23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA 15 ZEYNEPORAL • Kültür Servisi Tiyatro Oyunevi bugün saat 18.30'da'Unutmak' adlı oyunu ISM 2. Kat'ta sahneliyor. Mahir Günşiray'ın yönetip rol aldığı oyunda aynca Ayça Damgacı, Hakal Milli, Güven tnce ve Banu Fotocan yer alıyor. 'Unutmak'ta Joal Jouanneau'un 'Eğlencelik', Enzo Cormann'ın 'Şu Koskoca Dünyamda îki Kişiyiz Artık', Eugene Durif 'in 'Jandarmalar', EricEmmanuel Scmitt'in 'Şeytan Okulu' ve Eugene Durif in 'îkna Teknikleri Malzemelerinin Üretiminde Uzmanlaşmış Şirketin Basın Sözcüsünün Monoloğu' adlı oyunlar bir araya getirildi. Tiyatro Oyunevi 'nin sahneye koyduğu 'Unutmak', unutmak ve kötülüğün, ıktidann biçim değışimı temalan üzerine kurulu. (0 212 254 96 96) • Kültür Servisi UNICEF'in katkılanyla Japonya'da düzenlenen 'Uluslararası Çevresel 5. Çocuk Resimleri Yanşması'nda, Başkent Üniversitesi'nin Adana'da kurulu Özel Başkent Okullan öğrencisi Dilara Alp birinci oldu. llköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi Alp'in, 51 ülkeden 12 bin 597 yapıtın katıldığı yanşmada birinci olan resmi, köyde yaşayan bir ailenin mutluluğunu konu ediyor. Alp, birinciliği elde etmesi nedeniyle okulunda düzenlenen törende, çevrenin ve doğal yaşarmn korunmasına inandığını, bu konuda herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini söyledi. • KONYA (AA) Fransız yazar Christian Giudicelli, Konya Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenecek 'tlk Gençlik' adlı oyununun ilkgösterimine katılmak için Konya'ya geldi. Konya Devlet Tiyatrosu Müdürü Tomris Çetinel, bu yıl gösterilen oyunlarda yalnızlık temasının işlendiğini belirterek 'tlk Gençlik'in de bu temaya uygun bir oyun olduğunu söyledi. 10 yıl önce ilk kez Ankara'da tiyatro oyuncusu Meral Üner ile birlikte sahneye çıktıklan 'İlk Gençlik' adlı iki kışilik oyunu, yine aynı oyuncu ve teknik ekiple sahneleyeceklerini vurguladı.Giudicelli de 10 yıl önce Fransa'da sahnelenen 'İlk Gençlik'in ilkgösterimlerinden birini de Türkiye'de yaptığını belirtti. Oyunda, iki yaşlı kadının raslantı sonucu bir araya gelerek erteledikleri gençliklerini yaşamaya çalışmalannın anlatıldığını söyleyen Giudicelli, kadınlann, insanlar çok anlayışla karşılamasalar da gençliklenni yeniden yaşamaya başladığını anlatrı. ESİNTİLER Önümdekı fotoğrafa bakıyorum: Yüzünün aydınlığını daha da belırgin kılan sapsan saçlar, çok güzel oval bir yüz, mükemmel hatlar, boyun alçakgönüllü eğik... Ama gözler... Gözlerde müthiş bir hüzün , sonsuz bir yalnızlık... O hüznün, o yalnızlığın peşine takıhp, bir solukta okudum Deniz Banoğlu'nun 'Bir Yalnız Diva: Suna Korat' adh kitabını. (Doğan Yayınlan'ndan yeni çıktı.) Deniz Banoğlu, ciddi ve titiz bir araştırma yapmış. Sanatçının yakın akrabalanyla, meslek yaşamına girip çıkanlarla, onunla çalışanlarla, yakın uzak dostlan ve öğrencileriyle konuşmuş. Suna Korat üzerine yurtiçinde ve yurtdışında tüm yazılanlan incelemiş. Ama yine de ınsan, "Ah keşke, keşke Suna Korat'ı yitirmeden önce yazüsaydı, yazılabilseydi bu ldtap" demekten kendıni alamıyor. Belki o zaman, okuru saran kimi sorulann yanıtını alabilir miydik? Bilmiyorum. Belki evet, belki hayır... Deniz Banoğlu, Suna Korat'ı arayıp yaşamöyküsünü yazmak istediğini ona söylediğinde yıl 2002 'dir. Ve Suna Korat sevinçle karşılar bu öneriyi. Ama araya yaşam karmaşası ve yoğunluğu girer. Suna Korat'a yeniden telefon edip Ankara'ya gelip çahşmaya hazır olduğunu bildirdiğinde tarih 18 Mart 2003'tür. Bu konuşmanın ertesi günü, 19 Mart 2003, Suna Korat' ın ölüm tarihidir. Bu iki telefon konuşması arasında Suna Korat, kitap için hazırlık notlan tutmuş. Bu notlar, kitabın önemli bir kaynağını oluşturuyor. Suna Korat: Yalnız bir diva dedikodulan... Bir röportajda söylediği sözler insanın içini acıtıyor: "Bütün hayatımı, kariyerimi her şeyimi Türkiye'ye göre ayarladım. Öyle üzüntülü olduğum anlarda bana hiçbir şey verilmedi. Suna var mı? Yaşıyor mu? Yok mu?" Evet çok üzüntüleri ohnuştur: Eşinden boşanması, çok yakınlaruıı annesini, babasını kaybetmesi, sağlık sorunlan... Suna Korat'ın çok duyarlı, çok kınlgan, çok alçakgönüllü, ürkek bir kişiliği olduğunu görüyoruz. Sanki acımasız bir dünyada yaşadığımızı unutuyor. Türkiye'de sanatçıya değer veriknediğini, yok sayıldığını unutuyor. Ya da hangi tür 'sanatçı'lann korunduğunu, kollandığını, pohpohlandığını, alkışlandığını, ödüllendırildiğini bilmezden geliyor. Roller, konserler ona sunulsun istiyor. Sunulmayınca, kınhyor, üzülüyor, danlıyor, içine kapanıyor. (Burada ister istemez, bir başka Diva'yı düşünmeden edemiyorum. Leyla Gencer'in, ataklığı, meydan okuyuşlan, öfkesini ya da üzüntüsünü dışa vurarak, kariyerini tırnaklanyla kazımasmı düşünüyorum. İki apayn, çok farklı kişilik! O bile, 'ülkem beni neden sonra hatırladı' derse, gerisini siz düşünün artık!) Suna Korat'm suskunluğa mahkum edildiği yıllarda, her nasılsa Türkiye ona 'Devlet Sanatçılığı'm venyor. Bundan sonra kimi teklifler gehneye başhyor. Sesinin en parlak olduğu dönemde Suna Korat'm sahnelerden uzak kalması bizim için büyük kayıp, Türkiye için büyük kayıp. 'Neden?' sorusuna Aydın Gün 'ün getirdiği yanıt: "Belki de kendine göre rol bulamadı" oluyor. Deniz Banoğlu, sanatçının repertuvannda yalnızca 13 eser olduğunu kaydetmiş. Başta adı geçenlere sonradan eklenenler ve en sık oynadıkJarı şunlar: 'Saraydan Kız Kaçırma'mn Constanze, 'Romeo Jüliet'ın Juliet, 'Sevil Berberi"nde Rosina ve Anna Bolena rolleri... 1996'da Bilkent Üniversitesi Opera Şan Bölümü Başkanlığı'na getirilir. Eşsız bir öğretmendir. Öğrencileriyle harıkulade dostluklar kurar, adeta bir aile gibi yaşarlar. Titiz, disiplinli, sevecen ve çok çalışkandır. Günde sekiz saat çahşmaktadır. Kendi dışında alınan kararlara kırılmaktadır. Ölümünden iki gün önce, oturduğu Bilkent lojmanında günlüğüne şöyle yazar: "Tanrım beni nasıl dışlıyorlar! Bugün yine ölesiye çalıştım, gece uyuyamadım." Tjnutmak' yeniden Çocuk Resfenleri yanşması sonuçto* Mükemmel bir ses Harika bir ses, mükemmel bir müzikalite, parlak bir teknik, üst düzey performans... Bu tiç niteleme sahnelerde olduğu sürece Suna Korat'ı hiç terk etmedı. Sahnelerde olduğu sürece... Bu niteliklere sahıp, çok ender yetişen bir ses, bir sanatçı neden daha çok sahnelerde olmadı ki neden ona bu imkân tanınmadıki? Sorulan erteleyip gerilere dönüyorum. Müzik dolu bır aile. Müzik tutkusu... Ankara Devlet Konservatuvan'nda Ulvi CemaJ Erkin'in piyano öğrencisi... Parmaklarda başlayan romatizma... Aşk, evlilik. Tiyatro sanatçısı eşi Asuman Korat'la tstanbula gelış. Muhsin Ertuğrul ve Saadet Atlan tkesus'un ondaki cevheri, sesi keşfetmeleri, desteklemeleri... Ankara Devlet Operası'nın açtığı sınava girip, kazanması... 6 ay sonra başrolde 'Lucia' rolünde sahnededır. Yıl 1954. Eserin Türkiye'dekı bu ilk oynanışında, bu çok zor rolde kazanılan başan, Suna Korat'ın ilk büyük zaferidir. Bu rolü yurtiçinde ve yurtdışında çok kez oynayacaktır. 1971'de, onun yorumunu Sevgili Faruk Güvenç şöyle değerlendırecektir: "Karşımızda şarkıcı gibi değil, bir büyücü, bir ilahe gibi dolaşıyor. (...) Akıl almaz bir gelişme... Akü, zevk, kültür, ustalık ender sanatçıda böyle bir scnteze ulaşır!" îki yıl sonra 'La Traviata'da Vioietta rolüyle kanatlanacak, derken 'Sihirli Flüt'ün Gece Kraüçesi'yle, zaferini perçinleyecekti. 195970 yıllan arasında yurtdışında, Almanya, Fransa, Çekoslavakya, Ingiltere, Ital Fransız yazarın oyunu Konya'da • Harika bir ses, mükemmel bir müzikalite, parlak bir teknik, üst düzey performans... Bunlara sahip Suna Korat, çok duyarlı, çok kınlgan, çok alçakgönüllü olması, ürkek kişiliği, opera dünyasındaki çekişmeler ve ülkemizdeki çarpık değer anlayışı yüzünden uzun yıllar suskunluğa mahkum edildi. Bundan kaybeden elbet Türkiye oldu. ya, Finlandiya, Bulgaristan, Kanada, Ispanya, Macaristan sayısız ülkelerde sahneye çıkacak, yukandaki eserlere 'Rigoletto'nun Gilda rolünü ekleyecek ve hepsinde de müthiş olumlu, birbirinden güzel eleştiriler alacaktı. Ancak yurtdışı konser ya da temsıllerde hep bir yalnızlık korkusu ve endişesi taşıdığını görüyoruz. Hep Türkiye'ye dönmeye can atıyor. Türkiye'den gelen tekliflerde hemen her şeyi bırakıp dönüyor. Yurtdışı konserlerinde dikkat çekici bir özellik ise mutlak bir Türk bestecinin eserini de programa aldırmak için gösterdiği çaba... rer. Ancak Istanbul'a gelmek de onu tatmin etmez. Bir opera sanatçısı ancak sahnede parlar, rollerle, alkışlarla varlığını sürdürür. .197582 yıllannı 'Suskunluk dönemi' diye vurguluyor Deniz Banoğlu. 71'den sonra Ankara Devlet Operası'nın tam 12 yıl boyunca onu bir kez bile çağırmamış, bir rol teklif etmemiş olmasına dikkati çekiyor. Hazln bir son Deniz Banoğlu'na, önemli bir görevi yerine getirdiği için teşekkür ederken, kitaptan almacak pek çok ders olduğunu vurgulamak istiyorum. Belki ülke olarak, toplum olarak, eşsiz sanatçılanmıza değer vermeyi öğrenmeye başlayabüiriz artık. Onlar hayattayken. www.zeyneporal.com Faks:0 212 257 16 50 Bugün • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde 11.00'de tDSO'dan 'Ydbaşı Konseri'. Şef: Aleıander Sctawink. Solistler: Rafaelle Trevisani (flüt), Bülent Evcil (Flüt), Daniel MüUer Schott(Viyolonsel). (0 212 251 56 00) • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda 19.30'da Don Kazaklar Korosu konseri. (0 212 232 98 30) • OSMANLI BANKASI MÜZESİ'nde 14.30 ve 18./ 30'da Korkusuz Kadın' adh fihnin gösterimi. (0 212 334 22 70) Pekl neden? Bu sorunun tek yanıtı yok. Hele hele kesin yanıtı hiç yok! Ah evet, dünyanın her yerinde olduğu gibi sanatçılar yöneticiler arasmda kıskançlıklar, acımasız bir rekabet, ilişkilere bağlı rol kapmalar, gerçekdışı 'sesi kalmadı' Kınlflanlık Suna Korat 1971 'de Ankara Devlet Operası'ndan aynhp Istanbul Devlet Operası'na gi KUITUR • SANAT (0212) 293 «9 7» Sınema TEK Kaıpıi7 Rakığııiid öörnik Yaprnak KADIKOY Tlf: 0216.34i 01 41 Şaricılarnnız Irafc için. Kazım KOYUNCU • Hilmi YARAYICI Bilgesu ERENUS * Ali ERENUS Grup Patika • Nurettin GÜLEÇ MİUIS CUMOKTAN ÇAĞR1 " N e denli zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızlıktan yoksıın bir mıllet medenı insanlık karşısında uşak dunımunda kalmaktan kendisini kurtaramaz." Mustafa Kemal ATATÜRK. Bu ülkenın aydınlıktan yana olan ınsanlan, gelin Yard. Doç. Dr. Türkân B A Ş Y İ Ğ İ T ' i n eşlik edeceği kahvaltıda birlikte olalım. Sen gelmezsen bir eksiğiz! YerEgeRestaurantMilas Tanh 26 Arahk 2004 Saat 10.00 tletışm: Dr. Ümıt ÖZBEK 0 532 382 58 50 / 0 252 513 0150 / 5131108 İZMİR CUMHURİYET OKURLARI AYDHMUK BULUŞMALARZ Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak 1 1.3014.00 1 6.3O1 9.OO21.3O NlOftMA ALEANÖftO ĞUH1ERMO TOLEDO M A R U BOTTD MARIÂNASUHERA FERNANOO RAMALLO 92.9 D/lM/tTFiUSTINL/. ASMMVSBA.AMAFHMICOMECH! Pazar 17:00 KUŞLUK KAHVALHSINDA BULUŞUYORUZ "EVRENSEL İNSAN H A K L A R I N D A N AZINLIK HAKLARINA, U L U S DEVLETTEN U Y D U DEVLETE GİDERKEN KÜRESELLEŞEN D E M O K R A S İ M l ? O T O K R A S İ M l ? " BAŞUKU SOYLEŞİSİ İLE Prof. Dr TÜLAY ÖZÛER^^AN (9 Eylül Unv l.l B F ÛĞRETİM ÜYESİ) BİZLERLE OLACAK. ŞİİRİN. KİTAPLARIN DÜNYASINDA KISA YOLCULUKLARDA YAPACAĞIMIZ BU BULUŞ^WYA HEPİNİZİ BEKLİYORUZ. TARİH / SAAT 26 ARALJK PAZAR /11 00 Bağcılar Olimpık Spor Salonu İletisim: 0212 244 81 01 03 Bu ıian Cumliurtyv( m katkjlan\!a vavımlanmışür YER: ALARA RESTORAN 372 /1A KORDON / ALSANCAK (Alsancak IsketesrndenGumrük'edoğru 100 m. ıtefde sahılde) KAHVALTIÛCRETİ 8 000 000 TL OLUP REZERVASYON İÇİN SON TARİH 25 ARAUKHR. REZERVASYON: D GÛNOâ.U.05337655267/N.MANTAR0533S637B68 S.BAY 0 535 980 54 74/ Ş. AŞ1R0ĞLU. 0 532 692 76 06 r" Cumhuriyet. İNSANÜK 251 32 •« NIŞANTAŞl MOV1EPL£X 12 5 4 3316*519 00 21 •£ 2190960 11 1513 J515 TS17 1519 1Ş21 1ŞÇ ÇTESİ23 1S 2362B&* 12 1514 0016 1518 4521 00 L.KİTAPLARI Dostlarınıza armağan aldınız mı? 559 96 62 11 1513 1515 1517 1519 1521 15 A L T U N I Z A D E CAPfTOL SPECTRUM 14 651 33 30 10 5514^017 5023 00 KAD KOY BROADWAY 346 14 81 '1 3013 3015 3017 30 19 3021 30 3809C61 63C1830203O2230CCTtSİ23 1 Kültür Sanat ilanlannız İçin 10212)293 89 78 Şube Cumhuriyet Kitap Kulübü Merkez Türkocoğı Cod No 39/4), CaflaiogluİST (0212)514 01 96 istftlal Cod Zombuk Sok 4/1, TaksimİST (0212)252 38 81/82 Dosya No: 2003/68 Davacı Nurettin Çelik ve M. Reşit Yddınm taranndan davalı Maliye Hazinesi ve Bölükyazı Köyü tüzelkişilıği aleyhine açılan tescil davasının verilen ara karan gereğince, Dava konusu Bitlis ili, Merkez ilçesi, Hivris (Bölükyazı) Köyü, 793 parsel No'lu taşınmaz hakkında, hak iddia edenler var ise, ilanın yapıldiğı tarihten itibaren 1 ay içerisinde ilgili yerlere müracaat etmeleri veya Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesı'nce yapılacak olan 01.03.2005 tarih ve saat 09.50'de mahkememizin yukanda esas numarası yazıiı bulunan dosyasının duruşmasına katılmalan, kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri veya davaya cevap vennelen gerektiğı hususlan ilanen . tebüğolunur. 02.11.2004 Basın: 58420 BİTLİS ASLÎYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle