18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-6 ASUSTOS 2004 C UMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK ÜA3ÎATLI -STAN3UL EFEN'DÎSİ A3DÖLCAN3AZ1 IN •îARÎKoUlIIS MACSHALAHZ 2020 yılına kadar Türkiye'de nehirlerdeki su oranının yüzde 30 azalması bekleniyor Küresel ısınmakapımızda• Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, 20. yüzyılda küresel anlamda ortalama yüzey hava sıcaklığının 0.6 derece arttığını belirterek 1998'in, son bin yılın en sıcak yazı olarak kayıtlara geçtiğini söyledi. Tatlı su miktan ve topraktaki nemin azalması nedeniyle yakın bir gelecekte birçok tanm ürününün yetiştirilemeyeceğini belirten Kadıoğlu, kuraklığın doğal afet kapsamına alınmamasını eleştirdi. tstanbul Habcr Servisi - İTÜ Me- teoroloji Mühendisliği ve Afet Yö- netim Merkezi öğretim üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, 2020 yılına kadar Türkiye'de nehirlerdeki su ora- nının yaklaşık olarak yüzde 30 azal- masının beklendiğini belirterek sıt- ma, sanhumma gibi vektörel hasta- Araştırmalara göre 2030 yılına kadar Türkiye'nin de dahil olduğu bölgede sıcakhk yaan 3, kışm ise 2 derece ar- tacak. Bu değişüdiğin büyük bir kısmı devletlerin çevreye zarar veren sana>i tesislerine ve ormansızlaşürmaya göz yummalanndan kaynaklanıyor. Çevrecilerin tehlikeye dikkat çeken eyİemleri ise görmezden gdiniyor. lıklann artmasının da kuraklığın, in- san yaşamına etkisinin bir diğer yö- nü olduğunu söyledi. Beyoğlu'ndaki Makine Mühen- disleri Odası Istanbul Şubesi'nde konferans veren Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, küresel iklim değişimi ve bunun Türkiye'ye olası etkilerine dikkat çekti. Bu değişikliğin büyük bir kısmının insan kaynakh olduğu- nu anımsatan Kadıoğlu, yetkililerin ve halkın bu konuda daha duyarlı ol- ması gerektiğini vurguladı. Kadıoğ- lu, 20. yüzyılda küresel anlamda or- talama yüzey hava sıcaklığının 0.6 derece arttığını belirterek 1998'in son bin yılın en sıcak yazı olarak kayıtlara geçtiğini söyledi. Isınma- nın etkisiyle eriyen buzulların deniz suyu seviyesini yükselttiğini ifade eden Kadıoğlu, bu durumun tatlı su kaynaklannı tehdit ettiğini vurgula- dı. Bütün dünyada kuraklığın doğal afetler listesinde ilk sırada olduğu- nu belirten Kadıoğlu, Türkiye'de ise 1959 yılından beri kuraklığın resmi olarak doğal afet sayılmadığına dik- kat çekti. Hükümetlerarası îklim De- ğişikliği Paneli (IPCC) sonuçlanna göre 2030 yılına kadar Türkiye'nin de dahil olduğu bölgede sıcaklığın yazın 3 kışın ise 2 derece artacağı- nı anlatan Kadıoğlu, "Asıl korkutu- cu nokta toprak nenıinin >üzde 15 ila 25 azalması sonucu birçoktanm ürü- nünün yetiştiritemeyecekolmasr de- di. Kadıoğlu. şunlan söyledi: "Önemli olan aıüık ha^ a değişim- leri değil değişikliklerin boyutu ve sürekliliği. Bu yüzden magazinsel açıklamalardan ziyade etki analizi yapmanyız. Şimdiden önlem alma- ya başlamazsak afetlerle karşılaşü- ğımızda çok geç kalmış olduğumu- zu anlayacağız. Tanm alanlannın azaltılmasL fosil yakıt kullanımı so- nucu sıcakhğm yükselmesine neden olan sera gazlannın artması, ornıan- sızlaşürma gibi tehJikelerin başbca kaynağı insan. Bu gk&şata dur demek de vine insanlann eünde." ÎTÜ Moleküler Biyoloji- Biyoteknoloji ve Genetik Araştırmalar Merkezi iddialı projeler peşinde Bâiınkurgıı gerçek ohıyorHtLALKÖSE Geçen hafta hizmete açılan ve bir ilke imza atan Istanbul Teknik Üniversitesi (ITÜ) Mole- küler Bıyoloji-Biyoteknoloji ve Genetik Araş- tırmalar Merkezi, Türkiye'yi bilim alanında ge- ri kalmışlığuıdan kurtarmayı amaçlıyor. Mer- kezin müdürlüğünü yapan Doç. Dr. Candan Tamerler, Türkiye'nin bilimde çağı yakalama- sının farklı disiplinlerin bir arada çalışmalany- la gerçekleşeceğini ifade ederek "Önümüzde- ki 10-20 yıl farkh teknolojflerin doğduğu,uygulandığı ydar ob- t cak. Var olan teknoJojfleri kop- 'yalayarak dünya üzerinde söz sahibi olamavız" dedi. 21 laboratuvar ÎTÜ Moleküler Biyoloji-Bi- yoteknoloji ve Genetik Araştır- malar Merkezi. üniversitenin Maslak Kampusu'nda 4 bin 400 metrekarelik bir alanda hizmete açıldı. Moleküler biyoloji, genetik ve biyoteknoloji alanlannda uluslararası düzeyde bilimsel çalışmalann yapılması amaçla- nan merkezde 21 laboratuvar bulunuyor. Dünya standartlannda araş- tırmacılann yetiştirilmesi ama- cryla açılan merkezin maliye- ti, Öcalgiray Yatırım Holding "Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Orhan Öcalgiray tarafından karşılandı. EvTensel büime kat- fcda buhmması hedeflenen mer- kez, disiplinlerarası işbirliği çerçevesinde, üniversite-en- düstri ilişkilerinde de etkin rol alacak. ilükemmelllk merkezi Doç. Dr. Tamerler, merkezde disiplinlerara- sı bir yapı ile ahşılagelmiş çalışmalann dışına çkılarak ileri teknolojilere yönelik araştırma- • Maslak kampusunda 4 bin 400 metrekarelik bir alanda kurulan ve içinde 21 ayn laboratuvann bulunduğu araştırma merkezinde dünya standartlannda araştırmacılar yetiştirilecek. Doç. Dr. Candan Tamerler, merkezde disiplinlerarası bir yapı ile ahşılagelmiş çalışmalann dışına çıkılarak ileri teknolojilere yönelik araştırmalarda bulunulacağım ifade etti. larda bulunulacağım ifade ederek AB ülkeleri- nin bu şekilde kurduklan mükemmellik mer- kezleri ile beyin göçünü engellediğini dile ge- tirdi. •Türkiye bilimde gerl değil' Bu tür merkezlerin araştırmalar için mali des- tek sağlamakta da avantajlı olduğunu söyleyen Tamerler," Türkfye bilimde o kadar da geri de- ğil, uluslararası yayınlarda söz sahibiyiz. Ancak bolünerekçahşıyoruz. Güc kay- bediyoruz. Biz bu merkezde bütün disipünleri bir araya ge- tireceğiz'' dedi. Bilimin gen yapısı ile evri- min kontrolünü hızlandırma- ya çahştığına dikkat çeken Doç. Dr. Candan Tamerler, hedef- lerinin Türkiye'nin ileri tek- noloji çağında söz sahibi olma- sı olduğunu vurguladı. 21. yüzyıldaki anahtar tek- nolojilerin biyoteknoloji, gen bılimine bağlı biyoteknolojik prosesler, nanoteknoloji ve bi- lişim olduğunu anlatan Doç. Dr Candan Tamerler. "Butek- nolojilerin ortak yönü. tek bir alana bağh olmayan disiplinle- rarası çahşma sonucu ortaya hibrit teknolojiler ve uygula- malar çıkarmalandır. Bunun son örnegi nanobiyoteknoioji- dir" dedi. Nanobiyoteknolojik uygu- lamalar için doğadaki yapının örnek ahndığını söyleyen Doç. Dr. Candan Tamerler. sözleri- ni şöyle sürdürdü: "Bunlara \çrflebfleceken gü- zel örnekler kemikler, dişler, omuriük, deniz kabuklan ^c bitkilerdir. Biyoben- zctim (biomimetks) uygulamalan sayesinde yu- kanda bahsi geçen örnekkrden >ola çıkarakye- ni ürünler elde edikbiHr. Örnegin dişin yapısı- nın anlaşılması sonucu belH süreçte kaybedilen dişler çokileri yaşlarda bile yenilenebikcek, ke- miklerin \e deniz kabuklaruun yapısı esas ah- narak vücuttaki kınlan ya da doğuştan sorun- lu olan benzer kısınılar, üretikn bhomalzemey- le olması gerektiği gibi sorunsuz bir hak getiri- lebikcektir." 'Cüçlü ve çevre dostu bllglsayarlar' Bu noktada diğer bir dönüm noktası olabile- cek alanın ise DNA'daki elektron transfer me- kanizmasının anlaşılması olacağına dikkat çe- ken Doç. Dr. Candan Tamerler, şunlan söyle- di . "Şu anda bttuıen tüm bügisavarlardan daha hızh olan bu işlemin en önemli özeUiği ise fizyo- lojik ortamda ve hiçbir yan etkisi olmadan ger- çekleşmesidir. Bunun anlaşılmasrvla DNA çiplerinin zaman- la daha etkin hak getirflmesi sonucu son dere- ce hızh, güçlü ve çevre dostu bilgisayarlann ya- kuı bir gelecekte j^avgmlaşması sürpriz olma>a- cakür. Bugün bize bilim kurgu gibi gelen dü- şünceler yalan geleeeğin bilimini şekükndir- melde kalmayacak, bir sonraki dönemde tekno- loji olarak bize yansryacaktır." DUZYAZI ORHAN BtRGİT DSP'de Düğmeye Basmak İçin ANKA Ajansı'nın bir muhabiri, DSP Genel Baş- kanı Sayın Zeki Sezer'e, partisinin genel başkan yardımcılan ile genel sekreteryardımcılannın isim- lerinin ne zaman belirteneceğini sormuş. Soruyu, önce "Kısa birsûre sonra" şeklinde yanıtlayan, ama verdiği cevabın kendisini de tatmin etmeyeceğini anlayan Zeki Sezer açıklamasını daha sonra şöy- le sürdürüyor: "Partide bu görevleri yapacak nitel'Mi çok sa- yıda insanımız bulunuyor. Onun için henüz birgö- revlendirme yapılmadı. Ancak bugün- yann birgö- revlendirme yapılacak." önce politik konularla yakından uğraşmayanlar için söyleyelim. Demokratik Sol Parti'nin tüzüğüne göre Parti- nin Kurultayı, öncelikle genel başkan seçimi yapı- yor. Ardından da 60 kişilik Parti Meclisi ile 7 kişilik Disiplin Kurulu yine gizli oy ile yapılan seçim so- nucunda belirieniyor. Parti Meclisi, Partinin Genel Sekreteri ile Genel Saymanı'nı seçiyor. Buraya kadar saydığım işlem- lerin ilk bölümü, 25 Temmuz'da toplanan 6. Ku- rultay'da tamamlandı. Tayfun Içli gibi, Sezer ile ya- kın çalışma arkadaşlığı yapmış ve DSP'lilerarasın- da gerçekten sevilen birisi Genel Başkan'ın tek ada- yı olarak Parti Meclisi'nin vizesinden geçti. Aynı yön- temle Genel Saymanlık görevine de eski Orman Bakanlığı Müsteşan Harun Öztürk gibi saygın bir eski bürokrat getirildi. Partinin MerkezYürütme Organı'nıntamamlan- ması için üç genel başkan yardımcısı ile bir o ka- dar genel sekreteryardımcısının belirienmesi, Ge- nel Başkan'ın Parti Meclisi üyeleri arasından ya- pacağı tercihe kalınca, işlerin düğümlenmiş oldu- ğu ortaya çıktı. Sezer'in, arkadaşlanndan düşünme süresi iste- diği söyleniyordu. Boş geçen günler Takvim yaprakları temmuz ayının bittiğini, ağus- tosun yanndan sonra ilk haftasını da geride bıra- kacağımızı gösteriyor... 8 Ağustos Pazar, DSP Kurultayı'nın toplanmasından bu yana 15 günün geçmesi demekti. Yeni Başkan'ı kutlama ziyaret- leri, demeç istekleri, Sezer kimdir, ne yapacaktır türünden tatlı meraklann giderilmesi için gazete ve televızyonlarla görüşmeler. Bunlann tümü için iyi kullanılabilen 15 gün. Ama öte yandan, Parti Mec- lisi'ne ve örgüte karşı önemli çalışma hazırtıklan- nın yapılması için Genel Başkan ile biriikte toplan- tı üstüne toplantı yapması, sivil toplum örgütleri ile ilişki kurması, demokratik sol ya da sosyal de- mokrat kesimde azalmış umutlarayeni aşılann ya- pılması için, olanaklann yaratılması için her birinin saat dilimlerinin sonuna kadar kullanılması gerek- li iken adeta yrtirilmiş yine bir 15 gün. Dahası, geride bıraktığınız Kuruttay'ın zorunlu gi- derierinin ödenmesini sağlayacak güncel işlemle- ri tamamlayabilmeniz için yerine getirmeniz gere- kenleri karara bağlayacak bir başkanlık divanı top- lantılar süreci. Sayın Sezer, "partide bu görevleri yapacak çok sayıda nitelikli arkadaşım arasından kimi seçersem, ötekini kırmamış olabilirim" tü- ründen ince bir hesap gerekçesiyle, 12 gündür iş- lemi tamamlayamadı. Oysa Kurultay'da oluşturduğu yeni Parti Mecli- si için, 30 il başkanından eski görevlerini bırakma- lannı istemiş olmalı. Yani DSP'nin 30 ilinde de 26 Temmuz'dan bu yana il başkanlığı boş. O illere, es- ki kurullar ile uyumlu il başkanlannın belirlenmesi de, Partinin önce örgüt Bürosu'nun önerisine, sonra da o önerilerin Başkanlık Divanı'nca onay- lanmasına bağlı olacak. ANKA Ajansı'nın muhabiri, öyle anlaşılıyor ki, DSP Genel Merkezi'nin boşu boşuna geçirmekte olduğu iki haftalık zamanı, bir seçmen olarak da hayıfla izlediği için, yeni Genel Başkan'ın kapısını çalmış ve nedenini öğrenmek istemiş. Sayın Genel Başkan'ın bu yanıtı sadece diplo- matik bir söylem ile örtülmüştür. Kendisi, 25 Tem- muz Kurultayı'ndan aylarca önce Sayın Bülent Ecevrttarafından DSP'nin Genel Başkanı adayı ola- rak gösterildi. Ve elbette bu ağır, ama onuriu öne- riyi kabul ettiğini de hemen açıkladı. öncelikle biriikte çalışması gereken arkadaşla- nnı saptaması için aradan geçen o uzun süre ye- terli değil miydi? Sadece ekibin değil, o ekibin önüne getireceği taslak programın da biçimlendi- rildiğini sananlar için, partide bu görevleri yapa- cak çok sayıda insan olduğunu söyleyerek karar- sızlık fotoğrafları çektirmesi, bence doğru olma- mıştır. Umanm, DSP'nin yeni Genel Başkanı'na, biriik- te çalışması gerekli arkadaşlar için sağdan soldan, yukandan ya da aşağıdan kimi empozeler yapıl- dığı için değildir bu iş bölümü gecikmesi... Şayet öyle ise ve bir kez bu tür tavsiyeler ya da direktifler dinlenecek olursa, Sezer'in de çalışma arkadaşlannın daönündeki engebeleraşılmazha- le gelir. DSP'nin yeni Genel Başkanı, 1966 yılında Sayın Bülent Ecevit'in ilk çalışma ekibini oluştu- rurken rahmetli Ismet Inönü'den gelen telkinleri nasıl göğüslediğini, yaşı elvermediği için bileme- yebilir. Ama Sayın Ecevit'e sorarsa hem işin doğrusu- nu öğrenir. Hem de o öğrendiklerini uygulamaya koymanın kolaylığını yaşama geçirmiş olur. Faks: 0212- 677 07 62 [email protected] Doç. Dr. Candan Tamerler, "Araşürma merkezi sayesinde neyi yapamadığumzı değil, neyi yapabileceğimizi konuşacağız" diyor. Merkezin beyin göçünü önleme konusunda da önemli bir işlevi olacağıru kaydeden Tamerler, "Türkiye olarak bu vüzyılda söz sahibi olacagı/" diyor. 3 KADIKOY'DE İLK DEFA SADECE SİNEMAMIZDA Hayatın Içinden
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle