18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 2004 CUMA 14 J v LJ l_i 1 LJ J \ kulturıa cumhuriyet.com.tr liyatromtıza dirilik aşılayan VasıfÖngören 714 Mayıs 1984 'te Hollanda 9 da yitirmiştik Ardından yirminci mayısÇTELİKBİLGE Türkije'de mayıs, g^izelım ınsanla- rın yaprak dokümü mevsımı olup çık- t ı ! boğanın sonbahan yeni tıyatro mevsunınin körpe günlenne denk ge- liyor, yaz başıysa güzelım yaratıcı- lıklan alıp götürüyor. H. Taner. Er- bulak. Vasıf... ve daha nıce ıçtenlik- li usta. bizı oyunlann anısına terk edip gidıyor. Bizimtiyatro, SemaverKumpanya; salonumuzda Yeditepe Oyunculan öncülüğünde daha yenı andık Altan Erbulak'ı. Bız sezoniinson oyununu, Cuma Boynukara'"nın Mem ile Zin'ini çalışırken, Cuıma "Mayıs gel- di, Vasıfı hatırlamadan. söze dök- meden mi geçeceğLz" diye sordu: "Dışarıda ne yaptınız, anlat!" dedi Tıyatro ve tiyatrocu, toplumsal bel- leeımizın dıri yanıdır. unutmaz. Ha- dfÇaman. 14-15-16 ve 22-23 Ma- yıs'ta salonunu Vasıf anısına açıyor. "Oyun Nasü Oynanmalı" provala- n çoktan başladı. Tiyatrocu ana-baba- nın tiyatrocu kızı A_slı ÖngörenTe birlıkte, yırmıncı ölüm yılında an- mayla yetınmek yenne, Vasıf 'ın Türk tiyatrosuna aşıladığı diriligi tartışma- ya açmak için hazırlık yaparken anne- si Nuran O k t a r ı da lstanbul'un er- guvan ve gelincik ve karanfil kokan yaslı mayıs toprağına bıraktık. Amsterdam günlerl... Cuma"nın sorusuna genış ve derın karşılıkJar verecek, Öngören ve oyun metınleriyle tanışmış genç yaşlı çok usta var Türkiye'de. Bana, belki öm- rünün son üç yılından -tıyatro okulu- nu kurduklan ilk günlerden 1984 Ma- yıs'ında o sabah erkenden. yanm ka- İan ve sonradan imec e ile tamamlanıp oynanan son oyunu' Yeni NesiT üze- rine Meral Taygun ve Tahsin tncir- ci ile tartışırken, ömründe bırakmadı- ğı ince belli çay bardağı aniden elın- den düştüğü ana kadar- Amsterdam günlerinden söz etmek düşer. Yine yeni bir tiyatro mevsimi açı- lırken '82 sonlarında, Amster- dam'da. ülkenin kültür bağlamında en kenarda kalmış göçmen dili Türk- çede bir güzel rüzgârdır estı. Vasıf ile Meral Taygun'un tiyatro okulu kur- makta olduğu duyuldu. Hollanda'nın göçmensever çevreleri, ilk başta gö- çün savrulmuş getto çocuklan için 'iz Vasıf Usta'yı anarken, Oyun Nasıl Oynanmalı'nın kurallan, kolayca hırçınlığın kıskacmda fırsata aç- gerçeğe kör, üşengeç zihnimizi uyandıramıyor bir tûrlü; ama yeni yanşmalarda yeni 'kazan- kazan' kurbanı adaylan üretip duruyor... 'artist' okulu açıldı sandılar. Çok geçmedı, memleket varoşla- rının ezik çocuklan, varoluşlannı yeniden tamamlamayı öğrenecek- leri bir sanat-hayat-felsefe yuvasın- da olduklarını kavradılar. Rüzgâr geniş çevreye yayıldı, iki yılhk eği- tim dönemı, yeni oyunlann sahne- lenmesiyle iç içe geçti. Göçün bü- tün aydınlanma heyecanı Vasıf Us- taTı tiyatro çe\Tesinde bütünleşti. Brecht'm 'Kural ve Kuraldışı' metnini önümüze koydu; bu arada benim gibi göçün kurak zemininde bunalan memleket eskilerini de zih- nimizin dalgınlığından çekip aldı. Daha önce tiyatro bilimleri oku- muşluğum, Paris'te yapmışlığımpas- lanıp giderken toparlandım. 0 çahş- maya göbeğınden, kenanndan katılan herkes, çok şey kazandı. Hollanda ve Avrupa tiyatro evrenınden kopuk de- ğildik. Ciddi eleştiri ortamı, "Bu göç- menlerin Brecht ile alışverişi ne o- la ki!" diye meraklandı. Brecht İle kazanılan Bir söyleşide Vasıf'ın verdığı kar- şılık, hatırladığım kadanyla şöyley- di: "Türk göçmenin katharsis ile avutulmaya razı geleceğini sanıyor- sunuz. Halbuki yabancılaştırma efektini anlayıp Brecht'i kavraya- rak kazanacakları koca bir yaşam var!" Oyunlan sadece tıyatrosunu değıl memleketı sarsmış, bilmem şu kadar dile çevnlmış hocarun tavrında ne "dağlar yarattım" gururu ne de Evropa'nın göç ortamı seçkinlerine sunduğu kolaylıklardan yararlanma hevesi vardı. Bitmez tükenmez ener- jisiyle yirmi dört saatin tümünü tiyat- roya ve çevresinin 'kendini kavrayıp olgunlaştırma" çabasına veriyordu. Ardından Zengin Mutfağı geldi. Gencecık Cahit Ölmez'i hatırlıyo- rum. 0 kadar dersin, bilgilenmenin heyecanı üzerindeydi. Rol dağıhmı açıklandı; oynayacağı delikanlının. giderek faşizmin rnaşası olacağını du- yunca ısyan etti. Öyle ya, o devrim- cıydi. faşisti oynayamazdı! Içten kar- şı çıkışı ona -ve bize- oyunculuğun öteki yanını, özgür zihinli olmanın ge- reğini öğretmiş oldu. Çıktı ve pek gü- zel oynadı. Bana o çalışmalardan ka- lan en güçlü tiyatro -belki de yaşam- dersi, yöntem ile önyargıyı birbirine kanştırmamayı öğrenmek oldu. Esas yanıltma oyunu da burada, yönteme karşı yaygınlaştınlan önyargıda değil mi? Bir yandan tiyatro yapıp öğrenir- ken öte yandan günlük ekmeğimizi kazanma savaşı veriyorduk. Payıma Cahit Berktayın müthiş kişiliğiyle yerli yabancı entelektüelin uğrak ye- ri haline getirdıği yerde barmenlik yapmak düşmüştü. Provalardan çıkar çıkmaz Usta öne, tabureye ilişiyor, ben arkada servıse girişiyordum. Türkçeyl parlatan adam Gözlem, yöntem, dramaturgi ders- leri başlıyordu. Arada, "Pekt göçme- nin memleket polirikasında sorum- luluğu ne olacak?" diye atılan lafla- ra, "Ustyapısız olmaz!" diyordu. Öy- le değil mı^ Sonunda göç kaderinin adı 'En Alttakiler' olmadı mı! 0 ka- dar yabancı sanatçı ve entelektüel ara- sında; Felemenkçe, Fransızca, Al- manca. Ingilizcenin ortasında Türkçe, Vasıf'ın ağzında estetık ve felsefe di- li olarak nasıl da parlıyordu... Bu arada, Fransız ahçıdan yetişme Afyonlu Ramazan Çatalgöl. göçün dağdağasında aradığı berrak akıllı ho- cayı buldu, diğer yeteneklı Anadolu çocuklanyla birlikte kadroya katıldı. Vasıfı yitirdikten sonra .Amster- dam Tiyatro Okulu sanat yönetmeni olan M. Taygun'un desteğiyle öncü eğitimin ardından o gençlerin, arala- nna birçok yenileri de katılarak Hol- landa'da gerçek 'üstyapıya' tırmanıp sanat eğitiminden geçtiğim gördük. Şimdi kırklı yaşlannı sürerken ve Hollanda ve Belçika sahnelerinde ye- n olan Ali Çifteci, Cahit Ölmez, Funda Müjde. Şaban Ol. o büyülü dönemin gençlerinden. Vasıf Usta'yı anarken Asiye.. de- sek, şimdi 'Asiye' olabilmek marifet sayılıyor. Almanya Deften'ne dön- sek, 'defteri dürülen' bıziz. Otuz yıl önceden bize seslenen Oyun Nasıl Oynanmalı'nın kurallan, kolayca hır- çınlığın kıskacında fırsata aç-gerçeğe kör üşengeç zihnimizi uyandıramıyor bir türlü; ama yeni yanşmalarda yeni 'kazan-kazan' kurbanı adaylan üre- tip duruyor... Ancak başka bir tiyatro- ya ve yaşama aday başka gençler ye- tiştiren pınar hiç kurumuyor. Emeğinle çokyaşa, VasıfÖngören. ± ARJN, HARBİYE'DEKONSER VERİYOR Grup Yorum'la 4 Bir Masal Gecesi' tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de. muhalif müziğin güçlü seslerinden "Grup Yo- rum"un yann akşam Harbıye Cemıl Topuzlu Açık Hava fi- yatrosu'nda vereceği konserde, tiyatro oyunlan ve danslarla çağlar boyu toplumsal mücade- le anlatılacak. "Bir Masal Gecesi" adında- ki konserde Prof. Dr. Toktamış Ateş, Nâzım Hikmefin "Ku- vayı Milliye Destanı"ndan bir bölüm okiıyacak. Vedat Sak- man, Truva Savaşı'na ilişkin bölüm için hazırladığı besteyi ilk kez seslendirirken Bilgesu Erenus hem bir şarkıyla hem de destan içindeki rolleri ile sahne alacak. Konserde ilkçağ- lardan bugüne uzanan yolcu- luk, llyada Destanı'yla başla- yacak Truva Savaşı ve Spartalı savaşçılann. Ateş Geçıtleri'nde Perslere karşı verdikleri savaş- la sürüp Anadolu'ya geçecek. Grup Yorum'a sahnede Şef Le- vent Çoker'in yönetiminde bir orkestra eşlik edecek. Tiyatro sanatçılan Isnıail Yıldız, Metin Coşkun, Deniz Şen'in de yer alacağı "Bir Masal Gecesi"nin yönetmen- liğini tiyatro sanatçısı Murat Şen üstlendi. Destamn içinde yer alan, Nâzım Hikmet'in "Süleymaniyeli Şoför Ah- med"in hikâyesinin anlatıldı- ğı bölümün yönetmenliğinı Şakir Gürzümar yaparken dans koreografisini ıse Kor- han Başaran düzenledi. 'Cosi fan tutte' Nederland Dans Theather Topluluğu • 4 Haziran'da şef Gürer Aykal yönetimindeki Borusan Istanbul Filarmoni Orkestrası'nın Aya îrini'de vereceği konserle başlayacak olan festival, 8 Temmuz'da Piccolo Teatro di Milano'nun sahneleyeceği Mozart'ın 'Cosi fan tutte' operasıyla kapanacak. Festivalde tlhan Usmanbaş'a Yaşam Boyu Başan Ödülü sunulacak. ARTİUM SANAT EVÎ'NDE 16 MAYIS'TA Gelenekselden çağdaşa Türk yapıtları satdıyor Kültür Servisi - Artium Sanat Evi, 16 Mayıs'ta Esma Sultan Yahsı'nda düzenleye- ceğı müzayedede sanatse- verlere geleneksel ve çağdaş Türk resım, seramik ve hey- kel sanatı örneklerinden 196 yapıt sunacak. Yanna kadar Artium Sanat Evi'nde sergi- lenen bu yapıtlar arasmda y- er alan Namık İsmail'in es- kı Türkçe imzalı 1923 tarih- li Beylerbeyi SahUi konulu peyzajı 36 milyar, Hikmet Onatın Üsküdar'da Ah- şap Evler konulu eski Türk- çe imzalı yağlıboya tablosu 30 milyar. Edip Hakkı Köseoğİu'nun Manoljalar konulu natürmortu 20 mil- yar liradan satışa sunulacak. (0 212 291 0132) Fikret Mualla'nın 'Kumpanya- cılar" adlı çalışması kâğıt üzeri- ne linoleum baskı 44.5x36 cm. 32. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali programı bu yıl da dopdolu Müzikşöleni başlıyor Kültür Servisi - Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın bu yıl 32. kez düzen- lediği Uluslararası tstanbul Müzik Festivali'ninprogramı açıklandı. Fes- tival 4 Haziran akşamı şef Gürer Ay- kal yönetimindeki Borusan Istanbul Filarmoni Orkestrası'nın Aya îri- ni'de gerçekleştireceği konserle baş- lıyor. Orkestra, konserinde doğumunun 100. yıh nedeniyle çeşitlı etkinlikler- le anılan besteci Cemal Reşit Rey'in 'Enstantaneler'ini, Bahar Sun'un 'Bahar Şenliği'ni ve gecede kendisi- ne 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü' su- nulacak olan tlhan Usmanbaş'ın 'Orkestra için Müzik, 02/B7' adlı yapıtını seslendirecek. Cünde 27 etkinllk Festival programında; bir korolu 4 orkestra konseri, 2 opera temsili. 7 o- da orkestrası konseri, 5 resital, 5 oda müziği konseri, 2 dans gösterisi ve 2 açıklamalı müzik dinletisı ohnak üze- re toplam 27 etkinlik yer alıyor. Festivalin önemli etkinliklerinden biri ise 8 Temmuz günkü kapanışında Piccolo Teatro di Milano'nun sahne- leyeceği Mozart'ın Cosi fan tutte operası. Festivalin teması, bu yıl ba- rok müzik ve onun değişik ülkelerde- ki yansımalan olarak belirlendi. Bu kapsamda şef Giovanni Anto- nini yönetimindeki Basel Oda Or- kestrası eşliğınde Barbara Bonney bir konser verecek. Piyanist Mikhail Pletnev'in resita- li, geçen yıl büyük ilgı gören şef Lo- rin Maazel'ın Filarmonica Arturo Toscanini ile vereceği konser. Katia / Marielle Labeque pıyano ikilisinin dinletisinin yanı sıra Şefika Kutluer de Berlin Filarmoni Orkestrası üye- leri ile birlikte bir konser verecek. Nederlands Dans Theather Top- luluğu ünlü koreograf Jiri Kylian ve Johan Ingerin yorumladığı 'Sinfo- nietta', '\Valking Mad' ve 'VVings Of Wax' adlı yapıtlarını sahneleye- cek. Bu yılın yenilikleri arasında 'Ödül- lü Piyanistler Konserleri' yer alıyor. Üç konserlik bu dizide, îstanbul Kül- tür Festivali'nin Kraliçe Elisabeth Vakfı ile yaptığı anlaşma sonucunda, dünyanm en saygın yanşmalanndan biri olan Kraliçe Elisabeth Piyano Yanşması'nda geçen yıl ödül alan sa- natçılar çalacak. Blletler 22 Mayısta satışta Festivalin biletleri, bu yıl 10 ve 150 milyon arasmda değişiyor. Biletler 22 Mayıs Cumartesi gününden itibaren Biletix satış noktalan ve Atatürk Kül- tür Merkezi'nde satışa sunulacak. Ay- nca, 2 Haziran Çarşamba gününden itibaren her gün 10.00-17.00 saatleri arasmda Ara Irmi Müzesi girişinden de sağlanabilecek. ID Lale Kartı üyelerinın bilet rezer- vasyonlan 19-21 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Festival kitapçığı, 15 Ma- yıs Cumartesi gününden başlayarak AKM gışesi, Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın yam sıra 2 Haziran'dan iti- baren de Aya Irini Müzesi 'nden satı- şa sunulacak. (0 212 334 07 00) YAZI ODASI SELtM tLERt 30 Nisan 2004 O gün benim doğum günümdü. Doğum günlerini, özel günleri sevmem. fîü- yamdaki Sofralar'da yazmıştım, bu uzaklık eski- lere dayanır, çocukluğuma. Heyecanla beklediğim doğum günü pastam, birdenbire, hiçbir sebep yokken üzüntü olup çık- mıştı. Pudraşekerli, vişne likörlü, kakaolu, ba- demli bir pastaydı. Mumları da cabası. Gelgelelim alıp başımı gitmek istiyordum. Pas- tadan, evden, insanlardan kaçmak. Bir köşede gizlenip kalmak... Yıllar sonra, Memet Fuat'ın eşsiz çevirisinden, Katherine Mansfield'ın unutulmaz öyküsünü okudum: "Garden Parti", öykü sanatının bir do- ruğudur. Doğum günlerinde, özel günlerde, yıtdönümle- rinde birileri sevinirken, pek çok başka kişinin acı çektiğini, hayatla boğuştuğunu "Garden Part/"yle hissettim. Çocukluğumda sebepsiz sandığım üzüntü an- lam kazandı. Mansfield'ın öyküsünden sonraöy- lesi günleri yok saydım. Ama bu yıl, günler geçti, etkisinden kurtulama- dığım bir doğum günü yaşadım. Yaş elli beş, yolun yarısını geçeli epey. Nur- gül'le Onur doğum günümde ille birlikte olalım diyorlar, Turgay Fişekçi de onlara katılmış. Her- kes doğum günümü 1 Mayıs sanıyor. 30 Ni- san'dan kurtulmak için yalan söyledim yıllarca. 30 Nisan'ı ağzımdan kaçırıyorum. Kuzguncuk'a, Dilek Demirci'nın sergisine gi- diyoruz._ Yazı Odası'nda yazmıştım. Kuzgun- cuk'ta, Ülkü Berber'in galerisinde güzel bir ak- şamüzeri. Akşamleyin Mülkiyeliler Birliği'nde ye- mek yiyeceğiz. önce Artin Demirci geliyor, sonra Turgay Fi- şekçi, sonra Kuzguncuklu yeni dostlarım: Necia Sayın, Aii Tevfik Berber. Zeynep Kayserilioğ- lu - Zeynep Hanım benim gibi Şişli'de oturuyor. • • • Ansızın hediyeler. Hepi topu bir iki kez gördü- ğüm kişilerden sevgi yağmuru. Mülkiyeliler'de Bihrat Mavitan da varmış. Eşi ve çocuğuyla birtikte bızim masaya katılıyor. Kocaman pastasına kadar unutulmamış bu do- ğum günü bende şimdi gönül borcu. Hayatımın en içten günlerinden birini yaşadım. Resimden, edebiyattan konuşuldu. Geç saat eve döndüm. "Garden Parti"y\ oku- yacaktım. Bir kez daha. Yüreğimden gelmedi. Bazı özel günler, sizden içtenliklerini esirgememiş insanlarla farklı yaşanabilir diye düşünüyordum. "Garden Partı"y\ bıraktım. Birbirinden sevgili armağanlar içinde, Tur- gay'ınki Variık Yayınları'ndan bir cep kitabıydı: Yabancı. Albert Camus'nün romanı, 1953 yılın- da yayımianmış bizde. Dilimize çeviren: Reşat Nuri Güntekin. Reşat Nuri Güntekin'in Yabancı'yı çevirdiğini bilmiyordum. Epey şaşırdım. 1950 sonrasında, ününün doruğunda, birbirinden değerli eserlere imza atmış olgun bir romancı. Pek de öyle çevi- riyle uğraşmamış. Ama Camus'nün Yabancı'sını Türk okuruna kazandırmak istiyor. Yabancı'yı öğretmenimiz Vedat Günyol'un çe- virisinden okumuştum. O günleri anımsadım. Li- se, gençliğim, yazarolmaktutkum. Camus-Sart- re tartışmalan... Yabancı'nın ilk paragrafı bana her zaman çok çekici gelir. Ihtiyar cep kitabının üçüncü sayfası- nı açtım: "Bugün annem öldü, yahut belki de dün, pek iyi bilemiyorum. Ihtiyarlar Yurdu'ndan bir telgraf aldım: 'Anneniz öldü. Yann gömülecek. Hürmet- ler.' Bundan bir mana çıkmıyor. Belki de dün öl- müştür." Işte Reşat Nuri'nin Türkçesiyle. Reşat Nuri Güntekin, 1953'te kaç yaşındaydı. Birkaç yıl sonra ölecek, galiba 1956'da. Albert Camus ne zaman öldü... Sorular ve bastıran uy- ku. ölümleri niye düşünüyorum ki? Güzel bir akşamdı. Onu düşün Selim. Uyuyakalmışım. Önerilen Kitap / VValter Benjamin Üzerine, T.W. Adomo, Dilman Muradoğlu'nun çevirisi, Yapı Kredi Ya- yınları, 2004. K L L T U R # Ç İ Z İ K K  M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle