23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EKİM 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA Öğretmen Recep Nas: "Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlere 'uzman öğretmen' ve 'başöğretmen' gibi sanlar verecekmiş. Demek ki öğretmenleri bölerek yönetecekler!" 17 - Bush, Barzani'yi Beyaz Saray'da ağırlamış... "Bağdafta da ağıriıyor!" § Milli gelir ikiye « katlanmış. 5 Demek ki, halkımız j ^ fakirteştikçe milli £ gelir artıyor! Beşiktaş Hasan Başaran: "Basketbol takımının adını 'Beşiktaş Cola Turca' olarak değiştiren bu yönetim, Amerika Bırieşık Devletleri'ndeki çiftlikten fetva verilince, futbol takımının adını da 'Beşiktaş Zaman' olarak değiştirse hiç şaşırmayalım." BİZ Cumhuriyet çalışanlan anılanmızı Cağaloğlu'nda bırakarak Şişli'ye geldik. Ya Cumhuriyet okurlan? Emekli Albay Ercan Sedefoğlu: "1975 yılında Harp Okulu öğrencisiyken Pembe Konak'ın bahçe kapısına kadar geldim. Cesaret edip içeri giremedim, Gelişimin gerekçesi, Cumhuriyet'in okulda okutulmamasrydı. Pirinç tabeladaki 'Cumhuriyet Gazetesi' yazısı hâlâ gözlerimin önünde. Okulumuzun yöneticilerine çoğunluğumuzun Cumhuriyet okumak istediğini imzalanyla birlikte sunduktan sonra gazetemiz o gün bugündür Harp Okulu'nda serbest. 12 Eylül yönetimi beni işkenceli sorgulamaya aldığında üstegmendim. Gözlerim kapalı, 'Cumhuriyet'i kim oku dedi, neden okudun, kimlere oku dedin' diye sorgulandım. Serbest bırakıldım. Çeşrtli birliklerde komutanlık yaptığım dönemlerde Çuvaldızmasamdan Cumhuriyet eksik olmadı. Emekliliğimde zaman zaman ekmek alamazken Cumhuriyet aldım. Şu andaki işyerimde de her sabah masamda Cumhuriyet var. Anlarbklanmdan dolayı 'aferin' beklemiyorum; Cumhuriyet ile nasıl bütünleştiğimi ve mücadeleye devam ettiğimi belirtmek için yazıyorum. Kısaca bugün Cumhuriyet'in sahip olduğu olanaklarda benim ve benim gibilerin emeği ve fedakârlığı var. Ben, okuyucu olarak bunun farkındayım, dilerim siz de farkında olursunuz. Fakat bir yıldır Cumhuriyet'e çeşitli eleştiriler yöneltiyorum. Bazılannın ABD ve AB emperyalizmine kayıtsız şartsız teslimiyetini, Kıbns'ın pazarlanmasına desteğini, PKK ve liderine övgülerini ve yasallaşması için zemin hazıriamasını, Türkiye Cumhuriyeti'nin etnik temizlik üzerine kurukJuğu iddiasını, sözde Ermeni soykınmının kabulü için çabalannı, özelleştirme adına ülkenin tüm değerierini pazariayan ve cumhuriyet kazanımlannı yerle bir eden AKP'ye yakınlıklannı eleştiriyorum. Ne var ki bu eleştirilere sizin tavnnız, 'Senin ekmek mi Cumhuriyet mi seçeneğin bizim için hiç mi hiç önemli degil' şeklinde oluyor. Sizden ricam şu: Çağdaş çalışma koşullanna sahip bir yere taşınan Cumhuriyet bugün, maddi ve manevi gelişme içinde olabilir. Bizlere daha iyi hizmet sunmanız için yüksek teknolojiye ve çağdaş koşullara sahip olmanızı en çok isteyenlerden biriyim. Bu bakımdan Cumhuriyet bu ülkenin insanlannın mutluluğunu değil de emperyalistlerin ve cumhuriyet kazanımlanna düşman olanlann çıkarlannı savunanlann gazetesi olmamalı." KanıtEmin Tutum: "Başbakan, iyi bir pazarlamacı olduğunu Amerika'da eğitilen çocuklanna, gömlekçi sponsor bularak kanıtlamıştı zaten!" SESSÎZSEDASIZ(l) Düşiincenin dayanağı ve tutarlılığı ANKARA'DAN araştırmacı Günay Güner, son günlerin modası düşünceyi ifade özgüriüğü konusundaki tartışmalara küçük bir katkı yapıyor "Türkiye'de felsefesel tutarlılığın büyük ölçüde yitirilmesinden midir nedir; özellikle tarihsel bilgiler arasındaki kurulmaya çalışılan ilişkiler bağlamında, sıradan insanda bile yadırganabilecek, işin neredeyse abecesi düzeyindeki temel yanlışlar, edebiyatçı, bilim insanı, gazeteci, kısaca 'aydın' olarak bilinenlerce dillendirildiğinde, bir anda ifade özgüriüğü kapsamında algılanıyor, sahipleniliyor. Insana sormazlar mı, bu kadar nitelikli görülmene karşın, düşünce adına bu kadar dayanaksız ve tutarsız savı ortaya atmayı kendine nasıl yakıştırabiliyorsun? *~ Bireylerin farklı düşünmeleri kadar doğal ve gerekli bir şey olamaz. Ama iç tutarlılık taşımak, az-çok belgeye, genel kabul gören bilgiye dayanmak koşuluyla. Yoksa hiç bir güç halkımızı, saçmaiıklar falan kışınin ağzından çıkıyor diye saygı duymaya zorlayamaz." Ne var ki adam, resmen yargısız infaz yaparak Türkler 1 milyon Ermeniyi kesti, 30 bin Kürt'ü öldürdü" diyorve bu sözleri Avrupa'da kabul görüyorsa artık bu noktada iç tutarlılık, dayanak, belge, bilgi aramak gerekmiyor. Çünkü başka bir oyun sergileniyor. Danışıklı bir dövüş. Düşüncenin dayanağı ve tutarlılığı bir ulusu aşağılamak üzerine kurgulanınca ortaya bugünkü tablo çıkıyor. Nâzım Hikmet Biyografîsi 'ne Dipnot 'Ferahlık' Üstüne REFtKERDURAN Bizim kuşaktan kişiler birer birer gittikçe, toplumu ilgi- lendiren gerçeklerin çarpıtıl- madan ve zamanında kayda geçirilmesinin önemi artıyor. SayınTahaToros'un "Nâ- zım Hikmet Biyografisi" de- ğerli belgeler ve çok ilginç bilgilerle dolu. Sergilenen gerçeklerin kamuoyunca doğru algılanması da aynı öl- çüde gerekli. Bir noktaya açıklık getirmeyi o nedenle önemli sayıyorum. Yazaria söyleşisinde Sayın Ataol Behramoğlu şunu sordu: "Nâzım Hikmet'in Türki- ye'den gizlice aynlışı konu- sunda, açıkça yazmamanıza karşın, devletin ya da MlT'in bu olaya göz yumduğunu sezinletir gibisiniz. Çok cid- di bir iddia değil mi bu?" Yazarın verdiği karşılıkta sorunun yanıtı yok. Başka şeylerden söz ediyor. Biyog- rafinin metninde de konuyla ilişkili sayılabilecek tek nok- ta, bir emekli müsteşann çay sohbetinde şöyle dediği söy- lentisi: "Nâzım Hikmet'in kaçışı bir bakıma MlT'e ferahlık vermiştir." O günkü tüm devlet güçle- rinin gözünde belaya dönüş- müş şairin gidişi, söz konu- su kesimlerdeki kimi kişilere şu ya da bu bakımdan "fe- rahlık vermiş" olabilir. Bu başkadır, olaya onlann "göz yumduğunu" düşün- mek başka. Ikinci tez, birter- tibe benim de kanşmış ola- bileceğim kuşkusunu akla getirir. Nâzım Hikmet'in gidişine katkımı otuz küsur yıl sonra başkalan açıkladı. Ben bunu hiçbir zaman övünme konu- su yapmadım, sorulmadıkça ağzıma bile almadım, sorula- n da "Büyütülmemesi gere- ken doğal bir görevdi" diye geçiştirdim. Olayla ilişkim açığa çıkınca hoşnutluk yansıtan tek yoru- mu, bir yazısıyla Attilâ llhan yaptı. "Sağ" köşelerde birbi- rinden gülünç tepkiler dile getirilirken "sol" köşelerde de hep "Bu tek kişinin başa- racağı iş değildir, gerisinde kimbilir neler vardır" yolun- da yazılar yayımlandı. Bir kere daha kayda geçi- reyim ki durumu benden başka yalnız Nâzım Hikmet, Mehmet Ali Aybar ve onun danıştığı TKP yöneticileri bi- liyordu. Onlann adlanndan haberim yok; ama herhaide MİT yetkilisi değillerdi. Denebilir ki, "Sen bilme- yerek bir tertibe alet edilmiş- sindir belki." Onu da olası görmüyorum. Çünkü olay sı- rasında Kemal Aygün Emni- yet Genel Müdürü imiş. Bir konuda Leyla Umar'ın ba- basına yardımcı olması ne- deniyle sonradan tanıştık. Daha da sonra eşiyle birlikte Kıbns'ta ziyaretime geldi. O zamanki eşim Tülay'ın Nâ- zım Hikmet konusunu açma- sıyla, "elden kaçınlış şoku- nun" Emniyet'i hükümete karşı ne güç durumlarda bı- raktığını anlattı uzun uzun. Tülay da, Kemal Bey'in eşi Sevinç Aygün de çok şükür hayatta. Orgeneral Kaya Yazgan dostum -yine başkalarının yanında- sözcüğü sözcüğü- ne şunlan söylemişti: "Adınızın olaya kanşması önce üzdü bizi. 'Bedelini ödemeli' diyenleroldu. Ama istemedik. Çûnkü yiğitliği severiz." Sayın Selahaddin Beya- zrt'ın da kamuoyunayansıtıl- mış bir anısı var. Nâzım'ın şi- irini seven Adnan Mende- res onun gidişini haber aldı- ğı sırada Selahaddin Bey başkalarıyla birlikte yanın- daymış. Once şaşırmış gü- nün başbakanı. Biraz düşün- dükten sonra "İyi oldu" de- miş. Tarihçiler ve "araştırmacı gazeteciler" yolunu bulup Emniyet'in, MlT'in, Genel- kurmay'ın, TKP'nin, Rus Ko- münist Partisi'nin arşivlerini taramalı, bir tertip kanıtına rastlarlarsa açıklamalılar ki konuya ilişkin yorumlar spe- külasyonlara değil, gerçek- lere dayalı olabilsin. Benim kaygım kişisel onur koruma isteğinin ötesinde, Türk solunun psikolojisi ile il- gili. Neden "bu durumda"ol- duğumuzu sorup duruyoruz ya? Geçmişimizdeki başan kıtlıklarının yarattığı ruhsal eziklikleryüzünden birbirimi- ze bir türtü sevgi ve güvenle bakamayışımız, nedenlerden biri galiba. özgüvenimizi ar- tırması gereken olaylar bile aklımıza bit yeniği kuşkulan üşüştürebiliyor. Açık konuş- malarla böyle çocukluk has- talıklarından kurtulmamız hepimize büyük "ferahlık" verecek. KÎM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGÎLÎK KÂMtL MASARACI kamilmasarackg mynet.com HARBt SEMÎHPOROY semihporoyayahoo.com HAYAT EPtK TtYATROSU MJSTAFA BILGIN hayatepik(g mynet.com "KUCUK AMERİKA" OLAMADIK AMA KÜCÜK LATtN AMEHÎKA OLDUK ALLAHA ŞUKORL TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 27Ekün www.nuantas-arikan.com MEŞEN ORMAN DENİZ SESSİZÜK BAYRAMDA GECELİK BİR KİŞİ YP 60 YTL 03806114436 AKCAKOCA www.mesenotel.com ISI/£C V£ NORVEÇ AYRILIYORL. 19OS'TE BUGÜN, KUZEYAVKUPA ÛLKELEIZİUDEU isveç ve NOGVEÇ AYütLMiçn. IBI4-'TB, NOR- VEÇ 400 YIL BİGLEpK. feALOIĞl OANİMA&cA' OAAJ KCfWlAIC,/\YfJt YIL İSVEÇ.'E BAĞLAA/MIST1-. 19. YÜZYtL, SAAMYtt-£ÇM£, TTCAIS.BT VE GEMİ- CİÜKTE OtûUGU KAOAfl, SAMATTA DA İLE/Sl£r MELE&-E GEÇMİŞj /8e4-'rjE PARLAMENTEfi SfSTEM KABUL GPİLM/ÇTİ. SUMCAIZIfJ YAKH StRA, İSKANOİMAV ÜUsEl£R:İNDE MİLÜYETÇİ- LİK AKfMLA/Sf OA G4A/LAA/M/fT/. YÜZ.YIL SoN- LAItlMOA BAŞLAyftU POLİTİK AA/LAÇMAZL(K- LAR, SOMUMOA İKİ ÜLKBUİM AYf&U4A£/tJA ME&EN OLMüŞTU. NO/SVeÇU'te^ BlfZ &£- FEfîANÖUMLA, DAUİMAKKA PfiEAJSi CAfSL.'/ «UAAfGOM VII" AOIYCA KGAL SEÇMİŞTİ.. DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZÎLELİ Cumhuriyet ve Şecere! Tayyip Bey, Türkiye'yipazahamakiçin Kuveyt'e doğru yola çıkmadan hemen önce, bir gazeteciso- ruyor. - Cumhurbaşkanı'nm 29 Ekim resepsiyonu- na tüm üniversite rektörierini davet etmesini nasıl değeıiendiriyorsunuz? Tayyip Bey, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş, iz- leri hiç silinmeyecek tarihi yanıtını yapıştırıveriyor: - Adama derler ki, bayram değil seyran de- ğil... Şaşırdınız mı? Emin olun ben hiç ama hiç şaşır- madım! Bu cümleyi duyunca arşivimi kanştırdım; Tayyip Bey hakkında yazdığım yüzlerce yazıyı göz- den geçirdim. Cumhuriyetle, demokrasiyle, Musta- fa Kemal'le ilgili söylediklerine baktım; ve gönül ra- hatlığıyla gördüm ki, Tayyip Bey, bu söyleminde yer- den göğe kadar tutarlıdırü! Atatürk'e "put", demokrasiye "araç" diyen, Cumhuriyetin başına "Islam" ibaresinin eklenme- sı gerektığinı söyleyen, Gulbeddin Hikmetyar ad- lı teröristın önünde diz çöken zihnıyetin bu sözcük- leri sarf etmesine niçin şaşıracağız, anlayamıyorum! Daha Başbakanlık koltuğuna oturduğu ilk günlerde yaptığı Malezya ziyaretinde Tayyip Bey, "Türki- ye'de birIslam devrimi olmayacak m/?"diye so- ran New Straits Tımes gazetesinin muhabirine ver- diği yanıtta ne demişti, anımsayalım: - Türkiye'de bir Islam devrimi olmaz. Çünkü Türkiye modem bir Islam devletidir! Tayyip Bey'in Cumhuriyet Bayramı'nı bayramdan saymaması çok doğaldır! • • • Aslına bakarsanız, bu iktidann Cumhuriyete kar- şı yürüriüğe koyduğu projeyi anlamak, hangi ka- ranlık sulara çekilmek istendiğimizin ayırdına var- mak için Tayyip Bey'in söylediği sözcüklere de ge- rek yok! Van Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'a karşı başlatılan "linç hareketi" tek başına neler tasarlan- dığını göstermeye yeter de artar bile.. Siz, dünya- nın herhangi bir ülkesinde, devletin neredeyse tüm kurumlanyla kavgalı bir iktidar gördünüz mü? Kar- şı olduğu, yıkmak için her yolu denediği ve şu an tutuklu olarak cezaevinde bulunan rektör için "O za- ten Ermenidir" diyerek kafatasçılık yapan iktidar milletvekıli gördünüz mü? AKP millletvekili Ramazan Toprak bunu da yap- tı. Ardından Vakit gazetesi, Rektör Aşkın'ın dedesi ve babaannesinin nüfus kayıtlarında "muhtedi" yani "din değiştirmiş" yazılı olduğunu iddia etti. Şimdi, kafalanndaki rejim değişikliğini gerçekleştir- dikleri takdirde Türk toplumunu nasıl bir "cehennem azabı"run beklediğini göstermesi bir yana, bu yak- laşım, her türiü ahlak ilkesini nasıl hiçe saydıklannı da belgelemesi açısından bir ıbret vesikası! varsayalım ki Rektör Aşkın Ermeni asıllı; bu suç mudur? Bu ülkede yaşayan 24 etnik gruptan milyon- larca yurttaş yok mu? Bugün, şeceresini, iki-üç ku- şaktan önceye götürebilen kaç kişi sayabilirsiniz? Madem iktidar milletvekili ve dinci gazete böylesine bir yolu açtı, o zaman şu soruya da yanıt versinler: - Hükümetin en başından başlayarak, tüm kabine ve milletvekillerinin aileierinin tümü sa- pına dek Türk ve Müslüman mıdır? Şecereieri- ni çıkartsmlar, görelim... Yüreklen yetiyorsa, bekliyoruz! Eskişehir'in aydınlık insanları Hafta sonu Çağdaş Yaşamı Destekleme Deme- ği'nin davetlisi olarak Eskişehir'deydim. Bunca ka- ranlığın orta yerinde yüreğim yine umutla, aydınlık- la ve sevinçle doldu. Ne zaman bu kente gitsem ay- nı duyguları hissetmenin tadına doyulmaz keyfıni yaşıyorum. Gençlerin çoğunlukta olduğu konfe- ransta "aydın ihanetini" anlattım. Akşam da tiyat- roya gittim. Sevgili Turgırt Özakman'ın "Bir Şeh- naz Oyunu"nu sahneleyen Şehir Tiyatrosu oyun- culannı büyük bir hayret ve hayranlıkla izledim. Yo- lunuz düşerse, kente serpiştirilmiş o tiyatrolan gö- rün, ooyunlan izleyin.. Istanbul'dayada Ankara'da bile göremeyeceğiniz güzellikte ve şıklıkta, üstelik tam 2 bin kişiye aynı anda hizmet verebilen sanat mabetlerini görün ve kıskanın! Ben öncelikle Şehir Tıyatrolan'nın o pınl pınl oyunculannı yürekten alkış- lıyorum. Ve çağdaş bir kent yaratan Eskişehir Ana- kent Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum. Tabii, her türiü engele karşın onu bir kez daha seçen Eskişe- hir halkının da... e posta: umitzileli@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Zongul- dak'ın Ereğli ilçesinde bir şelale. 2/ Vü- 3 cuttaki AIDS virüsünü sap- tamakta kulla- nılan test... Gözkapağına sürülen boya. 3/ Yas havala- nna uygula- 9 nan bir halk ezgisi. 4/Uğraş... Gü- ney Amerika'da yaşa- yan bir yük hayvanı. 5/Erzurumyöresinde 3 gövdesi yenilen ya da turşu yapılan otsu bir bitki...Parola.6/Kök, sap ve yaprak şeklin- de farklılaşmamış bir 8 bitkinin yaşama ve 9 büyüme organı... tri taneli bezelye. 7/21 yaşın al- tındaki oyunculardan kurulu spor takımlan için kul- lanılan sözcük... Bir etkinliğin geçici olarak durdu- rulduğu süre. 8/Yanardağlardan firlayan çok küçûk kaü parça. 9/Ses... Evren. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Rize'nin Ayder yaylası yakınında bir şelale. 11 Hisse, pay... Yardım istendiğini anlatmakta kulla- nılan sözcük. 3/ Afrika'da bir ırmak... Bir müzik parçasını kısa ve çarpıcı görüntülerle sunan film. 4/Başlangıcı olmayan, öncesiz... Sıcak bölgelerde yetişen çok sert bir ağaç. 5/ Güzel kokulu bir ka- vun... Birnota. 6/Sanrenklibirüzümcinsi. 7/Yok etme... Doğu Anadolu'da bir göl. 8/Şöhret... Yap- ma, etme. 9/ Optikte, ışığı yansıtmak ya da renkle- rine ayırmakta kullanılan cisim... Argoda esrar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle