Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Z İ U A R T 20O4 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞHABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 11
MD izliyor
Iowell
cevreye
gLrmeye
bazır
W5HESGTON (AA) -
AJ> Dışişleri Bakanlığı,
Baıaı Colin Poweü"in,
KjiLs'ta "gerekli ve
uyı n olduğu şekilde
şalen devreye ginneye
har- olduğunu" bildirdi.
AJ> Dışişleri Bakanlığı
söaösü Richard
Bocher, düzenlediği
baa_ toplantısında,
Wa»ington'un Isviçre'de
sür» Kıbns
göı^melerine ne şekilde
dah olduğunun
sorJması uzerine, "ABD,
kon ya çok aktif şekilde
dakl. Dışişleri
Baanlığı'nın Kıbns
öze koordinatörü
Thonas Weston ve
Letoşa büyükelçimiz
Minael Klosson orada"
dec Sözcü Boucher,
"BJtan Powell konuyu
izlei. Başkan gibi
ked isinin de belirttiği
şekde Powell, uygun ve
gerkJi olduğu şekilde
şahen devrede olmaya
ha2r. Göriişmeler şimdi
tsvıı-e'ye taşındı.
O n l a çok çalışıhyor.
Neeye doğru
ileremdiğini göreceğiz.
Dunmu çok yakından
izli»ruz" diye konuştu.
Feltıce'de 9,
Tık-rrte 7 Iraklı
otaıpuldu
• lELLUCE(AA)-
Iral an Felluce
kasfaasında Amerikan
askTİeriyle Iraklı
direıişçiler arasında
çıkin çatışmada, 8 sivilin
öldıgü. 25'inin
yanl andığı bildirildi.
Öleılerin 3'ünün çocuk
oldığu. yaralılar arasında
kadn ve yaşlılar
bulınduğu belirtildi. Öte
yanian, Tikrit yakınında
dûcnlenen bir
opeasyonda 7 Iraklının
öldığü bildirildi.
AB} ordu sözcüsü,
ope-asyonda 4'ü Irak
Sni Savunma Kolordusu
üye;i 7 kişinin öldüğünü,
21 lişinin yakalandığını
scycdi.
«D'nin PKK
tihrimiyok
• VASHINGTON
(AA) - ABD Savunma
Batanı Donald Rumsfeld,
Penragon'da yaptığı basın
tcpkntısında bir
gız;iecinin "Irak"ın
lcıeyınde PKK'ye karşı
ne zaman harekete
geçlecek" sorusuna
lanılık olarak "Bunu
^ınıtlayamam,
ymtlayabilecek olsam da
^ınıtlamazdım. Bu, size
bıra<da verebileceğim bir
bJgi değil" dedi.
Fmnsfeld gazetecinin
Onelkurmay tkinci
Eaşkanı Orgeneral îlker
lişbuğ un geçen haftaki
\ashington ziyaretini
amnsatarak "Yüksek
«iizeyde askeri temaslar
ddıu. Tûrkiye'den ne
bdiyoruz" sorusuna ise
"Suaıu yanıtlayamam.
yinranya. Japonya veya
l?re"ye ilişkin
s>rsaydınız da ayıu şeyi
sylcrdm"
^mıtuuverdi.
Onton'dan
lerpy'ye destek
1 m&HNGTON (AA)
-\BD"ıin Demokrat
fetili eski başkanlan
lıil Cliıton ve Jimmy
(arter i e eski başkan
^rdıması Al Gore,
^ishıruton'daki yemekli
tplantıia, Demokratlann
iKasıır seçimindeki
hşkan ıdayı Senatör
.>in K.ary'ye büyük
csbek ^erirken
•mnhuıyetçi Başkan
«c»rge3ush'u da sert
d e eleştirdiler. Clinton,
".frny'nn savaş gazisi
(inak şeçmişini överken
m«iisınn ve Bush'un
"K«nan'dan kaçtığını
jyiedi
Dün Papadopulos hasta, Karamanlis de yorgun olduğunu ileri sürerek masaya gelmedi
4'lü görüşmeyineiptalDış Haberler Servisi - Bürgenstock'ta
yapılması öngörülen ve Rumlann ya-
naşmaması nedeniyle ancak "orta yol"
bulunarak yapılması planlanan "yemek
masası" görüşmeleri dün akşam yine
Rumlann hastahk ve yorgunluk maze-
retleriyle yapılamadı.
Görüşme yemeğinin, Kıbns Rum Ke-
simi lideri Tasos Papadopulos'un has-
ta olması ve Yunanistan Dışişleri Baka-
nı Petros Molivyatis'in Brûksel'den geç
dönüşü ve yorgun olması nedenleriyle ip-
tal olduğu BM tarafından Türk heyeri-
ne bildirildi.
tsviçre'den sızan haberlere göre Yuna-
nistan Dışişleri Bakanı Petros Molivya-
tis'in, Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah Gül'ü arayarak, ak-
şamki yemeğin ikisinin de çok yorgun
olması nedeniyle iptal edildiğini söyle-
diği öğrenildi.
Diplomatik kaynaklardan edınılen bil-
giye göre Molivyatis, Brûksel'den dö-
nüşünden sonra Gül'ü telefonla araya-
rak iptal edilenyemeğe değindi. Mo-
livyatis'in, ikisinin de Brüksel'de çok
yoğun bir gün geçirdiklerini hatırlattı-
ğı ve yemeğin iptal olmasını yanlış de-
ğerlendirmemelerini istediği belirtildi.
Diplomatik kaynaklara göre Molivya-
tis, Gül'e bu akşam yemek yiyebılecek-
lennı de söyledi.
Diplomatik kaynaklardan edınilen bil-
giye göre Kıbns Rum kesimi lideri Pa-
padopulos da, Dışişleri Bakanı ve Baş-
BM Özel Temsikisi De Soto taraflara 4. Annan planını sunacak. (Fotoğrat: AA)
bakan Yardımcısı Gül'ü telefonla ara-
yarak, üzüntülerini bildirdi. Bu görüşme-
de, taraflann bugün öğle yemeğınde bi-
raraya gelmesi kararlaştınldı.
Öte yandan, tsviçre'nin Burgenstock
kasabasında yapılan görüşmelerde, he-
nüz al-ver sürecine başlanamadığı öğ-
renildi. Türk heyetine yakın kaynaklar-
dan edinilen bilgiye göre, Rum tarafi
henüz "olmazsa olmazlannr içeren,
müzakere edilebilecek nitelikte derli
toplu bir metin sunmadı. Rum tarafinın
Türk heyetinin ısran üzerine dün gece
44 sayfalık bir metin sunduğunu belir-
ten kaynaklar, bu metnin Rumlann da-
ha önce sunduğu yaklaşık 200 sayfalık
metnin bir özetinden ibaret olduğunu
kaydettiler. Türk tarafinın kendi "Olmaz-
saolmazlannı'" ikı-ıkibuçuk sa\falık ön-
celiklerine göre sıralanmış bir biçimde
sunmuş olduğuna dikkati çeken aynı
kaynaklar, 44 sayfalık ve hiçbir öncelik
sıralaması taşımayan Rum metni üze-
rinden "Al-ver" sürecine başlanamaya-
cağına dikkati çektiler. Türk tarafinın
bu alandakı sıkıntısını net bir biçimde
BM'ye aktardığını belirten kaynaklar,
müzakerelerde şu an için gelinen nok-
tayı "Ük gün neredeysek şimdi de ora-
dayız" şeklinde tanımladılar.
Annan plan sunacak
Birleşmiş Mılletler (BM) Genel Sek-
reteri Kofi Annan'm. kamuoyunda Dör-
düncü Annan Planı olarak bilinen Kıb-
ns'ta çözüme ilişkin hazırladığı son tas-
lağı, bugün Kıbns görüşmelerinin yapıl-
dığı Isviçre'nin Burgenstock kasabasın-
da taraflara sunacağı belirtiliyor. Was-
hington'daki diplomatik kaynaklara gö-
re, Annan bugün Bürgenstock'ta önce
BM Özel Temsikisi Alvaro de Soto ile
durum değerlendirmesı yapıp ardından
planı, Türk, Yunan ve Kıbns Türk ve
Rum taraflanna sunacak.KKTC heyeti-
ne başkanlık eden Başbakan Mehmet
AB Taîat ıse, planın bugün sunulacağı ko-
nusunda kendilennin bilgısi olmadığını
söyleyerek "Bu haberier neredençıkı\x)r
anlamadım. Sürekli spekülasyon yapıb-
yor. Bizde bö\1e bir bilgi yok ve bu yön-
de beklentimiz de yok" dedı.
Bu arada, Rum yönetimi sözcüsü Kip-
ros Hrisostomidis, De Soto'nun önceki
gün sunduğu ve Bürgenstock'ta vanla-
cak anlaşmannı taraflarca kabul edilece-
ğine ilişkin imza talep eden belgeyi im-
zalamalannın söz konusu olmadığını
söyledi.
AÇIKÇA
Rum kesimi, Türkiye'nin müdahale hakkının kaldırılmasım talep ediyor
Papadopıdos^un listesi ıızıuı
• Rum lider adadaki
Türk askeri sayısının 3
bine indirilmesini istiyor.
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Kuzey Kıbns Türk
Cumhunyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'tan sonra, Güney Kıbns
Rum Yönetimi (GKRY) Başkanı Tasos
Papadopulos'un da, Annan Planı'na ilişkin
değişiklik talepleri. Birleşmiş Milletler
(BM) yetkililenne iletildi. Rum Ulusal
Konseyi'nin onayladığı yeni belgede,
Türkiye'nin tek yanlı müdahale
hakkının ortadan kaldınlması
talep ediliyor. Yeni belge,
7 ana başlık altında toplanıyor
ve yürütmeden yargıya
kadar tüm değişiklik
taleplerini içeriyor. Rum
hükümetinin büyük ortağı
Komünist AKEL Partisi'nin
yayın organı Haravgi
gazetesuıin habere göre, Rum
önerileri şu başlıklardan oluşuyor.
Yürütme: Başkanlık Konseyi'nin 6 Rum,
3 Türk olmak üzere 9 üyeden oluşması.
(Annan Planı 4 Rum, 2 Türk olmak üzere 6
üye öngörüyor) Başkan'ın 40 ay süreyle
Rum, yardımcısının Türk, sonraki 20 aylık
dönemde Başkan'm Türk, yarduncısuıın da
Rum olması. Eşbaşkanlık döneminin
daraltılması.
Greçiş Dönemi: Rum tarafina iade edilecek
toprağın, referandumdan hemen sonra
BM'nin denetimine verilmesi.
AB'ye uyum: Avrupa normlannın eksiksiz
olarak hayata geçirilmesi.
Güvennk: Anlaşmanm referandum
öncesınde TBMM ve Yunan Meclisi
tarafından onaylanması.
Türk Vatandaşlan: Çözüm sonrası adada
kimlerin kalacağınuı belirlenip diğerlerinin
gönderilmesi.
Anayasalar \v Yasalar: Oluşturucu devlet
anayasalan ve yasalannm. kuruluş
anlaşmasına, Avrupa normlanna ve
uluslararası hukuka uygun olması.
Siyasi Haklar: Kıbns Türk oluşturucu
devletıne dönecek Rum sayısının arttınlması,
siyasi haklann güvence alrına ahnması.
Rum önerilerini yayımlayan Mahi
gazetesine göre, Türkiye'nin tek yanlı
müdahale hakkının ortadan kaldınlmasını
isteyen GKRY, asker sayısının da Annan
Planı'nda öngörüldüğü gibi 6 bin değil, 3
bin olmasını ve etkinliklerinin
suurlandınlmasını talep ediyor.
Türk vatandaşlannın geri
gönderilmesinden yana olan Rum
Yönetimi, sadece Kıbns Cumhunyeti
vatandaşı ile evlenen Türk vatandaşlannın
kalabileceklerini iddia ediyor.
TÎNA ÎLE GÖRÜŞMELER SONUÇSUZ
Yunanistan
garantörlüğe karşı
SERKAN DEMtRTAŞ
ANKARA-Birleşmiş Millet-
ler'in (BM) gözetiminde sürdü-
rülen Kıbns göriişmelerinde bir
sonuç ahnamazken Türkiye ve
Yunanistan da garantörlük hak-
lannm de\amı konusunda uzla-
şamıyorlar. Yunanistan, Avrupa
Birliği'ne (AB) üyelik sayesin-
de yeni Kıbns devletinin güven-
lik gereksiniminin değişeceğini
savunurken Türkiye hem ada-
daki Türk-Yunan dengesinin bo-
zulması hem de Annan Plam'nm
yaratacağı sosyo-ekonomik çar-
pıklıklar nedeniyle
anavatanlann garan-
törlük haklannın sür-
mesini istiyor.
Güvenlik konusun-
da son olarak iki ül-
kenin dışişleri yetkili-
leri Büyükelçi Bakill-
kin ve Büyükelçi Dias
KBs Atina'da buluş-
muşru. tlkin ve Klis,
dörtlü göriişmeler için
bulunduklan Bürgens-
tock'ta da bir araya gel-
diler. tki anavatan, ada-
daki garantörlük sis-
teminin devamı konusunda uzla-
şamadılar. 1959-1960 Londra ve
Zürih anlaşmalanyla yaşama ge-
çirilen garantörlük haklan, ana-
vatanlann adada silahlı birlik bu-
lundurmalarını ve çıkabilecek
ihtilaflara tek taraflı müdahale
hakkını içeriyor. Türkiye, 1974
Banş Harekâtı'nı bu hakka da-
yanarak gerçekleştirmişti.
Yunanistan, çözüm bulunması
durumunda kurulacak yeni Kıb-
ns devletinin 1 Mayıs 2004'ten
itibaren AB'ye üye olacağını,
1960'daki gibi bir garanti siste-
Atina, çözümün
ardından
kurulacak yeni
Kıbns devletinin
AB'ye tam üye
olacağı ve
1960'lardakigibi
bir garantörlük
sistemine gerek
kalmayacağı
görüşünde.
mine gereksinim duyulmayacağı
düşünüyor. Yunanistan, Türki-
ye'nin "müdahale hakkını" da
eünden almak istiyor. Türkiye ise
2 nedenden ötürü garantörlük hak-
lannın devamını istiyor:
1. Böyle bir düzenleme ada-
daki Türk-Yunan dengesini bo-
zacaktır. Adanın AB'ye girme-
siyle yeni bir güvenlik değer-
lendirmesinin yapılabileceği
doğrudur. Ancak Türkiye, Yuna-
nistan'ın tam üye olduğu AB'ye
henüz tam üye değildir ve bu da
Kıbns Türk halkı açısından bir
zafiyet yaratabilir.
2. Annan Planı, ada-
nın yerleşik sosyo-
ekonomik koşullannı
tamamen etkileyebi-
lecek unsurlar içer-
mektedir. Binlerce
Rum'un kuzeye dön-
mesi, yıllardır ayn ya-
şayan Türk ve Rumlar
arasında yeni ihtilafla-
ra neden olabilir. Böy-
le bir durumda güven-
lik için asken güce ge-
reksinim olabilir.
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Onur Öy-
men de hükümetin Türk askeri-
nın adada kalması konusunda ıs-
rarcı olması gerektiğini belirterek
"İki taraf arasındaki sınınn Türk
askeri tarafindan korunmasında
ısrarh mısınız? Londra ve Zürih
anlaşmalanyla sağlanan garan-
törlük haklanndan vazgeçilmesi-
ni olmazsa obnaz sayıyor musu-
nuz? Büfün bunlar çok önemü
konulardır" diye konuştu.
Annan Planı, garantör ülkele-
rin adada bulunduracaklan as-
ker sayılanrun 2 bin 500 ile 7 bin
500 arasında olmasını öngörüyor.
AKP'nin yetki sıkmtısı
Hükümet, Meclis'ten Kıbns konusunda 'yetki
tezkeresi' alarak BM'ye güvence vermeyi planlıyor
ANKARA (Cumhnriyet
Bûrosu) - Kıbns müzakere-
lerinde atılacak adımlann
parti içinde çözülmelere ne-
den olabileceği endişesini
taşıyan AKP liderliği, Bir-
leşmiş Milletler'in talep et-
tiği koşullan nasıl karşılaya-
bileceğini de tarhşıyor. Baş-
bakan Recep Tayyip Erdo-
ğan' m, müzakere sürecinde
rahat hareket edebilmek
amacıyla yerel seçimlerden
hemen sonra Meclis'ten yet-
ki istemeyi değerlendirdiği
kaydediliyor.
BM Genel Sekreteri Ko-
fi Annan, müzakerelerde
uzlaşılamaması durumun-
da, plandaki boşluklan ken-
disi dolduracak. Annan,
New York'ta uzlaşılan tak-
vim doğrultusunda Türki-
ye 'den 9 Nisan'a kadar ni-
hai metni onayladığuıa da-
ir taahhüt istiyor.
MecBs'te onaylanması
mûmkûn görûnmûyor
Annan'ın Kıbns'ta 20 Ni-
san'dayapılacak referandum-
lar öncesinde Türk hüküme-
tinden talep ettiğı bu taah-
hüt anayasa açısından sûcın-
tıya neden oluyor. Anayasa-
ya göre, uluslararası anlaşma-
lann onaylanması Meclis'in
yetkisinde. Ancak henüz so-
nuçlanmamış bir anlaşma-
nın Meclis'te onaylanması
mümkün görünmüyor.
Çeşitli formüller üzerin-
de çalışan hükümetin, ilk
aşamada Mecüs'ten geniş
kapsamh bir yetki ahp "re-
ferandumlarda onayianma-
sı durumunda anlaşmayı
onaylanması için MecBs'e
getirecekleri" yönünde bir
taahhütte bulunabileceği
belirtiliyor.
Czerinde durulan bir baş-
ka seçenek ise bir "Meclis
karan" ahnması. Ancak,
böyle bir kararda Meclis'te-
ki siyasi partı gruplannın
onayı gerekiyor. AKP hü-
kümetinin bu durumda
CHP'yi ikna etmesi gereki-
yor. Dışişleri yetkilileri ise
"Yetki tezkeresi tartışüıyor.
Ancak şu anda önce tsviç-
re'den çıkacak sonucu gör-
mek isthoruy. Çünkü şu aşa-
mada ne olacağını kimse bil-
miyor" görüşünü ilettıler.
ŞUKRU SINA GUREL
Yerel, Ulusal ve
Uluslararası
Yann sandık başında olacağız. Beş yıl süreyle
görev yapacak olan yerel yöneticileri seçmek üze-
re. Yalnız belediye başkanlarını değil, aynı zaman-
da Belediye ve ll Genel Meclislerine üyeleri de be-
lirlemek üzere...
Her yerel seçimin belirleyicilerinden olan genel
doğrular biliniyor. Bir önceki genel seçimlerin ga-
libi olan partiler, hele iktidarda sınanmalan henüz
yeterli bir süreyi bulmamışsa, yerel seçimlerde de
üstün olurlar. Ayrıca seçmen, yerel seçimlerde ulu-
sal çapta bir siyasal tercih ortaya koymadan, asıl
olarak yerelde kendisıne uygun adaylan, siyasal
parti tercihinin önüne çıkararak seçer. Bunlar, ge-
nel geçer olarak bildiklerimız. Ama her seçimin ken-
disıne özgü koşullar ve ortam içinde yapıldığını da
biliyoruz. Bu seçim de dünyanın ve Türkiye'nin
eskiye benzemeyen koşullarının sarmaladığı
bir siyasal olay olacak.
Uluslararası alandan başlayalım: ABD artık dün-
yanın her yerinde kaba gücüyle üstünlük kurmayı ta-
sarladığını gizlemiyor. Uluslararası sermaye, "glo-
balleşme" diye diye dayartığı bir yeni dünya dü-
zenini, artık hak hukuk tanımadan dünyanın her
köşesinde yaşayanlara kabul ettirmeyi amaçlı-
yor. AB, ABD karşısında eksıklıklerıni bilerek, bu üs-
tünlük dayatmasından kendi payını almaya çalışı-
yor. Emperyalızm, yeni biçımiyle, artık insan haklan,
demokrası, liberalizm gibi kılık ve kılıflara bürünme-
ye bıle gerek duymadan, tıpkı 19. yüzyd somürgeci-
liğı gibi, "yeni-kolonyalizm" haline geldiğini saklama-
dan dünyanın üzerine çullanıyor. ABD'dekı "neo-
con "lar (yeni tutucular), eylemleri ve ideolojilenyle dü-
pedüz "yeniko!onyalist"\er...
Uluslararası sermayenin ve uzantılarının, gerekir-
se askeri güç kullanarak dayatmak istediği nedir?
Ulus devletleri ortadan kaldırmak, onların ye-
rine artık yerelliklerden, cemaatlerden oluşan
"insan topluluklan"nm bütün kaynaklanna el ko-
yup, emeği köleleştirmek. "Mazlum uluslar"\n
örgütsüztoplumlan, çoğunluğu henüz ulus bilinci-
ne ulaşmamış kitleleri, "yeni-kolonyalizm"\r\ saldı-
nlan karşısında zayıf ve aciz...
Bugün, Türkiye tam bir kavşak noktasında du-
ruyor. Ya 'neo- kolonyalizm" karşısında dik du-
rarak, dünyadaki ilk başanlı anti-emperyalist mü-
cadeleyi verebilmiş bir ulus olarak, Atatürk'ün
"mazlum uluslar" dediği dünyaya örnek -ve bel-
ki de önder- olacak... Ya da boyun eğecek ve
"kader"\ne razı olacak. Peşinden, bir "büyük çö-
zülüşü" de sürükleyerek...
Bunun için Türkiye, uluslararası sermayenin
planlannda "kilit" ülke. Bunun için Türkiye kili-
dinin çözülmesi, uluslararası sermayenin içer-
deki uzantılan tarafından da bu kadar hararet-
le isteniyor. Kılıt çözülünce, bir yandan "çözülen"
bir ulusun kaynaklanna ucuza el konulup, yetişkin
emeğiyle biriikte uluslararası sermaye için seferber
edilmesi sağlanacak; öte yandan da Türkiye'nin, as-
ken başta olmak üzere bütün güç ve olanaklan
uluslararası sermayenin hegemonyası için seferber
edilebilecek. Türkiye'yi çözmek şart!
Bugün geldiğimiz kavşakta Türkiye'nin çözü-
lüşü için gerekli koşullan hazırlamaya gönüllü
olarak katılanlar, Türkiye'de güç yerinde. Yalnız-
ca buzdolabı, otomobil, pencere ve tencere üretir-
miş gibi görünüp aslında devlete yüksek faızle borç
vererek kâıiannın yüzde 95'inden fazlasını sağla-
dıklannı kendi bilançolannda açıklayan uluslarara-
sı sermaye uzantılarından, seçimlerin galiplenni ön-
ceden belirieyip ilan ederek "toplum mühendisli-
ği" yapanlardan söz etmiyorum... Aynı zamanda bu-
gün iktidarda bulunanlann daTürk halkını nasıl bir
örgütsüzlüğe sürükleyip, bundan kendi dünya gö-
rüşleri doğrultusunda kazanç elde etmeye çalıştık-
lanna da işaret etmek ıstiyorum. Basını yalakalaş-
trmak, olmazsa susturmak; üniversiteleri dışa-
ndan gelen "tedhsat" paketlerini sunan bağım-
lı yeni "medrese "ler haline getirmek; Cumhur-
başkanlığı, Yargı, Silahlı Kuvvetler başta olmak
üzere cumhuriyetin bütün temel kurumlannı
zayıflatmak; kamu malı olan ne varsa haraç
mezat pazara çıkarmak ve bu "iş" kolaylaşsın
diye, ortada ne sendika, ne örgütlü işçi bırak-
madan, dümdüz gitmek...
önümüzdeki günlerde yalnız yerel seçimlerde bu
çabanın "zaferi" değil, başka konularda da "çözü-
lüş"ün adımlan bekleniyor. Kıbns,Türkiye'nin "çö-
zülüşü"nün başlangıcı olacak. Çünkü Türkiye ki-
lidinin anahtan Kıbns. Dışanda boyun eğme, içe-
ride de, Silahlı Kuvvetler ve Cumhurbaşkanlığı
olmak üzere temel kurumlann zayrf ve işlevsiz
hale getirilmeleriyle sonuçlanacak.
Yerelde haklanmıza sahip çıkamazsak, ulusal
olanı da yitirir, uluslararası alanda hakkımızı hiç
koruyamayız. Televizyonsuz, gazetesiz bir Türki-
ye'de seçim yapıyor olsaydık, yerel, ulusal ve ulus-
lararası arasındaki bağlantıyı halkımızın büyük bir
çoğunluğunun daha rahat kurabildiğini görürdük!
Bilmem şimdi yüzde kaç bu bilinçle oy verecek?
Ama Aliağa'daki, Bandırma'daki işçinin PET-
KİM ve TÜPRAŞ'ın satışıyla, Kıbrıs'ın "satışı"
arasındaki bağlantıyı kurabiliyor olması, gele-
cek için umut veriyor. Yakında herkesin bu bağ-
lantılan bileceği zaman gelecektir. O zaman, "iş-
bilirtik" ve "işbirlikçilik" ile halkının çıkarlannı ko-
rumak arasındaki aynm, en az "soytanlık" ve
"yalakalık"\a, diplomasi arasındaki aynm gibi
ortaya çıkacaktır...
ssinagurel@cumhuriyet.com.tr
Cuardian'ın Kıbns yorumu:
Göriişmeler ümitsiz
Dış Haberler Servisi -
îngiltere'de yayımlanan
The Guardıan gazetesin-
deki bir yorumda, Kıb-
ns'ta banş umutlannın
sönük göründüğü öne sü-
rüldü. Makalede, gele-
cek hafta sonu BM şem-
siyesı altında yapılacak
görüşmelerde gerilimin
artacağı belirtilirken,
*Yapılan bütün dipJoma-
tik yabruna karşm bir
flerleme olması unıudu
konusunda derin bir ka-
ramsarfak var" denildı.
Makalede Kıbns'ta banş
konusunun 30 yıldu" ba-
şansızhğm simgesi hah-
ne geldiği de savunulur-
ken Kıbns konusunun 1
Mayıs'ta gerçekleşecek
AB'nin genişlemesi sü-
reci için bir test niteliği
taşıdığı kaydedildi.
Sonucun, Türkiye'nin
AB üyeliği isteğine de
dogrudan etkisi buluna-
cağını öne süren yorum-
da, "Aynca sonuç, dünya-
nın bu son derece güven-
tiktenuzakbiügesiningü-
venüğini de etküeyecek"
görüşü sa\aınuldu. *