Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2004 PERŞEMBE
GENÇSES
'Kişisel gelişim kurslan' adı altmda küçük iletişim fakülteleri kuruluyor
'Diploma yetmez'SELMA SOYLTÜRK
Günümüzde kım ış bulabilme kaygı- ^^»
sı taşımıyor ki? Özellikle de bir ünı- /» \f*^
versiteden mezun olacaksanız bu
kay gı daha da artıyor. Gerek sek-
tördeki kriz, gerekse ış arayanla-
nn iş olanaklanna göre sayısmuı
fazla olması, durumu biraz daha ıçinden
çıblmaz bir hale getinyor. Geniş bir
çalışma alanlan olmasına rağmen ile-
tişim fakültesi öğrencılen belkı de bu
konuda en çok kaygı taşıyan öğ-
rencılerin başmda gelıyor. Hem
hızla artan fakülte sayısı, hem de
sektördeki knz, durumu daha
da zorlaştınyor \ e öğrencıler
ış bulabilmek içm amansız
bir yanşa dahil oluyorlar. Ya-
nşın sonunda ise öğrencilenn kü- \s^J
çük bir bölümü eğitimini aldık-
lan alanda ış bulabilıyor. Bü-
yük bir bölümü ise ya eğitimli
işsizlenn arasına dahil oluyor
ya da eğıtımini aldıklan ala-
nın dışında çahşmak zorunda ka-
lıyorlar.
Ancak iletişim fakültesi öğrencileri-
nin rakipleri sadece dığer iletişim fakül-
telennde okuyan öğrencıler değil. Son
yıllarda sektörde iletişim alarunda hiz-
met veren ve kalifiye eleman yetiştiren
özel kurslann sayısında da hızlı bir ar-
tış yaşanıyor. İletişim alarunda hizmet ve-
ren özel kuruluşlar da iletişim fakülte-
leri gibi sektöre nitelikli eleman yetiş-
tirrne ıddıasındalar. Hem de bunu dört
yıl gibi bir sürede değil. hazırladıklan kı-
sa dönem kurs programlan ile yapıyor-
lax. Bir tarafta bu ışin tüm altyapısını
alaıak yerişen ılehşım fakültesi öğren-
cilen, diğer tarafta kısa dönemde hazır-
lanmış programlarla bu işı yapabilecek
• Son zamanlarda iletişim fakültelerinin
yanı sıra iletişim kurslannın sayısında da
büyük bir artış yaşanıyor. "Kişisel
gelişim kurslan" başlığı altında hizmet
veren özel spikerlik, sinema ve
gazetecilik kurslan hızla yayılıyor.
Kurslar, sektördeki kuruluşlardan gelen
talepler doğrultusunda kursiyerlerine iş
imkânı da tanıyor. Bu nedenle
kursiyerler arasında iletişim fakültesi
öğrencileri bile var. Dört yıllık üniversite eğitimi
sonucu diploma alan öğrenci ile paket programlar
sonucu sertifika alan öğrencileri eşdeğerde tutmak, ister
istemez şüphe yaratıyor. Artık iletişim fakültesi
öğrencilerinin diplomalan,kurslarda başanlı olanlann
sertifikalanyla yanşıyor.
ınsanlan yetıştirdikle-
nni savunan kurslann
müşterilen.
"Kişisel gelişim
kurslan" başlığı
altında hizmet
veren özel dıksıyon,
spikerlik. sinema kurslan ve gazetecilik
eğitimi veren kurslar hızla yayıhyor. Bu
kurslar hazırladıklan paket programlar-
la kısa zaman dılımlennde sektöre ınsan
yetıştırmeyi amaçhyor. "Küçük birer
iletişim fakültesi nitetiğT taşıyan bu kurs-
lar verdıklen eğıtımlerden çok, ış bul-
madakı avantajlanyla ön plana çıkıyor.
Oysa iletişim fakültelen, alanlannda uz-
manlaşmış öğretim elemanlanyla öğ-
rencılere sağlam bir altyapı hazırlayarak,
öğrencinin edindığı bilgileri kullanma-
sını ve yapacaklan ışleri bu doğrultuda
seçmelerini sağlıyor.
Spikerlik ve sunuculuk meslek bece-
risini kazandırmayı amaçlayan kurslar.
televızyon ve radyolann ıstediği tarz ve
kalitede eleman yetıştirdiklennı ıddia
edıyorlar. Sektördeki çeşıtlı kuruluşlar-
dan gelen ıstekler doğrultusunda kursi-
yerlerine ış ımkânı da sağlayan bu ku-
ruluşlara yoğun bir talep var. Pekı rad-
yo ve televızyon spikerlıği, sunuculuk.
kamera arkası görevler ve haber yazma
gibi önem verümesi gereken bu alanla-
ra eleman yetiştiren kurslar, 28 hafta gi-
bi kısa bir zaman dilimınde verdıkleri eği-
timle gerçekten de bu işin hakkını vere-
biliyorlar mı? Sonuç olarak bu kurslar
iletişim fakültesinden mezun olacak öğ-
rencılerin iş alanlanna yönelik eleman
yetıştiriyorlar. Fakat dört yıllık bir eği-
tım sonucu diploma alan öğrenci ile pa-
ket programlar sonucu sertifika alanla-
n eşdeğerde tutmak, ister istemez şüp-
he yaratıyor. tletişim fakülteleriyle eği-
tim farklılıklannrn olduğunu kabul eden
Başkent Anlatım
iletişim Kursu
Diksıyon Bölümü
Başkanı Leventtn-
ce, iletişim fakül-
telennin daha fazla bil-
gı ıçerikli oldukJannı, kurslann ise bu-
na karşm meslek becerisı kazandırma-
ya yönelik olduğunu belirtiyor.
Ödül işe verleştirme
Bununla birlikte kurslara iletişim fa-
kültesi öğrencilenmn de katılması bu
kurslann iş bulma konusunda kısa yol
olduğununbirgöstergesi. Tıpkı üniver-
siteye girebihnek ıçin özel dershanele-
rin önemınin artması gıbı, mezun ol-
duktan sonra ış bulabilmek için bu kurs-
lara katılmak da bir şart gibi dayatılıyor.
Bu kurslann. sertifika alan öğrencilere
vaat ettıklen işe yerleştirme olanağı,
kurslan daha cazip hale getinyor. Kur-
sa katılrrm arttırmak için bir ödül anla-
mrnı taşıyan bu koşul, öğrencileri kur-
sa çekmek için kullanılan önemlı bir un-
surohıyor. Öğrencileri ışeyerleştirecek-
lerini söyleyen özel kurs yetkilileri bel-
kı de bu yolla iletişim fakültelen öğ-
rencılerim,yani bu ışi esas yerinde öğ-
renen öğrencilen de kurslara katılma-
ya zorluyor.
Ankara Ünıversitesi Gazetecilik Bö-
lümü ikincı suuf öğrencisı Gaye Dere-
kaya da bu öğrencilerden bın. Dereka-
ya, iletişim fakültesi öğrencisi olması-
na rağmen spiker olabilmek için bu kur-
sa gittığıni belirtiyor. Kurs sonunda 85
üzeri not alan öğrencilere tele\ızyon ve
radyo kanallannda işe yerleştirilme ga-
rantisı verilmesinin de cazip olduğu-
nu söyleyen Derekaya. "Spikerlik
mesleğinidüşündüğüıniçinbukur-
sa gküyorum ve kursa başlama-
dan önce iş imkânlaruun ne ol-
duğunu sordum" dedi. Derekaya,
kurs yetkihlerinin, iş bulma konusun-
da kişinin başansının önemlı olduğu-
nu, eğer öğrenci 85'in üzennde not
alırsa, bağlantılan olan bir kuruluşa ki-
şinin yerleştırileceğıni söylediklerini be-
lırtti. İletişim ile ilgili olarak bu kursla-
nn ne kadar yararlı olduğu da tarhşılma-
sı gereken önemlı konulardan. Kursla-
nn programlanna baktığımız zaman, ile-
tişim ile ilgili teorik dersler de görünü-
yor. Ancak pratik ağırhklı olan kurslar,
bu derslere çok da önem vermiyor. tle-
tişim fakültesinde bir dönem aynlan bir
ders bu kurslarda bir saatte veriliyor. Ar-
dından da iletişim fakültesi öğrencileriy-
le ayru platformda çahşacak olan insan-
lar yetıştiriliyor ve dığer kurslarda da
öğretmenlik yapabilme hakkı sağlayan
Milli Eğitim Bakanlığı onaylı kurs bi-
tirme belgesı venliyor.
Üniversiteli îşsîzler sosyete pazarında
YETA BÜTÜÇ
FARUKGÜLHA1S
Dünya Bankası Raporu'na göre
Türkiye'de 20-30 yaş arası eğitimli
gençlerin yüzde 30'u işsiz. Dünya
Bankası'nın Türkiye'de yoksullukla
ilgili çalışmasınm bir parçası ola-
rak, işsizlik ve istihdam üzennde ha-
zırladığı projenin ön raporuna göre;
Türkiye'de 20 - 25 yaş arasındaki li-
se mezunlannın yüzde 45'i, üniver-
site mezunlannın ise yüzde 35'i iş
bulamıyor. Çıkış yolu arayan işsiz
gençler. semtlerde
kurulan sosyete pa-
zarlannda açtıklan
tezgâhlarla geçimi-
ni sağlamaya çalışı-
yor. Kendi alanlann-
da iş bulabilecek ka-
dar şanslı olanlann
yüzde 52'lik bölü-
kabıya, ev gereçlerinden çeyiz eş-
yalanna kadar geniş bir üriin yelpa-
zesine sahip pazarlarda ise bu oran
yüzde 80'lerde.
Istanbul'da Bahçeşehir, Ulus, Ka-
dıköy: Ankara'da Çayyolu, Ayrancı,
Izmir'de Hatay sosyete pazarlannın
kurulduğu semtler. Bahçeşehir Be-
lediyesi'nin yaptığı araştırmaya gö-
re pazarda çalışanlann yüzde 80'i
üniversite öğrencisi. Bahçeşehir pa-
zannda çalışan Pınar Tezcan, ts-
tanbul Ünıversitesi Rus Dili ve Ede-
biyatı mezunu olduğunu ve yüksek
Üniversite mezunu işsizlerin yeni adresi semtlerde
kurulan sosyete pazarlan. Gençler pazarda
açtıklan tezgâhlarla geçimini sağlamaya çalışıyor.
Üniversitelilerin, okul yıllannda masraflanm
karşılamak için başladıklan bu işler, mezun
Kızılay semtinde, sabit dükkânlar
halini ahnış durumda. CD'den çan-
taya her şeyi bulabileceğiniz bu yer-
lerden birinde ahşap eşyalar satan
Göksel Umut, Hacettepe Üniversi-
tesi Edebiyat Bölümü mezunu. Öğ-
rencilik yıllannda maddi sıkıntılar-
la yanm zamanlı çalışarak başlamış
önceleri.
Okul masraflanm karşılamak için
başladığı bu iş, üni\ ersiteyi bitirip me-
zun olduktan sonra mesleği ohnuş.
"Mecburiyetten başladım, iş bula-
mayınca da deıam ettinT dıyen Umut
"Dükkânımın adını Eskici
koydum. Artık hep bu işi ya-
pacağınıı anladıktan sonra
da işimi geBştirmeye başla-
dım. Arük satoğrm ahşap eş-
yalan kendimiz yapıyoruz"
olduktan sonra "mecburi meslekleri" oluyor. f
mü ise herhangi bir sosyal güvenlik
kurumuna kayıtlı olmadan çalışıyor.
Ümiversiteliler, Ankara'nın Kızılav semtinde kurulan pazarlarda açtıklan tezgâhlar-
la «eçimlerini sağhyorlar. (Fotoğraf: YETA BÜTÜÇ)
ÜnKersite için istihdamın yeni
adresi pazarlar
Kendi alanlannda iş bulamayan,
bulsalar bile herhangi bir sosyal gü-
venlik kurumuna kayıtlı olmayan
eğitimli nüfus ise kendi çıkış yolu-
nu anyor.
Çıkış yolu olarak bulunan adres ise
semt ve sosyete pazarlan. Pazarlar-
daki üniversiteli oranı yüzde 30'lar-
da. İşsizlik sorunu ve krizler buora-
m her geçen gün arttınyor. Sosyete
pazan olarak bilinen tekstilden ayak-
lisans yapüğıru ,uzunca bir süre iş bu-
lamadığı için pazarcılığı seçtiğini
söylüyor.
Aym pazarda çalışan Ceyhun Us-
ta ve eşi de kriz mağduru beyaz ya-
kalılardan. Kriz sonrası bu mesleğe
başladıklannı söylüyorlar. Sosyete
pazarlannın ve özellikle Istanbul
Bahçeşehir pazannrn tamamma ya-
kınını iş bulamayan üniversite me-
zunlan oluşturuyor. Fakat istekleri
eğitim aldıklan. uzmanlaştıklan ko-
nularda ve işlerde çalışmak...
Ankara'da da durum Istanbul"dan
pek farklı değil. Her gün farklı bir
semtte kurulan pazarlar, özellikle
diyor. "lleride edebh^Üa D-
I giİenmeyi. yani kendi mes-
leğinizedönme>idüşünü>t)r
musunuz?" diye sorduğumuzda ise
Göksel Umut. "Mesleğnne hiç baş-
layamadım ki nereye döneceğim'
1
di-
yor.
Aym yerde tezgâhı olan Cejhun
Boratise .Ankara Universitesi Biyo-
loji Bölümü öğrencisi. Borat da di-
ğer öğrenciler gibi maddi destek ol-
sun diye başlamış.
Çeyhun Borat, gümüş takılar sat-
tığı tezgâhın kendisine çok önemli
bir maddi destek sağladığını belirti-
yor ve ekliyor: "Sanınm mezun ol-
duktan sonra da gümüş takılar sat-
maya devam edeceğim. Başka bir al-
ternatifim de yok gibi."
'Paso 'portları görelim lütfen1SELMA ARSLAJVTAŞ
Indirim. "öğrencT denildiğinde bir-
ç o k kişinin aklına gelen öncelikli un-
suırlar arasında yer alıyor. Tüketici
kijBnlikleriyle ön plana çıkan öğrenci-
lear, alışveriş, iletişim ve eğlence gibi
bİB-çok alanda indirimli tarifelerden
yaıarlamyorlar. Öğrencilere indirim uy-
gVMİanarak harçlıklanna küçük de ol-
sa. Jcatla sağlanan alanlardan biri de ula-
ŞMKI ve bu alanm başaktörü "Paso."
TMiladı 1970"lere,hattadahadaön-
ceflere dayanan paso, öğrencilere si-
villere oranla daha hesaplı ulaşım ola-
na_ğı sağlıyor; ancak bazı sınırlar çer-
çe'vesinde. Pasonun öğrenciye sağla-
dı^ı indirim, aıt olduğu belediyenin,
daJıa doğnı bir deyişle şehrin sınırla-
n dçinde geçerliliğini koruyor. Dola-
yısıyla Ankara'da okuyan bir öğren-
• Öğrenci olduğunuzu kanıtlamak için kimlik yeterli değil; "Paso lütfen!" Bir şehre misafir olarak
giden öğrencıler için toplu taşım araçlarında pasolann sorulması korku haline geldi. Belediyelerin
uyguladığı paso sisteminin farklılığı, öğrencileri "ülkelerinde" misafir konumuna getirdi.
ci, Ankara Belediyesi'nden aldığı pa-
soyla, toplu taşım araçlanndan indi-
rimli olarak ancak Ankara'da yararla-
nabiliyor.
Kişinin öğrenciliğinin, öğrenci kim-
liğini göstermesine rağmen geçerli
kabul edilmemesi, kendi evinde mi-
safir olması gibi bir şey aslmda. Öğ-
rencinin, Türkiye'de, özellikle büyük
şehirlerde, toplu taşım araçlanndan
öğrenci indirimiyle yararlanabilmesi
ıçin, her ilin belediyesinden ayn pa-
soya sahip olması gerekiyor. Kİmi be-
lediyeler misafir öğrenci pasosu ve-
rirken; kimisi de sadece öğrenci kim-
liğinin üzerine hologram yani band-
rol yapıştınyor. Artan kaçak öğrenci
kimlikleriyle paso uygulamasınm da-
ha ciddi bir yapı kazandığım belirten
Ankara Büyükşehir Belediyesi Oto-
büs Daire tşleri Gelir Başkam Ahmet
Çağh, görevlilerin, her şehrin beledi-
yesinin kendi belirlediği ortak simge
ile kişinin öğrenci olup olmadığım
daha kolay anladığım ve böylece ka-
çak kimliklerin de önüne geçildiğini
aktardı. Çağh, belediyeler arasındaki
siyasi çekişmelerin ortak çalışmalara
engel olduğıuıu ve tüm şehirlerin or-
tak paso uygulamasına geçmesinin
neredeyse imkânsız olduğunun altmı
çizerek sözlerine şöyle devam etti:
"Bundan dört >ıl öneesine kadar
Ankara'ya misafir olarak gelen öğ-
rencilere60 öğrencibfleti bedeüguven-
cesiyie paso veriliyor, şehirden aynla-
cagı zaman geri annr\ordu. Ancak bu
u> gulama peşin para ahndığı için öğ-
renciye zorhık getirdiğinden bundan
vazgeçip, Ankara'daki öğrencilere uy-
guhdığjnuz bandrol sistenüne geçtik."
2002-2003 öğretim yılında Anka-
ra'da pasoya başvuran öğrenci sayısı
215 bin. Bu öğrencilerden toplanan 860
milyann tamamının bandrolün mali-
yetme harcandığmı söyleyen Ahmet
Çağh. bu uygulamalardan arh gelir el-
de etmediklerini, kâr amaçlı olmadı-
ğım ileri sürdü.
Ufak bir bandrolün maliyetinin 5
milyon ohnası ise kafalan kanştınyor.
Bununla birlikte bu durum insanın
aklına ister istemez şu sorulan getiri-
yor:
Kâr amaçlı değilse öğrenci kimli-
ğini göstermek neden yeterli ve geçer-
li değil?
Eğer öğrenci Türfaye Gumhuriye-
ti'nın öğrencısiyse neden ülke içinde
sımrlar çiziliyor?
Ankara Universitesi İletişim Fakül-
tesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet
Yüksel ise, ayn paso uygulamasının
öğrencilere zorluk çıkardığı düşün-
cesini destekleyerek, çözümün Milli
Eğitim Bakanlığı ile YÖK tarafindan
sağlanabüeceğini dile getirdi. tlk ve
ortaöğretimlere Milli Eğitim Bakan-
lığı'mn ortak paso vermesi gerektiği-
ni söyleyen Yüksel, üniversite öğren-
cilerine de bu uygulamayı YÖK'ün
sağlaması gerektiğini söyledi.
Bu sayfa Ankara Universitesi İletişim Fakültesi öğrenci uygulama gazetesi Görünüm ekibi tarafindan hazırlanmıştır.
Yeta BÜTÜÇ (Editör) Barış ŞAHİN (Sayfa düzeni) Selma SOYUTÜRK Selma ARSLANTAŞ Erkan AKSU Faruk GÜLHAN İgörünüm
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Mal Kaçırmak
Meclis'te CHP'lilerin muhalefetiyle görüşülmeye
başlanan "Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasan-
s/"nı hazıriayan, Başbakanlık Müsteşan Ömer Din-
çer ve kendi görüşlerini paylaşan ekibidir.
Şimdi bu yasa tasarısının arkasından gelecek
olan yerel yönetim ve ilgili diğer yasalar bütünlüğü-
nü dikkate alırsak şu üç nokta çok önemli:
1) Ülkenin idari yapısında çok temel değişiklikler
öngören ve yerelliği öne çıkarma iddiasında olan bu
yasa, hiçbiryerel birimdetartışılmamıştır. Olayın, ya-
sanın, düşüncenin ruhunaaykın bir durum yok mu?
2) Bu yasatasanlan, tamamen Dinçer'in 1995 yı-
lında yaptığı, gazetemizde tam metni yayımlanan,
Islami yönetime giden yolu gösteren konuşmasıy-
la aynı karakterdedir. Müthiş bir "rvh örtüşmesi" var.
3) Dahası, bu yasa aynı zamanda güçiü ülkelerin
dayattığı küreselleşme politikaları doğrultusunda-
dır. Küreselleşmenin egemenleri, bizim gibi ülkele-
re, artık merkezi değil yerel olacaksınız, bütün hiz-
metleri özelleştirecek, her şeyi piyasa ekonomisi ku-
rallanna göre yeniden düzenleyecek ve bütün dün-
yaya eşit rakebat şansı tanıyacaksınız.. demekte-
dir.
ömer Dinçer'in, 1995 yılındaki konuşmasında di-
le getirdıği ve bugün de tamamen sahip çıktığı Is-
lami yönetim manifestosundaki görüşleri, emper-
yal ülkelerin küreselleşme dayatmalanyla tamamen
örtüşüyor. ömer Bey, küreselleşmenin, ulusal ne var-
sa parçalayıp ele geçirme polıtikasının, ülkemizde-
ki Islami bir yönetim kurulması için büyük bir fır-
sat yarattığını da, konuşmasında çok açıkça be-
lirtiyor.
ömer Bey, bu anlamda, büyük ülkelerin da ma-
şası konumuna yükseliyor! Ulustararası emperyal güç-
lerin ömer Bey'i el üstünde tutacaklarına şüphem
yok. Bunu fazlasıyla hak ediyor!
• • •
ömer Dinçer diyor ki: "Siyasi öncelikli Islami ha-
reketler aslmda devlet yönetimini ve karar merke-
zini ele geçirerek toplumda değişikliği sağlayan
hareketlerdir."
ömer Bey, işte iktidarda çok önemli bir "karar mer-
kezini" ele geçirdi ve tarif ettiği misyonuna uygun
operasyonlan sürdürüyor. TÜBtTAK, bu operasyon-
lardan birıydi; bütün devlet yönetimini değiştirme-
ye girişmesi, bu operasyonun büyük kısmıdır.
Ama en büyük operasyonu bu tasarılan kanun-
laştırmaktır.
Dinçer diyorduki: "Dûnyada meydana gelen de-
ğişimlerden ilki, devletin 'küçülmetemayülüdür."
Bu, ülkeleri "ademîmerkeziyetçi" bir yapıya götü-
rüyor. Devlet yapısının küçülmesi ve değişmesi,
"hatta birtakım fonksiyonlarının özel sektöre ve
üçûncü sektöre devretmesi" gündemdedir. Kuru-
luşumuzdaki "Cumhuriyet ilkesi zayıfladı veişlevi-
ni kaybetti". "Cumhuriyet kavramı artık bizim için
çok fazla bir mana ifade etmiyor... Halk adına yö-
netim yerine, halkın bizzat kendisinin yönetimi da-
ha çok ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor."
ömer Dinçer, bugün Meclis'e getirdiği bu tasan-
lann hangi bağlamda önem taşıdığını, konuşmasın-
da şöyle açıklıyor
"Globalleşen dünyada ulus devletin gücü zayıf-
lıyor", "globalleşme evrnesel bir kültür ve hayat
tarzı empoze ediyor". Ancak globalleşme "başka
birkutbun da varfığını sürdürebilmek için ortaya çık-
masına" neden oluyor:
"Bu da mahalli kültürdür. Dolayısıyla globalleş-
menin olduğu her yerde mahalli kültürterin gelişti-
ğini görüyoruz. Bizim ülkemiz söz konusu oldu-
ğunda ise mahalli kültür Islamdır. Globalleşme ne
kadar artarsa Islam da o kadar çok artacaktır..."
Dinçer devamla "laiklik, milliyetçilik ve Cumhu-
riyet gibi temel ilkelerin yerini... ademî merkeziyet-
çi daha Müslüman bir yapıya devretmesi zamanı"
geldi diyor ve tasannın ruhunu ve amacını vurgu-
luyor.
• • •
Dinçer, bu mahallileşme, yerelleşme yasasını, Is-
lami yönetime giden çok önemli bir adım olarak
görmekiedir.
Aslmda yasa milli eğitimi de tamamen yerelleş-
tirmekteydi, ancak gördüğü büyük tepki üzerine ta-
sandan çıkanldı ve bir sonraki adım olarak bırakıl-
dı.
AKR iktidarda, "Cumhuriyetin çekirdek gücü-
nü" gördü. Bunu Islamcılar, Milli Görüşçüler daha
önceki devlet deneyimlerinden zaten biliyordu. Bu
"çekirdek", gücünü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuru-
luş ilkelerinden alıyor.
Dinçer'in küresel dayatmacılarla işbirliği halin-
de" artık geçerliliğini yetirdığini" ilan ettiği ulusçu-
luk, laiklik ve Cumhuriyet gibi kavramlar, bu çekir-
dek gücün dayanaklarıdır.
AKR meşruluğunu bu kavramlardan alan çekir-
dek güçle iktidan paylaşmak durumundadır. Bu gü-
cü "yıkması"; ulusçuluk, laiklik ve Cumhuriyet kav-
ramlannın yerine, Islami yönetim modelini geçir-
mesi çok zordur. Devleti yıkması gerekir!
Erbakan "gerekirse kanla" bunu yapabileceği-
ni söylemişti, ama bugün dolandıncılıktan siyasi ya-
saklı oldu!
Dinçer ve AKR şimdi tek çare olarak "merkez-
den yetki kaçırmak" ve bu yetkiyi, yerelde ege-
men olan "mahalli kültür"ün, yani Islam kültürünün
eline vermek olduğunu görüyor. Bu önemli bir adım
ve başlangıç olacaktır.
Tasarıların ruhunda, AKP'nin ulusçuluk, laiklik ve
Cumhuriyetten "mal kaçırma"s\ yatıyor.
obursali@cumhuriyet.com.tr
ZEYTÎNBURNU AİLE
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003707
Karar No: 2003-293
Davalı: Ceyda Bağcılar (Georgeta Bağcılar) Veledi
Karabaş Mah. Tekke Maslağı Sokak No: 2/8 Koca-
mustafapıaşa-lstanbul adresınde ıken ikametgahı ha-
len meçhul.
Davacı Cevdet Bağcılar vekıli tarafindan davalı
Ceyda Bağcılar (Georgeta Bağcılar) aleyhine Mahke-
memize açılan boşanma davasınm Mahkememizde
yapılan yargılaması sonunda.
Davanın kabulü ile. îstanbul Ili, Beşiktaş îlçesı,
Abbasağa Cilt. 1, Hane 890, Bsn: 26'da nüf. kayıtlı
Muharrem oğlu 12 05.1951 d.'lu Cevdet Bağcılar ile
aynı yer Bsn: 68"de nüf. kayıtlı Cheorgh kızı
04.06.1972 d'lu Georgeta Bağcıların M.K.'nun 166.
mad.'sı gereğınce boşanmalanna karar verilmiştir.
Özetı çıkarılan Mahkememizin 2003 '707 Esas,
2003'293 Karar sayılı 21.10 2003 tanhli kararuı da-
valı Ceyda Bagcılar'a (Georgeta Bağcılar) tebligat
yenne kaım olmak üzere gazete yolu ile teblığ olu-
nur 08.01 2004
Basın: 1570