28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ HABERLER TBMM'nin tatile girmesiyle birlikte parti içinde kurultay ve yerel seçim kulisleri yoğunlaştı CHP'de içmücadelebaşladıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM'nin tatile ginnesinin ar- duıdan CHP'de kurultay ve yerel se- çim hesaplanna yönelik iç mücade- le yoğunlaştı. CHP lideri DenizBay- kal'ın kasım ayında yapılması bek- lenen kurultayda parti vitrinini bü- yük ölçüde yenileyeceği vurgulanır- ken, tstanbul Milletvekili Kemal Derviş'in genel başkan yardımcılı- ğma getirilmesi bekleniyor. Der- viş'in adı yerel seçünlerde Istanbul anakent belediye başkan adayı ola- rak da anılıyor. Bugüne dek büyük kentlerden sa- dece îstanbul'da il kongresi yapılır- ken. bu ay içerisinde Ardahan, Er- zincan, Artvin, Gaziantep, Kars, Te- kirdağ, Trabzon, Kahramanmaraş, Çanakkale, Gümüşhane, Kilis. To- kat, Bartın, Sinop, Yalova ve Ispar- ta il kongreleri yapılacak. Kurultay tarihi henüz kesinleşmemesine kar- şın, kasım ayında yapılması plania- • Kasım ayında yapılması planlanan kurultayda İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'in genel başkan yardımcılığına getirilmesi bekleniyor. Istanbul belediye başkan adayı olarak da adı geçen Derviş'in ekibini yönetime taşımak istemesi durumunda, parti içinde ciddi sıkmtılar yaşanabileceği vurgulanıyor. nıyor. Baykal'ın yerel seçimlerden önce kurultayın yapılmasını istedi- ğine dikkat çekildi. Ancak. referan- dum olasılığının ortaya çıkması du- rumunda yerel seçimlerin öne alına- rak referendumla birleştirilmesinin gündeme gelebileceği. bunun da ku- rultay tarihinin seçimlerin sonrası- na kalmasına neden olabileceği vur- gulandı. Yenl vitrln mücadelesi İl kongrelerinde partinin kurul- tayda belirlenecek yeni "\itrin"i için yoğun bir mücadele yürütülü- yor. Genel Sekreter Önder Sav'ın kongrelerden güçlü çıktığı vurgulan- dı. Yönetimde görev almak istedi- ğini açıklayan Istanbul Milletveki- li Kemal Derviş'in kurultayda par- ti meclisine aday olacağı ve genel başkan yardımcılığına getirilmesi- nin planlandığı kaydedildi. Derviş'in partideki son istifalardan sonra Do- ğu ve Güneydoğu milletvekillerini arayarak "Istifa etmeyin" çağnsın- da bulunduğu öğrenildi. Derviş'in "eldbini" yönetime taşımak isteme- si durumunda, parti içinde ciddi sı- kıntılar doğabileceği vurgulandı. Derviş'in adı yerel seçimlerde İstan- bul belediye başkan adayı olarak da anılıyor. Yerel seçimlerde aday ola- caklann il ve ilçe örgütlerinde gö- rev almamalannın kararlaştınlma- sı nedeniyle kongreler. belediye baş- kan adaylannın netleşmesi açısın- dan da gösterge olacak. Baykal'ın yerel seçimleri çok önemsediği, bu nedenle aday belirlenirken en yakı- nındaki örgüt yöneticilerini bile dev- re dışı bırakmayı göze aldığına dik- kat çekildi. Izmir'den sonra, önümüz- deki süreçte diğer bazı büyük kent- lerde de benzer sıkıntılar yaşanabi- leceği vurgulandı. İzmir'de Plriştina CHP'nin şu anda sadece tzmir adayı kesinleşmiş görünüyor. İz- mir'de Ahmet Piriştina'nın aday gös- terilmesine kesin gözüyle bakılır- SHP'DEN UYARI Sağlar: AKP'nin hedefi laiklik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar. AKP hümüketinin eğitim alanında yeni yasal düzenlemelerde "laik ve demokratik anlavişı ortadan kaldırma" amacında olduğunu söyledi. SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar yaptığı yazılı açıklamada, hükümetüı eğitim alanında giriştiği yeni düzenlemelerin temel hedefinin, türbanı serbestleştirmek ve imam hatip liselerinden mezun olanlann bütün fakültelere girişini kolaylaştırmak olduğu uyansında bulundu. Fakir öğrencilerin devlet tarafından özel okullarda parasız okutulması düşüncesinin temelinde, "tarikat okullaruun meşrulaşünlmasının" yattığına işaret eden _ _ , SHP Genel ! Sekreteri Fikri Sağlar, şunlan kaydetti: "AKP iktidan,bu öğrencileri okutmak istiyorsa; bu öğrencikr, devlet okullaruıda burs verikrek okutulabilir. Bu kapsamlı çahşmalann hedefi, laik ve demokratik anlayışı ortadan kaldırmakür. Bu anlayışuı daha fazla vaygmlaşmasL, ülkemizdeki demokratik ve laikbitinçte onanlmaz varalar açacakür." SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, "OzeBeştirme Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıhşını yapoğı hastanenin >alanında DEHAP bayraklan ve pan- kartlar açarak protesto gösterisi yapmak isteyen 40- 50 idşüik gruba polis müdahale etti. (Fotoğraf: AA) Erdoğan 'a DEHAPprotestosu Istanbul Haber Servisi - Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de bankasmın kasasuıı tamamen boşalttıklan halde hâ- lâ caka satanlann bulunduğunu be- lırterek, "Bunlar, bunun bedeüni devlete ödetirken hâlâ ha>a etmi- yorlar" dedi. Başbakan Erdo- ğan'ın Ümraniye'de Özel Erdem Hastanesi'nin yeni binasının açı- lış töreninde yaptığı konuşma sı- rasında hastanenin yakınlannda protesto gösteri yapmak isteyen DEHAP'h grup polisin müdaha- lesiyle dağıtıldı. Erdoğan, oğlu Bilal'in nikâh töreni öncesinde Ümraniye'de Özel Erdem Hastanesi'nin yeni bi- nasının açılış törenine katıldı. Başbakan Erdoğan, ülkede hor- tumlann kesilmeye başladığını, bundan da rahatsız olanlar bu- lunduğunu ifade ederek, konuş- masına şöyle devam etti: "Bankasının kasasuıı tamamen boşalmklan halde,Türkiye'de ha- la caka satanlar var. Ve bunlar, bunun bedefini devlete ödetirken hâlâ hayâ etmiyorlar. Devlet şüp- hesizdir ki güvenceskfir. .\ma bu geçmişin bedeüdir. Ama çok kısa zamanda buna yönelik ciddi ted- birkri almak suretiyle adunlan- mızı atacağız. Çünkü 3-5 ktşinin sunstimaOerini 60-65 mihonun öderoemecburiyetiobmaz.Bunun önünü kesmek mecburiyetinde- yiz.Bununadnnlanni daatacağE." Erdoğan'ın konuşması sırasın- da, hastanenin yaklaşık 50 met- re uzağında 40-50 kişilik bir grup, DEHAP bayraklan ve pankart- lan açarak, protesto gösterisi yap- mak istedi. Grup, polisin müda- halesiyle dağıtıldı. • SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, AKP'nin eğitim alanında giriştiği yeni düzenlemelerle 'tarikat okullannı meşrulaştırmaya' çalıştığını ileri sürdü. ken: Istanbul ve Ankara için çok sa- yıda isım kulislerde dolaşıyor. An- kara için adı geçenJerden ATO Baş- kanı Sinan Aygün'ün "CHP sol par- ti değü" açıklaması parti yönetimi- nin tepkisine yol açtı. DSP'li Eski- şehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılnıaz Büyükerşen ve Ankara mil- lervekillerinden Yılnıaz Ateş'in adı da Ankara belediye başkan adayı olarak kulislerde dile getiriliyor. Doğan dengelerl değlştlrdl Gaziantep Belediye Başkanı Ce- lal Doğan'ın CHP'den istifa etmesi ve AKP'ye geçmeye hazırlanması Gaziantep'teki dengeleri değiştirdi. CHP'nin bu ilde Gaziantep Millet- vekili Mustafa Ydmaz'ı aday göster- mesi bekleniyor. YTP'den CHP'ye geçen HasanGenücinın de Zongul- dak belediye başkanlığına aday gös- terilebileceği bildirildi. YALOVA Vekil ve polisten suçlama YALOVA (Cumhuriyet) - Ya- lova Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 2 polis memuru, kendi- lerine "darpvehakarette" bulun- duğu iddiasıyla CHP Yalova Mil- letvekıli Muharrem tnce hak- kında suç duyurusunda bulunur- ken tnce de, "amaçh olarak ken- disinive partisini yıpratmaya ça- lışuklarT gerekçesiyle polisler- den şikâyetçi oldu. Elmalık köyünde Muharrem Ince'ninyeğeni Gökhanlnce'nin aracının trafik sigortasının bit- mesi nedeniyle bağlanması üze- rine başlayan tartışma karşılıklı suç duyurulanyla devam ediyor. fnce, dün düzenlediği basın toplantısında olayın ardından ye- ğeninin telefonu üzerine Elma- lık Polis Merkezi'ne gittiğini be- lirterek, "Selam verdiğim polis- lergayetlaubali birşekilde bacak bacak üsrüne atmış durumda uzarağun elimi bile tutnıadıkla- n gibi, ayağa bile kaiknta neza- ketini göstennediler. Milletveki- li olduğumu habriatmama kar- şın, bu ciddiyetsizük devam etti. Olay bundan ibarettir" dedi. Polis memurlanndan VeK Pır- lanta ise "darp ve hakarete" ma- ruz kaldıklannı iddia ederek "So- nucu ne olursa olsun, ben de ar- kadaşun da hakkımızı arayaca- ğız" diye konuştu. CHP'li milletvekili Mustafa Gazalcı, kamuoyunu demokratik direnişe çağırdı: OkuHarın satışı aymazbk adı altmda eğitim sistemine sokulmaya çahşüan çağdışı zihniyet, Tatim ve Terbhe Kurulu'ndaki 167 kişhi görevden alarak, her rürlü denetim mekanizmasım etkisizleştirmeye çahşmaktadır" diyerek, "Böylece, eğitim müfredaOnın özeüeştirilmesi sağlanarak, tarikat öğretilerinin rahat bir biçimde ders kitaplanna sokulması hedeflenmektedir" vurgusunu yaptı. Mustafa Gazalcı tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - AKP hükümetinin Milli Eğitim Temel Kanunu'ndaki değişiklikle okullann sahşını kararlaştırmasına tepkiler bü- yüyor. CHP Parti Meclisi ve TBMM Eğitim Komisyonu üyesi, Denizli Mil- let\ ekili Mustafa Gazalcı, yasanın Cumhurbaşkanı tarafindan veto edil- mesini, hükümetin yanlış karardan dönmesini isterken, kamuoyunu da demokratik direnişe çağırdı. Yeni düzenleme Cumhurbaşkanı onayından geçip Resmi Gazete'de yayımlanmadan, Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın satış hazırlıklanna başla- dı^uıı, Denizli'de 200 okulun satış için belirlendiğini \-urgulayan Gazal- cı, eğitimin özelleştirilmesiyle, kamu okullannın satılmasıyla ülkenin eği- timin sorunlannın çözülemeyeceği- ni söyledi. CHPTi Gazalcı, yaptığı açıklama- da, hükümetin, yasa düzenlenirken yalnız kent merkezlerindeki okulla- n satmayı tasarladığuıı, oysa yapı- lan hazırlıklardan ilçe ve köylerde- ki okullann da satış listesüıe alındı- ğının görüldüğünü belirtti. Gazalcı, şöyle konuştu: "Kesinlikle kent merkezlerindeki de, ilçe ve kö>1erdeki okullann saüşı da durdurulmalıdır.Nice emekkrie >a- pılan, çocuklanmızın eğitildiği okul- ian satmakdnayettir. Hükümetin gö- revi okul satmak değfl, yeni okullar yapmakür. Yetişkinlerde 10 milyona yaİan okuma yazma bümeyen var- ken, okuOaşma oranı çok düşükken okullan satmak a\Tnazüknr." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Çocukluğumda yaz geldiğinde, en büyük özlemim yaylaya gitmekti. Tar- sus'un en büyük yaylasıydı Namrun. Şimdi adını, ne manası varsa Çam- lıyayla koydular. Türkiye'nin her ya- nı çamlı yaylalaria dolu, Namrun bir taneydi. Namrun binlerce yıllık bir ad, tıpkı Tarsus gibi. Dedem Emin Bül- büloğlu bakırcıydı. Yaylayı çoksever- di, bu nedenle nisan ayı gelince Tar- sus'taki dükkânını ortağı Agop Gö- çeroğlu'na bırakır, kendisi Nam- run'daki dükkânı açardı. llkokula başlayana kadar ben de an- neannem Dursun ve dedem Emin'le birlikte nisan ayında Namrun'a gi- derdim. llkokula başladıktan sonra ise daha geç gidiyordum. Dedemin bakırcı dükkânında körük çekmeyi severdim. Anneannemle bahçeye so- ğan, sarmısak diker, kuyunun çevre- sindeki nane ve maydanozları sular- dık. Erikleri, kirazlan ağaçlara çıkıp ben toplardım. Akşam olunca da, herge- le ile otlamaya giden ineğimiz döner- Namrun Yaylası'na Ozlem di. Sütünü anneannem sağardı. Yayla'dan önceki durak köyümü- zün yakınındaki bağdı. Babam, arzu- halcilikten kazandığı paraları bağa dökerdi. Bağa, çapa yapacak insan aranır, ilaçlayacak köylülerayartanır- dı. Üzümler olgunlaşınca da üzüm- leri sandıklara istif edecek diziciler aranırdı. Çukurova sıcağının en fela- ket günlerinde bizler bağda çalışırdık. Türkiye'nin ilk üzümü Tarsus bağla- rından çıkar. Bu üzümü kamyonlar- la, Istanbul veAnkara'yagönderirdik. Daha önceki yıllarda trenle gönderil- diğini anlatırlardı. Üzümler îstanbul'da, Ankara'da kaça satılırdı bilemezdik. Ozaman Istanbul'latelefonlakonuş- mak çok zordu. Fiyatları günler son- ra öğrenebilirdik. Bazen o kadar ucu- za satılırdı ki, nakliye masrafını kar- şılamadığı bile olurdu. Köyde oturan bir amcamın 8, di- ğerinin 7 çocuğu vardı. Haziran ve temmuz aylarında, bağlann etrafın- daki derme çatma bağ evlerinde otu- rurduk. Birbirine yakın yaşlardaki çok sayıda çocuk müthiş eğlenirdik. Ge- celeri yıldızlan saymak en büyük eğ- lencelerimizden biriydi. Iki aya yakın süren üzüm gönder- me işi brtince, tasımızı tarağımızı top- layıp Namrun Yaylası'na giderdik. Yayla cennet gibi bir yerdi. Hâlâ da öyledir ya. Namrun Yayla'sı şimdi il- çe oldu. Yazlık bir ilçe olmanın bütün sıkıntılannı da yaşıyor. Tıpkı Adalar gi- bi, diğer tatil kasabalan gibi. Nam- run'un da altyapı sorunlan, finans- man sorunlan var. Geçenlerde Bele- diye Başkanı Mehmet Akın'la ko- nuştuk. Başkan Mehmet Akın'la, yay- lanın güzelliklerini tanrtmak konusun- da anlaştık. Namrun Yaylası, 15 bin haneli bir koca kasaba, yazın nüfusu yüz bini geçiyor. 10'dan fazla semti, semtle- rinde çarşıları, sinemaları bulunuyor. Semtleri arasında 50 yıldır dolmuş çalışıyor. Namrun Yaylası, çam or- manlannın içinde Çukurova'nın sıca- ğından kaçanlann sığınağı. Toroslar'ın en yüksek tepelerinin eteğinde, buz gibi suyu, muhteşem havasıyla bir doğa harikası. Yaz mevsimlerinde ben defırsat buldukça Namrun'a gi- derim. Birkaç yazdır gidemiyorum. • • • Üç yaz önce yine bir Namrun yol- culuğum sırasında bir semt kah vesi- ne gitmiştim. AKP, yayeni kurulmuş- tu ya da kurulma hazırlıklan yapılıyor- du. Kahvede oturan insanlarla siya- si bir sohbete daldık. Kahvenin sa- hibi MHP'liydi. Bir önceki seçimler- de Tarsus'taki iki kahvesini de MHP'nin seçim çalışmalanna tahsis etmişti. Sohbet ettiğimiz insanlardan birisi de DYP Adana il yöneticisiydi. Bir diğeri de ANAP'lıydı. O günlerde bütün bu insanlar AKP'Iİ olduklannı söylediler. Bir kısmı AKP'nin kuruluş çalışmalanna katılıyordu. Küçük bir gözlemdi ama, benim için anlamlıydı. AKP'ye doğru siyasi biryönelimi olduğu belliydi. Bu göz- lem, diğerAnadolu gezilerim sırasın- da da doğrulandı. AKP'ye ve özellik- le Tayyip Erdoğan'a yönelik bir ilgi, Anadolu'nun heryanındagelişiyordu. AKP iktidarı henüz biryılını doldur- madı. Bir yıl dolmadan, bir iktidar partisinin geleceği konusunda sağ- lıklı bir değerlendirme yapmayı sağ- lıklı görmüyorum. Çünkü bu kez tek başına hükümet kuran bir parti var. O nedenle daha sınanması gerekiyor. • • • Yaylaya gidebilirsem, o kahveyi ye- niden ziyaret etmek ve oradaki yurt- taşlann AKP ile ilgili düşüncelerini de öğrenmek istiyorum. 20009 Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Zeytin Ağaçları... Zeytin ağaçları öyle çekiciliği yüksek ağaçlar de- ğildir. Söğüt ağacı gibi dallannı suya salıp akıyormuş gibi durmaz. Kavak gibi dimdik yükselip rüzgârla oynaşmaz. Meşe ağacı gibi kalın gövdesinin üzerinde dal- lanıp budaklanmaz. Zeytin ağacı, kendi halinde, topraktaki yerini bi- lip işine bakar. Alçakgönüllü, çalışkan, her koşulda işini yapma- ya çalışan bir ağaçtır. İşi de zeytin yapmaktır. Zeytin ağacı zeytin ve- rir, işi budur. Ama o zeytin, öyle çok işe yarar bir üründür ki, insanlar onsuz yapamaz olmuşlardır. Zeytin, işlenerek sofralarda ağız tadı olur. Zeytinyağı, hem sağlıklı biryağ olarak yenirhem de çeşitli ürünlerin yapımında yer alır. Bedenin içi- ne de dışına da yararlı bir yağdır. Ünlü 'Akdeniz diyeti' üçlü bir sacayağından olu- şur: Zeytinyağı, balık, şarap. Her üçü de bir yemek- te birleşerek sağlıklı bir diyet oluştururlar. Zeytinyağında, tekli doymamış yağ asidi vardır, bu da sağlık için yararlıdır. Ama biz zeytin ağaçlannın değerini bilmiyoruz. Ülkemizin kıyı bölgelerinde zeytin ağacı yetişi- yor. Trakya'da, Ege'de, Akdeniz'dezeytin ağacı da doğal olarak zeytin ve zeytinyağı üretimi de büyük önem taşıyor. Akdeniz ülkeleri içinde Ispanya, Italya, Yunanis- tan'dan sonra geliyoruz. Ama artık zeytin ve zey- tinyağı üretimi içindeki payımız giderek düşüyor. Çünkü, zeytin ağaçlarını kesiyoruz. Once turistik tesisler yapmak için kesildi zeytin ağaçları. Görkemli turistik tesisler yapıldı, zeytinden de zey- tinyağından da vazgeçildi. Sonra "Aman turist gelmiyor" diye fiyatlar dü- şürüldü, ne yapılacağı şaşmldı ama artık zeytin ağaçlan yoktu. Daha sonra ortaya maden şirketleri çıktı. Onlar da yeraltındaki madenleri çıkarmak için zeytin ağaçlarını kesmeye başladılar. Insanoğlu, toprağın altını üstüne düşman etti. Ormanlar, SİTalanlan, 'orman vasfınıkaybetmiş' etiketi takılan topraklar satılıyor, veriliyor, yağma- lanıyor. Ama birşey hep unutuluyor. Doğa, ona verdiği- niz zaran size ödetiyor. Ormanlan kesiyorsunuz, düne kadar bereketli yağ- mur olan sular artık sel olup sizi sürüklüyor. Beklemeniz gerekirken beklemediğiniz bir dep- rem, size yaptığınız bütün yanlışlan faizleri ile öde- tiyor. Doğa, yaptığınız iyilikleri de yaptığınız kötülük- leri de katlanyla size geri veriyor. Ama insanoğlu, doğanın bir parçası olduğunu unuttu. O, kendi para ve mal hırsı ile kendisinin de parçası olduğu doğayı yağmalıyor. Bütün uyarıla- ra kulak tıkıyor. Bütün doğal kaynaklan tüketiyor ve hiç aldırmıyor. Ama zeytin ağaçlan, kendilerine yapılanlan unut- muyor. Kesimleri, sökmeleri, ona artık tahta parçası iş- lemi yapmalannı unutmuyor. Zeytin ağacı bin yıldır orada idi. Hiçbir insanın ömrü bu kadar uzun değildir. Ama insan, bu kısa- cık ömrü içinde nice zarariar vermekten çekinmi- yor. Zeytin ağacı intikam mı alacak? Hayır, zeytin ağaçlan intikam şarkılan söylemez, onlar barışçıdır. Zeytin ağacı, kesilmeden orayatohumlarbırak- tı, unutmadığı odur. Bir gün zeytin ağaçlannı kesenler gidecekler. Ve zeytin ağaçları yeniden yükselecek ve zey- tinlerini verecek. Onların dostlan onları asla terk etmeyecek... Velayet ve vesayete yeni düzen Çocuğun malkn eğitimineharcanacak ANKARA (AA)- Ve- layet, vesayet ve miras konulanna ilişkin uygu- lama esaslan, yeni Türk Medeni Kanunu'na gö- re düzenlendi. Konuya ilişkin hazır- lanan tüzük, Resmi Ga- zete'nin dünkü sayısın- da yayımlanarak yürür- lüğe girdi. Tüzüğün, "Vefayerve "Çocuğun veMaHannınKorunma- a" başlıklı bölümlenne göre, ergin olmayan ço- cuk, anne-babasının ve- layeti altında bulunacak. Anne baba evli değilse, çocuğun velayeti anne- ye ait olacak. Yasal se- bep ohnadıkça, velayet anne babadan alınama- yacak. Türk Medeni Kanu- nu uyannca, hâkim ço- cuğun korunması için onun bir aile yanına ve- ya bir kuruma yerleşti- rilmesine karar verebi- lecek. Hâkim, anne ba- banın çocuğun mallan- nı yönetmekte her ne se- beple olursa olsun yete- rince özen göstermeme- si halinde önlem alarak gereklı işlemleri yapa- cak. Çocuğun mallan- nnı gelirleri, öncelikle bakımına, yetiştirilme- sine ve eğitimine harca- nacak. Hâkim karanyla ve- layetleri veya malı yönet- me haklan sona eren an- ne baba, hesap cetveliy- le birhkte çocuğun mal- lannı vasiye veya kayyı- ma devTedecek. Tüzüğün_ "Koruma Amacıyla Özgürlüğün Kısıtlanması" başlıklı bölümünde, "tehlike ohışturan" erginlerle ü- gili düzenleme yer aldı. Akü hastahğı, akıl za- yıflığı, alkol veya uyuş- turucu madde bağımlı- hğı, ağır tehlike arz eden buîaşıcı hastalık veya sadece kendi sosyal ve ekonomik durumuyla uyumlu ohnayan ya da sağlığını tehlikeye so- kan bir yaşantı sürme gibi sebeplerle toplum için tehlike oluşturan, kısıtlı olsun veya olma- sın her ergin kişi, bu du- rumdan kurtanlması ve kişisel korunmasının başka şekilde sağlana- maması halinde; teda- visi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuru- ma yerleştinlebilecek ya da bu kurumlarda alıko- nulabilecek. Hâkim, koruma ama- cıyla özgürlüğün kısıt- lanmasına karar verir- ken, özgürlüğü kısıtlana- cak kişiyi de dinleyecek Özgürlüğün kısıtlanma- sına neden olan sebep- lerin kalkması halinde, kısıtlanan kişi durumu uygun hale gelince ku- rumdan çıkanlacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle