19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUrVIHURİYET 8 AĞUSTOS 2003 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Bir süre önce bilmem hangi televizyon kanalında, evrenin — gizemlerini keşif (çözme) yolunda havalara, yani fezaya uydular fıriatıldığını gördüm ve sevindim. Dünya kuruldu kurulalı, insanlar hep, dünya dışında, evrende olup bitenleri öğrenme yolunda kafa yorup durmuşlar. Dinler var ya, hani şu dünya yaşamını avucunun içine alıp, ona bir değişmez yasa uygulayıp, tüm eğitimsiz, yani cahil insanlan kapsayan bir beceri ile buyruğu altında tutan dinler... Işte onlar bugüne bugün egemen durumdalar.. ARADABtR VEDAT GÜNYOL Evrenin Gizi kadınlart, kızları çarşaflara, türbanlara sokarak. Geçenlerde Cumhuriyet gazetesinde Turan Selçuk'un nefis bir karikatürü yayımlandı. Bilmem dikkatinizi çekti mi? Karikatürde bir ressam, paletleriyle bir çıplak modeli almış karşısına... Model nefis bir kız, çırılçıplak ama başı örtülü. Bu bizim son günlerdeki ilerici-gerici çatışmalanmızın bir simgesi sanki. Kadının tüm namusu yalnızca — — — saçında gibi. Türk Islam kadını her yanını açar, ama saçlannı açamaz. Bu, son dönemlerin bir buluşu. Üniversite sınavlannda, saçını göstermeme yolunda perukalara başvurmanın aptallığını bir düşünün. Saçını başını örten, beş para etmez, çirkin kadınlara bu özgürlüğü candan ve gönülden tanırken, güzel kızlann, saçlannı örtmede gösterdikleri inadı kınıyor, onlann bir gerici politikaya kurban gitmekte olduklanna hayıflanıyor, hayıflanıyorum... Ağustos'ta da devam! öKontör Bizden Kontorbızdenliler! Ayda 250 kontor ve üzeri yüklemelerinizden kazandığınız hediye kontörler Ağustos'ta da 2 katı! |YENI*YENI*YENIİ ü.< I 1000-1999 kontör yuklersenlz 500-999 kontor yuklersenlz 50 250-499 kontor yuklersenlz 25 20^249 kontör yûkteraenlz Ayrıca kaç yıllık Hazır Kart'lı olduğunuza göre KontörBizden. 4 yıllık ve üstü Hazır Kart'lıya 3 yıllık Hazır Kart'lıya 2 yıllık Hazır Karttıya 1 yıllık Hazır Kart'hya Kaydınm TurkcellExtra'lardan, turkcell.com.tr/hazlrkart adreslnden, ceple 444 0 535'ten (arama başına 2 kontör) yaptırabilirslnlz. Haor Kart abonelık yssmz her aym 1. gûnûne göre hesaplanır Abonelık yaş.na bağlı kontörler sadece bir defa kazaralır Kazandığnız kontfirler br sonrato aydan ıtıbaren eşıt bolünerek 5 ayda hattmıza yüklenır. Şırket adına kayKh hatlar kamperyaya daha değHcbr KcrtorBızderre kayit olmak ıçın son gürı 30 EyU 2003'tür. HAZIR KART Takıyye, Siyasal îslam ve Emperyalizm O günlerde de kimse aldırmıyordu ama şeriat düzeninin temelleri devlet eliyle atılıyor, şeriat özlemcileri bir din devletine doğru koşar adımlarla ilerliyorlardı. Yine bugün olduğu gibi o günlerde de bu dinci kesimler "asıl amaçlan"nı gözlerden uzak tutabilmek için "takıyye" yöntemini kullanıyorlardı. ALİ ERALPfme/t/i Yazın Öğretmeni • • lkemızde dinci kesımler. U ayncalıklı konumlannı sür- dürebilmek, çıkarlannı gü- vence altına alabilmek ıçin. srvasal İslam'ı felsefelen- nin bayrağı durumuna getirmişlerdır. Et- kilenmeye hazır, sorunlannın çözümü- nü salt inanç dünyasında arayan aç ve yoksul insanlan denetleyebılmenın en kolay, en kestırme yolunu din sömürü- sü'nde bulmuşlardır. Şenatçı çevrele- rin elinde, temelsiz, boş bilgıler, batıl inançlar, toplumu yönlendirmede bır baskı aracına, bir uyuşturucuya dönüş- müştür. Bu din sömürüsü, (Atatürk dönemı dışında) dün de vardı, bugün de var ve karşı çıkılmazsa yann da olacaktır. Ne yazık kı bu hastalık, sevgili yur- dumuzun yıllardır çektiği ve bır riirlü dindiremedıği baş ağnsıdır. Işin bir başka yönü, bu dinci çevre- ler bir yandan bır Islam devletı kur- mayı düşlerken, öte yandan emperya- lızme göbekten bağlanarak, yabancı sermaye savunuculuğunu da gönüllü yapmaktadırlar. Tarihe bakarsak, bu siyasal Islamcılık oyununun her zaman böyle sahnelendiğinı, emperyalızmin güdümündeki şeriatçılık yasalannın böyle işlediğini görebiliriz. tslam devleti isteyen tüm şeriatçılar, hedeflerine ulaşabılmek için genellik- le dış güçlerle bütünleşerek ulusal güç- len arkadan vurmaya çalışmışlardır. Örneğin 31 Mart kalkışmasımn lıde- ri, "VoJkan" gazetesi ile tttihadn Mu- hammediCemiyeti'nın yöneticisi Der- viş Vahdetî'y e göre Rus Çan ve tngi- liz Kralı Islamın dostu, bunlara karşı çıkarak ulusal devleti savunan Ittihat ve Terakki Cemiyeti Islamın düşmanıydı. Yine, 31 Mart'ın hazırlayıcısı ve uy- gulayıcısı şeriatçı Ahrar Partisi bir fn- giliz dostuydu ve o kadar çok îngiliz- ci, o kadar istekli bır emperyalizm yan- lısıydı ki, kapıtülasyonlann kaldınl- masına bile karşı çıkıyordu. Oysa o yıllarda tüm yurtseverler, tüm ulusal- cılar, kapirülasyonlann sona erdırilme- sini kendilerine başhedef seçmişler, bu yolda canlannı ortaya koyarak sava- şım veriyorlardı. Başka bir dinci parti, Hürriyetve Iti- laf Partisi de ulusal güçlerin düşma- nıydı ve sırtını emperyalizme daya- mıştı. Yeşil şeriatçılık perdesinin arka- sında ülke yönetımini yabancı güçle- re teslim edebilmek ıçın elinden gele- ni ardına koymuyordu. Ittihatçılann hemen hepsi Ulusal Kur- tuluş Harekeri saflannda savaştıklan halde, Itilafçılann hemen hepsi, başın- dan sonuna değin emperyalıst devlet- lerin yanında yer almışlardı. Nitekim yedi düvelin başansız ol- ması için uğraştığı genç Türkıye Cum- huriyeti'ne karşı ilk büyük kalkışma da tngilizlerin desteklediğı Şeyh Sait Is- yanı'y'a ortaya çıkmıştı. Bu dinci güçler için en önemli hedef, laik cumhuriyetin yıkılıp yerine bır Is- lam devletinin kurulmasıydı. Ulusallık, bağımsızlık, onurlu bir yönetım onla- n ilgilendirmiyordu. Onlara göre Sevr ya da Lozan pek farklı kavramlar de- ğildi. Elbette, Ulusal Kurtuhış Savaşf nda ülkesi için canla başla savaşan yurtse- ver din adamlarnu bu şeriatçı kesimden ayırmak gerekir. Cumhuriyetin ılk yıllannda ve 1908 Meşrutiyetı'nde çağdışı akımlan ve gericiliği kullanarak, ulusal düşünce- yi ve aydınlanmayı yok etmeye çalışan emperyalizm, çok partili yaşama geçen 1950 Türkiyesı'nde de şeriatçıhğı des- teklemeyı, ondan yararlanmayı sürdür- dü. Atatürkve İnönü döneminde, Takıy- ye yöntemi"yle gerici yanlannı gizle- yen DP'nin önde gelen yöneticileri. çok partili yaşamla bırlikte gerçek kim- liklerinı de ortaya koydular. 1950 se- çimlerinden sonra ilk girişimleri, em- peryalizmle ve çeşitli tankat liderleriy- le sıkı bağlar kurmak oldu. Adnan Menderes'in "Siz isterseniz hilafeti bi- le getirirsiniz'' sözleri, o yıllarda Ata- türk devrimlerinden ne kadar uzakla- şıldığının bir göstergesiydi. llkeler yok edildi Daha sonralan, 1980 yönetimiyle üs- tü örtülü bir Atatürk düşmanhğı döne- mi başladı.' Büyük Atatürk, Yüce Ata- türk.. .' diye diye,Atatürk'ün cumhuri- yet kurumlan birer birer yok edildi Öğretim Birtigi parçakndı. Dinci egi- tim, laik eğitimin yerini aldı. Okullara zorunlu din dersleri konuldu. Tarikat- lar, tekkoler yerden biter gibi çoğaldı. Nakşibendiük Çankaya'ya değin ür- mandL Çağdışı akımlar ve düşünceler bili- min önüne geçti. Bu alanda o kadar ılenye gıdıldi ki, "kadavra"ya don giy- dirilmesini savunan, karşı cinsi mu- ayene etmek istemeyen doktorlar bile çıktı. 1988-1989 öğretim yılındaders kitaplannın kapaklanndan Atatürk re- simleri kaldınldı. O günlerde de kimse aldırmıyordu ama şeriat düzeninin temelleri devlet eliyle atılıyor, şeriat özlemcileri bir din devletine doğru koşar adımlarla ilerli- yorlardı. Yine bugün olduğu gıbı o gün- lerde de bu dinci kesimler "asıl amaç- larTnı gözlerden uzak tutabilmek için "takıyye" yöntemini kullanıyorlardı. Onlara göre, (yalan söylemek de ge- çerli olmak üzere) "nihai bedefe vara- na kadar, yani sonuca ulaşana kadar, her yöntem, her yol mübahtL.." (Hocanın Okullan, IÜ Basımevı, Istanbul 1988, s. 28) Şeriatçılar, demokrasiyi ve siyasal partilen, bir din devleti kurmak için kullanılması gereken araçlar olarak gö- rüyorlardı. Bır Islamcı "mevcut düze- nin olanaklanndan sonuna kadar ya- rariaıunasuu" bilmeliydi. Bu konuda- ki görüşlerinı Şevki Yılmazşöyle açık- lıyordu: "Türkhe'de Müslümanlan selame- te çıkarmarun, hürriyete kavuşturma- nın yolu, mevcut düzeni kuDanmaktan geçer. Müslüman, bulunduğu mekân- da, mevkide ve zamanda davası için dü- zeni kullanabUmeödir..." (Şevki Yıl- maz, Taraf Dergısı, 1993) FethuDah Gülen de bir söyleşisinde takıyye konusundaki görüşlenni şöy- le belirtiyordu: tt Taktik ve stratejüersöylenmez. Söy- lendiği an onun bir taktik olma hüviye- ti ortadan kalkar. Stratejüer sadece tat- bik edihr." (Şenıseddin Nuri, Küçük Dünyam) Elbette takıyyeyi en iyi uygulayan tarikat liderlerinin başında Fethullah Gülen gelir. O, Nurculuğun 'ıtamh Is- lam' kanaduıın temsilcisidir. Cumhu- riyetin kuruluş yıllannda tngilizlerin desteklediği Said Nursi, Kemaüzm için nasıl bir tehlike idiyse, bugün de Ame- rikahlann desteklediği FethuDah Gülen aynı tehHke\i sürdürmektedir. Daha 1992'lerde Fuller, Türkiye'nin Yeni Dünya Düzeni içerisinde emper- yalistlerce belirlenen konumunu şöy- le açıklamıştı: "ftmitslam'ıbenimseme,Atatürk'ün görüşlerinden vazgeçme, Ortadoğu ve Kafkaslar'da serbest piyasanın ve ABD'nin tav^he ettiği Islamı ya\Tnak_ ff (Ikibine Doğru, 8 Kasım 1992) Içinde yaşadığımız bugünkü ortam- da da sık sık bu türden öneriler yapıl- makta, Türkiye'ye yol gösterilmekte- dir. Örneğin A\TupaParlamentosu'nun Hıristiyan Demokrat Partisi 'nin üyesi Hollandalı Arie Oostiander de bu "yol gösterici"lerden birisi. Kendi ülkesin- de ırkçı-aynmcı bir polıtika ızleyen Arie Oostlander, geçenlerde Kemaliz- me sataştı. Açık açık Atatürk Türkiye- sı'ne saldırdı. Şöyle dedi: "Kemaüzm, Türkiye'nin AB üyeB- ğine engeL«" Bu saldm karşısında AKP'de "ük" yok. Ne bir ses. ne birnefes! AKP sus- kun. AKP belkı de bu saldınyı sevinç- le, mutlulukla karşıladı Çünkü Arie Oostlander bır yerde onlann da duygu- lanna "tercüman" oluyor, düşüncele- rini yüksek sesle dile getiriyordu. Ya- ni "takıyyesiz" konuşuyordu. Hem sonuçta, "Kemafizmi törpüle- mek, askerin laik cumhuriyet bekçiB- ğini sınırlamak özgürhıkve insan hak- lan kılınna büründürüunüş, dinci he- deflere doğru ilerlemek için Avrupa Birliği ile ittifak etmek" (Mümtaz So>- sal) AKP'de bu- tutku, bir isteri nöbe- tıne dönüşmedi mı? Aslında bu AB tutkusunda bile açık seçik bır takıyye kokusu sezilmiyor mu? Sakın AB, on- lann varmayı tasarladıklan bazı amaç- lar ıçın bır araç olmasın? Sözün özü, siyasal İslam bugün, tam da emperyalizmin istedıği gibi, ulus- lararası sermayeyle uyumlu, ABD ile kol kola girmiş, ulus devleti ve Kema- lizmi bitirmeye çalışmaktadır Anaya- sadaki "Atatürk millijetçiliği'' kavramı bile onlan rahatsız etmektedir. Hedef Türkıye'yi tarikatlann ve küresel ser- mayenın bırlikte yönettiği bir ülke du- rumuna getirmektır. Son aylarda, ulu- sal ve sosyal devletın temellerini oluş- turan Kemalizme hem içten hem dış- tan ağır saldınlar yapılmasının nedeni işte budur. PENCERE Yalaka ile Satılmış Üzerine... Eskiden gazete vardı.. Ahmet Emin'in Vatan'ı.. Necmettin Sadak'ın Akşam'ı.. Selim Ragıp'ın Son Posta'sı.. Hüseyin Cahrt'in Tanin'i.. Ali Naci'nin Milliyet'i.. • Artık gazete yok.. 'Grup'^ var!.. Gazetelerin, televizyonlann, radyolann oluştur- duğu medya grubu.. Ancak ış 'medya grubu' ile sınırlı kalmıyor, çün- kü medya grubu da bir büyük holdinge bağlı.. Holding ithalat, ihracat, bankacılık, komisyoncu- luk, sigortacılık, turizm, müteahhitlik ve daha aklı- nıza ne geliyorsa yapıyor; devletten ihale alıyor, özelleştirme pazarından payını kapmaya çalışı- yor... Holding, elinde bulunan medya grubunu bu alan- da kullanmaz mı?.. • Yeni bir iktidar başa geçti.. 'Grup' ne yapacak?.. Mostrası meydanda!.. AKP tek başına iktidara gelince medyada yala- kalık tezgâhı kuruluverdi. İktidara selâm.. Iştamam!.. • Ama medyada hiç mı tek başına gazete yok?.. Var.. Cumhuriyet!.. Patronumuz, çalışanlann ve ailenin oluşturduğu 'Cumhuriyet Vakfı 'dır. Başyazanmız Nadir Nadi'yi kaybettikten sonra okur desteğiyle giriştiğımiz bu yolda 10 yıl aştık.. Basının kartelleştığı 9O'lı yıllarda büyük güçlük- leri göğüsledik.. 21 'inci yüzyılın başlangıcında çevremizdeki ku- şatmayı kırmış bulunuyoruz... Mucize mi bu?.. Yok canım, yalnız gazetedeki alınteri erlerinin değil, Cumhuriyet okuriarının da inatçı direnişi so- nunda bu sonuç ortaya çıktı; artık geleceğe güven- le bakıyoruz. • Ne var ki Cumhuriyet'in bağımsız gazete olarak geleceğe güvenle yürümesi kimilerini çıldırtıyor; hele son dönemde Cumhuriyet'e saldırı üstüne saldırıdan geçilmiyor... Cumhuriyet'e çatarak, yalana dolana saparak, asılsız haberler yayarak Ankara'daki takıyye iktida- nna yaranmak isteyenlere ne denir?.. Yalaka denir!.. Bunlar ikide bir Cumhuriyet'in satılacağı ya da satıldığı üzerine haberyayınlariar... Ancak bu gibi haberlerin doğruluğu üzerine ke- sin birölçüt var... Nediro?.. • Bir gün Cumhuriyet kendisine saldırmayı mes- lek edinen gazeteler gibi takıyye iktidanna yalaka- lığa başlarsa... Bilin ki satılmıştır!.. MEMDUH ŞEVKET ESENDAL Oğullarıma Mektuplar Memduh Şevket Esendal, görevi gereği uzun yıllar çocuklarından ayrı yaşamak zorunda kaldı. Bu uzaklığı mümkün olduğunca hıssettirmemek ve çoculdarının saglıklı, aydın birer cumhuriyet insanı olarak yetışebdmelermı sağlamak amacıyla sayısız mektup yazdı. M.Ş.E.'nın, oğulları Ahmet ve Suat Esendal'a yazdığı mektuplardan oluşan Oğullanma Mektuplar aynı zamanda doneme üışkin çarpıcı bılgıler de ıçeriyor. YAYINEVI - Ankars 0.313.4H4999.<Falu:0J12.43l77sa DAĞITIM -İSUnbul 0ai2-522S201 .'FakvO.212.5274119 KİTABEVİ - Ankar* 0.312.4344106 / Fjks: O.312.433H3* www.b4giyayitwvLcom.tr DEMİRKÖY KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 2001 79 Davacı Demırköv Mal Müdürlüğû \s tarafından davalılar davalı Erbulent Muslu mırasçıları \s hakkında mahkeme- mızde açılmış bulunan kadastro tespıtıne ıtıraz davasının ve- nlen ara kararı uvarınca, Istanbul ılı, Mecıdı\ekö>, Ortaçlar Caddesı No 17 8290 adresınde ıkamet eden da\alı Erbulent Muslu mırasçıları Huse\ın Muslu ve S Harun Muslu'nun belımlen adreslerınden a\nldığı \e açık adreslennın de tes- pıt edılemedığı anlaşıldığından ılanen teblıgat yapılmasuıa karar \enlmış olmakla. Da\alılara \argıtav 20 Hukuk Da- ıresı'nm 23 11 2000 tanh \e 2000 967Ö"-9701 esas karar sa- yılı bozma ılamının ve 10 12 2001 tanh ile 2001 8728-9507 karar duzeltme taiebının reddıne ılışkın karannın teblığı ile davalıların duruşmanın bırakıldığı 2 9 2003 günü saat 11 OO'de mahkememızde hazır bulunmalan \ eya kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen, duruşma>a gelmedıklen tak- dırde veya mazeret bıldırmedıklerı takdırde vargılamaya yokluklannda devam edıleceğı ve karar venleceğı teblıgat kanunun hükumlerı u>arınca ılanen teblığ olunur. 28 01.2003 Basuı 9351
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle