22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2004 PERŞEMBE 14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr Çıplak Ayaklar Kumpanyası, Tinvitation' ile bugün saat 20.30'da Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Farklırenkierindansına davetAYÇATEZER tstanbul Kültür ve Sanat Vak- fi'nın düzenlediğı '14.UhısIarara- sı fstanbul Tiyatro Festivali' kapsa- mında Çıplak Ayaklar Kumpanya- sabugün veyann saat 20.30'da Muh- sın Ertuğrul Sahnesi'nde 'L'imita- tion/Davef adlı gösterisini sahnele- yecek. Koreografisini Fransa'nın önemli koreog- raflanndan Charks Cre-Ange'ın üstlendiği yapıt, IstanbuPdaki çok farklı ve renkli ya- pıyı ele alarak farklı kültürlerin, düşüncele- rin, dinlerin bir arada yaşama yaşayamama, aralanndaki toprak paylaşımından yola çıkan öykülerden oluşuyor. 'L'Encontre' (1985). 'Eurydice disparue' (1986), 'Noire Salle' (1988), 'ChangeHng' (1989) gibi 25 yapıtı Fransa başta olmak üze- re birçok Avrupa ülkesinde başanyla sahne- lenen Cre-Ange, 1990'da Bagnolet'de 'Noir Salle' adlı koreografisiyle sahnelediğı Ren- contres Choreographiques Internationales tarafından k Grand Cointreau Foundation" ödülüne değer görüldü. Mihran Tomasyan'ın öncülüğünde farklı disiplinlerden gelen dansçılardan oluşan bir proje topluluğu olan Çıplak Ayaklar Kum- panyası. dansçı, müzisyen, oyuncu, video sanatçılannın da içinde bulunduğu çok amaç- lı bir yapı oluşturarak sürekli deneme aşama- sında kalmayı amaçlıyor. Geçen yıl sergile- dikleri 'Why? tnçu? Çima? Neden?' adlı gös- terinin ardından bu yıl da 'Keümeler', 'L'ın- vitation/Davet' ve 'Mnror/Ayna' adlı üç fark- lı yapıtla seyircinin karşısına çıkıyor. 'Dans-harelcet-tiyatro-vldeo' tki yıldır Paris'te yaşadığına ve halen Char- les Cre-Ange'ın topluluğunda dans ettiğine değinen Mihran Tomasyan, "Charies'ın Çıp- lak Ayaklar Kumpanyasryla ortak bir proje yapmayı çok isüyordum. Çünkü Charies'uı .oreografisini Charles Cre-Ange'ın yaptığı 'L' invitation'üavet', ıstanbul'daki çok farklı ve renkli yapıyı ele alarak farklı kültürlerin, düşüncelerin, dinlerin bir arada yaşama'yaşayamama, aralanndaki toprak paylaşımından yola çıkan öykülerden oluşuyor. taranı çok beğeniyorum. Dansçılanna çok farklı dünyalar, kapılar açıyor" diye düşün- celerini açıkhyor. Charles'labirlikte bir pro- je yapmaya karar verdiklerinde daha Tiyat- ro Festivali'ne katılma fıkri ortada yokmuş. Daha sonra festıval ıçin başvurmuşlar ve ka- bul edilmişler. Yaptıklan işi 'dans-hareket-tiyatro-video' olarak tanımlayan Tomasyan. Cre-Ange'ın projede görev alan 6 dansçının hareketlenn- den ve bedenlennden çıkan malzemeyi yo- ğurarak bu çalışmayı oluşturduğuna dikkat çekiyor. Cre-Ange'la çalışmalannı şöyle an- latıyorTomasyan: "Önceliklcilkhafta,Char- les kendi tarzını anlatmak için bize sadece hareket verdL Biz de onun yapüğı hareketle- ri taklit ettik. Daha sonra bizden hareket çı- karnıamı/] istedi \ e onlan düzenledi. Bizden bir sürû malzeme çıkanta. Ama ortada bir ko- nu yoktu. Sonra bütün malzemeyi kesti, kes- ti. Düeti. trioya bağjadı. Trioyu dörtlüye bağ- ladı. Oradan solo çıkardı. Bütün malzemeyi kesip biçerek bir bütün ortaya çıkardı. Daha sonra hepimizden kendinıizi anlatan, yap- mak istediğimiz şeyleri istedL Ve onlardan oluşan yirmi beş dakikalık bir video çeküni yapıldT 'L'invitation'un tamamen topluluğun ken- di içinden çıkan bir oyun oldugunu vurgula- yan Tomasyan, Charles Cre-Ange 'ın proje- deki konumunu hareket yönetmeni olarak niteleniyor. İstanbul'un çoKfcultürlülflğu... 'L'invitation'u beş haftada oluşturduklan- mn altnu çizen Tomasyan, Cre-Ange'ın bu- raya îstanbul 'un çokkültürlülüğü üzerine bir çalışma yapmak amacıyla geldiğini söylü- yor. "istanbuTda farkh kültürkrden. dinlerden insanlar bir arada yaşıyor, aynı zamanda da yaşayamryor. Charles'ın başjangıç noktası bu farkhhklar, birtikte yaşayıp yaşayamamak oldu. Osmanlı'dan gelen hoşgörülü ve konukseveryanımız da onu etkileyen özelfik- lerden biriydL Bu duzenti kaostan ve dansçı- laruı bedeninden yola çıkarak bir yapıt oluş- turmayı amaçbyordu. Ona 50-60 tane 1970'- lerden kalma düğün fotoğraflan gösterdik. Fotoğraflarda dekor hiç değişmi- yor, insanlar değişiyor. Bu fotoğraflardan da çok etkilendL Sonunda öyte bir durum oldu ki, onlardan bir çalışma çıkarmaya başladı. Bir adam hayaü boyunca koşuyor, koşuyor. Bir şeyler anyor. Sonunda neden koştuğunu bulamıyor. Ama hâlâ içinde ilk fikir var. Dü- zenB kaos, farkhlıklaruı bir arada yaşaması ve yaşayamamasi™" diye ekliyor sözlerine. Daha iki yıllık birgeçmişleri oldugunu di- le getiren Tomasyan Istanbul Kültür ve Sa- nat VakfVnrn kendileri gibi genç topluluk- lara destek vererek daha geniş kitlelerce ta- nınmalannı sağlamasının çok önemli oldu- ğuna dikkat çekiyor. Tomasyan. Çıplak Ayaklar Kumpanya- sı'nın haziran ayında yapılacak Tünel Fes- tivali'nde de mekâna dayalı bir performans yapmayı düşündüklerini açıkhyor. Hintli vurmalı ustası Istanbul'da*.. Kühür Servisi - Hınt perküsyon vurmalı ustası Trilok Gurtu. bugün ve yann Babylon'dakı konserleriyle Istanbullu müzikseverlerle buluşacak. Garanti Caz Yeşfli kapsamındakı konserler 23.00'te başlayacak. Gurtu'ya (vokal, vurmalı sazlar) konserde eşlık edecek müzisyenler ise Sanchita Farruque (vokal), Ravi Chary (sitar, harmonıum) ve CeKa Reggiani (klavye, sampling). Geçen yılda da ülkemizde konserler veren ve çok beğenilen Gurtu ve topluluğu. özgun biçımlerinde önıekler sunacaklar. Gurtu'nun bhangra elektronikadan Afiıka soul müziğine, Asya ve Hintftınkörneklennden raga-pop'a çeşitli müzik akınılanndan esinlenerek modern caz ve rock çerçevesi içinde ilerleyen bestelen. dünya fiizyon müziğinin en çarpıcı ömeklerinden kabul ediliyor. Sanatçı, Ingiltere'de Asyalı müzisyenlerce temelleri aülan 'Asian Underground' akımının da öncülennden. Sanatçuun Hint müziğinin akustik kökenine sadık kalarak çağdaş bir anlayışla gerçekleşürdığı son albümü 'Rememberance', dünya müziğinde bir başyapıt olarak adlandınlıyor. Gurtu, bugüne dek Bob Dylan, Prodigy, Cesara Evoria, Youssou NeDour, Don Cberry, Zakir Hussain,John McLaughKn, Pat Matheney, Joe Zaninul ve Jan Garbarek gıbi birçok sanatçı ve toplulukla da çalışu. (0212 292 73 68) Belçikalı sanatçı Fernand Knopff'un retrospektif sergisi, yaşadığı ve yapıtlannı yarattığı Brüksel'deydi Simgeci akmıııı simge ressamı Df inginliğin içindeki saklı yaşam felsefesinin mucitlerinden Fernand Knopff, melankolik yaklaşımı ve insan ruhunun derinliklerine nüfuz edebilen gözlem gücüyle, kuşkusuz resimdeki simgecilik akımının önde gelen temsilcilerinden biri, belki de başlıcasıydı. KAYÂÖZSEZGİN Resim sanatından müziğe ve ede- biyata, özellikle de şiire yoğun biçim- de yansıyan boyutlanyla, romantiz- min ardıl bir süreci olarak, 19. yüzyı- lm ikinci yansında kendini gösteren simgecilik ("syTnboHsme") için ger- çek bir vatan aramak gerekirse, gjzem- li bir sessizliğin egemen olduğu Brük- sel'den daha uygun bir ortam düşünü- lemezdi belki de. Dinginliğin içinde- ki saklı yaşam felsefesinin mucitlerin- den Fernand Knopff (1858-1921) ise, melankolik yaklaşımı ve insan ruhu- nun derinliklerine nüfuz edebilen göz- lem gücüyle, kuşkusuz bu akımın ön- de gelen temsilcilerinden biri, belki de başlıcası. Briiksel Güzel SanatlarMü- zesi'ndeki retrospektif sergisi, ziya- retçilerle dolup boşalıyor; ben bu ser- giyi gezdiğim sırada, birkaç günlüğü- ne açık bulunan uluslararası fuar ("Art Brusseb") bile, bu serginin yaratmış ol- duğu etkiyi fazlaca gölgelemıyordu. 1870'li yıllann başında Briiksel, Av- rupa'nın sanat merkezlerindendir. Res- sarnlar ve şairler, müzikten esinlene- rek oluştururlar yapıtlannı; kentin her yerinden incelikli melodiler yükselir: Konserler, operalar ve fanfarlar, sanat- çılann atölyelerine kadar sokulur. Ver- laine ve Rimbaud gibi simgeci şairler gözdedir. Dönemin bütün yapıtlannda "kutsal giz" etkisini olanca gücüyle duyurmaktadır. Knopff'un sanat kül- tür adamlan yetiştiren ailesi, 1870'e doğru Brüksel'e yerleşecek ve hukuk öğrenmek için başladığı eğitimini ya- nda keserek Briiksel akademisine gi- recektir Knopff. Orada tanıyacaktır Ja- mesEnsor'u. 1881 'de "Ensor" grubu- na katılırve bu grupla ortak sergide gö- rünür. Resimleri daha çok manzara ağırükhdır bu yıllarda. Hemen arkasın- dan da öncü sanatçılann yer aldığı "2O'ler"le buluşur. Emile Verhaeren, onunla ilgıli yazılar kaleme ahr, •'L'Art mod«Tie''de. Münih, Floransa ve Lond- ra'da ılk sergılerini açtıktan sonra. dö- nemin ünlü simgeci ressamlanndan EoVard Burne-Jones ile yakınlık ku- rar. Yolunu seçmıştır artık. Peladan ın yönettiği u Rose+Croix"da (Paris) ya- pıtlannı sergiler. Sonradan uluslarara- sı bir sanatçı topluluğuna dönüşecek olan "Secession" grubu içinde yer ahr. Cözde portre ressamı 1900'lü yıllar gelip çatmıştır. Knopff. kendi imge dünyasını, aynasında gör- düğü ve bir mimar arkadaşıyla tasan- mını paylaştığı. salonun bir köşesinde- ki pıyanodan gelen müzikle günlük yaşamın uzağına kaçtığı, perdelennden gün ışığının sızdığı san ve mavi cam- lı pencerelerinden sakin doğayı seyret- tiği kendi u ev-atölye"sini kurar Briik- sel'de. Çok sevdiği kızkardeşi Margu- erite başta olmak üzere, ruh dünyala- nnın engin coğrafyasına açılaraİc hu- zur mabetlerinde gezindiği modellerin hükümranhğı başlayacaktır bundan böyle. Artık Briiksel sosyetesinin göz- debirportrecisidir. Sergideki resimler- den de kolayca anlaşılacağı gıbi, baş- ka simgeci ressamlar ıçin de ayncalık- Iı konu düzeyini hep korumuş olan Gennaine VViener'in portresi, 50 x 40 CHL, yağlı boj-a. (1893) portre, Fernand Knopff "ta, insan ger- çekliğini ve karanlıkta kalmış bilim-öte- sini kavTamanın en kestirme yoludur. Geleceğin Belçika prensı Leopold III de onun modelleri arasındadır. Model- lerinin fotoğraflannı çeker dönemin siyah-beyaza odaklanmış objektifiy- le. Sergide, sanatçının yer yer müda- hale ettiğı ve resimlenne sonradan ak- tardığı. çoğunluğu genç -ve mutsuz- kadm ımgelenni yansıtan fotoğraf- lar, aynca Knoppf "un yaşam çe\Te- sinden belgesel görüntüler var. Yaz tatillerinde bütün ailenin kır evine taşındığı ve zaten sakin olan kent yaşamından bıraz daha uzaklaştığı ye- ni ortam, ayn bir esin kaynagıdır Knopff için. Samandan çarısı yere kadar inen masalsı "hameau", sanatçının resım- lerine girer ve doğa içinde bir yalnız- lık sığınağı olarak 19. yüzyıl Avrupa- sı'nın kültüründe seçkin bir yeri bulu- nan bu özel konutlar, Knopff ıçin de neredeyse bir yaşam simgesi karakte- rine bürünür. Bu resimlerde sessizlik ve dınginlik, elle tutulacak bir somut- luk kazanır neredeyse. Lüks bir salonun ortasında, sıyahlar gi\Tniş bir kadın (Madam Edmond Knopff) oturduğu koltukta bir elını al- nınadayamış oturmaktadır. îngiliz pey- zajuıı anımsatan bir çimenli bahçede, dönemin spor giysileriyle, ellerindeki tems raketlenyle eğlenen, ama eğlen- mekten çok, yalnızlıklannı paylaşan genç kadınlar. Ince ve hafifbir renk ta- bakası, renkten çok desene ağırlık ve- ren bir teknikle kuşatıyor bütün kom- pozisyonu. Fırça izi tümüyle yok edil- miş. Tabloya irreel bir hava katıyor bu teknik. Söz konusu resim, Paris'te Eif- fel'in açılacağı 1889 sergısinde halka gösterilecek ve ılgi çekecektır. Renk- li kuru kalem, pastel ve füzen. gravür, hafıfçe dokunulmuş fotoğraf, Fernand Knopff'un sanahnda ayncalıklı tek- niklerdir. Sanatçının özenli giysiler içindeki fotoğraflan, evinin iç bölme- lerini gösteren aynntılar, sergide özel bir ilgi konusu oluşturuyor. Resimlenn üzerinde. ölüm îannsı Pıanatos'un soluğu gezınıyor sankı. Ölüm ve yazgı karşısuıdaki insan var- lığının çaresizliği, yaşamdan yalırıl- mışlığın da bir gerekçesi gibıdir Knopff'ta. Gizem ve yansıma, geçmi- şin dönülemez dünyası, onun resimle- rini yönlendiren, içten içe ka\Ta>ıp sü- rükleyen bir görünmez güç sanki. Okşanma>ı isteyen, bın yan çıplak bir erkeği, öteki kaplan bedenli bir ka- dını (sfenks) gösteren, Freudpsikana- lizmine göndermede bulunan Knopff'un şimdi bu sergiyle biraz da- ha ünlenmiş olarak Briiksel'in kent alanlarını süsleyen tablosu. bir erdişi Candrogyne") söylencesini taşıyor gü- nümüze. tlk kez 1898'deki ilk Seces- sion sergisinde yer alan bu tablo, eni- ne uzanan ilgınç boyutuyla, serginin içinde tek başına bir saionda, izleyici- yi acı bir tebessümle karşılıyor gibidir. Fernand Knopffsergisi, bana Selim tleri'nin romanlannı anımsartı. Onun bu sergiyi görmesini isterdim. Cemal IVadir karikatür sergisi • Kültür Servisi - Karikatünst Cemal Nadir Güler'in 90 yapıtı, mayıs sonuna kadar Eczacıbaşı Sanal Müzesi'nde görülebilecek. Küratörlüğünü araştırmacı yazar Turgut Çe\iker'ın yaptığı sergide, Güler'in yaşamından kesitler içeren fotoğraflar da yer alacak. Çizgileriyle yetişkinlere olduğu kadar çocuklara da hitap eden Cemal Nadir Güler, ilk karikatürünü 1920 yılında Diken adlı mizah dergisinde yayımladı. •Amcabey' başta olmak üzere yarattığı tiplerle ilgi toplayan Cemal Nadir Güler, 1941 'de Vedat Günyol ile birlikte \\rkadaş' adlı çocuk dergisini yayımladı. 1932-1946 yıllan arasında 'Ak'la Kara", 'Dalkavuk', 'Harp Zenginleri". "Amcabey' ve 'Siyasal Karikatür' adlı albümlen yayunlanan Güler, resim çalışmalannı da ölene dek sürdürdü. Moskova'da Tiirk onkestna şefi • Kültür Servisi - Uluslararası Tekfen Füarmoni Orkestrası Şefi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvan Öğretim Üyesi Prof. Saim Akçıl, bugün (20 Mayıs) Moskova Çaykovski Konsen'atuvan Salonu'nda ünlü pedagog Kozolupov'un 120. doğum gününü anma konserinde Cantus Firmus Oda Orkesrrası'nı yönetecek. Rostropoviç'in yetiştirdiğı ve Mosko\a Çaykovski Konservaruvan'nda viyolonsel hocası ve bölüm başkanı olan Maria Çaykovskaya'nın solist olarak yer alacağı konserde, Vivaldi, Donizetti, Haydn ve Çaykovski'nin yapıtlan seslendirilecek 23 Nisan'm resmmî çizmek • Kültür Servisi - Mövempıck Hotel îstanbul'un '23 Nisan' konulu resim yanşması sonuçlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın önemini vurgulamak için düzenlenen yanşmaya 5-11 yaş arasuıdaki 235 çocuk katıldı. Binncilik Feyza Haksever'e (Istek Özel Belde tlköğretim Okulu), ikincilik Zeynep Erdemir'e (Necdet Seçkınöz lUcöğretım Okulu), üçüncülük Bırce Özer'e (Adnan Mazıcı llköğretim Okulu) verildi. Yanşmada aynca Burcu Boyar (Marmara llköğretim Okulu), Petek Kayalp (Beytepe llköğretim Okulu), Ece Büşra Eryılmaz (Adnan Yazıcı llköğretım Okulu) ve Çıçek Konar'm (Bilfen Kolejı) çalışmalan özendirme ödülüne değer görüldü. Türk Edebiyatmdaki Anadolu' •Kültür Servisi - Demirtaş Ceyhun'un "Türk Edebiyatmdaki Anadolu" adlı kitabı üzerine, Japonya'da Osaka Üniversitesi Ortadoğu Islam Kültür ve Dilleri Araştırmalan dergisinde bir inceleme yayımlandı. Osaka Üniversitesi öğretim üyesi Türkolog Prof. Shigeru Katsuda tarafmdan Ortadoğu İslam Kültür ve Dil Araştırmalan Enstitüsü'nde ders programına alınan kitap, 1996 yılında Sis Çanı Yayuılan arasından çüanıştı. Anadolu Türk toplumunun sosyo- ekonomik yapısınuı edebiyatunıza nasıl yansıdığına ve edebiyatçılanmızın bu sonana nasıl yaklaştıklanna değinen kıtap ıçin Prof. Katsuda, enstitünün "Ortadoğu Islam Kültür ve Dil Araştırmalan Üzerine Çeşitli Görüşler' adlı 1999 yıllığında da uzun bir inceleme yayımlamıştı. 'The Punîsher' albümü yolda • Kültür Servisi- 'Superman', 'X-Men', 'Batman', 'Daredevıl' ve 'Spiderman'den sonra dünyanın en popüler çızgı roman kahramanlanndan 'The Punisher' beyazperde de yerini aldı. Jonathan Hensleigh'in yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerini ise John Travolta, Thomas Jane ve Laura Harring paylaşıyor. 'Gerçek bir rock albümü' olarak nitelenebilecek olan soundtrack albüm,bugünden itibaren Sony Müzik Türkiye etiketiyle satışa sunulacak. Semazenler Rusya'da • KON\A (AA) - Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, Rusya'nın başkenti Moskova'da ilk kez gösteri yapacak. Altısı semazenlerden oluşan yirmi kışilik topluluk 21 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında gerçekleştırilecek olan 'Moskova Türk Kültür Festivali' kapsamında 24 Mayıs"ta Çaykovski Konser Salonu'nda bir Türk tasav\uf müziği konseri verecek. Daha önce dünyanın birçok yennde gösteri yapan topluluk konserin ardından izleyicilere bir sema gösterisi de sunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle