23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2005 ÇARŞAMBA HABERLER Eğitimciler, Özel Okullar Yasa Tasansı'nın Islami kesimin eğitim alanında yayılmasını sağlayacağını vurguluyor ÖğretimbirliğinetehditANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eğitim-Sen Genel Başkanı AJaaddin Dinçer, Özel Okullar Yasa Tasan- sı'nın AKP hükûmetinin özel okul- lara "layağı" olduğunu belirterek "Özeffilde eğitim alanmda atoynatma- ya hevesli olan tslami kesimlerin bu alanda dağtlmasmı ve vayılmasını sağ- layan bir düzenleme" dedi. CHP De- nizli Milletvekili Mustafa Gazakrı da, söz konusu düzenlemenin daha önce Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından iade edilen "10 bin öğren- dnin devlet desteği fle özel okııDarda • Eğitimciler, daha önce Cumhurbaşkanı Sezer tarafından iade edilen özel okullara ilişkin tasannın tekran niteliğinde olan yeni düzenlemeye tepki gösterdi. Eğitim-Sen, eğitimin ticarileştirilmek istendiğini söyledi. okurulması"nı içeren tasannın tekra- n olduğunu ve öğretim birliğini teh- dit ettiğini vurguladı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in ön- ceki gün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplanhsında imzaya açıldığı- nı bildirdiği "Özel Okullar Yasa Ta- sansT tepkiye yol açtı. Eğitim-Sen Ge- nel Başkanı Dinçer, tasannın neo-li- beral politikalann bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyler- ken "Bir dönem tngütere'de, ABD'de Reagan döneminde. ŞiH, G. Kore, Ar- jantin ve Brezüya'da da bu sistem uy- gulanmışü. Ancak hepsi iflas etti" de- di. Başta eski Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere, bu sisteme yeniden yö- nelim olduğunun altını çizen Dinçer, "Ama Latin Amerika'da bunu ırygn- layan bükümetierin başma getenler, AKFnin de başma getecektir" diye ko- nuştu. Tasannın esas niyetinin ser- maye birikim sürecine katkı sağla- mak olduğuna dikkat çeken Dinçer, eğitim gibi kamu hizmeti olan bir ala- nın piyasaya açılmak ve ticarileşti- rilmek istendiğini kaydetti. Dinçer, şöyle konuştu: "Bu sistem beraberinde bflginin me- , okullann ticaretha- Şirketyetkilüeri limana alınmadı Özelleştirme tdaresi Başkanhğfnca yapılan ihale sonunda Mersin Lunanı'nm işletme hak- kuu 49 yılbğına devTalan PSA-Akfen Ortakb- ğı, ümanda teknik incelemeler yapmak üzere bir ekip görevlendirdL PSA-Akfen görevKleri- nin Hmanda inceleme yapacağuu öğrenen işçi- ler ise dün sabah saatierinden itibaren Liman A Kaptsı önünde beklemeye başladdar. Potis cev- rede geniş güvenlik önlemleri anrkeo, sendika yöneticUeriyk 1 görüşen şirket elemanlan üma- na geimekten vazgeçtiklerini büdirdiler. Şirket elemanlannın bu karan üzerine işçikr görev- lerinin başma döndüler. Linıan-lş Şube Başka- nı Recep Özbey, "Yargı kesin kararını verme- dîği sürece Mersin limanı TCDD'ye aittir. JJ- manda çalışanlar TCDD çahşanlandır. PSA- Akfen'in Mersin Limanı'nda teknik inceleme yapma hakla yok" diye konuştu. (Fotoğraf: ABÎDÎN YAĞMUR) neye dönmesini, velilerin ise müşteri gibi hizmeti alım-satım ilişkisi içine girmesini sağlar. Dolayısıyla eğitimde firsat eşhüği derinleşecektir. Ozelük- leeğitim alanmda at oynatmaya heves- li olan tslami kesimlerin bu alanda dağdmasuıı ve vayümasını sağlayan bir düzenleme. Çünkü kısıtlayıcı hü- kümlerin pek çoğu ortadan kalktı. Bu, AKP hükûmetinin özel okullara bir kryagL kamu okuüannı bitirme\e yönefik çabasıdır. Tasannın, bu alan- daki girişimciJere sağtariıgı teşvik de önemMir. Bu nokta gözden kaçmama- hdnf Tasannın, eğitim faaliyetlerini ve eğitimin tüm amacını bütünüyle de- ğiştiren nitelik taşıdığını söyleyen CHP Milletvekili Gazalcı da, "Sis- tem, firsat eşitügi içinde eğitim göre- bilme olanağını tamamiyle ortadan kakhnyor" görüşünü dile getirdi. Özel Okullar Yasa Tasansı'nın "eğitimin fel- sefesine aykui" olduğunu ifade eden Gazalcı, "Anayasamn42. maddesi ve Milli Eğitim Temel Kanunu'na ayla- n bir düzenleme'' dedi. Uygulamanın Islami kesimin eği- timdeki etkinliğinin artmasmın önü- nünü açacağını ve öğretim birliğine ters düşeceğini söyleyen Gazalcı, "Cumhurbaşkanıbu vasayı iade eder- ken öğretim birliğine uymadığına dik- kat çekmiştT diye konuştu. Eğitimin özel sektörün uıisiyatifıne bıraküama- yacağını belirten Gazalcı, şunlan kay- detti: "Devietöncekendiokullannıdüzelt- sin. Eğer özel okuDan desteklemek için çokparasıvarsa, birokul fazia yap- ursın, bir öğretmen fazla alsın." ULUSLARARASI SANATIN GÜNDEMİNİ BELİRLEYENLER BİR ARADA, "ÇEKİM MERKEZİ" İSTANBUL MODERN'DE! MUTLAKA BEKLİYORUZ... PARAYLA ÎŞ YAPMAKLA SUÇLANDILAR HSYK 3 lıâkiıııi ihraç etti ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Hâ- kimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), idari yargıda görev yapan 3 hâkimi "parayia iş yapöklan" gerekçe- siyle meslekten ihraç etti. Eski Erzurum Idare Mahkemesi üye- leri olan ve halen Van Vergi Mahkeme- si üyesi Gündüz AVCL, Diyarbakır Idare Mahkemesi üyesi Kemal Türk ve Ela- zığ Idare Mahkemesi üyesi YumısBaran hakkında çeşitli iddialar üzerine başla- tılan soruşturma tamamlandı. HSYK, Hâkimler ve Savcılar Yasa- sı'na göre Avcı, Türk ve Baran'ın "mes- ieğin şerefve onurunu, memurtyet nüfuz ve hibarını bozacak nitefikte harekette bulunduklan" gerekçesiyle ihracınaka- rar verdi. Kurul aynca karar kesinleşin- ceye kadar her 3 hâkimi de görevden uzakJaştırdı. Avcı, Türk ve Baran'ın, HSYK'nin verdiği bu karara itiraz hak- kı bulunuyor. Itirazı bir üst kurul olarak 12 üyeden oluşan Itirazlan İnceleme Ko- misyonu karara bağlayacak. itiraz da red- dedilirse 3 hâkimin meslekten ihraç ka- ran kesinleşecek. »ÇEKIM ^1 MERKEZİ İCENTRE OF ^ÎGRAVITY IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Cezaevleri ve însanlanmız JAMNEANTDNI CHMST1AN BOLTM LOtRSE BOUHOECfS MVSHKAPOOR O Û U O N KARAMUSTAFA H » MOOLMAA3 JWFKO0W3 JUANMUAOZ KEMM. ÖNSOV s*mwoo SEBRA MCHARD WEWT¥KWTH MAANA WttWXALA ZIYARET SAATLERİ Salı-Pazar 10.00-18.00 Perşembe: 10.00-20.00 Perşembe 10.00-14 00 arası ücretsizdir. Pazartesi kapalıdır. ADRES Meclis-i Mebusan Caddesi Lıman İşletmeleri Sahası Antrepo No: 4, 34433 Karaköy istanbul, Türkiye TEL: (0 212)334 73 00 «ww.istanbulmodern.org info@istanbulmodern.org İSTANBUL MODERN TEB Cezaevlerinde acaba neler oluyor? Avrupa Birliği ile müzakerelere başlayan Türkiye'nin, cezaevlerinde insan haklan karnesi nasıl? Cezaevlerinde yatan ço- ğunlukla siyasi mahkûm ve tutuklulardan bu köşeye mektuplar gelir. Ben de bun- lann bir kısmını yayımlanm. Çünkü onla- nn sesinin de duyulması gerekir. Bugün de Bolu F Tipi Cezaevi'nden yollanmış bir mektubu yayımlıyorum. llgilenenlerin dikkatine... Cemal Ağırman imzalı mektupta şun- lar anlatlıyor "Merhaba Sayın Oral Çalışlar, Yaşadığımız sıkıntılan paylaşmak isti- yorvm. Bu sefer yazmamın nedeni, ne- ler yaşadığımızı anlamanıza yardımcı ol- mak. Daha önceki mektubumda vücu- dumuzdaki izleri yazdığımız mektuplann imha karanyla engellendiğini belirtmiş- tim. ItirazJanmız sonucu mfaz Hâkimliği karanyla bu engel kaldınldı. Bu arada bizleri yıldırmak amacıyla 30 Tem- muz'da zorla sevk ettiler. 0 tarihten bu yana hücrelerde tek başımıza tutuyoriar. Revirde belgelidir (en azından biz öyle sanıyoruz), yaralanmızı çıktık gösterdik. Revir doktoruna suç duyurulan yaptık. Nasıl sonuçlanacak hep beraber göre- ceğiz. Cumhuriyet Başsavcılığının kara- nnda 'tutma ve çarpma izleridir1 denili- yordu. Işte vücudumuzdaki izleri isim isim size anlatıyorum: • • • Ali Koca: Solda dirsek üzerinde 12- 15 cm. uzunluğunda 7-8 cm. genişliğin- de kan toplama, morarma. Her iki kolda pazı bölgelerinde morluklar. Sağ kol dir- sekte açık yara. 4 Ağustos'ta gerçekle- şen saldından dolayı sol bacakta diz al- tında yara. Kaan Kurtuluş: Sol kolda ve omuzda kan toplaması ve morluk. Göğüs bölge- sinde kan oturması. Yüzde darbelerden dolayı kızanklar. Sağ kol ve omuzda kı- zanklar. Sol dizde açık yara. Baldırda darbelerden dolayı morluklar ve ağrı. Sırtta ağn ve yanma hissi. Serdar Karaçelik: Sol dirsekte, sol bacak diz kısmında açık yara. Sol kol iç tarafta geniş morluklar. Sol işaret ve başparmak arasında 1-2 cm. kesik ya- rası. Bileklerde kelepçelerden dolayı açık yaralar ve morluklar. Inan Göle Sağ ve sol pazı kısmında geniş morluklar. Sırtta ağrı ve yanma hissi. Ali Ercan Gökcğlu: Kollannda, beiin- de, ellerinde izler. Yara, kan oturması. 3 Ağustos'ta gerçekleşen saldından dola- yı sağ ve sol bacakta dizden aşağıda olacak şekilde morartılar ve kanlanma. Belde ve bacaklarda morartı. Celal Yayla: Sırtta kızanklık ve sıynk- lar. İki kolda dirseklerde sıynklar. Çene- de tekmeden dolayı şişme ve morarma. Boğazda ve boyunda şişme ve ağn. 4 Ağustos'ta gerçekleşen saldından dola- yı sağ bacakta ağn, morarma ve yürûme zoriuğu. Kenan Günyel: Sol ve sağ pazılarda morluklar. Sol omuzda ve koltuk altında moriuklar ve kızanklar. Sağ bacakta, bal- dır ve kaba ette izler ve ağn. Dizlerde kaval kemiği hizasında sıynklar. Dudak- ta, çenede izler ve sıynklar. Cemal Ağırman: Sağ kolda açık ka- namalı yara. Sağ ayak başparmakta açık yara kanamalı. Dudağın iç tarafında ka- namalı yara. Vücutta ağn. 2 Ağustos'ta gerçekleştirilen saldında kasıklarda sağ tarafta şişme ve morarma. Sol diz kapa- ğında yara, yürüme zoriuğu. Bülent Kemal Yılchnm: Dizlerde ezik ve yara. Belinde morluklar. Sırtında omuz hizasında ezik moriuklar ve tırnak izleri, yaralar... Ercan Kutiu: Kollannda, sırtında, ba- caklannda morluk, çizik ve yaralar. 4 Ağustos'ta gerçekleşen saldın nedeniy- le sol kolda 20 cm. uzunluğunda 6-7 cm. genişliğinde şişlik. Sırtta moriuklar. Bacaklannda, diz altında moriuklar. Mustafa Tosun: Kollarda pazı hiza- sında morluklar. Bileklerde kelepçeden dolayı yara ve kızanklık. İki bacakta yara ve sıynk. Sağ ve sol ayakta açık yaralar. Dirseklerde açık yaralar. Boğazında, boynunda ağn ve kızanklık. Baysal Demirhan: Sağ bacakta bal- dır kısmında 15 cm. yara. Ellerde ters- ten ve sıkı vurulan kelepçeden dolayı yara ve kızarıklık. Dizlerde, ayaklarda açık yara. Bacaklannda, baldırlarında, darbelerden dolayı izler. Osman Nuri Ocaklı: Sağ el ve baş- parmakta açık yaralar Kollarda moriuk- lar. Çizikler ve yaralanmalar. Göğüs böl- gesinde moriuklar. Başta darbelerden dolayı ağn. Boğazda ağır ve yutma zor- iuğu." Işte size Bolu F Tipi Cezaevi'nden in- san manzaraları. Bir cezaevinden bir başka cezaevine nakledilirken, insanlar, başlanna bunlar geldiğini söylüyoıiar. Sizce uyduruyorlar mı? -* GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Yeni (Halkçı) Reformizmin Maddi Temelleri Financial Times'dan VVolfgang Munchau, Ti- mes'dan Anatole Kaletsky gibi siyasi olarak mu- hafazakâr, ekonomik tutum açısından neo-liberal yazartann, Avrupa'nın "reform-sonrası" bir döneme girdiğini, Schröder'in "refonmlannın" işsizliği azal- tamadığını, buna karşılık halkı yoksullaştırarak eko- nomiye zarar vermiş olduğunu söylemeleri çok an- lamlı. Bir süredir, "küreselleşme" döneminin kapandığı- nı, bir ekonomi yönetimi, uluslararası ilişkilere yak- laşım olarak "küreselleşmeciliğin" çökmekte oldu- ğunu savunuyordum. Aynca 2000'den bu yana, "toplumsal sorunun" yeniden gündeme geldiğine de dikkat çekiyordum. Bu arada, "Tarihin sonu" geride kalıyor, "devlet inşasıyla", "jeopolitik" de ge- ri geliyordu. Bu görüntü, sermaye açısından yeni bir kriz yö- netme biçimi/tarzı, devletler için yeni bir dış politika paradigması/doktrini, sol (sosyalist, sosyal demok- rat, halkçı) için ise yeni bir muhalefet söylemi ge- rekliliği anlamında, bir yol aynmına gelindiğini dü- şündürüyor. Bu üç gerekliliğin kesiştiği noktadaysa, gerek merkez (gelişmiş/emperyalist vb.) gerekse de çevre (az gelişmiş/bağımlı) ülkelerde, 1980'lerden bu ya- na egemen olan Thatcher-Reagan, sonra da Clin- ton-Blair-Schröder "reformizminden" farklı, yeni bir "reformizmin" maddi temelleri oluşuyor. Neo-liberalizm eskidi Kapitalist sınıfların siyasi seçkinleri, 1970'lerden sonra, aşın üretim (kapasite fazlası)Aaiep yetersizliği olarak kendini gösteren yeni ekonomik krize, kısa süren bir kararsızlıktan sonra, 1980'lerde arz tarafın- dan müdahale etmeye karar verdiler; neo-liberal po- litikaları benimsediler. Bu politikalar, üretim//'şyeri düzleminde, emek maliyetlerinin düşürülmesine, ye- ni teknolojilere direncin kınlmasına, girdi maliyetlerini azaltıcı tedbirlere, dolaşım/bölüşüm düzleminde de kamu mallannın sermaye tarafından mülk/talan edilmesine (özelleştirme, vergi indirimleri, teşvik- ler/sosyal harcamaların kısılması) odaklanan politi- kalara öncelik verdiler. Uluslararası ilişkiler düzlemin- de de neo-liberalizm, sermayeye yeni avlanma/talan alanlan açmayı amaçlayan "küreselleşmecilik" söy- lemiyle kendini gösterdi. Ne ki bu tedbirler, bir taraf- tan kapasite fazlası ve aşın (plasmanı giderek zorla- şan) finansal sermaye birikimi (köpük) sorunlarını ağırlaştınrken, aynı anda, hem emek piyasasındaki saldınlar, hem de çevre ülkelerden mali sermaye yo- luyla gerçekleştirilen rıortumlamalar (tabii ki bu ara- da birileri, ama giderek daralan bir azınlık, büyük servetler topladılar) küresel düzeyde talebi daha da çürüterek, aşın üretim sorununu daha da ağırlaştırdı. Şimdi yine, gerek kurulu kapasrtenin ürettiklerini emecek talepte, gerekse de mali sermayeyi emecek piyasalarda bir yetmezlik söz konusu. Sanayi ve hiz- metlerdeki kapasite fazlası, kokuşmuş, bir ceset gibi gömülmeyi, kredi piyasalan, Katrina öncesinde New Orleans sakinleri gibi kurtanlmayı bekliyor. "Neo-li- beralizmin" bu beklentilere verecek bir cevabı kal- madı. Şimdi talebi arttıracak ve fazla kapasiteyi yok edecek ya da eritecek, "değersizleştirecek" yeni bir ekonomi politikası (kriz yönetme tarzı) gerekli. Küreselleşmecilik de... Bu noktada, "yerel" (ulusal ya da milli kavramını kullanmıyorum) sermayenin seçkinlerinin, devletin rolünü, devlet-ekonomi ilişkisini ve dış politika dokt- rinini yeniden gözden geçirmeye başlamalan çok doğal. Çünkü talep sorunu iç pazann canlandınlma- sını, ama aynı zamanda da bunun meyvelerinin ön- celikle "yerii" (milli demiyorum!) sermaye tarafından toplanmasını sağlayacak, dolayısıyla başka toplum- sal formasyonlara ait sermayeler tarafından talan edilmesini önleyecek, ama buna karşılık, başka sos- yal formasyonlann pazarlanna girmeyi kolaylaştıra- cak devlet politikalannı yaratmayı gündeme getiriyor (Ertuğrul Özkök'ün, "Yabancı sermaye ırkçılığı" kavramıyla "siyah ten beyaz maske" arasındaîd iliş- kiyi bulmayı da size bırakıyorum). "Devletten so- rumlu" seçkinler açısından bakınca da bu, daha çok devleti kullanma, devletin ekonomik zeminini güç- lendirme eğilimini de beraberinde getirebilir. Bu yüz- den ben, önümüzdeki dönemde, ekonomik ulusalcı- lığa, devletin toplumsal çelişkileri düzenleyen (otori- ter ya da demokratik) araçlannın güçlendirmesine yapılan vurgunun artmasını bekliyorum. Bu süreç, gelişmekte olan ülkelerde, kendini, ekonomik ulusalcılıktan önce kültürel, etnik ulusal- cılığın, dine sanlan öz-savunma reflekslerinin, anti- emperyalizmin güçlenmesi olarak kendini göstere- bilir. Bu gelişmelerin şiddetini ve zamanlamasını kestirmek zor, ama bir şey bence kesin, bunlann hepsi küreselleşmeciliğin sona erdiğini (aslında artık iflas ettiğinO gösteriyor. Sonuç olarak, bu yeni konjonktürde, ulusalcı, an- ti-emperyalist ve hatta anti-kapitalist reflekslerle, "yerel" sermayenin kendini koruma refleksi arasın- da çokça temas, örtüşme, uzlaşma noktası oluşu- yor. Işte bu temas ve örtüşme, yeni "halkçı" bir "re- formizmin" de maddi zeminini oluşturuyor. Bu maddi zemin sol açısından yeni olasılıklarla olduğu kadar yeni tuzaklaria da dolu. Diyalektik işte... ergin.yildizoglu@ gmail.com BekTden Kartai açddamast • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, Basın ve Halkla îh'şkiler Mü- şavirliği'nde görevli Müşavir Mehmet Kartai ile il- gili kamuoyuna yansıyan Brüksel'de bir Türk işa- damını kaçırma olayına adı kanşması nedeniyle iş- lem başlatıldığını bildirdi. Beki, "Haberlere konu olaydaki rolünün ve hukuki durumunun resmen tespit edilmesi haünde gereği yapılacaktır" dedi. SMI Havacil* Yasası • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, bir maddesinin yeniden görüşül- mesi amacıyla geri gönderdiği Sivil Havacıhk Ge- nel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkmda Ya- sa'yı değiştirerek kabul etti. Benimsenen önergeye göre, atamalar 1-4 dereceli kadrolara genel müdü- riin teklifi üzerine bakan tarafından yapılacak. Pois memuru kavga kurbanı • ERZURUM (AA) - Erzurum'da iki aile arasın- da çıkan kavgaya Göbbaşı Karakolu'ndaki gö- re\h polis memurlan müdahale etti. Polis memu- ru Cemil Ökke, açılan ateş sonucu kafasından ağır yaralandı. Ökke'yle birükte yaralanan 3 kişi hastaneye kaldınlırken Ökke yaşamını yitirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle