Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 2004 PERŞEMBE
DIZI
E
ski Lefkoşa'da Ledra Caddesi'ni
Ledra Palas Oteli'ne kadar
yürüyünce karşınıza sınır çıkıyor.
Pek de sınıra benzemeyen bir sınır
bu. Ledra Palas Oteli, Bırleşmiş
Mılletler'e aynlmış. Onun elli
metre kadar ilerisınde ise Türk sınır
karakolu var. Karakolda güler yüzlü
polislerle karşılaşıyorsunuz. Ben önce
Güney'e gelmiş bir Türk pasaportlu olarak
biraz bekletildim sırurda. Benzer bir
uygulamayla Güney Kıbns'ta da
karşılaşacaksınız. Eğer Türkiye'den
Kuzey'e gelmışseniz ve Güney'e geçmek
istiyorsanız geçemeyecek, en azından
zorlanacaksınız. Ama sonuçta
yönetmelıklerinı ya da yasalannı
zorlayarak bir esneklik yapabileceklerini
düşündüler ve Içişleri Bakanlığı'nın telefon
onayı ile sının geçtim. Sınır, aradakı
bariyerlerden ibaretti. Ama asıl sınınn
YOKSUL KIBRIS VE ZENGIN KIBRIS
bariyerleri geçtikten sonra zenginlikle
yoksulluk arasındakı sınır olduğunu
anhyorsunuz. Kuzey Kıbnsblar kuşatılmış
bir ülkede yaşamanın çaresizliği içindeler.
Bu eğitimlı halk ışsizlıkle boguşuyor.
Türkiye'den gelenJer de herhangi bir
perspektife sahip değıller. Ama Türkiye'de
kalsalar da durum fazla değişmeyecekti
onlar için. Türklerden bir kısrru Güney
Kıbns'ta iş bulmuş durumdalar, sabah
erkenden Güney'e geçiyor, akşam da geri
dönüyorlar. Güney'de herhangi bir
aynmcılıkla karşılaşmadıklannı söyledıler.
Ama akşam yorgun argın iş kıyafetleri ile
dönüşleri iç acıtıyordu. lyi ücretler aldıklan
söylenemez. Kuzey"de ise iş olanaklan
tümüyle dar bir alana sıkışmış durumda.
Biraz ınşaat işi, biraz turizm alanında
hizmet işi. Girne'de otel ve kumarhanelerin
iyi iş yaphğını söyleyenler var. Türkiye'den
ve başka ülkelerden müşteri geliyormuş.
Ruslann, îsrail vatandaşlarımn geldiği
söyleniyor.
Türkiye'de geçen dönemlerin
hükümetlerinın Kıbns'a uygulanan bu
ambargoyu kırmak için gerçekten savaşıp
savaşmadığını merak ediyor insanlar.
Şımdiki iktidann ise ambargoyu Kuzey
Kıbns'tan kurtularak çözmeye çalıştığı
ortada, onlara göre. Peki, sonınlar ne
olacak? Bunu Kuzey'deki Türkler de
bilmiyor ve "lyi olur inşallah!" demekle
yetınıyorlar. Özellikle yaşhlar, Türk askeri
birliğuıin adadan gitmesini hıç
istemiyorlar. Güney'in şehirleri pek çok
Batı ülkesıne parmak ısırtacak ölçüde
modern. Lefkoşa, Larnaka ve Limasol'da
en çok ilgınü çeken ise yüksek katlı
binalara rastlanmaması oldu. Sahil
kentlerinde bu yüksek kat sınn-laması bir
ölçüye, 6-7 kata kadar bozuluyor. Bozanlar
da oteller. Limasol'da Ingilizceden sonra en
çok konuşulan dilin Rusça olduğunu
söylediler. Ruslann Lımasol'a ya da daha
doğrusu Kıbns'a özel bir ilgileri var. Off-
shore bankalann sayısı epeyce yüksekmiş
burada. Yine kâğıt üstünde "Kıbns
Cumhuriyeti" yani Güney Kıbns, Rusya'da
en çok yatınm yapan ülke
konumunda>Tnış. Bu para mafyasının
değerlendirmeyeceği bir boşluk,
girmeyeceği bir delik ve özellikle de bir
ada galiba yok. Ama Limasollulann bu
durumdan şikâyet ettiklerini de duymadım.
Banka bolluğu Girne'de de beni şaşırttı.
Koalisyonun en güçlü üyesi AKEL'in yetkilileri, Büyük Ortadoğu Planı'nı tehlikeli buluyor:
Terörügüçlendiım ABD
KIBRIS
Bin yıllık yalnızlık
G ü r a v Ö z
# Avrupa Birliği'nin bir ordu
kurmasına karşı çıkan AKEL
yetkilileri, "Bizim için NATO'ya
karşı çıkmak çok önemli.
Diyoruz ki, artık NATO'nun varlık
nedeni kalmadı. Bu nedenle de
NATO'nun dağılması gerekir"
görüşünü paylaşıyor.
# Gençlik hareketinin, sendikal
hareketin ve kadın hareketinin Rum
kesiminde özel bir etkinliği var.
Üstelik Kuzey'deki sendika, kadm ve
gençlik hareketleri ile de yakın ilişki
içindeler. Gençler bu durumu, "Yan
yana gelebildik, ama henüz iç içe
geçemedik" diye açıklıyor.
Ç
ahşan Halkın İlerici Partisi (Anarthotikan
Komma tu Ergazomenu Lau), kısa söyleni-
şiyle AKEL, ortodoks komünist partiler
arasında önemli bir yer tutardı eskiden. Son
dönemlerde ise özellikle de Sovyetler Bir-
liği'nin yıkılmasından sonra büyük deği-
şım geçiren partiler arasına katıldı. Her ne kadar te-
mel görüşlerinde büyük değişikliklerin olmadığını
söylüyorsa da temel bazı politikalardaki değışiklık-
ler çarpıcıydı.
AKEL son seçimlerin en çok oy alan partisi ve
aynı zamanda Güney Kıbns koalısyon hükümetinın
güçlü üyesı. Son seçimlerde yüzde 34.71 oyla bi-
rincı partı oldu ve parlamentoda 20 mıllerv ekilı var.
Hükümet ıçınde de 4 bakanla temsil edilıyor. Üç par-
tiden oluşan koalisyonun en güçlü partisi AKEL. Onu
sırasıyla 9 milletvekiline sahip olan DÎKO -3 baka-
nı var- ve K1SOS -4 milletvekili ve hükümette 2 ba-
kanı var- takip ediyorlar. Hükümette aynca 4 bağım-
sız bakan görev yapıyor. AKEL'in bakanlıklan, içiş-
leri, sanayi ve turizm, iletişim ve sağlık bakanlıkla-
n. Kısacası, Kıbns'ta hükümet AKELden sonıluyor.
AKEL'in gerek bağımsız bakanlan seçmekte ge-
rekse bürokraside etkin olduğu da biliniyor.
AKEL'DEN DEĞİŞİM'E YORUM
AKEL yetkilileri. Genel Sekreter Dimirri Hrisfo-
fias ve Dış İlişkiler Sorumlusu Andros Kipriyanu
ile Kıbns sorununun yanı sıra işte bu değişimi de
konuştuk. Kipriyanu AKELin içinde bulunduklan
koşullan veri olarak ele alan, ama diyalektik olarak
aynntılanna kadar tahlil eden bir parti olduğunu
söylemekle başladı değişimi anlarmaya. 9O'lı yılla-
ra kadar AB'ye şiddetle karşı olduklannı, o zaman-
lar Sovyetler Birliği'nde güçlü bir sosyalist sistem
ve diğer taraftan da çok güçlü bir bağlantısızlar ha-
reketinin var olduğunu belirtti ve "Bu durum, W-
zim Kıbns'ı yenkkn birleştirme mücadelesine de
önemli bir destek ohışturuyordu" dedi.
Sonrasını ise şöyle tanımladı:
"Sovyetier Birliği dağıldu bağlantısızlar hareketi
yok oldu. Avrupa Birliği'nin karakteri değişmedi
kuşkusuz. Biz bu geBşmelerin içinde Kıbns halkının
çıkarlaruıın nerede olduğunu araştırdık. Bu neden-
le partinin 18. kurultayında. 1995'te Kıbns'ın AB'ye
kaalmasının üç gerekçesini karar alöna aldık. Bun-
lardan birinctsi, AB'ye kaühmın Kıbns'ın birieşme-
sine katkısının olacagıdır. AB sorunu henüz çözme-
di, ama yardımcı da oldu. İkinci konu, AB'ye tüm
Kıbns'ın kaalmasrvdı. Üçüncü konu ise işçilerin hak-
lannın daha da arttınlmasına AB'nin yardımcı ola-
cağına ve yaygınlaşacağına dairdir. Kıbns'ta çok
güçlü bir sendikal hareketimiz var, bu hareketi mer-
kez soDa işbirligi yaparak daha da güçlendiriyonız.
Biz AB'nin karakterinin değiştiği mantığı ile AB'ye
kanlmıyonız. Biz AB içinde her türtü haksızhkla
mücadele edeceğiz."
SENDIKAL HAREKETLER
Kıbns'ta güçlü bir sendikal hareket olduğu göz-
le görülüyor. Bunu merkez soldaki parti EDEK yet-
kilileri ile görüşürken de saptamıştık. Gençlik ha-
reketinin, sendikal hareketin ve kadın hareketinin
Kıbns'ta özel bir etkinliği var. Üstelik bu hareket-
SlNIR
KAPILARINDA
UZUN
KUYRUKLAR
Kuzey ve Güney
arasında geçişlerin
serbest bıraküması
üzerine geçen yıl sınır
kapılannda uzun
kuyruklar oluşmuştu.
Rum hükümetinin ve
siyasi parti tiderlerinin,
"Işgal bölgesine
gitmeyin. Denktaş'm
sahte devletini
tanımayın" çağnsına
aldırmayan Rumlann,
Kuzey'e akın etmeleri
karşısında KKTC
polisi zor anlar
yaşanuşo. Lefkoşa'daki
Ledra Palace Türk
barikaü önünde
başlayan araç kuyruğu
Rum kesiminde
kilomerrelerce
uzamıştL
'NATO'nun dağılması gerekir'
A
KEL, ABD'nin Irak'ı işga-
lıne şiddetle karşı çıkmış.
Bu aynı zamanda hükü-
metin de politikası olmuş.
Hâlâ da karşı çıkmaya de-
vam ettiklerini, bu politi-
kalannı sürdüreceklerini de ısrar-
la \nrguladilar. Önümüzdeki dö-
nemde bölgede altı ülkenin (fsra-
il, Ürdün, Mısır, Tunus, Fas, Ceza-
yir) daha NATO'ya katümasının
sağlanmasına daır ABD planından
söz ederken de böyle bir haritada
Kıbns'ın ortada kaldığını ve ona da
NATO üyeliği teklifinin getirilme-
sınin pek yabana atılmayacak bir
tahmin olduğunu söylediğim za-
man ise Kipriyanu güldü: "Butek-
AKEL Genel Sekreteri Dimirri Hristofias.
lif yıüardan beri var. Klerides zamanında gelen bu teklifi AKEL
engelledi. Şiddetle karşı çıkük ve bunun üzerine de Klerides geri
adım atmakzorunda kakk İnanıyorum ki bu türden basküar önü-
müzdeki dönemde de gelecek. Reddetmeye devam edeceğiz. Bi-
zim için NATO'ya karşı çıkmak çok önemlidir. Arnk NATO'nun
varhk nedeni kalmadı. Bu nedenle de NATO'nun dağılması gere-
kir.'' NATO'nun kendısıne yeni düşman olarak terörü seçtiğini,
varlık nedenini terörle mücadele olarak açıklamaya çalıştığı yo-
lundaki yorumlan da AKEL red-
dediyor. Şöyle diyorlar:
"terörü yaratan nedenler baş-
kadır. Terörü güçlendiren,
ABD'nin şiddet potttikasıdır. Bir-
leşmiş MiDetler'in devre dışı bıra-
kılmasu ülkeler arasındaki eşit-
sirfik. kaos, yoksulluk. fanatizm.
Terörün kaynağı buradadır."
AKEL, ABD'nın Büyük Orta-
doğu Planı'nı tehlikeli buluyor.
Aynı zamanda Avrupa Birliği 'nin
bir ordu kurmasına. acil müdaha-
le birliği oluşturmasına da karşı
çıkıyor. Banş için mücadele eden-
lenn sılahlanmasını mantıksız
bulduklannı söylüyor. Buradan da
iyimser bir yorumla AKEL'in be-
lirli bir çizgiyi korumaya çalıştığı sonucunu çıkarabiliyoruz.
Ama AB'nin kendisine çizdiği rotanın, terörle mücadele ör-
tüsü alhnda bir paylaşımda geri kalmamak, ABD ile paylaşım
mücadelesini gerekli görülen yerlere daha hızlı müdahale ede-
rek sürdürme niyetini, bu niyetin AB üyesi bir Kıbns'ta AKEL'i
de zorlayacağını artık tartışma konusu yapmıyoruz. AKEL yet-
kilileri ile söyleşimizi AKEL merkezinde duvarda hâlâ asılı du-
ran Lenin resmi önünde poz vererek sona erdiriyoruz.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Gönül ve Akıl
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün konuşması,
zor koşullarda çıkış ve çözüm arayan aklın dengeleyi-
ci özelliğinin yansımasıydı.
Kıbns, TSK için karar vermesi en zor alanlardan biri-
dir. Çünkü orada, manevi açıdan da çok yüklü, zor bir
görevı üstlenmişti.
Kıbns, son 50 yılın Türkıye dış politikasının ana yönü-
nü ve hacmini oluşturmuştu.
Bugün ise uluslararası koşullann Tükiye'nın çıkarla-
nyla kesiştiği tarihsel bir noktada, bir çözüm olasılığı gün-
deme geldi veya "dayatıldı".
"Çözüm zamanı" tamamen göreceli bir kavramdır.
Belkı de yann hiç değildır, belkı de tam uygun zaman
bugündüıi
Kıbns için ortaya çıkan çözüme, "AKP'nin çözümû
veya problemi" diye bakmıyorum. Iktidarda ister AKP,
ister CHP veya başka bir partı olsun, bu, Türkiye'nin so-
runudur.
Kıbns'ta çözüm ısteyenler ile çözüm istemeyenlerin
programlan ve bakışlan tabii kı farklı olacaktır.
•••
Kıbns'ta "Ulusal dava"nın tarrfi çok belırgin değildir.
Davanın ana nıteliği, "asla çözüm istemezliğe ve uygun
bir dönemde ilhak"a mı dayanıyor? "Ulusal politika",
daha onlarca yıl sürecek bütün baskılan, ambargolan,
siyasi ve toplumsal çıkmazları ve tıkanmalan göze al-
mak ve göğüslemek midir?
Yoksa, zamanı geldiğinde, mümkün olduğunca Tür-
kiye ve Kıbns Türklennin çıkarlannı koruyan bir çözüm
politikası mı "Ulusal dava"7
Doğoıluğu, yaran, aklı yönü ve gerçekleştirilebiliriiği
derinden tartışmalı bırincı görüş, hertüriü anlaşmaya ka-
çınılmaz olarak "Kıbns satıldı" gözüyle bakacaktır. Ik-
tidarda AKP'nin olması, doğal olarak, bu bakışın arka-
sındakileri kalabalıklaştırmıştır. Bugün iktidardaCHPol-
saydı, o da benzer çözümü önümüze koyabilırdı..
"Kıbns satılıyor" görüşünün ardında, ıç politik hesap
ve tutumlann da bulunduğunu göz ardı edemeyiz.
Siyasi planlan olanlarve "/W/darmücade/es/"yapan-
lar açısından, belki de bunu "doğal" karşılamalıyız.
Ama bugünkü çözüm sadece AKP'ye de ait değil; çö-
züme "dev/ef'in de desteğı olduğu bellıdir. özkök'ün
konuşmasında bu vardır. Mümkün olduğunca ıki kesim-
liliğin ve siyasi vartığın kabulü, son planı kabullenilebi-
lir, kılmaktadır.
Eğer 5. plan ortaya çıkmasaydı, AKP ne olursa olsun
çözümü savunsa ve Isviçre'de kendisine venldiğiyle ye-
tinseydı, bugünkü siyasi tablo çok değişik olurdu.
Sadece AKP'yı zora sokmak adına plana hayır de-
menin, ülkeye daha büyük tahnbat yapacağmı görmek
gerek.
AKP geçici, ülke ve uzun vadelı çıkartan ise kalıcıdır.
Kıbns'ta referandum öncesı bugünkü koşul, Rumlar
karşısında ele geçınlen en büyük ve güçlû fırsatlar-
dan bındir. Bu fırsat belkı de onlarca yıl gündeme gel-
meyebilir.
Bu fırsatı kullanmanın önkoşulu, Türk tarafının refe-
randuma evet demesidir.
Bu "evet", Rumlann "hayır" dediği koşulda, belki de
Kıbns'ta en miliyetçi politikalann gerçekleştirilmesi ola-
sılığına bile yol açabilir.
Rumlann referandumu erteleme manevrası ve du-
rumdan duyduklan büyük rahatsızlık, tamamen bu ta-
rihi fırsatı kullanmamızı engellemeye yöneliktir.
Türk tarafından gelecek "hayır"\n yol açacağı gele-
ceğin, büyük belirsızliklerle ve büyük bedellerte dolu ol-
duğunu anlamak için, olaya dar politik ve kışısel çıkar-
lar açısından değil de akıl ve ülke çıkan açısından ba-
kabilmek gerekir.
•••
Bu akıl ve bakış, Genelkurmay Başkanı'nın konuşma-
sında vardı.
Kıbns'a bakışı çok nesnel ve tarihseldi. Olumlu ve olum-
suz yönleri sıraladı.
Bu, tamamen Rumlar için de geçerlidir. Çok doğal,
çünkü plan, ıkı tarafın azami isteklerinin yukanlardaçar-
pışarak kınlması ve orta bir noktada buluşmasıydı.
özkök'ün konuşmasında en belirieyicı cümle şuydu:
"Aslında tabiiinsanlarbazen kalpleriyle, bazen deakıl
lanyla konuşuyorlar. Hiçbirmeselede böyle gönlûmüz-
le aklımızın çeliştiği birdurum olmadı. Bu bakımdan ev-
vela meselenin ne olduğunu gayet iyi tayin etmeliyiz.
Verildi, alındı gibi kelımeler aslında daha ziyade diplo-
matik ve uluslararası hukuksal kelımelerdeğildir. Biz ak-
lımızın ve gönlümüzün çelişkisi içinde, her zaman ak-
lımızın rehberliğinde gitmeliyiz."
Plan üzerinde devlet ıçınde vanlan asgari uzlaşma-
dan sonra, özkök'ün, planın kabulü ve reddini Kıbnslı-
lara bırakması ve baskı yapılmamasını istemesi, olayın
özünü ortaya koyuyor.
Denktaş, KKTC'nın bunca yıllık var oluş başansızlı-
ğında baş sorumlu, ama 5. plandaki kazanımlarda da
yine baş sorumlu olarak tarihsel kimliğini ve görevi-
ni noktalamaya hazırlanıyor.
Meclıs'tekı konuşması, kendlsınin de söylediği gibı,
bu nitelığı taşıyacaktır.
Konuşmasında bunu nasıl gerçekleştireceğini de ken-
disi belirieyecektir...
obursali(5 cumhuriyet.com.tr.
lerin Kuzey'deki sendika, kadın ve gençlik hareket-
leri ile de yakın ilişki içinde olduklan anlaşılıyor.
Gençler bu durumu, "Yan yana gelebildik,ama he-
nüz iç içe geçemedik" diyerek özetliyorlar. EDEK
ve AKEL yandaşı sendikacılann, AB Anayasası'na
getirdıklen en büyük eleştin ise anayasada işçi hak-
lanna herhangi bir şekılde değinilmemiş, sosyal
haklann genel ifadelerle geçıştirilmiş olması.
' K A R M A EKONOMİDEN YANAYIZ'
AKEL yetkilileri AB Anayasa Taslağı ile ilgili so-
rulanmı da aynı çerçeve içinde yanıtladılar. "AB Ana-
yasası'nın. biriiğin ekonomik sistenıi olarak serbest
piyasa ekonomisini beürlediğiveptanh ekonomhe her
rürlü kapm kapatüğu bunu nasıl karşıladıklan" yö-
nündeki soruma da bu madde ile ilgili olarak gö-
rüşmeler sırasında düşüncelerini açıkladıklannı söy-
leyerek cevap verdiler.
"Ne yazık ki orada küçük bir etkimiz var" dedi-
ler. Kıbns'ta bu konu ile ilgili olarak yaptıklan top-
lantıda ise çok şiddetli eleştiriler getirdiklenni söy-
ledıler. "\ma"dediler. "birkonuyaaçıkhkgetirmek
gerekhor. Biz parti olarak karma ekonomiden ya-
nayız. Özel sektörün ve kamu sektörünün biıükte var
olduğu planlı bir ekonomiden yanayız. Biz AB Ana-
jasası'nın. ülkelerin iç düzenlerini hiçbir şekilde et-
küememesini $avunu\oruz. Bizpazarekonomisiniken-
di yorumumuzla benimshoruz."
B İ T T İ
Halil'in öyküsü ve ild banşçı
^r "m" alil 'in hikâyesini Elli Peonidu anlattu Elli Peonidu
m M ve Panikos PeonidusLimasol'dayaşıyorlar.
^^^J Türkiye 'nin banşçılan onlan iyi tanır. Onlar da
m 1 yâzım Hikmet 'i, Aziz Nesin 7 çok yakından
m m tanıyorlar. Elli, birşair. Çocuk kitaplan dayazıyor.
^ - ^ ^ Limasol'da bir resim
galerisine benzeyen evlerinde
konuştuk bu iki banşseverle. Elli
kısaca Halil'in hikâyesini anlattı
bize. Birgün sımrda, Rum
tarafında devriye gezen asker, karşı
taraftan ttalyan partizanlanmn
ünlü marşı Bandiera Rosa 'yı ıslıkla
çalan bir Türk askerini dinliyor.
Tellerin yanına geliyor ve
tanışıyorlar. Daha sonra da sık sık
buluşup konuşuyorlar. Islıkla
Bandiera Rosa çalanın adı
Halil'dir. Konuşurlarken Halil'in
de şiirler yazdığı ve Elli 'yi de bildiği
ortaya çıkıyor. Şiirlerinden birini
Elli'ye ulaştırması için yeni Rum arkadaşına veriyor. Aradan
yıllar geçiyor ve bir gün Rum tarafındaki arkadaşını aramaya
geliyor HaliL Ne var ki Rum arkadaşı bu arada
sakatlanmıştır, tekerlekli sandalyededir ve Yunanistan 'a geri
dönmüştür. Halil onu bir daha görmüyor, ama daha sonra
EDi Peonidu ve Panikos Peonidus.
Elli ilegörüşmeyi de başanyor. Elli, Halil'in hikâyesini
yazıyor veyayımlıyor. Hikâyenin adı "Bandiera Rosa". Aleko
ile bir nüshasını alıyoruz. Aleko çevirecek ve ben de tüm
hikâyeyiokuyacağım. Peki, bu hikâyenin Kıbns'la, Kıbns'ta
şimdi olup bitenlerle bir ilgisi var mı? Var. Bizi birbirimize
düşürenler ötekilerdir. Hikâye
bunu anlatıyor. Onlar, yani bizi
sürekli olarak programlannm,
planlannın, stratejilerinin
malzemesi yapanlar ötekilerdir.
Bandiera Rosa ise halkları
birbirine düşürmüyor,
birleştiriyordu. Tarihe bakın,
halklann, uluslann nerede
birlikte, nerede ayrı olduklannı,
nasıl birlik olduklannı ve nasıl
aynldıklarını görürsünüz. Bu
nedenle bu hikâyenin Kıbns'la,
Kıbns'ta olup bitenlerle yakından
ilgisi var. Referandumda sonuç ne
olursa olsun, ben akbabalann
beklediklerini, adanın üstünde daireler çizdiklerini
görebiliyorum. ABD'nin, karanlıkplanlarını uygulamakiçin,
bu güzel adayı planlannın odak noktası haline getirebilmek
için elinden geleni yapacağı daha bugünden bellL Bandiera
Rosa ise şimdilik güçten düşmüş gibi görünüyor. ^