25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER AHLAKARANIYOR TURHAN SELÇUK AAAVVV / NE oû»JK}DÜRÜST TJLSİATLî İSTANBUL SF2RDİSİ ABDÜICAKBAS1 'fc. SENt'N MACSRALAEI 'Kızımı spotlarköretti'Uyuşturucudan kurtulma çabaları sonuç vermeyen Burçin 'in babası Onter Bircan, kızının 'televole kültürü'ne kurban gittiğini söyledL Burçin Bircan, dün İztnir'de gözyaşlan arasında toprağa verildi HAKAN DÎRİK İZMİR- Bir dergide yayımlanan röpor- tajında "Böylepınlolı bir ortama girrnek- ten korkımıyor musunuz" sorusuna "As- la!" diyor ve ekliyordu: "Zaten benim is- tediğim buydu. Spodann alondaolayımJ' Ancak kısa yaşamında bırden üzerine tutulan spotlar çok çabuk söndü ve Adli Tıp raporlanna göre, 20 yaşındaki Bur- çin Bircan'ın aşın dozda uyuşturucu yük- lenen vücudu Zeytinburnu Kozlu Mezar- lığı'nda bulundu. 2002 yılında düzenle- nen Ford Model Super World yanşmasın- da aldığı birinciliğın ardından adı "san- sasyonlarla'* birlücte duyulan Burçin Bir- can'rn cenazesi dün Murat Reis Cami- si'nde kılınan ikindi namazının ardından Paşaköprü Mezarlığı' nda toprağa verildi. Cenazeye, onu 1.5 aylık bebekken evlat- lık edınen ailesinden baba Ömer Bircan da katıldı. Oldukça kötü durumdaki an- ne Canan Bircan cenazeye katılamazken Ömer Bircan, Burçin'in "televole kültü- rü"nün kurbanı olduğunu söyledi. Kızı- ru en son 3 ay önce gördüğünü, Burçin'in çok televizyon seyrettiğini ve orada gör- düğü "renİdi'' dünyaya özendiğini dile getiren Ömer Bircan, çocuklarının "tele- vole tuzaklan"na düşmemesı için ailele- ri uyardı. Modellik yanşmasında elde ettiği birin- cilikle uluslararası alanda mankenlik yap- makapısı kendisine aralanan Bırcan, ulu- sal birincilenn katıldığı dünya çapındaki yanşmada elde ettiği "New Face" (Yeni Yüz) unvanmı da değerlendirmeyerek Nevv York'a gitmekten vazgeçmişti. Oy- sa Bircan, aynı röportajında, dünya çapın- da başanlı bir model olmak istedigini şu kelımelerle anlatıyordu: New Yorfc'u fethedecektl **Şansyüzüme güldü ve arükNewYork Ford Ue bir konüranm var. tlk etapta dört ay New York'ta kalacağım. Bu dönemde New York'u fethetmeyi planhyorum. Za- ten orayı fethettikten sonra bütün kapılar açıhyor. Kapı New York ve orada elde edi- lecek başan da benim anahtanm olacak. Daha sonra ise Paris'e geçeceğim ve en az üç ay orada çahşacağun. Bütün bu olan- lardan sonra amaçlarun da değişti. Arük yurtdışında çok başanlı bir model olmak ve Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek isti\ ı orum_." Ancak küçük yaşlarda yap- tığı hırsızhklan, rol aldığı Mîdli Oyun" adlı erotık filmi ve devamında uyuşturu- cu bağımlılığı Bircan'ın sonunu hazırla- mıştı. Uyuşturucudan kurtulmak için AMATEM'e yatma çabalan da sonuçsuz kalan Bircan'ın cesedi, sah günü sabaha karşı Zeytinburnu Kozlu Mezarlığı'na atılrruş halde bulunmuştu. Akşlt: Ailelere çok 1$ düşüyor Devlet Bakanı Gûldal Akşit, Burçin Bircan'ın ölümüne ilişkin olarak "Genç kardeşlerimizin böyle bir isi yaşamaması için acı bir örnek* dedi. TELEVOLE KÜLTÜRÜ 2002 yıhnda düzenlenen Ford Model Super VVorkl yanşmasında aldığı birinciliğin ardından, adı sansasyonlarla birtikte duyulan Burçin Bircan'ın cenazesine katdan Ömer Bircan, üvey kızının 'televole kiütürü'nün kurbanı olduğunu söyledL (Fotoğraflar: HICRAN ÖZDAMAR) Gazetecilerin Burçin Bircan'ın ölü- müyle ilgih sorulan yanıtlayan Akşit, "Bu ötüm olaynun gençlere daha fazla sahipçı- laimaaiçin deömekolduğunu" kaydederek ailelere çok ış düştüğünü vurguladı. "Top- lumda baa çarpık yaşanulann özendnü- diğuıl, basın organlarînın da belkiisteme- den kötü ömekteşkfl ettiğinr söyleyen Ak- şit, "bu kötü örneğin bundan sonra iyi olayiara neden olmasuu dUediğJni" bildir- di. Devlet Bakanı Güldal Akşit, "Bir- can'mAMATEM'eahnmaması konusun- da da bügisi olmadığuu, konuyu araşüra- cağuu" sözlerine ekledi. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıklan Eğitim ve Araşörma Hastanesi Başhekimı Prof. Dr. Musa Tosun da Bircan'ın, biri 2001 di- ğeri de 9 Aralık 2003 tarihlennde olmak üzere kendilerine 2 müracaatı bulundu- ğunu söyledi. Prof. Dr. Tosun, Bircan'a 9 Aralık'ta ayakta tedavi uygulandığını ve 13 Ocak 2004 tarihine de yatınlmak üze- re randevu verildiğini belirterek "Para olmadığı için AMATEM'eyannlmadı id- diaa yanhş. Bizde, parası olmadığı için kimse geri çevrflmiyor'' dedi. Bircan'a 13 Ocak gününe randevu ve- rilmesinin nedeninin yatak kapasitesinin yetersizliği olduğunu anlatan Prof. Dr. Tosun, "Tabö Id bunun olmaması lazun, ama kapasitemiz yetersiz" dedi. tstanbul Haber Servisi - Aşın dozda uyuşturucu kullanımından Türkiye'de son 3 yılda 29 kişi hayatını kaybederken geçen yıl en çok ölüm vakası 4 kişiyle Istanbul'da görüldü. Istanbul'daki aşın dozda uyuşturucu almaktan kaynaklanan ölüm vakalan özetle şöyle: Yavuz Temel, Fatih'teki Hafizahmetpaşa Camii tuvaletinde aldığı aşın dozda uyuşturucu nedeniyle yaşamını yitirdi. Müteahhit Orhan Ydmaz ile sevgilisi Zeynep Yıkürnn Princess Otel'de aynı nedenle yaşamlannı yitirdiler. Geçen yılın son günlerinde en çok konuşulan olaylardan biri olan Bilkent Üniversitesi Uluslararası tlişkiler Bölümü öğrencisi Seten Aülgan'ın yüksek dozda uyuşturucu alarak ölmesi de "arkadaş kurbanı" gençleri gündeme getirdi. Nejat GüJer yeni yıla birkaç dakıka kala Bayrampaşa'daki evinin tuvaletinde ölü olarak bulundu. Ölüm sebebinin aşın dozda uyuşturucu olduğu bUdinldi. Geçen yıl ülkemiz üzerinden yaklaşık 500 ton uyuşturucu Avrupa ülkeleri ve Amerika'ya sevk edildi Türkiye uyuşturucu merkezi ECEVİTKILIÇ Türkiye üzerinden geçen yıl Avrupa ve ABD'ye yaklaşık 500 ton uyuşturucu sevk edildi. De- ğeri 5 milyar Euro'yu (7 katril- yon lira) bulanbuparadan en çok Tork kaçakçılar pay aldı. Narkotik Polisi'nin verilerine göre, Afganıstan ve Pakistan'da- k; haşhaş tarlalanndan Londra veNewYorksokakla- _ - _ _ nna uzanan uyuşturu- cu trafığinde Türk ka- çakçılar kilit rol oynu- yar. Özellikle Avru- pa'da etkilı olan Türk kaçakçılar, uyuşturu- cınun Afganistan ve Pakistan'dan îıan üzerinden Türkiye'ye geti- rlmesinı sağhyor. Aynca Avru- pa ve ABD'de dağıtım yapan şe- bekelerin başmda Türkler bulu- nuyor. Türk kaçakçılar uyuşturu- cunun dağıtımını Cezayır, Tunus ^e Fashlara yaptınyor. Eroinin fiyatı 5-6 Euro iken uyuşturucu îstanbul'a geldiğin- de fiyatı 10 Euro'ya >-ükseliyor. Eroin Avrupa'ya ulaştığında ise piyasadaki fiyatı 18-20 Euro ara- sında değişiyor. En çok Türkler kazanıyor Bu paranın ilk dilimini Afga- nistan ve Pakistan'daki haşhaş tarlalan sahiplen alıyor. tldnci • Dünyadaki uyuşturucu piyasasında en çok parayı Türk kaçakçılar kazamyor. Değeri 5 milyar Euro'yu bulan bu piyasanın aslan payı Türk kaçakçılarınrn... dilimini uyuşturucuyu tran'a ge- çiren ve Türkiye'ye getiren kişi- ler paylaşıyor. Uçüncü dilimini İs- tanbul 'dan bu uyuşturuculan Av- rupa ve Amerika'ya sevk eden Türk kaçakçılar, dördüncü dili- mini ise bu uyuşturucuyu tüke- ticiye ulaştıran şebekeler alıyor Yine Narkotik Polisi'nin bilgi- lerine göre, uyuşturucu trafığin- de en önemli "istasjTon" Hakkâ- ri'nin Yüksekova ilçesi. Afga- nistan ve Pakistan'dan Türkiye'ye sokulan uyuşturucunun ilk du- rağı Yüksekova oluyor. Uyuştu- rucu, terör örgütü PKK tarafin- dan Yüksekova'da Türk kaçakçı- lara teslim ediliyor. Uyuşturucu- nun Türkiye'ye geurilmesi işi da- ha önce tranlılar tarafindan yapı- lırken bu iş özellikle son 4-5 yıldır tama- men PKK'nin kontro- lüne geçti. Avrupa ve ABD'ye ^ ^ ^ gönderilen uyuşturu- ^ " " ^ cunun parası îspanya veya Ingiltere'de toplanıyor. Pa- ra, buralarda kurulan para\-an şir- ketler üzerinden kuryeler tarafin- dan îstanbul'a getiriliyor. Denetimlerin sıkı olduğu dö- nemlerde ise paralar internet ara- cılığıyla Dubai'ye gönderiliyor. Para buradan tranlı şebekeler ta- rafindan Türkiye'ye sevk edüıyor. SAV ESRAAÇIKGÖZ tstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği, "OkuDarda Madde Kullanımı ve Bağımlılığı ile Mücadele Projesi'' başlattı. îstanbul'da 32 üçede başlatılan proje doğrultusunda çocuklara, "madde adlan geçmeden" maddelerin zararlan anlatılacak. Okullarda oluşturulan bir Müdahale Grubu, madde kullanan çocuklan belirleyerek onlarla iletişime geçecek. Derneğin uzman psikoloğu Ceyda Ydmazçetin Eke, projenin üç ayaktan oluştugunu belirterek "Projenin ilk iki a>^ğı. öğretmenlere ve ailelere eğitim vermekten oluşuyordu. 508 rehber öğretmen, 19 bin 823 sınıf ve branş öğretmeni ile 1270 okul yöneticisine eğitim verdik. Eğitim aian öğretmenler de veiilere eğitim verdiler. Böyiece 34 bin 440 anne- baba>ı madde bağunlılığı, belirtikri, tedavisi konusunda eğhak" dedi. Psikolojik danışman Sevil Taner, öğrencilere verilecek eğitimîn ikinci dönemde başlayacağını ifade ederek şöyle devam etti: "Öğrenci eğitimi iki aşamadan oluşuyor. Biri, 7-12 yaş grubundaki öğrencilere, sigara ve alkolün insan sağhğma zararlannı anlatan ve klipJerden ohışan film gösterimi İkincisi ise 'Bağımlılık nedir?', 'Neden bağımh olunur?', 'Sağlıklı yaşamın önemi nedir?' gibi konulan işleyenfîlmgösterimL Amacınuz, çocuklann bDgttenmeierini ve seçim yapmak zonında kanrlarsa doğru karan vennelerini sağlamak." Madde kullanımı ile ilgili verdikleri eğitimin okullarla sınırh olmadığını anlatan Taner, "Bazen shil toplum örgüderinden de talep geöyor. Biz de geien talepler doğrultusunda mahallelerde eğitim veriyoruz. A>mca bu projede yer almak iste>en ünhersite öğrencikrine eğitim vereceğiz. Sonra da onlar başkalannı eğftecekter" diye konuştu. Dernekten yardım almak ya da projede gönüllü olmak isteyenler "0212 292 99 90" No'lu telefonu ârayabilirler. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAJN ERİNÇ Gazeteci, Simit ve Çajt•• Bugün, gazetecilere var olanlara ek yeni haklar getiren ve bir zamanlar "Çalışan Gazeteciler Bay- ramı" olarak kutlanan günün 43'üncü yıldönümü. 1952 yılında çıkanlmış olan 5953 Sayılı Basın-lş Yasası'nda yaptığı değişikliklerle asıl yasayı "212 Sayılı Yasa" diye andırmaya başlayan yasa, uzun- ca bir süredir yaygın olarak uygulanmıyor. Uygulamayanlarda, siyasetçilerin, bürokratların, işadamlarının yasalariayönetmeliklere aykın işlem- lerini "yolsuzluk-usulsüzlük" gibi nitelemelerie ka- muya yansıtma görevini yerine getiren medyanın kimi işverenleri ile işveren vekilleri. Ancak çelişki yalnız bununla sınıriı değıl. Uzun- ca bir süredir iktidara gelenler de yürütmekle gö- revli oldukları yasanın yok sayılışını seyretmekle yetinmeyi her nedense tercih ediyoriar. • * • Gazetecilerden söz açıldığında akla gelen iki söz- cük daha var: Simit ve çay. Geçerli kılınmaya çalışılan yeni gazetecilik anla- yışı, haberi, araştırmayı, yani halkı bilgilendirmeyi ciddiye almamayı öngören bir düşünceyi yansıtır gi- bi. Gazetecilik böyle de simitçilik böyle değil mi? önce medyaTürkçe karşılıklarıyla kulelere, gök- delenlere, saraylara taşındı. Ve sıra aynlmaz parçası sayılan simide geldi. O da artık, adım başında rastlanmaya başlanılan sa- raylara taşındı. Adlan ışıklı harflerle yazılı simit sa- raylanna. Acaba simit de bozuldu mu? Alıntı yapacağım "Istanbul Simit'i Ikinci Dünya Savaşı'nda Şehit Verdi" başlıklı yazıdaki tarife ba- karsanız bozulduğu anlaşılıyor. (Midhat Sertoğ- lu/1913-1995/lstanbul Sohbetleri/Bedır Yayınevi- 1992) • • • Gelelim geçmişi anlatırken bugüne de ışık tutan alıntı bölümüne. "1934-35 yıllannda, gazetede gece saat dörtle- re kadar çalışır ve baskıdan çıkan ilk sayıya göz gez- dirdikten sonra biraderim mertıum Murat Sertoğ- lu'yla (1911-1989) birlikte matbaadan çıkardık. Sonra Bâb-ı Âliyokuşunu tırmanır, Kapalıçarşı he- nüz açılmamış olduğundan Divan Yolu'ndan Ba- yezid'e gelirdik. Burada açık bir çayhane vardı, o saatlerde ilk çayı demler, çayın pek nefis kokusu sabahın taze havasında sokağa kadar taşardı. Gün ağarmaya hazırianırken çayhaneye girer, birer is- kemleye çökerdik. Ismariamaya hacet kalmadan sıcaksıcak, tavşankanı çay önümüze gelirdi. Son- ra -hep o anı beklergibi- simitçi içeriye dalardı. Sı- cacık, mis gibi, taze sabah simidi. Bir bardak ça- ya simidi banarak, ikinci bardağı simitsiz içer, si- garalanmızı yakar, dumanını derin derin içimize çeker, sonra yine kalkar ve evimize yollanırdık. Yat- mak ve ikindi vaktine doğru kalkmak üzere... Yıllaryılı sabah ve öğle vakitlerini âdeta unutmuş- tum. O zamanlar gazetede musahhih, yani şimdi- ki deyimle düzeltmendim. Gecede üç, dört bin sa- tır yazı okur ve on günde yedi buçuk lira alırdım. O günkü geçim şartlanna göre yine de az bir pa- raydı, ama ne yaparsınız ki ekmek arslanın ağzın- daydı. Acı ve zor günlerdi.. bu acı ve zor günler- den kalan anılmaya değer tek hatıra, yeni demlen- miş çayla yenilen o sıcacık ve mis gibi taze sabah simidiydi. Fiyatına gelince simit de beş kuruş, çay da beş kuruştu. Ama çok sonra, alnımızm tehni, gözümüzün nu- runu ve kafamızın ışığını bu kadar ucuza kapatan- lann, ekmek paramızdan keserek biriktirdikleri bü- yük servetlerin, hiç kimsenin işine yaramayarak te- bah olup boşu boşuna gittiğini gördük. Çünkü on- lar -maruf tabiriyle- ahlı paralardı. 1935 yılında Yedi Meşaleciler diye anılan ede- biyatçılar topluluğunun şair olmayıp düzyazı yazan tek üyesi ve 35 yaşında tifüsten ölen Kenan Hu- lusi Koray, Habergazetesinde musahhihti, ben de aynı gazetede muhabirdim. Bir gün boğazında si- mit kaldı. Yutkundu gitmedi, su içti gitmedi... So- nunda rengi değişmeye, nefes alamamaya başla- dı. Sırtına vurun dediler, ver ettik yumruğu... So- nunda simit yürüdü. Zavallı nefes nefese kalmış, ancak espriyi kaçırmamıştı: - Bana bugün dayakla simit yedirdiniz." • • • Geleneksel üçlüden bugün sadece çayın kendi- ni kurtardığı görülüyor. Darısı diğerlerinin başına... oerinc@cumhuriyet.com.tr. 118 trilyonluk yolsuduk • Baştarafı 1. Sayfada sorgulannın ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildiği ifade edil- di. Polis Şinnevler'de bir işyerinden gelen ihbar üzerine düzenlenen operasyonda, aralann- da çetenin lideri oldu- ğu öne sürülen Süley- man Özdemir, 1 yıl ön- ce Bakırköy'de gerçek- leşen banka soygunun- dan aranan çetenin ikinci adamı konumun- daki Hakan Sedef'in de bulunduğu 1 'i kadın 8 kışiyi gözaltına aldı. Değişik firma adlan- na, mal ve hizmet kar- şılığı olmaksızın piya- saya yüklü miktarda naylon fatura sürdüğü belirlenen kişilerin gös- terdiği yerlerde yapı- lan aramalarda, 118 trilyon liralık naylon fatura nüshalaı?, 2 adet sahte nüfus cüzdanı, 2 adet çeşitli kurumlara ait sahte mühür, sahte mühür ve kaşe yapımı için düzenlenmiş bir aydınger çıkışı, 99 ay- n başlıkta çeşitli fir- malara ait boş ve kesil- miş fatura-sevk irsali- yeleri, 69 adet çeşitli firmalara ait kaşe ve 3 adet, sahte kimliklere alınmış vergi kimlik numarası kartı ele ge- çirildi. Düzenledikleri nay- lon faturalan yüzde 2- 5-8 oranlannda komis- yon alarak piyasaya sü- ren bu kişilerin, daha öncede benzer suçlar- dan sabıkalannın bu- lunduğu belirtildi. Zan- lılann, komisyon kar- şılığı yüksek miktarda fatura sattıklan bazı ki- şilere telefon hatlan da hedıye ettikleri öne sü- rüldü. :
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle