28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÛL 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Üreticiler, doğal yöntemlerle üretilen sebze ve meyveler için ayn bir satış ağı istiyor DÜZ YAZI Ekolojik tanm ürünleri tüketiciylebuluşamıyor• 2 yıl öncesine kadar tanmla tek ilgisi 'saksıda çiçek yetiştirmek' olan Berrm Ertürk, okuduğu bir kitapla birlikte organik tanmla ilgilenmeye başlamış. Adapazan'nda 200 dönümlük bir alanda üretım yapan Ertürk. "Organik tanm geleceğe dönük bir yapıya sahip" diye konuşuyor. SADECE BESLENME BİCİMİ DECİL Su, güneş, toprak ve Genlen değıştinlmeden doğal yollarla, yaru baba- dan kalma yöntemlerle, su, güneş ve toprak üçge- nınde yetişen ekolojik ürunler, Türkıye dışında yetiştıği tüm ülkelerde ucuza satılıyor ve bir gı- da maddesınden daha faz- la anlam taşıyor. Sadece beslenme bıçımi değil ya- şam biçimıyle ilgili de bir alternatif sunan ekolojik tanm, mutlu birkırsal nü- fus, sosyal iletişim, doğa- ya ve ınsana saygı, sür- dürülebilirgelişme felse- fesine dayanıyor. Ekolojik Yaşamı Des- tekleme Derneğı Yöne- tim Kurulu Başkanı Vk- tor Ananias, Almanya'da 1924yılından beri ekolojik tanm uygu- landığını anımsatarak biyodınamik üretim bıçımı- nın kuramcısı olan Rudolf Steiner'ın fi- kırlerinın ta- nmda da uy- gulanmaya başlaması ıle busürecinpek çok ülkede hızlagelıştiği- nı anlatıyor. Steıner'infel- sefesindenyo- la çıkarak dünyamn çe- şıtlı yerlenn- de "Waldorf Okuflan" açıldığını be- lirten Anani- as, "Bufefeefe- deyaşamıbü- tün olarak ele ahnakgereki- yor. Dünyada, ekolojiktanm * çüUDderinde, özüıiülerde çahşanbyor. Sosyal yapı- yı destekleyen güçlû bir yapısı var" diyor. Türkiye'nin bir "eko- lojiktanm cennetT olabi- Hikolojik Yaşamı Destekleme Derneği yöneticisi Ananias, "AB'nin dayattığı progmmlarla Türkiye 'nin bir tanm ülkesi olmaktan çıkanlması için stmtejiler geliştiriliyor" divor. yandtKL 18bin çiftçi sade- ce ekolojik tanm yapmı- yor. Konvansiyonel tan- ma devam ederken bazı ürünleri ekolojik olarak üretiyor. Ve bu çok düşük bir rakam. Ürünler de ih- raç edüyor. Sonzamaıtfar- da, biznrı de baskımızia iç piyasaya sunulmaya baş- ladL Az miktarda olduğu için ürünlerinfiyatiançok pahair dıyor. Pazar büyüyecek Vıctor Ananias, "Bu yöntem, dışa bağımh ol- mayan, kırsal kalkmmayı sağjayacak, sağhkb ve za- ten var olan bir yöntem. Yeni nesiller için de büyü- yen bir pazar. Ve aynı za- _______ mandabrha- yat felsefesi. Neredengelip nereyegittiği- nibilmekle il- gili. Ekono- mik. siyasal, toplumsal so- runlann hiç- biri bir ilaçla çözühneye- cek" dıyor. Konvansi- yonel tanmla uğraşan çift- çinin, kendisı için diğerle- rindenaynze- hirsiz ve ılaç- sız ürünlerye- tiştirdiğinin altını çizerek "Bizdeböyle yapmalaniçin onlara para ödüyoruz. Antaha'da pekçokçiftçi- nin seralara girmediğini, işçisini soktu- ğunu da biö- yonız" dıyor " Ananias şöy- le devam ediyor: "AB'nin dayatüğıprog- ramlaria.Türkiye'nin bir tanm ülkesi olmaktan çı- kartlması için stratejiler geliştiriliyor. Toplumda leceğini ancak bu avanta- ekolojik tanmla flgöiumut jın değerlendirilmediğini dile getiren Ananias, ih- raç etmek için yapılan ekolojik tanmın da çok doğnı bır yerden başla- madığını söylüyor. Ana- nias, "Türkiye uzamış,bir geçiş dönemi yaşıyor. Kon- vanshonel (klasik) tanm- dan ekolojik tanma bir türlü geçilemiyor. Gere- ken \asalar \ ar ancak uy- gulanmıyor" diye konuşu- yor. Türkiye'de 18 bın çift- çının sadece 50 bin hek- tarlık alanda ekolojik ta- nm yapıldığına dikîcat çe- ken Ananias, "Bu rakam yok, çünkü gerektiği gibi anlatahnıyor. Zamanla ku- rulacakekolojikçinükler- de örnek olanlan seçece- ğiz.Bu çifffiklerde tatiltu- rizmi yapmayıda hedefli- yonız. Polonyo gibi pek çok ülkede bu yapılryor. Küçük çiftçiye de ek geHr sağûnacak. Tüketici.top- rakla iKşki kuracak. Eko- nomik olarak ülkeye de büyük gelir sağlanacak. Enazmdandçabağtmhta- nmsal girdikrden kurtul- muş oluruz. Çevre koru- ma için ekstra çahşma vap- maya gerek kalmaz." ÖZLEM GÜVEMLt Ekolojik tanm ıçın oldukça büyük bir potansıyele sahip olan Türkiye'de, bu yöntem çok az bölgede uygulanabıliyor. Bu yöntem. sanayileşmemn olum- suz etkilen nedeniyle yoğun ve sağlıklı olarak yalnızca Ege Bölgesi'nde yapılabiliyor. Tüm çevresel ve ekonomik olum- suzluklara karşuı Marmara Böl- gesi'nde 2 yıldır ekolojik ta- nmla uğraşan Berrin Ertürk, en büyük sorunun ekolojik üretı- ci ile tüketicinın buluşamama- sı olduğunu vurguluyor. Ankara Cnversitesi Basın- Yayın bölümü mezunu Berrin Ertürk, Dünya Şirketler Gru- bu'nda yıllarca çalışıp emeklı olduktan sonra 2001 yılında Adapazannın Maksudıye kö- yü'nde 200 dönümlük arazide sertifikalı ekolojik tanm yap- maya başladı. 2 yıl öncesine kadar tanmla tek ilgisınüı "saksıda çiçek ye- tiştirmek" olduğunu belirten Ertürk, Japon bır yazann eko- lojik tanmla ilgili kitabını tesa- düfen okumasuun ardından ko- nuyla ilgilenmeye başladığını anlatıyor. Sanal çiftçi Ertürk, 2 ay boyunca intemet üzerinden araştırma yaptığını, işe önce "sanal çiftçi" olarak adım athğını ifade ederek "Bu- raya ilk geküğimde ebna ile ay- va ağacmı ayırt edemiyordum. Klasik yöntemi seviyoruz 1998 yılı verilerine göre Türkiye'de ekolojik tanmla 99 bin 732 ton kuru ve kurutulmuş meyve, 8 bin 132 ton yaş meyve, 33 bin 331 ton tarla bitkisi, 2 bin 468 ton üzümsü meyve, 10 bin 635 ton yağlı tohum üretildi. Klasik yöntemlerle ise 826 bin ton kuru ve kurutulmuş meyve, 6 milyon 622 bin 475 ton yaş meyve, 21 milyon 151 bin 592 ton sebze, 58 milyon 146 bin ton tarla bitkisi, 3 milyon 600 bin ton üzümsü meyve, 4 milyon 219 bin 315 ton yağlı tohum elde edildi. Yıl sonu itibanyla ekolojik tanm yöntemiyle 157 bin 29 ton ürün, klasik yöntemlerle de toplam 94 milyon 565 bin 383 ton ürün çıktı. Ekololojik tanm ürünleri, klasik tanm ürünlerinin sadece yüzde 0.17'sini oluşturuyor. Bügibiriknnirninolmasıyinede işimeyaradL Orneğin ebna ağa- cını zararblara karşı nasıl ko- ruyacağnru intemet üzerinden öğrendim. Ama hemen hepsi yabancrydL Türkiye'de kaynak çokyetersiz* dıyor. Ekolojik ta- nmın geriye dönüş olarak nite- lenmemesi gerektiğim belirten Ertürk, bu yöntemin tam aksı- ne geleceğe dönük bir yapıya sa- hip olduğunu söylüyor Çevresinde ekolojik tanm yöntemini kullanan tek kişinin kendisi olduğunu dile getiren Ertürk, "Çevremde konvan- siyonel yöntemlerle mısırye- tiştiriliyor. Ekolojik olarak üretmekistemi>«r kimse,çün- kü çok masrafh. Organik ta- nma az da olsa talep var ama dağıüm ağı yok. Arz ve talep birbirini bulamryor" diyor. Ertürk, ekolojik tanmın emek yoğun bir ış olduğunu anlatarak yabani otlan ilaç- la yok etmek yenne çapayla tek tek ayırdıklannı söylü- yor. Geçen yıl ürettiği ekolo- jik ürünlerin marketlerde di- ğer ürünlerle birlikte satıldı- ğını ifade eden Ertürk, "Pek çok ürün, marketlerde orga- nik tanm ürünü olduğu bflm- meden rüketilhor. Doğnı düz- gün saûş yerimiz \ ok. Beledi- yeler halierde ekolojik tanm ürünleri için bir adres belir- lese abcı ile satıcı buluşabfle- cek" dıyor. Ekonomik nedenler zorhıyor Ertürk, çevTesinde tanm- la uğraşan köylülerin ken- disinden etkilenerek, daha az zararlı kimyasal ılaç kul- landığını anlatarak "Basit otlar için ilaç kullanmaktan vazgeçtiler. EUe temizlemek masrafta ama bunu göze al- dılar. Kimyasal ilaçlan zo- runlu obnadıkça kuUannu- yorlar. Ama ekonomik ne- denler çok zorluyor. Koope- ratifler borçla suni gübre ve- riyor. Doğal gübre için peşin para gerekiyor. Devlet des- tek olsa daha çabuk yayınr. Devlet ekolojik tanmı des- teklemediği gibi kimyasal ilaç kullanmayı teşMk ediyor" diye konuşuyor. Ulaşılabilir Yaşam Der- neği'mn 17 Ağustos depre- mınden sonra Düzce'de kü- çük üreticıyı bılınçlendıre- rek ekolojik tanm hareketı başlattığını ifade eden Er- türk, yine de bu çahşmalann yeterli olmadığını söylüyor. Ertürk şöyle de\am edi- yor: "Bu araayi çiftöğe dö- nüştürmek isthorum. Hay- vancıhk da eklenirse işler da- ha kolayolacak. Hayvanlarot- lan yhecek ve doğal gübre bırakacak. Şu an işin çok ba- şındayım ama de\ anı edece- ğim. Bu boş tarlayı meyve bahçesine dönüştürürken çeM« köylerden işçiler geldL Buraya gönüDülergelsin. sev- ghle çabşsmlar istedim. Bu işin merakhlan gelsin, paytaş- sın, burada yaşasın istedim. Ama organize olamadık." Dünyada ekolojik tanm politikasmı anayasasma sokan tek ülke Kübablar 'doğaTdan yana Küba dünyada ekolojik tanm politıkasını anayasasma sokan tek ülke. ABD'nin 40 yıldır ekonomik ambargo uygulamasına, dağılan SSCB'nm desteğmin kaybedilmesine karşm, Küba'nın yılhk mey^ve ve sebze üretimi yüzde 250'lik bir artış gösterdi. Ve bu başanyı yüzde 100 doğal ve ekolojik yöntemlerle, hiçbır kimyasal ılaçlama yapmadan elde ettı. Food First isimli uluslararası tanm örgütünün bır raporuna göre, artık Küba'daki tüm tanm üretımı ekolojik tanma dönüşmüş durumda. Küba'da tüketilen sebzele.in yüzde 60'ı kentlerdeki ekolojik bahçelerde üretiliyor. Küba'da 1 mılyondan fazla küçük bahçe bulunurken sadece başkent Havana'da meyve-sebze üretımine aynhnış 62 bin adet bahçe yer ahyor. Bu bahçelerin büyük bir kısmı 800 metrekareden küçük. "Organoponicus" adı verilen ekolojik şehir bahçelennde. yükseltilmiş toprak bölümlerde yetiştırilen sebzeler yine aynı yerde satışa sunuluyor. Küba'da tohumlan kanncalardan konıyan toksin oranı düşük bir böcek ılacı dışında kimyasal tanm ılacının kullanımı yasak. ORHAN BİRGİT Bizim 11 Eylülümüz...Korkunun ecele yaran yok sözü, sanki Yargrtay 6. Ceza Dairesi'nin 11 Eytül günü ele alacağı DE- HAP yöneticilerinin 3 Kasım seçimlerine fesat ka- nştırdıkları savı ile açılmış dava için söylenmiş. Sadece o davada, Ankara 2. Ağır Ceza Mahke- mesi'nin 26 Haziran 2003 günü verdiği karar ile "Resmı belgede sahtecilik yaptıklan" iddiasıyla 1 yıl 11 ay 11 'ergün hapis cezasınaçarptınlan üç DE- HAPIı değil, AKP ve CHPTı yöneticiler de nefesle- rinı tutmuş, 6. Daire'nin vereceği karan bekliyorlar. Iktidar ve muhalefet partilerimizin yöneticilerini ay- nı söylemde birleştiren, Yargıtay'ın Ankara Ağır Ce- za Mahkemesi'nin hükmünü onaması durumunda, 66 milletvekilinin geleceğinin ne olacağı sorusuna yanıt bulamamaktan geçiyor. Bu 66 milletvekilinin 44'ü AKP'Iİ, 22'si de CHP'Iİ. 3 Kasım'da Türkiye barajının yüzde 10 olması ne- deniyle yüzde 6.2 oy alarak barajı geçemeyen DE- HAP'ın 1 milyon 960 bin oyu geçersiz sayıldığı için, 44 AKP'Iİ, 22 CHP'Iİ aday talih kuşunun omuzları- na konması sayesinde TBMM üyesi sayılmış. Şayet baraj, yüzde 10 yerine 5 olsaymış, DEHAP bu 1 milyon 960 bin oy ile genel ayınmda yer al- makla kalmayacak, 13 ılden 49 milletvekili çıkarttı- ğı Yüksek Seçim Kurulu'nca hükme bağlanacak ve Ağn, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Iğ- dır, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van'dan seçilmiş üyeleri TBMM'ye girmiş olacaktı... Yargıtay C. Başsavcısı Sabih Kanadoğlu. DE- HAP'ın yasanın aradığı biçimde örgüt kuramadığı için seçimlere giremeyeceğini bildirerek Yüksek Seçim Kurulu'na geçen yıl bu günlerde başvurmuş, ancak başvurusu reddedilmişti. Meşruiyet tartışması sürer gider Şımdı, şöyle bır varsayımı gündeme getirelim. Şayet, DEHAP yüzde 5'lik bir baraj arandığı için adını saydığım 13 ilden çıkartacağı 42 milletvekili ile bugün partamentoda olsaydı ve Yargrtay, yine de Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nin sahtecilik kara- nnı onaylasaydı; o milletvekillerinin TBMM çatısı attında oturmayı sürdürmeleri mümkün olacak mıy- dı? Yargrtay 6. Ceza Dairesi'nin, gelecek hafta ele ala- cağı dosyanın, Ağır Ceza Mahkemesi'nin karan yö- nünde sonuçlanması halinde Yüksek Seçim Kuru- lu'nun, kendi sebep olduğu bir yanlış startın ulaş- tığı noktayı, bu açıdan da değerlendirmesi gereke- cektir. Olayın, bu 42 milletvekilinin oylannı kendi parti- lerine verilmiş gibi değeriendiren Seçim Kanunu'nun sağladığı cilve ile 66 milletvekilıne sahip oldukları varsayılan AKP ıle CHP'nin canlannı sıkan yanı, sa- dece o milletvekillerinin mazbatalannın iptali olası- lığı ile sınırlı kalmayacağı da elbette söylenecektir. 3 Kasım'da sandık başına gıden ve toplam 31 mil- yon 528 bın 783 geçerli oy kullanan seçmenden 3 milyon 8 bini, DYP adaylanna "eyef" demişti. An- cak sayıları yüzde 10'u geçmediğı ılen sürülerek, "evet"lı pusulalarçöpe atılmış, onlann istediği kim- seleryenne AKP ve CHP'Iİ adaylara pariamento yo- lu görülmüştü. DEHAP'ın sahteciliği kesinleştiği takdirde, 31 milyonluk geçerli oy, 29 milyon 568 bin 123'e ınmiş olacak. öylece DYP de aslında 3 Ka- sım'da yüzde 10'luk barajı geçtiği halde, bu sonu- cu pariamentoya yansıtamamış duruma düşecek. Yanı tam bir karmaşa ve kaos ulusal iradenin üs- tünü kapatmış, TBMM'nin meşruiyeti nereden ba- kılırsa bakılsın tartışılmaya başlanmış duruma ge- lecek. Seçim hukuku üstünde yetkin kişiler kadar, DE- HAP davasını açan eski başsavcı da Yüksek Se- çim Kurulu'nun, Yargıtay'ın vereceği karar karşı- sında yasak savma yöntemi seçemeyeceğini söy- lüyorlar. Söylemekle kalmıyor, kurulun 3 Kasım için iptal kararı vermesi gerektiğini savunuyorlar. Bır başka seçenek ise YSK'nin konunun üstünü usul açısından örtmeye kalkışması olasılığı. Bu tak- dirde de, meşruiyet tartışması elbette yine günde- me gelecek ve bir kartopu gibi giderek büyüyerek parlamentonun üstüne azametli bir çığ gibi otura- caktır. öyie bir durumda seçimlerin yenilenmesi için ilk hamlenin CHP'Iİ mılletvekıllennden gelip gelmeye- ceğini şimdiden merak ederek bir seçim toto oy- namak isteyenler acaba var mı? Erken seçim dendiği zaman, daha cümlenin ta- mamı sona ermeden "Ben vanm" yanıtını kendisin- den duymaya alıştığımız Deniz Baykal, acaba bu kez nasıl bir taktik izleyecek? Merak etmez misiniz?.. Faks: 0212- 677 07 62 obirgitfo e-kolay.net 2004te kongre düzenlenecek Organik hayvansal üretim gündemde İZ>IİR(Cumhurrvet Ege Bürosu) - Yirmi yıl öncesine kadar ha^'an- sal üretimde kendi ken- dıne yetebılen 10 ülke arasında yer alan Türki- ye bugün dışa bağımh hale geldi. Buna en bü- yük etken, 1980 sonra- sında ithal ürünlenn ül- keye gınşıyle hay\ancı- hğın göz ardı edılmesı gösteriliyor. Konuyla ıl- gilı kesımler, hayvansal ürerimin artması için Av- rupa ve Kuzey Amerika ülkelennde uygulanan organik hay\ansal üre- timinin Türkiye'de de ya- pılmasını istıyorlar Hay\-ancılık sektörü- nün temsilcıleri de ko- nuyla ılgıh çahşmalara başladılar. Bu kapsam- da önümüzdekı yıl ge- niş katıhmlı bir kongre düzenlenecek 2004'ün Nisan ayında yapılacak u l. Organik Hayvansal Üretim ve Gıda Kongre- si" adlı etkınhğın hazır- lıklanda başladı. İlk kez düzenlenecek kongrenin organik üreti- mi özendirmesinı hedef- lediklennı söyleyen Iz- mir Bölgesi Vetenner Hekimler Odası Başka- nı Suat ÇeBkel organik hayvancılık üretiminin önemini aktarmak iste- diklennı ve bunun için çeşitli yollar denedikle- rıni söyledi. Çelikel, kongrenin de bu temel- de organize edildiğıni açıkladı. Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin or- ganik üretimde büyük yol aldığını belirten Izmir Vetenner Hekimler Oda- sı Genel Sekreteri Güler Tunçoku da, Türkiye de bu tür etkinlıklerin ger- çekleşmesi için çaba gös- terilmesi gerektiğim söy- ledi. Tunçoku, "Konuya bilimsel olarak yaklaş- mak istedik. Kongremiz 28 Nisan-1 Ma>ıs tarih- leri Kuşadası Pine Bay Holiday Resort Otel'de gerçekleşecek" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle