25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OÖAK 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA JV U Lı M. LJ Jtl. kulturCoicumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAY AKIN Kitaplara gizlenen KızılderililerBöbreklerinden rahatsız olan Ahmet Ilaşim , 1932 yılında iyileşmek umuduy- la Almanya'ya doğru yola çıkar. Trenle yapılan uzun bir yolculuğun ardından Frankfurt Garı'na adım atar şair. "Çelik- ten, camdan ve mermerden yapılmış gi- rişik ve boş güzelliğiyle ancak Belçikalı büyük şair Verhaeren'in şiirlerinin an- latn verebileceği büyük istasyonun ko- canıan canı girişi altında, boş rıhtım üs- tünde iki yorgun gezginin ayak sesleri ne gülünç yankılar yapıyordu." Ahmet Haşim'i Kızılderililer karşıla- maz Frankfurt'ta. Aman efcndim, ünlü ya- zar Karl May'ın serüvcnlerindeki Ameri- ka yerlilerinden bahsetmiyorum. Hava ala- nındaki K.ızılderililere getirmek istiyorum sözü. Haşim'in de zaten Kızılderililer ta- rafından karşılanmamış olmasının nedeni uçak yerine trenle varmasıdır Frankfurt'a. Hem zaten, havaalanından gelip geçen her yolcıı göremez Kızılderilileri. Bunun için, Zcyyat Selinıoğlu gibi görmeyi bilen bir yazar olmak gerekir: " 6D, işte bu işaretin ardına takılıp yollara düşü- yorum havalimanı binasında. Jeroni- mo'nun Hamburg uçağına doğru fırlat- tığı bir ok bu, beni yürüyen merdiven- lerle yürütüyor; önce yukarı tırmanıyo- rum dcrken, aşağı indiriyor beni yeni- den, dere tepe düz gidiyorum sonra; koştur dur bir okun ardından, sağa sap, sonra düz git, dikkat et, yanlış okun ar- kasına takılma, bu Frankfurt Havali- manı binasında tüm Kızılderili büyük şeflerinin okları uçuşnıada; dalgınlıkla yanlış bir okun ardına (akıldın mı, bir insan seline kapılır da çıkmazlara, aç- mazlara düşersin, kimseden kimseye hayır yok bu uygarhk dünyasında, ııy- garlığın öbür adı yalmzlık; her insanın kendi bacağından asıldığı bir dünya!" Horozlu Lokantasında bir garson Istanbul'da, Kızılderilileri anlatan, onla- rın izini süren bir kitap yazan, bir olur mu hiç, elinizdekiyle beraber iki kitap yayım- layan bir şair olarak, Sebahattin Demi- ray'ın 'Kayıp İsimler Sözlüğü' adlı ro- manınm, başucumdaki kitapların arasına konduğunu yazmahyım. Kitabın sayfaları arasında, Kızılderililerden sözeden 'Koço' göz kırpıyor bizlere: "Horozlu Lokanta- sı'nda garsondu Koço. Lokanta tenhala- şıp işi hafiflediğinde bir müşterinin kar- şısına oturur, Japon ve Çin nıemleketle- rinden başlardı söze. Amerika'da gördü- ğü, at üstünde urganla yaban sığırı av- layan, belleri tabancalı çobanlardan; yüzlerini boyayıp kafalarını havada uçan bin çeşit kuşun renkli tüyleriyle süsleyen, attıkları oklarla kasabaları ateşe veren, çobanların can düşmanı Kı- zılderililerden bahseder; kelimeler ye- terli olmadığı vakit yerinden kalkar, an- lattıklannın tasvirini çıkarırdı." Istanbul'da müşterilere Kızılderilileri an- latan bir garson!.. Demiray biraz daha ta- nıtıyor bize kahramanını:'Yakaladığın gi- bi at tencereye o menıleketteki kuşları, hemen kızart, haşla zevkine göre derdi ycnıin üstüne yenıin içerek. Arkasından da sırıta sırıta devam ederdi: Kızılderi- lilerin tüy nıcrakı yüzünden, zavallılar hep çıplak uçar Amerika semalarında." iki güzel, daha doğrusu biri 'güzel' şa- irin yazdıklannda da Kızılderili duyarlığı- na tanık oluruz. Bu iki şairin bir başka or- tak özelliği şiir antolojilerine alınmayışla- rıdır. Oysa zirvede yazdıkları şiirlerle Antolojilerde adları geçer. Biri, Soysal Ekinci'dir şairlerimizin: Bir tarafvar bu savaşta - Filistine gölge, Eskımo 'va avan - Kafese kıstınlnuş vahşi bir hayvan gibi Ve günahlanndan korkarak ıızlaşma ta- nımayan O'dur işte SAM AMCA 'vla iştutarken siyonizmin gökdelenlerinde kendi kıyımlarını iğrenerek sevreden azgınlaşmış sermaye Bir şairin intiharı 11 Eylül saldırısından sonra Rıfat II- gaz'ın ve Allen Gınsberg'in Nostrada- mus'u aratmayan şiirlerı gelir gündeme... Kehanette bulunur gibi şiir yazmıştır her iki şair de. Ama, hiç kimse anımsamaz Soysal Ekinci'yi Oysa, onun dizeleri, 11 Eylül saldırısının senaristini açıklar bizle- re. Soysal Ekinci '1 numara'lı şair olur, 1994 yılının Eylül ayında yayımlanan ga- zete ve dergilerde. Bir şairin intiharı iyi bir haberdir ne de olsa! Ikinci şairimiz ise Metin Üstündağ'dır. Metüst, 'Ordinaryüs' rütbeli bir bilim in- sanı değildirama, Kızılderililerin Türkler- le akrabalığına kafayı aşırı takanlara "Ha- di oradaniyus" diyen şu yorumuyla, ırk- çıların karabulutlarına inat, insanlığın ya- rınını aydınlatmaktadır: "Beyaz adam, Kızılderiliye viski yerine çay ikranr et- seydi, Kızılderili de, ateş suyu'na bayıl- masaydı, bir uygarhk yok olmaya yüz tutar mıydı acaba?" Kitapların sayfalarını çalılık gibi arala- yıp içlerine gizlenen Kızılderililere göz kırptık bu sefer. Tam 'bitti' diyecekken, kapağında 'Ercümend Behzat Lav' adı okunan kitap kımıldıyor: Sandık başında oy pıısulası Birdir Yeni Dünya 'nın Sivahı 'yla Be- yaz'ı Bir yanıl da sandığa vaklaş Biter ensende Bevaz ın sopası Yaşasın İnsan Hakları Beyannamesi Sonsuz hürriyet içindeler Karası Kızdderilisi Melezi SANATA DESTEK ÇAGSAV Onur Ödülleri açıklandı Kültür Servisi - Çağdaş Sanatlar VaklVnın (ÇAĞSAV) verdiği "2005 ÇAĞSAV Onur Ödülleri"nin sahibi Eczacıbaşı Topluluğu ile özgünbaskı sanatçısı Prof. Mürşide tçmeli oldu. Ödülün kurumsal alanda Eczacıbaşı Toplulıığu'tıa veriliş gerekçesi şöyle: "Kültür, sanat, eğitim alanlarında toplumsal yaşamın gelişmesine katkıda bulunnıayı sorumlulukları arasında görmesi, Türk kültür vc sanatını korumak ve geliştirmek amacıyla kurduğu vakıflar aracılığıyla plastik • Eczacıbaşı şanathr atanında T , , „ , onenılı katkılar Topluluğu na s a ğ l a m a s ı , p l a s t i k Turk kültür ve sanatlarda en iyi sanatina örnekleri Türkiye'ye katkıları; Prof. tanıtmak amacıyla Mürşide İstanbul Bienali'ni İcmeli'veise oluşturmaları, ıçmtııye ise ülkemizin ilk Sanal ozgunbaskı Müzcsi'ni kurarak sanatımn sanatseverlere dijital yaygmlaşması ortamda yakın resim vönündeki tarihimize ve güncel "rnhnlnn çalışmalara ulaşma ve ç " , ...... bilgisayarlarında kişisel nedenıyle odul koleksiyonlarını verildi. kaydetme olanağı tanıması, son olarak Türkiye'nin uluslararası standartta ilk kapsamlı ve gelişime açık çağdaş sanat müzesini kurnıası". Ödülün Prof. Mürşide İçmeli'ye veriliş gerekçesi ise "başta gravür tekniği olmak üzere özgünbaskı sanatımn yaygmlaşması ve uygulamalarının zenginleştirilmesi yönündeki çabaları, bir eğitmen olarak değişik kurumlarda verdiği özverili hizmetler, günümüzde çoğu birer usta olan yctiştirdiği başarılı öğrenciler, Anadolu kültürleı iniıı kahtıyla çağdaş düşüncenin sentezini başarıyla gerçekleştirmesi, kendine özgü biçim anlayışı ve gravür uygulamalarıyla kişilikli bir özgünbaskı dili geliştirmesi" olarak açıklanıyor. Sergiye katılan, Goran Milenkovic imzalı yapıt. Schneidertempel'daki sergi 13 Şubat'a kadar sürecek Kadmlann dünyası çizgiyle anlatılıyorKültür Servisi - 'Kadın Dünyaları Dluslaı arası Karikatürler' başlığıyla, gü- nümüzde kadın sorunlarını etraflı bir bıçim- de ve mizahi yönde ele alan sergi, bugün 16.00 - 18. OO'de Schneiderıempel Sanat Merkezi'nde tzel Rozental, Tan Oral, Tay- fun Demir ve Tina Jerman'm konuşmalarıy- la açılıyor. EXILE-Kulturkoordination e.V, ışbirliğiyle Almanya'da düzenlenen yanş- maya, 70 ülkeden 375 karikatür sanatçısı 875 yapıtıyla katılılıyor. Almanya'nın İs- tanbul Başkonsolosu M. Möckelman'ın katılımıyla gerçekleşecek sergi; 13 Şubat Pazar gününe kadar, Pazartesi-Cuma 10. 30-17.30, Pazar 12.00-16.00 arasında gezi- lebilecek. Bu çalışma; Kuzey Ren Vesttal- ya Eyaleti Çevre Doğa; Tarım ve Tüketici Koruma Bakanlığı; Yerel Yönetimler Bir Dünya Servis Bürosu; Protestan Kilisesi Gelişme Hizmetleri; Türkiye Almanya Kül- tür Diyaloğu ve Graphıca Advertising tara- fından destekleniyor. Seçıci kurulda; Keri- ma Bouali (Berlin), Tayfun Demir (Duis- burg), Tina Jerman(Essen) ve Dr. Dieter Kramer (Frankfurt) bulunuyor. 8. Ulusla- rarası Karikatür Yarışması'nda ilk on'a se- çilenler ise: Ajan Midhat Ajawovic (ls- veç), Ferdinand Bocrs (Hollanda), Ravs- han M. Eganıberdiev (Özbekistan), Vla- dimir Kazanevsky (Ukranya), Saulius Medzionis (Litvanya), Julian Pena-Pai (Romanya), Thomas PlaBmann (Alman- ya), JYIuhammet Şengöz (Türkiye), Jan Thomaschoff (Almanya), Luc Vemim- men (Belçika). (0 212 249 01 50) TRUVA ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU kültürümüze Çek ressam Rudolf Kundera öldü PARİS (AA) - Cek ressam Rudolf Kundera'nın, 94 ya- şında Fransa'nın güneydo- ğusundaki Cassis'te öldüğü bildirildi. Prag Güzel Sanat- lar Akademisi'nden mezun olan 1911 doğumlu gerçek- çi ressam, 1940'tan bu yana Fransa'da yaşıyordu. Konu- larını doğadan seçen ve can- lı renkleri yoğun kullanımıy- la tanınan Kundera, özellik- le deniz manzaralarıyla bili- niyordu. Kundera, edebiyat dünyasından bazı ünlülerin tablolarını da yapmıştı. Kültür Servisi - Truva Folklor Araştırmaları Derneği, uğraşlannı ve başarılarını çeşıtli alanlarda sergıleyerek, çağdaş kültürümüzün oluşumuna katkıda bulunmuş bilim ınsanı, sanatçı ve kurumlara geleneksel ödüllerini verdi. Bakırköy Yunus Emrc Kültür Merkezi'ndeki ödül töreninde konuşan konuşan dernek başkanı tlhan Gülek, 'Dernek olarak on ikinci töreni yapıyoruz. Ve biliyoruz ki ülkemizin aydınları için uğursuz sayı 13 değil 12'dir. Bu ülkenin aydınları 12 Mart'ta vc 12 Eylül'de büyük darbeler yedi. Vo/.laşmayla savaşmayı sürdürecek, köy enstitülerinin vc halk evlerinin ^ miıaslannı • Uğraşlannı koruyacagız'dedi. ve başarilanm Tiyatro ve sınema ceSİÜİ sanatçısı Gülsen I , , Tuncer'ın sunduğu alanlarda törende, Atatürkçülük sergileyen ödülünü Muazzez bilim insam, t l m i ye Ç'â'ın e l i n d e n . alan gazetemiz sanatçı ve y a z a r İ a r ı n d a n E r o l kurumlara Manisah, Ödülleri verildi. 'Atatürkçülük kavramının içini boşaltmaya çahşanlarla mücadelesinin süreceğini' söyledi. 'Edebiyat Ödülü'nü alan Tahsin Yücel, ödüllerın gençlere verilmesi gerektığini belırterek, 'Ancak vefa ve emeğe saygı duygusunun dcvam ettiğini görmekten mutluluk duyuyorum' dedi. Törende ödül alan diğer isimler, 'Çağdaş Halk Müzığf nde Kazım Koyuncu, Fotoğraf'ta Merih Akoğul, 'P. N. Boratav Halkbilimi' dalında Folklor/ Edebiyat Dergisi, 'Halk Müziği'nde Erol Parlak, 'Halk Oyunlan'nda Ege Ünv. Halk Oyunları Bölümü, 'Plastik Sanatlar'da Mehmet Aksoy, 'Sinema'da Mehmct Uluçay, Şiir'de Talat Halman, 'Tiyatro'da Sevgi Saıılı 'Truva Özel Ödülü' ise toanııa Kuçuradi ile Betül Çotuksöken'e verildi. ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Denizden, Çölden, Yollardan Yana... "İki şey var ancak ölümle unutulur" diyordu Nâzım Hikmet, "Anamızın yüzüyle şehrirnizin yüzü..." Anamın aydınlık yüzü bana yol göstermeye devam ederken şehrimin karanlık yüzünü unutmaya çalışıyorum şu günlerde. Şehrimin, karanlık ve rezil yüzünü... Şehrim Istanbul'un karanlık ve rezil yüzünü her geçen gün şiddetini arttıran tecavüz ve ta- ciz olaylarında, kapkaç olaylarında görüyo- ruz. Bir, üç, beş değil, "münferit" olaylar hiç değil... Birkaç kuruş gasp etmek için kadınla- rın çantalarına saldıranların; yılbaşı eğlence- sini, bir kadına toplu tecavüz etmek için fırsat bilenlerin; akşamın karanlığını, kendi kafala- rındaki karanlığı beslemek için kullanan aç- gözlülerin; doymak bilmez iştahlarını kadınlar üzerinden bastırmaya çalışanların fotoğrafla- rı gözümüzün önünden geçerken, biz Sivri- ada'ya istanbul'u simgeleyecek ne heykel dik- sek diye tartışıyoruz. "Burası Türkiye"\ Evet, öyle! Yılbaşı gecesi bir yabancıya tecavüz ederken kıvançla hay- kırılan bu nidaya bakarsanız, belki de, Sivri- ada'ya dev bir erkeklik organı dikmek gerekir diye düşünenler çoğunlukta! Hayır, yalnız hızla derinleşen gelir uçuru- muyla açıklanamaz bu rezillik. Bu birzihniyet ve temelinde yatan, kadına bakış açımız, ka- dını koyduğumuz yer, onun kişiliği, bedeni üzerinde iddia ettiğimiz hak ve bu zihniyeti şiddetle beslememiz... • •• Başka fotoğraflara sığınıyorum. Istanbul'un karanlık ve çirkin yüzünü unut- maya çalışıyorum. Fotoğraf sanatı, biraz büyücülük gibi bir şey. Fotoğraf sanatçısı da büyücü... Yalnız göze görüneni değil, görünmeyeni de gösteriyor bi- ze. Görünenin gerisindekini, ardındakini, için- dekini, derinindekini, üstündekini, ama en çok söylenmeyeni, söylenemeyeni fısıldıyor kula- ğımıza... O nedenle fotoğrafı çeken kadar, fo- toğrafa bakana da iş düşüyor. Fotoğrafa bak- mak yetmiyor. Fotoğrafı gönül gözüyle de din- lemesi gerekiyor. Bunları banasöyleten, Istanbul'daki bir ser- gi ve bir kitap. "Denizden yana, Çölden Yana" CengizTa- cer'in ilk fotoğraf sergisi. Onu sayısız filmin başarılı görüntü yönetmeni ve belgeselci ola- rak tanıyabilirsiniz. Milli Reasürans Sanat Ga- lerisi'ndeki sergisiyle bu kez "büyücülüğünü" ortaya koyuyor. Sina Çölü, Tebere, Büyük Sahra çöllerin- den, Ege Denizi'nden çektiği fotoğrafları size anlatmaya kalkışmayacağım. Fotoğraf anlatıl- maz. Görüntüleri anlatmaktansa, denizi birebru- ya dönüştürdüğünü, çölde kum tanelerinin hareketini, müziğini ve şiirini yansıttığını söy- leyeceğim. Ben yalnız denizin ve çölün değil; ışığın, gölgenin, karanlığın ve renklerin de böylesine cıvıl cıvılını, kahkaha atanını, hay- kıranını, coşanını, kıpır kıpır olanını görme- miştim. En iyisi kendiniz görün. Sergi 26 Şu- bat'a dek sürüyor. Fotoğrafın büyüsüne beni bir kez daha inan- dıran kitap ise Eczacıbaşı AŞ'nin yayımladığı "Yollar... Sokaklar..." adlı albüm. Ülkenin belli başlı birçok fotoğraf sanatçı- sından Türkiye coğrafyasından, doğasından, ovalarından, kırlarından, dağlarından, yerin- den göğünden, güneşinden bulutlarından, köylerinden kentlerinden yollar ve sokaklar... Ama tüm bu yollar gelip insana dayanıyor. Fo- toğrafta insanı görelim ya da görmeyelim, in- san ve insanoğlunun binbir hali orada. İnsa- nın tarihi ve coğrafyası orada. İnsanın faaliye- ti, işi, eylemi, sevinci, hüznü, acısı, umudu orada. Kitapta eserleri yer alan sanatçıların tümü- nün adını vermeye bu köşe yetmez, ayırım ya- pıp birkaç isim vermeye de benim gönlüm ra- zı olmadı. Ancak kitabın başındaki Talat Hal- man'ın yazdığı harika sunuda onun da dedi- ği gibi "her biri görsel büyünün başyapıtı bu fotoğraflar... Bir insanlık belgesi bu, tüm gü- cüyle evrensel"... www.zeyneporal.com Faks: 0212 257 16 50 Tüm Yazarlarımıza Açık Davet SAIT FAIK HİKÂYE ARMAĞANI Daruş^ai'aka Cemıyeti olaıak 1964 yılından bu yana Sait FAİK'm anısını ya^atmak gayesiyle dü^enledığımiz ödüllü hıkâye yarı^masının kırkhırıncısınc tüm yaiarlanmızı davet edıyonız Katılnıa Şartları I - 2004 yılında basılıp yayımlanmış hikâye kitapları arasından seı^ılccck bir cserın ya/anna, buyük yazar SAİT FAİK anısına odul verılecektır 2- Odul almı$ bir kitapla, yarışmaya katılınamaz. 3- Daha once aynı armağanı kazanmış yazarlar yarışmaya katılamazlar. 4- Yarı^maya katılacak yazarların yapıtlanndan onbeş (15) adcdının 28 Şubat 2005 Pazartesi giinü saat 17.30'a kadar •'Daru^alaka Ccmiyeti", Bayar Caddesi, No. 74/5 34742 Kozyataği-Kadıkoy/İSTANBUL adresine teslim edilmesi gerekir 5- Scçıcılcr Kurulunun değerlendirmesini takiben sonuçlar 2005 yılının Mayıs ayı içinde açıklanacaktır. Seçiciler Kurulu: Doğan HIZLAN, Şara SAYIN, Füiun AKATLI, Nursel DURUEL Jale PARLA, Hılrm YAVUZ, Kayhan ÖZEL. Ek Bilgi : (0 216) 464 43 68 (Pbx) Fax .(0 216)464 43 76 DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ KÜLTÜR VARL1KI.ARIM1ZI YASATA1.IM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle