22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DISBASEV îngiltere; Fransa ve Almanya'yla birlikte Irak savaşına karşı çıkmış olsaydı bugün çok daha güçlü bir Avrupa olurdu ABD'nin dünyayaihtiyacı var• Bazı gelişmelere farklı açıdan ve daha derinlemesine bakıldığında dünyanın ABD'ye olduğu kadar ABD'nin de diğer ülkelere ihtiyacı olduğu savına varmak mümkün. ABD'nin dünyayı yönettiği teziyle iplerin diğer dünya ülkelerinin elinde olduğu yönündeki tezler arasındaki çizginin çok ince olduğunu söylemek de yanlış olmaz. MARTEV WOOLACQTT Şu deneyi yapın. îngiltere 'nin Fran- sa ve Almanya'yla birlikte Irak'taki sa- vaşa karşı çıktığjnı düşünün. Acaba bu- gün durum ne olurdu? Her şeye rağ- men savaş yaşanmış olurdu.. çünkü In- giltere'nin desteği, başından beri ABD'nin askeri müdahalesi için ol~ mazsa olmaz bir koşul değildi. Ancak başka neler aynı olur ya da farklı olur- du, derinlemesine bir düşünelün... Îngiltere Başbakanı Tony Blair ke- sinlikle bugün içinde bulunduğu zor durumda olmazdı. BBC'ye Irak'taki kitle imha silahları iddialan ile ilgili savaşı gerektiren bir tehdit olmadığı konusunda haber sızdırdığı öğrenildik- ten sonra ormanda ölü bulunan sa- vunma bakanhğı danışmanlanndan silah uzmanı David Keüy hayatta olur- du. Can yeleği olmadığı için Irak'ta ölen ve eşinin, savunına bakanının is- tifasmı istediği tankçı çavuş Steven Roberts ve "Hutton" adında bir yar- gıç ünlü olmazdı. Ve herhalde ABD Başkanı GeorgeBush'un bu hafta yap- tığı 'ulusasesleniş' konuşmasının içe- riği farklı olurdu. Belki Avrupa Birli- ği ve Birleşmiş Milletler'e sayıp sö- vecekti. Ya da eski dünya ve yeni dün- ya düzenlerinin yollannın tamamen bir- birinden aynldığını savunacaktı. Bel- ki de birçok kişinin günümüzde dü- şündüğü gibi "güçlö ABD, zayıfAvru- pa" tablosu çizecekti. AB'nln vlzyonu defllslrdl Avrupa Birliği (AB) açısından dü- şünürsek Almanya Başbakanı Schrö- der, Fransa Devlet Başkanı Chirac ve Blair savaşa karşı birleşselerdi Birlik çok daha güçlenmiş olurdu. tngiltere'den güç alarak ABD'ye destek veren îspanya, Italya ve Polon- ya da destek konusunda zorlanır, bir kez daha düşünürlerdi. AB içindeki sa- vaş karşıh bir ittifak Birliğin ortak dış politika ve savunma kimligi için itek- leyici bir unsur olurdu. Ortadoğu sorunu ve benzeri konu- lardaki ortak politika uygulanabilme- sini, Rusya'ylâ daha yakın ilişkileri sağ- layabilirdi. Kendine ait birsavunma ya- pılanmasına yönelik tek adım bile çok etkili olurdu. Çünkü NATO'da Irak konusunda, Atlantiğin iki yakasmdan gelen farklı görüşler hâkim olurdu. Bu birlik-beraberlik havası AB'nin iç işlerine de yansıyabilir, belki anaya- sa taslağı konusunda anlaşmazlık çı- kacağına anlaşma sağlanabilirdi. In- giltere'de düzenlenecek bir Euro refe- randumu sanıldığından çok daha ya- kın gelecekte düzenlenebilirdi. Terorizmle mücadeleye gelince.. El- f'jcü hİHİk nİKOİnrdl ^S^m Başbakanı Tony Blair (sağda),U±U UirilH, VKSUlUruU.. I r a k ' t a s a v a ş a k a r ş ı g e ı m e konusunda Fransa Devlet Başkanı Jacques Chirac (soida) ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'le birlik olsavdı savaş yine çıkardı ancak birçok şey farklı gelişirdi En azmdan daha güçlü bir Avrupa BirliğL daha zayıf bir ABD olurdu. (REUTERS) Kaide'nin ne yapacağını kestirmek feranslarda Atlantigin iki yakasında- kolay değil. Avrupa'nın "dhatsız" bir bölge olacağını açıklasa ne olurdu? Bu hiç şüphesiz ABD'yle ilişkileri bozardı. Tüm düşünce gruplan ve kon- ki bölünmüşlük, görüş aynlıklan ko- nuşulurdu. Ama şimdi olduğu gibi Avrupa içindeki bölünmüşlük değil, ABD'yle olan fark ve AB içindeki bütünlük konuşulurdu. ABD Irak'ı tek başına işgal etmiş olsaydı, belki bu ülkedeki siyaset de çok farklı bir şe- kilde gelışirdi. Önümüzdeki seçim için Cumhuriyetçi Bush'a rakip ola- cak Demokrat Parti adayının belirlen- diği Iowa'dan gelen mesaj, seçimler- de belirleyici unsurun savaşa girme- nin doğruluğu ya da yanlışlığı olaca- ğuıı göstermezdi. Tabii bu hayal ettiğimiz "alternatif gdecek" ancak îngiltere'nin, Irak ko- nusunda ABD'ye karşı çıkması ha- linde savaş sonrasında Avrupalılara ABD'yle ortak yol bulup, anlaşmak konusunda öncülük ediyor olacağını ve diğer ülkelerin de ABD'yle uzlaş- mak konusunda son derece isteksiz olacağını savunursak gerçekçi olur. Ve böyle baktığımızda "güçlü bir Av- rupa ve zayıf bir ABD" tablosu çıkı- yor ortaya... Değlşlm sürect başlamıştı George Bush, yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Afganistan ve Irak sa- vaşlannın Libya, Suriye, Iran ve Su- dan'da olumlu değişikliklere neden olduğunu savundu. Bazılan bu olum- lu etkilere, Hindistan- Pakıstan arasın- da olumlu ilişkilere ve hatta Çin'in ABD'yi Kuzey Kore konusunda des- teklemeye hazır olduğunu da ekieye- bilir. Irak savaşının neden olduğu söy- lenen tüm değişikliklerin nedeni as- lmda savaştan çok önceye dayanıyor. Örneğin Libya Devlet Başkanı Mu- ammer Kaddafi'nin ülkenin adını te- mize çıkarma isteği, Lockerbie faci- ası olarak tarihe geçen Pan Am uça- ğma Libyalı teröristlerce bombah sal- dın düzenlenmesine dayanıyor. Suri- ye'deki olumlu süreç ise Devlet Baş- kanı Esat'ın olgun ve ilerici tutumun- dan kaynaklaruyor. îran'ın nükleer si- lah konusunda denetçıleri kabul et- mesi ise ABD'den aldığı tehditlere ol- duğu kadar ekonomik açıdan Avru- pa'yla daha yakın ilişki içinde olma gereksinünine de dayanıyor. Hindis- tan-Pakistan ilişkilerinin de kendine has bir mantıgı var. Çin ise Uzakdo- ğu'daki nükleer yapılanma konusun- da ABD'ye destek olmuyor. Iş tersi- ne işliyor. ABD Çin'e destek oluyor. İpler klmln elinde? Bu son tümce, gerçekte, olanlann işa- reti sayılabilir. Bush'un savaşlann etkilerine ilışkin soylediklerinin doğru olmadığının işareti... Asunda ABD'nin diğer ülkeleri bir şeyleri yapmak zo- runda bırakmadığı, bu "diğer ülkele- rin" ipleri elinde tuttuğunun ışaretıdir. ABD'nin askeri gücü Irak savaşıyla tü- kenme noktasına geldi. Ekonomik du- rumu ise Çinli, Japon ve Avrupalı ya- tınmcılann, hissedarlann seçimlen- ne bağlı. ABD'nin Avrupa ve Birleş- miş Milletler'e Irak'ta ve birçok baş- ka yerde ihtiyacı her geçen gün daha da çok büyüyor. Olaylara ters açıdan bakmak ABD'nin dünyayı yönettiği ve dünyanın ABD'yi yönettiği yolunda- ki tezler arasında çok ince birçizgi ol- duğunu gösteriyor. Başka deyişle yo- rumlamak gerekirse en azuıdan dış dünyanın ABD'ye ihtiyacı olsa da ABD'nin de diğer ülkelere ihtiyacı olduğu tartışılmayacak bir gerçek. (The Guardian, İngittere, 23 Ocak) AvrupaBirliği anayasafıkrine henüz hazır değil JONATHAN KALLMER Sanınm Avrupa Birliği'ndeki en önemli gelişmelerin, kimse- nin Birlikte olup bitenlere ilgi göstermediği dönemlerde oldu- ğunu söylersek yalan obnaz. Bu duruma son örnek, anayasa tas- lagına ilişkin gelişmelerin ilgi odağı olmamasının nedeni, Irak'ta olup bitenlerdi. Taslağın hazırlanma aşaması, ilkbaharda savaş sonrası gelişmelerin göl- gesinde kaldı. Hükümetlerarası konferansta reddedilmesi ise Saddam Hüseyinin yakalandı- ğı saatlere denk geldi. Anayasa taslağının başansız olmasının ardında yatan nedenler basit. 2000 yılının Aralık aymda, AB'nin üyesayısını 15'ten25'e çıkarmayı kararlaştırdığında, Birliğin yasama organı Bakan- lar Konseyi 'nde ülke bazında oy atma hakkı konusunda yeni bir düzenleme geti- rildi. Bu karar- la az nüfuslu. küçük ülkelerin diğerlerine oranladüşükoy hakkıylatemsıl edilme ilkesi surdüriildü. An- cak en azuıdan kararaşamasın- da etkili olma konusundaki bariz fark belir- li ölçüde kapa- tılmış oldu. Al- _ _ _ _ _ _ _ manya'ya 29 Konsey oyu hak- kı verilirken, Almanya'nın ya- nsı kadar nüfusa sahip olan ts- panya ve Polonya'ya 27 oy hak- kı veriliyordu. Hazırlanan anayasa taslağı ise bu konuda daha da radikal dü- zenlemelere gidilmesini, hem ülkelerin oy haklan arasuıdaki dengesizliği daha da azaltmayı hem de oy verme sistenıini ba- site indirgemeyi öngörüyordu. Herhangi bir yasal düzenleme- nin ve ortak politikanın onay- lanması için Birlik üyelerinin toplam nüfusunun en az yüzde 60'ını temsil eder nitelikte kabul oyu verilmesini şart koşuyordu. Bir grup buna karşı çıktı, bir grup taraftar oldu. Uzlaşma sağ- lamaya gönülleri oimadığı için taslak tamamen askıya alındı. • Avrupa Birliği için hazırlanan anayasa taslağı askıya almdı. Bunun en önemli nedeni, Birliğin anayasa fikrine hazır olmaması. Daha da önemlisi ortak bir Avrupalı kimliğinin, ortak çıkar bilincinin var olmaması. Taslağın Birlik üyesi yurttaşla- nn haklanna, Birliğin geleceği- ne ilişkin öngördüğü değişiklik- ler de vardı. Ancak, taslağın ön- gördüğü değişikliklerin hiçbiri üye ülkeleri yeterli derecede cez- betmemişe benziyor. Sanıyorum taslağın askıya alınmasının en önemli nedeni Avrupa Birliği'nin bir anayasa fıkrine hazır olmaması. Irak, ma- li politikalar ve bu nedenle, Av- rupa'nın savunma politikası gi- bi birçok konuda yaşanan uz- laşmazhğın bu konuda da ya- şanması kaçınılmazdı. Ortak klmlik yok Anayasa taslağını hazırlayan- lar ortak bir Avrupa kimliğinin var olduğunu düşünmüş olabi- lirler.. ancak bu "sözdebirşey".. kanıtı yok. Birliğe üye ülkelerin ortak çıkan olup olmadığı da tartışılırbirko- nu. Zaten Brük- sel'de görevli bürokratlarbel- ki de hiçbir za- man ortak bir dış politika, ce- zakanunuyada vergi sistemi oluşruramaya- caklannın bilin- cindeler. Yapı- lan son kamu- oyu araştırma- lannagöreBir- ""~~~~~~~" lik ülkelerinde AB'ye destek, tarihinin en dü- şük seviyesinde ve Avrupa kim- liğinin oluşturulabileceğine ina- nanlann sayısı çok az. Avnıpa akıllı da\Tanırsa ana- yasa taslağında yaşanan hayal kınklığından ders alabilir. Yöne- tim mekanızmalannda söz sa- hibi olanlar birçok alanda üye- lerin ortak çabası olmadığmı gö- rebilir. Birlik ve beraberliğin, ortak çıkar sahibi olmanın bürok- ratlar tarafından empoze edile- cek şeyler olmadığını anlayabi- lir. Her şeyden önemlisi de Bir- liğin ortak çıkan olacak kadar ol- gunlaşmadığuıı, hâlâ farklı ulu- sal kimlik ve farklı düşlerin hâ- kim olduğunu öğrenmek ve ona göre davranmak zorunda. (EUObserver,Bdçika,21Ocak) Ruslardan gazetecilere anlamlı mesaj (tngftere'deBBC'nmbagmısızi^^ THE INDEPENDENT Irak'ta işinin zor olduğunu anlayan ABD yüzünü Kofi Annan'a döndü Bush'un BM kumanABD'nin Irak'ı bir demokrasi- ye dönüştürme yolundaki çabala- n büyük bir çelişkinin sinyalleri- ni veriyor. Geçici işgal yönetimi, 1 Temmuz'da sorumluluğu geçici bir Irak yönetimine devredecek. Bu Iraklı yönetün dolaylı yol- dan seçilmiş bir ulusal meclisten oluşacak. Bu meclis bir hükümet tayin edecek. Takvimler 2005 yı- lı Martı'nı gösterdiğinde ise se- çimler düzenlenecek ve halkm seç- tiği vekiller başa geçecek. Bu arada hazırlanan ana- yasanın kabulü için de re- ferandum düzenlenecek. Tamamıyla Irak halkını temsil eden, demokratik gibi kaçınılmaz bir görevleri var. Tabii, istekleri yerine getirilmedi- ği takdirde seçimleri boykot ede- ceklerini söyleyen Şiiler için de aynı şey geçerli. Ortadoğu'ya demokrasi getirdi- ğini açıklayan bir ulus. bu yolda da- ha hızlı ve fazla olumlu adım atıl- masını isteyen bir Müslüman din adamıyla mücadele ediyor. Manzara böyleyken ABD Başkanı George Bush yüzünü liyor- yenıden işe müdahil olmak istemiyor. Birleşmiş Milletler Irak'taki güvenük konusunda da kaygılı. Genel Sekreter Kofi An- nan şimdilık sadece durumu ince- letmek için ülkeye bir ekip gönde- receğini söyledi. Annan çok Istek» değil ALEXEIPANKİN Geçen yıl Rus Basını 300'üncü yılını kutladı. Dola- yısıyla geçen hafta kutlanan Rusya Basın Günü'nde ulu- sal basın, yayın hayatında dör- düncü yüzyılına girdi. Devlet Başkanı Vbdimir Putin gaze- tecileri, bu önemli günlerinde, geldiklen noktadan ötürü iç- tenlikle kutladı. Rus halkı da gazetecıler için bir sürpriz ha- zırlamıştı. ^Romir Monitoring" adlı araşürma şirketinin yapüğı an- ketin Basın Günü'nde açıkla- nan sonuçlanna göre halkın yüzde 76'sı belirli ölçüde san- sür uygulanmasmdan yana. Ankete katılanlann sadece yüzde 6'sı kesinlikle gereksiz olduğunu savunarak sansüre karşı çıkıyor. _ _ _ _ _ _ îngiltere'deki basınla ilgili şi- kâyet komisyo- nu", 2003 yılı içinde basın ku- ruluşları hak- kında yapılan bireysel ve ku- rumsal şikâyet- Ierin yüzde 40 oranında arttı- • Rusya'da yapılan bir anketin sonuçlan halkrn yüzde 76'sının sansürden yana olduğunu ortaya noktada akla iki ünlünün iki ünlü sözii geliyor. îllci AJetan- derPuşkin'in şu sözleri: "Ka- labaiık kitlelerin sağduyusu vardır,ancakbununtadına ba- kıldığında tadı olmadığını gö- riirsünüzT Puşkin "kalabahk" derken SL Petersburg'daki yüksek sos- yeteyi, Avrupa terbiyesiyle eğiulenleri ve Fransızcayı Rus- çadan daha iyi konuşanlan kastediyordu. Bir yüzyıl son- ra George OnveU, "averaj in- sanda doğuştan görülen ter- bhıevedürüstlüğe" olan inan- cından bahsetti. Sorun günümüzdeki kala- balık kitlenin -muhalif veya hükümet yanlısı basın dünya- sı- Rusya'daki averaj yurttaşın doğuştan var olan dürüstlüğü- ne çok az inan- cı olması. Bir de sokaktaki adamagazeteci- ler hakkında ne düşündüğünü sorun. Görecek- siniz ki insanla- nn istediği, ger- koyuyor. Ancak, bu ç e k a n l a m d a k i halkın basına güvenmediği gazetecilere yö- nelik bir sansür filan değil. On- ğın, açıkladı. ^ ^ ^ g d m l y 0 I , lann kastettiğı Bush ülkesinde kasımda düzen- lenecek başkanlık seçiminden önce Irak'ta da geçici hükümet için başanlı bir süreçten geçilmesini istiyor. Birleş- Birleşmiş Milletler'in Irak'taye- niden varlık göstermesinin Şiileri ikna edip etmeyeceği ise başka bir konu. Ruhani li- derleri Sistani. şimdiye ka- dar pek geri adım atmadı. Aynca Saddam Hüseyin dö- neminde Irak'a ambargo bir hükümete doğru adun mİŞ Mİlletler'İ devreye SOkma İSteğİyle uyguladığı için Birleşmiş adım ilerleyen yolun önü, geçici meclisuı de direkt seçimle başa gelmesi ko- nusunda ısrar eden Necef- li bir molla tarafından ke- sılıyor. Ayetullah Ali Sistani ülke- de yaşayan v e toplam nüfusun yüz- de 60'ını oluşturan Şiilerin ruha- ni lideri. Pazartesi günü onbinler- ce Şii Bağdat sokaklannda lıder- lerini desteklediklerini anlatan slo- ganlar atarak yürüdü. Amerikalılann, yönetimde söz sahibi olmak için bu dönemi fır- sat olarak gören Sünniler ve Kürt- lertn arasında arabuluculuk yapmak organizasyonla kumar oynaması da Bush'un bu amacma ulaşmasımn ne kadar zor olduğunun kanıtı niteliğinde. mecburen Birleşmiş Milletler'e (BM) çevirmek zorunda kaldı. BM'nin işe kanşmasının Aye- tullah Sistani'yi istekleri konusun- da yumuşatacağını düşünüyor. Vv'ashington'ın vereceğı Irak'taki kendisinden sonra ikinci yönetici görevini üstlenecek olan Birleş- miş Milletler, daha fazla otoriteye sahip olmadan -ki bu da birinci derecedeki yönetici anlamına ge- Milletler, Şiiler tarafından tarafsız bir organizasyon olarak görülmüyor. Bay Bush ülkesinde kasımda düzenlenecek baş- kanlık seçiminden önce Irak'ta da geçici hükümet için başanlı bir süreçten geçilmesini istiyor. Bir- leşmiş Milletler'i devreye sokma isteğiyle organizasyonla kumar oy- naması da Bush'un bu amacına ulaşmasımn ne kadar zor ol- duğunun kanıtı niteliğinde. (Daify Telegraph, tngütere 21 Ocak) Bu da ortalama günde 10 şikâ- yet anlamına geliyor. Avrupa Komisyonu, ga- zetecilerin adı açıklanmayan ~~"™~™~"~" kaynaklara dayandınlarak ha- zırlanan iş dünyası ve ekono- mi haberlerini yasaklayan bir yönetnıelik yayımladı. ABD'de ise FBI, Beyaz Saray çalışanlarından, gizli kalması istenen anlaşmalan kaynak göstermeden haber yapmama- lan konusunda uyarmalannı is- tedi. Uzun lafın kısası gazeteci- nin temel etik kurallanndan olan haber kaynağıra gizleme ilkesi hem Avrupa hem de ABD'de tehdit altında. Bu, kaygüanılması gereken bir du- rum. Şimdi Rusya'daki bası- na yönelik tehditlere geri dö- nelim. Ruslar gerçekten san- sür mü istiyor yoksa başka bir sinyal mi gönderiyorlar? Bu Ruslann mesajı kalitesiz TV programı yapanlara. televizyonlarda- ki bir grup şak- laban. Başka de- yişle Romir'in kamuoyu araş- urması, nasıl bü- gilendirildiğimi- ze yönelik bir güven eksikli- ğine değil, geçen on yılda na- sıl eğlendirildiğimize yöneük birgüvensizliğe ışaret ediyor. Halk kaliteli yayınlara kar- şı da kayıtsız kalmıyor. Ren Ty yılbaşı akşamı diğer kanalla- nn ünlü şarkıcılarla dolu kla- sik programlanndan farklı olan entelektüel bir seçenek sun- du. Ve, rating sıralamasında üçüncü olmayı başardı. Bu, "biiyük ağabe}1eri"yle reka- bet eden orta çaplı bir televiz- yon kanalı için büyük bir ba- şan. Bu da ankettekilerin san- sürden neyi kast ettiklerini açıklıyor gibi görünüyor. (Moscow Tımes, Rusya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle