan DemokrasisiHangi ülkede bırakınız bir başbakanı, sıradan bir kişi dahi kendi cumhurbaşkanından "adama der- ler ki.." diye söz eder? Başbakanlık Basın Sözcüsü'nün açıklama yapa- rak tevile çalıştığı o politik tarihimize geçecek söz "Adama derier ki, bayram değil seyran değil" de- ğil miydi? Gazeteci Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'nın yann akşamki resepsiyonuna Türkiye'deki tüm rektör- leri çağırması nedeniyle ne düşündüğünü sormuş- tu. Sayın Başbakan da, önce çok zarif bir biçim- de gülümseyerek "Onu muhatabına sormanızge- rekir" demiş, ardından da, o görüşünü değiştirmek istemiş ve eklemişti. "Adama derier ki, bayram değil seyran değil.." Bir başbakandan, özellikle devietin başkanınayö- nelmiş olan bu göndermenin yakışık almadığını gören Başbakanlık Sözcüsü, işi tevile çalıştı. Bu sö- zün muhatabının soruyu yönelten gazeteci oldu- ğuna -mutlaka oruçlu agzı ile- kamuoyunu inan- dırmak gibi çok ağır bir yükün altına elini koydu. Ama olmadı. Olmadı. Çünkü önce Sayın Başba- kanımızın bu türargo deyimlere olan tutkunluğu rned- yada örneklenmeye başlandı. Sonra o bayram değil sözünün devamında ki "eniştem beniniye öp- tü?" soaısu ile Recep Bey'in muhatabı gazeteci ara- sında hiçbir mantıksal bağ kurulmasının mümkün olmayacağı anlaşıldı. öylece Sayın Başbakan'ı da yann geceki resep- siyonda iki cami arasında kalmak gibi çok ağır bir görevin beklemesi kaçınılmaz oldu. Yann akşamki karşılaşma... Gerçi kuş gribi tehlikesinin dorukta olduğu gün- lerde bile Başbakan, tüketimi sıfıra indirmemek amacı ile önündeki beyaz eti yerken kameralara da poz vermişti. Ama yann gece bu kez adeta "çiğ ta- vukyercesine" o resepsiyonda bulunmak gibi bir görev yapacak. Ben resepsiyonun konuklan ola- cak rektörlerin yerinde olsam, tek tek sıraya gire- rek kendilerini tanıttıklan Başbakan'ın "Cumhuri- yet Bayramı'nj" kutlamayı ihmal etmem. Abant ızzet Baysal Üniversitesi'nin kavgalı olduğu rek- töründen başlayan ve Zonguldak Karaelmas Üni- versitesi'nin rektörü ile tamamlanan bu muayede töreninde sondan bir önce elini uzatacak olan Vân Yüzüncü Yıl rektör vekili, Erdoğan'a Yücel Aş- kın adına orada bulunduğunu da hatıriatmalı hat- ta. Bir bayram arifesinde bu kara mizaha ne gerek vardı diye soracak okurlanm için söyleyeyim. Cum- huriyetin 58. hükümetinin başbakanının da yar- dımcısı Gül'ün de sinirlerinin bozulduğunu belge- leyen görünümler birbirini izliyor. Gül, önceki gün Başbakan Vekili olarak AKP grup kürsüsünde, "Bu ülkede başbakanlar, ba- kanlar, ordu komutanlan mahkeme önünde hesap verirken rektöher hesap vermez diye bir şey söz konusu olamaz" demedi mi? Acaba kaç AKP li mil- letvekili, Abdullah Bey'in dokunulmazlık dosyası- nın kapağı açılamadığı için eski genel başkanı Er- bakan'ı hapse hüküm giydiren mahkemenin önü- ne çıkmaktan kurtulduğunu düşündü? Elbette rek- törier de hesap verecek. Ama hukuk, tutuklama ka- rarlannın ceza olmaktan daha çok bir tedbir oldu- ğunu söylüyorsa ve nice sanıklar bu şemsiyenin al- tındaysalar; AKP'nin 2 numaralı adamı o sözlerin kendi başına çarpacak bir bumerang olduğunu da anlamalı Bir başka neden... Başbakan'ın sinirierini adeta felç eden gelişme- lerin başında, parlamentodaki eski görünümün de- ğişmesinin geldiğini ANKA Ajansı'nın dünkü bül- teninde de okumak olası. Haberde Başbakan'ın ANAP'ın başına geçen Erkan Mumcu ya tavır al- dığı ve zorunlu olmadıkça Meclis Genel Kurulu'nda eski yol arkadaşı ile birlikte bulunmak istemeye- ceğini öne sürülüyor. Erdoğan'ın "yakın çevresi"ne göre Başbakan, TBMM'de yeni oluşan 3. grubu milletin oylanyla Meclis'te temsil edilme hakkından yoksun görüyormuş. Sadece pariamentolarda değil, bir genel seçim- den ötekine kadar geçen süreç içerisinde seçmen tabanında da öyle yer sarsıntılan, fay kaymalan olur ki. Bazen bu nedenle, seçimleri öne almak gerekebilir. Anayasalarda da bu yüzden parlamen- ter rejimlerde seçimlerin yenilenmesi ya da erken seçim olgulanna yeşil ışık yakan hükümler yer alır. Bu nedenle Başbakan ve kurmaylan kendilerini yavaş yavaş bu tür gelişmelere alıştırmalılar. İki partili parlamentolann "hayıhara vesile olmayaca- ğı"n\ geçen üç yıl bize gösterdi. Keşke koalisyon olanakları olsaydı diyenler, is- tikrar uğruna Tek Adam ya da "buyurganlar de- mokrasisi" yaratmanın bir topluma çok pahalıya ge- leceğini ardı ardına gösteren son olaylar ile yakın- dan görmüyoriar mı? Yann en büyük bayramımız. En büyük bay- ramı tüm okurlanma, o arada Van E TipiKapa- lı Cezaevi'nde tutuklu olan Yüzüncü Yıl Üniver- sitesi Rektörü Sayın Yücel Aşkın'a kutJuyorum. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit@e-kolay.net Anti-aging kongresi tstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin ilk uluslararası "Anti-aging Kongresi ve Fuan", 9- 12 Kasım tarihleri arasında, tstanbul'da ger- çekleştirilecek. Anti-aging Eğitim ve Araştır- ma Derneği ile Istanbul Anti-aging Derne- ği'nce düzenlenen, VtP Turizm tarafindan or- ganize edilen kongre ve fuarda konu tüm yön- leriyle ele alnıacak. Kongre ve fuara ilişkın Conrad Oteli'nde düzenlenen tanıtım toplantı- sında konuşan Kongre Başkam Prof. Dr. Er- doğan Ertüngealp, Anti-aging 'in "yaşlanmayı durdurduğu" şeklindeki sloganuı çok yaygın olduğunu belirterek "Böyle bir iddiamız yok. Bu, yeni bir yaşam febefesi edinme üslubudur. Anti-aging, koruyucu hekimliğin yerleşmesi için yapüan bir bp uygulamasıdır" dedi. Prof. Dr. Mithat Yıhnaznİrk de "Çok manükh bir felsefesi var 'Hastalüc olmadan önleminizi alın'. Türkrye'de bu konu, güzel görünmek, yaşhnğı durdurmak şekünde yanhş anlaşüryor. Gerçi bütün dünya konunun böyle algılanma- sından mustarip. Kozmetiğe daha çok önem verUiyor. Anti-aging'de amac, Tann'nın verdigi ömrii sağnkh yaşamayı sağlamak." dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle