Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 OÖAK 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
JV U Lı M. LJ Jtl. kulturCoicumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAY AKIN
Kitaplara gizlenen KızılderililerBöbreklerinden rahatsız olan Ahmet
Ilaşim , 1932 yılında iyileşmek umuduy-
la Almanya'ya doğru yola çıkar. Trenle
yapılan uzun bir yolculuğun ardından
Frankfurt Garı'na adım atar şair. "Çelik-
ten, camdan ve mermerden yapılmış gi-
rişik ve boş güzelliğiyle ancak Belçikalı
büyük şair Verhaeren'in şiirlerinin an-
latn verebileceği büyük istasyonun ko-
canıan canı girişi altında, boş rıhtım üs-
tünde iki yorgun gezginin ayak sesleri ne
gülünç yankılar yapıyordu."
Ahmet Haşim'i Kızılderililer karşıla-
maz Frankfurt'ta. Aman efcndim, ünlü ya-
zar Karl May'ın serüvcnlerindeki Ameri-
ka yerlilerinden bahsetmiyorum. Hava ala-
nındaki K.ızılderililere getirmek istiyorum
sözü. Haşim'in de zaten Kızılderililer ta-
rafından karşılanmamış olmasının nedeni
uçak yerine trenle varmasıdır Frankfurt'a.
Hem zaten, havaalanından gelip geçen her
yolcıı göremez Kızılderilileri. Bunun için,
Zcyyat Selinıoğlu gibi görmeyi bilen bir
yazar olmak gerekir: " 6D, işte
bu işaretin ardına takılıp yollara düşü-
yorum havalimanı binasında. Jeroni-
mo'nun Hamburg uçağına doğru fırlat-
tığı bir ok bu, beni yürüyen merdiven-
lerle yürütüyor; önce yukarı tırmanıyo-
rum dcrken, aşağı indiriyor beni yeni-
den, dere tepe düz gidiyorum sonra;
koştur dur bir okun ardından, sağa sap,
sonra düz git, dikkat et, yanlış okun ar-
kasına takılma, bu Frankfurt Havali-
manı binasında tüm Kızılderili büyük
şeflerinin okları uçuşnıada; dalgınlıkla
yanlış bir okun ardına (akıldın mı, bir
insan seline kapılır da çıkmazlara, aç-
mazlara düşersin, kimseden kimseye
hayır yok bu uygarhk dünyasında, ııy-
garlığın öbür adı yalmzlık; her insanın
kendi bacağından asıldığı bir dünya!"
Horozlu Lokantasında bir garson
Istanbul'da, Kızılderilileri anlatan, onla-
rın izini süren bir kitap yazan, bir olur mu
hiç, elinizdekiyle beraber iki kitap yayım-
layan bir şair olarak, Sebahattin Demi-
ray'ın 'Kayıp İsimler Sözlüğü' adlı ro-
manınm, başucumdaki kitapların arasına
konduğunu yazmahyım. Kitabın sayfaları
arasında, Kızılderililerden sözeden 'Koço'
göz kırpıyor bizlere: "Horozlu Lokanta-
sı'nda garsondu Koço. Lokanta tenhala-
şıp işi hafiflediğinde bir müşterinin kar-
şısına oturur, Japon ve Çin nıemleketle-
rinden başlardı söze. Amerika'da gördü-
ğü, at üstünde urganla yaban sığırı av-
layan, belleri tabancalı çobanlardan;
yüzlerini boyayıp kafalarını havada
uçan bin çeşit kuşun renkli tüyleriyle
süsleyen, attıkları oklarla kasabaları
ateşe veren, çobanların can düşmanı Kı-
zılderililerden bahseder; kelimeler ye-
terli olmadığı vakit yerinden kalkar, an-
lattıklannın tasvirini çıkarırdı."
Istanbul'da müşterilere Kızılderilileri an-
latan bir garson!.. Demiray biraz daha ta-
nıtıyor bize kahramanını:'Yakaladığın gi-
bi at tencereye o menıleketteki kuşları,
hemen kızart, haşla zevkine göre derdi
ycnıin üstüne yenıin içerek. Arkasından
da sırıta sırıta devam ederdi: Kızılderi-
lilerin tüy nıcrakı yüzünden, zavallılar
hep çıplak uçar Amerika semalarında."
iki güzel, daha doğrusu biri 'güzel' şa-
irin yazdıklannda da Kızılderili duyarlığı-
na tanık oluruz. Bu iki şairin bir başka or-
tak özelliği şiir antolojilerine alınmayışla-
rıdır. Oysa zirvede yazdıkları şiirlerle
Antolojilerde adları geçer. Biri, Soysal
Ekinci'dir şairlerimizin:
Bir tarafvar bu savaşta
- Filistine gölge, Eskımo 'va avan -
Kafese kıstınlnuş vahşi bir hayvan gibi
Ve günahlanndan korkarak ıızlaşma ta-
nımayan
O'dur işte SAM AMCA 'vla iştutarken
siyonizmin gökdelenlerinde
kendi kıyımlarını iğrenerek sevreden
azgınlaşmış sermaye
Bir şairin intiharı
11 Eylül saldırısından sonra Rıfat II-
gaz'ın ve Allen Gınsberg'in Nostrada-
mus'u aratmayan şiirlerı gelir gündeme...
Kehanette bulunur gibi şiir yazmıştır her
iki şair de. Ama, hiç kimse anımsamaz
Soysal Ekinci'yi Oysa, onun dizeleri, 11
Eylül saldırısının senaristini açıklar bizle-
re.
Soysal Ekinci '1 numara'lı şair olur,
1994 yılının Eylül ayında yayımlanan ga-
zete ve dergilerde. Bir şairin intiharı iyi bir
haberdir ne de olsa!
Ikinci şairimiz ise Metin Üstündağ'dır.
Metüst, 'Ordinaryüs' rütbeli bir bilim in-
sanı değildirama, Kızılderililerin Türkler-
le akrabalığına kafayı aşırı takanlara "Ha-
di oradaniyus" diyen şu yorumuyla, ırk-
çıların karabulutlarına inat, insanlığın ya-
rınını aydınlatmaktadır: "Beyaz adam,
Kızılderiliye viski yerine çay ikranr et-
seydi, Kızılderili de, ateş suyu'na bayıl-
masaydı, bir uygarhk yok olmaya yüz
tutar mıydı acaba?"
Kitapların sayfalarını çalılık gibi arala-
yıp içlerine gizlenen Kızılderililere göz
kırptık bu sefer. Tam 'bitti' diyecekken,
kapağında 'Ercümend Behzat Lav' adı
okunan kitap kımıldıyor:
Sandık başında oy pıısulası
Birdir Yeni Dünya 'nın Sivahı 'yla Be-
yaz'ı
Bir yanıl da sandığa vaklaş
Biter ensende Bevaz ın sopası
Yaşasın İnsan Hakları Beyannamesi
Sonsuz hürriyet içindeler
Karası
Kızdderilisi
Melezi
SANATA DESTEK
ÇAGSAV
Onur Ödülleri
açıklandı
Kültür Servisi - Çağdaş Sanatlar
VaklVnın (ÇAĞSAV) verdiği "2005
ÇAĞSAV Onur Ödülleri"nin sahibi
Eczacıbaşı Topluluğu ile özgünbaskı
sanatçısı Prof. Mürşide tçmeli oldu.
Ödülün kurumsal alanda Eczacıbaşı
Toplulıığu'tıa veriliş gerekçesi şöyle:
"Kültür, sanat, eğitim alanlarında
toplumsal yaşamın gelişmesine katkıda
bulunnıayı sorumlulukları arasında
görmesi, Türk kültür vc sanatını korumak
ve geliştirmek amacıyla kurduğu vakıflar
aracılığıyla plastik
• Eczacıbaşı şanathr atanında
T
, , „ , onenılı katkılar
Topluluğu na s a ğ l a m a s ı
, p l a s t i k
Turk kültür ve sanatlarda en iyi
sanatina örnekleri Türkiye'ye
katkıları; Prof. tanıtmak amacıyla
Mürşide İstanbul Bienali'ni
İcmeli'veise oluşturmaları,
ıçmtııye ise ülkemizin ilk Sanal
ozgunbaskı Müzcsi'ni kurarak
sanatımn sanatseverlere dijital
yaygmlaşması ortamda yakın resim
vönündeki tarihimize ve güncel
"rnhnlnn çalışmalara ulaşma ve
ç
" , ...... bilgisayarlarında kişisel
nedenıyle odul koleksiyonlarını
verildi. kaydetme olanağı
tanıması, son olarak
Türkiye'nin uluslararası standartta ilk
kapsamlı ve gelişime açık çağdaş sanat
müzesini kurnıası".
Ödülün Prof. Mürşide İçmeli'ye veriliş
gerekçesi ise "başta gravür tekniği olmak
üzere özgünbaskı sanatımn yaygmlaşması
ve uygulamalarının zenginleştirilmesi
yönündeki çabaları, bir eğitmen olarak
değişik kurumlarda verdiği özverili
hizmetler, günümüzde çoğu birer usta
olan yctiştirdiği başarılı öğrenciler,
Anadolu kültürleı iniıı kahtıyla çağdaş
düşüncenin sentezini başarıyla
gerçekleştirmesi, kendine özgü biçim
anlayışı ve gravür uygulamalarıyla
kişilikli bir özgünbaskı dili geliştirmesi"
olarak açıklanıyor.
Sergiye katılan, Goran Milenkovic imzalı yapıt.
Schneidertempel'daki sergi 13 Şubat'a kadar sürecek
Kadmlann dünyası
çizgiyle anlatılıyorKültür Servisi - 'Kadın Dünyaları
Dluslaı arası Karikatürler' başlığıyla, gü-
nümüzde kadın sorunlarını etraflı bir bıçim-
de ve mizahi yönde ele alan sergi, bugün
16.00 - 18. OO'de Schneiderıempel Sanat
Merkezi'nde tzel Rozental, Tan Oral, Tay-
fun Demir ve Tina Jerman'm konuşmalarıy-
la açılıyor. EXILE-Kulturkoordination e.V,
ışbirliğiyle Almanya'da düzenlenen yanş-
maya, 70 ülkeden 375 karikatür sanatçısı
875 yapıtıyla katılılıyor. Almanya'nın İs-
tanbul Başkonsolosu M. Möckelman'ın
katılımıyla gerçekleşecek sergi; 13 Şubat
Pazar gününe kadar, Pazartesi-Cuma 10.
30-17.30, Pazar 12.00-16.00 arasında gezi-
lebilecek. Bu çalışma; Kuzey Ren Vesttal-
ya Eyaleti Çevre Doğa; Tarım ve Tüketici
Koruma Bakanlığı; Yerel Yönetimler Bir
Dünya Servis Bürosu; Protestan Kilisesi
Gelişme Hizmetleri; Türkiye Almanya Kül-
tür Diyaloğu ve Graphıca Advertising tara-
fından destekleniyor. Seçıci kurulda; Keri-
ma Bouali (Berlin), Tayfun Demir (Duis-
burg), Tina Jerman(Essen) ve Dr. Dieter
Kramer (Frankfurt) bulunuyor. 8. Ulusla-
rarası Karikatür Yarışması'nda ilk on'a se-
çilenler ise: Ajan Midhat Ajawovic (ls-
veç), Ferdinand Bocrs (Hollanda), Ravs-
han M. Eganıberdiev (Özbekistan), Vla-
dimir Kazanevsky (Ukranya), Saulius
Medzionis (Litvanya), Julian Pena-Pai
(Romanya), Thomas PlaBmann (Alman-
ya), JYIuhammet Şengöz (Türkiye), Jan
Thomaschoff (Almanya), Luc Vemim-
men (Belçika).
(0 212 249 01 50)
TRUVA ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
kültürümüze
Çek ressam
Rudolf Kundera
öldü
PARİS (AA) - Cek ressam
Rudolf Kundera'nın, 94 ya-
şında Fransa'nın güneydo-
ğusundaki Cassis'te öldüğü
bildirildi. Prag Güzel Sanat-
lar Akademisi'nden mezun
olan 1911 doğumlu gerçek-
çi ressam, 1940'tan bu yana
Fransa'da yaşıyordu. Konu-
larını doğadan seçen ve can-
lı renkleri yoğun kullanımıy-
la tanınan Kundera, özellik-
le deniz manzaralarıyla bili-
niyordu. Kundera, edebiyat
dünyasından bazı ünlülerin
tablolarını da yapmıştı.
Kültür Servisi - Truva Folklor
Araştırmaları Derneği, uğraşlannı ve
başarılarını çeşıtli alanlarda sergıleyerek,
çağdaş kültürümüzün oluşumuna katkıda
bulunmuş bilim ınsanı, sanatçı ve
kurumlara geleneksel ödüllerini verdi.
Bakırköy Yunus Emrc Kültür
Merkezi'ndeki ödül töreninde konuşan
konuşan dernek başkanı tlhan Gülek,
'Dernek olarak on ikinci töreni
yapıyoruz. Ve biliyoruz ki ülkemizin
aydınları için uğursuz sayı 13 değil
12'dir. Bu ülkenin aydınları 12 Mart'ta
vc 12 Eylül'de büyük darbeler yedi.
Vo/.laşmayla savaşmayı sürdürecek, köy
enstitülerinin vc halk evlerinin
^ miıaslannı
• Uğraşlannı koruyacagız'dedi.
ve başarilanm Tiyatro ve sınema
ceSİÜİ sanatçısı Gülsen
I , , Tuncer'ın sunduğu
alanlarda törende, Atatürkçülük
sergileyen ödülünü Muazzez
bilim insam, t l m i
ye
Ç'â'ın e l i n d e n
. alan gazetemiz
sanatçı ve y a z a r İ a r ı n d a n E r o l
kurumlara Manisah,
Ödülleri verildi. 'Atatürkçülük
kavramının içini
boşaltmaya çahşanlarla mücadelesinin
süreceğini' söyledi. 'Edebiyat Ödülü'nü
alan Tahsin Yücel, ödüllerın gençlere
verilmesi gerektığini belırterek, 'Ancak
vefa ve emeğe saygı duygusunun dcvam
ettiğini görmekten mutluluk
duyuyorum' dedi.
Törende ödül alan diğer isimler,
'Çağdaş Halk Müzığf nde Kazım
Koyuncu, Fotoğraf'ta Merih Akoğul, 'P.
N. Boratav Halkbilimi' dalında Folklor/
Edebiyat Dergisi, 'Halk Müziği'nde Erol
Parlak, 'Halk Oyunlan'nda Ege Ünv.
Halk Oyunları Bölümü, 'Plastik
Sanatlar'da Mehmet Aksoy, 'Sinema'da
Mehmct Uluçay, Şiir'de Talat Halman,
'Tiyatro'da Sevgi Saıılı 'Truva Özel
Ödülü' ise toanııa Kuçuradi ile Betül
Çotuksöken'e verildi.
ESİNTİLER
ZEYNEP ORAL
Denizden, Çölden,
Yollardan Yana...
"İki şey var ancak ölümle unutulur" diyordu
Nâzım Hikmet, "Anamızın yüzüyle şehrirnizin
yüzü..."
Anamın aydınlık yüzü bana yol göstermeye
devam ederken şehrimin karanlık yüzünü
unutmaya çalışıyorum şu günlerde. Şehrimin,
karanlık ve rezil yüzünü...
Şehrim Istanbul'un karanlık ve rezil yüzünü
her geçen gün şiddetini arttıran tecavüz ve ta-
ciz olaylarında, kapkaç olaylarında görüyo-
ruz. Bir, üç, beş değil, "münferit" olaylar hiç
değil... Birkaç kuruş gasp etmek için kadınla-
rın çantalarına saldıranların; yılbaşı eğlence-
sini, bir kadına toplu tecavüz etmek için fırsat
bilenlerin; akşamın karanlığını, kendi kafala-
rındaki karanlığı beslemek için kullanan aç-
gözlülerin; doymak bilmez iştahlarını kadınlar
üzerinden bastırmaya çalışanların fotoğrafla-
rı gözümüzün önünden geçerken, biz Sivri-
ada'ya istanbul'u simgeleyecek ne heykel dik-
sek diye tartışıyoruz.
"Burası Türkiye"\ Evet, öyle! Yılbaşı gecesi
bir yabancıya tecavüz ederken kıvançla hay-
kırılan bu nidaya bakarsanız, belki de, Sivri-
ada'ya dev bir erkeklik organı dikmek gerekir
diye düşünenler çoğunlukta!
Hayır, yalnız hızla derinleşen gelir uçuru-
muyla açıklanamaz bu rezillik. Bu birzihniyet
ve temelinde yatan, kadına bakış açımız, ka-
dını koyduğumuz yer, onun kişiliği, bedeni
üzerinde iddia ettiğimiz hak ve bu zihniyeti
şiddetle beslememiz...
• ••
Başka fotoğraflara sığınıyorum.
Istanbul'un karanlık ve çirkin yüzünü unut-
maya çalışıyorum.
Fotoğraf sanatı, biraz büyücülük gibi bir şey.
Fotoğraf sanatçısı da büyücü... Yalnız göze
görüneni değil, görünmeyeni de gösteriyor bi-
ze. Görünenin gerisindekini, ardındakini, için-
dekini, derinindekini, üstündekini, ama en çok
söylenmeyeni, söylenemeyeni fısıldıyor kula-
ğımıza... O nedenle fotoğrafı çeken kadar, fo-
toğrafa bakana da iş düşüyor. Fotoğrafa bak-
mak yetmiyor. Fotoğrafı gönül gözüyle de din-
lemesi gerekiyor.
Bunları banasöyleten, Istanbul'daki bir ser-
gi ve bir kitap.
"Denizden yana, Çölden Yana" CengizTa-
cer'in ilk fotoğraf sergisi. Onu sayısız filmin
başarılı görüntü yönetmeni ve belgeselci ola-
rak tanıyabilirsiniz. Milli Reasürans Sanat Ga-
lerisi'ndeki sergisiyle bu kez "büyücülüğünü"
ortaya koyuyor.
Sina Çölü, Tebere, Büyük Sahra çöllerin-
den, Ege Denizi'nden çektiği fotoğrafları size
anlatmaya kalkışmayacağım. Fotoğraf anlatıl-
maz.
Görüntüleri anlatmaktansa, denizi birebru-
ya dönüştürdüğünü, çölde kum tanelerinin
hareketini, müziğini ve şiirini yansıttığını söy-
leyeceğim. Ben yalnız denizin ve çölün değil;
ışığın, gölgenin, karanlığın ve renklerin de
böylesine cıvıl cıvılını, kahkaha atanını, hay-
kıranını, coşanını, kıpır kıpır olanını görme-
miştim. En iyisi kendiniz görün. Sergi 26 Şu-
bat'a dek sürüyor.
Fotoğrafın büyüsüne beni bir kez daha inan-
dıran kitap ise Eczacıbaşı AŞ'nin yayımladığı
"Yollar... Sokaklar..." adlı albüm.
Ülkenin belli başlı birçok fotoğraf sanatçı-
sından Türkiye coğrafyasından, doğasından,
ovalarından, kırlarından, dağlarından, yerin-
den göğünden, güneşinden bulutlarından,
köylerinden kentlerinden yollar ve sokaklar...
Ama tüm bu yollar gelip insana dayanıyor. Fo-
toğrafta insanı görelim ya da görmeyelim, in-
san ve insanoğlunun binbir hali orada. İnsa-
nın tarihi ve coğrafyası orada. İnsanın faaliye-
ti, işi, eylemi, sevinci, hüznü, acısı, umudu
orada.
Kitapta eserleri yer alan sanatçıların tümü-
nün adını vermeye bu köşe yetmez, ayırım ya-
pıp birkaç isim vermeye de benim gönlüm ra-
zı olmadı. Ancak kitabın başındaki Talat Hal-
man'ın yazdığı harika sunuda onun da dedi-
ği gibi "her biri görsel büyünün başyapıtı bu
fotoğraflar... Bir insanlık belgesi bu, tüm gü-
cüyle evrensel"...
www.zeyneporal.com
Faks: 0212 257 16 50
Tüm Yazarlarımıza Açık Davet
SAIT FAIK
HİKÂYE
ARMAĞANI
Daruş^ai'aka Cemıyeti olaıak 1964 yılından bu yana Sait
FAİK'm anısını ya^atmak gayesiyle dü^enledığımiz ödüllü
hıkâye yarı^masının kırkhırıncısınc tüm yaiarlanmızı davet
edıyonız
Katılnıa Şartları
I - 2004 yılında basılıp yayımlanmış hikâye kitapları arasından
seı^ılccck bir cserın ya/anna, buyük yazar SAİT FAİK anısına
odul verılecektır
2- Odul almı$ bir kitapla, yarışmaya katılınamaz.
3- Daha once aynı armağanı kazanmış yazarlar yarışmaya
katılamazlar.
4- Yarı^maya katılacak yazarların yapıtlanndan onbeş (15)
adcdının 28 Şubat 2005 Pazartesi giinü saat 17.30'a kadar
•'Daru^alaka Ccmiyeti", Bayar Caddesi, No. 74/5 34742
Kozyataği-Kadıkoy/İSTANBUL adresine teslim edilmesi
gerekir
5- Scçıcılcr Kurulunun değerlendirmesini takiben sonuçlar
2005 yılının Mayıs ayı içinde açıklanacaktır.
Seçiciler Kurulu: Doğan HIZLAN, Şara SAYIN,
Füiun AKATLI, Nursel DURUEL
Jale PARLA, Hılrm YAVUZ, Kayhan ÖZEL.
Ek Bilgi : (0 216) 464 43 68 (Pbx)
Fax .(0 216)464 43 76
DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ
KÜLTÜR VARL1KI.ARIM1ZI YASATA1.IM