Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JljJvi_liM vJİVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLER
• İPANÂ. içinde ıki
doktor ve ıki hemşirenın
görev yaptığı mobil
muayenehane ıle
ziyaretçılerin diş
kontrollenni ücretsız
olarak gerçekleştiriyor.
• METROGROUP
tarafından düzenlenen
serbest temalı 1. Kısa
Fılm Yanşması'na
katılımlar 3 Ekim
tarihinde son buluyor.
• RAŞAKSİGORTA,
Dardanel Su Crünleri'ne
ait Antalya-Gazipaşa'da
bulunan orkinos üretim
çiftliğıni 10 milyon dolar
temınatla eüvence altına
aldı.
Özelleştirmenin mutlaka yapılacağını vurgulayan THY Genel Müdürü Gündoğdu:
Bloksaiışuzakolasılık
• EMİRATES, 16
Ağustos-15 Ekim tarihleri
arasında seyahat eden
yolculanna,
Uzakdoğu'nun önde
gelen otel zinciri Shangri-
La'da ücretsiz konaklama
alternatifini sunuyor.
• GOLDAŞ, erkekJere
özel tasarladığı takı ve
aksesuvarlarda. satranç
taşlan ve iskambil
kâğıtlannı kullanarak
yeni bır koleksıyon
hazırladı.
• ESSE mağazalan.
genış kapsamlı ve pratik
"evlılik lıstesi" hızmeti
ile yeni evlenenlere telaşlı
günlennde kolaylık
sağlıyor.
• BIELLA takı ve
aksesuvar mağazası, tüm
ürünlerinde geçerli olan
ve eylül ayı sonuna kadar
devam edecek indirim
kampanyası ıle
görünüşüne Özen gösteren
hanımlara geniş seçim
olanağı sunuyor.
• CLUBCYRISTAL
MUTOtel, 15 Eylül
2003-30 Nisan 2004
tarihleri arasında,
"emeklıye ucuz tatil
kampanyası" adı altında,
emekJilere uygun fiyat
seçenekleri sunuyor.
BEHZATBARIŞ
Türk Hava Yollan (THY)
Yönetim Kurulu Başkanı ve Ge-
nel Müdürü Abdurrahman Giin-
doğdu, THY'de özelleştirmenin
mutlaka yapılacağını behrterek,
özelleştirmede blok satış ya da
halka arzla ilgilı henüz bir kara-
ra vanlmadığını söyledi. Gün-
doğdu, filonun büyütüleceğini
ve bu nedenle uçak fiyatlannın
da buna bağlı olarak düşürülece-
ğini belirtti.
THY Genel Müdürü Abdur-
rahman Gündoğdu, göreve gel-
diği 6 aydan bu yana yapmış ol-
duklan projeleri ve buna bağlı
olarak ileride yapacaklan faali-
yetleri birer birer açıkladı.
İndlrlm mümkün
Gündoğdu, yapmış oldukJan
araştırmalar sonucu yüzde 100
doluluk oranıyla uçabilmek için
fiyatlarda yüzde 30 cıvannda in-
dirim yapmanın mümkün oldu-
ğunu anlattı. Genel müdür, filo-
nun yaşımn ortalama 7 olduğu-
Gündoğdu, THY'nın özelleştınlmesınde blok satış
ya da halka arzla ilgilı henüz bir karara vanlmadığını,
ancak blok satışın spekülasyonlara neden olduğunu
bildiklerini ve bu yöntemi çok düşünmediklerini söyledi.
Gündoğdu, yüzde 60 doluluk oranı ile uçtuğunu, indirim
yapıldığı takdirde yolcu kapasitesini karşılamak için filonun da
buna bağlı olarak genişletılmesı gerekeceğini söyledi.
nu belirterek, bunun dünya orta-
lamasının altında bulunduğunu
ifade ettı. Gündoğdu, "Amacı-
mız ve arzumuzfiJoyudaha da
gençleştirmek. Çünkü yaşlandık-
ça bakım maiiyederi çok arnyor"
diye konuştu.
Gündoğdu, uçak bileti fiyatla-
nnın düşürüleceğini ve bunun
yanında THY filosunun yüzde
20 büyütülmesi konusunda çok
istekli olduklannı belirtti. Genel
Müdür, THY'nın Türkiye'de
yüksek gelir sevıyesine sahip
yolcular tarafından kullanıldığı-
ru söyleyerek hedeflerinin bu se-
viyeyi orta sınıfa indirmek oldu-
ğunu vurguladı.
Abdurrahman Gündoğdu.
THY'ye ait uçaklann yüzde 60
doluluk oranı ile uçtuğunu belir-
terek yüzde 30 oranında indirim
yapıldığı takdirde, yolcu kapasi-
tesini karşılamak için filonun da
buna bağlı olarak genişletilmesi-
nin bir mecburiyet olduğunu
söyledi.
Gündoğdu, THY'nın özelleş-
tırilmesinde blok satış ya da hal-
ka arzla ilgili henüz bir karara
vanlmadığını söyledi.
Blok satışın spekülasyonlara
neden olduğunu bildiklerini ve
bu yöntemi çok düşünmedikleri-
ni ifade eden Abdurrahman
Gündoğdu, "OzeUeştirmede şir-
ketin yüzde 50'sinden fazlasının
sablması düşünülüvor. Yasaya
göre ise hisseierin yüzde 40'tan
fazlası yabancıyaünmcıya satıla-
mıyor. Blok saüş düşünülmüyor.
Fakat halka arz için şirketin kâr
ediyor olması lazun.
Bu zamana kadar vüz nıihon-
larca doiar zarar etmiş olan şir-
ket ilk defa geçtiğimiz
yıl 10 milyon dolar kâr
etmiş. Bu çok düşük
bir rakam, verimliliği
artnrmak için ça-
uşmalarunız
devam et-
mekte" de
di.
Türk
Hava
Yollan
dünyada
71 nokta-
ya ve yak-
laşık 50 ül-
keye uçmakta
En çok yolcu-
nun da Lond-
ra'ya taşındıöı
THY'de, ulus-
lararası rezer-
vasyon şırketle-
nnden alınan
bilgilerle, farklı
noktalara uçuş
seferlennin k I
nulması plar,
lanmakta.
Behzat
Banş
TH\
Müdürü
(sağda)üe
^özeUeştirmey
konuştu.
DTM
Girişimciye
Çin rehberi
ANKARA (AA) - Dün-
yanın önde gelen ekono-
misi olma yolunda ilerle-
yen Çin ile işbirliğı, Türk
firmalanna da cazıp gelır-
ken, Dış Ticaret Müsteşar-
lığı(DTM)*ÇinîşKültü-
rü AraştırmasT yaptı.
Buna göre Çin'de iş dili
"Çince" oiduğundan ter-
cümanın çok büyük öne-
mi bulunuyor. Ülkede ilk
görüşmeler genellikle tö-
rensel oluyor ve ış görüş-
melerine çok az vakit ay-
nhyor. Çin toplumunun
tüm üyeleri, resmı olarak
eşit kabul edilmesine rağ-
men, üstlere ve yaşlılara
itaat, Çin iş hayatının ya-
pısında önemli bir faktör.
Bu nedenJe ülkede yaş ve
rütbeye büyük saygı gös-
teriliyor. Görüşme \ e mü-
zakerelenn ciddiyet ıçin-
de yapılması da görüşme-
lerin olumlu sonuçlanma-
sı açısından önemli.
Irak'ın hurdası
Iskenderun da
ABD'nin işgali altındaki
Irak'ta, Saddamın ordusunun
savaş sırasında hurdaya çıkan
malzfmeleri İskenderun'da
eritilerek demir haline
getirilecek. Irak'ın çeşitti
kentkrinden getirilerek
Zaho'da toplanan askeri hurda
malzemeler Habur, Sınır
Kapısı'ndan geçirilerek TCDD
tskenderun Linıanı'na
getiriliyor. tskenderun Limanı
Müdürtüğü \etkilileri, limanda
miUileştirüecek askeri hurda
maJzemelerin, ülke içerisindeki
haddehanelere satılacagını
belirttiler. Zaho'da aldıklan
yükle TCDD İskenderun
Linıanı'na giren yaklaşık 90
kamvon şoföründen Şanaurfah
Nuri Çoban, BM yardımı
kapsamında Irak'a gıda
maJzenusi taşıdıklannı ve
dönerken de hurda
getirdiklerini belirtti
(AKJN BODUR)
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
14 Ağustos'ta ABD'nin kuzeydo-
•• -.' .-•••;/ Bir 'Semptom' Olarak Elektrik Kesintisida'da 50 milyon kişi bir anda elekt-
riksiz, insanlar trenlerde, metroda, asan-
sörlerde mahsur kaldı, trafik ışıkları kesil-
diği için trafik kilitlendi. Çalışanlar korkuy-
la ofislerinden sokaklara döküldüler. Cep
telefonları çalışmadı, uçaklar kalkamadı.
Yazın boğucu sıcağında klima cihazları,
buz dolapları durdu. Daha sonra milyon-
larca dolarlık gıda maddesi bozulacak ve
çöpe atılacaktı.
Bu elektrik kesintisi, ekonomik ve top-
lumsal ilişkileri giderek daha çok iletişim
ağlarına (netvvorks) bağlanan ileri kapita-
list bir toplumun ulaştığı kınlganlığın be-
lirtisiydi (semptomuydu). Üreticı güçler-
le üretim ilişkileri arasındaki, geliştikçe
çözülmek yerine bastırılan uyumsuzluk,
bu kez de bu belirtiyle geri gelmiş, ken-
dini anımsatmıştı.
Serbest piyasa ve teknoloji:
Küreselleşme
20 yıldır dünya çapında küreselleşme-
ci bir "toplumsal mühendislik" projesi-
nin etkısı altındayız. "Toplumsal mühen-
disliğe karşı olmak" adına ulusal ekono-
milerde denetimleri kaldırarak dışa açan,
serbest piyasa aracılığıyla birbirine bağ-
layan yasal, kurumsal uygulamalar, yu-
karıdan aşağıya, gelışmiş ülkelerin ama
özellikle ABD'nin siyasi iradesi, IMF ve
Dünya Bankası'nın zoriamalanyla azge-
lişmiş ülkelerin hükümetlerine dayatılıyor-
lar. Bu madalyonun öbüryüzündeyse, kü-
resel entegrasyonu gerçekleştiren mal,
mali sermaye ve bilgi akışını kolaylaştıran,
hızlandıran iletişim ve bilgisayar teknolo-
jileri var. Küresel entegrasyonun başını
çeken dev şirketler, bu teknolojik gelişme-
nin de başını çekiyor, her iki süreci de
kendi gereksinimlerine göre şekillendiri-
yorlar. Böyle üretici güçler, küresel dü-
zeyde ve yeni teknolojilerin damgasını da
taşıyarak biçimleniyor. Ama ya üretim
ilişkileri, bu üretici güçleri yaşatan top-
lumsal doku?..
Bu "toplumsal mühendislik" süreci
birtaraftan üretim birimlerini, insanlan ve
ekonomik varlıklan belli coğrafi bölgeler-
de yoğunlaştırırken, ülkeleri ve bölgeleri
birbirine sıkı sıkıya bağlıyor. Öbürtaraftan
bu yoğunlaşma sonucunda, elektronik
ağlara dayalı karşılıklı bağımlılık yüzün-
den kimi zaman kendi başına ufak,
önemsiz bir aksama aniden yayılarak ge-
nelleşiyor, tüm sistemi felç edebiliyor.
Toplumsal yapıların aralanndaki ağlar da-
ha sıkı örüldükçe kınlganlıklan daha da ar-
tıyor.
Bu "toplumsal Tiühendislik" ülkeler,
bölgeler ve sınıflar arasındaki ekonomik,
siyasi, teknolojik, askeri eşitsizlikleri de
derinleştirdi, ulusal ve küresel düzeyde
kutuplaşmayı arttırdı. Bu süreç içinde bu
gelişmiş vezengintoplumlann içinde, ile-
tişim ağları
içindeki ki-
mi önemsiz
noktalar,
küresel ku-
tuplaşma-
nın öbür
ucundakiler
açısından
kolay vuru-
labilecek,
vurulunca
da büyük
zarar yara-
tabilecek
hedefler ha-
line geldiler.
örneğin: Bir
uçta, ileri derecede ağlara bağlı, zengin ve
askeri açıdan rakipsiz bir Amerikan top-
lumu ve devleti; diğeruçta iktidarsız, yok-
sul ama yeni teknolojiler sayesinde ade-
ta bir judo güreşçisi gibi, bu zengin top-
lumların zaaflanndan faydalanarak onları
bir anda yere devirebilecek olanaklar
edinmeye başlayan bireyler ve gruplar.
Diğer bir deyişle, zengin ülkelerin "küre-
sel terorizm" dediği olgu...
Karmaşık terorizm ve
özgüriükler
14 Ağustos'taki elektrik kesintisi, ser-
best piyasa kurmak adına yapılan "top-
lumsal mühendislik" çalışmasının. bu
arada baba-oğul Bush ve çevresinin cep-
lerini doldurma çabasının, kaldınlan dene-
timlerin başıboş bıraktığı alanda Enron,
Niagara Mohawk Power Company gi-
bi şirketlerin kâr peşinde koşarken, elekt-
rik şebekesinin sağlıklı işlemesi için ge-
rekli yatırımlann ihmal edilmiş olmasının
yarattığı dengesizliğin aniden bir çöküşe
yol açmasıyla gerçekleşti (Greg Palast,
Paul Krugman, Robert Kuttner, Har-
wey VVaserman - www.commondre-
ams.com). Ancak Prof. Thomas Homer-
Dixon'un Foreign Policy dergısinin
Ocak/Şubat 2002 sayısında ayrıntılı bir
bıçimde anlattığı gibi kolaylıkla biravuç in-
san tarafından, nalbur dükkânlarından sa-
tın alabilecekleri malzeme ve alüminyum
talaşıyla ya-
pılmış basit
bombalarla
da gerçek-
leştirilebilir-
di.
Prof Ho-
mer-Dixon
diyor kı "Biz
iki trend yü-
zünden ko-
lay av hali-
ne geldik:
Birincisi,
teknolojik
gelişmelere
bağlı olarak
bireylerin
veya küçük gruplann, insanlan, malla-
rı tahrip etme kapasitesindeki artış.
Ikincisi, ekonomik ve teknolojik sis-
temlerimizin, hedeflerini dikkatle se-
çen saldırılar karşısında artan koru-
naksızlığı". Bu tahribat kapasitesi ise,
esas olarak üç teknolojik gelişme saye-
sinde artıyor: "Daha güçlü silahlar, ile-
tişim ve bilgi işlemdeki muazzam ar-
tış, silah dışı teknolojileri yıkıcı amaç-
larla kullanabilme olanaklarındaki ar-
tış". örneğin "teröristler" (küreselleşme,
emperyalizm ve kapitalizm düşmanları
olarak da okuyabilirsiniz) internet aracılı-
ğıyla kent planlarına, elektrik, ulaşım ağ-
ları hakkındaki stratejik bilgılere kolaylık-
la ulaşabiliyor, bu haberleşmeleri kolaylık-
la şifrelerle gızleyerek araklarında haber-
leşebiliyorlar.
Prof. Homer-Dixon'a göre bu olanakla-
rı kullanarak hazırianan teröristler, iletişim
erginyfâ tr.net
ağları içinde, dikkatle seçilmiş, kü-
çük ama kritik noktalardan yalnızca
bırkaçına saldırarak ağlann tümünü
felç edebilir, böylece malı piyasalar-
dan ulaşıma, elektrik şebekesinden pet-
rol dağıtımına, haberleşme sistemlerine
kadar çökertebilirier. Bu saldırılann gerçek
bombalarla yapılması da gerekmiyor, ge-
çen haftalarda, bir kez daha şahit oldu-
ğumuz gibi, intemete bırakılan bir virüs ya
da belli bir adrese yönelik bir programla
da sistemleri çökertmek en azından teorik
olarak olanaklı.
Diğer taraftan devletler bu tehlikelere
karşı tedbır almak amacıyla bireyleri, ku-
rumları, ülkeleri açık ya da gızli gözetim
altına alıyor, elektronik ve fiziki denetim
mekanizmaları geliştirmeye girişiyorlar,
yeni yasalar çıkanyorlar. Böylece hem bu
toplumların güvenliği, artan kırılganlığa
bağlı olarak azalıyor hem de buna karşı
geliştirilen önlemler yüzünden özgüriük-
ler kısıtlanıyor. Sonuç olarak küreselleş-
meci "toplumsalmühendisliğin" bir seri
mali istikrarsızlığa yol açmanın yanı sıra,
toplumsal kınlganlığı, can ve mal güven-
liğini, özgürlükleri aşındıran trendleri ha-
rekete geçirdiği de söylenebilir.
Günümüzde, üretici güçlerin ulaştığı
gelişmişlik düzeyi ile bunları kucaklayan,
ışleten toplumsal ilişkiler arasındaki
uyumsuzluk, dayanılmaz bır noktaya
ulaştı. Bu uyumsuzluktan dolayı kapitalist
toplumların kendilerine yönelik sistemi
hedef alan saldınlar karşısında korunma
kapasiteleri giderek zayıflarken zaman
zaman da sistem içi, rastlantısal (kaotik)
devinimlerin etkisiyle kendi kendilerin çö-
kertme olasılıkları da artıyor.
Brecht'in yakın dostu VValter Benja-
min'in bundan yaklaşık 65 sene önce
işaret ettiği gibi bugün de esas sorun,
üretici güçlerin gelişmesinin engelleni-
yor olması değil, gelişmesinin tümüyle
ınsanın denetiminin dışına çıkmış (ser-
mayenin denetimine tabi olmuş- E.Y.) ol-
masıdır. Bu yüzden gereken, daha hızlı
gitmek yerine frene basmak, bu geliş-
meyi durdurmak ve insanı, gereksinim-
leri gözetecek bir biçimde denetim altı-
na almaktır... Bu hızlı gelişmenin, doğal
çevre ve yaşam kaynakları üzerindeki yı-
kıcı etkilerine değinmedik bile. Bir de
bunlan göz önüne alınca... Frene basma-
dığımız takdirde bizleri nelerin bekledi-
ğini hayal etmek bile çok zor...
MAVI AKIM
Ruslar
geliyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Rus yet-
kililer, doğalgaz konu-
sundakı görüşmeleri
sürdürmek için yann
yeniden Türkiye'ye ge-
liyor. BOTAŞ ile Gazp-
rom şırketi arasında ya-
pılacak görüşmelerde,
Rusya'dan alınan do-
ğalgazdakı üç ayn fiya-
tın teke indinlmesi bek-
leniyor.
Görüşmelerde, Rus
gaz şirketi Gazex-
port'un Mavi Akım An-
laşması'nda fiyat olu-
şum formülünün yanlış
yazıldığını öne süre-
rerek, Türkiye'ye yük-
sek fiyattan gaz satmak
istemesi üzerine çıkan
anlaşmazlığın çözüm-
lenmesi bekleniyor.
Gazprom şirketi. diğer
bütün anlaşmalardaki
formülün aynı olduğu-
nu, yalnız bu anlaşma-
da formülün farklı ol-
duğunu belirterek, bu-
nun bir yazım hatası ol-
duğunu ve diğerleriyle
aynı olması gerektiğini
savunuyor.
Gazprom'un iddia et-
tiği gibi formülün de-
ğişmesi durumunda,
Türkiye milyarlarca do-
lan bulan ek bir fatura-
yı da ödemek zorunda
kalacak.
ANKARA PAZARI
YAKLP KEPENEK
AKP'yi Sol'la Yıkamak...
Geçen günlerde ikinci kuruluşyılını kutlayan AKP, bir
bebek gibi, akıl almaz bir sevecenlikle, basın- yayın ta-
rafından kollanıyor ve korunuyor. Bu koruma ve kolla-
manın nedenlerinin irdelenmesi, yaşanmakta olan dö-
nemin gerçek niteliğinin görülmesinin de temelidır.
AKP, iki yıllık ömrünün yaklaşık on ayını hükümet ola-
rak geçirdi; geriye de 14 ayiık bir muhalefet dönemi ka-
lıyor. Partinin bu muhalefet-iktidar süreci, onun temel
özelliklerini ve gerçek kimliğini su yüzüne çıkarmış ol-
malıydı. Ama öyle olmuyor. Basın-yayın, çok, çok bü-
yük bölümüyie, gerçek AKP'yi görmemek ve kamuoyu-
na göstermemek için her şeyi yapıyor. Kendi içinde her
gün polis romanlannı aratır suçlann ve karşılıklı suçla-
malann yaşandığı basın-yayın dünyası, patronlannın
parasal çıkan için, doğruluğu doğruyor; erdemi eziyor;
ahlakı ayaklar altına alıyor. Toplum, geçmişi ve gelece-
ğiyle hiçe sayılıyor; tepeden bakışın, tutarsız ve daya-
naksız tezlere dönüşerek her sabah pazarianması ya-
pılıyor. AKP, içi boş savlar ve desteksiz tümcelerle yu-
muşak baloncuklar gibi havalara uçuruluyor; gelecek
dolarlann sulandırdığı ağızlardan, sabah-akşam, top-
luma kandıımaca, yalan ve dolan akıyor.
• • •
AKP'nin gerçek kimliğini arayanlar, çoğu kez, fili tu-
tan kör özelliği gösteriyor. AKP köriüğünün diğer yön-
leri ve bunlann nedenleri bir yana, bu partinin, kimi ya-
zar ya da düşünürlerce sıyasal yelpazenin solunda gö-
rülmesi başlı başına bir olaydır; bir düşünsel sapkınhk-
tır.
AKP'nin iktidara gelmeden önce kullandığı söylemin
bir bölümü halkı olduğu gibi, kimi yazarlan da yanılt-
mış olabilir. AKP'ye bütüncül bakmayıp birkaç önerme-
sinden yola çıkarak sonuca varmak, yöntem çok yan-
lış olmakla birlikte, bu partinin solda olduğu yanılsama-
sına götürebılir.
Aynca, 1950'lerden bu yana, geleneksel sağ partile-
rin, kimi söylem yanıltmalan ya da Islam'ı siyasetlerinin
bir aracı gibi kullanarak, solda yer alması gereken
emekçilerden oy almış olmalannın, AKP olayında, bu
kez yaşanan çok ağır ekonomik bunalımın da etkisiy-
le, bu partiye sanldıklanndan yola çıkarak, sol konusun-
da yorumlar yapılmasının çok da doğru olmadığı açık-
tır.
Bu noktalar bir yana, on ayiık iktidan sonrasında ya-
pılan bir değeriendirmede bu partiyi solda sayarsanız,
vardığınız sonuç en azından gerçek dışı olur. Neden mi?
Sol denilince ilk adımda anlaşılması gereken, emek-
ten ve barıştan yana olmaktır. AKP iktidan, bu açıdan
hiçbir biçimde olumlu not alamaz; on ay boyunca
emekten yana tek bir adım atmamış; tam tersine, ge-
tirdiği iş Yasası ve bu alandaki diğer düzenlemelerte,
emek kesiminin sermaye karşısında daha da ezilmesi-
nin; ucuza çalıştınlmalannın ve giderek emeğe dayalı
sömürü oranının arttırılmasının att yapısını oluşturmuş-
tur.
Gelir dağılımını çalışanlann yararına düzeltecek yön-
de hemen hiçbir adım atılmıyor. Emekçilerin yararlana-
cağı kamu hizmetleri, özellikle eğitim ve sağlığa ayrı-
lan bütçe ödenekleri, AKP bütçesınde, geçmiş yıllara
göre, daha da azattılmış bulunuyor.
Genel olarak yapılanlar da, emek kesiminin zararına
işleyecek öğeleri içeriyor. AKP iktidan, seçimlerden ön-
ce söz vermesine karşın, milletvekili dokunulmazlıkla-
nna dokunmadı; kayıt dışı ekonomiyi kayrt altına ala-
cak "Mali Milat" uygulamasını bir yana bıraktı; Kamu
Ihale Yasası'nda yaptığı değişikliklerie, eskiden oldu-
ğu gibi, yandaşlannı zengin etmenin ya da kendi zen-
ginini yaratmanın yollannı genişletti. Piyasa kurallannın
işleyişini sağlayacak düzenlemeler yapılmadı; banka
hortumculanndan kaçırdıklan paralann geri alınması ve
Hazine'ye konulması sağlanmadı. Bunlaria da kalınma-
dı, getirilen hızlı özelleştirme düzenlemelerinde, eski-
den olduğu gibi, çalışanlann haklannın korunması yo-
luna gidilmedi.
Basın-yayın takımının solda göstermek istediği bu
AKP, 1 Mart Tezkeresı'nin Meclis'te ret edilmesini, yi-
ne basının bir bölümü ve ABD gibi, bir türiü ıçine sin-
diremedi ve şimdi de, ABD kuyrukçuluğu ile aynı bası-
nın desteği ile Irak'a asker göndermek için çırpınıyor.
Savaş çığırtkanlannı solda saymak tam anlamıyla gü-
lünç kaçıyor!
Böyle bir iktidann solda olduğu savı, yani AKP'yi so-
lu kullanarak aklamaya çalışmak, bılinçli bir şaşırtma-
cadır. Bu savın sahiplerini, yannın tarihçileri nasıl de-
ğeriendirir sorusu bir yana, topluma bugünü sorumsuz-
ca yaşatan basın-yayının yakın zamanda kendisini ak-
laması beklenebilir mi?
Toplum, özellikle bu soruya yanıt anyor.
Anlaşılan basın-yayın aklanmadıkça siyaset-ticaret-
basın yayın üçgeni, şeytan üçgeni olma özelliğini ko-
ruyacaktır.
yakup@metu.edu.tr
Citibank Kredi Kartıyla
hem kazandılar,
hem de Mardinli çocuklarımıza
destek oldular.
Citibank Kredi Kartıyla 2,000,000 Rewards Puanı kazanan talihliler
Asil talihli : Ahmet Avcılar (sıra no: 7283)
Yedek talihli : Pınar Karagülle (sıra no: 9134)
2,000,000 Rewards Puanı kazanma şansınız devam ediyor!
14 Eylül 2003 tarihine kadar siz de katılın,
kazanma şansını yakalayın.
www.citibank.com.tr 444 0 500
Your Citi never sleeps.
cîtîbank
K4nww*yı D*t«y vt K n u t a n - Bu ^ampanva MıHı Pıyango k U m ı mn B. 07IWH-01X0OJ32/W7 4335 sav-l. v« 04JÜ7703 lanhi, xv- >le M^a Akdr Centef Bı.vuUe'e Caö
*3 WO Izerttpe 8CZ30 adres noe T W TI Cı* oar* HJL M«rtWzt Nvm •rtar* HY Türktyt tâerneı Şuöesı Taratmflan dûzetilenmşbr Bu t«-''i* CliDar- Kredi Kar -»la er aı
2000 t.rknişRe^ardsP^r-. 3
ian ,ç tc CT ç«ufc5 ha(U. •çır ZOOO puan«»t twWWM| oMuMyı puamardK' aüjûltcgjırt fcatei «dw Mrt uhıptefi ka-ılan>lır Çekıhşe Ctıbant
KrnlıKan s^n.g«r C ' M n k O r r * ww*ı:Ftıt»Nı_forrü<- 444 0 500 CSPhcme, Otfcanlı Mustm Hızmetlpt ya OaCI ZMnK TeMonda Satq D«partmanı araci^t ıie katnabıf
; e k T î t ' ( a w Diroei 'zz-B ^efcıiı; na»n ıle u ı tjbılme* mümkûndîjc Her br ccCılf; fıaiâı tgn 2000er fi*»ards Puara. Mfvuru sahıbm» btr*tınnl; olOu^u puanlannöan
du5u«ce*tır Tbc am unpanva b fOtr/ıın aynı Utıfcm knutbrı vc İarvıvyatori ıçeren 2 Urtiı tanhte 9cr(MM^triiec«fe Z 1arxit ç«*ı*5tefi ohısmaöa* Her «I çrtıftşte de
«tanc/iîP^n)* lersışıye •«. çe- s'e X^ÎT 2 «*1 2 000.000 R«»»rds P««» veritocefcttr thramıyeolarak k u a n l » puBrtar. çehffi; sonuclannm QazetMe duyurulmasınaan
.e ge-ek ve^ıerın Me"ir«sınz«r ssnra ' hafta ıgndc tadNMrln ClttiMlı Kndl KATtı n* ijlefl«e*tır TaWıl«lwT bzandkları puartarla CS**ı* Btmaros Kataloöu'naa w r
alai d-m -.-e nız-n*tı*rt»n Ğ^üıkier tçn cusnun nttı4ı sûrece en geç 3O/1V03* U d v sadece *44 0 500 GTPhore araotfy ie nparç verebihner H» çefcılışe UAriım
15/07&3 T^raa'Cj ıkınc ;e«< j« k j
1
m M 15,^56/0314/0*03 tarHen ansınaa ger^eKle^HeKtır Çettıiiîlpf arası ıle 2O/O8A13 «eS|IO9ID3 tarfdennde. uat î5.O0'dj Swye
tmatu SOK. d Şâşrnaz Plua Aojyata^ 3)090 sUnöul Türkıyt adr«« 3 t t » r « \_A Uerttez Me« v
ort N.Y -stan&jl TorHı /t Meftaı Şjnsfhdt Noter hunjnmca ger^eUeycektlf
Btr*ioçet(i s^ısorvjçar 2S,'oa'O3 rttncı çe»jl«(ffi sonoçtan oe24/09«3 tar+-ı CLTfuryet Gazetesı rv» yfrr\»ıaracatTr SözVonusu soruclar, tabhaenn CAıbv* neobnde
KavtH cuiuran aa-esle'ine PT
T â r a £ •$ ı« gendcrirc» B>r mektuo ve ayr-c^ ı*ı«f3n srucıl.iîM* ch/¥uru<uca*l«' Kjmperrvava utJlvUnn teMon ve U&K brtgın otarah
Dâşuuru uraiTvid nwr-ira»it JTH% ofduıları Cıtibann Kreflt Kartı tk&n adresı an a^r^cmt" Bıroc îrt.tıjte !4AîW03 asıt. 04/10/03 yMeL «hincı (etuu^e se M/KV03
as'l O3,'1ı C3 ise reOe-" t * 1 ıçın sc» Dffsvuo. suresidır tvnı ;»kılı;te a* kıyyt bırOen larla Ararmye poart «eritenez. Çefcrttje hatılnıak ıçm basvvjru esnumda. Umf o t e *
* ^a üa krec turt oarcurun ûd«n-«sır>3e i3%tna" aroCrtemtef neHeru ıle kartı kapatt oUn kı$ler t M * } e koUamazlar Urt*p kuaroalar gde «ramvetervM alamuiar. Ç t t * j e
wtı ım M-asınila kart *çtk otsa ftt« çeKıt-î sırasır^ «oeı^e p^otı'emı ya Oa kand< ısicğı 4e fcKtı lupalı «an kijılcr cekilqc kaNamavacak, Utılıp kazjndıflı twtırde ne
• ramıyeiern aia^<a,acî*.la'û" lnram-v» p^emn kazan mjsınoan Kayruktana<2H KDV hanç turrı vero> ve yukümtOlûhier Utıiiiıy* *tf)r 18 raûntlzn âûçufcJer çekitlfe
nat lamaj ar Kat ı c kaıafısdiar b»e ı«r3mıv«tennı aanaılar 9L takdırOe i f M ı } lenr»taracjiaıf Çtk lış toolam 10461 (at'tr^ i e ıjerçetüevntît*' Cıtstünl PiJL MerkK) Ne« Vcr*.
NY lsr»nDul T j r t i r t »e'keı 5 J D « rvn tum urunlen le laılı DMvur jlar r »aDultJ ûafıkarır ke*ı<3( de-V endırır*s "îe ve Setı'ledıÇ: zaiijn ıçoöe keiOı ısîfÇtne sûre
necnar^) aır ıf**' yukumlL u^u-tte »madan ae^îJrsb le<:eQ *c^ul ıe jjr-tlara tafiıdır