18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2004 CUMA OLAYLAR VE GORÜŞLER ERZURUM ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN (KAMULAŞTIRMA DUYURUSU) EsasNo 2004 410 Davacı ESKİ Genel Mudurlugu tarafından davalı Nıhat Sırmacı aleyhıne açılan kamulaş- tırma bedelının tespıtı, tescıl davasından dola- Erzurum merkez Boreklı koyu, 240 parsehn 172 43 m2 katı ırtıfak alanı, 268 19 m2 geçıcı ırtıfak alanı olarak kamulaştınlmasına karar v enldığı, bu taşınmazın malıkının ılan tanhın- den ıtıbaren 30 gun ıçınde kamulaştırma ışle- mıne karşı dava acabıleceğı, dava açanlann dava açtıklan ve yurutmenın durdurulması ka- ran aldıklanru mahkememıze belgelendırme- dıklen takdırde kamulaştırma ışlemının kesın- leşerek mahkememızce belırlenen değer uze- nnden ESKİ Genel Mudurlugu adına tescılme karar venleceğı. kamulaştırma bedelının hak sahıbı adına Erzurum merkez Zıraat Banka- sı'na yatınlacağı. konuya ve taşınmaza ılışkın tum savunma ve delıllennı, ılandan ıtıbaren 10 gun ıçınde mahkememıze yazılı olarak bıl- dınlmelen. 2942, 4650 SK nun 10 md gere- ğuıce ılan olunur 27 07 2004 Basın 35743 ARADABİR Prof. Dr. MEHMET ÜNAL Çıekum\a Lnıversıtesı Rcktörler ve Beklentiler... Yenı rektorierırnız atandı Kutlar ve başanlar dı- , \er\z Geçmış yıllara kıyasla -kımı sorunlar olsa da- daha uygar bır seçım ve atanma donemı yaşandı Bu da unıversıtelerımız adına kıvanç vencı bır du- rurn Ünıversıte oğretım uyelığı saygın bır gorev Rek- tortuk onurlu bır makam. Çok ağır bır sorumluluk ve özven gerektınr. Çağdaş ulkelerde, ozgur ortam- larda oğretım uyelennın -demokratık- oylanyla rek- tor seçımı yapılmaktadır Kımı ulkelerde ıse "mü- tevellı heyet' tarafından atanmaktadır Seçım on- cesı adayların çokolması, demokratık ve uygar ol- çulerde çalışmalann yapılması doğal karşılanma- lıdır. Yeter kı etık sınırlar zorlanmasın Seçım bıtıp rektor olarak atama yapıldıktan sonra, hemen ba- rış ortamına geçılmelıdır Yenı rektor oy verenlerın de vermeyenlerın de yonetıcısıdır Yansız, onyar- gısız bır tutum ıçınde -eğıtım oğretım, araştırma ve hızmet aJanında- çalışmaJann surdurulmesıne kat- kı sağlaması beklenır Kuşkusuz bır yonetıcının her- kesı memnun etmesı olanaksızdır Kımı ıstek ve beklentiler karşılanamayabılır Kımı ıstek ve gerek- sınımler olanak ve koşullar elverdığınce karşılana- bılır. Yıllardır unıversıtede çalışan bır oğretım uye- sı olarak, yenı rektorlerımızden -hoşgorulenne sı- ğınarak- beklentılenmızı ozetlemek ıstıyorum Kuş- kusuz bu konular bılınmeyen şeyler değıl Ancak kımı aksaklıklann -geçmışte- olduğu da yadsına- maz Bır yonetıcı gorev ve yetkısının buyusune kapıl- mamalı övgu ve eleştırılere karşı serınkanlı olma- lı. Rektorluk ınsanı yuceltmez Bu makamı yucel- ten bılımsel ve nesnel olçutler ıçınde uygar, çağ- daş, ınsancıl uygulamalardır. Yasal yetkı ve guç demokratık duşunce ve uygulamaları kısıtlama- malıdır Korkutma, yıldırma sındırme değıl, sevgı, saygı, guven ortamı yaratılmalıdır Kışısel hak ve oz- gurluklere -gorev ve sorumluluğunu aksatmamak koşuluyla, gorev alanı dışında- saygılı olunmalıdır Yasa ve yonetmelıkler eleştınlebılır Değıştınlmesı gereken yerlerı olabılır Ancak bu olgu yasa ve yo- netmelıklere karşı davranmaya gerekçe olamaz Unıversıteler ozgur, ozerk ve demokratık bır ortam olmalı Ancak ozgurluk adına sıyasal, dınsel, anar- şıkorgutlennsavaşım alanı olamaz Hertur duşun- ce savunulabılır, tartışılabılır Fakat dayatma, kor- kutma, yıldırma, bezdırme olamaz Ataturk ılke ve devnmlenne, demokratık hak ve ozgurluklere herkesın saygılı olması beklenır Unı- versıte ıçınden ya dadışından bu gerçeklerın lyı al- gılanması gerekır Bır yonetıcının her şeyı bılmesı ve yapabılmesı olası değıl lyı bır yonetıcı ışının ehlı, heveslı, adam gıbı adamlardan 1yı bırtakım kurmak durumunda- dır Darkatılımh değıl, genış katılımlı bırtakım oluş- turulmalı, başanlı çalışmayapanlarodullendınlme- lıdır Burada kımılen "vazıyetten vazıfe" edınmek ıster Kımılerı kışısel çıkar, saygınlık arayabılır Kı- mılen geçmış donemde sorunlar yaşamış ve on- larla hesaplaşmak tutkusu ıçınde olabılır Bu tur sorunlar, kışkırtmalara odun vermeden, tep- kısel değıl serınkanlı, onyargılı değıl nesnel, yansız vesağduyulu bırtutumlazamanlaaşılabıhr Burok- ratık kuşatmayı aşıp, oğretım uyelerıyle -hıçbıray- rım gostermeden- sıcak, yakın ve dostça ılışkıler surdurulebılırse, ışler daha da kolaylaşabılır Med- yaya malzeme yaratmamalı, medya ıle ılışkı ve ıle- tışım lyı kurulmalı Seçımle gelen yonetıcılerın -dekan, bolum baş- kanı vd- gorevlerınde kalmalan ozendırılmelı Go- revınde başanlı olamayanların yerıne -zaman ıçın- de-yenılen duşunulebılır Yargısızınfazyapılmama- lı Bır ıddıa varsa savsaklamamalı, hemen ustune gıtmelı Yansız, onyargısız yetkın kışılerden kurul- laroluşturup -hızla soruşturulup, kanıtlartoplanıp, tanıklardınlenıp, savunmalar alındıktan sonra-son- landırılmalıdır. Kurul uzerıne hıçbır yerden baskı gelmemelıdır Yargıya gıtmış olaylarda -yargı kara- rını verınceye değın- yansız ve sessız kalınmalıdır Aynca seçım oncesı unıversrtenın gelışımı ıle ıl- gılı olarak -eğıtım, oğretım, araştırma, hızmet, alt- yapı, araç-gereç gıbı- ışlev ve gereksınımlenn kar- şılanması ıçın venlen sozlerın gerçekleştınlmesı dı- leğımızdır Hiroşima, Ruhumuzda Patlayan Bir Bombadır! Hıroşıma ve Nagazakı bır yana, haydı onlar bıze ırak, yakınımızdakı Çemobıl'ın ıkı kıtaya -ve burada ulkemıze- yayılan dehşetlı sızıntısınm doğava, ınsanlara verdığı zararlar hafızalarda taze dururken, hukumetımızın nukleer enerjıden bır "ıyılık perısf'gıbı bahsetmesı ve 5 adet nukleer tesıs kurmaya çahşması garıbımıze gıtmelı Prof. Dr. Muzaffer ERYI1MAZ Çanka\a Beledne Başkanı A cı, hıssedılır, yaşanır ve yaşa- tılır Tanh 6 Ağustos 1945 YerJaponya Dunya tanhının bır seferde gorduğu en buyuk kıyımın, \ahşetın. acımasızlı- ğın ateşlerle. yangınlarla, yureklerdekı yan- gınlarla ebedı belleğımıze kaydedıldığı unu- tulmaz ama utançlarla dolu gunu Bugun de, acıyı hıssedıyor, yaşıyor \e yaşatıyoruz Lçak havalanır, venlen emır katıdır Ja- ponya savaşın bır tarafıdır ama onu teslım almak, teslıme zorlamak ıçın onlara hıç unutamayacakJan 'bir ders vennek gere- kir' Bu ders ıçın havalanan Enola Gay, bu dersı "bihakkın" Japonlara venr ve Hıro- şıma'da 140 bın ınsan, yaşlı, genç, çocuk, kadın bu nukleer gazabın sonucunda haya- tını kaybeder Ama Japon ımparatoru ınat- çıdır, "aaya ve oiume abşık" bır ulusun onu- runu hemen ABD'ye teslım etmek ıstemez "Banş adına'" atılan bombayı yeterlı gor- meyen, tam teslım ıçın yetersız bulan ABD, bu kez 9 Ağustos'ta 70 bın kışının olumuy- le sonuçlanacak olan Nagazakfyı atom bombasıyla yok etme yolunu seçer Işlem tamamlanmış, ABD, aslında atom bomba- sının dehşet saçan gucuyle dunyanın hâkı- mı rolunu, Ingıltere'den bır bıçımıyle dev- ralmış, Amenkan çağını başlatmıştır Evet, Japonya teslım olmuştur olmasına ama, bu buyuk yıkımın bıraktığı korku, ka- rabasan butun ınsanlığın yureğını acıtıyor Çunku bugun 6 Ağustos, Hıroşıma'ya atı- lan o korkunç bombanın uzennden tam 59 yıl geçtı fnsanlığı benzer yıkımlardan kur- tarmak ıçın, geçmışın acılanndan, tecrube- lennden kuvv et alıyoruz Hafızalanmızın unutuluşa terk edılmemesı ıçın, nukleer çıl- gınlığın tum dunyada ulkeler açısından bır "prestij" unsuru gıbı gorulmesuıın yarattı- ğı ganplığe ve dehşete karşı çıkmak, bu çıkmaz yolun ucundakı kaçınılmaz olume karşı haykırmak ıçın, ınsanlığnnızdan kuv- \ et alarak nukleer sılahlara, kıtle unha sı- lahlanna. bıreysel sılahlanmaya ve her tur- lu şıddet aracuıa karşı çıkıyoruz Çunku bı- lıyoruz kı şıddete başvurmak, onu kuçuk ve- ya buyuk araçlarla "kuçükçaph" v eya "bü- yükçaph" yıkımlarla buluşturmak. bır kul- turel alışkanlığın, davramş bıçımının, er- keksılığın algılanış rurunun bır dışavuru- mudur Içımızde şıddete meyleden o tuhaf çekım alanını bertaraf etmeden, şıddetı dur- duramayız Çunku bız bılıyoruz kı, dışan- dakı her turden şıddet ıçımızdekı şıddetten doğar, onun bu- yansıması olarak dışanya sarkar Hıroşıma, bır buyuk yok edışı gerçekleş- tırdı, canlı ve cansız topyekûn bır yok edı- şı gerçekleştırdı Turkçenın en guzel seslı ozanlanndan MeUh Cevdet Anday, "Hiro- şûna" başlıklı şunnde, doğumun tekıllığı ıle toplu yok edıcıhğın ınsan doğasıyla ortuş- meyen yanını bakın nasıl anlatıyor Büyükbabam, babam, ben / Küçük oğian, kız. damat... / Geüşimiz teker tekerdi / Gidi- şimiz cumbur cenıaaL Bu dortluğu tamamlamak ıçın. bır soz ge- rek, bır karşı duruş gerek, savaşın, savaşla- nn sıradanlaştu-dığunız, yanı başımıza gel- dığınde oylesıne bakakaldığımız, vurdum- duymazlığa denk getırdığımız urkutuculu- ğe karşı kendımızı sılkelememız gerek "Başka" dıyarlardakı, ulkelerdekı olulerde bızımdır, bızım olmalıdır, dememız gerek. Onlar bızım ınsanlığımızın eksık ve olmuş yanının bır turev ı olarak olmedıler mı, ol- muyorlar mı 9 Bu soruyu geçıştırmeden, tam cevaplamalıyız Hıroşıma. burada bır sembol, toplu oldurumun ıçunızı vıırması gereken sarsıcılığını her turden kınmla, kı- yımla yuzleşme olarak algılamanın bır sem- boludur Hıroşıma ve Nagazakı bır yana, haydı on- lar bıze ırak, yakınımızdakı ÇernobıFın ıkı kıtaya -v e burada ulkemıze- yayılan dehşet- lı sızıntısınm doğaya, ınsanlara verdığı za- rarlar hafızalarda taze dururken, hukume- nmızın nukleer enerjıden bır "iyilikperisrgı- bı bahsetmesı ve 5 adet nukleer tesıs kur- maya çahşması ganbımıze gıtmelı Çunku nukleer enerjı ıçın bızı pohpohlayan ulke- lenn hepsı nukleer santrallan bır bır kapa- tıyorlar Acaba neden17 lyı ıse neden kapa- tıyorlar, kotuyse, bızden nıçuı nukleer sant- ral kıırmamızı ıstıyorlar' Deneyımler. nuk- leer enerjı elde etmek ıçın alınan tum on- lemlenn kesın bu- guvenlığı sağlayamadı- ğını, dahası, "temiz" denılen nukleer ener- jının, gende bıraktığı atıklardan kurtulma- nın neredeyse ımkânsızlığını gostenyor Bı- lıyoruz kı, nukleer bela kapıyı her zaman ça- lar, mutlaka çalar ve hep kotu çalar' Hıroşıma \e Nagazakı 'ye atılan atom bombalannın tanhın bır sayfasında. kara bur leke olarak kalması ıçın, sureklı bır bı- çunde nukleer adı altında allanıp-pullamp *hi" dıye sunulan her şeye "hayır" dıyelım Çunku. Hıroşıma'ya atılan nukleer bomba- nın yaktığı, sakat bıraktığı ınsanlann acısı hâlâ yurek burkuyor, yıktığı koca kentuı ısı hâlâ tutuyor Bunun yanı sıra ardından ka- ra yağmur olarak bıraktığı radyasyonun et- kısı ıse gunumuzde hâlâ suruyor Nukleer acı, bugun acının kavurduğu topraklarda sakat doğumlar, hastalıklar olarak kendısı- nı ele v enyor Evet, Hıroşıma, Japonlann bu unlu lıman kenh yenıden kuruldu, ama o ken- tı goren gerçekte neyı gorebılır, o kentuı adını duyan neyı hatırlayabılır9 Kurulan kent, ınsan olarak olçulemez, yıkım gucu- mu2aın yaşayan bır anıtı olabılır ancak, o kent- te gulmek, gulebılmek mumkun mu9 O ken- tın adını duyunca gulmek, gulebılmek mum- kun mu9 Buyuk Turk şam Nâam Hikmet, Hu-oşı- ma'ya atılan bombayla bır kuçuk kız ara- sındakı ılışkıyı Bir Kız Vardı Japoma'da başlıklı şıınnde şoyle anlatır Bir laz vardı Japoma'da /Ufacık, tefecik bir kız, / Bir bu- lut \ardı dunvada / tşi: oldurmekti valnız. Buradakı alegonye dıkkat edelım Bulut, ışı yalnız oldurmek olan bulut, hangı kara- basanı(mızı)n, hangı onyargılan(mızı)n, hangı eksık tarafı(mızı)n ıçınden doğmuş, buyumuş, hav alanmış ve atom bombası ola- rak Hıroşıma'ya gıtmış, orayı kasıp kavur- muş ve bulut olagelmış Buradakı şıfreyı bu- tun yonlenyle çozduğumuzde, şıddet bır bu- tun olarak hayatımızdan sokup attığımızda, ınsanı değerlerımızı dırı tuttuğumuzda. olume karşı hayatı galabe çaldığımızın zamanı da gelmış demektır 1 Yeter! Söz Aklmdır tbrahim TÜRKEŞ Hukukçu-Felseft "Kasımpaşa'dan mezun Tay- yıp Erdoğan, Hegel, Sartre, Dar- nda okullanndan mezun Fran- SE veAlman shasetçıkrinijı önü- ne mi geci>or? Acaba bizim gibi febefe fukarası tophımlar, bu ma- zeretlerini avantaja mı çe\iri- >w?" Yukandakı satırlar. Sayın Er- tuğnıl Özkök'un 31 1 2004 ta- nhlı Hurnyet'te, Sayın Başba- kan"ı çağdaş ıletışım teknolojı- sının onde gelen duşunurlennden Marshall MacLuhan ıle yan ya- na getıren yazısından alınmış- tu- Ancak Sayuı Ozkok'un de son yazılannda kabul ettığı gı- bı, felsefe fukarası bır toplumun, "teknoloji zengmi" de olsa bu mazeretını asla avantaja donuş- turemeyeceğı, ulkemızde yaşa- nan ve adına "kaza" denılen "teknoloji cinayetieri'' ıle kanıt- lanmıştu- L nlu tt biHm febefed- si" KarlPüpper' ın "Varsavimlar \e Çürütmeler" adlı yapıtının onsozu. şu cumleyle başlar "An- cak yanhşlanmızdan öğrenebili- riz." Fakat ulusça, denızde, ka- rada, havada, her yerde, hem de arada bır değıl, sureklı. sıstem- lı, buyuk boyutlu ve "müker- rer" bır genelleşme surecıne gır- mış tt \r anhş"lanmızdan hâlâ bır şey oğrenememış olmamız, asıl sorunun daha da "temel''de ol- duğunugostermektedır Modern ecı teknolojınuı son venlenne sa- hıp olduğumuz kuşkusuzdur, vıt- nnlenmız luks eşyayla dolu, "Şir- ketfer Yasası"ndan "Y^ırttaşlar Yasası"na, "Ihale Yasası"ndan "Ceza Yasaa"na kadar, her alan- da yaptınm getıren yasalanmız var, fakat bu" şey daha var Ku- raldışı davranmayı "güç simge- s", "becerildilik'', "açıkgoziuk" sayan bır u akıldışı n lık, bır "fel- sefe fukarahğı'' Elımızde tek- nolojının son hankası cep tele- fonu, altımızda son model ara- balarla kavşaklara son hızla da- lıp uısanlan ezmedık mı 9 Trafık kurallanm hıçe saymayı "açık- göztük" saymadık mı 9 Duğun- lerımızı, derneklenmızı, toplan- tılanmızı, şenlıklenmızı "kân"la noktalamadık mı 9 Modernleşmeyı yakuzca tek- nolojının son hankalanna sahıp olmakta goren, fakat o teknolo- junn gensındekı "uygarhktari- hi" ıle "febefe astemJeri" ıle tt sa- nat" ve "edebiyat" gıbı uısan başanlan ıle l4 simetri"sı olma- yan bır toplumun. kendısını ku- şatan "mızrakh ilmihal" kultu- ru ıçınde varabıleceğı nokta ış- te budur "Akıklışı''lığın bu "kü- çük" orneklenyle sağlanan "ni- cel biriknnn ın, bu- gun "toplum- sal" bır "katastroPa (anı değı- şıme) donuşmesı kaçınılmazdı îşte son teknolojı cınayetırun ya- şandığı Pamukova'da olan bu- dur "Syaseften "bürokrasi''ye, "biHm"den (sıyasal ıktıdann ozellıkle TUBlTAK ve YOK'te sergıledığı tutum hatırlanmahdır) "eğitiııı''e hemen her alanda, ger- çek "mürşit''ı "büim T> ın dışında, gerçek çozumu "inşaflah", u ma- şallah"ta arav an bır "aküdışı''lı- ğın, kısa vadelı "pofitikçıkar"lar- la bırleştığınde neye mal oldu- ğunun somut orneğıdır "Cum- huri\et"uı "demir 351311^3 bır "tra\ers"hk yatırım, bır "bi- jon"luk bakım yapmayan, daha da otesı "Demir ağlarla ördük ana>Tirdu" dıyen Cumhunyetın 10 YılMarşınabıletahammul edeme>ıp kalplerını karartan "nefcaniyer (bencılhk) ve "men- faat" hırslanna "mağrur" ola- rak kuçumseyen hatta alaysıla- yan kafalar, beğenmedıklen o eskı fakat "bir dönemin onur simgesi" olmuş raylarda >oıksek hızlı "gösteriş trenleri"nı \ ıtese takmışlar, fakat akıllannı bır tur- lu v ıtese takamamışlardır Ta- nhte hıçbır "Bder"ın, hıçbır "ko- şul" ve hıçbır "toplunı"da avan- taja donuşturmeye gucunun yet- medığı v e yetmeyeceğı bu "akü- dışıhk". bu "febefe fukarahğı" karşısında sorulacak sorular, cumhunyet savcılanm yorma- yacak derecede açık ve nettır Bu sonuca ulşılmasında han- gı yanhş yapılmış, hangı kural yı- kılmış ve butun bunlar a ne za- man" ve "kiın" tarafuıdan ger- çekleştınlmışnr 9 "Sorumhı"lar, bu "soru"lardadu- Bu felsefe fukaralığından he- pımız payımıza duşenı almaya devam edıyoruz Raylarda yuz- lerce ınsanımızın hayatını ka- rartan bu fukaralık, şımdı de "Cumhurbaşkanı'ıun febefı de- ğeriendirmeieri ve kişisel görü- şüdür" denılerek II Ozel îdare- sı Yasası'nı veto eden Sayın Cumhurbaşkanrnın "veto" ge- rekçelennı karartmaya çalışmak- tadır îşte, sorumlu bır ağızdan, *Türkiyegerçeği"nın çarpıcı ıfa- desı Dıle kolay, hem ulkeyı yo- netme savuıda bulunacaksuıız, hem bır yasanın veto gerekçele- nnı anlamayıp mazeretı "febe- fe"ye yıkacaksınız Dunyaya "Mızraklı tlmihal"lenn, "El MuııkEuMinedDalarienn (Ga- zaü) penceresuıden bakılan "fel- sefe fukarası" bu- toplumda, par- tı başkanı, mılletvekılı, bakan da olsanız. geluıebılecek nokta budur Boyle bır ortamda, elbet- te Sayuı Cumhurbaşkaru"nın bu- "manük" ve "hukuk" abıdesı olan v eto gerekçelen anlaşılma- yacak, ustelık "Febefiyattandır" derulıp kuçumsenırken bu ku- çumsemeye bu- de kuçumseye- nın aczını gosteren alaysılama (ıstıhza) eklenecektır Butun bun- lar, Turkıyenın "felsefe fukarahğı"nı nasıl "avantaj"a donuşturduğunun resmıdu- Kamusal Alan... Hulusi METİN Hukukgu H er ozgurluğün riyeti"nın de Hele bu bır sımn v ardır "tnsanın kmk- krvafetini beürleme hür- kılık kıyafet, topluca dınsellık savı taşıyor- sa ACI KAYBIMIZ Türkiye'nin değerli hocalarından, büyük insan, hocaların hocası Ord. Prof. Dr. SULHİ DÖNMEZER 1 kaybetmenin büyük üzüntüsü içindeyiz. Kendisine Tanrı'dan rahmet, değerli ailesine ve hukuk camiasına başsağlığı dileriz. TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI Gunumuzde türban, "bir gerid ideolojinin işareti, bir turucu parti- nin simgesL bir dinci da- yatmamn sembohi"dur Turban, duı ozgurluğu- nun (Anayasa. m 24) la- ık cumhunyete karşı - matla- kotuye kullanıl- masıdır "Anayasada yer alan hak ve hürrivetlerden hiçbiri,... laik Cumhu- riyeti ortadan kaJdırma- yı amaçlav an faaliv etler biçiminde kuDanüanıaz." (Anayasa, m 14) "Herkes, hakJarını kuüanırken ve borçlan- nı yerine getirirken dü- rüstlük kurallanna uv- mak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüve kullamlmasım, hukuk düzenikonunaz." (Turk Medem Kanunu, m 2) Kamu düzenı varsa, kamusal alan da vanhr. Kamusal alan, insan üriinü hukukun uygu- landığı alandır. Kamu düzeni kamusal alanda geçeriidir. "tran'da mollalar ka- rar vermiş: Kamusal ala- naçarşa£szgirümez.Bc- de bu karan kıskanan ne kadar çok kişi olnıuş- rur kimbilir.." (Melih Aşık, Mılhyet, 14 07 2004) "_jnsanlar (bayanlar) eğerinandık- lan dinin (İslamın) gere- ği olarak vücutlannın belli bölgelerini (saç ve boyunlannı) örtüyorlar- sa; bu, ibadet hürriveti- nin kullanılnıasından ibarettir. İbadet hürri- yeti, düşünce hürriyeti- nin özel bir alanı olan dmhürriy-ctinindışayan- srnıasmdanbaşkabirşey değildir" dıyenler, iba- det hurnyetım turbana sıkıştırmakJa, uıananla- ra da saygısızlık etmış oluyorlar, laık hukuk dü- zenıne de Bugun tur- ban, "ibadet özgürlüğü- nün kullanılmasmdan ibaretse", yann da aym gerekçelerle Kuran'dakı hukukun uygulanması- ru ıstememn hıçbır en- gelı yok demektu- Dını, kadınuı saçıyla, erkeğuı gobek v e dızkapağı ara- sma sıkıştırarak polıtıka yapmarun gudukluğun- den kurtulmak gerekır Cumhurivetin temel niteükleri sindirünıeden, demokrasinin ninıetle- ri özümsenemez (haz- medilemez). PENCERE Tüpkçü'nün Bunalımı! "Turk-lslam Sentezı" 12 Eylul donemınde dev- letın resmı ıdeolojısıne donuşmuştu Oysa bugun Islamcılar ıktıdarda. Tezın Turk'u gıttı Islam'ı kaldı Bu teze bağlı MHP bıraz şaşkındır, oldukça sı- kıntı ıçındedır • Daha oncelen bu koşede bırkaç kez konuyu ele almıştım; bır bakımaTurkçu (Turancı) kokenden gel- me MHP amaçlanna erışmıştı 1) Komunızm çokmuş, Sovyetler yıkılmıştı 2) Orta Asya'dakı "Esır Türkler" bağımsız dev- letlerını kurmuşlar "Turan ulkusu" gerçekleşmış- tı Genye ne kalıyordu"7 • Turkçuluk kokenınde laıktı, sonradan Islamcı- larla al takke ver kulah bır alışvenşe gırmıştı, bu olu- şumda Amerıka'nın tutumu ve etkısı buyuktu. ABD'nın "Yeşıl Kuşak" kuramı Turkıye'den Gü- ney Asya'ya dek Islam coğrafyasında "komunızm tehlıkesı"ne karşı Islamcılığı destekleyıp koruklu- yordu MHP'nın kurucusu Türkeş bunu gorduğu ıçın Nihal Atsız ve Reha Oğuz Türkkan gıbı Tu- rancılar donemınde laık ıçenk taşıyan Turkçuluğu Islamcılıkla evlendırmıştı Sovyetler 1991 'de yıkıldıktan sonra, ABD, vak- tıyle 'Yeşıl Kuşak'ta kukla gıbı oynattığı ve ıstedı- ğı gıbı kullandığı Islamcılıkla karşı karşıya geldı, kendı ellenyle yarattığı Frankeştayn a soz geçıre- mez oldu • Pekı, Turkıye'de ne oldu7 1) Amerıkancı merkez sağın koruyucu şemsıye- sı altında palazlanan Islamcılar, ıktıdara geçerek mer- kez sağı gutmeye başladılar 2) Vaktıyle 'Turk-lslam Sentezı'nm şemsıyesı al- tında kendılerını korumaya alan ırtıca, bu kez ba- ğımsızlığının tadını çıkarıyor, ıktıdann nımetlerını MHP ıle paylaşmak nıyetınde değıl MHP olaylann hızı karşısında şaşkınlaştı, çunku Turan ulkusu gerçekleştı, komunızm yıkıldı, Ame- nkancı mıllıyetçılığın maskesı duştu, Islamcılar tek başlanna ıktıdara geçtıler MHP şımdı ne yapsın? Gerçekte 'mıllıyetçılık' ıle 'dıncılık' (daha başka deyışle ummetçılık) taban tabana zıttır Amerıka'nın supergudumunde bu ıkısını kaynaş- tırmaya çalışanlar şımdı ne yapacaklannı bılemı- yorlar, ama, onlerınde bır tek yol var "Ey Türk! Tıtre ve kendıne dön 1 " • 1917 Devrımı Anadolu Turkluğu ıçın bırtalihtır, çunku 1920'de başlayan 'Mıllı Kurtuluş Savaşı'mo. sırtını dayayabıleceğı bır yandaş devlet bulmuştur 1991 'de Sovyetler'ın yıkılması Turkıye ıçın yıne bırtalıh mıdır^ Sovyetler'de odaklaşan "komunızm tehdıdı"kı- mı gozlen korieştınyor, ABD bu 'paranoya 'yı sonu- na dek kullanarak Turkıye'dekı mıllıyetçılerı bıle dıncılerle ıttıfaka surukluyordu Sovyetler yıkılınca, er geç gozler açılacak, mıllı- yetçılık ıle ummetçılık çelışkısı ortaya çıkacaktı, bugun "Turk-lslam Sentezı" ve MHP kesımındeya- şanan bunalımın kokenınde yatan gerçek budur • Islamcı dıncılığıne Turkçu mıllıyetçılığıne Koylu koyune Evlı evıne BAŞSAĞLIĞI Sevgılı ustadımız, TC Zıraat Bankası emeklı genel mudur yardımcılanndan BAHRİ CEVREK'i kaybetmenin derın uzuntusu ıçensındeyız Ailesine ve tum sevenlenne başsağlığı dılenz Eskı Zıraat Bankası Mufettışlerı, A. Serdar İNAL, Aydın BAZİN, Sebiha ÇETİN, Fulya İNCİ, Hüseyin TAŞ, Özgür KABAYEL C Cumhuriyett a p BIZE DE BANAZ'DA PİR SULTAN DERLER Ali Haydar Avcı Yeni belge ve bılgiler ışığında Pir Sultan Abdal Ç*£ PuırUmı A_S Ttıi(i>ca£l ( td \o 39/41 34334 Ca£aloglu-/st«nbal Tel:(O212) 514 01 9i F*la (0212) 514 01 »5 Özlemle beklenen Ah Yiğit bebek nıhayet aramıza katıldı Ekonomı Servısı'nden arkadaşunız Olcay ve eşı Tahsın Akça'yı tebrık edıyor. "Kuçuk Prens"e sağhklı ve mutlu bır omur dılıyoruz Cumhunyet Çalışanlan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle