22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2004 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE tlstanbul Edırne »Kocaeli Çanakka-e Izmr Mamsa Aydın Denizli PB Y PB Y PB PB PB PB 18 20 20 20 26 26 27 24 Sin-op Y 16 Sanmsun Trafczon Giresun AnKara EsKışehir Konya Sıv-as Y Y Y Y Y PB Y 16 16 16 16 15 18 14 Zonguldck Y 14 Antalya PB 24 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y Y Y Y Y Y Y 24 23 19 23 19 19 13 12 Y 10 Parçalı buıutlu Yurdur kuzey ıç ve doğu kesımlen parçalı çokbulutlu, Mamıara'r.ın batısı, Kuzey Ege kıyılan. Karadenız. Iç Anado- lu'nun kuzey ve doğusu, Doğu Akdenız ıle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bolgelen sağanak ve gok gunüttulü saganak yağtş- lı. dığer yerier az bulutlu ve açık geçecek. Dığer yerterde önemlı bır değı- şıklık olmayacak DIŞ MERKEZLER Oslo Y 17 Berlin Y 19 Moskova B 16 Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y B B B B B 19 15 22 17 19 23 22 Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB Y Y Y Y Y 18 21 2ü 21 19 20 22 Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre Y B B >- B Y B 29 32 33 17 31 18 31 Münih PB 20 Zûnh B 19 Şam Y 24 ^ Çok bulutlu ı Yağmunu Suıu kar > Gok gurultüö C r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada diğine" değiniyor. Bu sav nedense fazla il xji görmüyor, üzerine düşen yok. imam hatip sorunur>un giderek boyutlandığı bir dönemde, Bakan Hüseyin Çelik yönetiminde milli egitimin AKP'nin hasbahçesine dönüşmesi de ele alınmıyor. Oysa bakanlık millilik niteliğinden giderek uzaklaşıyor. AKP iktidannın eğitim üzerindeki emel- lerine hizmet veren kuruina dönüşüyor. Milli Eğitim Bakanlığı kadrolan, merkezde ve illerde bir gecede değiştiriliyor. Bakanlık yönetmeliklerinde Cumhur- başkanı devre dışı bırakıltyor Talim Terbiye heyeti gi- bi MEB'de hemen her dönemde yaşamsal bir görev yapan kuruluş -tabii A K P buyruklarına uygun adım- lar atacak kişilerle- bir gecede tepeden tırnağa yeni- leniyor. Medyasuskun. B u girişimler ve uygulamalar pek çok kesimde ve rnedyada tek başına iktidara gelen birpartinin doğal hakkı diyekabul görüyor ve... Tabii, RTE gerçek yüzünü, gerginlik istemediğini, tek başına iktidar olmalanna karşın sorunları diyalog yoluyla çözmeye özen göstereceklerini vaat eden yüzünü bir yana bırakıyor. İmam hatiplere üniversite kapılannı açmayı 8 ay önce deniyor, tepkiler karşısın- da geri çekiliyor. Heyhat! 8 ay sonra, üstelik yerel seçimlerden güç- lü çıktığını gören mantıkla imam hatip sorununu bu kez yine gündeme getirryor. Ya şimdi? Cumhurbaş- kanı'ndan veto yerse yasa, hükümetin ikinci kez di- renmemesi için çoğu kesim duakâr. Kısacası RTE'- den şefaat bekliyor. Ne günlere kaldık! Oysa Bakan Çelik, vetoya karşın 20 Haziran sınav- larından önce yasanın yıjrürlüğe gireceğinden kuş- ku duymuyor. •*-•• Demokrasinin ilk yıllarında tek başına gelen iktidar- la, bugün ülkenin yazgısım elindetutan tek başına ik- tidann kafa yapısı arasındaki benzeriik dikkat çekici. Bugünkü gelişmeler dünün olaylarını anımsatıyor, çağrıştırıyor. Demokrat Parti 14 Mayıs 1950'de tek başına iktidara geldi. Başbakan Adnan Menderes ve çevresi -bugünkü iktidar gibi- 54 yıl önce topluma ay- kırı gelen uygulamalara karşı çıkanlan, bu uygula- maların devletin temel ilkelerini sarsacağını söyleyen -muhalefetteki CHP'yi- "birkısımbasını" milleti tem- sil eden DP'ye karşı gelrnenin millete karşı çıkmakla eşdeger olduğunu söyleyerek suçladı. O zaman da -günümüzdeki iktidar siyasetçilerin- den birçok bakımdan birkaç kılıf üstün olan- Men- deres ve arkadaşları da RTE gibi "halk iradesiyle ik- tidara geldiklerini" sık sık yineler, muhalefete, med- yaya -bugün RTE'nin yaptığı gibi- ezici çoğunlukta- ki DP Meclis grubunu göstererek halkı temsil eden TBMM'nin bu iradeyi kullanacağını söylerlerdi. Örneğin -sayısı üçü beşi geçmeyen- üniversiteler MEB'e, profesörlük bakanın imzasına bağlıydı. Hü- kümet parmağını oynatınca profesörü kürsüsünden (sadece profesörleri değil, yüksek hâkimleri bile gö- revlerinden) uzaklaştınyordu. Bakan üniversitelere başkanlıkediyordu. Üniversite demek, Menderes hü- kümetindeki MEB demekti. Bugün de AKP aynı yo- lun yoicusu. Menderes profesörlere "kara cüppeliler" diye sal- dırırdı. RTE de Üniversitelerarası Kurul'a ve YÖK'e kendisini "aldattığını" söyleyerek saldırıyor. Rejimsel sancılan, gerginlikleri, TBMM'deki çoğun- luğa dayanarak dilediğini yapacağını sanan ilk tek ba- şına iktidarı 1950-60 yıllannda yaşadık. ikinci tek başına iktidarla 54 yıl öncesine benzer sancılar, gerginlikler, sert tartışmalar yaşanıyor. Dünü bilen Deniz Baykal. bugüne değinirken "Bu, bizim hayatımızda sık sık yaşadığımız bir şeydir" di- yor ve şunu ekliyor "Tartışmalar hep böyle başlar. Hâ- kimleıie, üniversite hocalanyla, gençleıie, medyayla tartışırlar ve ondan sonra da giderier." Baykal, "Bu süreç başladı" diyor. Nasıl sona ere- ceğini, daha neler yaşayacağımızı bilemediğimiz bir süreç. İlaç ve Eczaneler... • Baştarafı 2. Sayfada Hıçbir akıl, bu duru- mu içselleştıremez. Bu- nun rasyonel bir tarafı yoktur. Bu durum dü- zelmedikçe de eczacıla- nn mesleği tehdit altın- da kalmaya devam ede- :ektir. Sorunu çözmek ıçın bütçeden sağlığa aynlan payın arttınlma- sı, kurumlann ilaç öde- melerine aynlan ödene- ği önceliklerden bin ha- line getirmesi ve borcu- nu zamanında ödemesi, zamanında ödemiyorsa eczacının geç ödeme- den doğan zarannı tela- fi etmesi gerekmekte- dir. İlaçla ılgili önemli bir gelişme, ilaçta KDV oranlannın hükümet ta- rafından yüzde 8'e dü- şürülmüş olmasıdır. Bu önemli ve doğru bir adımdır. İlaç zarun bir maddedır. Sondüzenle- melerle sorun büyük oranda gıderilmiştir. Ancak KD\"nin daha da aşağı çekilmesi ge- rekmektedir Diğeryan- dan. reçetesiz ilaçlarda yüzde 18KDVuygula- ması devam etmektedir. Bunun da mevcut şekle indınlmesı gerekir. Bu sorunlarla başa çıkmak, mesleğın so- runlarını azaltmak ve kalıtesini yükseltmek için, Türk Eczacılan Birlığı olarak 6197 sayı- h yasa taslağını hazırla- dık ve Sağhk Bakanlı- ğı" na takdım ettık. Tas- lak yasalaştığı takdirde eczane ruhsatlan vali- lıkder ve eczacı odalan tarafından venlecek. ec- zanelere nüfus ve uzak- lığa göre esnek sıralama getirilecek, eczacılar mesleki gelişimleri için meslek içı eğitıme katı- lacak, eczaneler yar- dımcı eczacı çalıştıra- cak, asgari bir yıl ecza- nede çalışmayan eczacı eczane açamayacak; böylece hem eczacıların sorunlan hem de ecza- cılardan topluma yansı- yan sorunlar önemli oranda çözümlenmeye çalışılacaktır. Sorunlann aşılması. si-v'il toplumun çeşıtli unsurlarının ve sektörün görüş ve önerilerinın kurumsal olarak değer- lendinleceği bır yeni- den yapılanma ıle müm- kündür. Eczacılık mes- lek örgütü, sivil toplu- mun bır parçasıdır. An- cak sıvil toplum ne ya- züc ki henüz yasa koyu- cu ve uygulayıcılann danışacağı organık bir bütünün parçası duru- muna gelememiştir. Ye- ni yasa koyucular ve uy- gnlayıcılar, sıvıl toplu- mu bir organik bütünün parçası halıne getırdik- lerinde, ülkede çok faz- la şey iyiye doğru bir değişim gösterecektir. Biz buna emınız. Toprak, parti disiplin kuruluna verileceği yönündeki iddialara tepki gösterdi 'Yanş DSP'nin yaranna'MÎYASE tLKNUR DSP'nin bugün yapılacak Is- tanbul il kongresinde başkan adaylığını açıklayan eski Devlet Bakanı Erdoğan Toprak, görev heyecanı duymak ve partıden gö- rev talebinde bulunmanın DSP'nin yaranna olduğunu söy- ledi. tstanbul örgütünde 15 yıl aradan sonra ikıli yanşa sahne olacak kongrede adaylığının sı- kıntı yarattığı ve disipline verile- ceği yönündeki söylentilere de tepki gösteren Toprak, "Bu söy- lentileri partime yakıştıramı- yorum" dedı. Toprak'la adaylık gerekçelerini konuştuk. Roth: Yanlış anladın ZanaJ dan Roth 'a sitem ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Eskı DEP mıl- letvekili Leyla Zana, Alman milletvekili Claudia Roth a si- tem dolu bir mektup yazarak Türkiye'yi ziyaret eden Alman milletvekili heyetinin "Zana'yi bırakın, silahlan alın" ifade- lerinden bü^iik üzünrü duydu- ğunu söyledi. Zana, "Bir dü- zeltme gelebilir diye bekle- dim. Maalesef yalanlanmadr dedi. AB'nin Kongra-Gel'i te- rör örgütleri listesıne almasını da eleştiren Zana, Abdullah Öcalan'dan "Kürt halk önde- ri" diye söz etti. Zana, Roth'un yetkili makamlardan izin alma- dan kendisini ziyaret etme giri- şimıni de "şov" olarak niteledi. Istanbul'da Almanya Konsolos- luğu'nda basın toplantısı dü- zenleyen Roth ıse kendisine ya- zılan mektubu henüz görmedi- ğini belirterek oldukça şaşırdı- ğını söyledi. "Zana'yı bırakın, silahlan alın" ifadesinin yanlış olduğunu belirten Roth, "Orta- da bir yanlış anlaşılma var. Düşüncelerimde hiçbir deği- şiklik olmadı"' dedi. - Istanbul örgütüne daha ön- ce başkanlık yapmıştınız. Aynı göreve neden talip oldunuz? Toprak: DSP'yi tstanbul'da birinci parti yapmak amacıyla a- day oldum. Ben bıldiğiniz gibi üç kez partımin Istanbul'da il baş- kanlığını yaprım. Deneyim ve bi- rikimlerime güveniyorum. Ülke çok zor bir süreçten geçiyor. AKP iktidannın başansızlığı ortada. Ülkenin ve rejimin temel taşlan- nı oynatma dışında yaptığı bir şey yok. 2005 'ten itibaren ülkenin se- çim atmosferine gireceğine ina- nıyorum. Bunun için hazırhklı ol- malıyız. Çünkü Türkiye'deki her 5 seçmenden l'i îstanbul'da bu- lunuyor. Istanbul'da güçlü olan parti, Turkiye'de de başanlı olur. DSP'nin fikirlenne ihtıyaç olan bir süreci yaşamaktayız. CHP da- hil muhalefet yok. O nedenle hal- ka bir seçenek sunmalıyız. Yanlı; yapmadım - Sizin adaylığınıza genel merkezin. daha doğrusu Genel Başkan Ecevit'in yaklaşımı na- sıl olur? Toprak: Ben 15 yıldır partime hizmet ediyorum. Hiçbir dönem- de partime karşı bir yanlış yap- madım. Görev heyecanını duy- mak ve talep etmek partinin ya- rannadır. Bundan dolavı da Savın Dicleli öğrenciler ODTÜ'ye alınmadı ODTÜ'deki, bahar panayın için Dicle Üniversitesi'nden gelen öğrencilerin yerleşkeye girmesine için verilmeyince öğrenciler ile jandarma arasında arbede çıktı. Dicle Üniversitesi'nden gelen öğrencilere destek veren bir grup ODTÜ'lü öğrenci, jandarmanın barikat kurduğu Balgat girişine gelerek "Dicleliler içeri jandarma dışan", "Özgürlük köprüsü engellenemez" sloganlannı attı. Gruba su sıkan ve biber gazı atan jandarma, grubun dağılmasının ardından barikatını geriye çekti. Çıkan olayda 2 öğrenci gözaltına alınırken gazdan ve jandarma müdahalesinden yaralanan bazı öğrenciler de ambulansla okul revirine kaldırıldılar. (Fotoğraf: AA) Genel Başkanımız Ecevit'in her adaya eşit mesafede olacağına inanıyorum. Ve böyle de olacak- tır. Sonuçta herkes DSP'lıdir. Ben aday olmasaydım da bir başka ar- kadaş bu bayrağı almak için ts- tanbul kongresinde yanşacaktır. - DSP'nin geleneğinde çok adaylı kongrelere pek rastlan- mıyor. Önünüzü kesmek için disiplin kurullan işletilebilece- ği söylentileri var... Toprak: Partide görev talep et- menin suç olduğunu sanmıyorum ve partimden de böyle bir şey beklemiyorum. Sayın Genel Baş- kan her zaman "Ben kimseyi işa- ret etmem, veliaht tayin etme- mi kimse beklemesin" demişti. Bu kadar yıl par- tide hizmet yapmış biri olarak, 3 dönem il baş- kanlığı, 2 dönem millet- vekilliği, 1 dönem de ba- kanlık yapmış biri olarak partimi büyütmek için yaptığım iyi niyetli bu gi- rişime Sayın Genel Baş- kan'ın da olumlu yakla- şacağına inanıyorum. Bu yöndeki söylentile- ri dahi partimize yakıştı- ramıyorum. Ben ohna- sam da bir alternatif liste çıkacaktır. DSP kazanacak - Kongre takvimi de- ğişir ya da ertelenebilir mi? Toprak: Buna da ihti- mal vermiyorum. Tarih kesınleşmiş, salon tutul- muş, adayhklar açıklan- mıştır. Sonuçta kim kaza- nırsa kazansın DSP kaza- nacaktır. Bu adaylık Ge- nel Başkan'm fikirlerine karşı bir adaylık değildir. Bugüne kadar Genel Baş- kanımızın fikirlerine na- sıl sahip çıktıysak bundan sonra da öyle olacaktır. Onu üzmek isteyenlerin her zaman karşısında ol- dum, bundan sonra da olacağım. Bazı savunma sanayii ihalelerineAvrupalı şirketlerin de katılması kararlaştınldı Büyük ihaleler iptal edildiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' m ilk kez başkanlık et- tiği Sa\-unma Sanayii tcra Komi- tesi toplantısında Türk Silahlı Kuv^'etleri'nin (TSK) gereksin- melerinin karşılanması amacıy- la yeni model geliştirilmesi ka- rarlaştınldı. Komite, uzun süre- dir sonuç alınamayan helikopter, tank ve insansız hava aracı iha- lelerinin iptal edilmesini karar- laştırdı. Helikopter ihalesineAv- rupalı firmalar da katılabilecek. Erdoğan'ın başkanlığında 4 saat süren toplantının ardından önemli kararlar açıklandı. Hükü- met ile TSK arasında imam ha- tiplere ilişkin düzenleme nede- niyle yaşanan gerginlik, toplan- tıya da yansıdı. Toplantının ardından Erdoğan veya Genelkurmay Başkanı Or- general Hilmi Özkök sözlü bır açıklama yapmadı. Toplantının bitiminde Erdoğan'ın, müsteşar- lığın ön kapısından, Özkök'ün ise yan kapıdan eşzamanlı çık- ması dikkat çekti. Toplantmın ardından yapılan açıklamada, modern tank, taar- ruz taktik keşıf helıkopteri ve in- sansız hava araçlan projelerinin mevcut ihalelerinin iptal edildı- ği belirtildi. Mallyet 11 milyar dolar Açıklamada, "Söz konusu projeler için milli imkânların azami kullanımı ile yurtiçi üre- timi ve özgün tasanmı esas alan yeni tedarik modellerinin oluşturulmasına ve TSK ihri- yaçlannın bu modeller çerçe- vesinde karşılanmasına, bu ça- hşmalarda yerli/yabancı ortak girişimlerin, jTirtiçi fırmaları- mızın daha etkin olabilmeleri- ni sağlayacak imkânların ha- zırlanmasına karar verilmiş- rir" denildi. iptal edilen modern tank, taarruz taktik keşif helikop- teri ve insansız hava araçlan pro- jelerinin yaklaşık toplam bedeli- nin 11 milyar dolar olduğu bildi- rildi. 1996 yılmdanbu yana plan- lanan projelerin ulusal olanak- larla gerçekleştirihnesinin amaç- landığı, böylece projelerin daha ucuza mal olacağı öğrenildi. Milli Eğitim YayınevlerTne kilit FIR4T KOZOK ANKARA - Bugüne kadar 3 bin 500 çeşit kültürel eser basarak okur- lara ulaştıran Milli Eğitim Bakanlı- ğı Yayınevlen'nın kapılanna "mas- raflarını karşılayamadıklan" ge- rekçesiyle kilit vuruluyor. Yeni dü- zenlemeye göre bu görevi Kültür ve Turizm Bakanlığı yerine getirecek. Uygulama, özel sektörün "ekmeği- ne yağ sürecek". Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye genelindeki 91 yayınevinden ilk etapta 63'ünü kapatma karan aldı. Bakanlık, bugüne kadar yaklaşık 3 bin 500 çeşit kıtaptan yüz binlerce adet basarak okurlara ulaştıran, kendisine bağlı 5 bin okul kütüpha- nesine kitap gönderen yaymevleri- nin kültürel kitap basma görevini bir protokolle Kültür ve Turizm Ba- kanlığı'na devretti. Türkiye gene- linde 12 tane bölge şefliği bundan böyle yayınevlerinin görevlerini "sınırlı olarak" yerine getirecek. Yeni düzenlemeyle Kültür ve Tu- rizm Bakanlığı'nın tüm sistemi ye- niden nasıl düzene konacağı merak konusu olurken özel yayınevlerine de yeni bir rant kapısı açılacak. MEB Yayımlar Dairesi Şube Mü- dürü Sezai Toplu. konuyla ilgili ola- rak "Benim elimde satılacak kita- bım yokken yayınevlerini bir kambur olarak niçin alayım" de- di. Kültürel eserlerin de hazırlanan bir protokolle Milli Eğitim Bakan- lığı'ndan Kültür ve Turizm Bakan- lığı'na devredildığini belirten Top- lu, "Biz ders kitaplannı yılın 2- 2.5 ayında satıyorduk. Ama kültü- rel eserler 12 ay satılabiliyordu. Kültürel eserlerimiz alındıktan sonra sırf 2 ay kitap satamayız" dedi. Yayınevlerinde 18 başlık altında her yıl 500-600 çeşit eser çıkardık- lannı ve bunlann her birinden 20 bin adet bastıklannı belirten Sezai Toplu, "Kültür Bakanlığı bunla- n elimizden aldı" diye konuştu. _ YANDAŞLARA İHTİYAÇ FAZLASI1 K1YAÖI EMRE DÖKER İZMİR - AKP hükümetinin 'ücretsiz' olarak ilkögre- tim öğrencilerine dağıttığı kitaplarla bazı yayınev- lerini zengin ettiği öne sürüldü. Izmir'de ilköğretim öğrencilerine dağıtıhnası gereken kitaplardan 50 bininin Çiğli'deki Milli Eğitim Deposu'nda bekle- diği bildirildi. Müfredatın değişmesi durumunda ise kitaplann SEKA'ya gönderileceği belirtildi. Iz- mir II Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, Iz- mir'de dağıtılan kitaplardan geriye kalanlann ise depolarda bekletildiğini söyledi. Aydoğan, fazla ki- tap istenmesinin "ihtiyattan" kaynaklandığını söyledi. AKP'nin bedava kitap adı altında yayınev- lerine para akıttığını savunan Eğitim-Sen îzmir 1 No'lu Şube Başkanı Nihat Sefer, "thtiyaçtan faz- la kitap sipariş edilerek kendilerine yakın olan ancak sıkıntıda olan vayınevlerine hayat verdi- ler" dedi. CHP tzmir İl Başkanı Alaarin Yüksel de AKP'nin yaptığı her çalışmanm arkasında böyle şeylerin çıkmasının kendini şaşırtmadığım belirtti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada palamış gitmiş. 40 kişi süklüm püklüm şehre gel- miş. Gören şaşırmış: - Ne oldu size? "Yolumuzu kestiler, bizi darmadağın edip her şeyimizi aldılar!" - Sayınız az da değil, nasıl oldu bu? "Sormayın... Onlar 3 kişi birlikteydi, biz 40 kişi yalnızdık..." Hükümetin herkese meydan okuyan, dediğim dedik çaldığım düdük tutumu karşısında Türki- ye'nin hali, bu fıkraya benziyor. AKP milletvekilleri "kul-time" çalışıp yasayı çı- kardılar. Şimdi bundan sonra olacaklann hesabı- nı yapıyorlar. Kolay bir süreç olmayacak. Bize ula- şan bilgiler bu yönde... AKP'nin başlıca şansı, kamuoyunu yönlendir- me gücüne sahip demokratik örgütlerin, siyasi grupların arasındaki kopukluk... Meclis'ten başlayayım... CHP'de çok sağlam bir çekirdek, YÖK Yasa Tasarısı'na karşı sabaha kadar direndi. 25-30 kişilik bu grubu kutlamak, öteki milletvekillerini de en azından yasa Meclis'e dönerse, böyle davranmayazorlamakgereklSon 1.5 yıllık zaman diliminde CHP'nin Türkiye'yi Irak bataklığından uzak tutan sağlam muhalefeti bile başlı başına önemli. CHP'nin pek çok temel ya- saya muhalefet ederken, Meclis'te aktif olduğu, ancak bu canlılığı toplumla bütünleşmede koru- yamadığı dikkati çekiyor. Bir bakıma ana muhalefet olarak yalnız. Ya da kendisini yalnızlaştırıyor... DYP, ANAP ve MHP şaşkın. Bu partilerin içinde- ki sağlıklı unsurlar da, devletle çekışmenin, çatış- manın, üniversitelerle karşı karşıya gelmenin ne de- mek olduğunu çok iyi biliyor, ama söylemiyor! Sadece canı yanan bağırırsa... Toplumsal muhalefetin başını üniversite rektörle- ri çekiyor. Başından beri nefesleri tükenmedi. uzun yol koşucusu olduklarını gösterdıler. Arada bir ken- di aralarında da çelişkiler oldu ama, bu hangi top- lumsal katmanda yaşanmıyor ki! Ancak onların da ikili bir yalnızlık içinde olduğunu görüyoruz: - öteki kesimler kenardan alkışlamakla yetini- yor. - Üniversiteler bünyesinde öğrenciler, beklenen canlılıkta değil. Her iki saptamada amacımız elbette, yasaların dışına çıkıp ortamın gerilmesini sağlamak değil. Bunu zaten iktidar yeterince yapıyor. Ne var ki, toplumda sadece canı yanan kesim bağınyor. Ya- nn yargı kurumlarına yönelik yasalar gündeme ge- lecek. Bir akşamüstü başlayıp sabaha karşı bite- cek yasayla, köklü bir kuruluşun tüm yöneticile- rinin görevi sona ermiş olacak. O gün yargının ki- mi unsurları ayağa kalkıp, "Buna hakkınızyok" di- ye bağıracak. Bugünkü mantık geçerii olursa, o gün de rektörler hiç sesini çıkarmayacak. "Nasıl olsa bize dokunan bir şey yok" diyecek! Hükümet, Kamu Yönetimi Reformu'nu Meclis'ten geçirirken de bu kez pek çok kamu çalısanı ayağa kalkacak. "Bizim özlükhaklanmıza dokunamazsınız. Devlet vatandaşına müşteri, çalışanına geçici işçi muamelesi yapamaz" diye bağıracak. O gün de yargı üyeleri gelişmeleri uzaktan izle- mekle yetinecek. En çok "Haklılar, bu hukuk dev- leti değil, kanun devleti oldu" saptaması yapıp, üzülecek... AKP iktidarı, milli iradeyi, toplumsal mutabakatı tersinden düzünden istediği gibi yorumlayıp, ileri- de düzeltilmesi çok zor işlerin peşinde. AKP man- tığını demokrasi olarak yorumlarsak, Turkiye'de her 5 yılda bir devlet kurumları yeniden biçimlenecek, her iktidar bir yasa çıkanp istediği kurumun yöne- ticilerini görevinden uzaklaştırabilecek. Halkın, ülkenin sorunlarını sorun çıkarmadan çöz, diye göreve getirdiği AKP, Türkiye'nin başlı- ca sorunu olma yolunda hızla, geceleri de yol ala- rak ilerliyor. Gücünü nereden aldığı da ortada... AKP yüzde 25 bir arada, Biz yüzde 75 yalnızız! ankcum(Ş cumhuriyet.com.tr 'Çonba Başbakan' davalık • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP lideri Deniz Baykal'ın kendisi hakkında "Çorba bu Başbakan" sözleri nedeniyle açtığı 25 milyar liralık manevi tazminat davasına başlandı. Baykal'ın avukatı Mutluhan Karagözoğlu, dava konusu sözleri, müvekkilinin Erdoğan'ın CHP için söylediği "kökü bereketsiz" sözüne yanıt olarak söylediğini belirtti. Karagözoğlu, Baykal'ın sözlerinin eleştiri sınırlan içinde bulunduğunu ve kişilik haklanna saldın içermediğini, bu nedenle davanın reddini istedi. Baykal'dan disiplin uyarısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında Genel Başkan Deniz Baykal'ın "kim olursa olsun parti tüzüğüne aykın davrananlar hakkında disiplin işlemi yapılacağı" uyansmda bulunduğu bildirildi. YÖK Yasası ve ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Baykal, hükümete yönelik tepkilerin giderek arttığım sa\r undu. Baykal, daha önce hükümete destek veren çevrelerin eleştirilerde bulunmaya başladığını. ilerleyen günlerde bu eleştirilerin artacağını söyledi. Modern Çarşı yangını • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulus'taki Modern Carşı'nın bir kişinin ölümüyle sonuçlanan yangınına neden olduklaı ı ileri sürülen işyeri sahibi Ibrahim Karateke ile Metin Bostan'ın yargılanmasına başlandı. Carşı'nın müşteki konumundakı 161 esnafı da ifadelerinde, sanıklar ile sorumluluğı olduğunu ileri sürdükleri Ankara Valiliği, Itfaiye Müdürlügü. TEDAŞ ve çarşı yönetiminden şikâyetçi oldular.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle