18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T7 AĞUSTOS 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 Tamuk, şeker, çay ürünleri başta olmak üzere pek çok alanda üretim ve hayvancılık olumsuz etkilenecek TamıMİa çember darahyor G ümrük vergilerinin azaltılması, ithal üriin patlamasına yol açarak ihracatı zor duruma sokacak. Gelişmiş ülkeler destekleri azaltacak ve tarife dışı engeller kaldınlacak. Yoksullann lehine gibi görünen bu durum sayesinde zenginler, daha önce giremedikleri pazarlara girerek hâkimiyetlerini arttıracaklar. Uzmanlar, "bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçilmesinin zorunlu olduğuna" dikkat çekiyorlar. Küresel ticaret GATTla basladu DTÖ ile devam etti 1 Ocak 1995'tekurulan DTÖ'nün merkezı, îsviçre'nin Cenevre kenfinde bulunuyor. 147 üyeye sahip olan örgüt, uluslararası ricaretin serbestleşmesini desteklemek, ticari anlaşmalarda kurallara uyulmasını sağlamak ve uyuşmazlıklan çözmek amacıyla faaliyet gösteriyor. Ancak uluslararası ticaretin küresel kurallar zincirine bağlanması 1948'liyıllara kadar uzanıyor. 1948'de Ikinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından oluşturulan Gümrük Tanfeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT), sınırlı bir ticari alanı kapsaması ve anlaşmazlıklan çözümleyecek bir mekanizmaya sahip olmaması nedeniyle yetersiz kaldı. 7 yıl süren görüşmelerin ardından 1994 yılı sonuna gelindiğinde Uruguay Round diye tanımlanan toplantılar sonucunda DTÖ'nün kurulması ve dünya ticaretinın yenı çerçevesinin oluşturulması karan alındı. BAŞAKSEZEN Bugüne kadar ulusal bir tanm poli- tikası oluşruramayan Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) toplantılarında da sesini yeterince çıkaramadı. Geçen hafta CenevTe'de yapılan görüşmelerin anlaşmayla sonuçlanması ise Türkiye'nin hem hayvancılık hem de tanmda ciddi kararlar almasını gerek- tiriyor. Nüfiısunun yüzde 35'ı tarımla uğraşan Türkiye'de son yıllardaki uy- gulamalarla zayıflayan ve "düşe kalka ilerkmeye çahşan" tanm, Cenevre ka- rarlan hayata geçirildiği zaman gerek- li önlemler alınmazsa dibe vuracak. Özellıkle hayvancılık, şeker, pamuk ve çay gibi ürünlerin ticaretinde son de- rece olumsuz gelışmeler yaşanabıle- ceğini belırten yetkılilere göre, hükü- metin biran önce acil eylem planı yap- ması gerekiyor. Türkiye sürekli "Getişmis ülkeler iç sübvansiyonlannı kaldırdıklan zaman biz de tarifelerimizi kaldırabinnz" gö- rüşünü dıle getınyordu. DTÖ'nün çer- çeve metnindeki maddelergereğı bun- dan sonra hayvancılık ve tanmdakı ta- rifelerini tekrar gözden geçirmek zo- runda kalacak. Ithalat yasağı da denilebilecek yük- sek gümrük duvarlan ile korunmaya çalışan Türkiye'de en çok etkilenen sektörlerin başında hayvancılığın gele- ceği belirtiliyor. Hatta sektör temsilcı- leri hayvancılığın bitme noktasına ge- lebileceğini dile getiriyorlar. Şu anda Türkiye'de en yüksek gümrük vergısi yüzde 227r5 ıle sığır. koyun ve keçı etinde uygulanıyor. Tavukçulukta uy- gulanan oran ise yüzde 65. Bu yüksek korumacılığın aslında DTÖ kurallan- na aykın olduğunu belirten TMMOB Zıraat Mühendıslen Odası Başkanı Gökhan Günaydın, bunun DTÖ'nün yaptınm mekanızmalanna konu edi- leceğini söyledi. Bu durumda Türki- ye'nin her alanda olduğu gibi hayvan- cılıkta da tarife dışı engellen kaldır- mak zorunda kalacağını ıfade eden Günaydın, "Bu koşullar Türkiye'nin ihracaünı zorlayıcı yeni bir dönem baş- latacaknr. Örneğin buğday gibi yüzde 180 oranında uygulanan yüksek güm- 2003 yıh üretim verilerine göre Türkiye, dünya üretimi içerisinde pamukta 7, şekerde 16, kuru çayda ise 6. sırada yer ahyor. Türkiye bundan sonra neyapmah'ı Türkiye'nin DTÖ anlaşmasma yönelik tutumunu şimdiden oturup be- lirlemesi gerektiğini belirten ZMO Başkanı Gökhan Günaydın ve Çiftçi Sendikalan Hareketi Sözcüsü Abdıü- lah Aysu'ya göre yapılması gerekenler şöyle: t/ Sulama alanlan arttınlmalı. t/ Tarlalarda bilgi teknolojisi kulla- nılmalı. \/ Üretici maliyetleri düşürülmeli. • "Ürün" bazuıda karar verecek öze! tim oluştunılmalı. • Devletin gerekli birimleri tek el- den kararlar almalı. *' Türkiye bir an önce IMF ve Dün- ya Bankası yaptınmlanndan sıynlıp ulusal bir tanm politikası oluşturmah. • Aralannda Türkiye'nin de bulun- duğu gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerle aralanndaki uçurum kapana- na kadar tanm üretimlerini destekle- meli. DTÖ toplantısında, olumlu sayıla- bilecek gelişmelerden bazılannın ise azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkele- rin, kendi ekonomilen için hassas olan (Strategic Product-SP) ürünlerin bir listesiru DTÖ'ye sunarak bunlardaki korumalan devam ettirebilmeleri ol- duğu belirtiliyor. Ancak bazı sınırlamalar getiriliyor. Örneğin Türkiye, DTÖ'ye 20 kalem- lik bir hassas ürünler listesı sundu. Bu listedeki ürünlerin yaklaşık 13-14 ta- nesini et ürünleri oluşturuyor, aynca çeltik, bakliyat gibi ürünler de listede yer ahyor. Ancak DTÖ, listeyı uzun bulduğu için Türkiye'ye iade etti. Sektör temsilcileri devletin hâlâ ciddi bir eylem planı olmadığmı belirtti Tekstilin geleceği belirlenecekKotalann süresinin 3 yıl daha uzatılmasıyla ilgili si- vil toplum örgütlerince başlatılan hareketin Cenev- re'deki toplantılarda siyasi bir tavırla desteklenmesi, teksril ve hazır giyim sek- törü adına olumlu bir geliş- me olarak değerlendirildi. Mauritius'un 14tane Af- rika ülkesi adına resmi baş- vurusuyla bu konunun DTÖ gündeminde acil ola- rak tartışılmasını istemesi- nı ve Bangla- ^ _ ^ _ deş'in de kota- lann kalkması- nın 2008'e ka- dar ertelenme- si şeklınde bir başvuru yap- masım önemli gelışmeler ola- rak değerlendi- ren tstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon îhracatçılan Bırliğı (IH- KİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğhı. Türkiye'nin de _ _ _ _ artıkDTÖnez- dinde inisiyatif alması ge- rektiğini söyledi. DTÖ'ye yapılan bu siya- si başvurular sonucu 1 Ekim'de DTÖ Mal Ticaret Konseyi'nde tekstil ve ha- zır giyim sektörünün gele- ceği konusunda bir toplan- tı yapılacağını belirten Orakçıoğlu, taraf ülkelerin bu tarihe kadar sektörlerin- deki gelişmeler adına bir rapor hazırlayacaklannı belirterek "Biz bu süreçte hem kamunun hem de işçi • Mauritius ve Bangladeş'in DTÖ'ye siyasi başvuru yapması önemli bir adım olarak nitelendirildi. Bu durum, Türkiye'nin de artık inisiyatif alması gerektiği şeklinde değerlendirildi. sendikalaruun bizlerie iş- biriiği içerisinde olmalarını umut ediyoruz. Eğer kota- lar ertelenmezse 30 miryon kadar kişi işsiz kaiabflir. Bu nedenle toplanûda olayın 'işsizlık' boyutunu günde- megetireceğiz'' diye konuş- tu. Ancak, DTÖ Başkanı bu başvurudan sonra 19 ülke- yi 3 Ağustos'ta ön görüşme için toplantıya çağınrken Meksika ve Türkiye davet _ _ _ _ _ edilmedi. Daha sonraki giri- şimlerle dahil olabildi. Türkiye Gi- yim Sanayici- leri Derneği Başkam (TGSD) Umut Oran ise Ce- nevre'de alınan kararlardan sonra gelinen noktanm çok olumlu olmadı- ğı görüşünde. "Her zamanyi- nelediğimi/gibi biz serbest. adil ama etik bir ti- caret istrvoruz, ama hâlâ DTÖ'yeverdikkri taahhüt- leri yerine getirmeyen pek çok ülke var." diyen Oran, devlet tarafından hâlâ be- lirlenmiş ciddi bir eylem planı olmadığını söyledi. Türkiye'nin şu anda, tekstilde AB ile aynı oran- larda yüzde 4-9"luk güm- rük vergisi uyguladığını ifade eden Oran, bu rakam- lann daha aşağı düşmesi- nin mümkün olmadığını belirtti. rük vergilerinde yüksek indirimler ya- pümak zorunda kahnacakor" dedi. Toplantıda üç alanda düzenleme ge- tirildi: gümrük vergılerinde indirim, devletin üretim sübvansiyonlannın ve dışsatım sübvansiyonlannın düşürül- mesı. Ilk ikı düzenlemenin ABD, AB ve Kanada gibi ülkelerin azgelişmiş ve gelişmekte olan dünyanın tanmsal pi- yasasını ele geçirmesihe neden olaca- ğını söyleyen Günaydın, görece daha ucuz olan bu ülkelerin ürünlerinin tüm dünyayı istila edeceğini belirtti.Özel- likle Cancun'daki başansızJıktan son- ra DTÖ'nün önünde ya bir kez daha DTÖ nezdinde uluslararası ticareti li- beralleştirme ya da 1949'daki gibi ül- kelerle tek tek anlaşmalar imzalama seçeneklerinın kaldığını söyleyen Gü- naydın'a göre ikincisi çok zor olduğun- dan lıberalleştirme seçildi. Iç destek ve dışsatım sübvansiyon- lannın indirihnesının gelişmekte olan ülkelenn kazanımlan gıbı sunulduğu belirtiliyor. Ancak gelişmış ülkelerin bu uygulamalar sayesinde gümrük ver- gilerinin ındirilmesıyle açamadığı pa- zarlan da açarak bırtakım tavızler elde edeceklenne ınanan Günaydm, "Önü- müzdeki süreç içerisinde tanm ticareti ve üretim yapılan azgelişmiş ülkeler aleyhine trendini sürdürecek" dedı. Tanm ve Köyışlen Bakanlığı'nca ya- pılan değerlendırmede de gümrük ver- gilerindekı indinmin çok önemli oldu- ğu vurgulandı. Türkiye'nin tanm üre- timi ve pazannı ancak tarifelerle koru- yabileceği kabul eden Bakanlık, "Bu durumda,yapılacak her birim indirim, tanm sektörüne doğnıdan yansryacak bir sonuç üretecektir" dedı. Kotalann 2005'te kalkacakohnası 'Çin faktörü' nedeniyle tekstil sektöründe endişe yaraöyor. ABVEABDNASIL HAZIRLANDI? Toplantı öncesi AB ve ABD'nin, pek çok ülkeye verdikleri tavızler ya da uyguladıklan yaptınmlar ile DTÖ'de ellerini daha da güçlendirmeye çalıştıklan belirtiliyor. Örneğin, AB'nin, 31 Temmuz'dakı DTÖ toplantısına sayılı günler kala, Kenya'ya sağladığı mali yardımı kesmesi, Kenya'nm elinin DTÖ toplantısında çok güçlü olmasının istenmediği şeklinde yorumlandı. Toplantıdan birkaç hafta önce ABD Başkanı George Bush. 2OO8'de son bulacak Afhka Büyüme ve Fırsatlar Yasası (AGOA) adı venlen anlaşmanın hükümlennin 2014'e kadar yürürlükte olmasını sağlayacak yasayı onayladı. AGOA'nın Eylül 20O4'te sona ermesi Afrika ülkeleri için önemli bir sıkıntıya işaret ediyordu. Bush'un 2OO2'de imzalayıp 2004'te yürürlüğe koyduğu bir çeşit kalkınma yardımı fonu olan MCA (Millenium Challenge Account), yani "Milenyınna meydan okuma hesabi", 2004 yılında 16 gelişmekte olan ülkeye toplam 1 milyar dolar tutannda yardım sağlanmasını öngörüyor. ABD, bu hesaptan yardım almakta olan bazı ülkelere fakslar göndererek kendilerine böyle bir yardımın yapılmakta olduğunu ve devam edeceğini haûrlattı. Yine toplantıdan önce ABD, 40 ülke için şeker kotalan uygulayacağını duyurdu. Bu sistem, söz konusu ülkelere ABD'ye en düşük gümrük vergisiyle belli kotada şeker ihraç etme hakkı veriyor. Haftanın ilk günlerinde tanm konusundaki müzakereler sadece 5 DTÖ üyesi (ABD, AB, Avustrahya, Hindistan ve Brezilya) arasında yapıldı. Bunun, bütün gelişmekte olan ülkeleri ilgilendiren meselelerin sadece Brezilya ve Hindistan'ın kararlanna terk edilmesi sonucunu doğurduğu şeklinde yorumlan yapılıyor ÎSKİ ve bilim adamlannın desteğiyle bilimsel çahşma başladı Durusu, 'ekolojik 9 üretime aday EBRUERDOĞAN Çatalca ilçesine bağlı Durusu beldesinde ekolojik tanm uygulamalan için bilimsel ça- hşma başlatıldı. Durusu Belediye Başkanı Engin Akman, koruma alam olma- sı nedeniyle çivi çakılmasuıa bile izin verilmeyen beldede, ISKl'nin ve bilim adamlannın desteğiyle eko- lojik tanm için araştırmalara başlan- dığını söyledi. Akman, dünyada ormanlann ta- mamının koruma altında olduğu üç kilileriyle görüşmeleri sonucu kurumun des- tegini aldıklanıu ifade eden Akman, IS- KÎ'nin finansman ayırmasının da gündem- de olduğunu kaydetti. tstanbul Üniversitesi (1Ü) Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ba- • Durusu Belediye Başkanı Engin Akman, koruma alanı olması nedeniyle çivi çakılmasına bile izin verilmeyen beldede, İSKİ'nin ve bilim adamlannın desteğiyle ekolojik tanm için araştırmalara başlanacağını söyledi. bölge olduğunu belirterek bunlann Kanada, Mersin ve Durusu olduğunu söyledi. Koru- ma alanı ohnası nedeniyle beldede yatınm amaçh hiçbir faaliyet yapamadıklannı dile getiren Akman, ekolojik tanmla belde hal- kının kalkındınlabileceğini belirtti. ISKİ yet- ns Mater'den bölgedeki araştırmalar için yardım istediklenni belirten Akman, çalış- malar sonrasmda deneme aşamasına geçile- bileceğim bildirdi. Prof. Mater bugüne dek yapılan araştırmalardan bölgenm ekolojik tanm için uygım olabıleceğım saptadıklan- nı belirterek "Ekolojik tanm için ancak böl- gedeyapdacakekolojikenvanterçahşmasmuı ardından karar verilebflir. Terkos'un yakm çevresinde bulunan Durusu, bakir bir alan. Bugüne kadarbölgedepek çok araşürmaya- pddL İSKİ'dedesufleüşiiayrmofaaraş- örmanın bulunduğunu düşünüyorum. Toprağm durumuna da baknktan son- ra ekolojik tannun yapıhp yapılamaya- cağma kararverilebflecek dedi. Mater, yaptıklan çalışmalann ardından belli bir alanda bir süre deneme yapılması gerektiğini belirtti. Ekolojik tanm ürünlerinin hem lezzet hem de sağlık açısın- dan önemine değinen Mater, Avrupa ülkele- rinin de yaklaşık 10 yıldır ekolojik tanm uy- gulamalan yaptıklannı ifade etti. Mater, eko- lojik tanmda hormon, yapay gübre gibi kat- kı maddelerinin kullanılmadığını anımsattı. IŞÇMNEVRENINDEN ŞÜKRAN SONER Üzüm Üzüme.. Hızlandırılmış tren cinayetinin hızlandınlmış Meclis görüşmesinden kaçan AKP'nin durumuna ilişkin, CHP'den gelen eleştirilerin yenilir yutulur yanı yok. Noktası virgülü ile söylenenlerin çok eksiği var, faz- lası yok. Yine de CHP, Baykal'ın çok haklı duyarlıh- ğı, Meclis'i toplaması, gensoru girişimınin AKP tara- fından, keiimenin tam anlamı ile "f;"ye alınmasına al- dıran yok. Işin kaygılandıran boyutu, CHP'nin Meclisie tek muhalefet partisi olması, geçmişi, kimliği, ağırlığı, iş- levinin yok sayılması, AKP tarafından "f/"ye alınma- sının, son gündem, Meclis olağanüstü toplantısı ile sınırlı kalmaması, süreç içinde olağan hale gelmesi. Bir neden, AKP'nin azınlık oyu ile çoğunluk iktidan ol- ması, Türkiye'ye çok pahalıya mal olan sermaye, medya, dış destekten şımarmış, rejimi, demokrasiyi tehdit eden kimliği. Diğer neden ise CHP'nin gerçek- ten de kendi kendini, işlevini, varlık nedenlerini, inan- dıncılığını yok etmiş olması. Toplumun gözünde, CHP bugünkü yönetimi ile hani "ağzı ile kuş tutsa, kimse- yi inandıramayacak bir noktada "... Türkiye'nin geleceğinden, gidişinden kaygı duyan çoğunluk, kanının son damlasına kadar, iktidann yap- tıklarının karşısında olanlar, tepkilerini en kusursuz yansıttığı eylemlerinde dahi, CHP'nin, lideri, kadro- lan ile içtenliğine, bir şeyler yapacağına, karşı duru- şuna inanmıyoriar. Bir ülkenin iktidarının rejim için tehdit oluşturduğu bir süreçte muhalefetinin, solun, güç ve güven veren konumda olmaması kadar teh- likeli bir durum olabilir mi? CHP'nin, bugünkü yönetimi, lideri Baykal'ın yerini koruma adına yaptıklannın, ya da parti içi muhalefe- tin yeterli olup olmadığı tartışmalanna uzun uzun gir- menin bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Çok ay- rıntı gibi görünen, ancak CHP'yi CHP olmaktan çı- karan son karar üzerinde durmayı yeğliyorum. Hani muhalefetin olağanüstü kurultay için yeterli sayıda oy toplamış olması aşamasında, merkezin sözde atak davranıp seçimsiz kurultay düzenlemesi, tarih ma- nevrası, sonra da imza çektirmesi ile hukuka uygun- luk tablosu yaratma çabalanndan. Yargının CHP ta- rihinde ılk kez, hukuka uyulmaması nedeni ile seçim- li kuruttay için süre vererek karar almak zorunda kal- masından. CHP'nin hukuk örgütlerinde yıllarca görev yapmış merkez yöneticilen, yargı kararına uymayacakJannı açıkladıklannda tüylerim diken diken oldu. Sıradan vatandaş için teknik hukuk tartışması gibi gözükebilir. Türkiye'nin kangren olmuş sendikalann yetki sorununda, hukukun olmazsa olmaz bir ilkesi vardır Işyerlerinde patronlar çok sık sendika üyesi ol- muş işçilen işten atma tehdidi ile yetki aşamasında sendikadan istıfaya zorlariar. Hukukta, yargı kararta- nnda kimsenin kuşku duymadığı, olmazsa olmaz il- ke, yetki başvuru tarihindeki imza, üyelik durumlan- nın esas alınmasıdır. Türkiye'de rejimin, hukukun güvencesi sayılan par- tinin, hukuk kurumlarının en üst görevlerinde yer al- mış yönetici, hukukçu kadrolan, nasıl olur da kurul- tay başvuru tanhindeki imzaların geçerliliğini yok sa- yarlar? Yargı "Yok sayamazsınız, bir hafta içinde se- çimlikurultayı yapacaksınız" dediğinde de, daha bü- yük bir hukuksuzluk yüzsüzlüğü, densizliği içinde, "Seçimli kurultayı toplamıyoruz, isteyen üstyargıya, Anayasa Mahkemesi'ne gider" diyebilirsiniz? Baykal ve yönetiminin dediği, halk dilinde, "Gücü- nüzyetiyorsa CHP için kapatma istemi ile dava açın, partiler yasası gereği hazineden verilen parayı kesin ya da başka cezalar verin" anlamına geliyor. Baykal ve yönetimi, Erdoğan hükümeti iktidannda, ana mu- halefet partisi, rejim için tek güvence konumundaki partinin, böylesine riskli badirelere sokulması sorum- iuluğunu kimselerin üzerlerine alamayacaklanna gü- veniyor. Hukukçulann, sorumlu yargı görevlilerinin, hele de parti muhalefetinin işleri bu kadar ileri boyut- lara götüremeyecekleri kartına oynuyor. Tabii CHP'nin bu arada nasıl yaraaldığı, işlevsiz du- ruma getirildiği, toplumsal güven yitirme, erozyon ya- ratıldığı gündemde bile değil.Türic/ye için bu kadar kritik bir dönemeç noktasında, iktidar uğruna lideri, yönetimi CHP'ye nasıl bu kadarzarar verir?" gibi bir sorunun bile anlamı olduğunu sanrnıyorum. Sizlerte paylaşmak istediğım kaygım, ülkemizin, demokrasi- mizin, solun geleceği ile ilişkili. Çünkü sadece geç- mişi, parlamentodaki temsil gücü değil, bugünkü ör- gütlülük varlığı, kadrolan ile CHP hâlâ solda, en azın- danrejimiçin güvence oluşturabitecek tek siyasi par- ti konumunda. CHP yönetimi hak, hukukla bu kadar küçük, ama büyük oynarsa, siyasal Islama dayanan iktidar gücü, büyük çıkar desteği ile başı dönmüş Başbakan Erdoğan, AKP iktidan neler neler yap- maz? "Üzüm üzüme baka baka karanr"dan öte, Er- doğan hükümetinin haksızlık, hukuksuzluk, rejim için tehdit oluşturma yollan, CHP tarafından sonuna kadar açılmış bulunuyor.. sonerfa cumhuriyetcom.tr Türk firmalarını davet ettiler Libya ile 8yıl sonra ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - Libya li- deri Muammer Kad- dafinin kendisini zi- yaret eden, REFAH- YOL hükümetinin Başbakanı Necmettin Erbakan'ı çadmnda "azariaması n ndan sonra soğuyan Türki- ye-Libya ilişkilerini AKP hükümeti yeni- den canlandmna peşi- ne düşrü. Libya ile 8 yıl aradan sonra gerçekleştirilen ilk "isbirügi'' toplantı- sında konuşan Devlet Bakanı Kürşad Tüz- men, Türkiye'nin 55 ülkedeki tecrübe ve bilgi birimi ile Lib- ya'nm yeni alt ve üst yapı projelerinden pay almak istediğini bildir- di. Devlet Bakanı Tüz- men, dün Türkiye-Lib- ya Işbirliği toplantısı- nın açılışında yaptığı konuşmada, "kayıpyıl- lan" kazandu-acak ye- ni bir yol planı ortaya koyduklanm söyledi. Libya Işgücü, Eğitim ve Işletme Bakanı Ma- tug MuhammetManıg da bu dönemin ilişki- lere hız kazandıracak yeni bir dönem oldu- ğunu belirterek "Bfaiş- birügındenöteişbirBği jstrvoruz. Ekonomik bütünleşme, ortaklaşa amacımız" diye ko- nuştu. Libya heyetinin te- maslan sırasında 200 bin konut ve 6 milyar dolarlık enerji yatınmı için Türk firmalannı Libya'ya davet ettiği bildirildi. Türkiye-Libya 19. dönem Karma Ekono- mik Komisyon (KEK) protokoUi imzalandı..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle