Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2004 CUMARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
TU HKIYE
•stanbu! S 10 Sınop B 10
—örne 7 Samstn Y 10
Kocaelı S 13 Trabz m Y 10
Ilanakkale S 12 Giresan Y 10
!.zrnir B 13 Ankaj'i
Menısa B 12 Eskigcnf
Denizli
J3 V\_ Konye
9 Sıvas K 1
Zonguldak B 10 Antafcya B 13 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Y
Y
Y
Y
Y
Y
K
K
16
18
10
10
7
7
3
5
rjslo
Butun bolgelerımız
parçalı ve çok bulutlu,
Orta ve Doğu Karade-
nız, iç Anadolu'nun
dogusu. Doğu Akdenız
ile Doğu ve Guneydo-
ğu Anadolu bölgelerı
yağışlı geçecek Hava
sıcaKlığı yurdun ıç ve
kuzeyüoğu kesımlerın-
de hıssedılır derecede
azalacak, dığer yerter- Bonn
DIS MERKEZLER
B -11
ğ
de bıraz artacak
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
K
B
Y
Y
Y
Y
Y
-7
-3
5
6
5
8
6
Münıh Y 6 Zürıh
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Vlyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
B
K
Y
K
Y
B
4
8
11
3
10
5
13
14
Moskova K -2
8 Aşkabat B 15
Astana B -13
Taşkent Y 10
B 14
Bışkek Y
Kahıre
Y 7 Şam Y 15
Parçalı bulutlu t Çck bulutlu IbKartı Sulu kar , Gök gurultulü
GUNCEL CUVEYT ARCAYUREK
• Baştarafı 1. Sayfada
önkoşulu, Annan Planı'nı cabul etmek, 1 Mayıs
2004'e kadar Kıbns sorurunu çözmemizdi.
Ver Kıbrıs'ı al tarihi slocanı ağızlarında sakız,
durmadan çiğnediler.
Çözümü engelleyen c>gelenn başında gelen
Rauf Denktaş'ı görüşmecılikten uzaklaştınmak,
AB-ABD-ingiltere ve Atin a«öoğrultusunda düğü-
mü şıp dıye çözecek olanı ^ömeğin M. A, Talat'ı)
i-şbaşına getirmek gerekliyl.
Dışateslim olmuş, bumunun ucundaki gerçek-
lerden nasip alrnamış olan bu tayfayı bu hükümet,
Denktaş düşmanlığını aç«ça dile getiren RTE,
sö/lemlerı ve davranışlan^la destekledi.
Dışardan içerden baskıim son umudu KKTC
seçimleriydi. 14 Aralık'ta Cenktaş'ı destekleyen-
lenn tasfiye olacağına dayanıyordu. Olmadı. Baş-
lannatuğla düştü de bırder kendilerine gelip ger-
çekleri mi gördüler, yoksa içe'deki kimi engelle-
ri aşamadılar mı veya Talat a ve benzerlerine faz-
la güvenılemeyeceğini mianiadılar, elbette kes-
tirmek olanaksız.
Devlet içi devlet dışı veı kurtulcu tayfası hüs-
rana uğradı.
Ver kurtul tayfasının, Denktaş'ın tasfiyesinde,
KKTC'nin ortadan kaldımlrrıası, Kıbrıslı Türklerin
Rum yönetiminde azınlık statüsüyle teslim edil-
mesini içeren tezlerinde, Talat'ı veya bir benzeri-
ni tek sorumlu duruma grtırme çabaları da ba-
şanlı olmadı.
1 Mayıs'a kadar sorun jözülmezse dünyanın
sonu değil diyenleri Türkye'nin geleceğini en-
gelleyen, statükocu diye sjçlayanlar, Brüksel'de
makule dönüşü gösteren hava değişıkliğı başla-
yınca birden ağız değiştirmeye...
1 Mayıs'a kadar Kıbrıs sorununda ileri adımlar
atılırsa, çözüm görüşmelerinir, dahasonraki gün-
lere sarkmasmın tarih alrnamız önünde engel teş-
kil etmeyeceğını söylemeye...
Bir koşu Brüksel'e gidtp gelenler; "1 Mayıs'a
kadar bir çözüm bulunırtasını AB memnuniyetle
karşılayacak. Çok rahatlayecak. Ancak çözüm bu-
lunmaması da AB'yi rahatsız etmiyor" demeye
başladılar.
Yarınlarda bir gün -olur ya- Brüksel, soruna çö-
züm bulunmaması bizi ranatsız eder deyiverse;
papyon kravatlı eskı dip-lcmatı, üç beş aylık Dı-
şişleri Bakanlığı'nı kartviziiınde kullanan profesö-
rü, dönekliğin kitabını yazanı, şık giysilı bol para-
lı ağzı laf eder, eli kalem tu:anı, kısacası bizim ver
kurtul tayfası derhal ağız değiştirir... Bir yerden
düğmeye basılmış gibi kcro halinde "çözüm de
çözüm, yoksaAByok" diye sütunlarda, ekranlar-
da çığhklar atacaklarındar zerre kadar kuşkunuz
olmasın,
• • •
Ama çözüm diye bastıran tayfadan hiçbirinin
ortaya çıkıp, çözüm işte şu şu koşullarda ya da
Annan Planı'nda bu bu maddelerin değiştirılme-
siyle olanaklıdır, ulusal yararlarımızı karşılar de-
diğine ne rastladınız ne de rastlayacaksınız.
Bekledikleri gibi gelişmedi olaylar. Güvendik-
leri dağlara kar yağdı.
Denktaş, görüşmeci kaldı. Teslimiyetçi, ver kur-
tulcu Talat tek başına KKTC yönetimine egemen
olamadı ve... Kıbrıs politîkasında biryıldırzikzak-
lar çizen Ankara'daki bu hükümet; nihayet sağ-
duyunun (veya başka bir şeylerin zorlamasıyla)
Annan Planı'nda KKTC'nin varlığını koruyacak,
Kıbrıslı Türklerı güvenceye alacak olmazsa ol-
maz koşullar saptayarak yeniden görüşmelere
hazır olduğunu açıkladı.
• • •
Bu tayfa Romano Prodi'nin resmi ziyaretine
fazla bel bağladı. Oysa P'odi. gelmeden önceki
demeçlerinde neler söylediyse, hemen hemen
aynısını.TBMM'dekikonuşmasındayineledi. Re-
formlara övgü yine aynı tcndaydı. AB deyince eli
ayağı kesilenleri sevindiren tek cümlesi, "üyeliğe
çok yaklaştınız"d\.
Konuşmanın satır aralarını dikkatle incelemek
gerekiyor. Örneğin üyeliğımize çoook yaklaştığı-
mızı söylerken Prodi; Türk kamuoyundaki AB
üyeliğı arzusuna karşın, "Avtvpa kamuoyunun
(AB üyesi ülke haklarının) Türkiye'nin üyeliğine
olumlu bakmadığına" deginmek gereğini neden
duydu acaba? Hollanda ve Avusturya gibi ülke-
lerin tarih verilmesine karşı olduğunu söylemek-
ten niçin çekindi? Bağımsız Türk yargısının elin-
deki bir davayı TBMM kürsüsüne taşıması mü-
dahaleci bir zihniyeti sergilemiyor muydu?
Prodi bilinen olumluları söyledı, ama olumsuz-
ları da ustaca sergiledi.
Tarih alma uğruna devletin temel politikalarını
allak bullak eden bizim devlet içi devlet dışı ver
kurtulculare; küçükbirdeğişıklikleOrhanVeli'nin
şiiri pekâlâ /akışıyor:
"Aralık 2004'te denizı göreceksin/Sakın şaşır-
ma".
18 OCAK PAZAR Saat 20 00
İZMI« SANAT
BİUTT SJtTlŞ: bmir S M ft< *&> 25 89 - K.yıkM Kabie tttrfK*
AlMncak D U - Atuncrt VdkonnH - KüUraju Berfkı Kttabevl
Buo Dtmıor Ktabevl • iornova & K-Ha O& tUtnol
Sahibinden Satılık
2001 Palio 1.2 S Tel:0535 941 05 86
Incirlik'te rotasyonVVASHINGTON/
ADANA (AA) - Irak'takı
Amerikan askerlerinin
rotasyonu ışleminde ge-
çiş noktası olarak kulla-
nıma gıren tncirlik Üs-
sü'nde, aynı anda azami 2
bin misafir askere hizmet
verebilecek şekilde dü-
zenlemeler yapıldığı be-
lırtildi.
ABD Hava Kuvvetle-
ri'nin resmi yayın organı
olan Air Force Link'te ya-
yımlanan habere göre. üs-
se gelen Amerikalı asker-
lerin geçicı süreyle ağır-
lanmasından sorumlu bi-
nmin komutanı Yarbay
Jeffery Linskens, misafir as-
kerlerin yeniden uçaklara bin-
meden önce Incirlik'te ortalama
birkaç saat kalmalannın plan-
landığını söyledi. Linskens, ola-
ğanüstü durumlardaysa askerle-
ADD'DEN İNCJRLİKTEKİ CİZLİLİĞE TEPKİ
ANKARA (AA) - Atatürkçü Dü-
şûnce Denıeği (ADD) Genel Baş-
kanı Ertuğrnl Kazancı, hükümetin
tncirlik Üssü'nü ABD'li askerlerin
rotasyonu için kullandırması kara-
nyla ilgili olarak, "Kendi halkın-
dan ve meclisinden saklı bir siya-
set anlayışı dehşet vericidir" de-
di. Kazancı, yaptığı yazılı açıkla-
mada, TBMM kararı olmaksızın
Kore'ye asker gönderilmesinin ta-
rihsel yanlışlığının belleklerde ol-
duğunu dile getirerek, yıllar sonra
aynı tutumun Türk topraklannın
TBMM karan olmaksızın kullanı
rin bir gece kalabilmesi için ge-
reklı tedbirlenn alındığını \ e ay-
nı anda 2 bin kişiye hizmet \e-
rilebileceğini anlattı. Irak'takı
Amenkan askerlennin ABD'ye
dönüşüne öncelikle Musul böl-
mıyla kamuoyu gündemine geldiği-
ni kaydetti. Kazancı şöyle devam
ettı: "Atatürkçü dış politikalan
yadsıyip emperyaüznıin yandaşlı-
ğını gizli anlaşmalara bağlı yü-
rütmek. son yarım yü/yıhn çokça
rastlamr tablosudur. Kendi hal-
kından ve meclisinden saklı bir
siyaset anlayışı ise dehşet verici-
dir. Stratejik uyduculuğun bir
politika sayılması. ulusalcı ve tam
bağımsızlıktan yana olmanın
reddi anlamındadır. Tarih, böy-
lesine tutumun bir ülkeye esenlik
getirdiğine asla tanık değildir."
gesinden sorumlu 101'inci Ha-
va tndirme Tümeni'nden baş-
landı. Bu birliğin yenne. AB-
D"de konuşlandınlmış başka bir
birlik aynı bölgeye intikal ede-
cek. 101'inci Hava tndirme Tü-
menı'nde görevlı kadm
subaylardan Yüzbaşı Jen-
nifer Newsome. Irakta
görev yaptıkları bölgede
çok zor şartlarla karşılaş-
tıklannı belirterek "I-
rak"tan sonra burası
cennet gibi. Çok mem-
nunuz" dedi.
Üs yetkilileri, tncirlik'e
geçicı süreyle gelen as-
kerlerin ağırlanması için
büyük bir hangann ziya-
retçi merkezine dönüştü-
rüldüğünü anlattılar. Bu
merkezde, alışvenş yapı-
labılecek yerler, hediyelik
eşya satan dükkânlar. ye-
mek yenilebılecek bir bö-
lüm. küçük bir kitaplık. internet
bağlantılı bılgısayarlar, telefon-
lar \e dev televizyon ekranlan
bulunuyor. Bazı askerler. tncir-
lik'te zamanlannı video izleye-
rek geçırıyor.
PROF. DR. TUNÇ EREM
'50 yıl geriye
gidecektik'
Eğitim Ser\isi - Mar-
mara Oniversıtesi Rektörü
Prof. Dr. Tunç Erem, çağ-
daş eğitim yolundaki mü-
cadelelerinin süreceğini
belirterek, "Atatürk cum-
huriyetinin temel ilkele-
rinden ve laiklikten hiç-
bir zaman taviz vermeye-
ceğiz" dedi.
Universitenin Sultanah-
met'teki rektörlük binasın-
da düzenlenen "Marma-
ra Üniversitesi 121. Ku-
ruluş Yıldönümü"nde
konuşan Prof. Dr. Tunç
Erem. üniversitelerin
önündeki en büyük enge-
lin "kurumsal özerklik"
olduğunu vurguladı. Çö-
züm yollannı en iyi gören-
lerin, sonınlan bizzat ya-
şayanlar olduğunu belirten
Prof. Dr. Erem, "Üniver-
sitelerarası Kurul ola-
rak, çağdışı yükseköğre-
tim şartlannı geri çektir-
meseydik. üniversiteleri-
miz karanlığa gömüle-
cek, belki de 50 yü geriye
gidecekti. Çağdaş bir
yükseköğretim reformu
konusunda mücadelemiz
bundan sonra da süre-
cek" diye konuştu.
Törende konuşan Istan-
bul Yüksek Ticaret ve tktı-
sadi ve Idari Bilimler Fa-
kültesi Mezunlar Derneği
Genel Başkanı Sabri Tü-
mer de "Türkiye Cum-
huriyeti"ni kuran. çağdaş
dünya ile entegrasyonu-
nu sağlayan aydınlanma
devrimini başlatan Mus-
tafa Kemal Atatürk'ün
mareşal üniformalı res-
minden korkan ve rahat-
sız olan siyasi zihniyetler-
le karşı karşıyayız" dedi.
Kameraya protesto ^ ^%/ A yerleşkelere konulan ka-
meralarla izlendiklerini belirterek Sultanahmet'teki rektörlük bina-
sı önünde protesto eylemi yaptı. Marmara Üniversitesi Öğrenci Plat-
formu imzalı, 'Kamera, YÖK, disiplin yönetmeliği kaldırılsın' yaa-
lı pankart taşıyan öğrenci grubu, universitenin rektörlük binası
önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, kameraların hırsızhk
gerekçesiyle konulduğu, oysa yerleşke koridorlannda çalınacak bir
şey olmadığı belirtildi. (Fotoğraf: ERHAN KEMAL ÖZMEN)
Ömer Dinçer'in dosyası kabarık
I Baştarafı 1. Sayfada
Muhammed Ekrem Han'a gön-
derme yaparak "tslam ekono-
misi gerçek hayat şartlannı ts-
lamın dünya gorüşüyle bütiin-
lük içinde inceleyen bir bilim
dalıdır" görüşüne yer verdı
Dinçer sunuşuna, çevirisini yap-
tığı kitabı değerlendirirken şun-
lan yazdı:
"Bütün makaleler birlikte
değerlendirildiğinde, kitabın
hem İslam ekonomisinin an-
lam ve kapsamım açıkladığı,
hem de bugünkü meselelerin
gayet açık bir şekilde tartışıldı-
ğı görülür. Eser, bir yandan ko-
nuyla ilgili olmayan herhangi
bir okuyucuya İslam ekonomi-
sini tanıtırken diğer yandan
bugüne kadar tslam ekonomi-
si adına yapılanlann bir kriti-
ğini sunmaktadır."
Ömer Dinçer'ın çevirisini yap-
tığı kitabın Muhammed Ekrem
Han tarafından yazılan "Ön-
söz"ü ise besmele ile başlıyor.
Muhammed Ekrem Han, ki-
tapta "Genel Bir İslam Ekono-
misi Teorisine Doğru" başlıklı
bir gelişme süreci kurarken "Ka-
mu politikalarının analizP'nın
üstüne "değişim hipotezi"ni, o-
nun üzenne de suasıyla "'İslami
uygulamalar, Geçiş teorisi, İs-
lam toplumu"nu oturtuyor ve
sonuçta "İslam ekonomisi ge-
nel teorisi"ne ulaşıyor.
Dinçer'in çe\'irisine göre, Mu-
hammed Ekrem Han kıtapta, la-
ikliğin eleştirisini yaparak her
alanın Islamlaştınlmasına ilişkin
kimi öngörülerde bulunuyor. Ki-
tapta yer alan konuya ilişkin ki-
mi bölümler özetle şöyle:
- Batı ekonomileriyle beraber
ayn bir ders olarak tslam ekono-
misinin okutulması, bilginin ts-
lamlaşması fjkrine asla uygun
GENEL BİR İSLÂM
EKONOMİSİ
TEORİSİME DOÖRU
İSLÂM EKONOMİSİ
GENEL TEORİSİ
İSLAMIN ETKİLERİ
KONUSUNDA
HİPOTEZLER
İSLAMİ
UYGULAMALAR
İSLAM
TOPLUMU
GEÇİŞ TEORtSl
DEĞİŞİM HİPOTEZİ
EGfflMVE
DİÖER SOSYAL
MÜESSamlN ROLO
SOSYAL
GERÇEKLERİN
FARKEDİLMESİ
KAMU
POLfTİKALARlNlN
ANAÜZİ
düşmez. İslam ekonomisi kavra-
mı, tanntanımaz düşünce yapısı
içinde son iki asırdır geliştirilen
laik bilimlerin tslamlaştınlması
çalışmalannın bir parçasıdır. La-
ik bilimlerin kapsamı sadece de-
neysel metotlarla elde edilen bıl-
gilerden ibarettir ve bu bilgiler
hayatın maddi yönüyle ilgilidir.
Dolayısıyla bu bilgiler insanlan
Allah'tan uzaklaştırmanın bir
aracı olmuştur. Batı bilimleri Al-
lah'ın halifesi olarak yaratılan
insanı bütünüyle kapsayan ilahi
plan karşısında hayatın yapabile-
ceği hiçbir şey olmadığını hesa-
ba katmaz. Aynı zamanda batı
değerleri bilime önemli ölçüde
etki etmiştir. Bilım, batı inanç
sisteminin bir elemanı durumun-
dadm Kabaca laik dünya görü-
şüyle bılim iç içe girmiştir. Bili-
min îslamlaşması hareketiyle, ts-
lamın dünya gorüşüyle bütünle-
şen ve dünyevi olandan sonsuz
ve evrensel olana doğru değiş-
menın tasviruıı yaparak bütün bi-
limlerin eleştirilen bir analizi an-
laşıhnalıdır. Bu aslında Müslü-
man ümmetin darmadağın hale
getirildiği dönem içinde ortaya
atılan bütün bilimlerin yeniden
yazılması demektir.
- Ekonominin îslamlaştınlma-
sında ekonomik meseleler hak-
kında temel olarak Islamın alın-
ması gerekir.
- Laik ekonomi, eleştirilen bir
yaklaşımla ele alınmah, îslama
uygun bölümlerin tasnifi yapıl-
malı ve bu bölümlerin tslamla
bütünleşmesi sağlanmalıdır. Da-
ha sonra İslam ekonomisi olarak
kabul edilebilecek bir ders hali-
ne getirilebilir. Bu ders, laik eko-
nomiden tamamen ayn bir eko-
nomi olarak ortaya konulmahdır.
- Bizim nihai amacımız, öğ-
rencilerde açık bir tevhid (Al-
lah'ın birliğine inanma) anlayışı-
nın sağlanmasıdır. Yeryüzünde
insanın yaratılmasının amacı Al-
lah'a itaat etmek ve ilahi emirle-
ri yerine getirmektir. Bu amaç
bütün bilimlerin nihai amacı ol-
malıdu-. İslam ekonomisinin öğ-
retilmesi tevhid şuuruna ulaştı-
nlmazsa eğer, tslam ekonomisi-
nin diğerlerinden farklılığı ve
haklılığı anlaşılmaz. Tevhid şu-
uruna ulaştınlmayacak kitaplar-
la piyasayı doldurmak Kuran'ın
"kitap taşıyan" ayıplamasına
(Cuma suresi 5) muhatap olmak-
tır.
- Bilginin İslamlaştırılması ha-
reketi, günümüz laik toplumla-
nndan îslam toplumuna geçiş
(için) bir araç olacakrır. Bugüne
kadar değişim süreci, çoğunluk-
la politik bir süreç olarak algı-
lanmıştır. Sonuçta, İslamlaşma
süreci sadece bir politik süreç
olarak kabul edilse bile Müslü-
man gruplar faydalı kanunlar ha-
zırlayabilirler. .\ncak, gerçek ha-
yat şartlarının farkında olan ve
bu hayatla ilgili problemleri çöz-
me kapasitesi \e kabıliyetine sa-
hip liderhği oluşturamazlar. Po-
lıtık sürecin önemi inkâr edile-
mez, ama tüm bilginin İslamlaş-
tınlması hareketi politik alanda
da gerçek lider tipini yetiştırme-
ye yardımcı olacakrır. Öğrencile-
rin gerçek hayatın içinde tslami
uygulamalara yönelik bir şekilde
eğitilmesi islamlaşma sürecinın
bir safhasıdır.
GUNDEM ML'STAFA BALBAY
B Baştarafı 1. Sayfada
kiye temasları için şu tanımı yapsak abartma sa-
yılmaz:
Prodi'nin parodisi!
Her şeyden önce şunu vurgulayalım ki; konu
gerçekten cıddi.
Çağımızda bölgesel açılımlar büyük önem taşı-
yor. Uzak Asya'dan Amerika'ya, Avrupa'dan Af-
rika'ya kadar her kıtada bölgesel işbirlikleri öne çı-
kıyor. Türkiye'nin bulunduğu bölgede de en iyi
uygarlık projelerinin başında AB geliyor. Türkiye,
kendi tarihsel deneyiminin, Atatürk'ün başlattığı
aydınlanma devriminin devamında böyle bir uy-
garlık projesini hedeflemekle doğru bir yön çizdi.
Ancak güncel sıcak gelişmelere bakınca, Tür-
kiye ile AB arasındaki ilışkıierin sık sık özden uzak,
neredeyse gülünç noktalara geldiğinı görüyoruz.
Tıpkı bir parodi gibi...
2003 yılı ılkbaharında Türkiye'nin Irak'a olan il-
gisi gündemdeyken AB'den şu uyarı gelmişti:
"Türkiye Irak'a girerse, AB'ye giremez..."
Çünkü gündemde, Irak vardı. Şimdi şunu söy-
lüyorlar:
"Kıbns 'ı çözün. Bu, önkoşul değil ama, kolay-
laştmcı olur..."
Prodi ise Ankara'da şu değeriendirmeyi yaptı:
"Kıbns AB üyelığiniz için önkoşul değil ama,
Kıbrıs'ı çözmezseniz AB'ye giremezsiniz!"
Yani önkoşul değil ama, son koşul!
Prodi kusura bakmasın, bu anlatım şuna ben-
ziyor:
Restoranımıza giriş bedava ama, çıkış parayla!
Müzakere tarifi!
Asıl tartışma konusu ise 2004 sonunda Türki-
ye'ye müzakere tarihi verilip verilmeyeceği...
Prodi, Ankara'da Cumhurbaşkanı Sezer'le gö-
rüşmesınden Meclis'teki konuşmasına kadar ge-
niş bir yelpaze çızdi. Ama, tarih konusunda hep
yan çizdı. Prodi'ye, gelmeden önce Türklerin has-
sasiyetleri konusunda ön bilgi vermişler. öyle sa-
nıyoruz ki, şunu demişler:
"Senyor, bu Türkler var ya, beyinlerinden çok
kalpleriyle düşünür. Kalplerine hitap eden birkaç
güzel söz söyle, seni el üstünde tutariar. Hızlannı
alamayıp Türk dostu ilan edeher..."
Prodi, parodisinı iyi oynadı. Dedi ki:
"Erdoğan, Tükiye-Avrupa ilişkileri tarihinin 3
büyük liderinden biridir. Biri, muhakkak Ata-
türk 'tür. Kendısi, Türkiye'nin modernleştirilmesin-
deAvrupa 'yla ilişkilerin çok önemli olduğunun 1ar-
kına varmıştır. öteki ikisiyle tanışma fırsatı buldum.
Bıriyakın dostum Turgut Özai'dır..."
Bu konuşmayı Erdoğan'ın onuruna verdiği ye-
mekte yapan Prodi, daha sonra Başbakan'a hi-
taben şöyle dedi:
"Ama ülkeniz hiçbir zaman sizin başbakanlığı-
nızda olduğu kadar hızlı ilerleme kaydetmedi... Si-
zı tebrik etmek isterim... Türkiye'de böyle bir dö-
nemde bu doğrultuda yön veren bir başkan olma-
sından dolayı çok gurur duyuyorum..."
Erdoğan bu sözlerden sonra şu sloganı atsa
yeridir:
"Avrupa benimle gurur duyuyor..."
Bu kadar övgü dolu sözlerden sonra Prodi, pa-
rodiyi şöyle tamamladı:
"Avrupa 'ya çok yaklaştınız..."
Ne kadar? Çok... Ne kadar çok? Miktar yok...
Aralık 2004'te Türkiye'ye müzakere tarihi veril-
mesı için Mayıs'ta tam üye olan 10 ülke ile birlik-
te 25 ülkenin "oybirliğıyle" evet demesi gerekiyor.
Gidışe bakılırsa, Aralık zirvesınden şu çıkacak:
Türkiye'ye müzakere tarihi yerine müzakere ta-
rihi tarifi verilecek. Herkes bu tarifi farklı okuyup
ayn telden çalacak!
ankcum " ktv.ttnet.net.tr
Dincer elestirileri sulu'
Başbakan Erdoğan
müsteşannı savundu
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan Tayyip Erdoğan, 1-
Başbakanlık Müsteşan
Ömer Dinçer'e sahip
çıktı Dinçer'e yönelik
elestirileri "gayri ciddi
ve sulu" bulduğunu söy-
leyen Erdoğan. "Dinçer,
dürüst ve çalışkan bir
bir bilim adamı" dıye
konuştu.
Erdoğan, arv'de ya-
)imlanan "Siyaset Mey-
danı"nda öğrencilerin
ve Ali Kırca"mn sorula-
nnı yanıtladı. Erdoğan,
Kırca'nın sorusu üzeri-
ne. İncirlik'ten asker sev-
kıyatının söz konusu ol-
madığını, ABD'nin sa-
dece Irak'takı askerleri-
nin rotasyonunu yaptığı-
nı kaydetti.
Erdoğan, demokrasiyi
bir araç olarak görüp
görmediği sorusu üzeri-
ne, tüm sistemlerin araç
olduğu yanıtını verdi.
Dinlerin de bir araç ol-
duğunu. temel amacın
insanlann mutluluğu ol-
duğunu kaydeden Erdo-
ğan, Türkiye'de demok-
rasinin insanlann mutlu-
luğu için seçilmiş bir sis-
tem olduğunu savundu.
Erdoğan. "Değiştim
meselesine gelince, her
şey değişime mahkûm-
dur. Sizler de değişe-
ceksiniz. Gelişimin ge-
reği budur. Bunu yaşa-
dıkça göreceksiniz" de-
di. Gazeteci Kırca, Er-
doğan'a "Müsteşanm-
zın arkasında mısımz"
sorusunu yöneltti. Erdo-
ğan, Dinçer'ın bir bilim
adamı olduğunu, tartış-
ma yaratan açıklamala-
nnm bir dergide ya>ım-
landığını ve aradan ge-
çen 9 yıllık süreç içinde
hakkında hiçbir işlem
yapılmadığını söyledi.
Ağabeyimiz
EYÜP ACAR'ı
14Ocak2004tarihinde
kaybettik.
Tüm sevenlerinin başı sağ olsun.
Kardeşleri
MBIVET ve AHMET ACAR