Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2« EYLUL 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
D E N İ Z S O M
Etektronik posta: denizsotn©cu(Tihuriyetcom.tr www.dmizswn.coni Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- 2004 bütçesinde
yatınma para yokmuş...
"Yan gelip vatacaklar!"
iı Ankara'daki Avrupa
ÇB>j Bayanlar Voleybol
Şampiyonası'nda
f geçen Perşembe
Türkiye-Almanca
maçı TRT 2'den naklen
yayımlanıyor... Maçın
son dakikalanna
doğru, hakemin
verdiği bir karan,
yorumcu beğenmiyor
ve "Allah belasını
versin" diyor... Biraz
sonra maç, Türkiye'nin
yenilgisi ile bitiyor ve
yorumcu son noktayı
koyuyor. "Yuh!"
Hasankeyf
L Başbakan'ın,
Hasankeyf'in
baraj suyu altında
kalmayacağını
söylemesi üzerine CHP
Antalya Milletvekili
Feridun Baloğlu, Kültür
ve Turizm Bakanı Erkan
Mumcu'ya bu sözün ne
kadar güvenilir
olduğunu yazılı önerge
ile soruyor. Mumcu'nun
yazılı yanrtı,
"Hasankeyf'in sular
altında kalmaması llısu
Barajı'nın yapımı ile
ilgili olup, barajın
yapımına ilişkin karar
ise Bakanlığımız görev
alanına girmemektedir"
oluyor... Politika işte
böyle yapılıyor!
T
ıp Kurumu Genel Sekreterı Dr. Ali Rıza
Uçer, Sağlık Bakanlığı'nın geçen yıl ithal i-
laç satışında belirlediğı 1 milyon 650 bin li-
ralık sabıt kur nedeniyle başımıza neler gel-
diğini şöyle anlatıyor.
"llaç ithal kurunun 1 milyon 650 bin lirada sabitlen-
mesi Mart ayına kadar önemli bir sorun yaratmadı.
Merkez Bankası ABD dolan döviz alış fiyatının Nisan
ortasında 1 milyon 610 bin liraya gerilemesi nedeniy-
le Nisan ayında ilaç ithalatçısı firmalar lehine, ülkemiz
aleyhine yüzde 2.5'luk bir zarar ortaya çıktı. Yıllık ilaç
ithalatımız 1.5 mityar dolar, aylık ortalama ithalatımız
da 125 milyon dolar olduğundan Nisan ayı zaranmız
3.1 milyon dolan buldu. Mayıs ayı ortasında Merkez
Bankası ABD dolan döviz alış fiyatı 1 milyon 480 bin
liraya geriledi. Bu nedenle Mayıs ayında yaklaşık yüz-
de 10'luk bir kur zaranmız oldu. Mayıs ayında kur far-
kından dolayı ülkemizin zaran yaklaşık 12.5 milyon
dolara çıktı. Haziran ayı ortasında ABD dolan döviz alış
İthal ilaç
fiyatı 1 milyon 410 liraya geriledi. Sabit kura göre Ha-
ziran ayı kut farkı zaran da yaklaşık yüzde 15'e yük-
seldi, Haziran ayı zaranmız 18.75 milyon dolara ulaş-
tı. Temmuz ayında kur farkı daha da açılarak yüzde
17'ye çıktı, Temmuz ayı zaranmız ise 21.25 milyon do-
lar oldu. Ağustos ayında kurfarkı makası yüzde 16'ya,
zaran da 20 milyon dolara geldi. Eylül ayında kur far-
kı yüzde 17'yi, aylık zaranmız ise 21.25 milyon doları
buldu. Böylece Nisan ayından Eylül sonuna kadartop-
lam zaranmız yaklaşık olarak 97 milyon dolar ya da
132 trilyon liraoldu.
Oysa, Sağlık Bakanlığı llaç Eczacılık Genel Mü-
dürlüğü'nün aylık kur farklannı dikkatle izleyerek ithal
ilaçlann haksız biçimde fıyatlandınlmasını engelleme-
si gerekiyordu. Bu zarann çok büyük bir kısmı sosyal
güvenlik kurumlan ve diğer resmi kurumlann yani dev-
letin zarandır. İthal ilaç sektörü lehine ulusal ekonomi-
miz aleyhine olan bu zarann geriye dönük olarak gi-
derilmesi gerekmektedir.
2001 yılında Türkiye'nin toplam ilaç ihracatı (ham-
madde ve mamul ilaç) 149 milyon dolar, toplam ilaç it-
halatı (hammadde ve mamul ilaç) 1 milyar 534 dolar, ih-
racatın ithalatı karşılama oranı ise yainızca yüzde 10'dur.
ilaç ticaret dengemiz 2001 yılında yaklaşık 1.5 mil-
yar dolar açık vermiştir. llaç sektöründe yaşadığımız
asıl sorun gerek ilaç üretimindeki gerilememiz, gerek-
se ithal ilaçlann ulusal ilaç pazannda ağırlığını her ge-
çen gün artırmasıdır. Artan bütçe açıklanmızda, ihra-
cat-ithalat dengemizin bozularak dış borçlanma yü-
kümüzün artmasında ilaç sektöründe yaşanan bu dı-
şa bağımlılığın da önemli bir payı vardır... Küreselleş-
me sürecinin dayattığı bu açmaza karşı ulusal çıkar-
lanmızı gözetecek, ilaç polrtikalannın oluşturuîması
zorunludur."
SESSÎZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku; > yahoo.com
Kendi yağıyla ka\Tulan medya devTİ geçtı.
Devır yağcı medya devri!
Adli Tıp'tan şaşırtıcı bir rapor
40 yaşında, omurilik yaralanması
nedeniyle bacaklan 23 yıldır felçli.
Dört yıl önce otomobilden inerken
dengesini kaybedip düşüyor ve
yaşamında ilk kez bacağını kınyor...
Ameliyat oluyor; üç ay sonra evde
düşüp aynı yerden bacağını tekrar
kınyor...
Ikinci kez ameliyat oluyor ve kemiğe
çelik tel takılıyor...
Sağlık sigortası yaptırdığı sigorta
şirketi, ılk ameliyatın ücretini ödüyor
ikinci ameliyatın ücretini ise düşme
sonucu meydana gelen bacak
kınlmasını, felçli bacağın bir
komplikasyonu sayarak ödemiyor...
Konu mahkemelik oluyor...
Bilirkişiler. bacak kınlrnasının bir felç
komplikasyonu olmayacağı yolunda
görüş bildiriyor.
Sigorta şirketinin itirazlan
davayı uzatırken mahkeme en
sonunda Adli Tıp'tan görüş
istenmesine karar veriyor.
Adli Tıp, felçli kişilerde osteoporoz
oluştuğunu bildirerek, bu kınlmanın
da osteoporoza bağlı olduğu
yönünde rapor veriyor...
Oysa osteoporoz bellı bir yaşın
üzerindeki tüm kadınlarda
görülüyor...
Adli Tıp'tan çıkan böylesi bir rapor
üzerine bundan böyle belli bir yaşın
üzerindeki kadınlarda oluşan hiçbir
kınğın masraflannın sigorta şirketleri
tarafından ödenmemesi gerekıyor...
Bu arada sigorta şirketine dava açan
felçli kışi de kadın değil erkek!
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKİNCİ
Bursa'da "Yaşasm Kentler"
Dûnya mimarlannın en bü-
yük buluşması olan "LTuslara-
rası Mimartk Kongresi ve Uhıs-
lararası Mimaıiar Birliğj (UIA)
Genel Kurulu" 2005 yılının yaz
başlannda tstanbul'da yapıla-
cak..
Habitat-2 den sonra gûndemi
"kent" olan bu ikinci büyük ev
sahıplığımize hazırlık amacını
da taşıyan ilk önemli etkinlik ise
18-21'Eylül 2003 günlerinde
Bursa'da gerçekleştirildi...
Mımarlar Odası Bursa Şube-
si'nin bu yıl 15'ıncisini düzen-
lediği "Uİuslararası Yapı ve Ya-
şam Fuan" kapsammdaki
kongrenin teması; "Kentler ve
Mimarnk'* olarak belirlenmiş-
ti... Böylece, UIA Başkanı Bre-
zilyalı mimar Jaimer Lerner'üı
de 2005'te îstanbul'dan dünya
gündemine taşımak içın sabır-
sızlandığı "kennerin mimarhk-
la yeniden kucaklaşmasT özle-
ması, kendisıni de heyecanlan-
dırmıştı.
Hele son akşam. Kozahan'da-
ki kahvelenn ortasında ABD'li
mımar Prof. Michael Sorkin'in
sunduğu "Geteceğin Kenti" ad-
li bildinyı de sanki dinlemedik;
adeta "yaşadık".. 11 Eylül'de
New York'ta yıkılan kulelerin
yerine "daha vükseklerinT ıs-
teyenlerin de aslında "teröre
karşı terörü yaratan anlayjşr
sergilediklerini belırten Sorkın.
bunun yerine kendi önerılen
olan "haUan özgürce yaşadtğı
kûltürel mekân'" düzenlemesiy-
le Kozahan avlusundakı demok-
ratik ortamın koşutluğunu şöy-
le özetledi "Tıpkı huradaki gi-
bi özgürce ve insancıl buhışma-
lar, terörü de yok edecektirJ"
Haydi dûş kurmaya...
Pekı. mımarlığın kentlerle
olan tanhsel "karasevdasT, va-
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakid turk.net
ÇİZGİLİK KİVİL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com
HARBİ SEMİH POROY semihporoy(n yahoo.com
"Okuruınuz'' Vassilis Sgoutaas, "yazanma" Sümer Gürel'le Bursa'da.^
mi, 30'a yakın bilimsel bildiri,
paneller ve tartışmalarla 3 gün
süren toplantılarda ele alınmış
oldu.
'Tarih' içinde gelecek^
Böyle bir temanın, Bursa'da-
ki "tanhsel mekânJarda" dü-
zenlenen halka açık oturumlar-
da değerlendırilmesi ise "geç-
mişten geleceğe sürekJiliğin'"
önemi ve ilkelerini değerlendı-
ren konuşmalara ayn bir güç ve
anlamkatmıştı...
Örneğin, kongrenin onur ko-
nuklanndan, önceki UIA Baş-
kanı Vassilis Sgoudas, tarihi Ir-
gandı Köprüsü'ndekı Osman-
gazı Belediyesi tarafindan sür-
dürülen restorasyon ortamında
konuştu.. Çağlarboyunca"bir-
bnierini yaratan" kent ve mi-
marlık arasındaki karşılıklı bağ-
lann her ikisi için de "varoluş"
kaynağını oluşturduğunu. bu
bağlan zayıflatacak tüm politi-
kalann ise aslında kent uygarlı-
ğuıın sonu olacağını böylesi bir
ortamda dile getirmek, çoketki-
lejiciydi...
Benzer şekilde ikinci günün
akşamı mımar Jane Samuels ın
de Hindistan'daki "kentselreha-
bilitasyon'* projelerinın "kültü-
rel gelişme ve özgûrlükkrie"
olan ilışkilennı sergileyen ko-
nuşmasını Türk ve Islam Eser-
leri Müzesi'nin avlusunda yap-
nnlara da nasıl bir ~mutluluk"
taşıyabılir?..
Bu soru, UIA"nın 2005 'tekı
Istanbul Kongresi'ne armağan
ettigı "Yaşasm Kenöer" (Celeb-
rationofCities)başlıklı "fıkirve
ütopya yanşması71
da esın kay-
nağıoluşturuyor...
Her mimann yaşadığı kente
daır "keşkejapüsa". "keşke ^r-
çekleşse" dediği ve o kentı daha
yaşanılır kılacak bir "düşü" ya
da "fikri" olduğu ınancına da>a-
nan yanşmayT Tarihi Kentler
Birliği (TKB') de desteklemek
karannıaldı...
Mimarlanınızın, "yaşasm
kentim" diyerek gelıştırecekle-
ri projeler.TKB'nın 2004 yılı
etkınliklennde de süreklı sergı-
lenebılecek... Mımarlık fakülte-
leri öğrencilen arasındaki katı-
lınun zenginleşmesı ise gelece-
ğin mimar ve plancılarının şun-
diden "kenti \«mimarhğı birfik-
te gözeten" meslek etığıru güç-
lendirmeleri anlamına geliyor...
Yannlanmızın daha ıyı tasar-
lanmış mekânlarda ve "IdşiBkH,
msancıl" kentsel çevrelerde ya-
şanabılmesıne önemli katkıda
bulunacak olan bu uluslararası
yanşmanın şarmamesini Mi-
marİarOdası'ndan edinin..
Sonra da "ortak getecegjmiz"
için düşünmeye başlayın.
Oekinciı cumhuriyet.com.tr.
HAYAT EPtK TtYATROSU MLSTAFA MLGİS
BAK!İŞİNDEN
YENÎ KOVULMUS ...
ARDINDAKİ İZ
DAHA GlClk SICIR l..
1 i l 1 I 1 I
TARİHTE BUGÜN MLMJAZARIKAIS 28 Eylül mnc.mumtaz-arilian.com
B.B.
135Z 'De BUGÜN, ÜULÜ F&MSız sikleMA oniHcUSU
SK/S/77S 8A&>c>r, GOGEG \MO/M'LE EVlSNDı. ÇOCUK-
LUĞUNDA OANS BĞiritUI GÖH£N SA&DOT, İS YAŞ(M-
PAYKEN PAKİS £ONS£Gt//mjA& ÖPÜLÛNÜ KAZAN-
MffT7. DAHA SONISA.MODA OE&GlLE&i
K yAPMIŞ, eLLE beRGiaAliN tcAMStH&A
İR POTOĞe^^h SİAJEMA yö'A/ETME-fJ/ MAGC AU£G£eT
f DİKKATTNl ÇeKMİfrf, AUJES(S£T, OA/U BAZ/ A&JÇÜK
£Rl>E OrAJATTT. O SfRAP/f, &OGe/S VAO/M,2S yA-
SENÇ BlR ASfSTANPI. ÇOK GSÇMePEAJ, BB- İLE
A&ALAEIMPA PUYGUSAL B»Ş İLİŞKİ KueuL&U VE BVLİ-
HOK77İLAN0/, Bt&KAÇ YrL SOAJ&4, RO<S£/£
'İM yDAjeTECEĞİ " VE ALLAH HADINI YABATTt*
FİLA4İ, &B/G/TTS &4BPor'yi4 gÜYÛK ÜN i
iR
yS Yafidakj BrıgiM*.
Bardot, Roger Vadim'le.
— düğûd
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Türkiye'de AIDS'H Olmak
Mutlaka duymuşsunuzdur... Izmir'de bir ilköğre-
tim okulunda kimi veliler, "sınıfta HlVvirüsü taşıyan
bir arkadaşlan butunduğu" gerekçesiyle çocukla-
nnı okula göndermek istemiyoriar. Çocuklarına vi-
rüs bulaşmasından, onlann da AIDS hastası olma-
sından korkuyorlar.
Bu tür tepkiler şaşırtıcı değil. Benzer tartışmalar
15-20 yıl önce gelişmiş ülkelerde de yasandı, fakat
yönetimlerin bu konudaki yoğun aydınlatma çaba-
ları üzerine kapandı. Oralardaki ınsanlaruzunca bir
süredir HIV virüsünün hangi koşullarda bulaşaca-
ğını bildiklerinden AIDS hastalarıyla aynı ortamda
bulunmaktan çekinmiyorlar. Bu ülkelerde HIV virü-
sü taşıyıcısı olan insanlar yaşamlarını doğallık için-
de sürdürüyorlar. Ne okulda, ne işte, ne de özel iliş-
kilerde onları dışlamak artık kımsenin aklına gelmi-
yor.
Türkiye'de ise HIV virüsü taşıyıcısı olmak çoğun-
luğun gözünde hâlâ bir "uranç", "soyutlama" ve
"korku" nedeni. İnsanlar AIDS'İ kızamık, grip, veba
gibi kolay bulaşan bir hastalık sanıyorlar. Oysa Zey-
nep Göğüş'ün dün Hürriyet'teki köşesinde AIDS
Savaşım Derneği Başkanı Prof. Dr. Selim Badur'a
dayanarak yazdığı gibı bu hastalık "tükürük, göz-
yaşı, ter, aksınk, öksürük, idrar ve dışkı, el sıkışma,
deriye dokunma, okşama, kucaklama, yanaktan ve
elden öpme" ile bulaşmadığı gibı yiyecekler, içeck-
ler, çatal, kaşık, bardak, tabak, telefon ahizesi, tu-
valet, musluk, duş, yüzme havuzu, deniz, sauna-ha-
mam" kanalıyla da bulaşmıyor. Sivrisinek ve diğer
böceklerin sokması, kedi, köpek ve diğer hayvan-
larla yaşamak" da AIDS'in bulaşmasına neden ol-
muyor.
Bir ilkokul çocuğuna HIV virüsü taşıyıcısı sınıf ar-
kadaşından AIDS bulaşması için ya hasta çocuk ile
sağlıklı çocuğun aynı anda kanayan yaralarını bır-
birlerine sürtmeleri ya da cinsel ilişkide bulunmala-
rı gerekiyor.
Millı eğitim müdürü, sağlık uzmanlan, bılim adam-
lan okula gelip velilerie konuşuyorlar. Çocuklannın
HIV virüsü taşıyan bir çocukla aynı sınıfta okuma-
lannın sandıklan kadar tehhkeli olmadığını anlatı-
yorlar. Fakat ailelerin korkulan bitmek bilmiyor. Mil-
li eğitim müdürüne, sağlık uzmanlanna, bılim adam-
lanna inanmıyorlar. Inanmak istemiyoriar. Kendile-
rine "yalan" söylendiğıni, aldatıldıklannı, devletyet-
kililerinin de, bilim adamlannın da kendilerini kan-
dırdıklannı düşünüyorlar. Bu velılerin devlete ve bı-
lıme karşı duyduklan güvensizliklerinin kaynağı hiç
kuşkusuz başlı başına bir merak, dolayısıyla da ay-
n bir araştırma konusu olmakla birlikte beni, son yıl—
larda toplumumuzun geniş kesımlerine egemen
olan ve Izmir'dekı bu olaya da yansıyan "aynmcı
yaklaşım" daha fazla ilgilendiriyor
İnsanlar uzun bir süredir kendileri gibi olmayan,
kendilerine benzemeyen herkesı "öteki" olarak gö-
rüp dışlıyorlar bu ülkede. Etnik ya da dinsel farklı-
lıklar, farklı cinsel tercihler, "aykın" siyasal eğilımler,
"sosyal statü", başkalannınkine benzemeyen ya-
şam biçemleri, hatta dış görünüm bile bir insanın çc-
ğunluk tarafından dışlanmasına neden olabiliyor.
Bir ilkokul birinci sınıf öğrencisinin hastalık nedeniy-
le sınıf arkadaşlarının aileleri tarafından dışlanması
ise bu "aynmcı yaklaşım"\n bir bakımatuzu biberi!
Toplum hızla bireycileştikçe karşılıklı destek, yar-
dımlaşma, dayanışma gibı insanlan bir arada tutan
ortak değerlerden uzaklaşıyor. Kendilerine onca kez
anlatılmasına, söylenmesinekarşın hâlâ, "O AIDS'H
çocuk o sınıfta olursa biz de çocuklanmızı okula
göndermeyiz!" diye direnen velilerin davranışlannın
son çözümlemede travestılerı sopadan geçiren
Hortumcu Süleyman ınkınden ya da bir kaza son-
rası otoyolda can çekişen yaralıları "Bana ne" di-
yerek görmezden gelen taşıt sürücülerininkinden
bir farkı yok. Insanları hızla bireycileşen birtoplum-
da "ötek/" olarak yaşamak giderek zorlaşıyor.
Oysa bir yerde herkes bir "öteki" ve kimin ne za-
man "öteM/eşecegı" de önceden btlinemıyor. Ama
bunu nasıl anlatacağız hiçbir zaman ötekileşmeye-
ceğini sanan ınsanlara?
e-posta: dkavukcuoglu(â superonline.com
Faks:0212-234 68 73
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Roma Im-
paratoru Caö-
gula'nın,
konsül yaptı- 3
ğı iddia edi-
len atının adı.
2/ Ayn tutul- 5
muş, aynca- 6
lıktanınmış... 7
Kaygı. 3/ Ja-
pon kökenli 8
bir köpek tü- 9
rü... Uçurum.
4/ Kilime benzer,
renkli ve motiflı 1
uzun yolluk... Ro- 2
manya'mn plaka
işareti. 5/Yakacako-
dun için kullanılan, 5
1 metre küpe eşit bi- 6
rim...Meyveveseb- 7
zelerin suyunu ya da 8
yatağını sıkarak çı- 9
karmaya yarayan aygıt. 6/ Rütbesız asker...T)ze-
rine yapı yapılmak için aynlmış yer. II Içine su-
lu şeyler koymaya yarayan kap... Kök ve çiçek-
leri hekimlikte kullanılan bir süs bitkisi. 8/ Iz-
mir'in Selçuk ilçesindeki ünlü antik kent... Din
işlerini devlet işlerine kanştırmayan. 9/ Don Ki-
şot'un atının adı.
YLyKARTOAN .\ŞAĞIYA:
1/Üstü kapah olarak anlatma... Uzun tüylü bir kö-
pek türü. 2/Eski dilde kuş gagası... Kent elektrik
akımını sağlayankuruluş. 3/Eskiden şairlerinka-
sidelerinde övgüsünü yaptıklan kişilerden aldık-
lan para ya da armağan... "Türkçem benim —
bayrağım"(E H. Daglarca). 4/Karalama... Birno-
ta. 5/Aldatmaişi,hile... Kangruplanndabulunan
antijenin kısa yazılışı. 6/Satrançta bir taş... Edir-
ne'ninbirilçesi. 7/Hayvanınbiryanındakiyük...
Güneydoğu Asya'da yetişen ve mobilya yapımın-
da kullanılan bir cins kamış. 8/ Özsu... Tarih ön-
.cesine dayanan efsane. 9/Yurdumuzun batısında
bir körfez... ABD Başkanı Eisenhovverın lakabf.