25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2004 PAZAR 8 Istanbul HABERLERİN DEVAMI TURKİYE PB 17 Sinop PB 19 Adana Edirne PB 19 Samsun PB 20 Mersin Kocaelı PB 20 Trabzon PB 21 Çanaktee PB 20 Gıresun PB 21 Izmır Y 21 Ankara PB 21 Manisa Y 21 Eskışehir PB 20 Siirt Y 21 Konya PB 20 Hakkân Denizlı Y 19 Sıvas PB 18 Van ZDnguldak PB 18 Antalya Y 24 Kars pAçık ( r ^ 1 Parçalı bulutlu G U N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada RTE'nin, "cnemli bazı yabancı devlet adamlanyla görüşürken çoğu kez yüksek düzey diplomatlan- m'zt kapının dışında tuttuğunu, bu tutumun asla kabul edılemeyecek sakat bir tutum olduğunu" scylüyor Chirac veSchröder'le "kapsamlı (bedava biruçak isteyenj ücar i ilişkiler konusunda çok önemli görüş- meler yaparten yetkili büyükelçilerimizin kapı dışın- da bırakılmasını" örnek gösteriyor. RTE'nin uyguladığı bu yöntemin sakıncaları bugün değil ama, bır zaman sonra ortaya çıkacak. Ecevit'in dediği gibi, RTE, kimi yabancı devlet adamlarıyla gö- rüşürken diplomasi yöntemlerini bilmeyen "kimi dostlannı" bu toplantılara almayı yeğliyor. önemli dış ilişkılerin tutanakları tutulmuyor. RTE'nin uyguladığı bu yöntemi; Turgut Özal, baş- bakanlığı zamanında başlattı, cumhurbaşkanlığı dö- neminde de sürdürdü. Beyaz Saray'da Başkan Bush'la görüşmelere za- manın Dışişleri Bakanı Ali Bozer'i, Ecevit'in deyi- miyle "kapı dışında" bıraktı. Diplomatik kurallar gereği yabancı devlet adam- larıyla yapılan görüşmeler sonradan tutanağa geçi- riliyor. Fakat Özal, bu kuralı da çiğnedi. Cumhurbaşkanı Demirele sordum; Turgut özal'ın kendi başına yaptığı görüşmelerin tutanağını es geç- tiğini içeren söylentileri doğruladı. Necmettin Erbakan, başbakan olarak Tahran'ı ziyaretinde kimi görüşmelere büyükelçıyi, Dışişle- ri'den bir uzman veya görüşmede söylenenleri not alacak bir eleman almadı. RTE, hatta Dışişlen Bakanı Gül de aynı yöntemi sürdürüyor. Örneğin Gül, llerieme Raporu çıkmadan önce Verheugen'le baş başa yaptığı görüşmeye ba- kanlığından da kimseyi almadı. Zinadan sonra, hükümet CMUK'la cinsel ayrımcı- lığın peşinde. Islam Kalkınma Bankası'nın "şeriatil- kelerine göre" oluşturduğu şeriatçı sermayeyi koru- ma, laik olanları dışlama amacı taşıyan uluslararası bir anlaşmaya, "Islam özel Sektörünün Geliştirilme- si Kurumu'na" tam destek. Gül'ümüz ise; bu anlaşmanın yeşil sermayeye ya- rayacağını savunanları "vizyonsuzlukla" suçluyor. • • • Sayelerinde Türkiye yolgeçen hanına, şamar oğ- lanına döndü. Türkiye sanki AB'nin sömürgesi. Ipini koparan geliyor AB üyeliğine destek verdiğini söy- leyerek dilediği gibi geziyor. Tehdit ediyor, korkutu- yor. Dışarda içerde (ve içerdekilerle birlikte) ağzına ge- leni söylüyor ve... Claudia Roth gibileri ülkenin bö- lünmezliğine dinamitler koyarak çekip gidiyor. Kürt hayranı Madam Mrtterrand'dan sonra sah- neye giren bayan Roth da Veıtıeugen'dan gördüğü yöntemi uyguluyor. Aynı ağzı kullanıyor. Sık sık gidip geldiği Güneydoğu'da, son olarak Verheugen gibi Leyla Zana'yı, sağlam yapılı Kürt erkeklerini kucak- layıp öpüyor ve sonra.. asıl amacını Istanbul'daki basın toplantısında açığa vuruyor: "...Türkiye'nin Avrupa'ya giden yolunun Diyarba- kır'dan geçtiğini söylemek, gerçekten son derece doğrubirteşhis. Kürt gerçekliğinin tanınması, buyol- da anahtar bir rol oynamakta..." Bölge halkına kültürel, sosyal, ekonomik haklar tanınmasını isterken altını çizdiği bir başka öğe da- ha var: "Kürt muhataplanna 'siyasal haklar' tanınma- sını" istiyor. PKK'ye arka çıkıyor; genel af istiyor. Azınlıklar sorununu gündeme getirerek üniter dev- lete kasteden llerleme Raporu doğrultusunda bölü- cülüğe destek veriyor. Yalnız da değil; Yeşillerın Parlamento Grubu Baş- kanı Göring-Eckhardt "dini azınlıklara -herhalde Alevilere de- eşit haklar verilmesinden" yana olduk- larından söz ediyor. Erkek-kadın, bu insanlar içimizdeki Kürtçülerden daha Kürtçü, Kürt milliyetçisi. Kuşkusuz Türkiye'yi bölünmeye kadar götürecek karanlık amaçlar pe- şinde. Hükümet başkanı ise bu kadını kabul ediyor, ar- kasını sıvazlıyor. Teşvik eder gibi... Onlar dışardan... Biz içerden... Süreç de belli, 15 yıl içinde! Mustufa SangüVe Romanya'dan ödül Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Romanya Cumhurbaşkanı Ion lliescu tarafından "devlet özel ödülü"ne değer görüldü. Sangül'e ödülü 9 Kasım'da Bükreş'te Romanya Cumhurbaşkanlığı Sarayi'nda düzenlenecek resmi törenle verilecek. Türk-Romen kültürüne sağladığı katkılardan do- layı Romanya Devlet Özel Odülü'nü alacak olan Sarıgül şunları söyledi: "Bugüne kadar birçok ödül aldım. Ancak bir başka ülkenin cumhurbaş- kanı tarafından ödiile layik görülen ilk belediye başkanı olmak benim için bir ayrıcalık. Bundan sonra da çalışmalanmda uluslararası kültürel iş- birliğinin gelişmesine yönelik projelerimiz ola- cak." Sarıgül, geçen yıl Şişli'deki Maçka Parkı'na eski Romen prenslerinden tarihçi Dimitri Kan- demiroğlu'nun büstünü yaptırmış, büstün açılışım da Romanya Cumhurbaşkanı Illiescu yapmıştı. Yurdun guney ve batı kesımlen parça- lı çok bulutlu sağa- rjslo nak ve gök gurultulu DIS MERKEZLER K sağanak yağışlı, dı- M e l s l n K l 1 ° ğeryerier parçalı bu- Stockholm Y 7 lutlu geçecek. Yağış- Londra Y 14 lar Guney Ege ve Amsterdam Y 12 Batı Akdenız kıyıla- Brüksel Y 9 rında etkılı olacak. Hava sıcaklığında Parıs onemh bır değışıklık B o n n olmayacak. Münıh Y 6 Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y PB Y Y B Y Y 6 8 16 6 9 12 18 21 6 Zürıh Y 6 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB Y PB Y Y Y PB B b 22 -4 17 16 12 12 29 PB 26 k Çok bulutlu > Yağmuriu Solu kar »Gök gunittüiü ISTANBUL VALISI MUAMMER CÜLER: ESKİ BAKAN ERDOCAN TOPRAK: Amigokn beslemesinler j | Temiz ellerbaşlasın 5 1 4 9 sayılı Spor Sahalannda Şiddet ve Düzensizliğin önlenmesine ilışkin yasanın statlan 'gül bahçesine' çevi- recek nitelikte olduğunu açıklayan Is- tanbul Valisi Muammer Güler, "An- cak kulüp yöneticilerimizin de des- tek vermesi şart" dedi. Artık tribün- lerde meşale yakan, kötü söz sarf eden, kargaşa çıkaranlann 750 mil- yonla 1 milyar lira arası para ve 4-6 ay müsabakalardan men cezası alacağına dıkkat çeken Vali Güler, "Eğer statla- rımızda kamera sistemi kurulur, in- sanlarımız gereken eğitimi alırsa olay çıkmaz" dıye konuştu. Kulüple- rin amigo adı altındaki taraftarlara hâlâ bedava bilet verdiği duyumlanna inanamadığmı da hatırlatan Güler, "Dünyamn hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Buna inanmak bile iste- miyoruz. Ama söylenenler o doğrultuda" ifadesini kullandı. 5 7 . hükümetin spordan sorumlu Devlet Bakanı Erdoğan Toprak, ya- şananlar karşısında devletin suskun kalmasmı doğru bulmadığnı söyledi. Toprak'ın açıklamalan özetle şöyle: "Transferler şeffaf değil. Bu kadar büyük rakamların döndüğü konu- da araya bir sürü insan giriyor. Bunlar mafya da olabiüyor. Hepsi- ni kastetmiyorum ama bazı kulüp- lere yönetici olanlar, yöneticiliği kendilerine basamak olarak kulla- nıyorlar. Bu kişilerin yaptığı işler mercek altına alınmalı. Bazı yöne- ticilerin kolay yollarla maçı kazan- ma isteği, mafyayı futbolun içine çekiyor. tnsanlan, fut- bolcuları, kulüpİeri sindiriyor. İtalya'daki temiz eller operasyonu uygulanmalı. Devlet bu işin üzerine gitmeli. Ustelik şeref tribününden başlayarak üzerine gidilmeli." Futbol karartılıyorI Baştarafi 1. Sayfada malara karşın "temiz eller" ope- rasyonunun başlatılamaması ise Türkiye'nin "ayıbı^olarak gös- teriliyor. Levent Bıçakcı Başkan- lıgındaki yeni Futbol Federasyo- nu'nun geçmiş döneme yöne- lik başlattığı incelemenin ise, göz boyamaktan öteye geç- meyeceği belirtiliyor. Fede- rasyon Başkanvekili avukat Şekip Mosturoğlu'nun, "Türk futbolu dışandan bakıl- dığında Kolombiya gibi algıla- nıyor" açıklaması ise ülkenin geldiği konumu gösteriyor. Tehdtt, Istlfa, baskı... Futbol dünyasındaki kırlenme süreci 199O'lı yıllann sonunda başladı. Dönemin Futbol Fede- rasyonu başkanvekillerinden Ha- di Türkmen'in tehditler sonucu istifaya zorlandığı, yine o yıl ger- çekleşen federasyon genel kuru- lunda Alaattin Çakıcı ve adamla- rının bazı delegeleri baskı altına aldığı iddialan gazete sütunlan- na taşınmakla kalmadı, mahke- me tutanaklanna da geçti. Çakı- cı'yla adamlanna karşı o döne- min Içişleri Bakanı Mehmet Ağar devreye girmiş, Sheraton Oteli'nde 'asayiş' sağlanmış ve o sürecin sonunda da Haluk Ulu- soy federasyon başkanlığına se- çilmişti. Çakıcı da itibar kaybet- meme adına Haluk Ulusoy'a ha- ber gönderterek Eyüp Sultan'da 40 koyun kestirtmesini istemiş, eski federasyon başkanı adağı ye- rine getirmişti. Alaattin Çakı- cı'nın futbolla bağlantısının son- raki yıllarda da sürdüğü kayıtla- ra geçti. Çakıcı'ya, Beşiktaş Ku- lübü'nün antetli kağıdıyla Italya (schengen) vizesi alınırken, o dö- nemin menajeri Sinan Engin de olaylann ortasmdaki isim olarak kayıtlarda yer almıştı. 2000 Dünya Kupası grup eleme maçlannda dönemin federasyon yöneticilerinin 'en iyi ikincilik' Eski Elazığspor Başkanı Bakl Aydın: Bizimki dayanışma şikesi Türk futbolunda elbette şike var. Bunu herkes biliyor. 2-3 yıldır basında Diyarbakır-Elazığ maçuıda şike yapıldığı iddia ediliyor. Neden diğer takımlann yap- tıklan maçlann üzerine gidilmiyor? O gün Diyarba- kır'da halkın dayanışması oldu. Ben vicdanen raha- tım. Elazığ kaybetseydi ligden düşecekti. Diyarbakır halkı bunu istemedi. Psikolojik olarak kendi futbolcula- nnı da etkilediler. Buna hatır şikesi dersemz deyin. Dünya 3.'sü olmuş bir ülkenin futbolu bu şekilde olmamalı. Günden güne bir bataklığa giriyoruz. Türk futbolunu bunlardan anndır- mamız gerekiyor. Hükümetin bu konunun üzerine bir an önce gitmesi gerekir. Bizim ligden düşmemiz daha önceden karar- laştınlmıştı. Paranın bol olduğu bir yerde mafya olacakür. Eski FIFA kokartlı hakem Binali Kartal: MHK kadrolaşmaya gitti Eski FIFA Kokartlı hakem Binali Kartal, Türk ftıtbolunda hakemlerin çokça tartışılmasımn nedenini MHK'nın ca- mia içinde kadrolaşmaya gitmesinden kaynaklandığını belirterek, Türkiye'de hakem olmanın tammını "Av- rupa'da hakem olunur, Türkiye'deyse hakem yapı-:' lır" şeklinde açıkladı. Hakemler basının ve yönetici- lerin etkisi altına girerek yüreksiz davrandıklannı söyledi. Kartal, Süper Lig'de genç isimlere düdük çal- dırmalanmn nedenini camiayı gençleştiımek olmadığı- nı dile getirerek, "MHK kendi adamlanna maç vermek için Metin Tokat ve Orhan Erdemir gibi son dönemlerdeki en iyi hakemlerini saf dışı bıraktı.Vöneticilerin amaçlan ailelerin- den gelen isimleri hakem yapmak" şeklinde konuştu. adına diğer gruplardaki bazı ta- kımlara (Macaristan) teşvik primi vaat ettiği ortaya çıktı. 2003'ün Kasım'ında Letonya'yla oynana- cak baraj maçı öncesi bir Türk yetkilinin karşılaşmanın Fransız hakemi Gilles Veressie'ye para teklifettiği, ancak kabul ettireme- diği kulaktan kulağa dolaşırken, 2002 Dünya Kupası'nda da S.Ç. adlı Türk yetkilinin Brezilya-Kos- tarika maçı öncesi Kostarika'yı yenmeleri için Brezilyalılara pa- ra önerdiği iddia edilmişti. Futbol dünyasının önceki yıl- larda yaşadığı bir önemli sıkıntı da sanal ortamda oynanan müşte- rek bahislerin başlangıç tarihi olan 2001 'de yaşandı. Hakem Sa- dık Ühan, suç örgütü lideri Ali Fevzi Bir, Sedat Peker ve Dilek adlı bir hayat kadını pazarlayıcı- sı arasmdaki telefon görüşmele- ri; önce emniyet, sonra adli ma- kamlara yansıdı. Olay tutuklama- ya kadar vanrken, bazı maçlann sonuçlannın 'istenildiği gibi' bit- tiği iddialan ise doğrulanamadı. Bir sonraki yıl küme düşme hattındaki takımlar arasında yaşa- nan olaylar ise daha ürkütücüydü. Altay'ın küme düştüğü sezon Bursa-Gençlerbirliği, Diyarba- kır-Elazığ ve Istanbul-Altay maç- lan üzerine çeşitli yorumlar yapıl- dı. Altay'ın şike yapıldığı yolun- daki başvurusu, Istanbulsporlu futbolculann Bursa'dan teşvik primi aldığı iddialan, Futbol Fe- derasyonu Şike Tahkik Kuru- lu'nca 'kayda değer' bulunmadı. Geçen sezonun son haftalann- da da benzeri şike iddialan orta- ya atıldı. Küme düşme hattında- ki takımlardan Rize-A.Sebat ma- çı sonrası, Sebat kalecisi Me- tin'in, "Sağolsun Rizeli arka- daşlar fazla sıkmadı. Biz zaten dostuz" demesi, yine Rize-Be- şiktaş maçının hakemi Mustafa Çulcu'ya karşılaşma öncesi 'teh- dit' mesajlannın gitmesi ve Bur- saspor'un son 5 maçtan 15 puan çıkarmasına karşın küme düşme- si, çokça konuşulmuştu. Bu yıl ise îstanbul Emniyet Müdürlü- ğü'nün başlattığı Kelebek Ope- rasyonu kapsamında suç örgütü lideri Sedat Peker'in telefon ko- nuşmalannda bazı maçlann 'an- laşmalı'olduğu yolunda delillere rastlandı. D.Bakır-Beşiktaş, Sam- sun-D.Bakır maçlannın ifade edildiği kayıtlar üzerine Futbol Federasyonu soruşturma başlattı. Dönem dönem alevlenen şike iddialan, eski FIFA kokartlı ha- kem Ali Aydın'ın D.Bakır- Ela- zığ maçı için yaptığı açıklamalar ve yine aynı maçın gözlemcisi Sadık Deda'nın o karşılaşmayla ilgili çelişkili ifadeleri medyada geniş biçimde yer buldu. Ali Ay- dın'ın, "Hakemlik yaparken bir yönetici (D.Bakırsporlu ol- duğu iddia edildi) bir kese al- tınla bana geldi, kovdum" de- meci de Türk futbolundaki şaibe- yi belgeler nitelikteydi. Senes Erzik:Kara bulutiar dolaşjyor UEFA Başkan Yardımcısı ve lcra Kurulu Başkanı Şenes Erzik'in futboldaki kirlilik hakkındaki gö- rüşleri şöyle: "Ortaya atılan iddialar ister iste- mez birtakım kuşkular yaratıyor. Türk Futbo- lu üzerinde kara bulutiar dolaştığı doğru. Bu şekilde söylentilerin olması futbol çevrelerini rahatsız ediyor. Eskiden dışarı çıktığımızda bi- ze futbolun son 15 vildaki gelişmesinden bah- sediliyordu. Ancak şimdi birtakım olaylar gün- deme geliyor. Bu kadar polis kayıtları, hakem ve vöneticilerin açıklamalan varken rahat ola- mayız. Bu kara bulutiar Türk futbolunun üze- rinden kaldırılmalı. Şaibelerle devam edeme- yiz. Birtakım iddialar varsa ispat edilmesi ge- rekir. Futbolumuzun bataklığa sürüklendiği abartılı bir ifade olur. Eğer böyle bir durum varsada bunun ispatlanması gerekir. Özellikle futbolun ticarileştiği bu dönemde orta atılan iddialların doğruluk payı oluyor. Bu ranta sa- hip olmak amacıyla zaman zaman futbolun dı- şından para sahibi kişiler futbolun içine girdi- ler. Para ve şöhret için kitlelere hakim olmak isteyenler futbolu araç olarak kullanmaya baş- ladı. tnsanlar internetten bahis oynuyorlar. Bu kadar büyük bir rantın döndüğü futbol paza- nnda bahis oyunları ile ilgili birtakım aracılar çıktı. Bunlar dünvanın her yerinde oluyor." %-* J Şike iddialanm Meclis araşüracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Son dönemde yoğun olarak tartışılan, futbolda "kirlilik, şike, şa- ibe" savlanm TBMM araştıracak. Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki Gençlik ve Spor Genel Müdürlü- ğü bütçesinin görüşmelerine de damgasım vuran iddialarla ilgili AKP, önceki gün araştırma önergesi verdi. Görüşmelerde CHP Grup Başkanvekili Ha- luk Koç, spordaki kirliliğe dikkat çekerek, özellikle futboldan "kötü kokular geldiğini" söyledi. Koç, konunun TBMM tarafından araştınlmasını istedi. AKP'li milletvekilleri Meclis araştırmasına destek verirken, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, en geç iki hafta içinde bir Araştırma Komisyonu kurulabi- leceğini bildirdi. iddialar karşısında Futbol Fede- rasyonu'nun bir Hukuk Kurulu kurarak çalışma yaptığını belirten Şahin, kendisinin talimatıyla daha önce bir çalışma gerçekleştiren Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun da basında çıkan tüm iddialan araştır- mak üzere harekete geçtiğini bildirdi. Şahin'in bu konuşmasından iki gün sonra da AKP, Meclis araş- tırma önergesini TBMM Başkanlığı'na verdi. AKP'li Faruk Özok ve arkadaşlan tarafından veri- len önergede, spor camiasında yaşanan rüşvet, şid- det, şike, haksız rekabet gibi iddialara dikkat çeki- lerek, konu araştınlmadığı ve gerekli düzenlemeler yapılmadığı takdirde spor camiasının ve sporcula- nn başanlannın gölgeleneceği vurgulandı. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada lı bulunurdu. Şimdi öyle mi ya... Başbakan, doğrudan ken- disi şirket kuruyor, şirketlere ortak oluyor, az çok kâr ediyor, pay alıyor... Haber değeri yok! Olsa bi- le, genel olarak olumlayan bir havada veriliyor: "Başbakanın dağıtım şirketi iki yılda şu kadar kâr payı aldı!" Eskiden başbakanlar çocuklarını evlendirince ciddi masraf yapartardı. Arada bazı hediyeler alı- nırsa, söz olurdu. Şimdi öyle mi ya... Başbakan çocuklarını evlen- diriyor. Servetini arttınyor. Takıları gidip bozduru- yor, trilyona varan gelir elde ediyor. Efendim neyle geçiniyorsunuz? Sıkıştıkça çocukları evlendirerek... Ne güzel, dönüşüm diye buna derim. Eskiden başbakanlar değeri yüksek bir hediye alırsa söz olurdu. Bu yüzden de pek çok kurum, böyle bir şeye hiç niyetlenmezdi. Arada niyetle- nen olursa, sonuçlarına da katlanırdı. Şimdi öyle mi ya... Başbakanımız çıkıyor, çatır çatır hediye pazarlığı yapıyor. Bu olmaz şu olur... Otekinden de ver... Şimdi verme, sonra ver... Yok yok şimdi versen de olur, ama bunun yanına şu- nu da koy... Ne güzel pazarlıklar değil mi? Başbakanın her hediye alışında bir dönüşüm daha yaşadığımızı düşünüp, ileriye dönük umut- larım artıyor. Bazen de korkuyorum, bu kadar çok dönüşüm bizi alıp bambaşka yeriere götürecek di- ye ama, olsun. Asıl olan, eskimiş değerlerin tümü- nü alıp atmak, raftan temizlemek. Boş kalan yer- lere de hediye koymak... Jet jestiniz olsun! lleride dönüşümün hızını ölçmek isteyecek araştırmacılarayardımcı olması bakımından, baş- bakanın hediye politikasını ana hatlarıyla sırala- maktayararvar... Bir ölçüde yenilgi gibi görünse de en usta he- diye pazarlığı 26 Ekim'deki Almanya-Fransa zir- vesinde yapıldı. Airbus uçaklarının imza töreni sonrasında Başbakan, tüccar diplomasideki us- talığını gösterdi ve çıkıştı: - Bu kadar uçak alıyoruz, karşılığında bana bir VIP uçak verin. Başbakan jest olarak jet istiyordu... Avrupalı ca- hiller bu alanda deneyimsiz olduklan için bir an şa- şırdılar. Uçak yok, Mercedes verelim dediler. Hediye pazarlığında ilke, boş dönmemektir. Başbakan hemen bu ilkeyi yaşama geçirdi, "Oda olur" dedi. Bundan sonra Türkiye'den yüklü bir ihale alma- yı hedefleyen kuruluşlar, bunun yanında yüklü bir hediye olarak ne verebileceklerini hesaplamalı... Başbakan Güney Kore'ye gittiğinde, Hyundai fabrikasını gezerken bir istihbarat aldı. Kendisine otomobil hediye edilecekti. Hemen hediyenin ti- pini söyledi: - Benimki limuzin olsun... Başbakanın yaşamı Rize'de, Kasımpaşa'da hep limuzinin üzerinde geçtiği için bu alışkanlığını bir türiü bırakamıyor. Haberlere göre limuzini daha çok hanımefendi kullanıyormuş. Bizce de yakışır. Ee gecekondu semtlerine başka bir araçla gitmek de hoş olmaz zaten. Başbakan MAN fabrikasını gezerken hediye al- ma tekniklerine ilişkin güzel bir yöntem sergiledi. MAN otobüslerinden birinin maketi hediye edilin- ce, çıkıştı: - Ben de aslını hediye edeceksiniz sanmıştım! Tabii hemen aslı geldi... Başbakan Isuzu fabrikasının açılışında doğal olarak bir kamyonu hediye koleksiyonunun yanı- na koydu... Dünya Türk Işadamlan Kurultayı'nda kendisine üretici firma tarafından enerji içeceği ikram edilince, "Bununkapalısıyokmu"dedi. Fir- ma yetkilileri hemen iki kasa içeceği korumaların aracına gönderdiler... Işte size her biri otekinden güzel hediye örnek- leri. Siz siz olun başbakanı örnek alın: Ufukta görünce hediye Anında kapın He diye! ankcum(a cumhuriyet.com.tr Londra'da tren kazası: 3 ölü • LONDRA (AA) - Ingiltere'nin başkenti Londra'nın batısmda Nevvbury kenti yakınlann- da trenin hemzemin geçitte otomobile çarpması sonucu meydana gelen kazada 3 kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin de yaralandığı bildirildi. Ka- zada 9 vagonun de\Tİldiği ve çok sayıda itfaiye aracmm devrilen vagonlann arasında kalan yol- culan kurtarmaya çahştığı belirtildi. Yetkililer, ölü sayısmın artabileceğini kaydetti. Komııtan vekili kaza kurbanı • CEYHAN (AA) - Adana'mn Ceyhan ilçesinde meydana gelen trafik kazasında, Ilçe Jandarnıa Komutan Vekili Jandanna Üsteğmen Mevlüt Ev- cil yaşamını yitirdi, 3 kişi ağır yaralandı. Toros Gübre Fabrikası'ndaki iftar yemeğine giden Ra- mazan Pamuk yönetimindekı arazi aracı, Kurtku- lağı beldesi yakınlannda şarampole yuvarlandı. Araçta bulunan tlçe Jandarma Komutan Vekili Evcil kaza yerinde yaşamını yitırirken Ramazan, Ismet ve Ömer Pamuk ağır yaralandılar. Uzan ailesinin yatları satılıyor • MARMARİS (AA) - Tasarruf Mevduat Si- gorta Fonu'na (TMSF) devredilen Uzan ailesine ait "Frequency" 40 trilyon 125 milyar lira, "Ainvaves" adlı yat da 34 trilyon 500 milyar li- ra muhammen bedelle 10 Aralık'ta satışa çıkan- lacak. Marmaris'te bulunan ve Netsel Mari- na'nın yedieminliğinde tutulan yatlar TMSF Sa- tış Komisyonu Başkanı Fethi Çalış'ın başkanlı- ğındaki heyet tarafından gazetecilere tanıtıldı. Çalış, bir gazetecinin "alıcılann tehdit edildiği" yönünde iddialar bulunduğunu söylemesi üzeri- ne, "Tehditler bize de geldi" dedi. -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle