20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
+ SAYFA CUMHURİYET OLAYLAR VE GORUŞLER BRÜKSEL toplantısının hedisini halkın aynası sayan bir medmen öncesinde ve sonrasında ya ortamında bu beklenti hiç sürpAB sürecine bazı üniversitelerin riz sayılmaz. Aynca, doğrularave her zamankinden daha çok ilgi gerçeklere susamışlığın üniversigöstermeye başlaması boşuna telerden, dolayısıyla gençlerden değildir. gelmekte oluşu da sevindirici bir Çünkü o süreç Brüksel topolgudur. lantısıyla birtikte tehlike işaretleYüksekoğretim, şimdi bu susari vermeye başladı. Cumhuriyetin bile, öyle anlaşılıyor ki yükseköğremışlığı giderrne sorumluluğuyla kartemel ilkelerini tartışma konusu yap nim sıralannı dolduran öğrenci kuşa şı karşıya. Ülkenin her yanına yayılma ve bozma eğilimleriyle, azınlık ğı bugünkü şaşkınlık ortamında ken mış devlet üniversiteleriyle, irili ufakkavramını, Patrikhane sorununu ve di öğreticilerinden aydınlatıcı bir ışık lı vakıf üniversiteleriyle. Eımeni iddialannı gündeme getirişjy beklemekte ve bu susamışlık bilim aldı ki, bazı programlann gösterle; Ege, Kıbns, Güneydoğu, FıratDicçevrelerini hareketlendirmektedir. diği gibi, üniversite ortamlannle gibi konularda ülke geleceğini ve da ve öğrencilerin gözü önünde, onYÖK sisteminin asistanlık kaynaulusal çıkarlan tehdit eden yaklağını kurutan ve bilim adamlığına he lann tepkilerine ve sorulanna açık şımlarıyla. veslenebilecek olanlan doktora aşa olarak yapılan tartışmalar ekranlara aktanldığı zaman ülkenin insanlan Osmanlf dan sadece birtek "Damasının tamamlanmasına kadar kenda hem dolaylı olarak bilgilenmekrülfünun"u devralıp şimdi üniversidi kaderlerine terkeden anlayışına teler sayısını yetmişlerin üstüne çırağmen bu noktaya gelinmesi ilginç te, hem de analar babalar çocuklarının öğrenen ve ses çıkaran vatankarmış bir cumhuriyette, böyle bir sü tir. Brüksel dolayısıyla üniversitelerdaşlar olduğunu görüp sevinmektereç karşısında gençlikteki bu ilgi pat de görülen kıpırdanış, ülkenin iç ve ler. Bu bakımdan, üniversitelerdeki laması şaşırtıcı değildir. Konuşmaözellikle de dış sorunlanna bilimsel iç ve dış sorunları öğrenme ve sorsı ve tepki göstermesi gereken baş bakış getirme konusundaki genel gulama patlamasının, olduğu gibi kalan sessiz kalsa da, cumhuriyet üni bir beklentinin belirtisi değil midir ve herhangi bir çarprtılmaya uğramaversiteleri susamaz. acaba? umhuriyeti şimdi yönetenler devAtlantik ötesinin pespaye dizi süp dan, medyaya yansıtılması da bir let üniversitelerinin araştırma rüntülerini ekranlara getirip halkı ora "reyting" kaynağı olabilir. fonlarına el koyup genç araştırma lara sürükledikten sonra "televizYeter ki, bilim ve medya çevrelegörevlisi kadrolannı kısmış olsalar yonlar ülkeyi yansıtır" diyerek ken ri gereken nesnelliği gösterebilsin. 25 ARALIK 2004 CUMARTESİ AÇI İnönü ve Politika E r t u ğ n i l KAZANCIADD Genel Başka <nı tatürk'ün silah arkadaşı, büyuk devlet adamı İsmet İnönü; "PoBtika ciddi bir iştir. Çünkü devtet yönetme sanaüdır, potitikacı ise bu sanata talip olan kişidir" der ve vazgeçilmez bir koşul koyar: " 0 halde politikacının özü ve sözü doğru olmandırL" Kemal Atatürk'ün deyişiyle "her büyük işin yetenekli yapıcısı İnönü". önderi olduğu çok partılı sıyasal sıstemin halk zaranna nasıl işlediğini ve ne denli kötücül sonuçlara doğru gittiğini bizzat görmüştür. uBütünretveinkârlardevri,üzerindeyaşansırT ilkesiyle yola çıkarak 14 Mayıs 1950'de seçimi yitirdiğinde; "Beninı en büyük zaferim, en büyük yenilgiındir" dıyebilen Inönü'nün ilerdeki yakınması ise acılarla doludur: "Ben ki askeri ve sivasal çok zaferler kaza nmıştım. Ne oldu? ıkiüç yıl süregekn bir propaganda bepsini unutturdu, hepsini aldı götürdü. Her şeye yeniden başladım. İlcri yaşunda; akiımla, süıirierimJe, kalbimle ömrümün en PENCERE MUMTAZ SOYSAL Bilim Susar mı? A K C çetin mücadelesini yapümL" Bîr irdeleme: Demokrtatik rejim, kuşkusuz tartışılmaz bir yönetsel tercih olmahdır. Hak ve özgürlüklerin sağlanmasını hukukun üstünlüğü çerçevesinde ayakta tutabilen zeraüı demokrasidir. Ama "hurafe vesafsatalaria" yüzyıllarca haşırneşir olmuş bir toplumu birdenbire ayağa kaldırmak güçtür. Çağcıl bır eğitim ve öğretımin zorunluluğu vardır. Siyasal, sosyoekonomik ve kültürel bilincin bireylerde gelişmesi gerekir. AJdanma ve aldatma öğelerinden annmış bir toplum düzeyıne ulaşmak beklenir. "Vekâlet" verilecek poliukacılann da, sahteci, çıkarcı ve yararcı olmaması istenilir. Böylesi temellerden yoksun bir ülkenin politika dünyası ise bizün yakın tarihimizin sayfasında saklıdır. Daha Kurtuluş Savaşı yıllannda eğitim şurası toplayan bir devrimci hazırla• Arkası 8. Sayfada Ciidam Olma, Adam 01!.. 17 Ocak'tan sonra bir 'laf gazete köşelerinde daha yüksek sesle söylenir oldu: Aman canım, Kıbns başımıza bela oldu, verelim adayı Ruma, Yunana, girelim AB'ye... Kimileri de uyanyor: Etmeeyleme.. Neden?.. Ulan safoş!.. Aklını başına al!.. Eloğlu Kıbns'a karşılık sana AB üyeliği filan vermiyor, 10 yıl sürecek (hem de ucu açık) şartlı şurtlu müzakere tarihi veriyor... Ya 1015 yıl sonra Avrupalı sana dirsek çevirırse?.. • Bir de bizim medyada çarpıklığın da çurpukluğunu dile getiren harika mantık türedi: ödün vermeden bu AB işi olmaz!.. Yaaa?.. Atatürk Lozan'da ödün vermedi mi?.. Yok canım!.. Şavalaklık işte tam buna denirl. Once Lozan'ı anlamak için Sevr haritasına bir bakmak gerekir; vermiş miyiz, almış mıyız? Üstelik İsmet Paşa Lozan'a gittiğı zaman daha Cumhuriyet ilan edilmemiştı; ülkede (Ankaralstanbul)iki hükümet vardı; Padişah Istanbul'daydı; sınırlan belirsız, yaklaşık on yıl süren savaşlarla yakılmış yıkılmış bir ülke masaya oturuyordu... Hangi yumurta kafalı bugünle Lozan'ı kıyaslayabilir?.. • Hem bugünkü AB bizim geçmişte savaşıp da sonunda müzakere masasına oturduğumuz 'düşman' mı?.. Ne demek 'ödün' vermek?.. Bir hukuk anlaşması mı yapıyoruz?.. Yoksa düşmanla mı hesaplaşıyoruz?.. Konu AB mi?.. Yoksa Kıbns mı?.. Iş o kerteye geldi ki en sonunda Serdar Denktaş patladı: " FKÖ (Filistin Kurtuluş örgutu) gibi direniriz!.." • ! ... • U <J UP*.' AB'ye girelim.. Ama ezik büzük, ikinci sınıf bir devlet gibi değil, adam gibi girelim... Dünya âlem biliyor ki şu güne dek AB'ye giren öteki ülkelere uygulanmayan özel koşullar Türkiye'ye uygulanıyor... Neden?.. Niçin müzakerelerin 'ucu açık' tutuluyor?.. Sonu belirsiz bir süreçte inatla yürümeyi de göze alabilınz; ama, bir şartla!.. Süreklı aşağılanmak hiç işimize gelmez!.. • Hem nedir bu boynu eğiklik?.. Bu eziklik?.. Bu büzüklük?.. Türkiye uluslararası antlaşmalara göre Kıbns davasını yürütmüş, dış destekli etnikçı ısyanı bastırmış, 1.5 milyar nüfuslu Islam dünyasında demokrasiyi benimsemiş tek ülkedir; neden Avrupa'ya karşı el pençe divan duralım?.. AB, Batı uygariığını Hınstıyanlık kubbesinin tepesinde bir istavroz sanıyorsa, kendi bilir... Bizim takıyyeciler ellerini AB karşısında kavuşturmaktan vazgeçsinler.. Türkiye AB'ye gırmek istiyor.. Ama, adam gibi.. Cüdam gibi değil!.. MERSİN CUMOK DUYURUSU Türkiye Cumhunvelı ulusu \e ulkesı ıle bölünmez bır butündür M. Kemal Atatürk'ün, Cumhurıyetımızın temellenne yerleştırdığı tam bagtmsızlık ve ulusal egemenlık ılkesınden asla ödün venlmevecegını vınelıvoruz Her a\ gerçekleştırdığımız konulu toplantılann Aralık ayı konuğu "Cumhurıyet'ın yılmaz savunucusu. düşün ve yazın alanının büyük ustası İLHAN SELÇUK. Söyleşı konusu, Amerıkan "BOP" Tasarımı Atatürkçü Düşünce Derneğı Mersın Şubesı. Mersin Üniversıtesı Turızm Topluluğu ıle bırlıkte düzenledıgımız bu toplantıva ulusunu ve yurdunu seven herkesı çagırıyoruz Mersin tniversitesi > enişehir Verleşkesi (Eski PTT Tesisleri) lstemihan Tılı> Konferms Salonn. Gin: 2S Aralık 2004 Cınartesi (bugün) Saat: 13.00. lletişira: Fetbi KaradomaD 0 535 364 88 89. llker T»ş>ârek 0 533 817 94 34. Mıstafaİslolır0 505 439 73 81, \DD Mersm Şubesı 0 324 237 00 25 Y er: Bu "koruyucu melek" sizi hırsızdan korusa. Duman yoğunluğu ya da zeminde ıslaklık algıladığında itfaiyeye haber verse. İhtiyaç duyduğunuzda ambulans ve doktor çağırsa. Telefonu çevirdiğınizde, bebeğinizin sesini dinletse. Eve gelmeden kahve makinenizi, klimanızi, kombinizi çalsştırabilse. Kabîosuz ve kurulumu koiay otsa. Kuüammı basiî olsa, sizınle Türkçe konuşsa. 12 ay ücretsiz gözetleme hizmeti sunsa ve satı^ fiyatı da çok maku! oisa. Fena mı olur? Oimaz. Çok iyi oiur. Vestel, her eve, her işyerine şimdi çok marifetli bir koruyucu melek kazandmyor. Adı: Vestel Angel! Hayatınıza huzur, kontrol ve güvenlik sunan; Basic, Silver, Platinium modelleriyle üç farklı Vestel Angel, şimdilik İstanbul, Ankara. İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Gaziantep, Samsun, Kayseri, Hersin ve Aydın'da. (ok yakında tütn Türkiye'de! K0NFHMNS Muğla Belediye Baskanı Dr. Osman Gürün, CHP Muğla ll örgütü ve Atatürkçü Düşünce Derneği Muğla Şubesi tarafından ortaklaşa düzenlenen toptantı: Avrupa Birliği sürecinde Vestel Angel: Türkiye'nin Türkçe Konuşan Tek Kabîosuz GUvenlik ve Ev Otomasyon Sistemü. Bonus Card sahiplerine peşinat +12 taksit yerine, LOZAN ve İSMET İNÖNÜ ALEV COŞKIAM 25 Aralık 2004 Cvmrtesi Saat 16.00 Muğla ll Turizm ve Kültür Müdürlüğü Toplant Salonu Konuşmacı peşinatsız 20 taksitle ve ayda 40 milyona! teknolojinin türkçesi (O)ZORLU www.vestel.com.tr ÜCRETSİZ DANISMA MERKEZı VESTEL Eski Beyoğlu keyfınde yeni yıl kutlamalan! Çatı'da ilk defa pasajda sıcak şaraplı Dj. Parti ve lence! Çatı kalitesinde limitsiz yemek ve limitsiz içkL Tel: 0 212 25100 00, maıl: www.catirestaurant.com 0 800 219 01 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle