Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Isviçre Hastanesi, heryıl verdiği
ödüllerle genç edebiyatçıların okurlarıyla
bir araya gelmesine aracılık ediyorSağhkve
sanatabuluşmanoktasıAYÇATEZER
Yıllardır sağhk sektörüne büyük bir
özveri ve bilinçle hizmet veren tsviç-
re Hastanesi her yıl verdiği edebiyat
ödülleriyle de sanat dünyasına destek
veriyor. İsviçre Hastanesi Başhekimi
Kââm Taş ile hastanenın üstlendiği
misyon ve edebiyat ödülleri üzerine
konuştuk.
-Öğrenimhayaûnaçokçetinşartlar-
da adjm atmışsirıız. O günJeri bize an-
latabinr misiniz?
KÂZIMTAŞ-1 Eylül 1939doğum-
luyum. Çocukluğum dokuz yasına ka-
dar eğitimsiz geçti. Türkçe bilmiyor-
duk. Kürtçekonuşuyorduk. Dokuzya-
şjnda ükokula başladığımda köye Türk-
çe konuşan bir öğretmen geldi. Onun
söylediklerini biz anlamıyorduk, bi-
zim söylediğimizi de o anlamıyordu.
Işaretleraracılığıyla anlaşryorduk. Türk-
çeyi üç dört ayda düsürıcelerimizi ifa-
de edebilecek kadar öğrendik. Ama
düzgün bir Türkçe değildi. 1954'te ü-
kokulu bitirdiğimde Tunceli'de orta-
okul olmadığı için Elazıg 'a gitmek ge-
rekiyordu. Annem Elazığ'a gitmemi is-
tiyordu, ama babam para harcamam
gerektiği için gitmemi istemiyordu.
Beni ortaokula göndermeyince ben de
açlıkgrevi yapmaya basladım. Ama an-
nem ve teyzem gizlice bana yiyecek bir
şeyler veriyorlardı. Ne kimseyle ko-
nuşuyordum ne de kimsenin yanında
yemekyiyordum. Üç dörtgün sonra ba-
bam dayanamayıp ortaokula gitmeme
izin verdi. Ortaokula Elazığ'a kaydol-
dum. Bir ay sonra Tunceli'de ortaokul
açılmasınakararverildi. TekrarTunce-
li'ye döndüm. Ortaokul ve liseyi Tun-
celi'de okudum. Bizim köy hayaömız
çok ilginçti. Köy ilkokulu bizim evden
7 kilometre uzaktaydı. Yılın 5 ayı her
tarafbir buçuk metre kar kaph olurdu.
Kahn çoraplann üzerine hayvan pos-
rundan yapılmış çank giyerdik. Ûze-
rimize de Amerikan bezinden yapılmış
don ve gömlek giyerdik. Şimdi düşü-
nüyorum da 9-10 yaşındayken bir bu-
çuİc metre kahnlıktaki karlan yararak
nasıl 7 kilometre yolgi-
derdik. Olacak iş değil.
Liseyi bitirdikten son-
ra çeşiüi bölümlere baş-
vurdum. Istanbul Üni-
versitesi Tıp Fakültesi
sınavla alıyordu. Diğer-
leri liseyi pekiyi ile bi-
tirenleri direkt alıyor-
du. Ankara ve tzmir'e
yazıldım. Istanbul Üni-
versitesi'nin de sınavı-
na girdimve kazandım.
Tıbbiye'ye ilk kayıtola-
cağım gün de eşimle
karşılaştım ve ona âşık
oldum. Dört yıl peşin-
den koştuktan sonra ev-
lendik. 1969 yılında
Tıbbiye'den mezun ol-
duktan sonrabeni Erzu-
rum Sağhk Ocağı'na
verdiler. Komünist ol-
duğum için beni oradan
aldılar ve Ankara Kı-
zılcahamam'a tayin
edildim. Eşim de Ha-
cettepe Üniversitesi Ço-
cuk Bölümü'ne girdi,
ben de ihtisas için Ha-
cettepe Üniversitesi '
Radyoloji Bölümü'ne girdim. Tam ih-
tisasımı bitirmeküzereyken beni aske-
re aldılar. Döndükten sonra da 12 Mart
muhtırası verildiği için tekrar üniver-
siteyealmadılar. Bende 1972'de Alman-
ya'yagittim. 1992'yekadarorada mes-
leğime devam ettim.
- Hastaneyi kunna amacmızneydi?
• isviçre Hastanesi, sağlık alamndaki hizmetlerinin yanı sıra Türkiye'deki genç sanatçılara
destek olmak amacıyla sanat ödülleri veriyor. Hastanenin Basın Yayın Müdürü, tiyatro yazan
Cuma Boynukara önderliğinde oluşturulan edebiyat ve sanat seçici kurulu tarafmdan ödüle
layık görülen genç sanatçılann kitaplan da basılarak yayın dünyasıyla tanışmalan amaçlanıyor.
Y e n i l s v i c r e
Hastanesi'nin düzenlediği "Z Sanat-Edebiyat
leri'' geçtiğimiz günlerde sahiplerini buldu. Seçici Kurulu Do-
ğan Hızlan, Selim lleri, Inci Aral, Füsun Akatiı ve Turhan Günay'dan
oluşan öykü dalında birinciliği Elvan Çubukçu'nun "Cümlemize" adlı dosyası kazandı. Seçici kuruf
özel ödülü ise Pınar Eryasar Aymaz'ın "Şu Insanlar" adlı dosyasına verildi. Şiir dalında; Ahmet Ok-
tay, Enver Ercan, Metin Cengiz, Baki Asjftürk ve Turgay Karttürk'ten oluşan seçici kurul Semih Çe-
lenk'in "Nacar ile Serkisor adlı dosyasını birinciliğe, Veysel Erol'un "Vrtrinler" adlı dosyasını seçici
kurul özel ödülüne değer gördü. Oyun dalında ise Ahmet Levendoğiu, Güngör Dilmen, Melisa Gür-
pınar, Gülşen Karakadıoğlu ve Hayati Asılyazıcı'dan oluşan seçici kurul Jülin Tankut'un "Kız Kule-
si" adlı oyununa birincilik, Sema Göktaş'ın "Duvar" adlı oyununa ise seçici kurul özel ödülü verdi.
Doktor Kâzım Taş'ın
yaşam öyküsii aynı
zamanda bir azint
savasu "1954'te
ilkokulu bitirdiğimde
Tunceli'de ortaokul
olmadığı için
Elazığ'a gitmek
gerekiyordu" diyen
Taş, babasını ikna
etmek için açlıkgrevi
yapmak zorunda
kalmış.
- Yurtdısından döndükten sonra esim-
le birlikte önce muayenehane açtık.
Ben 20 yıl yurtdışında yaşadım. Bau'da-
ki sağlüc sistemıni çok iyi büiyorum,
yurtdışındaki tecrübeme dayanarak bir
grup doktor arkada-
şımla Şirinevler'de
Özel Ataköy Hastane-
si'ni kurduk. Ama ora-
da verilen hizmet be-
nim istediğim gibi de-
ğildi. Fakir muayene
edilmiyor, zengin ge-
lirse ediliyordu. Bu ba-
na çok ters geldi. Ar-
kadaşlanmla korkunç
bir düşünce aynhğına
düştüm. Eşimle Al-
manya'da çalıştığımız
yülar boyunca çok iyi
para kazanmıştık. Biz
aile olarak 9 hekimiz.
Aile şirketi kurarak bü-
yük kapasiteli bir sağ-
hk merkezi açmaya ka-
rar verdik.
- Hastaneyi kurar-
ken hedefıniz neydi?
- îsviçre Hastane-
si'ni kurarken Türki-
ye'nin sağlık sistemi-
ni araştırdım. Gördüm
ki bütün devlet hasta-
nelerinin poliklinikle-
ri miting alanı gibi ka-
labalık. Hiç kimsenin
devlet ve üniversite hastanelerinde ye-
terli sağhk hizmetini alamadığını göz-
lemledim. Batı'nın sağlık sistemine
baktığınızda Türkiye'de uygulanan sis-
tem dünyanın hiçbir yerinde yok. Her
şey devletin eline verilmiş. Ama dev-
let onu iyi sisteme oturtamamış. Tür-
kiye'de devlet hastanesinde bir doktor
günde 170 kişiye bakıyor. Özel hasta-
nelerinse toplumun lehine değil, aley-
hine çahştıklannı gözlemledim. Faki-
re bakmıyorlar, ekonomik durumu iyi
olana bakıyorlar. Devlet öyle bir sağ-
lık sistemi kurmah ki özel hastaneler
fakire de bakabümeh ve emeğinin kar-
şüığını sosyal güvenceli birkurumdan
alabihneli. Mesela Almanya'da çah-
şırken bir fakir geldiğinde onu muaye-
ne edip paramı devletin ilgili sağlık
kurumundan alıyordum. îkincisi Al-
manya'da baş ağnsı ya da soğuk al-
gınhğı için devlet hastanelerine gidil-
miyor. Orada ev hekimliği sistemi bu-
lunuyor. Sağlık Sigortalar Birliği ev
hekimleriyle anlaşıyor. Ev hekimi bak-
nğı hastalann ücretlerini Sağhk Sigor-
talar Birliği'nden ahyor. Türkiye'ye
de böyle bir sistemin getirihnesi gere-
kir.
ÜCRETLERDEKI FARK
CİPERİLMELİ'
Yeni sağhk sistemine temelde katı-
hyorum. Ama uygulaması yanlışlarla
dolu. Paket fiyat olmaması büyük ek-
siklik. Devlet hastanesi de aynı hiz-
meri veriyor, özel hastane de. Özel has-
tane paket fıyatla çahşıyorsa, devlet
hastanesinin de öyle çahşması gere-
kir. Bu paket fıyatlar da Türk toplumu-
nun ekonomik şartlanna göre düzen-
lenmeh. Sağlık hizmeti veren bütün
kurum ve kuruluşlann ücretleri sabit
ohnalı. Sağlık sistemimizde bir başı
bozukluk var. Özel muayenehanesi
olan hekimlerle devlet anlaşma yapsa,
belli bir paket fiyat verilse halk onla-
ra gider. Böylece hastane kapılannda
kuyruk oluşmaz. Hastaneler de esas
işleri olan araştırmahizmetlerini verir-
ler. Bugün Türkiye'nin en büyük so-
runu Türk Tabipleri BirÜği ile Sağhk
Bakanlığı arasındaki kopukluktur.
- İsviçreHastanesfni kurarken bun-
lan da göz önünde bulundurarak na-
sıl bir sistem oturtmaya çahştinız?
- Ekonomik durumu
uygun olan da, olma-
yan da, herkes bizim
hastanemizden sağlık
hizmeti alabilir. Eko-
nomik durumu uygun
ohnayan kişilen ücret-
siz muayene edıyoruz.
Günde aşağı yukan en
az20-25kişiye ücretsiz
bakıhyor. Benbunu ya-
parken mutlu muyum?
Degüim. Türkiye'de ye-
şil kart sistemi var.
2001 'de yeşil kartı olan
hastalan kabul etmek
için başvuruda bulun-
dum. Özel hastane ol-
duğumuz için kabul et-
mediler. Bizim 100 li-
raya yaptığımız işi dev-
let hastaneleri 500 li-
raya yapıyor.
- Bu neden ka>nak-
lanryor?
- Bence bunun en
önemli nedeni hekim
arkadaşlann iş başına,
dönersermayeden prim
ahnalan. Prim almak
için lüzumsuz yere si-
gorta kurumlan yük altına sokuluyor.
Devlet hekimine hayatını sürdürebile-
ceği kadarpara verebilse ve döner ser-
maya ortadan kaldınlsa, özel ya da res-
mi sağlık kurumlanm tanımadan pa-
ket fiyat verilmese sistem çok daha iyi
işler duruma gelir.
- Bu sağlık sistemi nasıl düzetir?
Sağlık sisteminde
devlet ve özel
hastane
koordinasyonunun
olmadığına
dikkat çeken
Doktor Kâzım Taş,
sistemin bozuk
olmasmdan rant
sağlayanlann
değişimin önündeki
en büyük engel
olduğu görüşünde.
- Her bölgede Türk Tabipleri Birli-
ği, Sağlık Bakanlığı, resmi ve özel ku-
rumlann temsilcilerinden oluşan bir
sağhk konseyi kuruhnah. Merkez, pa-
ket fiyat ilan eder. Konsey de o bölge-
deld sağhk sisteminin kontrolünü sağ-
lar. Yalnızca paket fiyat belirlemekle
iş bitmiyor. Bana göre bugün sağlık
sektöründe haksız kazanç sağlayan
özel hastanelerdeğil, devletin hastane-
leridir. Ancak bu konseyin sağhk sis-
temini denetlemesiyle bu sistem yürii-
yebilir.
- Buniargerçekleşebflecek mi sizce?
Umudu musunuz?
- Ben umutlu değilim şahsi olarak.
Çünkü şu anda yürürlükte olan siste-
min bozulmasını istemeyen bırtakım
güçler var. Batı'da da sağlık sistemin-
de aksaklıklar var, ama buniar olabil-
diğince aza indirilmiş.
- Siz hastane olarak sanata da önem
veriyorsunuz. Sanat ödülleri vererek
sanatavesanatçıyadestekveriyorsunuz.
Bufüdr nasıl oluştu?
-İsviçreHastanesi olarak Türkiye'de-
ki genç sanatçılara destek olmak ama-
cıyla sanat ödülleri veriyoruz. Ben
gençhğimde sanatla çok ilgiliydim,
özellikle de şiirle. Ama bunu geliştir-
meye firsatım olmadı. Şimdi de bu
ödüllerle genç sanatçılara elimizden
geldiği kadar destek olmaya çahşıyo-
ruz. Basın yayın müdürümüz, tiyatro
yazan Cuma Bovnukara'nın önderli-
ğinde edebiyat ve sanat seçici kurulu
oluşturuldu. Bu seçici kurulun değer-
lendirip uygun gördüğü, mesleğinde ba-
şanh genç sanatçılara ödül veriyoruz.
Ödüle değergörülen sanatçüannkitap-
lanru basünyoruz.
SANATA DESTEK SÜRECEK'
- Üerikiyıflardayanşmanın konsep-
tini genişietmeyidüşünuyormusunuz?
- Düşünüyoruz tabii ki. Edebiyatın
yanı sıraresim ve tiyatro dalındada genç
sanatçılara destek olmak istiyoruz. is-
viçre Hastanesi bünyesinde bir sergi sa-
lonu, iki tane de tiyat-
ro salonu açmayı dü-
şünüyoruz. Hastane-
miz bünyesinde 'Sağhk
Tiyatro Grubu'adıal-
tında bir de tiyatro top-
luluğu kuracağız. Ti-
yatro salonlanmızdan
kendi tiyatro toplulu-
ğumuzun yam sıra di-
ğer tiyatro toplulukla-
nnın da yararlanması-
nı sağlayacağız. Bu
proje 2007 ortalannda
biter sanıyorum.
- Şimdiye kadar hiç-
bir sağük kurumu sa-
natsal etkinükkre des-
tek vermedi. Bu konu-
da öncülükyapıyorsu-
nuz, değil mi?
- Haklısuıız. Diğer
sağlık kurumlanna bu
konuda öncülük ettik.
Aslında sağlık cami-
asında sanatla ilgüi olan
kişilerçok. Türkiye'de
sanatla uğraşan hekim-
leri bir araya getirme-
yi amaçhyorum.
Hekünlikle sanat
arasında bir bağınü var mı sizce?
- Var. Çünkü hekimhk bir sanattır. hı-
sanoğlunun ruhunda sanat vardır. O
sanatı güzel değerlendirebilirseniz o
mesleği de en iyi şekilde icra edersi-
niz. Hekim-hasta arasındaki ilişki de
bir sanattır. Hekim o sanatı iyi kul-
lanırsa mesleğinde başanlı olur.
Esin Çelebi ÖzelcVnin arkadaşiamyla başlattığı birlikte kitap okumaprojesi, kısa sürede 13 komiteye ulaştı
Kitapkurtlarmın son adresi: thyke.com
HÜSEYtNHVANÇ
EsinÇelebiÖzeld, bir büyük kuruluşun üst dü-
zey yöneticisi. Yurtdışına yaptığı gezilerde bir
şeye tanık olmuş. Bazı gönüllü kuruluşlar, kitap-
severleri bir araya getiriyor; bir kitap tespit edili-
yor, o kitap gönüllü kuruluş üyeleri tarafindan
okunuyor ve birpazar günü, bu kitap tartışılıyor.
Bu çahşma, Özelci'ye çok ilginç geliyor ve
yurda döndüğünde, yaİan arkadaşlanyla bu ko-
nuyupaylaşıyorvetarnşıyor. 1997'ninEylülayın-
ja 6-7 kişiliî arkadaş grubuyla ilk komiteyi ku-
ruyorlar. ilk okuma grubunda Gülin Gürsoy, Fat-
ma Işık, Nurten^Ergfl gibi adlar var. Bu,çahşma-
,ar o denli ilgı görür ki kitapseverler arasında, kı-
sa zamanda 5 komite Istanbul'da, 2 komite An-
kara'da, 2 komite Izmir'de, 3 komite Çorum'da,
1 komite de Tuzla huzurevinde olmak üzere, top-
lam 13 komite şu anda aktif olarak kitap okuma
etkinliklenni sürdürmektedir.
Gruplar, 5-15 kişilik okurlardan oluşmaktadır
ortalama olarak. Çalışmalan çok kolay. Her ko-
miteden bir kişi bir kitap tespit etmekte. Kitaplar
genellikle roman ağırhldı ohnaktadır. Anılar ve
biyografık çahşmalar da okuma etkinhkleri ara-
smda, ağırlıklı olarak. Komite üyeleri tespit edi-
Ien kitabı okumaktalar. Kitabı okuyup bitirdikten
belli bir zaman sonra da komite üyeleri kitabı tar-
tışmak amacıyla bir araya geliyorlar, kitabı eni-
ne boyuna tarnşıyorlar.fcğerokunacakyazann baş-
ka kitaplan varsa o kitaplar da bu arada okunu-
yor. Okuma komiteleri, kendi içerisınde homo-
jen değil. Kimse birbirini tannnıyor. Çeşitli mes-
lek gruplanndan oluşuyorbu komiteler. Amaç, ki-
tap okumayı yaygınlaştumak.
Her kitaba ilişkin okuma ve tartışma sonuçla-
n kendilerine ait bir internet sitesinde yayımlan-
maktadır. www.thyke.com kitap okuma sevdah-
lannrn internet adresi. Her türden iletişimı bu ad-
resten sağlıyorlar. Bu etkinliklerden haberdar
olanlar, genellikle bu internet adresınden sorum-
lulara ulaşıyorlar, uygun görüldüğü takdirde ye-
ni bir okuma grubu kuruluyor. Gruplann laik,
Atatürkçü olmasına dikkat ediliyor. Dınci ve si-
yasal birgrup olmaözelliği yokkatmmcılann. Böy-
le bir etkinliğin amacı, okumayı yaygınlaştırmak,
okuyan kişileri bir araya toplayarak okuduklan-
nı paylaşmak.
Okuma komiteleri, bir keresinde Sait Faik'i
okumuşlar. Ve Sait Faikkitaplannı tartışmak için
de Burgazada'ya gitmişler ve orada kitaplan tar-
tışmışlar. Bir keresinde Turgut Özakman'ın Şu
Çılgm Türkler'ini okumuşlar ve kitabın yazan
Turgut Özakman ile birlikte Ankara'daki kitap
okuma komitesi Polatlı'ya gitmiş ve kitabı Polat-
lı'da tartışmışlar. Aynca Şu Çılguı Türkler'de, ki-
tabın geçtiği yöreler ve Kurtuluş Savaşı'nın ya-
pıldığı tepeler gezilmiş.
Böylesi bir etkinlik de aydınlanmaya giden yol-
da bir katre değil mıdır?
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Emperyalizm ve
Düzen Karşıtlığı
Ortada somutbir "tehlike"söz konusu olmasa da
sosyalizm ve Marksizm gündemde kalmayı sürdü-
rüyor. Geçenlerde Der Spiegel, "Hayalet geri mi
döndü" diye soruyordu. Hayır, sorun henüz "haya-
letin" geri dönmesi değildir. Ama yine de neolibe-
ralizm, kendini Marksizmle, sosyalizmletarif etmek-
ten vazgeçemiyor.
Başka neyle tarif etsin? :
• • •
Ama neoliberaller Marksizmle hesaplaşmaya ça-
lışırken, onu kendilerine göre tanımlamaya da öze\
birözen gösteriyorlar. Onlann gönüllerindeki sosya-
lizmi sosyalizm, Marksizmi Marksizm olarak kabul
etmek doğrusu çok zordur. Kimileri, artık neoliberaJ
rüzgârlarla yelkenlerini doldurmuş, "sosyaldemok-
rat" partilerin ölçütlerfyle Marksizmi tanımlamaya
çabalarken, kimileri de emperyalizm teorisini Mark-
sizm dışına sürmeye çalışıyor.
Kuşkusuz buniar olacak işler değildir.
Eski Marksistlerimizden Murat Belge, "Marksist'
düşünce geleneğine 'emperyalizm' vurgusu Le- '
nin'fegelmişti. (,..)Man'ınbutürlübirtakıntısıyok- •
tur. (...) Marx, ulusal aynmlan fazla ciddiye almaz. -
Ben de benzerbireğilimdeyimdir"diyeyazınca, gü- •
lümsemek kaçırHİmaz oluyor. Emperyalizm teorisi ger-
çekten de Lenin tarafindan, öncüllerinin bulgulan-
nadayanılarak geliştirilmiştir. Marx'ın kapitalizm tah-
liline dayanan sağlam birtez, Marksizmin en önem-
li gelişme çizgilerinden birisidir. Bugün de Marksist-'
ler emperyalizmi günümüzdeki özellikleriyle yeni-
den değerlendiriyor ve tezlerini geliştiriyorlar. Murat
Belge'nin öğütlerine uyup Marksizm dışına çıkarmı-
yorlar. Belge, sanıyorum emperyalizm olgusunun
bizzat emperyalistlertarafindan da tanımlandığını ve
bu "gu/urfu"tanımlann Lenin'in tezlerine aykın düş-
mediğini biliyordur. Ama şugünlerde ağırbasan, ga-'
liba AB yandaşlığında somutlanan siyasete uyum
sorunudur. "Yurtseverliğinâlemiyoktur" deniyorkı-
sacası. Oysa emperyalizm, tarih sahnesine girdigin-
den bu yana, kapitalizmin üst aşaması olarak halk-
lann ensesinde boza pişirmeye devam etmektedir.
Her kılıkta tanıyoruz onu.
• • •
Bir başka önemli çarpıtma ise AKP üzerinden ya-
pılıyor. AKP'yi "düzen karşrtı bir parti" olarak ta-
nıtma görevi, eski arkadaşım, eski TKP Genel Sek-
reteri Nabi'ye düşmüş görünüyor. Nabi, "AKP bu-
gün düzeni mi koruyor, yoksa düzene mi karşı?
Düne kadardüzeni savunanlarbugünAKPVe kar-
şıysa, o zaman AKP düzen partisi değil. Gerçek-
te düzen karşrtı olan AKP'nin geldiği gelenektir,
yani Islami gelenek" derken, resmi tezlerin ezbe-
rini bozduğu kanısında. Gerçekte ezberi bozulan
kendisidir.
Düzen, piyasa ekonomisi, yani altıyla üstüyle ka-
pitalizm ve onun siyaseti demektir. Türkiye'deve pek
çok ülkede emperyalistlerin denetiminde birdüzen-
dir bu. Düzen karşrtlığı ise bu düzeni degiştirme ça-
basında olanlann, sömürüye karşı çıkantann, kapi-
talizmle, emperyalizmle mücadele edenlerin işidir.
Onlara devrimci, sol, sosyalist, komünist falan di-
yorlar. Ekonomisi ve doğal olarak siyaseti IMF eliy-
leyönetilen birdüzenin siyasal partisine "düzen kar-
ş/f/"diyebilmek için gerçekten insanın ezberinin bo-
zulmuş olması gerekir. Nabi'ye ne diyeceğimi doğ-
rusu bilemiyorum. Ama Nabi'den, eski dostluklara
dayanarak birricadabulunabilir miyim?
Sevgili Nabi kardeşim, sen sen ol, seni tezlerinin
destekçisi yapanlara "eski komünistliğini sunma.
Bırak o TÜSTAV'ın arşivinde kalsın.
Zorlariarsa, "Ne varsa gitti cancağızım dünle be-
raber" dersin, olur biter.
e-posta: guray.oz(n cumhuriyet.com.tr
KATLEDÎLlŞtNÎN 6. YILDÖNÜMÜ
Prof.Ahmet Taner
Kışlalı anıltyor
Istanbul Haber Senisi - Gazetemiz yazan Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlau, katledilişinin 6. yıldö-
nümünde düzenlenecek olan etkinhkle amla-
cak. 21 Ekım 1999'da evinin önünde otomobili-
ne konan bombanın patlaması sonucu yaşammı
yitiren yurtsever, aydın, ilenci düşün adamı ve
yazar Kışlalı için, Yurtsever Hareket, Beşiktaş
Belediyesi ve gazetemizin ortaklaşa düzenleye-
ceği etkinhk, 21 Ekim Cuma günü Akatlar Kül-
tür Merkezi'nde saat 14.30"da başlayacak.
Toplantıya ressam-yazar Bedri Baykam, Beşik-
taş Belediye Başkam tsmail Ünal gazetemiz
yazan Şükran Soner, Kadıköy ADD Başkam
Birol Başaran ve Taban Hareketi'nden Yetkin
Aröz konuşmacı olarak katılacaklar. Etkinhğin
Yuvarlak Masa bölümünde ise Prof. Dr. .\er-
min Abadan Unat, Prof. Dr. Necla Arat ve ga-
zetemiz yazarlan Ümit ZileU, Dr. Alev Coşkun,
"Kışlalfnın 'Demokratik Toplumcu Çağn'sı ve
Günümüz Türkrv'ea" konusunu irdeleyecekler.
KARAR OYBİRLÎĞÎYLE ALINDI
Bakırköy'e
Attilâtlhan parkı
tstanbul Haber Senisi - Bakırköy'de bulunan
bir parka, bir süre önce kaybettiğimiz gazetemiz
yazan Attilâ Ühan'ın adı verilecek.Bakırköy
Belediye Meclisf nde, Ataköy 2., 5. Kısım'da
bulunan ve halk arasında Kavaklı Parkı olarak
bilinen isimsiz parka, 11 Ekım'de yaşamını yiti-
ren yazanmız, Ilhan'ın adının verihnesine CHP,
AKP ve bağımsız üyelerin oybirliğiyle_karar ve-
rildi.Bakırköy Belediye Başkam Ateş Ünal Er-
zen, Ilhan'ın Türk sanatına mal ohnuş önemli
bir isim olduğunu vurgulayarak 8 bin 700
m2'lik alanda kurulu bu parka Ilhan'ın adının
verihnesinin hem kendisini hem de tüm meclis
üyelerini gururlandırdığını söyledi. Erzen, "Ka-
rann o>birliği ile ahnması da onun, toplumun
tüm kesimlerinden destek gören önemli bir halk
ozanı olduğunun kanıödjr." dedı.