20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER AB Komisyonu Türkiye Masası Şefi Jean Christophe Filori Cumhuriyet 'e konuştu: 2 7 KİŞİLÎK EKÎP OLUŞTURULDU bir müzakere talimatı hazırlamak NİLGÜN CERRAHOĞLU RÜKSEL Jean Christophe Filori Türkçe öğrenmeye başlanuş. Yıllannı bizimle geçıreceğine emin. Teybi kapaür kapatmaz müzakere sürecini kastederek "Balan!" dedi: "Bu öyle bir makine ki; bir kez hareket etti mi, durdurmak imkânsı/ hale geür. Onun için 'açıkuçlu' falanbunlanbırakın.Tekyöıüübir yol bu. Sonu üyenğe gkfcr" Bir önceki Prodi Komisyonu'nda Vferheugen'in sözcülüğünü yapan Filori çok iyimser. O kadar iyimser ki iddiaya bile giriyor: "Hiç lanu cimi yok. Gelecek yıl, açık uçhıydu,' demirlenmekti', şuydu, buydu» Bunlann hepsini unutmuş olacağız. Haarlayacağımız tek şey 17 Arahk 2004 tarihinde alımnış olan Türkiye fle' müzakereleri başlatma karan' obcak!" Prodi'den görevi devralan Barroso Komisyonu'nda da esİa şefı gibi, gene Genişlemeden Sorumlu Komiser OIK Rehn'le birlikte çalışan Filori; Rehn kabinesinde Türkiye ve Kıbns Masası'na bakıyor. 3 Ekim'e dek uzanan süreçte yapılması gereken için şimdilik, "Kendünize birkaç. gün düşünme payı bırakalım!" diyor, diyor ama baş döndürücü bir lıstenin satırbaşlannı sıralamaktan da kendini alamıyor. Filori'ye göre vakit geçirmeden odaklanmamız gereken konular şunlar: 1. Müzakere talimatı. 2. Tarama sürecinin karara bağlanması. 3. Yeni bir katıhm ortaklığı. 4. Sivil toplumla kapsamlı bir diyalog stratejisi. „ "Üyeük yükümhılüklerinin tumünü yüklenebflecek konumda degüsc aday ülkenin Avrupa yapdaıma tam olarak en güçlü bağla demirlenmesi sağtenmabdır!"... Işte herkesi düşündüren o esrarengu cümle. "Demirlemek" nedir? Ne demek ohıyor bu? "Demirlemek'' yerine "entegre etmek" falan gibi herhangi bir başka sözcük de kullanılabilırdi. Anlamı Türkiye'nin AB ile mümkün olduğunca yakın kalmasıdır. Fakat en önemli konu bu değil. Brüksel zirvesinde alınan en önemli karar tam üyelik hedefı ile müzakereleri başlatmakur. On yıl sonra geriye dönüp baküğımızda, kenarda köşede kalan bütün bu konulan unutmuş olacağız. Hatta on yıl da değil, gelecek yıl unutmuş olacağız. Sizinle iddiaya girerim ki gelecek yıl hatırlayacağımız tek şey 17 Arahk 2004'te AB'nin Türkiye ile resmen katılım müzakerelerini başlatmak karan almış olması oiacak. Tarıma Polonya modeli EBRUTOKTAR ANKARAAB ile 3 Ekim'de başlayacak müzakerelere hazırlanan Tanm ve Köyişleri Bakanhğı, Polonya'yı model aldı. Bakanlıkta, 27 kişilik AB uzman ve yardımcılanndan oluşan özel bir ekip oluşturulurken Polonya'nın müzakerelennde AB'ye karşı "dişe djş" bir politika yürüten eski Tanm Bakanı Yardımcısı Jerzy Plewa müşavirhğe getirildi. Plewa'nın rehberliğinde hazırlanan Türk tanmına ilişkin yol haritasuıda, kırsal kallanmaya öncelik verileceği, et ve süt gibi gıda işleme kuruluşlannın AB standartlanna göre modernize edileceği, tanm üretiminde kotalann değiştirileceğuıe dikkat çekildi. Tanm Bakanlığı, AB ile çetin müzakerelere hazırlanıyor. 80 bin sayfadan oluşan AB mevzuatının yansmın tanm alanından oluştuğunu dikkate alan Tanm Bakanlığf nda yöneticiler değiştirilirken, çok iyi yabancı dil bilen, hukuk, ziraat, gıda ve veterinerlik uzmanlanndan oluşan 27 kişilik bir beyin takımı da kuruldu. Tanm Bakanlığı Müsteşarlığı'na daha önce Roma ve Washington tanm ataşeliği görevinde bulunan HaşimÖğüt getirilirken Polonya'nın eski Tanm Bakanı Yardımcısı Jerzy Plewa da müşavir olarak atandı. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı, Plevva'mn önenlennı dikkate alarak müzakere sürecinde izlenecek yol haritasını belirleyen, "AB'ye Katıhm Müzakereleri ve Türk Tarafimn Uyumu" başlıklı 14 sayfalık ay^ . nntılı bir rapor hazırladı. Diğer bakanlık• B lann aksine en aynntılı yol haritasuıı ha. I M zırlayan Tanm Bakanlığı, şemalarla des^ ^ \^\ teklediği raporunda, AB 'ye üye olan 10 ^%ff^ ^L ülkenin izlediğı süreçleri anlatü. RaI ^î porda, AB'nin tanm mevzuatınm ta' > ranması çerçevesinde, TBMM gündemindekı yasalarm dısında, "Ortak Piyasa Düzenleri ÇerçewYasası,Öd«meKunıhışununOhışturulmasıYasası, Zeytinyağı Sektöründe Kontrol Ajansı Kurulması Yasaa" hazırlanacağı bildirildi. B Rehn kabinesinde Türkiye ve Kıbns Masası Şefi olan Filori, Cerrahoğlu'na Türkçe öğrenmeye başladığını söyledi. '0 n yıl sonra kenarda, köşede kalan tüm bu konulan unutmuş olacağız. Hatta on yıl değil, gelecek yıl unutmuş olacağız. Sizinle iddiaya girerim ki gelecek yıl hatırlayacağınız tek şey 17 Aralık 2004'te AB'nin Türkiye ile resmen katılım müzakerelerini başlatma karan almış olması oiacak. Tarama sürecinin ne zaman başlayacağına dair yazılı bir kural yok. Bununla ilgili bir karar almamız gerekecek. Yeni bir katılım ortaklığı tanımlamak zorundayız. •T ürkiye'yi Avrupa yapılanna demiriemek' ifadesiyle ne kastedildiğini bilmiyorum ve umurumda da değil. Bunun ne anlama geldiğini bugün için kimse bilmiyor. Bazı üyeler konuyu kamuoylanna takdim etmek adına böyle bir "dile" ihtiyaç duydu. Fakat müzakereleri başlatmak yolunda da net bir karar alındı. Türk hükümetini konunun bu yanına odaklanmaya davet ediyorum. Gerisi hikâye. Tarih, göreceksiniz bunun böyie olduğunu bize gösterecek. AB İle tüm hayvanlar kavda girecek AB ile müzakere sürecinin en zor başlıklanru, tanm ve hayvancıhk oluşturacak. Tanm alanında, AB müzakere süreciyle birlikte arazi varlığına göre destek uygulaması yerini ürüne göre destek uygulamasına bırakacak. AB, üye ve aday ülkelerde tanm desteğinin doğnı bir şekilde kullanıldığım görmek için, yardımlann yüzde 5'inin ciddi bir şekilde kontrolünü istiyor. Taze sebze ve meyvede de AB standartlan benimsenecek. Bu çerçevede bazı tanm ilaçlannın kullanımına son verilmesi gerekiyor. AB, hastalıklı hayvanlann imhasını da istiyor. Uzmanlar, AB ile müzakere sürecinde Türkiye'nBî hayvancıhk alanında ciddi bir kayıt sistemi geliştirmesinin gerektiğini kaydediyorlar. 'Umurumda defllir Umanz öyle ohır. Ancak AB bu aynnülan, zirve bildirisinde kâğıda dökmek konusunda g^retkeşdavrand$ndanbizdedoğaloiarak''Avrupa yapdanna demirtenmenin" ne anlama geldiğini öğrenmek istiyoruz, Yoruma göre bu, Konsey, Komisyon ve Avrupa Pariamentosu'ndan otuşan "kurumlar dışında her şeye demirknmek" demek. Bu "komşuJuk flişkisinnr kod adı değflmi? Türk basınıyla ben hep son derecede açık ve dürüst oldum. Size de dürüst bir yanıt vereceğim: Bümiyorum ve umurumda da değil. Bu tarifın ne anlama geldiğini bugün için kimse bilmiyor. Benim bildiğim tek şey şu: 25'ler tüm ka rarlannı oybirliği ile almak zorunda. Bazı AB üyeleri, Türkiye'yi müstakbel AB üyesi olarak görmekte zorlanıyorlar. Türkiye'nin AB üyeliğinin herkes için doğal bir şey olduğunu düşünmeyin. Bu herkesin kafasında net değil. Kabullenmesi güç de olsa, gerçek bu. Bazı üye ülkeler konuyu kamuoylanna takdim etmek adına böyle bir "dfle" ihtiyaç duydular. Fakat Avrupa toplumlannın bazı kesimlerindeki sert muhalefete rağmen, müzakereleri başlatmak yolunda net bir karar alındı. Bu karar, muhalefete rağmen ahndı. Ben şimdi Türk hükümetini konunun bu yanına odaklanmaya davet ediyorum. Gerisi hikâye. Tarih, göreceksiniz bunun böyle olduğunu bize gösterecek. Bunlar gerekçeler. Cümknin kendisini izah etnüyor. Kaygmuzı anlamahsmız. Başka kaygılar da var, "kahcı önkmkr" mesda. Bunun yumuşabl(hğı söyiendi, ancak HoDanda Başbakanı Balkenende basm toplanüsmda herhangi bir yumuşamanın ounadığuu, o paragrafa yahuz bir "açıklamanın* eklendiğini söyledL. Ama çok faydalı bir açıklama bu. Çünkü çok insanın iddiasının aksine "kaba önkmler'', "kahcı kısıtiamalarT ifade etmiyor. Emek piyasasında altüst oluşlar gibi ciddi problemlerin çıkhğı durumlarda başvurulacak araçlann "daima" el altında bulunacağını ifade ediyor sadece. Her zaman başvurulacak bir aracın bir yerlerde daima bulunduğunu anlatmak için. Problem olursa.. ki umanz olmaz. Derogasyonlar müzakere edilebilir... Ya derogasyonlar? Bugün üye ülkelerde de derogasyonlar var. Eski üyelerde bile var. Bu derogasyonlann kapsamını mümkün olduğunca sınırlı tutmaya çahşacağız. Dikkat etmeniz gereken bir başka husus da şu, "Derogasyonlar düşünülecektir" denmiyor. "Düşünülebüir*' deniyor. Sözcükleri tahlil ederken fazlasıyla titiz ve kat'i olduğumuz için söylüyorum bunu. Bunlar kamuoyunda kaygı yaratryor çünkü Anhyorum. Sizinişinizbu. Gazetecisiniz ve Çözüm olmazsa Kıbns sorun Bir başka kaygı kaynağt da referandumlar. Fransa referandumu örneğin. Bir yandan da "tarihi bir dönüm" noktasından bahseditiyor. Bu kadar çok bihnmeyenli bir "tarihi dönüm noktasT nasıl oluyor? 10 larla yapılan son genişleme de bılinmeyenle doluydu. Söz konusu on ülkeye genişleme karannın ahndığı '97 Arahk'ındaki Lüksemburg zirvesinde kullanılan dili hatırlıyorum. Orada da "sürecin açık oktuğuna" dair çok kuvvetli vurgu yapılmış ve şöyle bir ifade kullanılmıştı: "Müzakerekre başlamak karan, müzakerelerin başanyla sonuçlanacağı anlamma gehnez!" Buna ilaveten "sonucun aday ülkelerin kaühm kriterlerini karşılama kabiB\ eti ve Birtiğin yeni üyeleri hazmetme kapasitesine" de atıfta bulunulmuştu. Bu da gayet kat'i bir dildi. Avrupalılar arasında çok güçlü bağlar kuran devasa bir projeden bahsedilirken "Garanti değil ama umanz hedefe vanr, muradma erer!" deniyor sadece; "Bu ihtirash proje umanz, başanhr!" demek adına... Bu ilk nokta.flcincinokta da şu: Sonunda bir katılım anlaşması yapacaksınız. Bu anlaşma TBMM gibi tüm AB üyelerinin onayuıdan geçecek. Belki siz de bir referandum yapmak isteyeceksiniz, kim bilir? Engebeli bir yol, engelli bir yanş; uzun soluklu bir koşunun başlangıcı bu. Üyeliğinizin, 25 ya da 27 AB ülkesi tarafından sonunda onaylanması gerekiyor. Bazılan bu onayı parlamentolarından geçirecek, bazılan da referandum yapacak. Her halükârda müzakereler süresince gerek AB'de gerekse de Türkiye'de insanlann gönüllerini kazanmak zorundayız. Bu da ayn bir boy ölçüşme, ayn bir bahis. Ve kolay olmayacak. Kalpleri kazanmak zorundayız. Balkenende, Kıbns paragrafinm parafe edflme»nin "resmi tanıma anlamına gehnediğini'', bunun "bir adnn" olduğunu söyledL Yani bu, tanıma yönöne doğru giden bir adım Kuzey Kıbnsta Türklere ne oiacak peki? Azınhk statüsüne mi indirgenecekler? Karşınızda 25'li bir birlik olduğunu unutmayın. Masanın etrafında 25 üye oturacak. Kıbnsh Türklere ne otocak? Hoşlansanız da, hoşlamnasanız da Kıbns üyelerden biri. Üyelerden birini gönnezden gelemezsiniz. Bu, size çok ama çok sorun yaratabilir. Katılım yolundayken bir üyeyi karşınıza abnanız yarannıza olmaz. Kıbns konusunda bir çözüme ulaşılmasını samimi olarak dihyorum. BM çerçevesinde ve Annan Planı temehnde görüşmeler yeniden başlayabibr. Tarama sürecinin tarihi, taıtısmava açık Tarama sürecine ne zaman başbnacağı mesetesL çok muğlak. Hemen başlayabflecek mhiz taramaya? Yoksa 3 Ekim'e dek beklememiz mi gerekecek? Yazıh bir kural yok. Brüksel ve Türkiye "de bunun tartışılması gerek. Adım adım gidelim. 3 Ekim'de tarihi bir adım atıldı. Şimdiye dek buna odaklandık. Bu, gerçekten belirleyici bir gelişmeydi. 17 Arahk'ta ahlan adım atılmasaydı, "tarama" meselesini falan unutmak durumunda kalabilirdiniz. Tabii şimdi bu konulan düşünmek zorundayız. Yeni katıhm ortaklığı üzerinde, Komisyon raporunda çizilen ve sivil tophım diyaloğunu içeren stratejüıin üçüncü ayağını da düşünmek zorundayız. Karşımıza çıkan yeni bahisler, yeni boy ölçüşmeler bunlar. Bırakm, konulan düşünmek için kendimize birkaç gün zaman tanıyalım. bu tahhlleri titizükle yapmak zorundasınız. O halde bu titiz tahlili, sonuna kadar götürmek zorundasınız; "DuşönülebXrn deniyor. Birhipotez bu, bir olasılık sadece. Kesinlik ifade etmiyor. Tam olarak ne anlama geldiklerini bazı başlıklan müzakere etmeye başladığımızda göreceğiz. Bugün için bir hipotezden söz ediliyor. Sizi, o zamana dek beklemeye davet ediyorum. Bu konulan müzakere masasında ele alacağız. Taraflar mutabık kalana dek hiçbir şeyin kesin karara bağlanmadıguıı unutmaym. Bu konu muzakereye tabi öyle mi? Kesinlikle. Bu, müzakerelerde kararlaşunlacak bir konudur. Bir başka kaygı da Hırvatistan'la Turldye'nin "müzakere çerçevesmin" birbirindenaynlnuş ohnasL Uzmanlar asıl "özel statü" tuzağmı burada görüyor. tki adaym müzakere çerçevesinin birbirinden aynhnasmda» Buna kanünıyorum. Üd ülkenin "müzakere çerçevesi'' de aynı başlık alonda ele alınıyor; Hırvatistan için de geçerh olan bir müzakere çerçevesi bu. "Komisyonun önertsi üzerine, Konsey taranndan otuşturulacak her bir çerçeve, aday ülkenin kendine özgü durumuna göre aşağıdaki hususlara hhap edecektir" şeldinde bir ifade var. "Her bir çerçeve" farldı çerçevelere aufta buhmmuyormu? Evet ama farklı müzakere alanlanna da atıfta bulunuyor. Konu başlıklanna göre. Bu da gene aynı şekilde bir olasıhk, bir hipotez. Size bir kez daha müzakereleri bekleyehm derim... Bugünden 3 Ekim'e dek uzanan süreçte bizinelerbekliyor? Her şeyden önce "tarama süred' ile ilgili bir karar ahnamız gerekecek. Yeni bir katıhm ortakhğı tanımlamak zorundayız. Ve de Avrupa ile Türk sivil toplumlan arasında kapsamlı bir diyalog stratejisi atıhmı başlatmak durumundayız. Bir"müzakeretaümaü" haznianmasıgereldyorsamrnn. Kesinlikle. Ne demek bu? Nedir "müzakere taümaü'denenşey? Işte o meşhur müzakere çerçevesi; yani müzakereler için öngörülen kurallar, yöntemler ve tüzükler bütünü... Bunlar zirve sonuçlan doğrultusunda, ancak çok daha aynnhlı biçimde tespit edilecek... Ozerinde de bir mutabakata varmamız gerekiyor. Sonra önümüzdeki 10 15 yıl da bu çerçeve\1e \aşa> acağız. Peki yeni kaühm ortakhğı ile ne kastedhorsunuz? Türkiye ile bir katılım ortaklığı var. Bu tüm adaylar için var olan, yapılan bir şey. Katıhm ortakhğı bir aday ülkenin Birliğe katılması için bir an önce karşılaması gereken öncelikler listesınden oluşur. Komisyonun tavsiye raporunda da belirtilen ve de siyasi kriterler ışığı altında genişletilmesi, yerleştirihnesi, takviye ediknesi gereken siyasi reformlardır bunlar. Siyasi reformlann kapsamlı bir biçimde nasıl genişletileceğine, güçlendirileceğine ve uygulanabileceğine dair düşünceler gehştirmek gerekiyor. MüSTEŞARYARDIMCISIBOZKIR: AB Türkiye'yi sürekli izleyecek AYŞESAYIN ANKARA Dışişleri Bakanhğı Musteşar Yardımcısı Volkan Bozku*, AB Komisyonu'nun özellikle "siyasi kriterlere uyum" konusunda Türkiye'yi sürekli ızleyeceğini bıldırdi. Bu konuda yeni bir mekanizma kurulacağını belirten Bozkır, bunun AB Komisyonu'nun, siyasi kriterlere uyumun sürdüğüne dair her yıl bir rapor yayımlayıp AB Konseyi'ne sunması şeklinde olacağnıı kaydetti. Dışişleri Bakanı Abduüah Gül'ün önceki gün TBMM'deki bazı ihtisas ve uluslararası komisyonlann üyelerine verdiği AB brifinginde söz alan Dışişleri Bakanhğı Musteşar Yardımcısı Volkan Bozkır ve AB Genel Sekreteri Murat Sungar, müzakerelerle ilgili bundan sonra izlenecek takvime ilişkin bilgi verdi. Bozkır, Türkiye'ye müzakere tarihi verilirken Türkiye'nin siyasi kriterleri karşüadığının teyit edildiğine, ancak izlemenin sürekli olacağına işaret etti. Bozkır, komisyonun aynca yeni bir katılım ortakhğı belgesi yayımlayacağını da vurguladı. Bozkır, bundan sonraki takvime ilişkin olarak özetle şu bilgileri verdi: • Öncelikle ilkbahar aylannda komisyon, Türkiye'yle ilgili bir kaü1 lun ortaklığı belgesi yayımlayacaktır. Bu katılun ortaklığı belgesi, üçüncü katıhm ortaklığı belgesini teşkil edecektir. • Siyasi kriterlerle ilgili olarak sürecin devamıyla ilgili bir belge olacaktır. Bundan sonra komisyon, müzakerelerin çerçevesi kâğıdı ortaya çıkaracaktir ve bu müzakerelerin çerçevesi kâğıdı Türkiye'ye mahsus olacaktır. Bu çerçeve kâğıdı, müzakerelerin bundan sonra hangi performans kriterleriyle fasıllann açılacağı, hangi performans kriterleriyle kapanacağı, tarama sürecinin hangi bölümde yer alacağı gibi unsurlan içerecek. Bir defaya mahsus çıkacak ve oybirliğiyle Dışişleri Bakanlığı'nın konseyi tarafından kabul edilerek yürürlüğe girecek nitelikte bir kâğıttır ve bundan sonraki dönem açısından bizim için önemli gösterge teşkil edecektir. • Şayet tarama süreci, resmi açılıştan önce başlarsa ki bu, şu anda mümkündür o zaman, resmi müzakerelerin akabinde fıili müzakerelerin gecikmeksizin başlaması mümkün olabilecektir. &
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle