Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Eğitimciler, Özel Okullar Yasa Tasansı'nın Islami kesimin eğitim alanında yayılmasını sağlayacağını vurguluyor
ÖğretimbirliğinetehditANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Eğitim-Sen Genel Başkanı AJaaddin
Dinçer, Özel Okullar Yasa Tasan-
sı'nın AKP hükûmetinin özel okul-
lara "layağı" olduğunu belirterek
"Özeffilde eğitim alanmda atoynatma-
ya hevesli olan tslami kesimlerin bu
alanda dağtlmasmı ve vayılmasını sağ-
layan bir düzenleme" dedi. CHP De-
nizli Milletvekili Mustafa Gazakrı da,
söz konusu düzenlemenin daha önce
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer
tarafından iade edilen "10 bin öğren-
dnin devlet desteği fle özel okııDarda
• Eğitimciler, daha önce Cumhurbaşkanı Sezer tarafından iade edilen özel okullara
ilişkin tasannın tekran niteliğinde olan yeni düzenlemeye tepki gösterdi. Eğitim-Sen,
eğitimin ticarileştirilmek istendiğini söyledi.
okurulması"nı içeren tasannın tekra-
n olduğunu ve öğretim birliğini teh-
dit ettiğini vurguladı.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in ön-
ceki gün gerçekleştirilen Bakanlar
Kurulu toplanhsında imzaya açıldığı-
nı bildirdiği "Özel Okullar Yasa Ta-
sansT tepkiye yol açtı. Eğitim-Sen Ge-
nel Başkanı Dinçer, tasannın neo-li-
beral politikalann bir parçası olarak
değerlendirilmesi gerektiğini söyler-
ken "Bir dönem tngütere'de, ABD'de
Reagan döneminde. ŞiH, G. Kore, Ar-
jantin ve Brezüya'da da bu sistem uy-
gulanmışü. Ancak hepsi iflas etti" de-
di. Başta eski Doğu Avrupa ülkeleri
olmak üzere, bu sisteme yeniden yö-
nelim olduğunun altını çizen Dinçer,
"Ama Latin Amerika'da bunu ırygn-
layan bükümetierin başma getenler,
AKFnin de başma getecektir" diye ko-
nuştu. Tasannın esas niyetinin ser-
maye birikim sürecine katkı sağla-
mak olduğuna dikkat çeken Dinçer,
eğitim gibi kamu hizmeti olan bir ala-
nın piyasaya açılmak ve ticarileşti-
rilmek istendiğini kaydetti. Dinçer,
şöyle konuştu:
"Bu sistem beraberinde bflginin me-
, okullann ticaretha-
Şirketyetkilüeri
limana alınmadı
Özelleştirme tdaresi Başkanhğfnca yapılan
ihale sonunda Mersin Lunanı'nm işletme hak-
kuu 49 yılbğına devTalan PSA-Akfen Ortakb-
ğı, ümanda teknik incelemeler yapmak üzere
bir ekip görevlendirdL PSA-Akfen görevKleri-
nin Hmanda inceleme yapacağuu öğrenen işçi-
ler ise dün sabah saatierinden itibaren Liman
A Kaptsı önünde beklemeye başladdar. Potis cev-
rede geniş güvenlik önlemleri anrkeo, sendika
yöneticUeriyk
1
görüşen şirket elemanlan üma-
na geimekten vazgeçtiklerini büdirdiler. Şirket
elemanlannın bu karan üzerine işçikr görev-
lerinin başma döndüler. Linıan-lş Şube Başka-
nı Recep Özbey, "Yargı kesin kararını verme-
dîği sürece Mersin limanı TCDD'ye aittir. JJ-
manda çalışanlar TCDD çahşanlandır. PSA-
Akfen'in Mersin Limanı'nda teknik inceleme
yapma hakla yok" diye konuştu.
(Fotoğraf: ABÎDÎN YAĞMUR)
neye dönmesini, velilerin ise müşteri
gibi hizmeti alım-satım ilişkisi içine
girmesini sağlar. Dolayısıyla eğitimde
firsat eşhüği derinleşecektir. Ozelük-
leeğitim alanmda at oynatmaya heves-
li olan tslami kesimlerin bu alanda
dağdmasuıı ve vayümasını sağlayan
bir düzenleme. Çünkü kısıtlayıcı hü-
kümlerin pek çoğu ortadan kalktı.
Bu, AKP hükûmetinin özel okullara
bir kryagL kamu okuüannı bitirme\e
yönefik çabasıdır. Tasannın, bu alan-
daki girişimciJere sağtariıgı teşvik de
önemMir. Bu nokta gözden kaçmama-
hdnf
Tasannın, eğitim faaliyetlerini ve
eğitimin tüm amacını bütünüyle de-
ğiştiren nitelik taşıdığını söyleyen
CHP Milletvekili Gazalcı da, "Sis-
tem, firsat eşitügi içinde eğitim göre-
bilme olanağını tamamiyle ortadan
kakhnyor" görüşünü dile getirdi. Özel
Okullar Yasa Tasansı'nın "eğitimin fel-
sefesine aykui" olduğunu ifade eden
Gazalcı, "Anayasamn42. maddesi ve
Milli Eğitim Temel Kanunu'na ayla-
n bir düzenleme'' dedi.
Uygulamanın Islami kesimin eği-
timdeki etkinliğinin artmasmın önü-
nünü açacağını ve öğretim birliğine
ters düşeceğini söyleyen Gazalcı,
"Cumhurbaşkanıbu vasayı iade eder-
ken öğretim birliğine uymadığına dik-
kat çekmiştT diye konuştu. Eğitimin
özel sektörün uıisiyatifıne bıraküama-
yacağını belirten Gazalcı, şunlan kay-
detti:
"Devietöncekendiokullannıdüzelt-
sin. Eğer özel okuDan desteklemek
için çokparasıvarsa, birokul fazia yap-
ursın, bir öğretmen fazla alsın."
ULUSLARARASI SANATIN GÜNDEMİNİ
BELİRLEYENLER BİR ARADA,
"ÇEKİM MERKEZİ"
İSTANBUL MODERN'DE!
MUTLAKA BEKLİYORUZ...
PARAYLA ÎŞ YAPMAKLA SUÇLANDILAR
HSYK 3 lıâkiıııi ihraç etti
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Hâ-
kimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK), idari yargıda görev yapan 3
hâkimi "parayia iş yapöklan" gerekçe-
siyle meslekten ihraç etti.
Eski Erzurum Idare Mahkemesi üye-
leri olan ve halen Van Vergi Mahkeme-
si üyesi Gündüz AVCL, Diyarbakır Idare
Mahkemesi üyesi Kemal Türk ve Ela-
zığ Idare Mahkemesi üyesi YumısBaran
hakkında çeşitli iddialar üzerine başla-
tılan soruşturma tamamlandı.
HSYK, Hâkimler ve Savcılar Yasa-
sı'na göre Avcı, Türk ve Baran'ın "mes-
ieğin şerefve onurunu, memurtyet nüfuz
ve hibarını bozacak nitefikte harekette
bulunduklan" gerekçesiyle ihracınaka-
rar verdi. Kurul aynca karar kesinleşin-
ceye kadar her 3 hâkimi de görevden
uzakJaştırdı. Avcı, Türk ve Baran'ın,
HSYK'nin verdiği bu karara itiraz hak-
kı bulunuyor. Itirazı bir üst kurul olarak
12 üyeden oluşan Itirazlan İnceleme Ko-
misyonu karara bağlayacak. itiraz da red-
dedilirse 3 hâkimin meslekten ihraç ka-
ran kesinleşecek.
ȂEKIM
^1 MERKEZİ
İCENTRE OF
^ÎGRAVITY
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Cezaevleri ve însanlanmız
JAMNEANTDNI
CHMST1AN BOLTM
LOtRSE BOUHOECfS
MVSHKAPOOR
O Û U O N KARAMUSTAFA
H » MOOLMAA3
JWFKO0W3
JUANMUAOZ
KEMM. ÖNSOV
s*mwoo SEBRA
MCHARD WEWT¥KWTH
MAANA WttWXALA
ZIYARET SAATLERİ
Salı-Pazar 10.00-18.00
Perşembe: 10.00-20.00
Perşembe 10.00-14 00
arası ücretsizdir.
Pazartesi kapalıdır.
ADRES
Meclis-i Mebusan Caddesi
Lıman İşletmeleri Sahası
Antrepo No: 4, 34433 Karaköy
istanbul, Türkiye
TEL: (0 212)334 73 00
«ww.istanbulmodern.org
info@istanbulmodern.org
İSTANBUL
MODERN
TEB
Cezaevlerinde acaba neler oluyor?
Avrupa Birliği ile müzakerelere başlayan
Türkiye'nin, cezaevlerinde insan haklan
karnesi nasıl? Cezaevlerinde yatan ço-
ğunlukla siyasi mahkûm ve tutuklulardan
bu köşeye mektuplar gelir. Ben de bun-
lann bir kısmını yayımlanm. Çünkü onla-
nn sesinin de duyulması gerekir. Bugün
de Bolu F Tipi Cezaevi'nden yollanmış
bir mektubu yayımlıyorum. llgilenenlerin
dikkatine...
Cemal Ağırman imzalı mektupta şun-
lar anlatlıyor
"Merhaba Sayın Oral Çalışlar,
Yaşadığımız sıkıntılan paylaşmak isti-
yorvm. Bu sefer yazmamın nedeni, ne-
ler yaşadığımızı anlamanıza yardımcı ol-
mak. Daha önceki mektubumda vücu-
dumuzdaki izleri yazdığımız mektuplann
imha karanyla engellendiğini belirtmiş-
tim. ItirazJanmız sonucu mfaz Hâkimliği
karanyla bu engel kaldınldı. Bu arada
bizleri yıldırmak amacıyla 30 Tem-
muz'da zorla sevk ettiler. 0 tarihten bu
yana hücrelerde tek başımıza tutuyoriar.
Revirde belgelidir (en azından biz öyle
sanıyoruz), yaralanmızı çıktık gösterdik.
Revir doktoruna suç duyurulan yaptık.
Nasıl sonuçlanacak hep beraber göre-
ceğiz. Cumhuriyet Başsavcılığının kara-
nnda 'tutma ve çarpma izleridir1
denili-
yordu. Işte vücudumuzdaki izleri isim
isim size anlatıyorum:
• • •
Ali Koca: Solda dirsek üzerinde 12-
15 cm. uzunluğunda 7-8 cm. genişliğin-
de kan toplama, morarma. Her iki kolda
pazı bölgelerinde morluklar. Sağ kol dir-
sekte açık yara. 4 Ağustos'ta gerçekle-
şen saldından dolayı sol bacakta diz al-
tında yara.
Kaan Kurtuluş: Sol kolda ve omuzda
kan toplaması ve morluk. Göğüs bölge-
sinde kan oturması. Yüzde darbelerden
dolayı kızanklar. Sağ kol ve omuzda kı-
zanklar. Sol dizde açık yara. Baldırda
darbelerden dolayı morluklar ve ağrı.
Sırtta ağn ve yanma hissi.
Serdar Karaçelik: Sol dirsekte, sol
bacak diz kısmında açık yara. Sol kol iç
tarafta geniş morluklar. Sol işaret ve
başparmak arasında 1-2 cm. kesik ya-
rası. Bileklerde kelepçelerden dolayı
açık yaralar ve morluklar.
Inan Göle Sağ ve sol pazı kısmında
geniş morluklar. Sırtta ağrı ve yanma
hissi.
Ali Ercan Gökcğlu: Kollannda, beiin-
de, ellerinde izler. Yara, kan oturması. 3
Ağustos'ta gerçekleşen saldından dola-
yı sağ ve sol bacakta dizden aşağıda
olacak şekilde morartılar ve kanlanma.
Belde ve bacaklarda morartı.
Celal Yayla: Sırtta kızanklık ve sıynk-
lar. İki kolda dirseklerde sıynklar. Çene-
de tekmeden dolayı şişme ve morarma.
Boğazda ve boyunda şişme ve ağn. 4
Ağustos'ta gerçekleşen saldından dola-
yı sağ bacakta ağn, morarma ve yürûme
zoriuğu.
Kenan Günyel: Sol ve sağ pazılarda
morluklar. Sol omuzda ve koltuk altında
moriuklar ve kızanklar. Sağ bacakta, bal-
dır ve kaba ette izler ve ağn. Dizlerde
kaval kemiği hizasında sıynklar. Dudak-
ta, çenede izler ve sıynklar.
Cemal Ağırman: Sağ kolda açık ka-
namalı yara. Sağ ayak başparmakta açık
yara kanamalı. Dudağın iç tarafında ka-
namalı yara. Vücutta ağn. 2 Ağustos'ta
gerçekleştirilen saldında kasıklarda sağ
tarafta şişme ve morarma. Sol diz kapa-
ğında yara, yürüme zoriuğu.
Bülent Kemal Yılchnm: Dizlerde ezik
ve yara. Belinde morluklar. Sırtında
omuz hizasında ezik moriuklar ve tırnak
izleri, yaralar...
Ercan Kutiu: Kollannda, sırtında, ba-
caklannda morluk, çizik ve yaralar. 4
Ağustos'ta gerçekleşen saldın nedeniy-
le sol kolda 20 cm. uzunluğunda 6-7
cm. genişliğinde şişlik. Sırtta moriuklar.
Bacaklannda, diz altında moriuklar.
Mustafa Tosun: Kollarda pazı hiza-
sında morluklar. Bileklerde kelepçeden
dolayı yara ve kızanklık. İki bacakta yara
ve sıynk. Sağ ve sol ayakta açık yaralar.
Dirseklerde açık yaralar. Boğazında,
boynunda ağn ve kızanklık.
Baysal Demirhan: Sağ bacakta bal-
dır kısmında 15 cm. yara. Ellerde ters-
ten ve sıkı vurulan kelepçeden dolayı
yara ve kızarıklık. Dizlerde, ayaklarda
açık yara. Bacaklannda, baldırlarında,
darbelerden dolayı izler.
Osman Nuri Ocaklı: Sağ el ve baş-
parmakta açık yaralar Kollarda moriuk-
lar. Çizikler ve yaralanmalar. Göğüs böl-
gesinde moriuklar. Başta darbelerden
dolayı ağn. Boğazda ağır ve yutma zor-
iuğu."
Işte size Bolu F Tipi Cezaevi'nden in-
san manzaraları. Bir cezaevinden bir
başka cezaevine nakledilirken, insanlar,
başlanna bunlar geldiğini söylüyoıiar.
Sizce uyduruyorlar mı? -*
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Yeni (Halkçı) Reformizmin
Maddi Temelleri
Financial Times'dan VVolfgang Munchau, Ti-
mes'dan Anatole Kaletsky gibi siyasi olarak mu-
hafazakâr, ekonomik tutum açısından neo-liberal
yazartann, Avrupa'nın "reform-sonrası" bir döneme
girdiğini, Schröder'in "refonmlannın" işsizliği azal-
tamadığını, buna karşılık halkı yoksullaştırarak eko-
nomiye zarar vermiş olduğunu söylemeleri çok an-
lamlı.
Bir süredir, "küreselleşme" döneminin kapandığı-
nı, bir ekonomi yönetimi, uluslararası ilişkilere yak-
laşım olarak "küreselleşmeciliğin" çökmekte oldu-
ğunu savunuyordum. Aynca 2000'den bu yana,
"toplumsal sorunun" yeniden gündeme geldiğine
de dikkat çekiyordum. Bu arada, "Tarihin sonu"
geride kalıyor, "devlet inşasıyla", "jeopolitik" de ge-
ri geliyordu.
Bu görüntü, sermaye açısından yeni bir kriz yö-
netme biçimi/tarzı, devletler için yeni bir dış politika
paradigması/doktrini, sol (sosyalist, sosyal demok-
rat, halkçı) için ise yeni bir muhalefet söylemi ge-
rekliliği anlamında, bir yol aynmına gelindiğini dü-
şündürüyor.
Bu üç gerekliliğin kesiştiği noktadaysa, gerek
merkez (gelişmiş/emperyalist vb.) gerekse de çevre
(az gelişmiş/bağımlı) ülkelerde, 1980'lerden bu ya-
na egemen olan Thatcher-Reagan, sonra da Clin-
ton-Blair-Schröder "reformizminden" farklı, yeni
bir "reformizmin" maddi temelleri oluşuyor.
Neo-liberalizm eskidi
Kapitalist sınıfların siyasi seçkinleri, 1970'lerden
sonra, aşın üretim (kapasite fazlası)Aaiep yetersizliği
olarak kendini gösteren yeni ekonomik krize, kısa
süren bir kararsızlıktan sonra, 1980'lerde arz tarafın-
dan müdahale etmeye karar verdiler; neo-liberal po-
litikaları benimsediler. Bu politikalar, üretim//'şyeri
düzleminde, emek maliyetlerinin düşürülmesine, ye-
ni teknolojilere direncin kınlmasına, girdi maliyetlerini
azaltıcı tedbirlere, dolaşım/bölüşüm düzleminde
de kamu mallannın sermaye tarafından mülk/talan
edilmesine (özelleştirme, vergi indirimleri, teşvik-
ler/sosyal harcamaların kısılması) odaklanan politi-
kalara öncelik verdiler. Uluslararası ilişkiler düzlemin-
de de neo-liberalizm, sermayeye yeni avlanma/talan
alanlan açmayı amaçlayan "küreselleşmecilik" söy-
lemiyle kendini gösterdi. Ne ki bu tedbirler, bir taraf-
tan kapasite fazlası ve aşın (plasmanı giderek zorla-
şan) finansal sermaye birikimi (köpük) sorunlarını
ağırlaştınrken, aynı anda, hem emek piyasasındaki
saldınlar, hem de çevre ülkelerden mali sermaye yo-
luyla gerçekleştirilen rıortumlamalar (tabii ki bu ara-
da birileri, ama giderek daralan bir azınlık, büyük
servetler topladılar) küresel düzeyde talebi daha da
çürüterek, aşın üretim sorununu daha da ağırlaştırdı.
Şimdi yine, gerek kurulu kapasrtenin ürettiklerini
emecek talepte, gerekse de mali sermayeyi emecek
piyasalarda bir yetmezlik söz konusu. Sanayi ve hiz-
metlerdeki kapasite fazlası, kokuşmuş, bir ceset gibi
gömülmeyi, kredi piyasalan, Katrina öncesinde New
Orleans sakinleri gibi kurtanlmayı bekliyor. "Neo-li-
beralizmin" bu beklentilere verecek bir cevabı kal-
madı. Şimdi talebi arttıracak ve fazla kapasiteyi yok
edecek ya da eritecek, "değersizleştirecek" yeni bir
ekonomi politikası (kriz yönetme tarzı) gerekli.
Küreselleşmecilik de...
Bu noktada, "yerel" (ulusal ya da milli kavramını
kullanmıyorum) sermayenin seçkinlerinin, devletin
rolünü, devlet-ekonomi ilişkisini ve dış politika dokt-
rinini yeniden gözden geçirmeye başlamalan çok
doğal. Çünkü talep sorunu iç pazann canlandınlma-
sını, ama aynı zamanda da bunun meyvelerinin ön-
celikle "yerii" (milli demiyorum!) sermaye tarafından
toplanmasını sağlayacak, dolayısıyla başka toplum-
sal formasyonlara ait sermayeler tarafından talan
edilmesini önleyecek, ama buna karşılık, başka sos-
yal formasyonlann pazarlanna girmeyi kolaylaştıra-
cak devlet politikalannı yaratmayı gündeme getiriyor
(Ertuğrul Özkök'ün, "Yabancı sermaye ırkçılığı"
kavramıyla "siyah ten beyaz maske" arasındaîd iliş-
kiyi bulmayı da size bırakıyorum). "Devletten so-
rumlu" seçkinler açısından bakınca da bu, daha çok
devleti kullanma, devletin ekonomik zeminini güç-
lendirme eğilimini de beraberinde getirebilir. Bu yüz-
den ben, önümüzdeki dönemde, ekonomik ulusalcı-
lığa, devletin toplumsal çelişkileri düzenleyen (otori-
ter ya da demokratik) araçlannın güçlendirmesine
yapılan vurgunun artmasını bekliyorum.
Bu süreç, gelişmekte olan ülkelerde, kendini,
ekonomik ulusalcılıktan önce kültürel, etnik ulusal-
cılığın, dine sanlan öz-savunma reflekslerinin, anti-
emperyalizmin güçlenmesi olarak kendini göstere-
bilir. Bu gelişmelerin şiddetini ve zamanlamasını
kestirmek zor, ama bir şey bence kesin, bunlann
hepsi küreselleşmeciliğin sona erdiğini (aslında artık
iflas ettiğinO gösteriyor.
Sonuç olarak, bu yeni konjonktürde, ulusalcı, an-
ti-emperyalist ve hatta anti-kapitalist reflekslerle,
"yerel" sermayenin kendini koruma refleksi arasın-
da çokça temas, örtüşme, uzlaşma noktası oluşu-
yor. Işte bu temas ve örtüşme, yeni "halkçı" bir "re-
formizmin" de maddi zeminini oluşturuyor. Bu
maddi zemin sol açısından yeni olasılıklarla olduğu
kadar yeni tuzaklaria da dolu. Diyalektik işte...
ergin.yildizoglu@ gmail.com
BekTden Kartai açddamast
• ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakanlık
Sözcüsü Akif Beki, Basın ve Halkla îh'şkiler Mü-
şavirliği'nde görevli Müşavir Mehmet Kartai ile il-
gili kamuoyuna yansıyan Brüksel'de bir Türk işa-
damını kaçırma olayına adı kanşması nedeniyle iş-
lem başlatıldığını bildirdi. Beki, "Haberlere konu
olaydaki rolünün ve hukuki durumunun resmen
tespit edilmesi haünde gereği yapılacaktır" dedi.
SMI Havacil* Yasası
• ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in, bir maddesinin yeniden görüşül-
mesi amacıyla geri gönderdiği Sivil Havacıhk Ge-
nel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkmda Ya-
sa'yı değiştirerek kabul etti. Benimsenen önergeye
göre, atamalar 1-4 dereceli kadrolara genel müdü-
riin teklifi üzerine bakan tarafından yapılacak.
Pois memuru kavga kurbanı
• ERZURUM (AA) - Erzurum'da iki aile arasın-
da çıkan kavgaya Göbbaşı Karakolu'ndaki gö-
re\h polis memurlan müdahale etti. Polis memu-
ru Cemil Ökke, açılan ateş sonucu kafasından
ağır yaralandı. Ökke'yle birükte yaralanan 3 kişi
hastaneye kaldınlırken Ökke yaşamını yitirdi.