Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EYLÛL 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Üreticiler, doğal yöntemlerle üretilen sebze ve meyveler için ayn bir satış ağı istiyor DÜZ YAZI
Ekolojik tanm ürünleri
tüketiciylebuluşamıyor• 2 yıl öncesine kadar
tanmla tek ilgisi 'saksıda
çiçek yetiştirmek' olan
Berrm Ertürk, okuduğu
bir kitapla birlikte organik
tanmla ilgilenmeye
başlamış. Adapazan'nda
200 dönümlük bir alanda
üretım yapan Ertürk.
"Organik tanm geleceğe
dönük bir yapıya sahip"
diye konuşuyor.
SADECE BESLENME BİCİMİ DECİL
Su, güneş,
toprak ve
Genlen değıştinlmeden
doğal yollarla, yaru baba-
dan kalma yöntemlerle,
su, güneş ve toprak üçge-
nınde yetişen ekolojik
ürunler, Türkıye dışında
yetiştıği tüm ülkelerde
ucuza satılıyor ve bir gı-
da maddesınden daha faz-
la anlam taşıyor. Sadece
beslenme bıçımi değil ya-
şam biçimıyle ilgili de bir
alternatif sunan ekolojik
tanm, mutlu birkırsal nü-
fus, sosyal iletişim, doğa-
ya ve ınsana saygı, sür-
dürülebilirgelişme felse-
fesine dayanıyor.
Ekolojik Yaşamı Des-
tekleme Derneğı Yöne-
tim Kurulu Başkanı Vk-
tor Ananias, Almanya'da
1924yılından
beri ekolojik
tanm uygu-
landığını
anımsatarak
biyodınamik
üretim bıçımı-
nın kuramcısı
olan Rudolf
Steiner'ın fi-
kırlerinın ta-
nmda da uy-
gulanmaya
başlaması ıle
busürecinpek
çok ülkede
hızlagelıştiği-
nı anlatıyor.
Steıner'infel-
sefesindenyo-
la çıkarak
dünyamn çe-
şıtlı yerlenn-
de "Waldorf
Okuflan"
açıldığını be-
lirten Anani-
as, "Bufefeefe-
deyaşamıbü-
tün olarak ele
ahnakgereki-
yor. Dünyada,
ekolojiktanm *
çüUDderinde, özüıiülerde
çahşanbyor. Sosyal yapı-
yı destekleyen güçlû bir
yapısı var" diyor.
Türkiye'nin bir "eko-
lojiktanm cennetT olabi-
Hikolojik
Yaşamı
Destekleme
Derneği
yöneticisi
Ananias,
"AB'nin
dayattığı
progmmlarla
Türkiye 'nin
bir tanm
ülkesi
olmaktan
çıkanlması
için stmtejiler
geliştiriliyor"
divor.
yandtKL 18bin çiftçi sade-
ce ekolojik tanm yapmı-
yor. Konvansiyonel tan-
ma devam ederken bazı
ürünleri ekolojik olarak
üretiyor. Ve bu çok düşük
bir rakam. Ürünler de ih-
raç edüyor. Sonzamaıtfar-
da, biznrı de baskımızia iç
piyasaya sunulmaya baş-
ladL Az miktarda olduğu
için ürünlerinfiyatiançok
pahair dıyor.
Pazar büyüyecek
Vıctor Ananias, "Bu
yöntem, dışa bağımh ol-
mayan, kırsal kalkmmayı
sağjayacak, sağhkb ve za-
ten var olan bir yöntem.
Yeni nesiller için de büyü-
yen bir pazar. Ve aynı za-
_______ mandabrha-
yat felsefesi.
Neredengelip
nereyegittiği-
nibilmekle il-
gili. Ekono-
mik. siyasal,
toplumsal so-
runlann hiç-
biri bir ilaçla
çözühneye-
cek" dıyor.
Konvansi-
yonel tanmla
uğraşan çift-
çinin, kendisı
için diğerle-
rindenaynze-
hirsiz ve ılaç-
sız ürünlerye-
tiştirdiğinin
altını çizerek
"Bizdeböyle
yapmalaniçin
onlara para
ödüyoruz.
Antaha'da
pekçokçiftçi-
nin seralara
girmediğini,
işçisini soktu-
ğunu da biö-
yonız" dıyor
" Ananias şöy-
le devam ediyor:
"AB'nin dayatüğıprog-
ramlaria.Türkiye'nin bir
tanm ülkesi olmaktan çı-
kartlması için stratejiler
geliştiriliyor. Toplumda
leceğini ancak bu avanta- ekolojik tanmla flgöiumut
jın değerlendirilmediğini
dile getiren Ananias, ih-
raç etmek için yapılan
ekolojik tanmın da çok
doğnı bır yerden başla-
madığını söylüyor. Ana-
nias, "Türkiye uzamış,bir
geçiş dönemi yaşıyor. Kon-
vanshonel (klasik) tanm-
dan ekolojik tanma bir
türlü geçilemiyor. Gere-
ken \asalar \ ar ancak uy-
gulanmıyor" diye konuşu-
yor. Türkiye'de 18 bın çift-
çının sadece 50 bin hek-
tarlık alanda ekolojik ta-
nm yapıldığına dikîcat çe-
ken Ananias, "Bu rakam
yok, çünkü gerektiği gibi
anlatahnıyor. Zamanla ku-
rulacakekolojikçinükler-
de örnek olanlan seçece-
ğiz.Bu çifffiklerde tatiltu-
rizmi yapmayıda hedefli-
yonız. Polonyo gibi pek
çok ülkede bu yapılryor.
Küçük çiftçiye de ek geHr
sağûnacak. Tüketici.top-
rakla iKşki kuracak. Eko-
nomik olarak ülkeye de
büyük gelir sağlanacak.
Enazmdandçabağtmhta-
nmsal girdikrden kurtul-
muş oluruz. Çevre koru-
ma için ekstra çahşma vap-
maya gerek kalmaz."
ÖZLEM GÜVEMLt
Ekolojik tanm ıçın oldukça
büyük bir potansıyele sahip olan
Türkiye'de, bu yöntem çok az
bölgede uygulanabıliyor. Bu
yöntem. sanayileşmemn olum-
suz etkilen nedeniyle yoğun ve
sağlıklı olarak yalnızca Ege
Bölgesi'nde yapılabiliyor. Tüm
çevresel ve ekonomik olum-
suzluklara karşuı Marmara Böl-
gesi'nde 2 yıldır ekolojik ta-
nmla uğraşan Berrin Ertürk, en
büyük sorunun ekolojik üretı-
ci ile tüketicinın buluşamama-
sı olduğunu vurguluyor.
Ankara Cnversitesi Basın-
Yayın bölümü mezunu Berrin
Ertürk, Dünya Şirketler Gru-
bu'nda yıllarca çalışıp emeklı
olduktan sonra 2001 yılında
Adapazannın Maksudıye kö-
yü'nde 200 dönümlük arazide
sertifikalı ekolojik tanm yap-
maya başladı.
2 yıl öncesine kadar tanmla
tek ilgisınüı "saksıda çiçek ye-
tiştirmek" olduğunu belirten
Ertürk, Japon bır yazann eko-
lojik tanmla ilgili kitabını tesa-
düfen okumasuun ardından ko-
nuyla ilgilenmeye başladığını
anlatıyor.
Sanal çiftçi
Ertürk, 2 ay boyunca intemet
üzerinden araştırma yaptığını,
işe önce "sanal çiftçi" olarak
adım athğını ifade ederek "Bu-
raya ilk geküğimde ebna ile ay-
va ağacmı ayırt edemiyordum.
Klasik yöntemi seviyoruz
1998 yılı verilerine göre Türkiye'de ekolojik
tanmla 99 bin 732 ton kuru ve kurutulmuş
meyve, 8 bin 132 ton yaş meyve, 33 bin 331
ton tarla bitkisi, 2 bin 468 ton üzümsü
meyve, 10 bin 635 ton yağlı tohum üretildi.
Klasik yöntemlerle ise 826 bin ton kuru ve
kurutulmuş meyve, 6 milyon 622 bin
475 ton yaş meyve, 21 milyon 151 bin 592
ton sebze, 58 milyon 146 bin ton tarla
bitkisi, 3 milyon 600 bin ton üzümsü
meyve, 4 milyon 219 bin 315 ton yağlı
tohum elde edildi. Yıl sonu itibanyla
ekolojik tanm yöntemiyle 157 bin 29 ton
ürün, klasik yöntemlerle de toplam 94
milyon 565 bin 383 ton ürün çıktı.
Ekololojik tanm ürünleri, klasik tanm
ürünlerinin sadece yüzde
0.17'sini oluşturuyor.
Bügibiriknnirninolmasıyinede
işimeyaradL Orneğin ebna ağa-
cını zararblara karşı nasıl ko-
ruyacağnru intemet üzerinden
öğrendim. Ama hemen hepsi
yabancrydL Türkiye'de kaynak
çokyetersiz* dıyor. Ekolojik ta-
nmın geriye dönüş olarak nite-
lenmemesi gerektiğim belirten
Ertürk, bu yöntemin tam aksı-
ne geleceğe dönük bir yapıya sa-
hip olduğunu söylüyor
Çevresinde ekolojik tanm
yöntemini kullanan tek kişinin
kendisi olduğunu dile getiren
Ertürk, "Çevremde konvan-
siyonel yöntemlerle mısırye-
tiştiriliyor. Ekolojik olarak
üretmekistemi>«r kimse,çün-
kü çok masrafh. Organik ta-
nma az da olsa talep var ama
dağıüm ağı yok. Arz ve talep
birbirini bulamryor" diyor.
Ertürk, ekolojik tanmın
emek yoğun bir ış olduğunu
anlatarak yabani otlan ilaç-
la yok etmek yenne çapayla
tek tek ayırdıklannı söylü-
yor. Geçen yıl ürettiği ekolo-
jik ürünlerin marketlerde di-
ğer ürünlerle birlikte satıldı-
ğını ifade eden Ertürk, "Pek
çok ürün, marketlerde orga-
nik tanm ürünü olduğu bflm-
meden rüketilhor. Doğnı düz-
gün saûş yerimiz \ ok. Beledi-
yeler halierde ekolojik tanm
ürünleri için bir adres belir-
lese abcı ile satıcı buluşabfle-
cek" dıyor.
Ekonomik nedenler
zorhıyor
Ertürk, çevTesinde tanm-
la uğraşan köylülerin ken-
disinden etkilenerek, daha
az zararlı kimyasal ılaç kul-
landığını anlatarak "Basit
otlar için ilaç kullanmaktan
vazgeçtiler. EUe temizlemek
masrafta ama bunu göze al-
dılar. Kimyasal ilaçlan zo-
runlu obnadıkça kuUannu-
yorlar. Ama ekonomik ne-
denler çok zorluyor. Koope-
ratifler borçla suni gübre ve-
riyor. Doğal gübre için peşin
para gerekiyor. Devlet des-
tek olsa daha çabuk yayınr.
Devlet ekolojik tanmı des-
teklemediği gibi kimyasal ilaç
kullanmayı teşMk ediyor"
diye konuşuyor.
Ulaşılabilir Yaşam Der-
neği'mn 17 Ağustos depre-
mınden sonra Düzce'de kü-
çük üreticıyı bılınçlendıre-
rek ekolojik tanm hareketı
başlattığını ifade eden Er-
türk, yine de bu çahşmalann
yeterli olmadığını söylüyor.
Ertürk şöyle de\am edi-
yor: "Bu araayi çiftöğe dö-
nüştürmek isthorum. Hay-
vancıhk da eklenirse işler da-
ha kolayolacak. Hayvanlarot-
lan yhecek ve doğal gübre
bırakacak. Şu an işin çok ba-
şındayım ama de\ anı edece-
ğim. Bu boş tarlayı meyve
bahçesine dönüştürürken
çeM« köylerden işçiler geldL
Buraya gönüDülergelsin. sev-
ghle çabşsmlar istedim. Bu
işin merakhlan gelsin, paytaş-
sın, burada yaşasın istedim.
Ama organize olamadık."
Dünyada ekolojik tanm politikasmı anayasasma sokan tek ülke
Kübablar 'doğaTdan yana
Küba dünyada ekolojik tanm
politıkasını anayasasma sokan tek
ülke. ABD'nin 40 yıldır ekonomik
ambargo uygulamasına, dağılan
SSCB'nm desteğmin kaybedilmesine
karşm, Küba'nın yılhk mey^ve ve sebze
üretimi yüzde 250'lik bir artış
gösterdi. Ve bu başanyı yüzde 100
doğal ve ekolojik yöntemlerle, hiçbır
kimyasal ılaçlama yapmadan elde ettı.
Food First isimli uluslararası tanm
örgütünün bır raporuna göre, artık
Küba'daki tüm tanm üretımı ekolojik
tanma dönüşmüş durumda. Küba'da
tüketilen sebzele.in yüzde 60'ı
kentlerdeki ekolojik bahçelerde
üretiliyor. Küba'da 1 mılyondan fazla
küçük bahçe bulunurken sadece
başkent Havana'da meyve-sebze
üretımine aynhnış 62 bin adet bahçe
yer ahyor. Bu bahçelerin büyük bir
kısmı 800 metrekareden küçük.
"Organoponicus" adı verilen ekolojik
şehir bahçelennde. yükseltilmiş toprak
bölümlerde yetiştırilen sebzeler yine
aynı yerde satışa sunuluyor. Küba'da
tohumlan kanncalardan konıyan
toksin oranı düşük bir böcek ılacı
dışında kimyasal tanm ılacının
kullanımı yasak.
ORHAN BİRGİT
Bizim 11 Eylülümüz...Korkunun ecele yaran yok sözü, sanki Yargrtay
6. Ceza Dairesi'nin 11 Eytül günü ele alacağı DE-
HAP yöneticilerinin 3 Kasım seçimlerine fesat ka-
nştırdıkları savı ile açılmış dava için söylenmiş.
Sadece o davada, Ankara 2. Ağır Ceza Mahke-
mesi'nin 26 Haziran 2003 günü verdiği karar ile
"Resmı belgede sahtecilik yaptıklan" iddiasıyla 1
yıl 11 ay 11 'ergün hapis cezasınaçarptınlan üç DE-
HAPIı değil, AKP ve CHPTı yöneticiler de nefesle-
rinı tutmuş, 6. Daire'nin vereceği karan bekliyorlar.
Iktidar ve muhalefet partilerimizin yöneticilerini ay-
nı söylemde birleştiren, Yargıtay'ın Ankara Ağır Ce-
za Mahkemesi'nin hükmünü onaması durumunda,
66 milletvekilinin geleceğinin ne olacağı sorusuna
yanıt bulamamaktan geçiyor.
Bu 66 milletvekilinin 44'ü AKP'Iİ, 22'si de CHP'Iİ.
3 Kasım'da Türkiye barajının yüzde 10 olması ne-
deniyle yüzde 6.2 oy alarak barajı geçemeyen DE-
HAP'ın 1 milyon 960 bin oyu geçersiz sayıldığı için,
44 AKP'Iİ, 22 CHP'Iİ aday talih kuşunun omuzları-
na konması sayesinde TBMM üyesi sayılmış.
Şayet baraj, yüzde 10 yerine 5 olsaymış, DEHAP
bu 1 milyon 960 bin oy ile genel ayınmda yer al-
makla kalmayacak, 13 ılden 49 milletvekili çıkarttı-
ğı Yüksek Seçim Kurulu'nca hükme bağlanacak ve
Ağn, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Iğ-
dır, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van'dan
seçilmiş üyeleri TBMM'ye girmiş olacaktı...
Yargıtay C. Başsavcısı Sabih Kanadoğlu. DE-
HAP'ın yasanın aradığı biçimde örgüt kuramadığı
için seçimlere giremeyeceğini bildirerek Yüksek
Seçim Kurulu'na geçen yıl bu günlerde başvurmuş,
ancak başvurusu reddedilmişti.
Meşruiyet tartışması sürer gider
Şımdı, şöyle bır varsayımı gündeme getirelim.
Şayet, DEHAP yüzde 5'lik bir baraj arandığı için
adını saydığım 13 ilden çıkartacağı 42 milletvekili
ile bugün partamentoda olsaydı ve Yargrtay, yine de
Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nin sahtecilik kara-
nnı onaylasaydı; o milletvekillerinin TBMM çatısı
attında oturmayı sürdürmeleri mümkün olacak mıy-
dı?
Yargrtay 6. Ceza Dairesi'nin, gelecek hafta ele ala-
cağı dosyanın, Ağır Ceza Mahkemesi'nin karan yö-
nünde sonuçlanması halinde Yüksek Seçim Kuru-
lu'nun, kendi sebep olduğu bir yanlış startın ulaş-
tığı noktayı, bu açıdan da değerlendirmesi gereke-
cektir.
Olayın, bu 42 milletvekilinin oylannı kendi parti-
lerine verilmiş gibi değeriendiren Seçim Kanunu'nun
sağladığı cilve ile 66 milletvekilıne sahip oldukları
varsayılan AKP ıle CHP'nin canlannı sıkan yanı, sa-
dece o milletvekillerinin mazbatalannın iptali olası-
lığı ile sınırlı kalmayacağı da elbette söylenecektir.
3 Kasım'da sandık başına gıden ve toplam 31 mil-
yon 528 bın 783 geçerli oy kullanan seçmenden 3
milyon 8 bini, DYP adaylanna "eyef" demişti. An-
cak sayıları yüzde 10'u geçmediğı ılen sürülerek,
"evet"lı pusulalarçöpe atılmış, onlann istediği kim-
seleryenne AKP ve CHP'Iİ adaylara pariamento yo-
lu görülmüştü. DEHAP'ın sahteciliği kesinleştiği
takdirde, 31 milyonluk geçerli oy, 29 milyon 568 bin
123'e ınmiş olacak. öylece DYP de aslında 3 Ka-
sım'da yüzde 10'luk barajı geçtiği halde, bu sonu-
cu pariamentoya yansıtamamış duruma düşecek.
Yanı tam bir karmaşa ve kaos ulusal iradenin üs-
tünü kapatmış, TBMM'nin meşruiyeti nereden ba-
kılırsa bakılsın tartışılmaya başlanmış duruma ge-
lecek.
Seçim hukuku üstünde yetkin kişiler kadar, DE-
HAP davasını açan eski başsavcı da Yüksek Se-
çim Kurulu'nun, Yargıtay'ın vereceği karar karşı-
sında yasak savma yöntemi seçemeyeceğini söy-
lüyorlar. Söylemekle kalmıyor, kurulun 3 Kasım için
iptal kararı vermesi gerektiğini savunuyorlar.
Bır başka seçenek ise YSK'nin konunun üstünü
usul açısından örtmeye kalkışması olasılığı. Bu tak-
dirde de, meşruiyet tartışması elbette yine günde-
me gelecek ve bir kartopu gibi giderek büyüyerek
parlamentonun üstüne azametli bir çığ gibi otura-
caktır.
öyie bir durumda seçimlerin yenilenmesi için ilk
hamlenin CHP'Iİ mılletvekıllennden gelip gelmeye-
ceğini şimdiden merak ederek bir seçim toto oy-
namak isteyenler acaba var mı?
Erken seçim dendiği zaman, daha cümlenin ta-
mamı sona ermeden "Ben vanm" yanıtını kendisin-
den duymaya alıştığımız Deniz Baykal, acaba bu
kez nasıl bir taktik izleyecek?
Merak etmez misiniz?..
Faks: 0212- 677 07 62 obirgitfo e-kolay.net
2004te kongre düzenlenecek
Organik hayvansal
üretim gündemde
İZ>IİR(Cumhurrvet
Ege Bürosu) - Yirmi yıl
öncesine kadar ha^'an-
sal üretimde kendi ken-
dıne yetebılen 10 ülke
arasında yer alan Türki-
ye bugün dışa bağımh
hale geldi. Buna en bü-
yük etken, 1980 sonra-
sında ithal ürünlenn ül-
keye gınşıyle hay\ancı-
hğın göz ardı edılmesı
gösteriliyor. Konuyla ıl-
gilı kesımler, hayvansal
ürerimin artması için Av-
rupa ve Kuzey Amerika
ülkelennde uygulanan
organik hay\ansal üre-
timinin Türkiye'de de ya-
pılmasını istıyorlar
Hay\-ancılık sektörü-
nün temsilcıleri de ko-
nuyla ılgıh çahşmalara
başladılar. Bu kapsam-
da önümüzdekı yıl ge-
niş katıhmlı bir kongre
düzenlenecek 2004'ün
Nisan ayında yapılacak
u
l. Organik Hayvansal
Üretim ve Gıda Kongre-
si" adlı etkınhğın hazır-
lıklanda başladı.
İlk kez düzenlenecek
kongrenin organik üreti-
mi özendirmesinı hedef-
lediklennı söyleyen Iz-
mir Bölgesi Vetenner
Hekimler Odası Başka-
nı Suat ÇeBkel organik
hayvancılık üretiminin
önemini aktarmak iste-
diklennı ve bunun için
çeşitli yollar denedikle-
rıni söyledi. Çelikel,
kongrenin de bu temel-
de organize edildiğıni
açıkladı.
Avrupa ve Kuzey
Amerika ülkelerinin or-
ganik üretimde büyük
yol aldığını belirten Izmir
Vetenner Hekimler Oda-
sı Genel Sekreteri Güler
Tunçoku da, Türkiye de
bu tür etkinlıklerin ger-
çekleşmesi için çaba gös-
terilmesi gerektiğim söy-
ledi. Tunçoku, "Konuya
bilimsel olarak yaklaş-
mak istedik. Kongremiz
28 Nisan-1 Ma>ıs tarih-
leri Kuşadası Pine Bay
Holiday Resort Otel'de
gerçekleşecek" dedi.