Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SJVYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2004 PAZAR
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ StRMEN
Ateşten Gömlek
Sevgili,
4 Kasım Perşembe sabahı uyandığımda bir
lahza, yeni günün mutluluğu içimi kaplayayazdı
ki, birden ateşten gömleği yeniden giyiverdim.
O bize Mine Gözen'in, 25 yıllık dostluğumuz-
da ani ölümüyle dokuyup bıraktığı en acı sürpri-
ziydi.
Ölümün kendisi kadar gerçek olan, ama bana
ilk anda dünyanın en inanılmaz yalanı gibi gelen
haberini aldığımda, güzel bir gecenin sonunda
"10 Kasım'da ortak doğum günümüzde görû-
şürüz" diye ayrılmamızın üstünden 24 saat bile
geçmemişti.
Mine, ölümünün acısının ateşten gömleğini bi-
ze giydirip, aniden gitmişti.
Kardeşi Mehmet Karaören'in evine gittiğim-
de, "ölümün karşısında ne yapsak, muvaffakol-
muş biraktörden farkımız olmayacak" diyen Sa-
it Faik'in tarif ettiği konumdaydım. Pek bir şey
anlayabilmiş, ölümü kavrayabilmişdeğildim. Oy-
lece duruyordum, yalnızca, ateşten birgömleğin
başımdan aşağı geçip, vücudumu yakarak, sım-
sıkı sarmakta olduğunu hissediyordum.
Onunla o gömleği daha önce ortaklaşa yana-
rak, kaç kez giymiştik. Nice sevgili varlığı, nice
dostu toprağa, anılarını içimize birlikte gömmüş,
birlikteağlarken, birlikte gülmüş, ortak yaşamla-
rımızdan, ortak anılar örmiiştük.
Ve de şimdi o, yaşamımızdan anılarımıza ka-
yarak geçiyordu.
• • •
Mine'yi 25 yıl önce, Erim'in evinde ilk kez gör-
düğümde, (onlar da birbirlerini ilk defa görüyor-
lardı sanırım) aşkları gözümün önünde somut bi-
çimde kristalleşirken, bunun farkındaydım da,
bizlerin de 25 yıl boyunca capcanlı, berrak bir dos-
tuluğun ilk ilmeklerini atmakta olduğumuzun he-
nüz ayırdına varmış değildim.
Aşklarının doğumuna, birbirlerine ilk kez naz-
la karışık alınmalarına, bir yılbaşı gecesi Bed-
ri'nin yerinde, dostlar masasında, Erim'in, kula-
ğına eğilip ona evlenme teklif etmesine, sonra tö-
reninde onlar dahil beş kişinin bulunduğu evlen-
melerine hep tanıklık ettim.
En aziz arkadaşımın karısı olmuştu. Ama Mi-
ne'yi, salt Erim'in karısı olarak tanımlayamam, o
öyle olmasaydı da bizim dostumuzdu artık.
Ve herkesin yanında kimi, yüreğinde nesi var-
sa getirip kattığı, kan ilişkisini aratmayan bir ya-
kınlıkla perçinlenen büyük bir aileyi oluşturmaya
başlamıştık. Sık sık buluşan, yurtiçinde, yurtdı-
şında seyahatlere çıkan, birlikte mavi yolculuk-
laryapan, haftasonlarını IznikGölü kıyısında bir-
likte yaşayan, sevinçlerle yasları ortaklaşa pay-
laşan, karşılıklı olarak dost varlıkları zenginleşen
bir aile.
Sami Karaören ile iş arkadaşlığımızın ötesine
geçen dostluğumuz ondandır. Ondandır Mehcu-
re Hanım'ın bizim de aile büyüğümüz olması, on-
dandır oğlum Devrim Mine için ne ifade ediyor-
sa, Mine'nin yeğeni Eren'in de bizim için aynı şey
olması ve büyük bir aile olduğumuz içindir, Meh-
met ile Fatoş ile kardeşlik ilişkimiz ve de keder-
leri ortak paylaşmamız yüzündendir, Güldal ile
Mine'nin acılarını bal eyleyip, bize kahkahalar
halinde sunmuş olmaları.
• • •
Yıllar içinde büyük ailemize katılanlar da oldu,
yitipgidenlerde...
Her gidenin ardından, kalanlar daha da kenet-
lendiler birbirlerine. Bayramlar daha birlikte ge-
çer, yolculuklar daha bir arada yapılır, doğum
günleri daha ortaklaşa kutlanır oldu.
Her yeni gelen, meşrebini, acısını, kahkahası-
nı getirip sunuyordu ortaya. Ve her ailede oldu-
ğu gibi, bu sunmalarda öbüıierinden daha veri-
ciolanlarvardı. Erimgibi, Minedeonlardandı. lyi
biryemek.. sıcak bir ilgi.. müşfik bir dokunuş.. en
güzel hediyeden daha büyük bir armağan olan
sıcak bir gülüş.. on beş gün ya da bir aylık bir ay-
rılıktan sonra, gözlerinin içi gülerek, "Sizi ne ka-
dar da özlemiştim" deyiş... Cannes'da Gaston
Gastounette'e, kendi patlamasına kendi de şa-
şırmış olan Ata Sakmar'ın haline bakarak ve ka-
sıklarımızı tutarak, sonradan dalga dalga bütün
lokanta sakinlerinin katıldığı kahkahatufanı...
Bu arada deniz kıyıları zamanımızı kemirmek-
te, kimileri bize yokluklarının ateşten gömleğini
giydirip, yolculuktan erken ayrılmaktaydılar.
Doğrusu Sevgili, Mine'nin de bunlardan biri
olacağını hiçbirimiz düşünmemiştik, o kadar ya-
şam dolu, o kadar genç gülüşlü ve canlıydı ki.
Daha bir süre bütün dostları onun bize doku-
duğu ateşten gömleği giyecegiz. Sonrayavaş ya-
vaş eskiyecek üstümüzde, ilk günlerdeki kadar
yakmayacak, özlem anılardan medet umacak.
Gün dönecek, çizgiler solacak... Sonra bir baş-
kası, belki ben, belki sen, belki de hiç düşünme-
diğimiz bir başkası bize gömleği bırakıp göçe-
cek, zaman geçip, acılar birbiri üzerine eklenip,
sonra ilk şiddetlerini yitirdiklerinde, hep Jacqu-
es Brel'in aynı şarkısını anımsayacağız:
"Hayır hiç ama hiçbir şey, hiç birşey unutul-
maz I Yalnızca alışılır. Hepsi bu."
asirmen@ cumhuriyet.com.tr
Sami ve Mehcure Karaören'lerin kızı
MİNE
KARAÖREN
CÖZEN'ın
yitimini yüreğimiz yanarak öğrendik.
Dostlarımızın acısını paylaşıyoruz.
Hasan Basri Akgiray, Halide Akgiray,
Mehmet Başaran, Filiz Başaran,
AhmetYol.ÜlkerYol,
Rezan Fırtına, Bahattin Fırtına
Insan Haklan Danışma Kurulu raporunun tartışıldığı paneli yöneten Prof. Dr. Gürsoy'a saldın
Tahammülsüzlükgösterisiİstanbul Haber Servisi - Çeşitli sivil
toplum kuruluşlannın düzenlediği ve
Insan Haklan Danışma Kurulu (ÎHDK)
raporunun tartışıldığı paneh yöneten is-
tanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr.
Gençay Gürsoy'u SSK'lı bir hekimın
ihanetle suçlaması ve Işçi Partili birgru-
bun da destek olması üzerine yumruk-
lu kavga çıktı. Gürsoy, son dönemler-
de tehdıt mesajlan içeren elektronik pos-
talar aldığını söyledı.
îstanbul Tabip Odası, Üniversite Öğ-
retım Üyelen Derneği, KESK, DİSK,
İstanbul Dışhekimlerı Odası'nın da
aralannda bulunduğu çeşitli sivil top-
lum kuruluşlan tarafindan Yıldız Tek-
nık Ünrversitesi (YTC) Oditoryu-
mu'nda "Annlıklar ve Kültürel Hak-
lan SorumT konulu bir panel düzen-
lendi. İHDK bünyesindeki "Azıniık
Haklan ve Kültürel Haklar Çanşma
Gnıbu'"nca hazırlanan raporun tartışıl-
dığı panelin açılış konuşmasını yapan
Üniversite Öğretım Üyeleri Derneği
Başkanı Prof. Kadir Erdin,IHDK Baş-
kanı Prof. tbrahim Kaboğlu'nun ra-
poru sunuşu sırasındaki fııli müdaha-
leyi anımsatarak, "çalışma gnıbu üye-
lerinin hazırtadıklan raporuözgürceor-
taya koyduklannT anlattı.
Erdin, konuşmasının sonunda, Prof.
Başbakan Erdoğan:
Rapor
istemimiz
olmadı
• İHDK tarafindan hazırlanan
raporun kendi istemleri dışında
hazırlandığını belirten
Erdoğan, yaşanan gelişmeleri
de 'etik' bulmadığını söyledi.
RİZE (Cumhuriyet) - Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan, Insan Haklan
Danışma Kurulu'nun, (İHDK)
"azmük" raporunun kendi istemleri
olmadan hazırlandığını belirterek
"yapılanı etik bulmadığuu" söyledi.
Erdoğan, kurulun başına "Başba-
kanhk" sözcüğünün konmasını
eleştirirken, kurulu sivil toplum ör-
gütü saymadı. Rize'de basın toplan-
tısı düzenleyen Erdoğan, "Bir defa
bir talep üzerine hazırlannuş bir ra-
por değildir. Talebimiz olmamasına
rağmen bize hazırlanan rapor gel-
meden, bu tür şeylerin medyaya ve-
rilmesi veya topluma bunun dağrai-
ması, başına da 'Başbakanhk' koy-
mak suretiyle bunun yapıhnasma
etik açıdan kimsenin hakkı yoktur.
Yaygaralar koptuktan sonra telaşla
bu rapor tekrar ele alınmış. köşeleri
falan yıunuşabhnış, ondan sonra
Başbakanlık'a gönderilmiştir. Etik
açıdan işin yankş olan tarafi budur.
Kendi kişisel görüşleridir. Paylaşti-
ğun görüşlerim olabilir, paylaşmadı-
ğun görüşlerim olabilir, o ayn. Ama
ben yapılanı etik olarak doğru bul-
madığını için değerlendirmesini de
japmıyorum" dedı. Erdoğan, kuru-
lun hükümetleri zamanında oluştu-
rulmadığını belirterek İHDK'nin
sivil toplum kuruluşu hareketi ol-
madığını sa\ıındu. Erdoğan, Kıbns
Rum kesiminden Türkiye'nin AB
üyeliğı için müzakere tarihi alması-
nı veto edeceği yönünde mesajlar
verildiğinin anımsatılması üzerine,
Türkiye'nin Rum kesimi ile Güm-
riik Birhği'ne de "evet" dedığini
belirterek, Güney Kıbns'tan da
"e\et" beklediklerini sövledi.
üdızTeknik
Üniversitesi'nde
düzenlenen
paneli yöneten
Prof. Gürsoy'u
protesto eden
Işçi Partili gnıp,
kaühmcüann
müdahalesiyle
salondan
çıkanldı.
(Fotoğraf: AA)
Gürsoy'u, paneli yönetmek üzere kür-
süye da\ et ettiği sırada Beyoğlu SSK'de
görevlı olduğu öğrenilen Dr. Hikmet
Çevik tepkı gösterdı "Gürsoy'un pa-
neh' İstanbul Tabip Odası Başkanı sı-
fatıylayönetemeyeceğinr sa\unan Çe-
vik. "Türk tabip hareketi Çanakka-
le'de şehit olanlann kanlanyla kunü-
muştur. Bu ülkeye ihanetedenlertabip
odası başkanıolamazlar. Artık değildir.
Ben bugünün übbiyelilerinin gür sesi-
yim. Her yerde beni karşınızda bula-
caksınız. Gürsoy; tabip hareketinin ta-
rihine, kuruluş ilkelerine ihanet etmiş-
tir. Herkesi bu ihanet toplanbsını terk
etmeye çağmyDrum" dıye bağırdı.
Ardından salonda bulunan tP Öncü
Gençlik üyeleri de Çevik'e destek ve-
rerek, Türk bayrağı açtılar. Panele ka-
tılan dinleyicilerden bazılan, Çevik'i
salondan atmaya çalıştı. Çevik ile bu
kişıler arasında bir süre arbede yaşan-
dı. Zor kullanılarak Çevik'in dışan
atılmasından sonra salonun kapısı ka-
patılıp panele devam edildi. Olayın ar-
dından İstanbul Tabip Odası'ndan bir
görevli, kürsüdeki mıkrofonu eline ala-
rak "Hikmet Çe\ik'in İstanbul Tabip
Odası seçimlerine girdigini ve kaybet-
tiğini, bu yüzden de salonda şov yapn-
ğını" ileri sürerek "faşist" suçlamasın-
da bulundu. Işçi Partili bazı kişiler de
"AB'den kaç para aldunz?" diye bağır-
dı. Daha sonra tekrar söz alan Erdin,
"Türkiye'de her düşüneenin salonda da
görüldüğü gibi özgürce tarüşıldığuıı,
başka söylenecekbir sözün kalnıadığı-
nı" kaydetti. Gürsoy ise "son zaman-
larda kendilerine Zihnı Sınirlı" imza-
sıyia elektronikortamda tehdit mesaj-
lan geldiğinr belırterek "Dua edin ki
o rapor sadece \ ırtılmakla kalındı. Da-
ha fazla sabn zorlamaym. Bir yerde
kardeş kanı akacak deriiliyor" dedi.
Panelde konuşan İHDK Üyesi Prof.
Basknı Oran, rapora ılişkin itirazlann
"raporun okunmanıasmdan"" kaynak-
landığını söyledi. Oran. "Rapordabir
hata vapük: Türkiye'de üst kinüiğin
nasıl operasyonel halegetirileceğine iliş-
kin örnekler vermedik. Türk paıia-
mentosudegü Iürkiyeparlamentosu
gü)L."dıye konuştu.
İstanbul Üniversıtesı Iktisat Fakül-
tesi öğretim üyesi Prof. ToktanuşAteş,
"Demokratik yollardan dile getirilen
taleplerin karşılannıak istenmediğiza-
man sorunlar. sokağa çekilerek ege-
men güçler tarafindan susturulmaya ça-
hşılmaktadır. Bunun adı laşizmdir" de-
di. İstanbul Tabip Odası'ndan yapılan
yazılı açıklamada ise "panelin Susur-
lukçu provokatörierce engellenmeye
çalışıldıgı*" öne sürüldü.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Konyaaltı'nda bulunan tesis Kepez'e verilmeye çalışılıyor
AKP, havuz kapma telaşında
GURSUKUNT
ANTALYA-Antalya Gençlik ve
Spor İl Müdürlüğü'ne ait olan ve
CHPTi Konyaaltı Belediyesi sı-
nırlan içinde kalan Süleyman Erol
Yüzme Havuzu'nun, AKPTı Ke-
pez Belediyesi'ne devri için gin-
şim başlatıldı. AKP İl Başkanı
Hamza Taş, gerekçe olarak "Ke-
pez'de deniz olnıaınasmı" gösterir-
ken, Konyaaltı Belediye Başkanı
Muhittin Böcek karara tepki gös-
terdi. Konyaaltı sahilınden Ke-
pez'den, Murarpaşa'dan gelenle-
rin de yararlandığını ifade eden
Böcek, "Konyaalü sabJJinden ya-
rarlanan insanlar için kimtik kont-
rolü yapümıyor. Şimdi biz de Kon-
yaaltı'nın Kepez Ormam, Masa
Dağı yok mu diyeüm? Bu ayruncı
yaklaşınun manüğmıçözmek zor"
dedı.
1969 yıhnda Konyaaltı sahilin-
de inşa edilen, ancak yıprandığı
için yaklaşık 6-7 yıldırkullanılma-
yan yüzme havıızu paylaşılamı-
yor. Göreve geldiği günden bu ya-
na havuzun Konyaaltı Belediye-
si'ne devredilmesi için girişimler-
de bulunduğunu belirten Muhittin
Böcek. "Ancak bu konuda biraz si-
yasi davTanıldığı için bu tarihe ka-
dar havıızu kendi müTkiyetimize
alamadık. Şimdi de Kepez'de de-
niz olmadığı gerekçesiyie, havuzun
Kepez Belediyesi'ne devıi söz ko-
nusu. Böylesi bir aynm dünyamn
hiçbir yerinde yoktur" diye ko-
nuştu.
Kepez Belediyesi'nin yaklaşık 3
ay önce havuzun devriyle ilgili gi-
rişimleri olduğunu. ancak bunun
şu ana kadar sonuçlanmadığını
açıklayan Böcek, "Ben konuyu
BüyükşehirBeiediye Başkanı Men-
deres Türel'le de görüştüm. Ken-
disi konuyu bakanhğa aktaracağı-
m ve sorunun çözüleceğini söyledi.
Seçilmiş bir belediye başkanımn
sözüneinanmakdurumundayım"
dedı. Böcek, iktidar partısinin il
başkanlığını yapan Hamza Taş'm
"Kepez'de deniz olmadıgı gerekçe-
siyle havTizun Kepez Belediyesi'ne
devrine" ilişkin açıklamasını da
etik bulmadığını belirtti.
Öldürülüşünün 24. ylı
Ilhan Erdost
anüıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gözal-
tına akndığı Mamak Asken Cezaeu'nde 7 Ka-
sun 198O'de dövülerek öldürülen yayıncı İl-
han Erdost, bugün mezan başında anılacak.
Erdost'un dostlan, saat 12.00'de Karşıyaka Me-
zarlığı, 2. Kapı, M19-Parsel 200'dekı gömü-
tü başında bir araya gelecekler. Muzaffer ve
İlhan Erdost kardeşlerin sahibi olduklan Sol
ve Onur Yayınlan, Ankara'da İlhanilhan Ki-
tabevi'nde yüzde 50 indirimli olarak okurun
yararlanmasına sunulacak.
Erdost kardeşler, evleruıde Engeb'ın "Do-
ğanm Dhalektiği'" kitabını bulundurduklan için
gözaltına alınmış ve 7 Kasım 1980 Cuma gü-
nü Mamak Askeri Gezaevi'ne götürülmüşler-
di. Muzaffer Erdost o
gün yaşananlan, "Aynı
gün, bir astsubay ve dört
muhanz erin nezaretin-
de, 28. Tümen içerisinde
bulunan başka bir blo-
ka nakiDersırasında,ast-
subayin taUmatıyla ara-
ca bindirilmeden önce,
araç içerisinde, araçtan
indirildikten sonra, C-
BlokF koğuşunun tel ör-
güyle çevTİB avlusunda, Üh
an
Erdost
bir saateyakm bir süredövüldük, koğuşa alın-
dıktan birkaç dakika sonra İlhan Erdost \a-
şammı yitirdi" sözleriyle anlattı.
7 yıl süren yargılama sürecinde, 3 muhafiz
er 10'aryıl 8'eray, görevli olmadığı haldeara-
ca "özd" amaçla alınan Kısmet Çağlar 8 yı-
la mahkûm oldu. Karar. Asken Yargıtay ta-
rafmdan onandı. Erdostlar'ın dö\-ühnesi için
talimatı veren astsubay Şükrii Bağ ise önce
10 yıl 8 aylık hapis cezasına mahkûm oldu.
Sıkıyönetim mahkemesi. yeniden yaptığı yar-
gılama sonucunda Bağ "a yalnızca "göre^ih-
mal" suçundan 3 yıl hapis cezası verdi. As-
keri Yargıtay 5. Dairesi, Bağ'ın üst smırdan
cezalandınlmasını yasaya aykın bularak boz-
du. Mahkeme alt smırdan 6 ay hapis cezası
verdi.
"Açıkhğa ve aydmhğa kavuşturuhnadığısü-
rece bhmeyeeek olan, ülkenin sürekti kanava-
cak bir yarasıdn* İlhan Erdost davası" diyen
Muzaffer Erdost, "Bugün, İlhan'ı Karşıya-
ka'da mezan başında anarken, de\Tİmci de-
mokratikleşme yohmda can verenleri birlik-
te anmış olacağrz" dıye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
12 Eylül askeri darbesinin en kıy-
metli hedıyelerinden(!) birisi olan Yük-
sek öğretım Kurulu'nun kuruluşundan
bu yana tam 23 yıl geçmiş. Üniversi-
telerimizde sorunlar gıderek büyüyor.
Bir askeri darbe ürünü olan YÖK Ka-
nunu ne yazık ki demokratikleşmeden
nasibini alamadı. öğretim üyeleri, bu
sorunlara çözüm arıyorlar. Ne yazık ki,
siyasi hesaplar yüzünden YÖK'ün ger-
çek sorunları hiçbir zaman masaya
yatınlamadı. YÖK'ün değişmesi ve Tür-
kiye'nin ihtiyaçlarına cevap verecek
hale gelmesi sağlıklı bir ortamda tar-
tışılamadı. Şimdi biraz daha sakin bir
ortam oluşuyor.
23. yıl nedeniyle Üniversite öğretim
Üyeleri Derneği (ÜÖÜD) Başkanı Pro-
fesör Doktor Kadir Erdin bir bildıri ya-
yımlayarak bugün bıle yapılabilecek
şeyler olduğuna dikkat çekti. ÜÖÜD
fkincı Başkanı Profesör Doktor Alper
Sevgen bir mektupla bildiriyi ve di-
ieklerinı aktardı.
Sevgen, YÖK Lasası'ndan önce de
yapılabilecek şeyler olduğunu belirti-
yordu: "Kanaatimizce yeni yasa çık-
YÖK'ün 23. Yılı ve Öğretim Üyeleri
madan da YÖK birkaç yönerge ve yö-
netmelikle ülkemizde devlet üniver-
sitelerini akademik açıdan rahatlata-
bilir, dinamizm kazandırabilir, adeta
akademik çehresini değiştirebilir. Cum-
hurbaşkanımızın koyduğu başlıklann
altının doldurulabilmesi lazım ve YÖK
bunu yapabilecek konumda. Sayın
Teziç'/n bunu başarabileceğini umu-
yor ve bekliyoruz." ÜÖÜD Başkanı
Kadir Erdin, YÖK'ün 23. yılı nedeniy-
le yayımladığı "Çağdaş üniversite için
hemen yapılabilecek çok şey var!"
başlıklı bildirisinde şunları söylüyor:
"Son günlerde üniversite açılışlannı
onurlandıran Cumhurbaşkanımız
önemli mesajlar vermiştir Üniversi-
tenin katılımcı, demokratik ve çağdaş
olması, eğitimın laik karakteri ve Av-
rupa Birliği'ne girmeye hazırlanırken
üniversitelerin üzeherine düşen gö-
revleriyerine getirebilmeleri için refor-
mun gerekliolduğu vurgulanmaktadır.
"Herkesin hemfikirolduğu bu hedef-
lere ulaşılabilmesi için ne yapılmalı?
ideal olarak anayasanın 130. ve 131.
maddelerinin değiştirilmesi lazımdır. Bu
yapılamadığı takdirde anayasa deği-
şikliği olmadan yeni bir YÖKyasası ile
ideal olmasa da çok önemli değişik-
likler yapmak mümkündür. Fakat bu-
nun da olmaması ve gecikmesi halin-
de, YÖK'ün hemen yapabileceği çok
şey olduğuna inanıyor, üniversitenin
katılımcı, demokratik ve çağdaş bir
şekilde çalışmasını sağlama yönünde
adımlar atmasını bekliyoruz. Şöyle ki:
"a) Mevcutyapısıyla çalışması müm-
kün olmayan Akademik Genel Kurul
yerine fakültelerde kadrolu ve tam gün
çalışan öğretim üyelerinden oluşan
fakülte genel kurulu oluşturulmalı, ve
bu kurullar toplantı nisap ve çalışma
esaslannı YÖK'ün koyduğu çerçeve
içinde belirledikten sonra senato ona-
yına ve YÖK'ün bilgisine sunmalıdır.
Birerakademikparlamento olan bu ku-
rullann kararian, dar fakülte kurullan
ve yönetim kunjllannca öneri olarak de-
ğehendirilebilir. Fakülte genel kurulu
komisyonlar kurarak akademik çalış-
malannı aynntılı olarakyürütebilir. Di-
siplinlerarası lisans programlan da bu
kurulda oluşturulmalıdır.
a) a) Bölümlerde kadrolu ve tam gün
çalışan öğretim üyelerinden oluşan
bölüm genel kurulunun benzer şekil-
de çalışması akademik açıdan ya-
şamsal önem taşır.
b) b) Fakülte genel kurulu seçimle
belirtenen dekan aday(lar)ını rektö-
re, bölümler seçimle belirlenen bö-
lüm başkan aday(lar)ını dekana sun-
malıdıhar. Benzer şekilde ana ensti-
tü müdürleri (fen bilimlen, sosyal bi-
limlergibi) adaylan seçimle belirlene-
rek rektöre sunulmalıdır.
c) c) Üniversitelerde rektörseçim-
leriyeni esaslara bağlanmalıdır. Her
fakülte genel kurulu tarafindan belir-
lenen ikişerüyeden oluşan birseçim
kurulu seçim takvim ve esaslannı tes-
bit etmeli, adaylann eşit koşullarda
yanşmaları temin edilmelidir. Aksi
takdirde, mevcut sistemdeki haliyle
yeniden aday olan rektörün ikinci de-
fa mutlaka yeniden seçileceği belli-
dir ve zaten öyle de olmaktadır. Üs-
telik ikinci rektöriük sürelerini tamam-
lamak üzere olan rektörler, kendi
adaylannın seçilmesi için de yoğun
baskı uygulayabilmektedirier.
"Sayın Cumhurbaşkanı ve öğre-
tim üyeleri ülkemizde çağdaş üni-
versite istiyor. Beklentimiz, bu iste-
min gereklerini YÖK'ün, mevcut ya-
sanın elverdiği ölçüde, yerine getir-
mesi ve üniversitelerin hiyerarşik,
hantal, bürokratikyapısını kaldırmak
için bir an önce çalışmaya başlama-
sıdır."
Gerçekten YÖK'ün değişmesi ve
demokratik bir yapıya kavuşmasıyla,
Türkiye'nin 12 Eylül ortamından kur-
tulması arasında bir bağ olduğuna
inanıyorum. Üniversite öğretim üye-
lerinin çağnsı, yeni bir dönem için bir
başlangıç yapma olanağı sağlayabilir.
Umarız bu çağrı dikkate alınır.