19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ Yüce Divan'da 'olağanüstü' dönemde, 12 Eylül darbesi sonrasında yargılanan Şerafettin Elçi: Mabkûmiyetpazarlığıyapıldı @5 t-2-l Türey Köse - Ayşe Sayın4 12 Eylül darbesiyle birlikte parlamento feshe- dilirken, anayasa da lağvedildi. TBMM'nin tüm yetkilerini, 5 generalden oluşan Milli GüvenlikKûnseyi üstlendi. Bu dönemde tam 4 bakan hakkında Yüce Divan'a sevk ka- ran çıktı. Bunlardan eski Adalet Partili Ba- yındırlık Bakanı SeJahattin Kıhç beraat etti. AP'den CHP'ye geçen "ll'ler" arasında yer alan, 3. Bülent Ecevit hükümetinin Bayındır- lık ve Iskân Bakanı Şerafettin Elçi, Gümrük ve Tekel Bakanı TuncayMataracı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı HUmi Işguzar ise Yüce Divan'da mahkûm oldu. RüŞVET SUCLAMASINDAN BERAAT ETTİ Milli Güvenlik Konseyi Soruşfurma Ko- misyonu raporunda Elçi, asıl olarak bakanlı- ga yaptığı atamalarda "böJgecitik" yapmakla suçlanıyordu. MGK Soruşturma Komisyonu raporunda, Elçi'nin bakanlık görevinde bu- lunduğu dönemde, "kendisiyle aynı kkoiojik doğnımıda buhınan baa kimsefcri. yakınlan- nı ve arkadaşiannı bakanhğın üst kadenteyö- netici kadrolanna tayin ettiğT belirtılırken "Eşref Erdem admdaki ktsnıin önce bakanhk müşavirtiğine annndan da müsteşar yardun- cılıgına vekâleten atanmasT buna örnek gös- terüiyordu. Bugün CHP Genel Başkan Yardım- cısı olan Erdem 'in "sakıncalı" bulunmasının nedeni ise üsteğmen rütbesindeyken ordudan aynlmış olmaktı. MGK Soruşturma Komisyonu 17 Mart 1982 tarihli toplantısında, Elçi ile birlikte Yüce Di- van'a sevki istenen eski Bayındırlık Bakanı Selahattin Kınç'ın yazılı savunmasını oku- duktan sonra, oybirliğiyle 2 bakarun Yüce Di- van'a sevkini kararlaştırdı. Iki eski bakan ru- tuklandı. Elçi, 26 Mayıs 1982'de başlayıp 12 Nisan 1983'te sona eren yargılaması sonucu görevini körüye kullandığı savıyla 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptınldı, rüşvet suçlamasın- dan ise beraat etti. Karann açıklanmasından kısa süre sonra tahliye oldu. Kıhç ve beraber yargılandığı 6 arkadaşı da haklarındaki suç- lamalardan beraat etti. 'KöTÜ BİR SINAV VERİLDİ' Yüce Divan'da "olağanüstü" dönemde, 12 Eylül darbesi sonrasında yargılanan Şerafet- tin Elçi, Anayasa Mahkemesi'nin o süreçte "çokkötü" sınav verdiği kanısında. Hatta ken- di yargılanmalan sırasında Yüce Divan göre- vinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na verüme- sinin gündeme geldiğine dikkat çeken Elçi. Eski Bayındırlık Bakanı ve CHP miltetvekili Şerafettin Elçi, Kürtçülük yaptığı iddiasıyia Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde yargılanırken. (1981) "Eğer Anayasa Mahkemesi, MGK'nin baskt- lanna direnseydi, bu görevYargıtay'a gklecek- ti Ama maalesef mahkeme budirenci göstere- medT diyor. Yüce Divan yargısı yetkisinin Anayasa Mah- kemesi'ne verilmesinin "çe&şkili vegarip" ol- duğuna işaret eden Elçi, "Anayasanınolrnadı- ğı bir yerde, onıuı mahkemesi oimaz" uyanla- nnm tutanaklara geçmekten öteye gıtmedıği- ni beürtiyor. Elçi sorularımızı şöyle yanıtladı: - Medis soruşturmalan ve Yüce Divan yar- griamaiannda, gerçekten adalet yerini bulu- yormu?" ŞERAFETTİN ELÇt - Elbette suç ışleye- nin cezasız kalmaması önemli. Belli makam- larda görev yapanlann belli dokunulmazhk- lan, güvenceleri var. Bir dereceye kadar do- ğal sayılabilir. Ama ne yazık ki bizde suçla- ma ve ibralar, hukukun gereklerine göre de- ğil, siyasilerin arzulanna göre olmaktadır. So- ruşturmalann açılması da, Yüce Divan'a sevk- ler de, yargılama süreci de böyle. Yüce Divan bir ceza davası yargılaması olduğu için, Ana- yasa Mahkemesi'nin yapısı ceza yargılaması- na uygun değıl. Yani cezai yargılamayı yapa- cak ehliyette olmayan bir sürü insan var ora- da. Bu irisanlann sağlıklı birbiçimde tamamen ceza hukukunun ruhuna uygun karar verme- si çok zordur. Anayasa Mahkemesi'nin vere- ceği kararlar hiçbir zaman doyurucu ve inan- dıncı gelmiyor. - Bu bir süre önce kamuoyunda da taröşd- nuşû.Hatta Yargıtaybu yetkuıin kendisindeol- mas» gerektiği görüşünde. Size göre yargıla- mayı hangi kurunı yapmalı? YAZIK Kİ MAHKEME OİRENÇ GÖSTEREMEDİ" ELÇÎ-Esasen bu eskiden ben tartişüır. 1982 Anayasası hazırlandığı zaman Yüce Divan gö- revinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na veril- mesi ciddi bir şekilde gündeme geldi. Ama Ana- yasa Mahkemesi bu görevin kendinde kalma- sı için büyük bir çaba içine girdi. Benim ka- nımca özellikle o günkü MGK'nin arzulan doğrultusunda özelhkle benim mahkûmiyetim bu olayda tartışma ve pazarlık konusu yapıl- dı. Şöyle ki, o zaman bizim davalar Anayasa Mahkemesi'nde görülüyordu. Biz de her şeyin iki dudağı arasında olduğu mutlak irade tarafindan sevk edilmiştik. Ve o irade de bizim mahkûm edilmemizi istiyordu. Eğer Anayasa Mahkemesi o iradeye aykın ha- reket etseydi, belki o zaman bu yetki alınır Yargıtay'a verilebilirdi. Ama bu olmadı ve benim yasalara, hukuka aykın olarak mahkûmiyetim sağlandı. Çünkü benim mahkemede ısrarla hem, üzerinde dur- duğum şuydu: "Her miUetin tarihinde keyfi yönetimler ik- tidan ele geçirmiştir. Bunlar. keyfi yönetimle- rine hukuki kdıf geçirmek isterİer, size düşen bu keyfiarzulara hukuki kıhf geçirmemektir." Arria ne yazık ki mahkeme buna direnç gös- teremedi. ULUSUNUN ANİ BASKINI -Yani mahkeme "mankûmiyetiniz" karşılı- ğı, Yüce Divan yetkisini mi aldı? ELÇİ - Aslında her şeye rağmen mahkeme benimle ilgili beraat karanna varmıştı. Bunu da ben tahliyeden sonra görüşrüğürn eski Yas- sıada Mahkemeleri Başsavcısı, Ömer Altay Egesd'den öğrendim. Bana dediği şu: "Elçi sen beraat ediyordun, senin karann karar gü- nü değtşti." îlk anda bunun üzerinde durma- dım, ama baktım doğru, çünkü karann verile- ceği gün Başbakan Bülent Ulusu aniden mah- kemeye geldi. Bizleri dağıttılar. Duruşma sa- ati normalde 09.30'du ve o gün karar bize tev- him edilecek, yani yüzümüze okunacaktı. Ama Ulusu aniden baskın yapıyor, mahkememiz öğleden sonraya bırakılıyor. Mahkemede ciddi bir tartışma ve benim tu- tukluluğuma yeter derecede uyduruk iki suç- tan mahkûm ediliyorum. Şimdi benim ilgimi çeken şu: Başbakan Bülent Ulusu, hangi amaç- la, hangi nedenle ve bütün basından, kamu- oyundan saklanarak tam bizimle ilgili karar ve- receği sırada Anayasa Mahkemesi'ne teşrif ediyor. Ve bu sakh kalıyor, basın, kamuoyu bu- nu bilmiyor. Sonralan biz bunu gündeme ge- tirince ilkin kem küm ettiler, sonra Bülent Ulu- su da bunu iriraf etmek zorunda kaldı, Anaya- sa Mahkemesi üyeleri de iriraf etmek zorun- da kaldılar. Şimdi böylesine karar veren bir mahkeme- den objektif, hukuka uygun karar vermeyi beklemek çok zordur. Ulusu'nun bu ziyareti- nin nedeni hâlâ bilinmiyor, açıklanmalı. O günkü Anayasa Mahkemesi üyelerinden ya- şayanlar var, onlar açıklamalıdır. Çünkü bu ciddi bir kara lekedir. Buna bir açıklık getiril- mediği sürece bizim davayla ilgili şaibe kalır. Yarın: Iktidar yorgunu ANAP Yüce Divan'da Bakanlığı döneminde yolsuzluk savıyla soruşturma açılan Mataracı'nın savunması: Kaçalvçıhlda iıti]mtnıı olmadı T uncay Mataracı, 1978 yılında Adalet Par- tisi'nden 11 arkadaşı ile aynlarak Cumhuri- yet Halk Partisi ile Bülent Ecevit'in başba- kanlığında 3. Ecevit hükûmetini kuranlar arasmda yer aldı. Türksiyasi tarihinde "llTer* grubu ve Güneş Motel pazarlıklanyla adı anı- lan Mataracı, Ecevit hükumetinde Gümrük ve Tekel Bakanı olarak görev yaprı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Mataracı hakkında bakanlığı döneminde kayırma, usul- süzlük, yolsuzluk, nüfuz ticareti, görevi kötü- ye kullanma, çıkar sağlayarak Hazine'yi zara- ra sokma savlanyla soruşturma açıldı. Mata- racı ve arkadaşlannın yargılanmasına 15 Ha- zıran 1981 'de başlandı. Yargılananlar arasın- da Şerafettin Elçi ile yeraltı dünyasından Abu- zerUğurtuda yer aldı. Yargılama 16Mart 1982 tarihinde sona erdi. Mataracı, 36 yıl hapis ve 787 milyon lira para cezasına çarptuıldı. 1 0 YIL 7 AY HAPİS Mataracı 10 yıl 7 ayhapis yatnktan sonra 1990 yılında afla cezaevinden çıktı. Mataracı ceza- evinden çıkrıktan sonra kendisiyle yapılan bir röportajda (Zaman, 15 Ocak 2002) şöyle öze- leştiri yapıyordu: "Evet gece hayaüna düşkün birrvdim. Bizi gezdirdiler. Yedikiçtik.Doğrudur; ogece haya- üna düşkünhığüm birtakım ola>ianniçineçek- ti beni Ve ben,gece nayaömın ve çevremin kur- banı oldum. Allah'a hesabuu vermekte zoria- nacagmıtekkonubudur. Hatastzkulohnaz.Ama, haccımı yaptun, her \il umreye gidryonım, Ku- ran öğrendim." Mataracı, "makam sahjbi" olanlan da, "Ba- kan olunca, bir makama gelince insanlar çe\- renizde etten duvar oluşruruvor. Ve bu etten duvar, sizin önünüzü, yönünüzü görmenizi en- Anayasa Mahkemesi'nce yargılanan Mataracı (solda), Elçi (soldan ikinci) ve arkadaşlan duruşma sırasında. (1981) gefliyor. Bu konumdaki insaniann çok dikkat- li olnıası gerekir. Bakanhğun döneminde çev- renıi i> i düzenleyemenüş olmam en büyük ha- tamdır" diye uyanyordu. 'SuÇLAR BİZE YAMANOC Mataracı kendisine yöneltilen suçlamalara ise şöyle tepki gösteriyordu: "TLR'lar dolusu silah, mühinunat denivor. kaçak mal denivor. Böyle şey olur mu? Bu ül- kenin suuriannı koruyan, guvenliğini sağiayan güvenfik km'vetleri var. Bunlar bunu görmedi mi? Beni, Kapıkule'deki bir memurun hareke- tinden sorumlu rutrular. Bugün bankalann, Hazinenin içi boşaloldı,yöneticilerin hiçmi su- çu yok? (._) Geçmişte liderler idanıla yargılanıyordu, kurtardılar, bütün suçlar bize yamandi. (.„) Kaçakçıhğnı K'si ilehiçbirzaman irtibaüm ol- mamışür. Bakan olarak Amerika ziyaretimde bana hedrve edilen ve daha sonra ruhsat alch- ğun silah için Kaçakçıhk Kanunu'na muhale- fetten 2.5 yıl hapis yatüm. Oysa, bugün büe ge- h'p giden bakanlar bu tür hediye ahyorlar, ve- riyorlar. Memurun hudurtaki göre\inden so- rumlu hıtuldum.Memur atamalarmdan&5 >il hapis yattun." Bölgecilik yapma' suçlaması 'Olağanüstü dönemde yargdanmanın bedetiağırâ 1 - Olağanüstü dönemde yargılanduıız, bu- nun dezavantejlan neJerdi? ELÇİ - O dönemde MGK, Anayasal Dii- zeni Koruma Yasası diye bir yasa çıkardı. Bu yasanın ikinci maddesi ilginçtir; "MGK'nin herhangi bir karan, taJimaö ve- yahut da herhangi bir sözü, eğer yasalara, anayasaya ve yönetmeüklere a> kırıysa yasa, anaya<wveyönerıneliklerilgadır(kaldınlır)'' deniliyor. Yani onlann iki dudağı arasında çı- kacak sözler anayasadan üstündür. Böyle bir ortamda bu yargılama yapılıyor. Anayasa Mahkemesi zaten can derdinde. Çünkü MGK apar topar bir gecede, Hâkimler ve Şavcılar Yüksek Kurulu'nu lağvediyor. Eğer "Anaya- sa Mahkemesi, Ugadkr" dese, Anayasa Mah- kemesi de ilga olacak. Işin garabeti şu, bu- nu mahkemede de söyledim: Ortada bir ana- yasa yok, anayasanın olmadığı yerde Anaya- sa Mahkemesi olmaz. Şimdi böyle can der- dinde olan ve kaderi MGK'nin iki dudağı arasında olan bir heyetin o iradeye bir tavir alması mümkün değil. Diyeceksiniz ki bir sürü suçtan yargılandı- nız, 9'undanberaat ettiniz, ikisinden niye mah- kûmedildiniz? Çünkü diğerlenne kılıfbulmak mümkün degil. Öylesine abuk sabuk suçlama- lardı ki. Hıçbirhâkim, istese de kılıfbulamaz- dı. Bula bula, bana bölgecilik yapma suçla- masında bulundular ki bu da çok tehlikeli bir yaklaşundır. Insanlann kökenine bakılmıştır, bunlannKürtolması, atanmalan sakıncah gö- rülmüştür. Atamalar yasaya uygun mu, değil mi, irdelenmedi. Bu benim gerirdiğim adamlar o göreve ge- tirilmeye hak kazanmış kişiler. Bir kişiyi be- ceri, yetenek açısından yeterli olup olmaya- cağı, atayankişinin takdiridir. tşte o dönem sa- kuıcalı bulduklan kişileri atamam nedeniyle beni mahkûm ettiler. Bu tehlikelidir, özellik- le belli bölgeden kişileri göreve aldığım ge- rekçesiyle suçlamak çoktehlikelidir, çünkü bu bölücülüktür. Mahkeme ne yazıkki bilerek bil- meyerek bu bölücülügü yaptı. U ç KİSİ CEZALANDIRILDI -12Eyhîlöncesipariamentosundasizin hak- knuzda soruşturma dosyası var mıydı? ELÇİ-Işin gülünç yanlanndan biri de buy- du. Darbeden önce Meclis'te açılan 266 tane soruşturma dosyası vardı. Bunlann içinde ben hiç yokum. Benimle ilgili herhangi bir suçla- ma yok. Ve MGK, o 266'yı bir kenara bu^k- tı, geldi benim gibi hiç yargılanmaması gere- ken insanı kurbanlık olarak seçfi. Bunun ne- denini biliyordum, çünkü komisyonun rapo- runda da açıkça zikrediliyor, sanığm kişiliği- ni, fikriyaünı anlayıp ona göre karar verme- miz lazım diyorlardı. Ben kişisel yapım ne- deniyle suçlandım. Her yönetim kendıne kur- ban ister, gelen yönetimin AP ile el altından ilişkileri çok iyiydi. Yoksa esas orada suçlan- ması gereken pek çok kişi varken, onlann ib- rası yoluna gidildi. Şadece ben, Işgüzar ve Mataracı cezalandınldık. Komik suclama' - Daha sonra anayasa, yasalar değişti, siz o kararlara itiraz yoluna ghtiniz mi? ELÇİ - Işin en acıklı tarafi o. Anayasa Mahkemesi karan kesüıdir. Şanssızlığım o. Sıkıyönetimde de yargüandım, "Ben Kürt'üm, Türkfj«'de Kürtfer var" dedim diye 2 yıl 3 aya mahkûm ettiler. O sırada MGK bir değişiklik yaptı, 3 yıla kadar olan mahkûmiyetler kesindir sanık açısmdan, diye. Yani bu da 3 yıh bulmadığı için onu da temyiz edemedim. MGK'nin büyük bir hıncı vardı bana karşı. Sıkıyönetimde aldığım mahkûmiyet onlan tatmin etmeyince kısa sûrede cezaevinden çıkmam, kendileri açısından sakmcalıydı, o nedenle bu uyduruk davayı açtılar. Daha önce Tuncay Mataracı davasına da beni kattılar, sanık olarak. Fakat suçlama o kadar komik ki Anayasa Mahkemesi'nde de söyledim. Osmanlı dahil hukuk tarihinde böyle bir dava olmaz, dedim. Ben bakan olarak 4 kişinin atanması için Mataracı'dan ricada bulunmuşum. Bana yöneltilen suçlama 'bakanı azmettirme'. O zaman Mataracı. "Yahu böyle bir suç olur mu? Onlarca rica üzerine atama yapüm, Elçi 4 ldşf>iricaetmiş,bunda azmettirme olur mu?'' dedi. Mahkeme de baktı çok komik, beraat ettim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle