25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2004 PAZARTESİ HABERLER Yargıtay Başkanı Ozkaya, Adalet Bakanı Çiçek'in yargıya yönelik tutumunu sert bir dille eleştirdi: Dokunulmazlık savsaklanıyorANKARA (ANKA)-Yargıtay Baş- kanı Erasian Ozkaya, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in, milletvekilı dokunul- mazlığının yargı dokunulmazhğıyla beraber kaldınlması talebını sert bır dılle eleştırerek Çiçek'in tutumunu "dokunulmazhk konusunu savsak- lamak" şeklinde değerlendirdı. Işadamlannın hâkım ve savcılara rüşvet verdiği iddiasıyla başlatılan Neşter-2 operasyonu ile gözlerin çev- rildiği Yargıtay Birinci Başkanı Öz- kaya, dün atv'de yayımlanan "Anka- ra'daSabah" programına kanldı. Ada- let Bakanı'nın milletvekili dokunul- mazlığının başta yargı olmak üzere di- ğer dokunulmazlıklarla beraber kal- dınlmasıyönündeki sözlerini değer- lendiren Ozkaya, "MiDetvekflidoku- SHÇEK'TE SÜRGÜN AKP'den sendikaaya gözdağı MUSTAFAÇAKIR ANKARA - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nda (SHÇEK) görevden ahnanlann yerlerine ilahiyat fakültesi mezunlannın getirildiğini duyuran Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri dağıtıldı. Görev yeri değiştirilen sendikacılar arasında SES'in SHÇEK'teki resmi işyeri temsilcisi Kubilay Gülbaz da yer alıyor. SHÇEK'te yetkili sendika olan SES, geçen günlerde hazırladığı rapor ile kurumdaki kadrolaşmanın ulaştığı boyutlan ortaya çıkarmıştı. Raporda SHÇEK'te göreve getirilenler arasında yer alan ilahiyat fakültesi mezunlannın fazlalaştığına dikkat çekilmişti. Raporun kamuoyuna duyurulmasının ardından kurumdaki sendikacılann da tayinleri çıkarıldı. SHÇEK Genel Müdürlüğü'nde doktor olarak görev yapan SES işyeri temsilcisi Kubilay Gülbaz geçici görevle Ankara Süleyman Demirel Huzurevi'ne gönderildi. Genel müdürlükte doktor olarak görev yapan Bülent Demirel Ankara Saray Rehabilitasyon Merkezi'ne, Nermin Çe\ik Ankara Atatürk Çocuk Yuvası'na, genel müdürlükte satın alma şefı olarak görev yapan Ayten Yaycıh ile HaH ıbrahim Ertürk Ankara tl Müdürlüğü'ne tayin edildi. SES'ten protesto Gazi Kız Yetiştirme Yurdu'nda sosyal hizmet uzmanı olarak görev yapan sendikacı Hakan Erdoğan da Gölbaşı'nda görevlendirildi. Görev yeri değiştirilenlerin hepsinin de sendika üyesi olması dikkat çekti. SES Genel Başkanı Ismail Hakkı TonıbuL SHÇEK'teki sendika işyeri temsilcileri Kubilay Gülbaz'ın "kendisiyle yapüğı görüşmeier" gerekçe gösterilerek görev yerinin değıştirildiğini söyledi. Tombul, sendikaya yönelik saldıralann son dönerhde arttığını, ancak örgütlenmeye devam edeceklerini bildirdi. Sendikaya gözdağı verilmeye çalışıldığını dile getiren Tombul, bu hafta içinde SHÇEK Genel Müdürlüğü önünde eylem yaparak gelişmeleri protesto edeceklerini dile getirdi. • Yargıtay Başkanı Ozkaya, Neşter-2 operasyonunda Adalet Bakanı Çiçek'in tutumunu anlatırken kamuoyunda "Bakan yönlendirdi" kuşkusunun ortaya çıktığını belirterek "Bu nedir, bir baskı mıdır diye söyleniyor" dedi. nulnıazlığının kaldınlmasryla yargı bağımsızhğı arasında üişki kurmak çeoşkidir" dedi. Milletvekili doku- nulmazlığı ile kürsü dokunulmazlığı- nın değil nispi dokunulrnazlıklann kastedildiğıni söyleyen Ozkaya ko- nuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizdedokunulmazlıklarbirzırhha- Kne geldi. Bir kişi millerv ekiüiğine en- gel bir suç işByor. Ama dokunamrvor- sunuz. \lillet onu görüyor ve 'beni temsil edemez' diyor. Vıcdanı yarah- yorsunuz. Dokunulmazlık devam et- sin ancak soruşturma başlanlması gi- bi haüerde de soruşturma yapılabü- meH, deliller kaybohnamah. Milletve- kili dokunubnazhğının AB standart- lanna nasıl çekileceğine karar veri- Hrse tarüşıhr, en uygun çözüm getiri- Br. MiDetvekili dokunulmazhğı ile hâ- khn dokunuhnazlığmın bu şekOde bir araya getirilmesi sadece çelişkknr." Ozkaya. hâkım ve savcılann doku- nulmazlıklanna yönelik eleştirilere ise sert tepki gösterdi. Dokunulmaz- hklann bulunmaması halinde, yargı- nın esas işlerini bırakarak hâkım ve savcılar hakkında yerli yersiz açıla- cak binlerce dava ile uğraşmaya baş- layacağını kaydeden Ozkaya, "Bune- denle süzgeç konulmuşhır. Bu bir do- kumıhnazhkdeğikiir'' dedi. Hâkım ve sa\ cıların onurunu korumak ıçin an- laşmalann bulunduğunu kaydeden Ozkaya şu görüşleri dile getirdi: "Eğer bu dokunulmazlık hâkim ve savcrya çok görülüyorsa kakhnlabifir. Milletvekili dokunubnazbğı ile bunla- nn hiç alakası yok. Bu işi savsaldamak- tan ibarettir. Milletvekili dokunuhnaz- lıgı örnekolarak hukukdevkti norm- larma çeküsin, diğerleri de peşi sıra gel- sin. Bunu \apacak yine MecKs'tir." Ozkaya, Neşter-2 operasyonunun başlangıç sürecını anlatarak kamu- oyununyönlendirildiğinı de savundu. Ozkaya, "Bakanyargıyıizleyin diyor. Bütün her şeyi kamuoyunun dikkati- ni beffi bir noktaya çeviriyor. Sonra da operasyon çıkryor. Bunlar arka arka- yagelen bir süreç olarak ortaya çıkn- ğı için bu bir 'tesadüf değıldır' diye kesin bir kanı olarak söylemiyorum. Ancak böyle bir kuşku oluyor. 'Bu nedir, Bırbaskı mıdır' diyesöyleniyor" şeklinde konuşru. Ozkaya, hâkim ve savcılann mali durumlannın fevkalade bozuk olduğu- nu söyledi. Yürütme ve yasama organ- lannın adeta yargıyı boğduğunu söy- leyen Ozkaya, bir milletvekilinin öde- neklen ve yollukları hancinde aldığı ma- aşla hâkim ve savcınm aldığı maaşın kar- şdaşnnlamayacağını kaydetti. Tolon:Laflar bıdu yoüardakaytyor Ege Ordu Komutam Orgeneral Hurşit Tolon, dün tzmir'in Torbah flçesine bağh Karaot köyünde yapılan yardnn ve destek faalrvetlerinin tamamlanması nedeniyle düzenlenen törene katıidL Tolon, geçen hafta Karaburun'un Eylenhoca köyünde yaptiğı konuşmayia Qgili tepkiler konusunda gazetecilerin görüşlerini sorması üzerine, "Bu konuda Genelknrmay Başkanhğı gerekh" açıklamalan yapü. Ben bir şey söylemek istemiyorum" dedL Orgeneral Tolon, köylülerm, konuşmasnun gazeteciler tarafindan çarpiüldığı yönündeki sözJerini ise, "Bnradaki muhabir arkadaşlar görevini yapıyor. Ne varsa onu aktaruiar. Laflar eğrüiyorsa yolda eğrihr, virajlardan doiayı. Bazen laflar buzlu yollarda da kayar" diye yanıtiadı. (Fotoğraf: AA) î Okul satışlanna karşı tepkileri 'Komünizmi yaşatma çabası' diye nitelendirdi Çelik, kadrolaşmayı savunduGURSU KUNT/ESRA AÇIKGÖZ ANTALYA - Milli Eğıtim Baka- nı Hüseyin Çeik hükümetın mıllı eğı- timde kadrolaşmadığını savunur- ken okul satışlanna yönelik tepki- leri komünizmi yaşatma çabası ola- rak değerlendirdı. Özel okul yetki- lileri ve özel okul kurmayı düşü- nenlere 'açık çek' verdığını belır- ten Çelik, "Miîli Eğitim bürokrasi- si önünüze taş koyar, bürokratik en- geDerle karşınıza çıkar, sizi çıkma- za sokar, işlerinizi kolaylaşnrmak yerinezorlaştınr ise o bürokrasi o şe- kilde kalmaz, o bürokrat da oturdu- ğu kolrukta oturamaz. İsterse CHP Genel Başkanı 'Meclis'te 5 bin ke- re kadrolaşma vardır' desin hiç umu- rumda değü" dedi. Antaryadadüzenlenen Özel Okul- • Milli Eğitim Bakanı Çelik, "İsterse CHP Genel Başkanı, Meclis'te 5 bin kere 'kadrolaşma vardır' desin hiç umrumda değil" diye konuştu. lar ve Eğitim Yönetimı Sempozyu- mu'na katılan Bakan Çelik, hükü- metin özel okullara destek verdiği- ni belirterek bunun devletin üzerin- den önemli bu- yükün kalkması an- lamına geldiğinı söyledi "Devlet, özel aynmcıhğı, x okul,y okul aynm- cıhğı bölücülüğün ta kendisidir" di- yen Çelik şunlan söyledi: "Biz okul saüşını gündeme getir- dik.' Satılık vatan' dediler. Statüko- cu zihniyet ve son komünist anlayış, komünizmi yaşatma çabasmda. Ge- leceği görecek basiretinizyoksa, hiç- bir sorunu çözemezsiniz. Bir Uköğ- retim müfettişi, devletokuDarma na- sıl yaklaşıyorsa özel okullara da öy- leyaldaşmah. Atatürk resmrvie. genç- liğe Hitabe arasında 4J5 santimetre olacak dne, ehne cetveJ ahp ölçme- melL Türkiye'de, Cumhuriyet, Ata- türkçülük, laiklik elden gidiyor di- ye yaygara kopanhyor. Elden girü- ği falan yok." "Cumhuriyetin en büyüksahibi bi- ziz. Cumhuriyet bizim programt- mızda \ar. Ama Cumhuriyet tek ba- şma bize yetmez'' ifadelerini kulla- nan Çelik, "Bizim Cumhuriyeti, de- mokrasi\1etaçlandn*mamızlaznn.O jiızden özel okullan teş\ik ediyo- ruz. Birileri biraz da devlet okuîla- nna bak diyor. Buna kargalar güler. Özel okullann genel içindeki payı, yüzde 20'Iere çıkanlırsa, devletin sırtındaki yük azahr. Ne derslik, ne öğretmen açığı kalır. Sosyaüstlik adı- na buna karşı çıkanlar, fakir fuka- ra öğrenciye haksızlık ediyor" dedi. "Bir kurs açılacak, heryerden izin gerekiyor. Davııl tozu, Hz. Isa'ıun nefesi isteniyor" diye konuşan Çe- lik, sözlennı şöyle sürdürdü: "Özel okullara bakan şaşı anlayış, vakıf üniversitelerine de avm bakı- yor. TED Koleji, sınarvla maddi du- rumu yetersiz ama başanlı öğrenci- leri burslu eğiteceklerini söyledi. Tüm ülere bunu yazdık. Bir ilin nıü- dürü, iümizde bö>1e bir öğrenci yok- tur dedL O müdürii ertesi gün gö- revdenaktan. Bunu sosyalistkafaya- pıyor." Başbakan Erdoğan'a duble yol şoku ANKARA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'm en önemli vaadi olan ve AKP'nm en parlak proje olarak sundugu "15 bin kilometre duble yolda" sürpriz bir gelışme vaşandı. Erdoğan'ın ısrarlanna karşın bürokratlann. " Yapögımız inceleme ve fizibUitelere göre Türkiye'de duble yol yapılacak 15 bin kilometrelik güzergâh buhınmuyor. Duble yol güzergâhı taş çaüasa 9 bin kilometre" şeklındekı itirazlan üzenne acil eylem planının re\ize edihnesinde sorun çıktı. 15 bin kilometre duble yol projesi, Başbakan Erdoğan ile hükümetinin kendi atadığı bürokratlan karşı karşıya getirdi. Erbakan, AKP hükümetince açıklanan acil eylem planının yeniden gözden geçirilmesi suasında en gözde projesi olan duble yol konusunda bürokratlann direnişiyle karşılaştı. Duble yol projesinin bilimsel bir inceleme yapıhnadan acil eylem planına aluıdığını belirten bürokratlarca proje, "KarayoDan uzmanlanyla yapordığımız inceleme ve fızibüıtelere göre Türkiye'de kriterlere uygun duble yol yapılacak 15 bin kilometrehk güzergâh buhınmuyor. Yapılan incelemelere göre duble yol yapılacak güzergâh uzunhığu taş çaüasa en fazla 9 bin küometreyi bulabiür. Bu nedenle duble yol projesi bu hesaba göre yeniden ele alınmahdn-" diye eleştirüdi. Bürokratlar, Türkiye'de şu ana kadar yapılan 1600 kilometrelik duble yolun çok kalitesiz "asfalt kaplama" olarak yapıldığı eleştirisini de yönelttiler. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr ttiraf edeyim bizim evde Popstar ya- nşmasını merakla izliyoruz. Bu izle- yişimize, birtakım misyonlar yükle- mek istemiyorum. Kamuoyunun gün- demine bu kadar gelmiş biryanşma- yı, artık iyice tanıdığımız yanşmacı- lann başansını merak ettiğimiz için iz- liyoruz. Bir futbol maçını izler gibi ya- rışmacılan biz de değerlendiriyor, fa- vorilerimizi seçiyor ve kazanmasını is- tiyoruz. Hattason gün, Firdevs'eoy verelim diye ailece bir karar aldık. Geniş kitlelerin ilgisini çeken dizi- ler, yarışmalar bir yönüyle baktığınız zaman tam anlamıyla bir kâbus. Bir kere başlayıp izleyici sayısı da yük- sek olunca, bunlann ardı arkası ke- silmiyor. Bütün kanallarbirbirini izle- yip aynı formatta programlar yapma- ya başlıyorlar ve işin suyunu çıkan- yoriar. Insanı bıktınp izleme oranı dü- şene kadar bunlardan kurtulmak mümkün olmuyor. Muhtemelen Popstar yarışması da benzer bir yol izleyecek. Biri bitecek Popstar Yanşması Felaket mi? biri başlayacak. Diğer kanallar da bunlara öykünüp yarışmalar düzen- leyecek. Bildiğimiz karabasan üzeri- mize üzerimizĞ gelecek. Bütün bun- lar gerçeğın bir yanı. Bir başka yanı ise toplumsal ger- çekliğimiz. Ya da dünyanın gerçekli- ği. Çünkü bu yarışmalar yalnızca biz- de yapılmıyor, başka ülkelerde başa- rı kazanan programlar bize de ithal ediliyor. Bu anlamda da küresellikten söz edebiliriz. İşin ilginç tarafı, dün- yanın hemen tamamı benzer nitelik- te programları hemen hemen aynı il- giyle izliyor. Daha önce Brezilya di- zileri vardı. Onu "Kim 500 Milyar Is- ter" yarışmalan izledi. Ardından "Bi- ri Bizi Gözetliyor" geldi. Son keşif ise Popstar yarışması. Popstar yanşması izleme rekorla- rı kınyor. Yani toplumun hemen her kesimi bu yanşmayı büyük bir merak- la izliyor. 0 zaman, buradaki sorun ne? TV'de izleyici bulabilmek günümü- zün en önemli toplumsal olayı halin- de. Çünkü TV'de çok izleyici bulan bir program, neredeyse gündemi be- lirleyecek etki yapıyor. Reklamlar bu programlann içine yerleşiyor, büyük paralar buradan kazanıhyor. Popstar yarışması neden bütün toplumun ilgisini çekiyor? Bunu yo- rumlamak belki de psikologlann, top- lumbilimcilerin işi. Ancak, bu aynı za- manda bir gerçeklik. Neden böyle konulara ilgi gösteriliyor? Popstar yarışmasında bizJeri de içine çeken nasıl bircazibe bulunuyor? Bunlan da konuşmalıyız. Bazı arkadaşlarım, bizim bu yanş- mayı izlememizi küçümseyerek ve tepkiyte karşılıyorlar. Belki de haklı- lar. Ancak birçok konuda toplumsal beğeniyle aynı paralelde olmayan bizler neden böyle bir yanşmada ay- nı tepkileri gösteriyoruz? Aynı şey bazı diziler için de geçerli. Örneğin "Asmalı Konak"\ biz izlemedik, ama birçok arkadaşımızın ızlediğini bili- yoruz. Onlar da genel eğilim içine gir- mişlerdi. Şimdi "Vizontele Tuuba" vizyona girdi. Geçen sefer 3 milyon- dan fazla insanın izlediği Vızontele'yi bu kez daha fazla insan seyredebi- lir. Yanı yine genel ortalama ile, oku- muş yazmışlar aynı paydada buluşa- bilirler. Benzer bir durumu futbol tut- kusunda da yaşamıyor muyuz? Her kesimden insanın Fenerbahçeli, Be- şiktaşlı, Galatasaraylı, Trabzonspor- lu, Diyarbakırsporlu olarak maçlarda ortak tepkiler gösterdiğine tanık ol- muyor muyuz? Hatta, bir Fenerbah- çeli olarak bazı Fenerbahçe maçla- nnda bazı yazar ve gazeteci arka- daşlarımın gösterdiği aşın ve yer yer ilkel sayılacak tepkilere tanık olduğum- da şaşınyorum. Birçok zaman den- geli olarak tanıdığımız insanlar tri- bünlere girdikleri andan itibaren baş- ka bir havaya giriyoriar. Popstar'da da bir maç havası ol- duğunu söyleyemez miyiz? Favorile- rimiz var, tuttuğumuz insanlar var. Onlann kazanmasını istiyoruz ve he- yecan duyuyoruz. Belki de bizi bu yanşma heyecanı etkiliyor. Yalnız ya- nşmacılar değil, jüri üyeleri de artık evimizin bir parçası haline geldiler. Onları da izleyip değerlendiriyoruz. Sonuç olarak Popstar yanşmasını izlemenin bir felaket olduğunu dü- şünmüyorum. Bunlann giderek birer karabasan haline dönüşeceğini tah- min ediyorum. Fakat, yapacak çok da fazla bir şey yok. Izleyeceğiz, tartışa- cağız. Bir süre sonra da izlemeyi bı- rakıp tepki göstereceğiz. TV'lerin ya- şamımıza egemen olduğu bir dö- nemden geçiyoruz. Popstar yarış- ması da bu gerçekliğin bir parçası. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Popstaria Topstar Arasında Gezerken... Eğlence, merak, dedikodu, çekişme... Sevinçler, üzüntüler, duygular, gözyaşlan... Kaybedenlerin yükselişi, tutunamayanlann tah- ta çıkması. Popstar yanşması bunlan ne güzel de sağlıyor. Bir umut yanşmasıdır bu, bir meydan okuma. Tahsilim de yok, ÖSS'yi de kazanmadım ama iş- te BURADAYIM. Daha dün bayanlann saçını yapıyordum, bugün kraliçeyim. Dün katildim, bugün kralım. Fırdevs'ler, Bayhan'lar, Abidin'ler, Banş'lar, Ev- ren'ler. Kaybeden kazanıyor, kazanan kaybediyor. Televizyon başındakiler kendini kaptırmış izliyor. Taraf tutuyor, seviniyor, üzülüyor, cep telefonu- na sanlıyor, mesaj çekiyor. Oy veriyor, adayını belirliyor, kazanmasını istiyor. Haftada 800 bin kişi oy kullanıyor, her oy için 390 bin lira harcanıyor. Bir haftada 240 bin dolar D kanalı, Turkcell, Ma- liye arasında bölünüyor. Olsun. Feda olsun. Eğleniyoruz, merakımız var, dedikodu yapıyoruz. Onun şusunu öğreniyoruz, bunun busunu öğ- reniyoruz, nelerde neler... Sırada yeni kanallann yeni yanşmalan var, ha- zırlanıyor. Sıkılana Topstar gösterileri var. Futbol var, defi- leler var, neler de neler... Hele futbol, hele futbol, ne güzel Topstar'dır o. Aman da aman, Mualla oh ne âlâ... • • • Sahi, bu arada 'yerel seçimler' vardı değil mi? Ne dersinız, bu yarışmalar kadar ilgi görür mü? Sanmıyorsunuz, haklısınız. Bazı gazete başlıklan da şu haberieri veriyordu: CUMHURİYET: 'TÜBlTAK'ta deprem'(21 Ocak 2004) "Kurumun başkan yardımcılan, hükümetın 'hukuk ve etiğe aykın' tutumunu protesto ederek istifa en*/." MİLLJYET: 'BombacınınDersProgramı'İ^A Ocak 2004) "Istanbulda 'ki saldınlar sonrası yakalanan üç militan Afganistan 'da elektrik bile olmayan kamp- ta 450 Türk'ün nasıl eğitildiğini anlattı." RADİKAL: 'YÖK reformunda uzlaşma çıkmıyor' (21 Ocak 2004) "Zaman azaldı, üniversite cephesi kanşık." CUMHURlYETin başlıklan her gün çok önemli konulan birbiri ardından manşete taşıyor. Neşter operasyonu yargıdaki yolsuzluklan ortaya çıkarma- yı mı, yoksa yargıya baskı yapmayı mı hedefliyor? IMF ek önlemler istiyor; vergi ve zamlar yolda. Kıbns konusunda Avrupa Biriiği bastırıyor. Bu arada belediye seçimlerinde AKP iktidan kendi kazanımına yönelik değişiklıkler yapıyor. AKP'nin partizan kadrolaşması bütün hızıyla de- vam ediyor. Bill Clinton Cidde'de Islam ülkeleri temsilcile- rıne uygariık dersi veriyor. Pakistan Cumhurbaş- kanı'nın eşi Sehba Müşerref, AKP'li bakan eşle- nne, "Kadınlann başlannı örtmesi gericiliktir" di- yor, başı örtülü bakan eşleri de dinliyoriar. "Diyanet'in koyunu, sonra çıkar oyunu" başlık- lı haberinde Radikal gazetesi, "vatandaşlann 'Kur- banımı kes, etlerini fakirlere dağıt' diye para ver- diği Diyanet Başkanhğı 'nın etleri dağıtmak yerine sattığının" haberini veriyor (22 Ocak 2004). • • • Olsun, feda olsun. Bunlardan bize ne? Biz ya- rışmamıza bakalım. Bu haberier insanın canını sıkıyor, bize ne canım? Bakalım bu akşam ne olacak? Ben Firdevs diyo- rum. Sen ne duruyorsun kızım, ben Şen Kanal'ın aç- tığı yeni yanşmaya giricem. Şen Kanal mı? Qyle kanal mı var? Var tabii, yeni kanal. Sırf eğlence. Sırf yanşma. Katıl kazan. Şu yanşma için ne istiyorlar? lyi bir fotoğraf çek- tireyim de... e-mail:erdalatak@superonljne.com Faks:0 212 513 90 98 iki yöneticiden haber yok DEHAPHan 'kayıp 'protestosu DİYARBAKIR (CumhuriyetBürosu) - Şırnak'ın Silopi ilçe- sinde25 Ocak 2001 gü- nü jandarma karakolu- na girdikten sonra bir daha kendilerinden ha- ber alınamayan HA- DEP yöneticileri Ebu- bekir Deniz ve Serdar Tanış'ın kaybolması dün Diyarbakır'da pro- testo edildi. Istasyon Meyda- nı'nda toplanan yakla- şık 100 kişi sık sık "Suçhılarbulunsun, he- sap sorulsun" slogan- lan attı. Basm açıkla- ması yapan DEHAP Diyarbakır ll Başkanve- kili Mustafa Karahan, Tanış ve Deniz'in bu- lunması için araştırma komisyonu kurulması- na karşın halen bir so- nuç ahnamadığını anımsattı. Bölgede çatışmala- nn sürdüğü 15 yıl bo- yunca Tanış ve Deniz gibi yüzlerce kişinin kaybolduğunu vurgu- layan Karahan şunlan söyledi: "Çaüşmalarda yüz- lerce insan faili mechul cinavetkre kurban git- ti, nice acılar yaşandı. Eğer toplumsal barış diyor ve geçmişimizle yüzleşmek tsthorsakza- man geçhmeden haki- katleri araşürmak için komisvon kurmah ger- çekleri su yüzüneçıkar- mahyız. Kayıp ve faili meçhul cinayet sorum- hılan bulunmalı yargı önüne çıkanhp hesap sonümah." Karahan, Tanış ve Deniz'in akıbetleri hak- kında bilgi alınıncaya kadar eylemlerini sür- dürececeklerini de be- lirtti. Istasyon Meyda- m'nda geniş güvenlik önlemleri alınırken alanda toplananların kimlikleri ve kendileri tek tek polis kamera- sıyla kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle