Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 2005 CUMARTESİ
HABERLER
YOK'ü özel üniversitelerin açılmasını engellemekle suçlayan Başbakan'a Teziç'ten sert tepki:
Hukuksuzluğa itiyorlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yükseköğretım Kurulu(YÖK) Baş-
kanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Başba-
kan Recep TayyipErdoğan'ın, YÖK'ü
''özel üniversitelerin açılmasını engel-
kmeJde" suçladıgını anımsatarak "Yet-
kimiz olmayan bir alanda bizden yet-
ki kuDanmamızı istemek, hukuka uy-
gun işlem yapmamayı teşvik etmek
anlamına geÛr" dedi. Teziç, Erdo-
ğan'm anayasal bir kurum olan YÖK'ü,
devlet adabıyla bağdaşması zor söz-
cükJerle itham ettiğini vurguladı.
Teziç, Rektörler Komitesi toplan-
tısından önce yaphğı açıklamada Er-
doğan'ınBahçeşehirÜniversitesi'nin
akademik yılının açılışı nedeniyle
yaptığı konuşmada YÖK'e, eleştiri-
yi aşan ve hayli ağır üslupla itham-
lar yönelttiğini dile getırdi.
K ACIR SÖZCUKLER'
Başbakan'ın, YÖK'ü yeni üniver-
sitelerkunılmasını engellemekle suç-
ladığını anımsatan Teziç, "Başbakan,
YÖK'ü bu konuda izin vermemekle
değerlendiriyor. Burada, kullamlan
sözcükleri tekraretmiyorum. Bunlar
çok ağır sözcükler. Bir üniversite or-
tamında, öğrencilerin ailelerinin bu-
lunduğu bir ortamda, bir anayasal
kurumun, devlet adamı adabıyla bağ-
• YÖK-hükümet gerginliği
tırmanıyor. YÖK Başkanı
Teziç, üniversiteleri öğretim
üyesi yetiştirmemekle
suçlayan Başbakan
Erdoğan'm akademik
personel atamalanna engel
koyduğunu söyledi.
Erdoğan'ın kendilerini yeni
üniversite açılmasına izin
vermemekle itham ettiğini
de dile getiren Teziç,
"Yetkimiz olmayan bir
alanda yetki kullanmamızı
istiyorlar" dedi.
daşması çok zor sözcüklerte itham
edilmesi. biitün üniversite camiasuıı
yaralanuş durumdadır" dedi.
Ünıversite açılışıyla ilgili yasal dü-
zenlemeler bulunduğunu vurgulayan
Teziç, şöyle konuştu:
"Ozel üniversite açıbnası yönünde
bizim engelkAİci ohnamız değerlendi-
rifirken yürürtükteki kurallan haür-
latmak lazım. Anayasanın 130. mad-
desi iki tip ünhersiteden söz ediyor, ki
ikisi de kanıu kurunıu nitebğindedir.
Bunhrdan biri deviet üniversiteleri, di-
ğeri vakıf ünhersiteleridir. Bir özel
üniversite kurulması yönündeki ifa-
denin bu maddede yer almaması kar-
şısında bizim yasaklayıcı obnamız za-
ten düşünülemez. Büyük bilgi eksik-
tiğinden kaynaklanan bu hususu de-
ğerli danışmanlar daha iyi değerlen-
direceklerdir. Ancak, yetkimiz olma-
yan biralanda bizdenyetki kuflanma-
nuzı istemek, hukuka uygun işlem
yapmamayı teşvik etmek anlamına
gelir. Kakh ki anayasanm 6. madde-
sinde hiçbir kişi ve organ, kaynağını
anayasadan ahnayan bir devkt yetki-
sini kuDanamaz. Eğer, siyasi sorum-
luhığu yüklenmiş biri bizi hukuksuz
alana doğru itme ihtiyacmı hissedi-
yorsa, bunun yohı bu degildir. O ko-
nularda yeni düzenletneler yapüarak
buna çözüm getirilebiür. anıa bizden
birçözüm istenmesi hukukde\1eti an-
layışı ile bağdaşmaz."
Üniversitelere tahsis edilen kadro-
lann sayısı ve kullanılma usulünde bu-
güne kadar büyük engellerle karşılaş-
tıklannı belirten Teziç, bu engelleri
REKTÖRLER:
Atamalar
sürecekANKARA/İSTANBUL
(Cumhuriyet) - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın yayımladığı
genelge ile üniversitelere doçent
ve profesör harici akademik
personel atanmasını
durdurmasına tepki gösteren
rektörler, atamalanna devam
edeceklerini bildırdi. Öte
yandan Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik de
"Ünhersitelerde hiçbir
kadronun dondurulmadığuu"
belirterek "Üniversitelerde
kadro ihtiyacı ne ise, ne kadarsa
kesinlikle bir plan program
dahüinde kendilerine
veribnektedir" dedi.
Rektörler, dün toplanan
Üniversitelerarası Kurul
toplantısında Başbakan" ın
akademik personel atamalannı
engelleyen 25 Eylül tarihli
genelgesinin kabul edilemez
olduğu görüşünde birleşti.
Yasayla, araştırma görevlilerinin
atamalannın da durdurulduğunu
belirten rektörler, bunun
üniversitelerin bilimsel
niteliğine vurulmuş bir darbe
olduğunu kaydetti. Danıştay'ın
aynı konulu genelgelere
yürütmeyi durdurma karan
verdiğine dikkat çeken rektörler,
üniversitelere akademik
personel atamalanna devam
edeceklerini bildirdi.
İstanbul'da okul açıhşlanna kaolan Bakan Çelik, ünhersitelerde kadrolann dondurulmadığını söyledi (AA)
Çelik: Kadro dondurulmadı
Haber Merkezi - Üniversitelerde kadrolann dondu-
rulduğu iddialannı yanıtlayan Milli Eğıtım Bakanı
Hüseyin Çeük, "Üniversitelerde kadro ihtiyacı ne
ise kendilerine verilmektedir" dedi. Ümraniye'de
Bilge Soyak îlköğretim Okulu ve Erkut Soyak Li-
sesi'nin açılış töreninden sonra gazetecilerin soru-
lannı yanıtlayan Çelik, "ünhersitelerde kadrolann
dondurulup dondurulmadığunn" anımsatılması
üzerine, hükümet göreve başladığından bu yana 3
yılda toplam olarak üniversitelere tahsis edilen
kadrolann 14 bin 500 civannda bulunduğunu bil-
dirdi. Bakan Hüseyin Çelik, "Ünhersitelerde hiçbir
kadro dondurulmamışûr. Ünhersitelerde kadro ih-
tiyacı ne ise, ne kadarsa kesinlikle bir plan, program
dahilinde kendilerine verilmektedir'' dedi. Ço-
rum'da yurttaşlara seslenen Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan da YÖK'e mesaj gönderdi. Erdoğan,
"Düz Hse, meslek lisesi gibi aynmlara asla taham-
mülümüz yok. Gün ola harman ola, bunlar da or-
tadan kalkacak" diye konuştu.
Ilahiyat fakültesi mezunu yüksek lisanslı ögretmenlere basamak sınavı uygulanmayacak
Itnamlar sınavdan muaf
FIRATKOZOK
ANKARA - Ankara Üniversitesi
Ilahiyat Fakültesi ve Atatürk Üni-
versitesi Islami Bilimler Fakülte-
si'nden mezun olan öğretmenler, Ka-
riyerBasamaklannda Yükselme Sı-
navı'ndan muaf olacak.
Ilahiyat Fakültesi mezunu olup te-
mel islam bilimlerinden, tefsir, ke-
lam, hadis ve İslam hukuku alanla-
nnda tezli yüksek lisans öğrenimini
tamamlamış din kültürü ve ahlak bil-
gisi, imam hatip lisesi meslek ders-
leri ve meslek dersleri Arapça öğret-
menleri de sınava girmeyecek.
Bakanlık, Yükselme Sınavı ile il-
gili kritik bir adım daha attı. Bakan-
lık kendisine gelen talepler sonucun-
da 5 yıllık eğitim alan ılahiyat ve ts-
lami bilimler fakültesi mezunu öğret-
menlerin sınavdan muaf tutulup tu-
tulmaması konusunda YÖK'ten gö-
rüş istedi.
YÖK de, bakanlığa "geçmişte" alı-
nan bir karan anımsattı. Kararda An-
kara Üniversitesi Üahiyat Fakültesi ile
Atatürk Üniversitesi Islami tlimler
Fakültesi "ndeki 5 yıllık yükseköğre-
nimlerin yüksek lisans öğrenimine
eşdeğer sayıldığı belırtildı. YÖK Baş-
kanvekili Prof. Dr. Isa Eşme imzasıy-
la gönderilen yazıda, "Söz konusu
fakültelere kayrt yapüran ve 5 yılhk
yükseköğrenim görenlerin gördük-
İeri öğrenimlerin 19.08.2003 tarih ve
25204 savılı Resmi Gazete'de yavun-
• Yüksek lisans
yapan din kültürü ve
ahlak bilgisi
öğretmenlerinin
sınavdan muaf
tutulmasını
değerlendiren
eğitimciler, geleceğin
' başöğretmenlerinin'
imamlardan oluşacağı
uyansında bulundu.
lanarak yürürhığe giren Lisansüstü
EgıtimveOğretimVönetmeliği'nin2/b
maddesi uyannca tezhVtezsiz yüksek
lisans öğrenimleri ile eşdeğer sayü-
makta olduğunu bilgilerinizearz ede-
rim" denildi.
BAKANLICIN SKANDALI
Bakanlık ise, YÖK'ün görüş ya-
zısmı "eklemelerve kendine göre çı-
kanmlar yaparak" internet sitesin-
denyayımladı. "YükseköğretimKu-
rulu Başkanhgı'nın 23/09/2005 tarih
ve 021192 sayıh yaasına göre" deni-
len duyuruda, "YÖK Başkanbğı'nca
Ankara Üniversitesi Dahiyat Fakül-
tesi ile Atatürk Üniversitesi İslami
lümlerFakültesi'ndegörülen5yılhk
yüksek öğrenimlerin tezli yüksek h-
sans öğrenimine eşdeğer sayıkhğın-
dan bahisle, söz konusu faküttelerden
mezun olan öğretmenler 2005-
KBYS'den muaf olarak değerlendi-
rfleceklerdir" denildi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaat-
tin Dinçer, "Bu yolla geleceğin başöğ-
retmenlerihaznianrvor. Sına\agirme-
yen yüzlerce öğretmen eğer bu yasa
iptal edihnezse gelecekte uzman ög-
retmen, başöğretmen olarakkarşmu-
za çıkacaknr" diye konuştu.
Anadolu Eğitim, Öğretim ve Bi-
lim Hizmetlen Sendikası Genel Baş-
kanı Cansel Güven de. yeni düzen-
lemenin anayasanın eşitlik ilkesine
aykın olduğunu vurguladı.
aşabihnek için sürekli yargı yoluna
başMirmak zonında kaldıklanna işa-
ret etti. Teziç. "Bugün içinde bulun-
duğumuz sıkma, hükümet ile YÖK
arasında sebebini çözemediğimiz bir
gerginfik ortanımı yaratmaktadn"''
dedi. Erdoğan'ın YÖK'ü "öğretim
üyesi yetiştirmemekle itham ettiğini''
belirten Teziç, şöyle devam etti:
"Şumı befirteym, bu konuda hükü-
metie ilgili çok büyük sıkmtdar yaşa-
dık. Göreve başladığım 2 yıldır üni-
versiteleretahsisedilen kadrolannge-
reksayısı, gerekse kuDanılma usulün-
deçok büyükengeDerle karşılaşük. Bu
engeDeri aşabOmek için hep yargı yo-
luna başMirmakzorunda kakİık. Araş-
örnıa görevtileri öğretim üyefiğinin
fidanhğıdır. Bu fidanhğnun hiç ara
vermeden gecikmeksizin kullaınlma-
sı boşluklann doğmasuıa engel olur.
Bu boşluklan maalesef bir süre son-
ra akademik havatta hissedeceğiz."
CENELCE
Teziç, daha önce çıkanlan ve aka-
demik personel ahrrunı engelleyen
genelgelerin Danıştay tarafindan dur-
durulduğunu. hükümehn yeni genel-
geyi bu kararlan etkisiz hale getire-
bihnek için çıkardığını belirtti.
"Sözkonusugenelgeileydbaşma ka-
dar öğretim elemanı ahna yolunun n-
kanması nedenhle Danıştay'a yeni-
den dava açmak zorunda kakhklan-
nı" söyleyen Teziç, şunlan kaydetti:
"Söylemek istediğim şu: Bizlerin
faaüyetleri pek çok alamn faalryetieri
gibi hiç kuşkusuz eleştirilir. Hiç kim-
sesorumsu/degikiiramasorumluluk-
lannuzı yerine getirirken bizim de da-
yandığnmz bir yasal zemin vanhr. O
yasal zemini aşarak onu çiğneyerek
yetki kuUanmanuz bizden beklenme-
meti. Kaldı ki siyasi sorumhıhığu ta-
şryanlar da başka kurumlar gibi, Iti-
şjlergibi anayasanm 138. maddesi uya-
nncayargı kararlanm gecikmeksizin
yerine getirmekzonındaduiar. O ba-
kundan kadrolann kullanıhnası açı-
smdan Danıştay kanahy la sağlannuş
olan serbestiiği engeDeyebUmek için
tekrar yeni bir düzenleme yoluna git-
mek, yargı karariannın uygulanma-
masuun başka bir yohıdur. Aynı ko-
nuda, aynı alanda tekrar tekrar dü-
zenleme yaparakbu faalheti önlemek,
akademik hayata siyasi bir müdaha-
le anlamına getir. Üniversitelergergin
ortamda bir faalryet gösteremezler.
Akademik hayat özgüriük ortanunm
ürünüdür. Bu alandafaaüyetgösterir-
ken geniş özgüriük alanının olması
gerekir. Biz her defasmda yargı yo-
hıyla bunu aşmaya çahşryorsak. bura-
daki sonuıun vahametini göstermek-
tedir. Tıpkı TÜBtTAKolaymda okhı-
ğu gü>L Burada dayargıkararlanuy-
gulanmamış ve bugün TÜTBrTAK n-
kanmış durumdaduf
' E N C E L L E Y I C İ DEĞİLİZ
Başbakan'ın yeni kurulması plan-
lanan üniversitelerle ilgili olarak da
"Engelkmeyin, üniversiteleri kura-
hm" yönünde ithamlarda bulundu-
ğunu anlatan Teziç, "Bb engeflevid de-
ğffiz" dedi.
Kurulacak üniversitelerin kriterle-
rinin ne olması gerektiğine ilişkin
Üniversitelerarası Kurul toplantısın-
da rektörlerin de önerilerini alarak ve
YÖK Genel Kurulu'nda tartışarak
saptamalaryaptıklannı kaydeden Te-
ziç, bu önerileri en geç pazartesi gü-
nü hükümete sunacaklannı bildirdi.
Önerilerini sunarken bağlı olduklan
kriterlerden vazgeçmeyeceklerini vur-
gulayan Teziç, "yeniüniversiteaçılma-
sı için gerekh' koşuDannyerine gehne-
si haünde hükümetten talep gebnesi-
ni beklemeksizin bunu YOK olarak
teküf edecekkrini" de söyledi.
Açıklamasmdan sonra gazeteci-
lerin sorularmı da yanıtlayan Teziç,
"Rahatsızhklaruıızı hükümete iletti-
nizmi" sorusu üzerine şöyle konuş-
tu: "Son geUşmeler lasa süre içinde
yaşandı. Başbakan, 24 Eylül'de ko-
nuşma yapıyor, 25 Eylül'de genelge
yayımlanıyor. Bu tarihlerde yurtdı-
şuidaydua Gelirgemıezöğrenincebir
cevap verme ihtiyacı hissettim. Rek-
tör arkadaşlanm da üniversitelerin
açıhş döneminde bu tür konuşmalar-
dan c.ok büyük rahatsıznk duyuyor-
lar. Unhersitelerin açıuşı bir akade-
mik coşku içinde yapıhnası gereken
törenlerdir. Siyasiler tarafindan açı-
hş günlerinde üniversitelerde ru-ka-
ka edilerek açıhşlar y apılmamah.
Onun için ünhersite alanının siyasi
platforma dönüştürülmemesi için
arkadaşlanm son derece duyartılar.
Yoksa bunlar gergûüik yaratacak ko-
nular olnıanıaü.*'
CUMARTESt
ATAOL BEHRAMOĞLU
Yabancı Dostlammızı
Tanıyor muyuz?
Fransız parlamentosundan 43 kadar sağcı millet-
vekili, Cumhurbaşkanı Chirac a birçağnda buluna-
rakTürkiye ile "görüşmelerin başlatılması düşünce-
sinden içtenlikle nefret" duyduklarını dile getirmiş-
ler.
Redhouse'un eski basımlanndan birinde "turcop-
rtobe"diyebirsözcükgörmüştüm.(Yenibasımlann-
dançıkanlmış.) Türksevmez", "Türktennefreteden"
anlamlarınageliyor...
Deyimleşerek sözlüklere girdiğine göre kökü çok
derinlerde bir nefret olmalı bu.
Demek ki Fransız sağcılan yeni bir şey yapmış ol-
muyor. Yaptıklan sadece, bilinen bir duygunun da-
ha açıkça ve "içtenlikle" dile getirilmiş olması...
Haberi okuduğumda, sanırım birçoğumuz gibi
benim içimden de, bu nefrete karşı bir nefret ve öf-
ke duygusu yükseldi.
Fakat hemen, bunun en kolay bir tepki yolu oldu-
ğunu düşünerek kendime şu sorulan yönelttim:
Başka ülkelerde sadece Türk ve Türkiye sevmez-
ler mi yaşıyor?
Ve biz yabancı dostlanmızı yeterince tanıyor mu-
yuz?
• • •
Birkaç zamandır elimin altındaki kitaplardan biri
de, ABD'Iİ Türkolog Victoria R. Holbrook'un, Şeyh
Galib'in "Hüsnü Aşk"\n\ irdelediği "Aşkın Okunmaz
Kıyılan" adlı yapıtı. Yer yer "itiraz şerh"\eh ve soru
işaretleri düşerek okuyor olsam da, Holbrook'un ya-
pıtının bilimsel değeri tartışılmaz. Ama bence daha
daönemlisi, başka bir ülkeden bir Türk edebiyatı bi-
limcisinin, bizim edebiyatımız için duyduğu ilgi, tut-
ku. (Bundan önceki biryazımda, Holbrook'un da ho-
cası olan ünlü ABD'Iİ Türkolog VVarter Andrevvs'un,
yine lletişim Yayınlarından çıkan "Şiirin Sesi-Toplu-
mun Şarkısı" adlı çok önemli çalışmasından söz et-
miştim.) Sözü uzatmadan sorularıma geçiyorum:
Bu adlan ve yapıtlannı kaç aydınımız, kaç yerli ede-
biyat bilimcimiz, kaç Türkoloji öğrencisi tanıyor?
Sözünü ettiğim bu kitaplann baş döndürücü kay-
nakçalannda yer alan yabancı Türkolog ve yaprt ad-
lannı, bırakalım sokaktaki sıradan yurttaşı, bu işin uz-
manlanndan kaç kişi biliyor?
Türk (ya da Osmanlı) edebiyatının en büyük üs-
tatlanndan, Ingiliz Doğu Bilimcisi Elias J. W. Gibb'in
(1857-1901) altı ciltlik dev yapıtı "Osmanlı Şiir Ta-
rihi" konusunda kaç aydın ya da uzmanımız yeterli
bilgi sahibi?
Devletimiz ve ilgili kurumlarımız, bu büyük Türki-
ye dostunun yapıtı ve anısı için bugüne kadar neyap-
mıştır?
Gibb'in öğrencisi Edvvard G. Brovvn'ın adını kaç
kişi duydu?
Türkçeyi on altı yaşında, Ingiliz basınındaki Türk-
Rus savaşı ile ilgili haberierden heveslenerek öğren-
mek isteyen Brovvn'ın bir kitabından, bu konuya iliş-
kin satırtannı birlikte okuyalım:
"Dikkatimi Doğu 'ya yönelten ilk şey 1877- 78 Türk-
Rus Savaşı'ydı.(...) İlk önce Türk'lere karşı hiç düş-
künlüğüm yoktu; ama kaybeden tarafa, hele bir de
yenilgiye karşı yiğitçe karşı koyuyorsa sempati du-
yanz ve bunun ötesinde Ingiltere'deki Türk karşıtı
partinin ikiyüzlülüğü ve soyut adalet sorunlannı par-
ti politikasıyla kanştırmaya yönelik sefil çabalar be-
ni ölçüsüz derecede tiksindihyordu. Savaşın sona
ermesinden hemen önce Türkiye için ölebılirdim ve
Plevne'nin düşüşü yüzünden sanki benim ülkemin
başına bir felaket gelmiş gibi karalar bağladımf...)
Onlardan biri olmayı arzuluyor, onlann arasında ika-
met etmek istiyor, kalbime ve ruhuma sahip olan
yurtlannı onlaria birlikte savunmak istiyondum. "(bkz.
Victoria R. Holbrook, s. 37. çeviri. E. Köroğlu-E. Kı-
iıç)
Bizdeki yurtsevmezlerin, kılını kıpırdatmayacak
hatta bıyık altından gülmelerine yol açacak olsa da
beni gözlerimi yaşartacak kadar duygulandıran bu
satırlann yazarı Edvvard G. Brovvn, çalışmalannı da-
ha sonra Iran edebiyatı konusunda sürdürmüş ve
dört ciltlik bir yapıt olan "Iran Edebiyatı Tarihi"r\\
yazmış...
Yine Holbrook'un kitabından, bugün Isfahan'da-
ki bir köprünün onun adını taşıdığını öğreniyoruz...
• • •
Çevresindeki düşmanlık ve nefret çemberi gide-
rek daralan Türkiye bu çemberi yabancı düşmanlı-
ğı ile, kendi içine kapanarak kıramaz.
Ülkemizin ve kültürümüzün yabancı ülkelerdeki
dostlannı, bu konularda araştırma yapan bilim insan-
lannı tanıyıp öğrenmeli, yüreklendirmeli, ödüllendir-
meli, yapıtlarının dilimize çevrilip yayımlanmasını ve
ilgili öğrenim kurumlannda gereğince incelenip öğ-
renilmelerini sağlamah, sayılannın çoğalması için el-
den geleni yapmalı ve bu dostluklara gerekli özeni
göstermeliyiz.
Bu çok önemli ve çok yönlü konuya, ömekleri ço-
ğaltarak ve belki somut önerilerie yine dönmem ge-
Bir not: Geçen haftakiyazımda, hikmetinden su-
al olunamayacak bilgisayann bir azizliği sonucun-
da, "yan yana üç nokta" olması gereken kimi nok-
talama işaretleri "soru işareti" olarak çıkmıştır. Ne
yapalım ki biryerden sonra insan teknolojiyi değil
teknoloji insanı yönetiyor.
ataolb Ş cumhuriyet.com.tr
Faks:(0212)513 85 95
Baba-oğul aynı üniversrtede
• TOSYA(AA)-
Kastamonu'da yaşayan
56 yaşındaki Necdet
Ermiş, üniversite
sınavında oğlunun
okuduğu Anadolu
Üniversitesi tktisat
Fakültesi'ni kazandı.
Ermiş, liseyi bitirdikten
sonra hiç üniversite
sınavına girmediğini
belirterek önceki yıl
büyük oğlu ile girdiği
bir iddia sonucunda
smavlara hazırlandığını ve bu yıl girdiği
ÖSS'de küçük oğlu Sezer'in okuduğu Anadolu
Üniversitesi îktisat Fakültesi îktisat (Açık
Öğretim) Bölümü'nü kazandığını kaydetti.