19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturfr; cumhuriyet.com.tr 15 Genç yazar Berrin Karakaş, 'Sidre'de farklı yaşamlarm pencerelerini aralıyor Bir içyolculuk serüveniNENA ÇALtDtS Çoğumuz Berrin Karakaş ı 'Terapo' dergisindeki 'Cool Ba- kış' köşesindeki müzik yazılanyla tanıyoruz. Karakaş şimdilerde ilk öykü kitabı 'Sidre' (Okuyan us Ya- yın) ile çıktı karşımıza. Arapça bir sözcük olan ve Ara- bistan kirazı anlamına gelen Sid- re'de Karakaş, okuru Doğu'nun mistisizminin içinde bir gezintiye çıkanyor. Fonda ise tütsü kokusu, Ummü Gülsüm şarkılan, Antep'in geniş avlulu evleri... Bir de anneler var Berrin Karakaş'ın öykülerinde, amao bildiklerimizin çok dışında... 12 şifreli öykünün yer aldığı ki- tapta şifre, son öykü olan ve tersten okunması gereken 'Demma- hum'da çözülüyor belki de. - Bütün öykülerinizin özünde bir sorgulama saklı... BERRIN KARAKAŞ - Doğru söylüyorsunuz. Bunlar herkesin yap- ması gereken varoluş sorgulamalan esasen. Benim de kendimden yola çı- karak yaptığım keşifler. Kendim de- diğım şeylenn ıçınde. filozoflar var, şiirler var, sokaktaki yüzler var... Alle kafes görevl görüvor - 'Anne', çok önemli rol oynu- yor öykülerinizde; fakat bu anne- leri toplumun belirlediği mode- lin çok dışında marjinal kadın- lar oluşturuyor... KARAKAŞ - Varla yok arasında öykülerimdekı anneler. Mesela an- nesi ölmüş ve babası bu yüzden ölen çocuğun hikâyesinde şöyle der çocuk: 'Anne baba gibi bir yükü sırtında taşımadığım için çok mutluyum". Aile. bütün insanlar- da bence 'kafes' görevi görüvor. Belki 'anne' tamamen 'anneyi' sımgeliyor birazcık o öykülerde. Kahramanlann hepsinin ya deli ya da kaybolup gitmiş anneleri var. Bunlan açıklamak terapistlerin işi ı.rapça bir sözcük olan ve Arabistan kirazı anlamma gelen Sidre'de Berrin Karakaş, okuru Doğu'nun mistisizminin içinde bir gezintiye çıkanyor. Fonda ise tütsü kokusu, Ümmü Gülsüm şarkılan, Antep'in geniş avlulu evleri... Bir de anneler var Berrin Karakaş'ın öykülerinde, ama o bildiklerimizin çok dışmda... ashnda. Ben yazarken tüm bunlan düşünmüyorum. Belki de kendi içımde bir yerde takılmıştır böyle bir anne figürii. Öykülerimdeki an- ne ve babalar ashnda ortada olma- yan kahramanlar. Kım bilir belki de o öykülerdeki anne de benimdir. Aynca anne ve anneden aynlmak da çok önemli insan hayatında. Bir öyküde şöyle diyorum mesela; "Ne kaldı geriye diye sorduklannda, 'Sadece anne vedası' dedi.". - Öykülerinizdeki Doğu etke- nin , özünde mistisizmi simgele- diğini söyleyebilir miyiz? KARAKAŞ - Doğu, benım içim- de çok karmaşık bir şey. Türk roma- nına baktığınız zaman Doğu ve Ba- tı meselesiyle uğraşan pek çok ya- zara rastlarsınız. 'Asude Asude' öykümde; "Asude, Nemrut'a tu- rist gezmesine gittî" diye bir cüm- le var örneğin. Ashnda Nemrut Türkiye'de bir yer. Tırnak içinde söylüyorum, çoğu kez oralara tu- rist gibi gidip geliyoruz. Kendi içi- mize de 'öteki' gibi bakıyoruz as- hnda biraz. -'Ölüm'ü korkulacak değil ak- sine çok olağan bir şeymiş gibi gösteriyorsunuz öykülerinizde... KARAKAŞ -Hepımiz öleceğiz sonuçta ve her ölüm yeni birbaşlan- gıç bence. Ölüm bu dünyada anla- madığımız pek çok noktayı anlata- cak bir basamak. Aynca bir gün öleceğini bilerek yaşamak, pek çok şeyi değiştiriyor insan hayatında. - Öykülerinizde müziğin önemli bir yeri var; müzik yazarı olmanız bu noktada nasıl bir rol oynadı? KARAKAŞ - Müziğin bu metin- lerde oluşması büyük ihtimalle dil- le ilgili. Içimde böyle bir ritim var benim. O ritme göre yazıyorum. Herhalimin farklıritimlerivar. Ka- rakterlerim müzik dinliyor ve bu ,öykülerimde hoş bir görüntü ola- rak da yansıyor. - Öyküleriniz sondan başlayıp başta çözümleniyorlar. Son öykü- nüz olan 'Demmahum'u tersten okuduğumuzda 'Muhammed' adı çıkıyor... KARAKAŞ -Kitap sondan başa dönüyor ve bir çember çiziyor esa- sen. tlk öykü 'Ayn Ue Tab'daki kız, yüzünü bilmediği bir sevgiliyi bul- mak için Antep'ten yola çıkıyor. Hz. Muhammed' in yüzünü bilmi- yor olmak çok gizemli geliyor ba- na. Hiçbir yerde çizilmemiş keza. Son öykü Demmahum'un sonun- da; "Ben de şimdi adımı ters çe- vireni bulmaya gidiyorum" der. Burada da kitap başa döner. Kutsal kitaplann. yazılarım içerisindeki yeri önemli. Tüm bu kitaplara fan- tastik öyküler olarak bakıyorum ben. Bütün peygamberleri de güzel yürekli yazarlar, şairler olarak gö- rüyorum. Yazt bir yazaı - Yazıyı kendi yaşamınızın bir 'yazgı'sı olarak görüyorsunuz? KARAKAŞ - Bu kendime biçti- ğim bir yazgı. Yazma yazgısını en iyi yazan insanlar bilebilir. Ancak sen ona, bana zarar veriyorsun de- diğin zaman o durabilir. Bir de gü- zel buluşmalar yaşadım bu kitabı yazarken. Bu buluşmalann özellik- le bir anlamı olduğunu düşünüyo- rum. Bu buluşma çemberi içinde gezinirken yazdıklanmın aynısını başka insanlann da yazdığını gör- mek çok güzel. - Bugüne ilişkin tek öykünüz ' 10', onun biraz hikâyesinden söz eder misiniz? KARAKAŞ -10, tıpkı öyküdeki gibi. '10 öykü yazmahyım' sözü verilerek çıkmış bir öykü. Diğerle- rine kıyasla bayağı genç bir öykü. Bugün başlayan 8. Ankara Öykü Günleri kapsamında pek çok yazar okurla buluşma olanağı bulacak Onur ödülü Erhan Bener'e verilecek Bener, ödülünü bugün yapılacak bir törenle alacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin çeşitli illerinden ve yurt- dışından öykü yazan, eleştirmen, aka- demisyen ve yayıncılar, "8. Ankara Öykü Günleri"nde buluşacak. Türk edebiyatını dünyaya tanıtmayı, Türkı- ye ile dünya arasında kültür ve sanat köprüsü kurmayı amaçlayan etkinlik, bugün başlayıp 6 Haziran'a kadar sü- recek. Edebiyatçüar Derneği ile tmge Düş- ler Öyküler dergisi tarafından bu yıl 8'incisi düzenlenecek olan etkinlikte Onur y Ödülü, yazar Erhan Bener'e verilecek. Et- kinliğin onur konuğu ise eleştirmen Semih Gümüş olacak. Ödül töreni Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merke- zi'nde 5 Haziran'da gerçekleştirilecek. Törene Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, Kültür Bakam ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, Edebi- yatçüar Derneği Genel Başkanı Gök- han Cengizhan ve Düşler ve Öykü- ler Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özcan Karabulut da katılacak. 8. Ankara Öykü Günleri'nin programı şöyle: 1 Haziran: Ünlü Rus yazar Çehov, "Ölümünün 100. Yıldonümünde Çehov" başhklı panelle anılacak. Sa- at 15.OO'te başlayacak olan panele Ay- şegül Yüksel ve Birsen Karaca katı- lacak. Günün ikinci paneli ise "Ya- zarlığımn 56. Yılında Romandan Öyküye Erhan Bener" olacak. Onur ödülüne değer görülen Bener'in de ka- tılacağı panelde Feridun Andaç, Sev- v) Haziran'a kadar devam edecek olan Türk edebiyatını dünyaya tanıtmayı, Türkiye ile dünya arasında kültür ve sanat köprüsü kurmayı amaçlayan etkinliğin onur konuğu ise eleştirmen Semih Gümüş. gi Özel, Aysu Erden konuşacak. 2 Haziran: Saat 19.00'da başlaya- cak "Ankara'da Aşkı ve Düşleri Yazmak" adh panele Nazlı Eray, Sevgi Özel, Çetin Öner, Attila Şen- kon katılacak. 3 Haziran: Metin Turan'ın "öykü- de mekânı"ı anlatmasınm ardından Ömer Ayhan Ahmet Hamdi Tanpı- nar'ın öykücülüğünü ele alacak. "2000'lerde Gerçekçiliğe Bakış: Öykünün Bugünü" panelinde ise Gürsel Korat, Cihan Demirci, Ke- mal Gündüzalp, Hüseyin Su, Hasan Özkılıç konuşacak. 4 Haziran: Mehmet Hakkı Yazıcı, "Büyük Öykülerinin Gizi" ile öykü severlerin konuğu olacak. Semih Gü- müş, Ömer Lekesiz, Aysu Erden, Sezer Ateş Ayvaz, Behçet Çelik'in katılacağj, "öykü Eleştirisinde Gü- nümüz Ölçütleri" konulu panel saat 19.00'da başlayacak. 5 Haziran: Gazetemiz yaza- n Işık Kansu'nun hazırladığı Çocukluğuna Yolculuk" baş- hklı etkinlik gerçekleştirilecek. Etkinliğin sunumunu Devlet Tiyatrosu sanatçısı Tülay Bur- sa yapacak. Öykü Günleri'nin ödülleri ise yapılacak törenle sahiple- rine verilecek. 6 Haziran: Etkinliğin son gününde Molla Demirel ile "Alman Medyası- nın Türkiyeli Sanatçılara Bakışı" ele ahnacak. "Günümüz Öykücülü- ğünde Eğilimler" başhklı panele ise M. Sadık Aslankara, Feyza Hepçilin- girler, Nalan Barbarosoğlu, Ahmet Yıldız ve Ömer Avhan katılacak. ITI-UNESCO TÜRKİYE MERKEZİ YÖNETİMÎNDE İLK GENEL KURULDA DEĞİŞİKLÎK BEKLENİYOR Refik Erduran: 'Yönetime gençler gelsin' Kültür Servisi- Birleşmiş Milletler'ın sahne sanatlan örgütü ITI- UNESCO Tür- kiye Merkezi Icra Komitesi Başkanı Refik Erduran ilk Genel Kurul'da görevi bırak- ma karannda olduğunu söyleyerek neden- lerini açıkladı. "Ülkemizin dünyaya onurla açılabil- mesinde kültür ve sanatımızın ulusla- rarası tanıtımının büyük rol oynadığını, ödenekli tiyatrolarımmn o yönde üstle- rine düşeni yapma çabasında olduğu- nu, şu sırada Devlet Tiyatrosu'nun Rus- ya'nın en ünlü sahnesi Mali'de temsil verdiğini, tstanbul Şehir Tiyatrosu'nun da Galata Köprüsü'nde düzenlenecek festivalde 16 ülkeden topluluklara ev sa- hipliği yapacağım" söyleyerek başlayan Erduran şöyle devam etti: "Devletimiz vaktiyle Muhsin Ertuğrul'un girişimiyle bu işİerin önemine akıl erdirip Bakan- lar Kurulu kararıyla ITI-UNESCO Türkiye Merkezi'ni kurmuş. Haldun Ta- ner'in ölümünden sonra başkanlığı ben üstlendim. Genel bütçeden sağlanan cü- zi olanaklarla, tstanbul'da Dünya Kong- resi düzenlemek gibi pek çok büyük çaplı uluslararası etkinlik gerçekleştir- dik. Başka ülkelerde yapılan bütün kongre- lerde de Türkiye'nin temsil edilmesini sağladık. Uçak blletlnl Turk Eğltlm Vakfı ödedl Ben Uluslararası Yönetim Kurulu'na seçildim. Ama yıllardır Kültür Bakanlı- ğı uluslararası aidatı ödediği halde içe karşı yasal yükümlülüğünü yerine getir- mediği ve merkezimizi görmezden geldi- ği için oradan çekildim. Yıldız Sara- yı'ndaki büromuzun tek sekreter ayhğı- nı ve ısınma gibi cari giderlerini dahi Ic- ra Komitesi üyeleri ceplerinden karşıla- dılar. Ama bunun sonu yok. Telefonumuz yok. Birikmiş 650 milyon liralık borcu için büro eşyamızın haczedileceği bildi- rildi." Erduran, daha sonra, şu sırada (29 Mayıs- 4 Haziran) Meksika'da yapılmakta olan Dünya Kongresi'nde Türkiye'yi temsil e- den Emre Erdem'i oraya nasıl gönderebil- diklerini anlattı."Bütün yerel giderleri Meksika Merkezi üstleniyor. Bir tek uçak bileti gerek. Onun sağlanıp sağla- namayacağımn bildirilmesini Kültür Ba- kanlığı Müsteşarlığı'ndan 5 Mayıs günü yazıyla rica ettim. Yanıt alamadım. Be- reket versin Türk Eğitim Vakfı uçak bi- leti sağladı, Kültür ve Dışişleri bakanlık- larındaki ilgililerin kişisel çabalarıyla son dakika vizesi abndı da temsilcimiz gi- diyor; Türkiye geleneksel hasımlanmı- zın çok faal olacağı önemli bir toplantı- da kültür fiyaskosu yaşamaktan kurtu- luyor. Türk Eğitim Vakfı'na ve söz konu- su bakanlık görevlilerine yürekten teşek- kür ederim." "Başkanlığa aday olmayacaflım" Erduran sözlerini "Karar sahibi yetki- lilerin akıl almaz ölçüde sorumsuzca davranışlarının olsa olsa tcra Komitesi üyelerimiz arasındaki bir ya da birkaç is- me -bilmediğim nedenlerîe- duyulan ki- şisel alerjiden kaynaklanabileceğini dü- şünüyorum. Zaten göre\in gençlere dev- rinde yarar var. O nedenle, yapılacak ilk Genel Kurul'da başkanlığa aday olmaya- cağım" diyerek noktaladı. Minimalizmve Tarantino • Kültiir Servisi - Sinema üzerine yazılan iki kitap daha raflardaki yerini aldı. Pelin Özdoğru'nun yazdığı ve minimalist sinema üzerine dünya çapında yapılan ilk kapsamlı çalışma olan •Minimalizm ve Sinema' adh kitapta, sinema * >— J^~ tarihinde avant-gardist hareketîerin ızını sürerek başlanan yolculukta, çeşitli sanat disiphnlenndeki mınımahst yaklaşımlara uğranarak sonunda sınemaya vanhyor. 'Bir Quentin Tarantino Kitabı' adh, Şenol Erdoğan'ıfl derlemesiyle çıkan ve Tarantino üzerine ülkemizde yayımlanan ilk kitap olma özelliğini de taşıyan yapıtta ise, Tarantino'nun sinema yolculuğunu çocukluğundan başlatarak bugünlerde dünyayı sarsan Kill Bill filmine kadar getiriyor. Daglarca'ya doktora • Kültür Servisi - Türk şiirinin ustalanndan Fazıl Hüsnü Daglarca'ya, Türkiye Yazarlar Sendikasf nın (TYS) önerisi üzerine Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından 'Doktora' unvanı verilecek. Türkiye Yazarlar Sendikası konuyla ilgili bilgi vermek üzere 3 Haziran Perşembe günü saat 11.00'de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Lokantası'nda bir basın toplantısı yapacak. TYS'nin yayınladığı basın bildirisinde Daglarca'ya doktora verilme gerekçesi şöyle dile getiriliyor: "Türkçe'mızın 'şiirbayrağV, yeryüzü kültürü düzeyinde övüncümüz Fazıl Hüsnü Dağlarca 90 yaşındadır. Bütün yaşamı boyunca üretken olmuş, sayısız yapıt yaratmış olan Fazıl Hüsnü Dağlarca bugün de Türk dilinin, kültürünün bekçiliğinı yapmaktadır". Haldun Dormen Salonu • Kültür Servisi - Avrupa Koleji öğrencileri, öğrermen ve yöneticileri, geçen cuma günü Haldun Dormen'e, sanatımıza yaptığı katkılardan ve onlarca sanatçıyı yetiştiren eğitimci kimliğinden dolayı teşekkür etmek amacıyla okullannın tiyatro salonuna 'Haldun Dormen Salonu' adını verdiler. îzzet Günay, Göksel Kortay gibi sanatçı dostlannın katıhmıyla gerçekleşen törende Haldun Dormen, böyle bir olaydan büyük mutluluk duyduğunu belirtirken Avrupa Koleji'nde Almanca, Lngilizce ve Türkçe oyunlar sergilendiğını öğrendiğinde çok sevindiğini ve bundan sonra bu salondan çok yetenekli gençlerin çıkması için elinden geleni yapacağım söyledi. Troya'nın atı Japonya'da • TOKYO (AA) - Yönetmenliğinı Wolfgang Petersen'in yaptığı, başrollerini Brad Pitt, Eric Bana, Orlando Bloom ve Diane Kruger gibi oyunculann paylaştığı 'Troya' filmi Japonya'yı da kasıp kavuruyor.Filmin gösterimde olduğu 29 sinemadan biri olan, Şincuku ilçesinin Kabukiço semtindeki Cine Ciry, daha fazla izleyici çekebilmek için ilginç bir yola başvurdu. Sinema önüne filmde kullanılan Troya atının 12 metre yüksekliğindeki bir benzeri dikildi. öte yandan, Japonya'dan Türkiye'ye tur düzenleyen turizm şirketleri, film gösterime girmesinin ardından gazetelere verdiklen reklamlarda, Çanakkale'deki Troya hazinelerini ön plana çıkarmaya başladılar. AKSAV'da yeni yönetim • Kültür Servisi - Antalya Kültür Sanat Vakfi (AKSAV) Olağanüstü Genel Kurulu, 29 Mayıs'ta, Antalya Kültür Merkezi"nde yapıldı. AKSAV Yönetim ve Denetim Kurulu Seçimleri'ni Menderes Türel ve ekibinin kazandığı genel kurulda Vakıf Senedi'nin ilgili maddelerinde yapılacak değişiklikler görüşüldü; adres de'ğişikliği, işbirliği kapsamının genişletihnesi, kurucular kurulu üyelıklennin Medeni Yasa'ya göre sımrlandınlması, Vakıf Yönetim Kurulu üye sayısı gibi konularda da oy birliğiyle değişikliğe gidilmesi kararlaştınldı. Kenan Değer'in Divan Başkanlığı yaptığı genel kurulda Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) Yönetim Kurulu'na Menderes Türel, Erdal Öner, Güngör Pekşen, Hasan Akıncıoğlu, Erol İşbilir, Ünal Uzun; denetim kuruluna ise Şafak Otuzaltı, Mustafa Gököz ve Abdullah Aykut getirildi. BUGÜN • İSTANBUL USESt'nin düzenlediğı '13. Kültür Haftası Etkinlikleri' kapsamında 10.00'da 'Resimli Osmanh Tarihi' adh oyun, 11 30da Savaş Dinçel ve Hakan Altıner'le 'Türkiye'de Tiyatro Yapmak' konulu söyleşi, 13.45'te Fua t Güner'le söyleşi. (0 212 514 15 70) • İŞ SANAT'ta Istanbul Lisesi'nin düzenlediği 13. Kültür Etkinlikleri' kapsamında 'Oğrenci Müzik Gecesi'nin konseri. (0 212 316 10 83) TİYATRO FESTİVALİNDE BUCÜN AZİZ NESfrs SAHNESl'nde 20 30'da • KENTER TlyA T R osu nda 20 30 da tki Hayat Sonra' adh O yun (0 216 556 98 00) • NARMANLI HAN'da 21.30'da 'Home Sweet Home' adh o y u n (0 2 l6 556 98 00) • BIZANS BlVÜK SARAY'da 20.30'da 'Gökkuşağı Dam|a ' a dh oyun. (0 216 556 98 0b)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle