19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 2003 CUMA 14 J v L J I - i l L J J A [email protected] FT^ Yüzlerce yıllık emekle, birikimle yaratılmış güzellikleri birileri gelip bozuyor Türkülerekıymaym efendilerERDOĞANKANTÜRER Yüzyıllann birikimi gelenekler toplumlann en üstün değerlerinden- dir. Ve türküler olumlu gelenekle- rimizin en güzellerinden değil mi- dir? Zaten bir tek türkülerimiz kal- mıştı elimizde. Bir takım aç gözlü- ler türkülerimize de saldırmaya baş- ladılar, bu bir tecavüzdür. Neden ve niçin türkülerimize bu saldınlar bulunduğumuz zaman di- limi içinde gerçekleşiyor? Çünkü kimliğimizin, kültürümüzün sigor- tasıdır, koruyucusudur türküler. Ve son zamanlarda kimliğimize ve kül- türümüze yapılan çirkin saldınla- nnarttığı ortada... Batıdan emperyalist külrürün sal- dınsı yanında bir de din alet edılme- ye çahşılarak Arap-Acem kültürü- nün saldınsının yarattığı tehlike kar- şısında toplumumuz türkülerine sa- nldı, türküleriyle kültürünü koru- ma çabası içinde. Onurlu bir çaba bu. Dikkat edilim; türkülere yöneliş ge- çen yakın dönemlerde daha da art- tı. Toplumumuz şıhlara, şeyhJere ve işbirlikçilerine karşı Arapçaya kar- şı, Arap-Acem kültürüne karşı tür- küleriyle kültür savunmasını güçlen- • Türkülere yöneliş, halkımızın öz kültürünü, özgürlüğünü, Cumhuriyetimizi koruma ve kollama gibi bir eylemidir. Bu güzel, bu onurlu eylemin ve türkülerimizin yozlaştınlmasına izin verilemez. Uyanık olmalı ve uyarmalıyız, aydınlatmalıyız insanlanmızı; sabırla, alçakgönüllülükle... dirmeye yöneldi. Elbette sağlıklı bir tepki bu. Ancak bu yönelişi kırmak ve bu yönelişten yarar sağlamak isteyen çı- karcılar da ortaya çıkmakta gecik- medi: Türkülerimizi -özünü boza- rak- Batı ve bazen Arap-Acem kül- türünün kalıbına dökerek, belki de uluslarüstü dayatmanın (emperya- lizmin) ve geriliğin oyununa gel- diklerinin bilincinde olmadan türkü- lerimize, kültürümüze saldınlannı sürdürüyorlar. Bunlardan bazılan kültürümüze ıhanet ettiklerinin far- kında bile değiller. Bol bol kaset çı- kanyor, beyazcama çıkıp bin yıllık ataban cinayetini yüzsüzce gerçek- leştirebiliyorlar. Zaten şu elektro- nik müzik aletleri icat oldu, mertlik de bozuldu ve Kiziroğlu Mustafa Bey sırtından vuruldu. Ya diğer tür- külerin başına gelenler? Ellerinizden türkülerin kanı dam- lıyor efendiler. "Türküler hepimizin'' diyorlar. Vay anasını, tehlikeye bakın: De- mek ki herkes türkülerimize tecavüz edebilecek. Demek ki bin yıllık Yö- rük kilimlerimizin desenlerini de değiştirebilecekler. Destanlanmızı, masallanmızı, halk hikâyelenmizi ve adı güzel Dede korkut'un öykü- lerini de değiştirip zamana (!) uy- durabilecekler. Yeter kı çıkar görsün- ler. Insaf, vicdan ve merhamet, ne- relerdesiniz?!. Imdaat!.. Blllnçlerl blle yok... Yani bir kolaycılık. emek harca- madan sahip olmak gibi, hırsızlık gi- bi bir şey var görünürde. Yüzlerce yıllık emekle, birikimle yaratılmış güzellikleri birileri gelip bozuyor arsızca... Yineleyelim; yüzlerini kı- zartacak bilinçleri bile yok... Her döneminkendi türkülerini söyleme- sine kim ne diyebilir. Ama bizden önceki dönemlerin türkülerini değiş- tirme girişimlerinin hiçbir haklı ge- rekçesi olamaz. Yahu büyükbabamın dizinde dinlediğim Köroğhı türkü- lerinin canına okuyorlar, bu mem- leketin adaleti, kültür ve güvenlik gö- revlileri yok mu? Bundan daha bü- yük suç ve saygısızlık olur mu ?! Ille de suç duyurusunda mı bulun- mak gerek? Yani halk müziği güven- lik mahkemeleri mi gerekli? Peki nasıl koruyacağız kültürümüzü ve olumlu geleneklerimizi? Insanımızın binlerce yıllık biriki- mine saygısı olmayanlara, bu kadir kıymet bilmezlenenlere bir ders ver- mek gerek. Günümüzde zor ama halkımızın bu saygısızlara bu dersi vermesi gerek. Aydınlanmıza da bu konuda önemli ve ivedi görevler dü- şüyor ve geciktirilemez bu görevler. Bir şeyler yapmak gerek... Örneğin arabesk deyip geçeme- yiz. Arabeskin çıkışma bakalım; geri, baskıcı, sağlıksız akımların gelişimiyle arabeskin gelişiminde bir paralellik görülür. Türkülere yöne- liş, halkımızın uyuşuk arabesk kül- tür dayatmasına karşı çıkışıdır. Tür- külere yöneliş, halkımızın öz kül- türünü, özgürlüğünü, Cumhuriyeti- mizi koruma ve kollama gibi bir eylemidir. Bu güzel, bu onurlu ey- lemin ve türkülerimizin yozlaştınl- masına izin verilemez. Uyanık ol- malı ve uyarmalıyız. aydınlatmalı- yız insanlanmızı; sabırla, alçakgö- nüllülükle... Unutmayaüm: "BirtopJumunüye- leri, kafitenin, adaletin, iyiüğin, es- tetiğin \« geieneğin önünde boyun eğ- mesini bilmeMirier. \oVsa bunıı be- cermiş toplumlann önünde boyun eğmek zorunda kalabilirler!." Geleneklerimizin en güzellerin- den türkülerimize kıyılmasına bo- yun eğmeyelim. Türkülerimizin gü- zelliği önünde boyun eğmesüıi bi- lelim. LTINOL UK FESTÎVAÜ BUGÜN BAŞLIYOR Yaşama, kültüre ve sanata saygıKültür Servisi - Altınoluk Belediyesi'nin bu yıl 9.'sunu düzenlediği 'Altınoluk Antandros Yaşama Saygı Kültür ve Sanat Festrvali' bugün başlıyor. 10 Ağustos'a kadar devam edecek festivalde pek çok oyun, imza günü ve gösteri düzenlenecek. Festival bugün saat 16.30'da Cumhuriyet Meydanı'ndaki Gera Parkı'nda kortej yürüyüşüyle başlayacak ve halkoyunlan gösterisinin ardından Belediye Halk Kütüphanesi'nde İrfan Sayar'ın 'Prof. Zihni Sinir Proceleri' ve Tuğrul Çakar'ın 'Başkalaşünlmış Fotoğraîlar' sergileri açılacak. AnkaraDevletTryatrosu, MünirCanar'ın yaap \önertiği 'Geçmiş Zaman Olur ki' adlı oyunu yann sahneleyecek. Saat 18.00'de düzenlenecek 'Yaşama Saygı' paneline konuşmacı olarak Prof. Dr. Türkan Saylan (ÇYDD Gen. Bşk. -Ayvalık ve Burhaniye ÇYDD Şubesi'ni temsilen), AB Sirmen (gazeteci, yazar), İrfan Sayar (karikatürist), Yalçın Bayer (gazeteci, yazar) ve Yrd. Doç. Dr. Oguz Gündoğdu (TMMOB Jeofizik Müh. Odası İstanbul Şube Bşk.) katılacak. Antandros Amfi Tiyatrosu'nda saat 21.15'te Nâzım Hikmet'in yazdığı 'Şeyh Bedreddin Destanı' sahnelenecek. Oyunda Tiıncel Kurtiz, Sema ve Cem Çetinkaya'nın yani sıra Reyent Bölükbaşı (viyolonsel) da yer alıyor. Yann saat 16.00'da Pamira Papağan Çocuk Tiyatrosu 'tbiş ve Memiş Çocuklanmızla' adlı oyunu sergileyecek. Ardından yapılacak 'Çevre ve tnsan' paneline İconuşmacı olarak Hıfa Aksay, Yüksel Sıgn, Mehmet Başaran, Sami Karaören ve Mehmet Akif Öznal katılacak. Yine yann saat 18.30'da Cumhuriyet Meydam'nda Ahmet UysaL Dinçer Sezgin, Emre Ulaş, Ercan Kaşıkçı, İpek Ongun, Koraj' ve Tuğrul Çakar kitaplannı imzalayacak. Antandros Amfi Tiyatrosu'nda saat 22.00'de Ankara Devlet Tiyatrosu, Münir Canar'ın yazıp yönettiği ve rol aldığı 'Geçmiş Zaman Olur ki' adlı oyunu sahneleyecek. Oyunda Kavuklu rolünü Münir Canar, Pişekâr rolünü ise Sabri Özmener canlandınyor. Diğer rolleri ise Neşet Erdem, Uğur Hakan Güneri, Fikret Ergin, Andaç Özcan, Gültekin Gülkan canlandınyor. Festivalin son gününde Pamira Papağan Çocuk Tiyatrosu 'tbiş ve Memiş Çocuklanmızla' adlı oyunu yineleyecek. Ipek Ongun, Çınaraltı Çay Bahçesi 'nde düzenleyeceği 'Gençlerle Sohbet' yapılacak kitaplannı imzalayacak. Festival saat 22.00'de Asiaminor'ün vereceğı caz konseriyle son bulacak. (Bilgi için : 0 266 396 11 68 - 396 15 64/20) Hayalindeki albümüyaptı Perküsyonustası2?wr/î0/î Oçal, Trakya All Stars'la doğup büyüdüğü Kırklareli'ne yeniden döndü Kültür Servisi - Perküsyon ustası Burhan Öçal yurtdışuı- da geçirdiği 25 yıldan sonra yaşamının en önemli projesi ölan 'Trakya All Stars' (Kırk- lareli îl Sının) ile doğup büyü- düğü Kırklareli'ne yeniden dön- dü. Geçen günlerde ekibiyle bir- likte Harbiye Açıkhava Tiyat- rosu'ndaki konserde albümü- nün tanıtımını yapan sanatçı, yeni albümünde farklı isımle- ri buluştunıyor. Farklı yörelerde yaşayan us- ta Roman müzisyenlerle, or- yantal - elektronık müziğin önemli temsilcilerinden Fran- sız yapımcı ve müzisyen Smadj, Sting, Santana ve Joe Zavvinul gibi isımlerle çalışmış Hintli gitar \irtüözü AmitChat- terjee ile renklenen çalışma, Öçal'ın hayalindeki albüm. Projeyi gerçekleştirmek için 3 yıl boyunca Trakya'daki ne- redeyse tüm çalgıcı kahveleri- ni dolaşarak Lüleburgaz, Çor- lu ve Krrklareli'den 11 usta Ro- man müzisyeni ve Türk Ro- man geleneğinde zor bulunan trompet sanatçısı Sonıalı Saffet'i de topluluğuna alan sanatçı, 'Ferace' ve 'Melike'yi seslen- diren Yüksel Zar'ı da yoğun aramalan sonucunda keşfet- miş. Albüm repertuvarı Sela- nik'ten göç eden Romanlann getirdikleri anonim parçalann yam sıra Burhan Öçal'rn doğ- duğu mahalleden esinlenerek bestelediği 'KarakaşMahalle- si' ve dört davul dört zurna ile kaydedilmiş bir kültür mirası ni- teliği taşıyan 'Güreş Ka.a- sı'ndan oluşuyor. Hintli gitar ustası Amit Chat- terjee'nin büyüleyici vokali, ünlü yapımcı müzisyen Jean Pierre Smadj'ın sınır tanıma- yan elektronık altyapılan da albüme a>n bir rerık katıyor. Kayıt ve miksleri İTÜ MIAM \'e Paris Boxson Stüdyosu'nda yapılan albümdeki tüm araj- manlar da Öçal'a ait. Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Cumhuriyetlc ı t a p I a r ı Cumhuriye! Şansın Tüzün Necati Cumalı HAVANALI İSA SUSUZ YAZ k ı Erdoğan Aydın NASIL MÜSLÜMAN OLDUK YENİ ÇIKTI Bazen gidilemeyen bir şehir, daha deıin izler bırakır insanda; yaşanamayan bir aşk gibi tıpkı Bir şehir aşığtyım ben... Bir gönül gezgıni olarak nereye gidirsem gideyım. her zaman en büyiik ve tek aşkım olarak kalacak şehrim içinse tek bir sözüm var: Daima haremindeyim tstanbul... " CumhUftyet Çag Pazarlama A Ş. Türkocagı Cad. No:39/41 *. kitap kUİÜbÜ (34334) Cagaloğlu-lstanbul Tel.(0212) 514 01 96 14.BASKI ÇIKT* Suyun paylaşımı ekseninde cereyan eden; fonda kırsal geleneklerin sorgulandığı "Susuz Yaz". smemaya uyarlandıf ında, hâlâ Türk sinemasının en ıyi 10 filmi arasında sayılmasrnı sağlayan bir başan elde erti. 1964 yıh Berlin Film Festivalı'nde büyük ödül Altın Ayı'yı ülkemize kazandırdı. 16.BASKI Bugünü anlamak ve demokratik bir Türkıye yaratabılmek için doğru bir tanh bılıncıne sahıp olmamız gerektığmden hareketle Erdoğan Aydın, bu kıtabında, Türklerin Müslümanlaştınlmasının dramatık öyküsünü ve bunun toplumumuza etkilennı gün ışığına çıkanyor. YAZ1 ODASI SELİMILERİ Hüseyin Rahmi'nin Heybeliada'sı (3) Heybeliada'da, kalabalıktan o kadar uzaktayken bile, zaman zaman sinir oynatıcı tartışmalaria uğ- raşmak durumunda kalan romancımızın frenleyici- si, biricik arkadaşı Miralay Hulusi'dir. Tartışma, Necip Fazıl'la Hüseyin Rahmi arasın- da. Necıp Fazıl'a okkalı yanıt... Hüseyin Rahmi için harikulade bir monografı ya- zan Reflk Ahmet Sevengil meselenin büyümesin- den çekiniyor. Hulusi Bey şöyle diyecektir "Bendeniz, Rahmi Bey'in verdiği cevabı hiç mü- nasip görmüyorum. 0nun içindir ki akşam gazino- da müsveddeyi size verdirmemek istedim. Mese- le alevlenecek, imzalannı gazetede gönvek isteyen- lerden birçoklan münakaşaya kalkışacaklar. Müs- veddeyi mürettiphaneye vermemeniziricaederim, Rahmi Bey'e söz anlatmak cihetini bendenize bı- rakınız. 0, çok güzel bir roman yazmakla meşgul- dür. Bu meşguliyeti sektedar etmeyelim." Gerçekten güzel romanlaryazan Hüseyin Rahmi, vurguladığım gibi, çalışırken kesin bir sessizlik is- tenmiş. öksürüğe tıksırığa bile katlanamıyor. Heybeli'nin bu yüksek köşesinde insan sesi pek işitilmiyor ama, arsız kediler kıyameti kopartmakta. Horoz ötüşleri de cabası. Hüseyin Rahmi, yengesi Aliye Hanım'a sesleni- yor "A//ye Hanım, Aliye Hanım, rica ederim, şu ke- diler deminden berikavga ediyohar, susturuverin!" Ne var ki, gün gelecek, gülümseyişler, sevinçler, o korunaklı, fanus altındaki yaşam ebediyen söne- cektir. Hulusi Bey de, Aliye Hanım da Hüseyin Rah- mi'yi yalnız bırakırlar. Onlar şimdi Heybeliada'nın Abbaspaşa Mezarlı- ğı'nda, serviler altında, Büyükada'ya ve Marma- ra'ya karşı, sonsuz uykulanna dalmışlardır. Yanm asırlık arkadaşının mezar taşına Hüseyin Rah- mi'nin içli sözleri yazılır: "Burada uyuyor Mütekait Hulusi Bey 1860-1933" Hüseyin Rahmi, "Bizi doyuran toprak nihayet bi- zimle doyuyor, çok hasis alacaklı" demekten ken- dini alamaz. "Gönülleri mezartara gömülü ne kadar sağinsan var!.." Otuz bir yıl Heybeliada'sında yaşayan üstat artık buralarda duramaz. Her yerden anılar üşüşür. Yağmurun boyuna yıkadığı çamlar çıldırtıcıdır. Gökten sanki damla damla kasvet yağmaktadır. Romancı dayanamaz. Kalabalığı içinde tek başına kaldığı yurdundan bir süre için aynlır. Leyleklerin göçtüğü, kırtangıçlann uç- tuğu ehramlara gider. Gözyaşlarını biraz da çölün kızgın kumlan üstüne serpmek istemektedir. Ehramlar, Mısır oyalamaz. Dönüşte, bütün zamanlarını, anılarına, Miralay Hulusi'yie Aliye Hanım'ın mezarlarını ziyarete adar. 1944'te arkadaşının yanındaki mezara gömecek- lerdir Hüseyin Rahmi'mizi. Mezar taşı mermerden yapılmış yedi kitapmış. Yazık ki ikisi kırılmış, yok olmuş. Tesadüf, Şıpsev- di, Mürebbiye, Iffet, Şık yerli yerinde. Diğer ikisi hangi romanlardı? Köşk, artık müze. Bir sokağın, bir okulun adı Hü- seyin Rahmi Gürpınar. Hüseyin Rahmi için birçok yazı yazdım. Onu ve özellikleeserini yaşatmak istedim. Yaman bir yazar: ölümünden uzun yıllar sonra da, roman kişileri ara- mızda yaşıyor, romanının kişileri. Geçen yıl bazı mektuplan yayımlandı, özel mek- tuplar. Biri, Miralay Hulusi'nin ailesine yazılmıştı, acı, can sıkan bir mektup. Mutluluk gibi görünen yaşan- tılann ardındaki yıkımı söylüyordu... Takvimde h Bırakan: "Pek aşikâre, bu bir hastalık; fakat ne zarar" Tev- fik Fikret, "Süha ve Pervin", 1897. Digital dünyaya davet • Kültür Servisi - Fototrek Nikon Fotoğraf Merkezi ve Digital Photoline dergisi işbirliğiyle düzenlenen 'Digital Fotoğraf Semineri' bugün başlıyor Cuma akşamlan 19.00-21.00 saatleri arasında yapılacak ve 4 hafta sürecek olan seminer boyunca katılımcılar, Fototrek Nikon Fotoğraf Merkezi'nin fotoğraf makınelerinden yararlanabilecekler. Seminerde 'Digital Fotoğrafa Giriş', 'Digital Fotoğraf Makinelerinin Özellikleri', 'Digital Makineler ile Çekim Teknikleri' ve 'Bilgisayarda Görüntü Düzenlemeleri' yer alıyor. (0 212 251 9014) K Ü L T Ü R * Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I " Cumhurryet Çağ Pazarlama A Ş Turkocağı Cad No:39 41 ^. kitap kUİÜbÜ (34334) Cağaloğlu-İstanbul Tel (0212) 514 01 96 ~ Cumhurtyel Çağ Pazarlama A Ş. Türkocafı Cad. No:39 41 ^ kitap kulübû (34334) Cağaloğlu-İstanbul Tel:(0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle