21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
\ 10 EKİM 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J V l J LJ J. U 1 \ [email protected] 15 HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ Svuingle Singers Ankara'da • ANKARA (AA) - Svvıngle Singers, Bilkent Senfonı Orkestrası eşliğinde Çankaya Beledi- yesi Gösteri Merkezı'nde başkentli sanatse- verlerle buluştu. Bilkent Senfoni Orkestrası eşliğinde film müziklennden Beatles'ın ta- nınmış parçalanna kadar uzanan repertuvannı sunan topluluk, bugüne kadar dünyanın dört bir yanında 4 bine yakın konser gerçekleştir- di. 1963'ten bu yana varhğını koruyarak vo- kal topluluklar arasında en uzun soluklu grup olmayı başarmış olan Svvingle Singers, Beat- les'tan Bach"a uzanan repertuvanyla dikkatı çekiyor. Bundan 42 yıl önce Paris'te başlattığı bır geleneğı hâlâ büyük bir başanyla sürdüren topluluk, bugüne kadar 5 Grammy Ödülü ka- zandı. Grup, konserde film müziklerini yo- rumladıgı 'Screen Tested' adlı albümündeki parçalan Türkiye'de ilk kez seslendirdi. Kohar'la dostiuk köprüsü • Kiiltür Senisi - Ermenistan"ın en tanınmış müzik topluluklanndan Kohar Senfonik Or- kestra ve Korosu, Lütfı Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda bugün, yann ve 12 Ekim tarihlerinde saat 20.30'da üç konser vere- cek. Genel sanat yönetmenliğini Sebuh Apkar- yan'ın üstlendiği Kohar Senfonik Orkestra ve Korosu, 1988 yılında Gümrü'yü yerle bir eden depremden hemen sonra kuruldu. Depremin ar- dından yalnızca ön cephesı kalan Gümrü'nün en görkemli binalanndan biri, Ermeni besteci Aram Haçaturyan'ın çocuklannca restore edil- di ve bestecinin anısına, annelerinin adıyla 'Kohar Müzik Okulu' olarak hizmete açıldı. Okulun orkestra ve korosu ıse o tarihten bu ya- na pek çok konser verdi ve albüm yaptı. Hikmet Şimşek anılıyor • ANKARA (AA) - Ünlü or- kestra şefı Hikmet Şimşek, ölü- münün 4. yıldönümü olan 12 Ekim'de 4 orkestra ile 2 koro- nun sahne alacağı görkemli bir etkinlikle anılacak. Opera-Bale Sanatlannı Gelıştirme Vakfı ta- rafindan Devlet Resim ve Hey- kel Müzesi'nde ücretsiz olarak düzenlenen et- kinlik öncesinde, sanatçrnın eşi Nihal Şimşek bir sergi açacak. Konserde, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Orkestrası, Bursa Devlet Senfoni Orkestrası, tzmir Devlet Sen- foni Orkesrrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası TRT Çocuk Korosu ve Devlet Çoksesli Korosu sahneye çıkacak. Kapanan zamanın aralığındaVüs'at O. Bener'i düşündüğümde, aramızda kalan zamanın izlerine dönüp bakanm. Buluştu- ğumuz anlarm getirdiği sözlerle çıktıgımız yol- culuklarda hep yazının, insana doğru gitmenin anlarm vardı. Metinlerine gitmek kadar zenginleştiriciydi onunla söz söze durmanız. Gülümserdiniz, iro- nisinin aralanan kapısından girince, her bir sö- zünü tartarak konuşmasının anlamının nereye çıkabileceğini düşünürdünüz ister istemez. Son konuşmalanmızdan birinde ona şu soru- lan yöneltmiştim: Yazma duygunuzu sürekli kö- rükleyen nedir? Bir olay, bir görüntü, bir atmos- fer, sizde derin iz bırakan bir acı ya da toplum- daki o sarsıntı. Sizi yazmaya iten nelerdır? Belirgin olarak belirttiğiniz hususların hemen hemen hepsinin bir ölçüde etkisinin olduğunu kabul etmek gerekir. Bunlann oluşmasına ya da anlatıma bir katkısı olur. Fakat birebir olan iliş- kilerde -çok derinden, sarsan ılişkilerde- bunlar bir yerde birikmeye bırakıhyor. Oluşuyor, beni rahatsız edecek boyutlara vanyor. Mayalamyor iyice. Yalnız tabii iyice pişmiş olması gerektiği- ni de söyleyebilirim. Benim üzerimdeki etkisi büyük ölçüde oluştuğu zaman ben bunu kaleme almaya başlayabiliyorum. Sonra tabii o serüven başka bir şey, kalem serüveni ayn. Özünü yansıtmaya çalışmalc Peki oraya geleceğiz de... Orda bir simyager tavn var aslında sizde. Yazdıklannızda çok ka- palı gibi gözükse de bir metın. Diyelim ki çok öz bir şeyi veriyorsunuz. Mesela ben o kapalılıktan, o örtük gibi gözükenden şunu anlıyorum: Hani meyvenin bir özü vardır. Siz ona başka şeyler de kattığınızda o genleşir, çoğalır da. tki şey var: Bi- rincisi, bütün olumsuzluklan ayıklıyorsunuz, özünü yansıtmaya çalışıyorsunuz. Üancisi ise, bir kez okunup geçilmiyor yazdıklanmz. Tekrar döndürüyor. Yavaş yavaş bir şrnngayı vurur gi- bi ya da şok geçirtir gibi... Okurken sancı duy- duğumu hissediyorum bazen. Özellikle Ka- pan'daki öykülerde. Okurken bir yerimin incin- diğini hissediyorum. Yazınızda aslında kışkırtan bir yan var. Siz yazarken de o sancıyı hissediyor musunuz? Gerçek anlamdabir acırun bende yoğunlaşma- sı, benı son derece rahatsız etmesi diyelim ona. 0 oluşmazsa zaten öyküyü olmuş olarak saymı- yorum. O çok garip bir şey. Mutlak bende de bir tepki uyandırmalı, öfkelenmeliyim, hatta ağla- mahyım. Neden böyle oluyor bu öykü, neden be- m bu taraflara çekip götürüyor. Okuru ben ne- den daha acı taranma sürüklüyorum? Kendili- ğinden oluşuyor... Şimdi o günün notlanna göz atınca, ne çok şe- OKUMA ÖNERILERI * Vüs'at O. Bener: Bütün yapıtlan Yapı Kredi Yavınları tarafından vayımlanıvor: (Öykü): Dost, 1952; Yaşamasız, 1957; Siyah/Beyaz, 1993; Mızıkah Yürüyüş, 1997; Kara Tren, 1998; Kapan, 2001, (Roman); Buzul Çağının Virüsü, 1984; Bay Muannit Sahtegi'nin Notlan, 1991. (Oyun): Ihlamur Ağacı, 1962; İpin Ucu, 1989. (Şiir); Manzumeler, 1994. * Semih Gümiiş: Vüs'at 0. Bener: Anlatı Yazan, 2000, Adam Yav, 137s. * Vüs'at 0. Bener 'Bir TuhafYalvaç', Yay. Haz.: Alpagut Gültekin, 2004, Norgunk Yay., 222 s. BELLEKKUTUSU "Ciddi biçimde vakanüvislik için gerekti notlarım yok, ama belleğime oldukça güveniyorum. Pek vurucu noktalar vardır, onları notlarımda olduğu gibi kullanmışımdır, ama geri kalanı büyük ölçüdeyaşanmıslığa dayanır. Yaşayamadığım, bir bakıma yaşamayı tasarlayamadığım şeyleri kolayca yazıya dökemedim. Kurgu ustalığı Erhan Bener'in gücünde bir şey. Onda kurgulama çok güçlü, ayn birplanda, bende oyok. Yaşamadığım şeyleripek iyiyazamıyorum galiba. Şimdi vakanüvislik derken de, tabii. tanık olduğum şeyleri de ilginç noktalarda, belli nirengi noktalan olarak yazılanmda, öykülerimde kullanmışımdır. Tam değil ama bu var. Keske daha aynntılı notlar alabilseydim diyorum, o zaman da belki kuru biryazar olur çıkardım, bilemiyorum." Vüs at 0. Bener yi konuştuğumuzu görüyorum. Defterimde Be- ner'e dair yazdıklanmın arasında Kasım 2001 'deki buluşmamıza daır uzun bir metın (Ka- panan Gün) var, bir de o günün güncesi. Bir ye- rinde şunlan yazmışım: 26 Kasım, Pazartesi Ankara'nın kara mı kara bir soğuğunda, Oran Şehri ayazından geçip Çankaya"nın duldasında- ki Sedat Simavi Sokağı'na girdiğimde, Vüs'at Bey'in o küçümencik yazıevi canlanıvermişti gözümde. "Bütün bir ömrü yaşadık duygusu"nu ve- ren son anlatılarının toplamı Kapan'ın yaşattığı bellek şokuna bir kez daha düşmemek için son kez kapağını açmaya yanaşmamış, biraz önce Oran Şehri'nde söze durduğumuz Erhan Be- ner'in anlattığı Yalnızlar romanının öyküsüyle Buzul Çağımn Virüsü'nün eş yanlannın neler olabileceğini düşünmeye başlamıştım. Oysa, ak- lımda başka sözler vardı... Kitaplannı bir bir ko- nuşmaktansa; onun yazısının debisine, ondakı yazma duygusunun anakarasına doğnı bir yol- culuğa çıkmaktı düşüncem. Öyle de oldu! Ka- panan zamanın aralığından bakıyonım onun yaz- dıklanna şimdi. Yeni baştan okuma duygusu sa- nyor beni. Sesi kulağımda. Gülümsemesi, ka- pandığı yerden çıkıp hayata yazının ucuyla bak- ması... Yazdıklanyla edebiyatımıza açtığı kapı- mn her an yeni'anlamlı, bakılıp yorumlamaya değer ohnası az şey değil. Ama benim için daha da önemlisi bu geçip gidilen dünyada öyle bir ya- zı ustasını tanımak, yazıda acının nasıl sağalabi- leceğini öğrenmek oldu. Yazı ki, ölüme karşı ha- yatı savunmuyor sürekli... Gidencandı, kalan ise söz ve sesi oldu onun... Iç coğrafyamızın rengi- ni yazıda gösterendi çünkü o. tlhan Selçuk ve Turgut Özakmanın katıldığı panel büyük ilgi gördü. (UĞUR DEMÎR) 'Anadolu y yu işgalden 'Şu Çılgın Türklefdeki özellikler kurtardı' BAKIRKÖY 2. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Esas No: 2005 2264 Tal. Bır borçtan dolayı hacızli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetlen yazılı mallar satışa çıkanlmışttr. Bınncı arttırma 27.10.2005 günü saat: 13.00 ıle 13 10 saatlen arasında Genç Osman Mah. Semız Sok. No: 24 bodrum kat Güngören adresinde yapılacak ve o günü kıymetlerının % 60'ına isteklı bulunmadığı takdirde 01.11 2005 günü aynı yer ve saarte 2 arttırma yapılarak satılacağı, şu kadar ki, artırma bedelınin malın tahmın edı- len kıymetm % 40'ını bulması ve satış ısteyenın alacağına rüçhan olan alacaklının toplamından fazla olması ve bun- dan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesının şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden %.. oranında KDV'nın alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesının ıcra dosyasında görülebıleceği, masrafı verildıği takdir- de şartnamenın bır örneğının ısteyene göndenleceğı. fazla bılgı almak isteyenlerm yukarıda yazılı dosya numarasıy- la daıremıze başvurmalan ilan olunur. 30.09.2005. Muhammen kıymeti Lira Adedi Cinsi, mahiyeti ve nitelikleri 320 000.00 YTL 8 Shima Seıkımarka elektronik örgü ma kınası model MFG SES 234 FF-14 G-6426 seri no'lu SES 234 FF-14 G-7654 sen no'lu SES 234 FF-14 G-7659 sen no'lu SES 124 S-12 G-1849 seri no'lu SES 234 S-12 G-7233 seri no'lu SES 234 S-12 G-7363 sen no'lu SES 122 RT-12 G-2574 sen no'lu SES 122 RT-12 G-2573 seri No'lu 20.000.00 YTL 2 Shime Seıkı SDS-1-40 ve SDS-11-428 sen no'lu desen bılgısayan. (lc. If. K. 114 1. 114/3) Yönetmelik Örnek No: 25 Basın: 46798 SELCEN AKSEL Türkiye'nin en çok satan kitaplan arasında birincı sıra- daki yerini koruyan Kurtuluş Savaşı'nm romam "Şu Çıl- gm Türkler"in yazan Tur- gut Özakman ve Gazetemiz İmtiyaz Sahibi tlhan Selçuk, 24. TÜYAP Kitap Fuarı kap- samında düzenlenen panelde dinleyicilerle buluştu. Sel- ;uk, Türklerin, Anadolu'nun şgalinden "Şu Çılgın rürkler" kitabında inlatılan özellikleri sa- yesinde kurtulduğuna ışaret etti. "Şu Çılgın Türk- ler" kitabının "bay- raklaşmasının" bir kültür hareketi olduğu- nu kaydeden Selçuk, "Bir durumdayız a- • ma ne durunıda olduğumu- zu bilnıek gerek" dedi. Kita- bm adının bir gerçeği dile ge- tirdiğuıi söyleyen Selçuk, "Anadolu'ya geliyoruz ve Osmanlı devletini kuruyo- ruz, az buz bir devlet değil. Celdiğimizde burada olan Eıristiyanlarla birlikte ya- şımayı başarıyoruz. Öyle bir imparatorluk kuruyo- raz ki her tür insan var ve bunlara ilişmiyoruz. 600 > ıl- lık imparatorluğun son dö- nemlerindeki gibi değil, müthiş bir örgütlenme, çıl- gın Türklüğün bir başka göstergesi. Sonra Osmanlı düşkünleşiyor. Batı'daki bi- lim devrimi, aydınlanma sü- reciyle" diye konuştu. Selçuk, Türklerin işgalden kurtulmasının kitapta anlatı- lan özelliklerin Atatürk ve ona destek veren insanlarda ortaya çıkmasıyla mümkün • TÜYAP Kitap Fuarı kapsannnda düzenlenen panele 'Şu Çılgın Türk- ler' kitabının yazan Özakman'la bir- likte katılan Selçuk, Türklerin işgal- den kurtuluşunun kitapta anlatılan özelliklerin Atatürk'te ortaya çıkma- sıyla mümkün olduğunu belirtti. olduğunu belirtti. Selçuk, ko- nuşmasında şunlan kaydetti: "Bu mücadeleyi anlatan bu kitap aynı zamanda bir me- saj, şiir, edebi değer, bir bi- linç. Sevr, Avrupa'nın ese- ri, nitekim o günlerden bu- güne kalan birtakım şeyle- ri de yeniden gündeme ge- tirmeye çabşıyorlar, Bir Er- meni soykınmı savı, Rum- luk davası neden bu za- manda çıktı? Anadolu üze- rindeki bütün emellerini AB müzakarelerine yansıt- mak için ellerinden geleni yaptılar. Şu anda Türki- ye'ye baktığmız zaman ılımlı İslam modeli uygu- lanmaya başlandı." AB'nin "dışa dönük yüzünün em- peryalist" olduğunu belirten Selçuk, buna en iyı örneğı İn- giltere'nin Irak işgalinin oluşturduğunu söyledi. Sel- çuk, "AB'ye girelim ama insan gibi girelim, ta- rihimiz bize bu hakkı veriyor" dedi. Türklerin Orta As- ya'dan Anadolu'ya gel- dıklerinde kimseyi ken- dilerine benzetmeye çalışmadığını anlatan Ozakman ise Osman- lı'mn bugün anılan "muhteşem hanedan- larının", "şairleriyle, mi- marlanyla, sanatçilarıyla" var olduğuna dikkat çekti. Anadolu halkının Avrupa ta- rafından kendisine biçilen ke- feni -giymediğini belirten Özakman, "Aşağılık duygu- su, son iki yüz yılda Osman- lı İmparatorluğu'nu yöne- tenlerin en büyük zaafı ola- rak ortaya çıkmıştı. Ama bu kronik bir hastalık, arada bir nüksedivor" dedi. İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞFNDAN Dosya No: 2000 4 Davacı Müflıs Mannara Bankası AŞ Iflas ldaresi tarafından davalılar Yaşar Akar. lsmaıl Şener Kaya mirasçılan Şerife Gülseren Kaya, Ahmet Faık Kaya. llkay Necibe Kaya, llter Faik Kaya aleyhıne açılan alacak davasının yargı- laması sonunda mahkememızın 2000 4 esas. 2005 482 kârar sayılı 21.7.2005 tanhlı ılamı ıle taleple suıırlı olarak davanın kabulüne, tahsılde tekerrür olmamak kaydıyla toplam 53.473.902.365.-TL'nin 30.12.1999 dava tarihinden itıbaren 7.725 976.365.-TL esas alacak bölümüne yürütülecek yıllık % 112.5 temerrüt faizi ve faızın %5'ı oranmda BSMV'sı ıle birlikte davalı ve diğer davah mırasçılanndan tahsili ile davacıya venlmesine, yargı giderlerının davalı- ya yüklenmesıne dair verilen işbu hüküm özetı, adresi zabıta araştırmasına rağmen tespıt edilemeyen davalılar Yaşar Akar, Ismail Yener Kaya mirasçılan Şerife Gülseren Kaya, Ahmet Faık Kaya. llkay Necibe Kaya, llter Faık Kaya'ya ılanen tebliğ olunur. Basın: 46649 İLAN ÇAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2004/459 Nuray Işık tarafından Melih Işık aleyhine açılan bosanma davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sıra- sında dava dılekçesi davalıya tebliğ edilememış olup ilanen tebliğıne karar venlmekle: Bartın. Kumcaşile Kapısuyu köyü nüfusuna kayıtlı ve Gürpınar merkez Yenı Alttnteknik Sitesi B Blok. Da: 1, Bölüm: 11 Büyükçekmece'lstanbul adresinde mukım Feyzi ve Şengül oğlu 1973 doğumlu MELİH IŞIK'm duruşma günü olan 6 12.2005 günü saat 9'da bızzat veya vekil aracılığı ile duruşmada hazır bulunması, aksi halde yokluğun- da karar verileceğı hususu teblıg yenne kaım olmak üzere ılan olunur. 28.9.2005 Basın: 46623 TC KÜÇÜKÇEKMECE 3. AİLE MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004/129 SERKANT VATANPERVER'E İLANEN TEBLIGAT Da%acı Mıhriban Vatanperver tarafından, davalı Serkant Vatanperver aleyhine açılan şiddetlı geçimsizlık nedeni ile boşanma davasmda dava dilekçesınde özet olarak davahdan boşanmalanna karar venlmesmı ıstemıştır. Davahnın Istanbul Caddesı. N: 21 Menekşe Florya Bakırköy Istanbul adresine çıkartılan teblıgat tannımadığın- dan bahısle iade edılmış, kolluk kuvvetlennce yapılan araştumada da davalınm adresi tespit edilemediğinden Samı ve Muazzez oğlu Kırklarelı. Lüleburgaz Kocasinan C 4 H 244'de nüfusa kayıtlı davalı Serkant Vatanperver'in du- ruşma günü olan 26.12.2005 günü saat: 09.20'de mahkememız duruşuma salonunda bu davayla ilgili tüm kanıtlan ıle bırlıkte hazır ohnası veya kendisinı bır vekil ile temsil ettırmesı. mazeretsız olarak duruşmaya katılmadığı takdiı- de yargılamanın yokluğunda yapılarak karar venleceği ılanen tebliğ olunur. Basın: 46717 Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet Deniz İHTlYAROĞLU THE OBSERVER'IN İDDIASI Nobeljürisinde 'Pamuk'kriy • îngiltere'de yayımlanan Observer gazetesi, Nobel Edebiyat Ödülü jürisinin, Orhan Pamuk konusunda bölündüğünü yazdı. The Observer, ödülü alan ismin açıklanmasının bu nedenle geciktiğini öne sürdü. LONDRA (ANKA) - Nobel Edebiyat Ödülü jürisinin, ödülün Orhan Pamuk'a verilmesi konusunda bölündüğü, bunun sonucunda ödül sahibüıin ilanının geciktiği belirtildi.îngiltere'de yayımlanan The Ob- server gazetesi, çalışmalan çok gizli bir biçimde sürdürülen Nobel Edebiyat Ödülü jürisinin, Pamuk konusunda bölündüğünü yazdı. Gazete, gecikme sonucu ödülün son 10 yılda ılk defa diğer Nobel ödülleriyle aynı haftada ilan edilmediğine dikkat çekti. Nobel ödülleriyle belirli bir alanda hayat boyu başannın ödüllendirildiğini, ödülün tutannın 10 milyon Isveç Kronu (yaklaşık 1.74 milyon YTL) olduğunu kaydeden ga- zete, edebiyat ödülünün perşembe günü ilan edilmesinin öngörüldüğünü yazdı. Pamuk'un edebiyattaki üstün yeteneğini gösterdiğini belirten gazetede "Ancak ya- zar, bu yılın daha erken bir tarihinde bir gazeteyİe yaptığı söyleşide Türk devleti- nin 20'nci yüzyılda Ermeniler ve Kürt- lere karşı işlenen bir soykırımdan so- rumlu olduğunu beyan etmesi nedeniyle tartışmalıdır. Bu açıklamalan nedeniyle bir dava ile karşı karşıya" denildi. Gözlemcilere göre, AB'nin "Pamuk da- vasını kınamadan" Türkiye ile üyelik müzakerelerini başlatma karan nedeniyle Nobel Edebiyat Ödülü'nü veren Isveç Akademisi'nin bazı üyelerinin siyasi yön- den zor durumda hissettiklerini belirten gazete. Nordstedts Yayıncılık şirketinden Svante VVeyler'in "Eğer gerçekten bir Pamuk kavgası varsa, akademinin istek- sizliğinin siyasi veya tartışmalı olma korkusundan değil, edebiyatın siyaset tarafından gölgelenmesi kaygısından kaynaklamyor" sözlerine yer verdi. The Observer, Pamuk konusundaki tar- tışmamn Salman Rüşdü konusunda yaşa- nanlan annnsattığını belirterek 1989 yılnı- da Isveç Akademisi üyelerinden Kerstin Ekman'ın diğer üyeleri Salman Rüşdü hakkındaki fetvayı kınamaya çağırdıgını, ancak ret yanıtı aldığuıı, bunun üzerine Ekman ve diğer bir üye olan yazar Lars Gyllensten'in Nobel ödülü seçim sürecin- den istifa ettiklerini anımsattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle