02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 2003 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Okurun Hakları HOLDİNGLER SAVAŞI hakkında ne biliyorsu- nuz? Dahadoğrusu, o konuda neyi iyi bildiğinızden ne kadar emınsiniz? Bu savaşta kimin doğruyu, kimin eğriyi yazıp sö/lediğinı anlamak için en az üç- dört gazete oku- rna gereğini dtymuyor musunuz? Para vererek al- dığınız gazeteden ya da "reyting"\r\e katkıda bu- lunduğunuz kanaldan çarpıtılmamış haber alma hakkınız yok mu? Asıl sahip siz değil misiniz? Medyanın holdingler arasında paylaşıldığı bir ül- kede her haberin çarpıtılma olasılığı bulunduğuna göre, holdinglerin sadece kendi aralanndaki bir çe- kişmeyle ılgili görünen çarpıtmanın yalnız o konuy- lasınıriı kalıp başkakonularabulaşmayacağınısan- mak büyük safdilliktir. Medyadaki sermayenin basılı, sözlü, görüntü- lü iletişimin her alanına değişik biçimlerde el atarak holdingleşmesi çok da yeni bir olay sayıl- maz. Amerika ve Ingiltere başta olmak üzere, dün- yanın birçok ülkesinde bir gazeteyle başlayıp ko- caman ve dallı budaklı holding durumuna gelen med- ya kuruluşlan geçen yüzyılda da vardı. Tek gaze- teyle sivrilip ömrünün sonuna dek tek gazeteyle ka- lan patron tipi.Türkiye'de bile azalmaya başlamış- tı. Ama, aslında medya holdingi olmayan büyük sanayi ve ticaret kuruluşlannın da medyaya el at- ması nispeten yeni bir olay. Ama, yaygın. Amerika'da da var, Avrupa'da da. Basında da, televizyonda da. Oralarda medya dışı holdinglerin medyaya el atı- şı, belki televizyonlarda daha çok, basında daha az. Türkiye'deise galiba tersi: Medyadışından ge- len holding elleri genellikle basında daha belirgin. Ancak, televızyon haberciliğinin çoğu zaman ba- sını izlediği, kanalların sık sık günlük gazetelerde- ki sabah haberlerini allayıp pullayıp genişleterek ak- şamı ettikleri bir ülkede, gazetelere egemen olan- lann medyanın bütününü de etkilediğinı söylemek yanlış olmaz. Pekı, tepki? Az da olsa, çarprtmalann farkına varanlar ve doğ- ruyu arama gereğini duyanlar medyayı ne ölçüde uyanp "objektif"\\k, yani nesnellik istemektedirler? Medya kulelerine yağan tepki telefonlan, elektro- nik postalar, protesto mektupları var mı? Kaç kişi kalemı, ahizeyi eline alıp ya da bilgısayarın önüne geçip tepki gösteriyor? "Haber Ombudsmanlan Biriiği" diye uluslarara- sı bir kuruluş var. Kısa adıyla "ONO" olarak anılan ve Istanbul'dakı son topiantısında Yavuz Baydar'ı başkanlığa seçen bu biıiik her yayın organında bir "ombudsman"\n, yani çağdaş Marko Paşa'nın bu- lunmasını, tepkılerin onun aracılığıyla medya yö- netimlerine aktanlmasını sağlamaya çalışıyor. Ya om- budsman da holdinge bağlıysa? Dolaylı tepki göstermeye alışmamış birıoplum- da, araya aracı koymadan, doğrudan doğruya asıl sorumluları tepki bombardımanıyla utandırmak, okuyucu ve izleyici önüne çıkamaz duruma getir- mek acaba daha etkili olmaz mı? Tepedeki Baylara Saygılar. Prof. Dr. Erendiz ATASU S aygılanmla birlikte bir demet so- ruyu kabul buyurmanızı *istirham1 ' etmekteyim. Elbette. doruktakı ya- ni tepedeki baylann sık sık topla- nıp ülkemizin şu andaki en yaşam- sal sorunu gibi görünen Irak'a asker gönder- me konusunu irdelemeleri, bir yurttaş olarak bana ilk bakışta güven vermektedir. Zahmet- lenne teşekkür ederim. Ancak, zihnimi kur- calayan sorulan sıralamadan edemeyeceğim. Devletlerin dış politikalannda açıklık ve sü- reklilik tercıh edılen özellüder değil mıdir? Bir hafta gibi kısa sürede tepedeki baylann fikir değiştirmeleri acaba nedendir? Yanlış anımsamıyorsam. hukulcun üstünlü- ğüne inanan değerli bir yasa adamı olan Sa- yın Cumhurbaşkanımız bu konu için BM ka- rannı gereklı görmekteydi. Sa>in Genelkur- may Başkanı ise, Irak'ın şu andaki yönetimı- nin uluslararası düzeyde tanınmamış olması nedeniyle, anılan yönetimden gelecek bir çağ- nya uymanın bizim devlet geleneğımizle bağ- daşmadığını buyurmuştu. Tepedeki bu son ifadeler unutulmuş görünüyor. Acaba neden? Tepenin her toplanışında, kamuya yanm bir açıklama duyurulacağı yerde. tepe kesin ka- ranna vardıktan sonra açık ve aynntılı bir açık- lama yapılması devlet yönetimine daha uygun düşmez mi9 Tepenin her hareketi bize duyu- rulduğuna göre baylann fikir değiştirmesini zorunlu kılan nedenlerin de -\ arsa eğer- açık- lanması gerekmiyor mu? Tersı durumda beli- ren, yönetimde saydamlık (şeffaflık) yerine ka- rarsızhk değil mi? Türkiyemizin bir Kuzey Irak politikası var rnıdrr? Varsa nedir? Bugün yakrndığımız Ku- zey Iraklı aşiret beylerini, kısa sayılabılecek bir sûre önce, TC'nin diplomatik pasaportuy- la ödüllendirerek, uluslararası diplomasi or- tamının yolunu onlara kendi ellerimizle açma- dık mı? Türkiye'nin gûvenliği bu beylerce ze- delenmekte ise bunu neden yaptık? Kuzey Irak'taki Kürt devletinden bu kadar çekiniyorsak, bu oluşumu şemsiyesi altında ge- liştirdiğine ilişkin ciddi yayınlar bulunan Çe- kiç Güç'ü ülkemizde neden banndırdık? Son aylarda, "ArtıkKuzey Irakpofitikanuz değil, Irak poütikamız var" dendi. Şündi yine Kuzey Irak'tan dem vuruluyor. Bu zikzaklar sizleri rahatsız etmiyor mu? ABD, Homo sapiens'ın dünya üzerinde be- lirmesınden bu yana, anlaşma. uzlaşma. ba- nş ortamı adına geliştirebildiği en yetkin "ma- sa" olan BM'yi devirdi de öyle girdi Irak'a! Bu zorbalaşmış sözde "stratejik ortak"ın Irak'ın nimetlerini paylaşmak üzere başkala- nyla "masa"ya oturacağını düşünmek, hayal gücünü fazla zorlamak olmuyor mu? ABD masaya ancak kesin yenilgiye yönelirse otu- rur. Mehmetçik'in Irak'ta "sağhkvebeslenme hizmetierTnı üstleneceği duyuruldu. Doğru- su ordumla iftıhar ettim. Gönencım büyürdü. eğer ülkemde Bingöl, Düzce, Marmara dep- remlerinin izleri hâlâ pek denn olmayaydı. Mehmetçik'in anılan yörelerde halkın yardı- mına bir süre koştuğunu bilmez değilim. An- cak kendi evinizde hâlâ açlar ve sanlacak ya- ralar varken. komşulara aş ve ilaç dağıtmak biraz gösteriş olmuyor mu? Bu gösteriş kime ve niçin yapılıyor? Mali karşılığı kimin cebin- den çıkacak? Büyük bir bunalım geçirdiği söylenen ülkemizin vergilerini muntazam öde- yen ve ne hazindır kı toplumun ancak küçük bir bölümünü oluşturan yurttaş gnıbunun ke- sesuıden mi? Haber ajanslan yanlış yansıtmadıysa, tepe- deki bir sayın bay. "Irak halkı Müsİüman ol- duğu için Mehmetçik'e tepki göstermez" yo- rumunu ıleri sürmüş. I. Dünya Savaşf nda tn- gilız işgalciyle bir olup, zaten dizanteri ve ti- fiisten kınlan Osmanlı ordusunu arkadan vu- ran. şehit askerlerin çenelerini parçalayıp al- tın dişlerini söken. zamanın. bugünün revaç- ta deyimiyle "ArapterörisÜer"ı merak ediyo- rum doğrusu. "'ehl-i tslam"dan deâiller miy- dı? Yanlış bilıyorsam, bağışlansın, yurttaşlık bilgısi dersinde. demokrasilerde ülkeleri hü- kümetlerin yönemğını öğrenmiştim. Türki- ye'nin zor bir karar öngününde (arifesinde) ol- duğu şu günlerde, tepedeki baylar hükümetin sorumluluğunu yüklenmesine şemsiye göre- vi görmeseler daha ıyi olmaz mı? Sorumlu- lan ulus tanılayabilsin (teşhis edebilsin). Hıç kuşkunuz olmasın ki. Türkıye'de üni- versitelerden köy kahvelerine kadar her yer- de. yurttaşlann zihinlennde, tepeye ilişkin bu sorular dolaşıyor. Ben sadece demokratik ve yasal hakkımı kullanıyorum. Öbürlen şimdi- lik susuyorlar. Tabandan bir kadın yurttaşın te- pedeki sayın baylara sonsuz saygılanyla. Kafdağı'nın Ardındaki: D. Akçam... Türel'e Serenat Bu gün ne güzel bir gün, yarimin doğum günü 24 Eylül bugün, Türel'in doğum Gözlerinin içinde güneşler parılc Bana baktığı zaman içim tuhaf oluyor Türel'ım carum benim, umudum aşkım bemm Daha nice yıllara, hayat yoldaşım benim. 24Evlul2003/Vedat A.AlperAKÇAM K afdağı'nın ardından ayağın- daki çanklanyla çıkagelip dünyaya kafa tutmaya kalkı- şan Dursun Akçam ı 19 Eylül Cu- ma günü ülkesıne uğurladık yeni- den . Kafdağı'nın ardına döndü... On iiç doğum yapıp altısıru yaşa- tabilmiş. Rus ordusundan, Ermeni çe- tecilerden kar alnndakı dağlarda ya- lmayak kaçarken sırtındakı heybe- de bebeklerini taşımış bir köylü ana- nın çocuğuydu o Cılavuz Köy Ens- titüsü'ne vurnıuş Kuvayı Milliye ve Anadolu Aydınlanması ışığında, ya- şamsal güdülerini. tutkulannı müt- hiş bir\aroluş bilıncıne donüştürmüş- tu. Mücadelecıydi. ısyankârdı, aykı- nydı, yaşam sevincıyle doluydu Dur- sun Akçam ve o benim babamdı... Köy Enstitüsü'nden Gazi Eği- tim'e. öğretmenlikten öğretmen sen- dıkacılığına. yazarlığa. gazetecili- ğe, siyasal mücadeleye uzanan, uzun ve çileli bir yolda, tüm yaşamı altüst- lükler, savrulmalar içinde geçti. Açı- ğa almdı, sürüldü, tartaklandı. taşlan- dı, tutuklandı, arandı, yıllarca >Tirt- dışında yaşamak zorunda kaldı. Her şeye karşın bir an için olsun ülkesi ve insanı için dogru bildiğı şeyler- den geri çekılmedi, eğilmedi. dö- neklik, riyakârlıkyapmadı. Hastane- lerde çok sevdiği yaşama tutunabil- me çabası içindeyken en ağır şoklar- dan. komalardan uyanırken bile ilk yaptığı şey kolundaki saatine bak- maktı. Zaman bılinci, gunde en az üç beş kez dinlediğı günlük haber- ler, didik didık okuduğu önce Cum- huriyet. sonra öbür gazeteleriyle, topluma ve "öteki' % ne dönük yuzüy- le, kararlı. duyarlı, duygulu, örnek bir aydındı. Kafdağı'nın ardından gelen ço- cuk, epeyce küskün aynldı dürrjadan. Öncelikle kendısine gösterilen iki- yüzlü insan davranışlan üzmüştü onu Onun, tüm yaşam felsefesınin. varoluş bılincınin çıkış noktasının özetlendiği son yapıtı "Kafdağı'nın ArdT adb kıtabı neredeyse kim vur- duya geririldi. tnsancıl tözünü bugü- ne taşımajT başarmış iki gerçek dos- tu dışındaki Türkiye yazın dünyası ve tüm eski arkadaşlan görmezden geldi yapıtını. Birçoğu, artık büyük sermayeli > r ayın gruplannın etki ala- nındael ovuşturarak "himmet" bek- liyorlardı çünkü; Dursun Akçam sa, muhalifti, aykınydı, ıpe sapa gel- mez bir deli çocuktu, ondan uzak durmahydılar. En son geçen haziran ayında bir- likte bulunduğumuz çok sevdiği memlekeri Ardahan'dan ve yöre in- sanlanndan da küskün avnldı.. Bir daha Ardahan'a dönmeme karan vermişti gözlen dolu dolu.. Onun \ a- şıtı yazarlann, a\ dınlann doğum yer- lerinde. onurlanna şölenler düzen- lenir. caddelere. sokaklara adlan ve- rilırken o, bırkaç yıl önce benim Ar- dahan'dayerelbir gazetede yazdığım. doğayı koruma>ı amaçlayan, yore- deki çıkarcılan eleştiren yazılanm ne- deniyle. olayda en küçük bir etkısi ve katkısı olmamasma karşın jan- darma tarafından derdest edilmek istendı, hakkında ağır suçlamalarla dava açılmaya kalkışıldı Daha bır- kaç yıl öncesıne kadar, nürus kaydı- mızın hep kalacağı yöreden ıstenen tüm resmi belgelerde "sakmcah ki- şi'" izı göze batıyordu önce Akraba- lanndan birimn çocuğu. Ankara'da rastlantı sonucu kendısiyle karşılaş- tığında, zamanında varlıklı bir arka- daşından kendisi için iş istemediğı için. u sen zamanında babamgilin çokekmeğmi>'emişsin''diyerekken- dince serzenişte bulunmaya kalkış- mıştı. Yıkılmıştı o gün... Elbette ekmeklerinı yemiştı Dur- sun Akçam köylülerinin. Çünkü. on- larca yıl köylüleri için çalışıp çır- pınmışn; ilk öğretmenleri, avukatla- n. hayvancılan, tanmcılan. ancıla- n, tuvaletyaptıran, ağaçektiren eğı- ncileri olmuştu ve şimdi türü tüken- miş Kafdağı insanlan, köylüleri ta- rafından hep el üstünde tutuhnuş, çıra isinde, titrek ışıklı kandil ak- şamlannda iki lokmalar paylaşıhrken bir yandan da yaşam dersleri veril- miş, doyulmaz söyleşiler yapılmış- tı. Onun öğretmenlik yaptığı dönem- de yüzlerce öğretmen, başanlı üni- versite öğrencisi yetiştiren. öğren- cilerinin çahşkanlığıyla. yırtıcılığıy- la ün yapan Ardahan ve Ölçek kö- yü, örümcek kafalı yöneticilenn, günlük çıkarların arkasında bezır- gânlaşmış, takkeye, çarşafa. türba- na bürünmüş kafalann ürünü ola- rak. eğıtim ve öğrenım başansızlı- ğıyla, ülke sıralamalannda en son sıralarda yer alır olmuştu. Küskün uğurladık Dursun Ak- çam'ı. Kendisinin de simgesel bir temsilcısi olduğu Anadolu Aydın- lanması karşıtlannın gün geçtikçe güçlenmesinden, ülke üzenne çö- ken kara bulutlardan müthış kaygı- lıydı, bu karanhk gidışe karşın oluş- muş umursamazlığa öfkeliydi. Ve en son. kendini güçsüz kılan, gazetesinden. haberlerinden, yazı- lanndan avıran. içindeki yaşam se- vincıni bitirmeye kalkışan bedenine kırgındı. öfkeliydi... Öylece uğurla- dık onu. Uğurlar olsun sana Kafdağı'nın çanklı çocuğu. ülkesınin ve insanı- nın örnek öğretmeni, yazın ustası; sen artık hepımizlesin. hiç unutmayaca- eız.. ^ KUŞADAS1 EYLUL Her Şey Dahil Fiyatımız İki kişilik odada kişîbaşı 95.000.000.- TL 0-12 yaş 1. Çocuk Öcretsiz 13-16 yaş 1. Çocuk %50 "advaırtage üye kuruluşudur' 1 Denize sıfır • Özel plaj • Havuz Hamam • Sauna • Su sporlan • TV • Klima • Animasyon. Yukanda belirtilen fiyatlarda KDV dahildir. P.O.B. 140 Yavansu 09402 KUŞADASI - TÜRKİYE • Tel: (256) 622 05 05 (12 lines) Faks: (256) 622 07 27 Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar. Restcranl i Hma Ağaçlann sı**jmdan denız görüntusünü çetemetiık Gelnı gönm C lub Orient, Antik Çağın adalet, sağlık ve banş için buluşma merkezı olan Oren'de detıize "sıfır bmbır yıldızlı bir tatil köyudur Homeros'ur doğum yen "Işıklar Sahdfnde. Duryanın atmosfennde oksıjen oranı en yüksek iki noktasından bın olan Edremıt Körfezı'nde, Zeytın Rıvıerası'ndadır. Club Onentie, Ege srtılınde yapılmış 62 dubleks yapının her daıresı 2-4 veya 4-6 kışılık aileler için tasartanmış, içlennde duş^VVC ve telefon olan odalardan oluşur Tum kapılar dev bir botanık bahçesine açılır. Bahçe bıter, ıncecık kumlu plaı başlar. Ozurtuler ve engetlıier ıçın tumuyle duzayak, veıetaryenler ve dıabetikler ıçın sorunsuz tatıl Günlük doktor vizıti. Eylül 2003 Kişibafi YP36.000.000 TL, 0-12yişücretsiz, (3)-4.-5.-6.tişiler,18.000 000TL Club Orient Holiday Resort, Ören-Burhaniye Tel: 0.266.416 53 54 - 416 34 45 • Fa\: 0.266.416 40 26 Antik Cagın Konventusu Öfende yer alan Club Orlent. uluslararası sanatcıların, arkeoloalann »e cevrecilerin günümüzdelû Bulusnıa MerKezldlr. IAWW club-onent com Ağahan Mimarlık ödüllü Ak>aka yöresınde Türk mimarisi ile Batı konforunun benzersiz birleşimı. GÖKOVA. dünya güzeli bir belde... Bir yanda çam ağaçlan, bir yanda masmavi deniz. Buz gibi kaynak sulan arasında doğa ile başbaşa bir dinlence Bu dinlence yerınin adı YÜCELEN HOTEL Oda özellikleri • Denize sıfır • Deniz-Orman manzarah • Özel Plaj • 220 yatak kapasitesi • KJima • Merkezi ısıtma • Minibar • Direkt çıkışlı telefon • Balkon • Saç kurutma • T\r • Özel banyo Fasiliteler • 2 açık, 1 kapalı-ısıtmalı havuz • 1 çocuk havuzu • Çocuk parkı, toplantı salonu • Otopark • Restorantlar Spor & Aktiviteler Wındsurt tenıs. masa tenısı. nnni futbol. bılardo. joggıng, kano. denız bisikleti, bısıklet, sea kayak, kıte board Ak>aka Beldesi/Gökova/MUĞLA Tel: 0.252 243 5108 - 243 5434 Faks: 0.252 243 5435 e-mail: gokovafa yucelen.com.tr www.vucelen.com.tr YEŞİL VE MAVİNİN BULUŞTUĞU BODRUM-BİTEZ'de HOTEL NATUR ••• Kişi Başı Yanm Pansiyon.: 35.000.000.- TL. Sabah Kahvaltısı ve Akşam Yemeği Açık Büfe Odalarda klıma, minibar, TV, saç kurutma. balkon, sauna, masaj, fitness, tenis, bisiklet, viizme ha\aızu. kapalı açık restaurant. bar, snack bar, özel restaurant, engelli odası, eğlence gecelen ve tam gün doktor. Tel: 0 252 - 363 7" "4 (5 Hat). Faks: 0 252 - J63 77 83 www.naturhotel.com DAMPİNG! YENİLMEZ MOTEL BODRUM YALIKAVAKTA Nefıs gün batımında, Denize sıfır,+ Havuz + Klima restaurantı ve yüzme havuzu 2 kişi O.K. 35.000.000.- Y.P. 55.000.000.- T.P. 70.000.000.- Tel: 0252 385 40 55 Faks: 0252 385 4013 www.bodnjm-bodrum.com/yenilmez rvıoı KI 6 İJ(ilti>lUJL tJÛAâJUL _ BODRUM'A 17 KM YAKINUKTA, YEŞİLLE MAVİNİN KESİŞTİĞ! BALIKÇI KASABASIND^ SESSİZ VE SAKİN DOĞA ORTAMINDA, DENİZE SIFIR, KÜMALI, TV'Lİ, DENİZ MANZARALI BALKONLU ODALAR, ÇOCUKLAR VE BÜYÜKLER İÇİN YÜZME HAVUZU, SAHİL BAR, BODRUM'A TEKNE-DİSCO VE YARIMADA TURLARI İLE HİZMETİNİZDEYİZ. TAM PANSİYON; 39.900.000.-TL. TEL: 0(252) 374 52 43 - 0(252) 374 56 93 FAX: 0(252) 374 50 93 - CEP: 0(546) 596 60 60 İNTERNET ADRESİ: princesshotel.sitemynet.com PENCERE İslam Diye, İslam Diye İslam Tepeleniyor... TV'leri gözucuyla izlerken kulağıma garip açık- lamalargeliyor, aldanmıyorsam Kemal Derviş de- diki: - Amerika 100 milyar dolar da verse Irak'a gir- meyelim... llginç mi ilginç!.. • Bizim gazetenin dünkü sayısında Dubai'den Eb- ru Toktar'ın haberi: "ABD'nin Türkiye'ye sağlayacağı 8.5 milyar do- larlık kredi anlaşması dün ABD Hazine Bakanı John Snow ile Devlet Bakanı Ali Babacan ara- sında imzalandı." Cumhuriyet bu!.. Sayfa düzeninde hemen ikîn- ci haberi de yanaşık düzende okurlanna duyuru- yor: "8.5 milyar dolariık rûşvet." "Bushyönetiminin Irak'a askergöndermesiiçin bazı ülkelere rüşvet verdiğini söyleyen Demokrat Partiii Senatör Edvvard Kennedy, 8.5 milyar do- lariık krediyi buna örnek gösterdi." Kennedy eklemiş: "En doğrusu asker göndermeyi Birleşmiş Mil- letler çerçevesinde gerçekleştirmekti; bunu yap- saydık rüşvet vermemiz gerekmezdi." Yüzünüz kızardı mı?.. Sanınm al al oldunuz.. Ancak kimilerinde yüzsüzlük geçerlı meslek ol- duğundan kızaracak suratlan da kalmadı. • Müseccel gözü açıklardan, Arap sermayesinin bankalarında şeriatçı patronların turnikesinden geçmiş, orman arazisinin meşhur işgalcilerinden, pek sevimli Maliye Bakanı Unakıtan'a da yine bir televizyonda gözüm ilişti.. Diyor kı: "- 8.5 milyar dolara ilişmek yok, bu para borç ödemek için kullanılacak!.." Ulan bu Allahsız Amerika işini biliyor!.. Rüşvetini bile alacağından ödeyip parayı bir ce- binden çıkarmadan ötekine yerieştiren lillahsız gö- rülmemiştir... Kemal Derviş "ABD 100 milyar dolar verse bile Irak'a bulaşmayalım" diyordu ya, Bush borca borç- la rüşvet verip 8.5 milyar dolara bizı kapattı; artık ucuza girtiğine mi yanarsın, Haçlı'ya Müslümanı sat- tığına mı dövünürsün, Müslümanı Müslümana kır- dırdığına mı üzülürsün, "Elhamdülillah Müslüma- nım" diye nice seçmen oyunun üstüne oturan AKP'nin para karşılığında Islama sefer eyleyip gâ- vurun hizmetinde dindaşlanna ihanet ettiğine mi şa- şakalırsın... • Peki, bu tezgâh Meclis'ten nasıl geçecek?.. Kolayı varabi.. AKP kâğıdın üzenne Irak yazmadan Meclis'ten yetki alacak, yurtdışına asker yollamak üzenne boş belgeyi cebine koyduktan sonra içini dolduaıp üç- kâğıdını basacak... Ne üç kâğrt ama.. Temelinde rüşvet cuk oturmuş.. Bush'un cebinden para çıkmıyor.. Bizim cebimize para girmiyor.. 8.5 milyar daha borçlanıyoruz.. Meclis'ı by-pass ediyoruz.. Mehmetçiği pazarlıyoruz.. Müslümanı kazıklıyoruz.. Ey büyük Allahım, her şeye kadir Rabbim, Re- sulü Ekrem Hazretleri. Islam'ın ululan, tarikat şeyh- leri, cemaat liderleri, dini mübini Islamı yüreğinde taşıyan dindaşlar, söyleyin Tann aşkına, bu kadar büyük serinkanlılıkla, kurnazlıkla, üçkâğıtçılıkla Müslümanlığa ve Müslümanlara kazık atanlara Müsİüman denebilir mi?.. Loryma Resort Biryaşamtarzı Turunç. Güney Ege'nin fıyortlarla bezenmiş nefes kesici coğrafyasının en güzel koylanndan bıri.. Loryma Resort Hotel yamaçlann vejetasyon dokusuna gızlenmiş, koyun büyüleyicı, mistik panoramasına tûmüyle hûkmeder ko- numda. sıra dışı bir tesıs. Orraanlardan inen serinletici esmtıler. düşük nem oranı ve bol oksijenli, sağhklı hava- sıyla ıdeal iklim koşullarına sahıp. Eko-çiftlığınden ken- di sütünü. peynırini, kremasını, yumurtasını temın eden. kendi ürettıgi -yörenin en kaliteli- zeytinyağını kullanan. damak zevki kadar sağhklı beslenme ilkelerine de duyar- lı bir mutfak. Konforlu apart daireler. açık büfe restaurant, pool-bar. outdoor-bar, açık kapalı yüzme havuzları,jaku- zi. fitness-center. sauna. süper disko. bılardo. dart. tenıs. masatenısi, çocuk kulübü. doktor servisı... Lisanslı reh- berlerle mountainbiküıg, sea kayaking. trekking, canyo- nıng. scuba divıng, rafting.. Ruh-zihın-beden sağlığı programlan, Ayur\eda konsültasyonu, T"aı-Chı. Yoga se- anslan. aromaterapi masajları. doğal zayıflama kürleri. yüz-vücut bakımı... "Özel animasyonlar", "sürpriz show- lar"dan anndınlmış. arabesk müziği uzaktan bile duya- mayacağınız. kent yaşamının yıprattığı msanın pozitıf ya- şam enerjisiyle dolu günlük yaşamına dönmesıni hedefle- yçn. kültiır \e çe\Te dostu bir ışletme anlayışı Detayb bılgı. www.loryma.com Tel: 0252 476 72 20-24 Faks: 0252 476 72 25 infofrı loryma.com Cumhuriyet Dostlanna %20 indirim 1 +3 taksıt Loryma Resort 2 Aralık 2O03'e kadar açık. PtYANO DERSt VERİLİR Heidelberg Devlet Konservatuvan piyano öğretmeni tarafından. Tel: 0216-336 54 64
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle