Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 7KASIM2004PAZAR
10 P A Z A R YAZELARI dishab<«cumhuriyet.com.tr
GeorgeBushnasılkazandı...A merikan tarihinın en tartışmah seçimi
/\ sona erdi ve Cumhuriyetçi Parti adayı
- i T . George W. Bush Başkan seçildi. Hemen
herkes şokta. Cumhuriyetçiler kendilerinin
bıle beklemedigi bir üstünlük sağladılar.
2000'deki rakibi Al Gore'dan 500 bin oy
daha az almasına karşın, ikinci seçmenlere
dayalı seçim sistemi nedeniyle başkan
koltuğuna oturar Bush, bu defa azınlığın
değil, seçmenlenn yüzde 51 'inin, yani 59
milyon Amerikalının oyunu aldı. Demokrat
aday John Kerry'den 3 5 milyon fazla oy
topladı. Bir başka gerçek de, Kerry'ye oy
verenlerin azımsanmayacak şekilde 55 milyon
435 bin kişiyi bulması. Sonuçta gelinen bu
noktada ortaya çıkan, Amerikan halkının
birbirine taban tabana zıt iki büyük gruba
aynldığı. Bunun birçok nedeni var. Bunlar
maddeler halinde sıralanırsa, Amerika'nın
içinde bulundugu toplumsal ve politik
aynşma çok daha net biçimde ortaya çıkıyor.
1) Araştırmalara göre seçmenlenn oylannı
hangi yönde kullanacaldannı belirlemelerinde
moral degerler yüzde 22, ekonomi yüzde 20,
terorizm yüzde 19 ve Irak konusu yüzde 15
etkili oldu. Muhafazakâr bir eğilim içinde olan
halk, Bush'un savunduğu degerleri kendi
değerlenne yakın buldu. Her konuşmasında
inançlanndan söz eden koyu duıdar Bush, her
hafta dinsel törenlere katılanlann yüzde 61 'i
tarafından desteklenirken dini törenlere hiç
katıhnayanlann yüzde 62'si Kerry'e oy verdi.
Seçim sırasında yapıian oylamada 11 eyalette
yaşayanlann eşcinsel evliliğinin
yasakJanmasından yana oy
kullanması da halkın dinı değerlen
ön plana aldığının göstergesi.
2) Amerikan halkı, hiçbir savaş
döneminde başkan değiştirmedi.
"Yanşın ortasmda aü
değiştirmeyiz" mantığıyla, henüz
yeterince tanımadıklan bir
başkasıyla yola çıkmaktansa,
bildıkleri liderle yola devam etmeyi yeğlediler.
3) Her savaş döneminde oldugu gibi sağ
kanat seçimden güçlenerek çıktı. Milliyetçilik
ve terör kartını kullanan Bush, terorizmle
savaşarak Amerika'yı koruyacak başkanın
kendısi olduğu konusunda seçmenleri ikna
etmeyi başardı. "Dünyayı terörize ederek
NEW YORK
terörden korumnak''; Bush'un Amerikalılara
sunduğu politik paradokstu gerçekte.
Fakat CNN, Fox Nevvs, Nevv York Post vb.
gibi sadece taraflı medyadan haber alan ve
gerçeklere ulaşmak için farklı kaynaklara
başvurmayan Amerikan halkının
çoğunluğu bu paradoksu fark etmedi bile.
4) Bu seçimde rekor düzeye ulaşan yeni
seçmen kaydı, tahminlerin
aksıne Demokratlann lehine
sonuçlanmadı. Cumhuriyetçiler
kendi seçmenlerinin oy kullanması
konusunda büyük başan sağladılar
Bu seçmenler özellikle, erkekler,
beyazlar, evliler, yılda 50 bin
dolardan fazla kazananlar, gaziler,
Protestan ve Katolikler arasından
çıktı. Kerry, siyah nüfus arasında
dokuza bir, Ispanyol kökenli nüfus arasında
ise ikiye bir oranında Bush'a fark attı.
6) 18-29 yaş arasındaki genç nüfus, bu
seçimde de oy kullanmadı. Gençlerin 2000
seçiminde toplam kullamlan oy içindeki
oranı yüzde 17, bu seçimde de aynı kaldı.
6) Demokratlann savunduklan politikalan
ZÜLAL
KALKANDELEN
açık bir dille anlatamamalan ve kullandıklan
dilin halka inememesi, seçimi
kaybetmelerinde bir dığer önemli neden oldu.
Kerry'nın Irak savaşı konusunda net bir tavır
ortaya koyamaması, bazı konularda tavır
değişikliğı göstermesi, Amerika'nın güç
kullanmadan önce uluslararası camianın onay
testinden geçmesi gerektiğüıi söylemesi,
önemli hatalan olarak değerlendirildi.
Bütün bu etkenlerin sonucunda, Bush Beyaz
Saray'daki ikinci dönemine güçlenerek
başladı. Şimdi muhafazakârlar. haritada
Cumhuriyetçilenn kazandıklan eyaletleri
simgeleyen kırmızı bölgeleri gösterip
"Bakın, nasıl kıpkırmızı Amerika!" derken
mavi ile simgelenen Demokratlar, Kanada'ya
taşrnmayı düşünüyor. Herkes Amerika'nın
tehlikeli bir biçimde ikiye aynldığını ve ortak
değerlerde buluşulması gerektiğini söylüyor.
Merak ediyorum, acaba kaç kişi 3.9 milyar
dolar harcanarak yapıian Amerikan tarihinin
bu en pahalı seçimının aslında milyarderlerin
milyarderlere karşı verdiği nefes nefese
geçen bir yanş olduğunu düşünüyor?
kzulalty yahoo.com
Afro-Parizyen bir çift
C
lichy Bulvan'ndakı Le
Libre Echange Kafe'ye
topu topu iki kez
gidiyorum. Buna rağmen etraftan
tanıdık gülücükJer aldığımı fark
ediyorum. Bunun nedeni, üst üste
iki sabahtır orada olmam. Sabahın
erken saatleri, payla$ımlan daha
anlamlı kılıyor galiba. Herkes
sıcacık yataklanndayken siz başka
bir yerde olmayı tercih ermışsinız;
birbirinize yumuk gözlerle
bakmayı, uykudan
çatlayan seslerle
konuşmayı göze
almışsınız. Tıpkı dün
sabaha karşı masada
oturan Kuzey
Afrikalı çift gibi...
Afro-Parizyen bir çift
onlar; tenleri Paris
güneşinin sık sık
bulutlann ardına saklanma
huyundan yıllar içinde biraz
açılmış sanki. Afrika kokmuyorlar
artık! Ancak Fransızlara göre kat
kat hızlı devinen kara gözleri
hemen ele veriyor onlan. Acaba
bugün de gelecekler mi?
Ayağımda terlikler, sırtımda
pardesü tezgâha yanaşıyorum. Tam
kahvemi söyleyecekken:
"Köpeğim için biraz kesme şeker
PARİS
ŞANSINTÜZÜN
alabüir miyim?" diyor arkamdaki
çatlak seslerden bin. "Ald^m
şekeriere bakılırsa köpek değil bir
at besüyor ohnahsuı!" diyor garson.
Yine de tezgâhın altından biraz
kesme şeker uzatıyor. Sonra da el
çabukluğuyla bır espresso
bırakıyor tezgâha, berüm için. Az
sonra Afro-Panzyen çiftin erkek
olanı ıçeri ginp dünkü masalanna
ofuruyor. Ben de aniden aynı
dekoru oluşturmam gerektiğini
düşünerek kahvemi alıp
yanlanndakı masaya
geçiyorum. Afrikalı
çocuk yüz bininci kez
saatine bakıyor, yüz
bininci kez bir kiz
randevusuna gecikiyor.
Neslinin tükenmesi
pahasına Nuh'un
gemisine bile geç
kalmayı göze alabilecek cesur
kadınlardan bıri o... Neyse ki
sonunda gelıyor. Yarumdan
geçerken benı yuıe bitışığindeki
masada orurur görünce bembeyaz
dışleriyle hafifçe gülümsüyor.
O masaya oturduğunda artık her
şey unutuluyor; geç kaldığına
dair ne bir sitem ne de bir şey
işitüiyor. "Aşık!" diyorum.
"Afrikah çocuk körkütük âşık~."
Aynı anda kızın çikolata rengi
ayaklanna gidiyor gözlerim, her
bir parmağına konmuş nar tanesi
gibi panldayan ojeli tırnaklanna.
Rengârenk boncuklu terlikler var
ayağında yağmura rağmen.
Buram buram Afrika kokuyor
ayaklan. Paris'in ısrarlı
yağmurlannın bile alıp
görüremedığı ınatçı bir koku bu.
"A/rikaiı çocuk körkütük âşık»"
diyorum. Durmadan sigara ve
kahve içiyorlar, bir şey yedikleri
yok... Onlara iki sokak ötedeki
Kamerun Lokantası'ndan söz
etsem mi acaba? Restoran Chez
Janet'ten. Aslında ufacık bir oda.
Topu topu iki masa var; duvarlarda
masklar, altın yaldızlı aynalar,
avizede geçen yılbaşından beri
sallanıp duran mahmur noel
süsleri... Âşıkken yemeğe pek
basmaz adamın kafası. Birilerinin
boyuna âşık çiftleri doyunnaya
çahşması bundandır. Neyse canım,
daha öğlene çok var! Bilmem,
yann sabah da burada olacaklar
mı? Dünü ve bugünü paylaştığım
Afro- Parizyen çiftin yanrunda ben
olmayacağım için bunu asla
öğrenemeyeceğim, ama nerede
olursa olsun Afrikah çocuğun yann
sabah da âşık olacağını bileceğım.
Bayvera
9
daşenlik var
Almanya'nnı Bavyera eyaletinde Aziz Leonhard Günü. çeşitli eğlencelerle
kutlandı. Geleneksel giysikrini giyen Bavyerahlar at arabalanyla
Bad Toelz sokaklannı doldurdular. Aziz Leonhard, Bavyera'da
çiftçilerin. atlann. büyükbaş ve küçükbaş hayvanlann
koruyucusu olarak görülüyor. (Fotoğraf: AP)
Hollandalılar Theo'nım yasını tutuyorTT T"ollanda, yazar, yönetmen,
ğ—i film yapımcısı Theo van
J. -Â. Gogh'un öldürühnesinin
şokunu yaşıyor. Son yıllarda
yaşanan olaylar Hollanda'yı çok
değiştırdi. Bizden önce gelenler,
buralarda insan haklan konusunda
yaşanan olaylan anlatırdı da bizler,
yani benimle aynı dönem gelenler
hayranlık ve şaşkınlıkla dinler, ne
kadar hoşgörülü, ne kadar güzel bir
ülke diye düşünürdük. Ben 1990'dan
sonra yerleşenlerdenim. Bizden
önce yerleşenler çok güzel hikâyeler
anlatırlar Hollanda'ya dair. Hiç
unutamadığım hikâyelerden biri,
arkadaşlardan birinin ayağuıda
bir sivilce çıkması ve ağndığı için
gece aradığı doktorunun acilen
eve ambulans göndermesi idi.
Son yıllarda çıkan birçok yasa,
Hollanda'nın çehresini değiştirdi.
Bu durum eğitimde de, sağlıkta da,
diğer alanJarda da böyle. Aslmda
yazmak istediğim konular bunlar
değil, sadece kısa kısa değinmek
istedim. Theo van Gogh'u öldüren
Faslı, bir Hollanda yurttaşı, ikinci
kuşaktan Hollandalı bır Müslüman.
Yani, Hollanda'da doğup büyüyen
Arap kökenli bir Müslüman.
Kreşten itibaren Hollanda
okullannda okumuş, Hollanda
eğitim sistemi içinde yetişmiş biri.
Hollanda"da herkes
kreşten itibaren
becerilerif!)
doğnıltusunda şekillenır
ve öğretmenlerirun de
yardrmı (!) ile yaşama
hazırlanır. Yani burada
kimin nerede ne yaptığını
bihneden öylesine
yetişmesi, okula
girmemesı. gönlüne göre yaşaması
söz konusu değildir. Devletin
olduğu gibi. Hollanda'da yaşayan,
buranın vatandaşı olan ya da yasal
oturumlu bütün insanlann
sorumluluklan, yurttaş olarak
yapmalan gereken şeyler vardır.
Yani Hollanda'da ve de Avrupa'nın
AMSTERDAM
YAKUPKARAHAN
kalkınmış diğer ülkelerinde
neredeyse tüm bireyler sistemce
denetlenmektedir. Bu sağlam
sisteme rağmen Van Gogh'un katili
bu eğitim sistemi içinde yetişmiş
ve katil mertebesine (!) kadar
ilerleyebilmiştir. En önemli
sorulardan biri şu: Katil uluslararası
bir örgütle bağlantılıysa,
istihbarat ve polis bu
konuda bir çalışma
yapmış mıdır?.. Her
yanda terör tatbikatlan
yapılmaktayken katil
nasıl olup da yolda
yürüyen birinin bu kadar
rahatlıkla canına
kıyabilmiştir? Gelinen
noktayı ve cinayeti birçok açıdan
değerlendirmek mümkün. Olayın
bir yani, Van Gogh'un Islam karşıtı
Somali kökenli milletvekili Ayaan
Hirsi AK'nin katkısıyla yaptığı
Müslümanlığa ilişkin filminin
tepkı çekmiş ohnası. Bu hanım
Somali"deki Islami gelenekler ve
"kadın sünneti" gibi uygulamalan
gündeme getirip sünnet karşıtı
gösteriler bile düzenlemişti. Aynı
milletvekili her fırsatta İslamın
geriliğinden dem vurarak hakaret
içeren, aşağılayıcı sözcükler
kullanmıştı. Burada üzerinde
durulması gereken bir nokta var:
"tslam"a karşı yapılmış görünen bu
hakaretler, Hollanda"daki ırkçılann
ekmeğine yağ sürüyor, özellikle de
Müslüman kökenli yabancılarm,
İslam kültürünü ve değerlerini
aşağılaması bazı kesimler tarafuıdan
kullanılıyor. Hakaret edilen Türkler,
Araplar ya da onlara ait inanç % e
kültürün bir kısmı gibi görünse de
aslmda bütün bu insanlara karşı
ırkçı bır şekilde yaklaşılıyor.
Yabancı düşmanı parti lideri
Pün Fortuyn öldürüldüğünde,
Hollandalüann çoğu bir yabancı
tarafuıdan öldürühnüş olabileceğini
düşünmüştü. Hollanda da yaşayan
yabancılar "Bu işin altından bir
yabancı çıkmasın da huzurumuz
bozulmasın.." diye Tann'ya
yalvarmışlardı. Sonuçta korktuklan
başlanna geldi. Yine yabancılar ve
Müslümanlar hakkında pek iyi
şeyler söylemeyen bir Hollandalı,
bir Müslüman yabancı tarafından
öldürüldü. Neredeyse bütün Fashlar
hesap verme noktasuıda. Olayı
kınamayan Fas kökenli dernek,
cami, vakıf kalmadı. Bir insanın
düşüncelerinden dolayı canmuı
alınması rüyler ürpertici bir şey.
Bu, düşünce özgürlüğüne de
ciddi bır saldın. Ama "Niye ben
durduk yerde bütün bunlan
hesap verircesine, suçsuzluğumu
kanıttamaya çahşırcasına açıldamak
duramundayım" diyen yok.
"Katil, aynı zamanda bir
Hollandalıdır, çünkü HoDanda'nm
okullannda okumuş, yetişmiş,
şekülenmiştir. Burada Hollanda'nın
ve sisteminin de sorgulanması
gerekmektedir™'' diyebilen de
ohnadı henüz.
karahan a wanadoo.nl
Mustafa
Kemal
İsveç 'te( A rnk vaziyeti düzeltmek için mutlaka
/ l Avrupa'dan nasihat alnıak. bütün
i l işleri Avrupa'nın emellerine göre
yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak
gibi birtakun zihniyetJer belirdi. Halbuki,
hangi istiklal vanhr ki ecnebilerin
nasihatleriyle, ecnebilerin planlanyla
yükselebilsin?» Tarih böyle bir hadiseyi
kaybetmemiştir.' Bütün Dünya dergisinin
ekim sayısında verdiği Atatürk posterinde
yer alan bu sözler, 6 Mart 1922'de TBMM'de
söylenmiş! Sanki bugünler için! Cumartesi
günü, Isveç Atatürkçü Düşünce Derneği'nin,
Cumhuriyetimizin 81. yılı nedeniyle
düzenlediği ve 200'den fazla kışinin büyük
dikkatle izlediği toplantıda konuşan Prof.
Dr. Şükrü Sina Güreli dinlerken bu minik
poster önümdeydi. Eski Dışişleri Bakanı
Gürel, yurtdışında duymaya hasret kaldığım
güzel Türkçesiyle unurulmaz bir konuşma
yaptı. Prof. Dr. Şükrü Sına Gürel,
"Biz zaten Avrupa BirliğTnin her istediğini
yerine getiriyoruz, hatta bazılannı, daha
onlar istemeden kendiligimizden yapıyonız.
Gümrük birügi sayesinde bizi kendi
çıkarlanna göre gayet güzel kullaruyorlar.
O zaman adamlar bizi neden üye yapıp bazı
sorunıluluklar vüklensinler kT diye sordu. Ve
şunun altını özellikle çizdi: "Türldye, arnk
15 yıl sonra mı, ne zaman üye kabul edüirse,
o zaman en az 35 üyeli bir Avrupa Birliği'ne
ve o günkü koşullar altmda girecektir."
İsveç Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ve
eski dostum Mustafa Sönmez'ın çabalanyla
yaşama geçirilen bu anlamlı kutlamanın
diğer konuğu, yine Cumhuriyet yazan
Deniz Som'du. Som. "Atatürk devrimlerinin
Cumhuriyetimize kazandırdığı degerler ve
bugünkü durum'
STOCKHOLM
GÜRHAN UÇKAN
konulu konuşmasında,
"vaziyet
r
'ın
olumsuzluğunu
madde madde
gözler önüne serdi.
Sözlerine, "Atatürk
devrimlerinin
en büyüğü
cumhuriyettir,
r
' diye
başlayan Som, Türkıye'ye karşı Avrupa
ülkelerinın uyguladığı çıfte standarda
değindi ve AB üyesi olabilmek için ulusla
onurumuzun zedelenmesine izin vermememiz
gerektiğini vurguladı. Stockholm'deki bu
güzel ve öğretici öğleden sonranın en duygulu
ve etkileyici anı ise İsveç'teki görev süresi
dolduğu için bu ay içinde Ankara'ya dönecek
olan Stockholm Büyükelçimız Tomur
Bayer'ın yaptığı kısa veda konuşmasıydı.
Bayer ve radyofonik oyun yazan eşi
Yeşim Hanım, bu iki yıl içinde İsveç'te
yaşayan Türklere kendilerini se\ dirmiş,
davet edildikleri toplantılara severek
katılmış ve özellikle külrürel alanda birçok
etkınlıği desteklemişti. Büyükelçi Bayer,
konsolosluğumuzun ziyaretçi salonunda
resim sergisi açılabileceğini kanıtlamış ve
çeşitlı sanatçılann yapıtlannm burada gün
ışığına çıkmasını sağlamıştı. Kısa ve içten
veda konuşmasını yaparken kendısini 2 yıl
önce Stockholm'e atayan dışişlen bakanının
Saym Gürel olduğunu anımsatarak ona bizim
önümüzde teşekkür etti. tsveç'tekı Türk
camiası, 19701i ve 198O'lı yıllarda. hararetli
siyasi tartışmalar yaşamıştı. Daha sonra,
Türkiye'den siyasi nedenlerle aynlan
dostlanmız memlekete dönmüş ve ortada
düşünsel bir boşluk doğmuştu. "Kürt
sorunu" özellikle İsveç "te geniş ilgi topladığı
için tartışmalar, karşılıklı kutuplaşmalara
dönüşmüş ve din ağırlıklı olanlan da giderek
geniş boyutlar ahnaya başlamıştı. Atatürkçü
Düşünce Derneği'nin kısa bir süre önce
kurulması ve böylesıne güzel bır etkinliği
düzenlemeyi başarması, ilerisi için umut
verdi. Cumartesi günü konuşmalan izleyen
insanlanmız, Mustafa Kemal ruhunun nasıl
günümüzde de bizlere ışık saçnğına tanık
oldular. Başta. demek başkanı Mustafa
Sönmez, kunıcu üyeleri Musa Erdal ve
Sadık Kutiu olmak üzere Atatürkçü dostlara,
bundan sonrası ıçın de başanlar diliyoruz.
www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78
doku sanat galerileri
I. Salon
MAREK
BRZOZOWSKİ
II. Salon
ALİ DEMİR
4 Kasım -1 Aralık 2004
IMamur Teşvikıye Yolu (Av Süreyya Ağaoğlu Sok)
No: 412-3-4- Tsşvikıye-IST Tel' 0212.246 24 96 Fax 0212 246 38 42
S A N A T G A L E R İ S İ & S A N A T E V İ
BASRİ ERDEM
RESİM SERGİSİ
5 KASIM - 2 ARALIK 2004
Caferağa Mah Moda Cad Gûneş Apt No 19 Kat 1 Daıre 1
Kadtköy-İSTANBUL
Tel.: 0216 450 17 69 Fax.: 0216 450 17 68
•-mail: ın(o®morsanat com • web: www morsanat com
HASAN ÇELEBİ VE TALEBELERİ
4
GÜNVMÜZDEN GELECEĞE ÖZGÜN'
SERGİSİ
6 - 26 Kasim'04
Maksut Vard
Müzayede Galerisi
NÎŞANTAŞI-.\Kkavak Sokak
Tunamari Çarşısı Nc:20
Tel:(02I21 246 30 24-241 36 27
Fax: (0212)234 72 33
KARSU TEKSTIL
' GALERİSİ
FUNDA
GÜLAY
GÜNAYDIN
HEYKEL SERGİSİ
3 - 26 KASIM 2004
Gazetecıler S-rtesı YazartarSk No26
80300 Esentepe tSTANBUL
Tel 212 28S33 89 Fa*s 0212 267 24 44
e*mail sanatgaleisrSkarsu com tr
w«vw karsu com trAr'galeruîn<Jex rrtml
HoBi
IŞMET
BİRSEL
RESİM SERGİSİ
02 - 30 KASIM 2004
Valıkonağı Cad Pasaı 73 Nışanlaşı 80200
Tel (021S12252337-Fax (021212966470
www hottgaien con* • ınlo@hc>bt9aierı com
İtttntetrınız İçin
(0212) 293 89 78
perareklam@perareklam.com.tr
perareklam@superonline.com
www.perareklam.com.tr
(&ALMELEK
FAHRI SUMER
Resım Sergısı
İ4 Ekım - 1"" Kas.ımü4
Tel |O2'2I 2698014 Faj 10212)284 35 66
Nıspetrye A/ta Cd Nri Apl 1*246 t
svem IST
pazaf-ptesı ha^ıç '1 OD13 M a'as açaktır
oyun
oyuncaksergisi
6 kasım - 28 kasım
harmony
s a n a t g a l e r i s i
ıcadıye caddesı 70 kuzauncuk
tel 0 2 1 6 553 21 6 7
faks 0216 553 89 22
www harmonygalerı com
gaiertmız pazartesı harıç hergun
Tl 00-1900 şoarierı ara» oçıkiır